Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Diyanet Ramazan’a hazırlanıyor

Diyanet İşleri Başkan Yardımcı İzzet Er imzasıyla il müftülüklerine gönde-rilen genelgede, 23 Eylül Cumartesi günü ilk teravih namazının kılınacağı, 24 Eylül Pazar günü ise oruca başlanacağı hatırlatılarak, hazırlıklar hakkında bilgi verildi. Genelgeye göre, il ve ilçe müftülüklerince Ramazan’a özel vaaz ve irşad programı hazırlanacak.

Genelgeye göre, il ve ilçe müftülüklerince Ramazan’a özel vaaz ve irşad programı hazırlanacak. Müftülüklerce uygun görünen merkezi konumdaki bazı camiler merkezi vaaz sisteminden ayrılacak, bu camilerde ilahiyat fakülteleri öğretim üyeleri, imam-hatip lisesi meslek dersleri öğretmenleri, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri, emekli müftü, vaiz ve liyakat sahibi imam-hatiplerin vaaz vermeleri sağlanacak.

EHİL KİŞİLER GÖREVLENDİRİLECEK

Yeterli sayıda vaizi bulunan il ve ilçelerde, cemaati kalabalık olan bir camide, Ramazan boyunca öğle ikindi arası sürekli vaaz verilmesini sağlanacağının bildirildiği genelgede, din görevlisi bulunmayan ya da kadro tahsis edilmemiş camilerde de Ramazan boyunca, emekli Diyanet personeli ile imam-hatip yeterlilik belgesi almış olanlara öncelik tanınacak şekilde ehil kişilerce din hizmeti verileceği ifade edildi.

Zorunlu haller dışında Ramazan boyunca hiçbir cami görevlisine izin verilmeyeceğinin de vurgulandığı genelgede, Ramazan öncesinde camilerin temizleneceği, elektrik ve ısıtma tesisatlarıyla ses cihazlarının elden geçirileceği aktarıldı. Diyanet, cemaatin rahatlıkla yetişebilmesi için teravih namazına zaman ayarlaması yapılmasına da izin verirken, imam hatiplerin namazlarda hızdan kaçınması ve teravih namazlarını kısa sürelerle kıldırmaya özen göstermeleri gerektiğini hatırlattı.

MÜTEVAZİ İFTAR SOFRALARINA DAVET

Sözkonusu genelgede bilgi verilen Diyanet’in Ramazan hazırlıkları arasında, kadınlara ayrılan bölümlerin daha geniş ve sağlıklı olması çalışmaları, müftü, vaiz ve diğer görevlilerin, maddi durumu iyi olan vatandaşları, gösterişli iftar davetleri yerine ihtiyaç sahiplerinin gözetildiği iftarları tavsiye etmeleri de yeralıyor.

HZ. ALİ İÇİN MEVLİD

Kadir Gecesi’nde il ve ilçelerde bir caminin ibadet etmek isteyenler için, sabah namazına kadar açık bulundurulacağının da altının çizildiği genelgede, Hz. Ali’nin şehit edilişinin 1345. yıl dönümü olan 14 Ekim Cumartesi günü merkez camilerde mevlid okunacağı kaydedildi.

/ ANKARA

09.09.2006


 

Kanunlar değişti, kafa değişmedi

Avrupa Birliği'ne uyum için kanunlarda önemli değişiklik yapılmasına rağmen, Türkiye’de düşünceyi ifade etmek hâlâ suç. Yeni TCK çıkarıldığında, eski yasanın 159. maddesinin yerine getirilen ve kanunlaşma aşamasında ‘Düşünce özgürlüğünün önünde büyük engel olacak’ uyarılarına rağmen, düzeltilmeyen ‘Türklüğe ve kurumlara hakaret, aşağılama’ya ilişkin 301. madde, son bir yıllık dönemde, ‘düşünce açıklamayı cezalandırmada’ sık sık kullanıldı.

