Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Ağustos 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Serdar MURAT

Burnunun dikine Lübnan'a



Dışişleri Bakanı Gül, bölgenin telkincisi olarak Şam’a, “Lübnan’ın içişlerine karışmayın” demeye giderken, İsrail tankları ve topları ile Gazze şeridinde askerî operasyon başlatmıştı.

Sizi bilmem, ama ben, Türkiye’nin BOP sürecinden itibaren bölgenin bilgici edasıyla ortalarda dolaşıp, ona buna akıl vermesinden dolayı rahatsızım.

“Hımm, BM kararlarına uy yoksa” ya da ”Lübnan’a sakın girme ha” gibi bir tavrın, diplomatik ilişkilere uygun olmadığını düşünüyorum. Kim adına, kimi uyarıyoruz ve biz bu yetkiyi nereden alıyoruz?

Amerikan abisine dayılanıp, sağda solda efelik taslamak gibi bir görüntü doğrusu hoş kaçmıyor. Haaa, komşularının zarar görmesini istemeyen sağduyulu bir devlet olarak, onları incitmeyen bir üslûpla akl-ı selîme dâvet edilmesini anlarım. Bize de bu yakışır. Ama Ortadoğu’nun sicil amiri gibi ortalıkta dolaşılması, hiç hoş bir görüntü vermiyor. Çünkü bu üslûp, devletler arası ilişkilere uygun bir üslûp değil. Bunu kayda aldıktan sonra, MGK’ya ilişkin gözlemlere geçmek istiyorum.

Abartıyor muyum, bilmiyorum, ama Lübnan’a asker gönderme konusunda devlet katındaki ilk rahatsızlık işareti geldi.

MGK toplantısından sonra yayınlanan bildiri de, “diplomatik çabaların hızlandırılmasının gerekliliğinin” altı çizilip, tarafları barış yolunda cesaretlendirmenin önemi vurgulanırken, bir şey tamamen yok sayılmış.

Peki yok sayılan şey ne?

BM’nin 1701 sayısı kararı çıkıp, Lübnan’da geçici ateşkesin devreye girdiği andan itibaren hükümet tarafından dile getirilen, Lübnan’a asker gönderilmesi konusu bu.

Kullanılan her kelimenin özenle seçildiği MGK bildirisinde, bu konuya olumlu ya da olumsuz değinilmeyip, hiç söz edilmemesinin bir anlamı olsa gerek.

Yine böylesine kritik bir süreçte, benzer bir MGK bildirisi yayınlanmıştı.

24 saat sonra Meclis’te Irak’a asker gönderme ve Amerikan askerlerini Türkiye topraklarında kabul etme, üs ve limanları yabancı askerlere açma konusunda bir hükümet tezkeresi oylanacaktı.

1 Mart’ta oylanacak tezkereden tam 24 saat önce, 28 Şubat’ta MGK toplantısı yapılmıştı.

MGK’dan tavsiye kararı çıkacak, milletvekilleri de uslu uslu ellerini kaldırıp ‘evet’ diyecek, böylece tezkere kabul edilecek beklentisi hakimdi.

Öyle olmadı. MGK, demokratik standartlara uygun olarak, kararı Meclise bıraktı. O gün 4.5 saat süren toplantıdan sonra yapılan açıklamada, “ABD’nin Irak’a olası askerî müdahalesi konusunda ABD ile yapılan müzakereler ve ulaşılan sonuçlar değerlendirilmiştir” denilmekle yetinilmişti.

Cumhurbaşkanı Sezer’in, “Karar artık meclisindir. Siyasî mülâhazalarla MGK’dan ikinci bir tavsiye kararı beklemek yasaktır” sözleri kulislere yayılmıştı.

AB’ye tam üyelik sürecindeki Türkiye’ye yakışan oydu. Bugün Türk askeri Irak’ta kan banyosu yapmıyorsa, bunun temelinde Meclis’in bu kararının olduğu unutulmamalı.

Irak bataklığı yerine, geleceğimizi Brüksel’de AB’ye tam üyelikte arıyorsak, bilin ki o kapıyı bize açan Meclis’in tezkereyi reddeden iradesi oldu.

MGK bildirisinde Lübnan’a asker gönderme konusunda bir angajmana girilmemekle, aslında Türkiye’nin eli güçlendirildi.

Bakın, bu konuda barış gücünün liderliğine oynayan Fransa dahi, bu gücün görev tanımıyla ilgili muğlaklığa itiraz edip, ABD’deki toplantıda daha açıklık getirilmesini istedi. Fransa’nın bu tavrı sebiyle ABD, İtalya’yı öne sürdü. İtalya ise, Türkiye’nin deniz gücünde de yer almasını istiyor. Deniz Gücü’nün görevi ne olacak? Hizbullah’a deniz yoluyla yardım gönderilmesini önlemek.

Peki bu bizim işimiz mi olmalı?

İsrail kendi yapamadığını, bu güce yaptırmak istiyor. Bu yüzden acele etmeyelim. İlk kalkan dolmuşa binip gidilebilecek bir yer değil. ‘Orası Lübnan’ diye boşuna gırtlak patlatmıyoruz. Her gün yeni bir oyun çıkıyor bu işin altından.

Ayrıca savaşı başlatan biz değiliz. İsrail, Filistin’e girdiğinde bunun bölgeyi yakacak bir ateş topuna dönüşebileceği uyarısında bulunup, uluslar arası camiayı harekete geçiren ise biziz.

O sırada, tüm iyi niyetli çabalarımıza karşı sağır olanlar, şimdi yakıp yıktıktan sonra, enkazı kaldırmak için bizi dâvet ediyorlar. Ama bunda bile samimiyetsizler.

Bölgenin iddialı ülkesi olacaksak Lübnan’da bulunmalıymışız? Külâhıma anlat sen bunları.

Tüm iyi niyetli uyarılara rağmen AKP iktidarı, ABD ve İsrail’in gönlünü hoş etmek için Lübnan’a asker gönderirse, ilk seçimde sandıkta bunun hesabı görülür. Erdoğan’ın çok hevesli olmasına rağmen, Meclis’in sağduyusu sayesinde 1 Mart tezkeresinde ipten dönmüştü AKP .

Şans kapıyı ikinci kez çalmayabilir. Lübnan’a asker gönderme konusunda burunlarının dikine giderlerse, burunları sandıkta sürtülür.

23.08.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.08.2006) - İktidara uyarı

  (21.08.2006) - Kritik gün

  (18.08.2006) - Türkiye'ye İran tuzağı

  (17.08.2006) - Pozisyonumuz ne olacak?

  (16.08.2006) - Doğumuyla birlikte iktidara taşınan bir parti...

  (15.08.2006) - Lübnan Zirvesi

  (14.08.2006) - Mescit avı

  (28.07.2006) - Ekonomi yönetimini dinlerken...

  (26.07.2006) - Lübnan bekçiliği

  (24.07.2006) - Sedir devrimindeki sözler ne oldu?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004