Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 05 Ağustos 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Türk sinemasına dil ve yetenek kazandıracak

Bilim Sanat ve Felsefe Akademisi (BSF) Sinema-Televizyon Direktörü Yusuf Kaplan, büyük bir kültürden beslenmeden bir sinema dili oluşturulamayacağını söyledi. BSF, dünyanın en saygın Sinema-Televizyon okullarından Cavendish College London’la ortaklaşa başlattığı Sinema Televizyon Okulunun tanıtımıyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan Sinema-Televizyon Direktörü Yusuf Kaplan, ülkemizde üniversitelerde sadece teorik sinema eğitiminin verildiğini, özel kursların ise teorik bilgiyi es geçerek ara eleman yetiştirmeye yönelik eğitim uyguladığını ifade etti.

Türkiye’de sinemanın temel probleminin bir sinema dilinin geliştirilememesi olduğuna işaret eden Kaplan, Amerikan sinemasının 2500 yıl önceki Aristo felsefesinden, Avrupa sinemasının ise İncil’den beslendiğini hatırlatarak, “Büyük bir kaynaktan, büyük bir kültürden beslenmeden bir sinema dili oluşturalamaz” dedi. Kaplan çok zengin bir kültürümüz bulunduğunu, ancak bundan istifa edemediğimize dikkat çekti.

Sinema-Tv okulu hakkında da bilgi veren Kaplan, okulun 2 yıllık olmasına karşılık, meslek yüksekokulları ile tek benzerliğinin bu olduğunu, eğitim kalitesi ve mahiyetinin ise bu okullardan çok farklı olduğunu kaydetti.

Okulun gerekli bütün teknik donanıma sahip olduğunu ve katılımcıların cihazları bizzat kullanarak öğreneceklerini anlatan Kaplan, okulun teknik altyapının yanı sıra eğitim kadrosuyla da dikkat çektiğini belirtti. Sinema-Tv okulunda Halit Refiğ’den Prof. Dr. Edibe Sözen’e, Mesut Mertcan’dan Ömer Lütfi Mete’ye, Üstün İnanç’tan Nedim Hazar’a kadar pek çok değerli isim bulunduğunu bildiren Kaplan, hedeflerinin “İyi yetişmiş, yetenekli ve heyecanlı bir sinemacılar, televizyoncular kuşağı kazandırmak” olduğunu dile getirdi. BSF AKADEMİ NE YAPACAK, NELER KAZANDIRACAK? • Dünyanın her yerinde geçerli ve saygın bir Cavendish College London diploması veriyor. • İki yıllık eğitimden sonra sektörün her alanında özgün işler yapacak parlak bir kariyer kazandırıyor. • Hem meslekî gelişmeleri yakından takip edecek, hem de dünyanın her yerinde iş imkânlarını arttıracak ileri derecede İngilizce öğretiyor. • Katılımcıların, üniversite öğrenimlerine İngiltere’nin seçkin üniversitelerinde devam edebilmelerini sağlıyor. • Katılımcılara, yetiştikleri alanda özgün işlere imza atmalarını sağlayabilecek bir sinerji ve yol haritası sunuyor. • BSF Sinema-TV’de verilen eğitimle, sinemada ve televizyonda özgün ve evrensel bir dil geliştirebilmenin ipuçları sunuluyor.

Murat ÇETİN - Recep BOZDAĞ

05.08.2006


 

Hasankeyf’i korumak herkesin görevi

Ilısu Barajı’nın tamamlanması durumunda sular altında kalacak Hasankeyf’e sadakat, dayanışma ve sahiplenme amacı ile bir dizi faaliyet düzenlenecek. GAP Belediyeler Birliği Genel Başkanı Osman Baydemir, bölge belediye başkanları, Hasankeyf’i yaşatma girişimi üyeleri, çevreciler, aydın ve gazetecilerin katılımı ile belediye konferans salonunda önümüzdeki süreçte Hasankeyf için verilecek mücadelenin stratejisi tartışılacak.

Belediye önünden tahsis edilen araçlarla belediye önünden halkın Hasankeyf’e ücretsiz olarak taşınması sağlanacak. Hasankeyf’te müzik şöleni başlayacak.

Konuyla ilgili basın açıklamasında bulunan Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, yok edilmek istenen kültürel mirasın tüm insanlığın ortak değeri olduğunu, bu değeri korumak ve sahiplenmenin her bireyin görevi olduğunu ifade etti.

1978 yılında Kültür Bakanlığı 1.derecede sit alanı ilân ettiği Hasankeyf’in şehir dokusunu etkileyecek bir yapılaşmanın 2863 sayılı kültür varlıklarını koruma yasasına göre suç teşkil ettiğini bu nedenle Ilısu Barajı’nın inşasının da hukuk dışı olacağını savunan Girişim, Hasankeyf’in tabiî şekli ile korunmasına yönelik demokratik ve hukuk mücadelesini sonuna kadar sürdürmekte kararlı olduklarını belirtti.