Avrupa Birliği’ne (AB) uyum için kanunlarda önemli değişiklik yapılmasına rağmen Türkiye’de düşünceyi ifade etmek hâlâ suç. Türkiye’de yıllardır hem vatandaşı mağdur eden hem de AB’yle ilişkilerde problem olan “düşünceyi ifade” suçundan bir yılda 100’e yakın kişi hâkim karşısına çıktı, 15 kişi hapis cezası aldı, çok sayıda yayın toplatıldı.

Radikal’in haberine göre, Yeni Türk Ceza Kanunu çıkarıldığında eski yasanın 159. maddesinin yerine getirilen ve yasallaşma aşamasında ‘Düşünce özgürlüğünün önünde büyük engel olacak’ uyarılarına rağmen düzeltilmeyen ‘Türklüğe ve kurumlara hakaret, aşağılama’ya ilişkin 301. madde, son bir yıllık dönemde, ‘düşünce açıklamayı cezalandırmada’ sık sık kullanıldı. ‘Yargı ve temel haklar’ konusunda AB Komisyonu’yla önceki gün başlayan tarama süreci öncesinde Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın 20 Ağustos tarihli verilerine göre bu yıl en az 82 yazar, yayıncı, gazeteci ve aydın, yazıları sebebiyle hâkim önüne çıktı. Bu dönemde gazete, dergi ve kitaplar toplatıldı, internet siteleri engellendi. Bianet’in 2006’nın ilk yarısına ilişkin raporları da, düşünceyi ifadeye karşı yeni TCK’nın 301. maddesi başta olmak üzere çok sayıda maddesinin işletildiğini gösteriyor. İnsan Hakları Ortak Platformu’nun verileri ise bu yöndeki dâvâ sayısının 100’ü bulduğunu ortaya koyuyor. Bir yıllık dönemde sonuçlanan kimi dâvâlarda 15 gazeteci, yazar, yayıncı, sendikacı ve sivil toplum örgütü yöneticisi hapis cezasına çarptırıldı. “Hukukçular Birliği” adlı kuruluşun yöneticisinin yaptığı suç duyuruları dolayısıyla çok sayıda aydın mahkemelere taşındı.

TCK’nın 301. maddesinden verilen mahkûmiyetler, dâvâlar ve soruşturmaların bazıları şöyle:

Yeni Asya yazarı Sami Cebeci, ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ten bir yıl üç ay hapis cezası aldı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce eski TCY’nin 159. maddesi uyarınca verilen altı ay hapis cezasını onadı.

Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, ‘Gayret ve Hamiyet Kalmadı’ başlıklı yazısında ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği’ gerekçesiyle bir yıl hapse çarptırıldı. Ceza ertelenmedi.

Yazar Emine Şenlikoğlu, ‘Burası Cezaevi’ kitabından dolayı eski TCK’nın halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlamasına ilişkin 312. maddesinden bir buçuk yıl ceza aldı, ceza ertelendi.

Aram Yayıncılık’ın sahibi Fatih Taş, ‘Cumhuriyet’i tezyif’ten altı ay hapis cezası aldı.

Bağcılar Savcılığı, İpek Çalışlar’ın ‘Latife Hanım’ adlı kitabıyla ilgili olarak Hürriyet gazetesinde yer alan söyleşi dolayısıyla Çalışlar ve sorumlu müdür Necdet Tatlıcan hakkında ‘Atatürk’e hakaret edildiği’ iddiasıyla dâvâ açtı.

Lagendijk’i de soruşturduk

301. maddenin uygulandığı ilk kişilerden olan gazeteci Rahmi Yıldırım yargılama sonucunda beraat etti ancak kararı Yargıtay’a taşıdı.

ATV’deki ‘Siyaset Meydanı’ programında, 12 Eylül’den bu yana adaletin durumuyla ilgili düşüncelerini açıklayan gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ve programı sunan Ali Kırca ‘eski Ankara 1 No’lu DGM’si Başkanına hakaret’ ve ‘3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası’na muhalefet etmek’ iddialarıyla yargılandıkları dâvâda beraat etti.

Yazar Orhan Pamuk hakkında, 301. maddeden açılan dâvâ 23 Ocak’ta düştü.

Osmanlı Ermenileri Konferansı’nın durdurulmasına ilişkin mahkeme kararını eleştirdiği için Radikal gazetesi yazarı Murat Belge hakkında açılan ‘yargıyı etkileme’ dâvâsı beraatla sonuçlandı. Aynı iddia ve ‘yargıyı aşağılama’ gerekçesiyle yargılanan yazarlar İsmet Berkan, Haluk Şahin, Erol Katırcıoğlu ve Hasan Cemal haklarındaki dâvâ da zamanaşımı dolayısıyla düştü.

‘Vicdani Ret Bir İnsan Hakkıdır’ başlıklı yazısında ‘halkı askerlikten soğuttuğu’ iddiasıyla yargılanan yazar Perihan Mağden beraat etti.

Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Çalışma Grubu Raporu sebebiyle dâvâ açılan eski Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı Prof. İbrahim Kaboğlu ve kurul üyesi Prof. Baskın Oran, beraat etti.

Orhan Pamuk’a açılan davayı eleştirdiği için ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ iddiasıyla yargılanan Radikal gazetesi yazarı Murat Yetkin’e dört buçuk yıl hapis talebiyle açılan dâvâ zamanaşımından düştü.

Beyoğlu Başsavcılığı, Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı Joost Lagendijk hakkında Türk ordusunun PKK’yla savaşmayı sevdiğine ilişkin sözleri dolayısıyla başlattığı soruşturmada takipsizlik kararı verdi.

2 yazıya 10 yıl isteniyor

TCK’nın başta 301. maddesi olmak üzere düşünce özgürlüğüne karşı açılan ve süren dâvâlar ana başlıklarıyla şöyle:

Yeni Asya Gazetesi Yazıişleri Müdürü Faruk Çakır hakkında, Danıştay saldırısıyla ilgili ‘Oyun geri tepti’ başlıklı haber sebebiyle 301. maddeden dâvâ açıldı, ilk duruşma 12 Ekim 2006’da Bağcılar Adliyesi’nde görülecek.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer hakkında yazdığı iki yazı sebebiyle Vakit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak hakkında toplam 10 yıl hapis isteniyor.

‘Baba ve Piç’ romanının yazarı Elif Şafak ve Metis Yayınları Sorumlusu Semih Sökmen hakkında ‘Türklüğü alenen aşağılama’ iddiasıyla açılan soruşturma 14 Haziran’da takipsizlikle sonuçlandı. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, bu kararı kaldırıp dâvâ açılmasını sağladı. Dava, 21 Eylül’de Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak.

Hürriyet muhabiri Sebati Karakurt ile sorumlu müdürler Necdet Tatlıcan ve Hasan Kılıç, ‘Kandil Dağı’ söyleşisinin ‘örgüt propagandası yapacak şekilde yayımlandığı’ gerekçesiyle TMK’nin 6/2 maddesine muhalefetten yargılanıyor.

İşkence soruşturmasında, doktor raporunu yayımlayarak suç işlediği gerekçesiyle Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz’a, yargıyı etkilemekten 20 bin YTL ön ödemeli para cezası verildi. Ancak gazete, bu cezayı ödemeyi reddetti. Saymaz’ın yanı sıra sorumlu müdür Hasan Çakkalkurt ve genel yayın yönetmeni İsmet Berkan hakkında dâvâ açıldı.

/ İSTANBUL

09.09.2006


 

Müzakerelerin başarısı dünya için hayatî önem taşıyor

İngiltere’de yayımlanan günlük ekonomi ve siyaset gazetesi Financial Times’a konuşan Devlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye ile AB arasındaki tam üyelik müzakerelerinin başarısının sadece Türkiye ve Avrupa için değil, bütün dünya için hayatî öneme haiz olduğunu söyledi.