Hasankeyf Yaşatma Girişi açıklamasında şunları kaydetti: “Yıllardır dile getirdiğimiz talebimizi bir kez daha yineliyoruz; Hasankeyf antik kentinin sular altında kalmasına, Dicle Nehri yatağının tamamen bozulmasına, birçok canlı türünün yok olmasına ve binlerce insanın zorunlu göçe tabi bırakılmasına yol açacağından, Ilısu Projesi’nin durdurulması gerekmektedir.”

05.08.2006


 

Beethoven’ın kemanı kutusundan çıktı

Ünlü besteci Ludwig van Beethoven’ın özel kemanı yaklaşık 200 yıl sonra kutusundan çıktı. Alman sanatçı Daniel Sepec, kemanı Beethoven’ın bestelerini seslendirdiği CD’nin kaydında kullandı.

BBC’nin internet sitesindeki habere göre, Beethoven Vakfı, özel kemanın ilk kez bir CD kaydında kullanıldığını duyurdu.

Alman keman sanatçısı Daniel Sepec, bestecinin keman ve piyano sonatlarını seslendirdiği albüm için kemanı kullandı.

Beethoven 1827’de hayata gözlerini yumduktan sonra, 19. yüzyılın başlarına kadar ailesinde bulunan keman, daha sonra bir şekilde Amerika’ya gitti. Uzun yıllar sonra bulunan keman, 1995’te sembolik bir ücret karşılığında Beethoven Vakfı’na satıldı. 1848 tarihinde bir onarım geçiren keman, vakfa geçtikten sonra da bir kez daha yenilendi.

Beethoven’ın kemanının kullanıldığı CD’nin kapağında bu özel enstrümanın tarihi de anlatılıyor.

Ünlü besteci Beethoven, 10 keman sonatı, keman ve orkestra için 1 konçerto yazmıştı. Sanatçının keman üzerine yazdığı, yayınlanmamış bazı çalışmalarının da bulunduğu belirtiliyor.

05.08.2006


 

Kayseri’den Bizans çıktı

Kayseri’nin Yeşilhisar İlçesi Erdemli Vadisi’nde Erciyes Üniversitesi tarafından 2002 yılından beri Kültür Bakanlığı’nın izni ile yapılan araştırmalarda, bölgede Bizans dönemine ait önemli bir yerleşim merkezi olduğu anlaşıldı. Bölgedeki tarihî yapının tahrip edilmesinden endişe ediliyor.

Yeşilhisar’da bulunan Erdemli Vadisi’ne bir inceleme gezisi düzenlendi. Vadide 2002 yılından beri Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ile Erciyes Üniversitesi adına araştırma yapan Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Doktor Nilay Karakaya, basın mensuplarına bölge hakkında bilgi verdi. Yeşilhisar’ın 5 kilometre kuzeyinde bulunan Erdemli Vadisi’nin, Bizans döneminde önemli bir yerleşim yeri olduğunu belirten Karakaya, vadide çok sayıda araştırılmamış kilise ve sivil yapının bulunduğunu söyledi.

Bölgenin tanıtılması ve restorasyon çalışmaları için kaynak aktarılması gerektiğini dile getiren Nilay Karakaya, bölgenin ülke için önemli bir turizm potansiyeli olabileceğini belirtti. İnceleme gezisine Erciyes Üniversitesi bünyesindeki Kapadokya Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yardımcı Doçent Doktor Şakir Batmaz da katıldı. Batmaz, bölgede yapılan araştırmaların merkezleri tarafından desteklendiğini söyledi.

05.08.2006


 

En çok tarih okuyoruz

İnternette kitap satışı yapan IDèEFIXE’in araştırmasına göre, Türk okuru, tarihi anlatan roman ve araştırmaları tercih ediyor; Türkiye’nin en çok okuyan ili de İstanbul.

IDèEFIXE sitesi, 6 aylık satış rakamlarını kapsayan “Türkiye Ne Okuyor?” başlıklı bir araştırma yaptı. Şehre satılan kitap adedi, toplam satılan kitap sayısı, şehir nüfusu ve toplam nüfusu baz alarak yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, en yüksek okuma oranı İstanbul’da, en az kitap satışı ise Gümüşhane’de ortaya çıktı.

Ankara, İzmir, Antalya, Muğla, Bilecik, Bursa, Edirne, Eskişehir, Kocaeli ve Tekirdağ en çok okuyan diğer iller oldu. Ardahan, Bayburt, Iğdır, Kırıkkale ve Mardin de internette kitap alımında alt sıraları paylaşan iller olarak belirlendi.

05.08.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004