Babacan, Türkiye’nin AB üyeliğinin, AB’nin değer ve ideallerinin Müslüman bir ülkeyle de paylaşılabileceğinin ispatlanmasının açısından bir test niteliği taşıdığını belirtti. Türkiye-AB üyelik müzakerelerinin çökmesinin özellikle İslâm dünyasına gönderilecek son derece tehlikeli bir mesaj olacağını kaydeden Babacan, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Kafkaslar’da Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin yakından izlendiğine işaret etti. Müzakerelerin kesilmesinin dünyanın geleceğini de etkileyeceğini kaydeden Babacan, “müzakerelerin başarısının bütün dünya için hayatî öneme haiz olduğunu” ifade etti. Babacan, Kıbrıs ile ilgili sorular üzerine de, “Türkiye limanların ve havaalanlarının açılması konusunda tek taraflı bir şey yapmayacaktır, bu gayet açık” dedi.

Kıbrıs Rum kesiminin veto hakkını kullanarak AB ile Türkiye arasındaki görüşmeleri kesintiye uğratmanın sorumluluğunu kaldıramayacağını kaydeden Babacan, uluslar arası toplumdan Rumların veto sınırındaki duruşundan geri adım atması için baskı yapmasını da istedi ve “Veto Avrupa’ya çok uyan bir yöntem değil” dedi.

Görüşmelerin kesintiye uğramasının Türk halkının AB’ye olan inancını zedeleyeceğini belirten Babacan, “Türk halkı böyle bir kesintiyi yolun sonu olarak görecektir” dedi. Babacan, böyle bir durumda halkı sorunun Kıbrıs meselesinden kaynaklandığına ikna etmenin de güç olacağına işaret etti.

/ LONDRA

09.09.2006


 

Rehn’den 301. madde uyarısı

Avrupa Birliği’nden (AB) Türkiye’ye yine 301. madde uyarısı geldi. Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinin mutlaka gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek, Avrupa Birliği’nin bu konuda çok hassas olduğunu söyledi.

İlerleme raporunun yayınlanmasına 6 hafta kala Avrupa Birliği yetkilileri ile temaslarda bulunmak üzere Brüksel’e gelen Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’le görüştü. Olli Rehn ile Ali Babacan, ilerleme raporu yayınlanana kadar Ankara’nın atması gereken adımları konuştular. Olli Rehn, TCK’nın 301. maddesinin mutlaka gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek, Avrupa Birliği’nin bu konuda çok hassas olduğunu söyledi.

9. reform paketinin önemine de değinen Olli Rehn, ilerleme raporunun olumlu bir şekilde yayımlanması için bu paketin TBMM’sinden mutlaka geçmesi gerektiğini açıkladı. Dinî azınlıkların hakları konusunda süre gelen sorunları hatırlatan Olli Rehn, AB’ye üye bazı ülkelerin bu konudaki duyarlılıklarını hatırlattı.

Camiel Eurlings raporunu da değerlendiren Rehn, sadece tavsiye niteliğinde olan bir rapor olduğunu söyledi. Buna karşın Türk parlamenterlerin ve resmî yetkililerin AB kurum ve kuruluşları nezninde daha aktif bir tutum sergilemeleri konusunda tavsiyede bulundu. Ali Babacan da Güney Kıbrıs Rum kesiminin Türkiye’ye ve KKTC’ye yönelik tavrını eleştirdi. Babacan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin çözüm istemeyen taraf olduğunu ve hiçbir şekilde yapıcı davranmadığını söyledi.

/ BRÜKSEL

09.09.2006


 

Eğitim ödeneği sevindirecek

Öğretmenlerin hesaplarına 11 Eylülden itibaren 425 YTL eğitim-öğretime hazırlık ödeneği yatırılacak. Sözleşmeli olarak atanan öğretmenler de hazırlık ödeneği alacak.

2006 Mali Yılı Bütçe Kanunu’da göre, öğretmenlerin 2006-2007 eğitim-öğretim yılında alacakları hazırlık ödeneği 425 YTL olarak belirlenmişti. Öğretmenler, geçen eğitim-öğretim yılında 400 YTL hazırlık ödeneği almıştı. MillîEğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda sözleşmeli ve kadrolu yaklaşık 600 bin öğretmen görev yapıyor. Öğretmenlere her eğitim-öğretim yılının başında, belirli bir miktarda “eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği’’ veriliyor.

/ ANKARA

09.09.2006


 

Kitaplar da, kaplar da bakanlıktan

Millî Eğitim Bakanlığı, öğrencilere verilecek 150 milyona yakın ders kitabının kaplanması için, üzerinde eğitici karikatürler ile güldürürken düşündüren sözler ve deyimlerin yer aldığı ücretsiz kitap kapları da dağıtacak.

Konya İl Millî Eğitim Müdürü Halil Şahin, yaptığı açıklamada, 2006-2007 eğitim-öğretim yılının açılmasına sayılı günler kala hazırlıkların tüm hızıyla sürdüğünü, eksikliklerin önemli bölümünü giderdiklerini söyledi.

09.09.2006


 

Büyük şehirlerde derslik açığı var

Eğitim Sen’in raporuna göre, büyük şehirler yeni eğitim öğretim yılına derslik açığı ile giriyor.

2006-2007 eğitim öğretim yılı öncesinde yaptığı araştırmayı rapor haline getiren Eğitim Sen, İstanbul’da ortalama sınıf mevcudu 55, Ankara’da 39, İzmir’de 40 olduğunu, üç büyük şehirdeki ilköğretim kurumlarında ihtiyaç duyulan derslik sayısının ise toplam 117 bin olduğunu açıkladı.

Türkiye’de 24 öğrencili sınıflar ve tam gün eğitime geçilebilmesi için ilköğretimde 136 bin, ortaöğretimde 41 bin olmak üzere toplam 173 bin derslik yapılması gerektiğini belirten Eğitim Sen, bu ihtiyacın giderilmesi için 5 bin 800 yeni okula ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti.

Sendikanın raporuna göre, son beş yılda ilköğretime yeni kayıt yaptıran öğrenci sayısı kızlarda yüzde 4, erkeklerde yüzde 3 olmak üzere yüzde 7; ortaöğretime yeni kayıt yaptıran öğrenci sayısı kızlarda yüzde 3, erkeklerde yüzde 5 olmak üzere toplam yüzde 8 arttı. Mezun olan öğrenci sayısında ise toplam yüzde 14,5 artış yaşandı.

/ ANKARA

09.09.2006


 

Çubukçu: TV’ler şiddeti normalleştiriyor

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, “Dizi izleyen çocukların ve gençlerin şiddete özendiğini, olumsuz rol modellerini mutlaka benimsediğini söyleyemeyiz. Bu konuda somut bir tespit elbette yok. Ancak bu, söz konusu dizilerin şiddeti özendirdiği, yeniden ürettiği ve olağanlaştırdığı gerçeğini değiştirmemekte’’ diye konuştu.

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, televizyon dizilerindeki kahramanların çocukların kimlik arayışında etkili olduğuna dikkat çekti.

Reklamverenler Derneğince Boğaziçi Üniversitesi Garanti Gösteri Merkezi’nde düzenlenen ‘’TV’de Şiddet ve Sorumluluklarımız’’ konulu panelde konuşan Çubukçu, bir süre önce şiddeti besleyen dizilere reklam vermeyeceklerini dile getiren özel sektör kuruluşlarını kutladı. Çubukçu, ‘’Toplumun tüm katmanlarına sirayet eden şiddet olgusunun yıkıcı sonuçları; çocuklarımız, gençlerimiz ve kadınlarımızdan başlayarak her yaş grubunu derinden etkilemektedir’’ diye konuştu.

Toplumu derinden etkileyen şiddet olgusunu, izlenme oranları yüksek şiddet içerikli dizilerin beslediğine de işaret eden Çubukçu, çocuk ve gençlerin kötü alışkanlıklardan korunması, saygı, sevgi, huzur ve kardeşlik gibi değerlerin korunması yönünde TV’lerin hem imkan, hem de engel olarak görüldüğüne dikkat çekti. Çubukçu, Türkiye’de halen 23 ulusal, 16 bölgesel ve 214 yerel TV kanalının düzenli faaliyet gösterdiğini belirterek, ‘’TV izlenme oranlarının yüzde 94’leri bulduğu ülkemizde buna paralel olarak Türk ailesinin temel referans noktalarından biri televizyon haline gelmiştir’’ dedi. Televizyonun, yüksek anlatım kabiliyetiyle her kesime uygun tutum ve kanaatler geliştirdiğini de kaydeden Çubukçu, eğitim düzeyi düştükçe TV’lerin insan üzerindeki etkisinin de giderek arttığını dile getirdi. Çubukçu, şunları kaydetti:

‘’Türk ailesinin nesilden nesile aktararak günümüze taşıdığı insanî ve etik değerler, televizyonun güçlü söylemi karşısında önemini kaybetmektedir. Televizyon, ailenin değer üretme kabiliyetini köreltmektedir. Çocuklar, anne ve babalar ya da öğretmenler yerine televizyondan rol model benimsemektedir. Özellikle genç kızlarımızın rol model aldıklarının, renkli hayatları sunulan 100 kişiden ibaret olması düşündürücü. Bir meslekte başarılı olmuş kadınların rol model olması gerekli. Genç kızların yetişmesindeki rol modelleri konusunda dikkatli davranmak gerekli.’’

Televizyon dizilerindeki kahramanların çocukların kimlik arayışında etkili olduğuna da dikkat çeken Çubukçu, ‘’Dizi izleyen çocukların ve gençlerin şiddete özendiğini, olumsuz rol modellerini mutlaka benimsediğini söyleyemeyiz. Bu konuda somut bir tespit elbette yok. Ancak bu, söz konusu dizilerin şiddeti özendirdiği, yeniden ürettiği ve olağanlaştırdığı gerçeğini değiştirmemekte’’ diye konuştu. Sadece reytinge dayalı bir yayıncılık anlayışının kabul edilemeyeceğini vurgulayan Çubukçu, ‘’Şiddetle mücadele konusunda kapsamlı bir işbirliği gerekiyor’’ dedi.

/ İSTANBUL

09.09.2006


 

Erdoğan: Büyük ekonomi için, büyük proje şart

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Türkiye’yi dünyanın önde gelen 10 ekonomisi arasında görmek istiyorsak, büyük düşünüp, büyük projeler ortaya koymak durumundayız’’ dedi.

Başbakan Erdoğan, Muğla Dalaman Havaalanı’nın yeni Dış Hatlar Terminal Hizmet Binası’nın açılışında yaptığı konuşmada, insanların hayat standardını yükselten hayırlı açılışlarda her zaman heyecan ve mutluluk duyduğunu belirtti.

Türkiye’ye gelen turist sayısının hızla arttığına dikkati çeken Erdoğan, iktidara geldiklerinden bu yana izledikleri aktif dış politika, kültür ve turizm politikaları, dış ticaret alanında yaptıkları hamlelerle Türkiye’nin, uluslar arası alanda giderek daha fazla çekim ve cazibe merkezi haline geldiğini belirtti. 80’li yıllarda uygulamaya konan projelerin 2000’li yıllara dar geldiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

2000’li yılların Türkiyesi’ni ele ele verip yeniden inşaa etmek zorundayız. Bunun için özgün projeler ortaya koymalıyız. Alternatif üretim yöntemlerini ve kaynakları ele almalıyız. Devlet-millet ele ele anlayışıyla hareket edersek, bunun yapacak gücümüz olduğuna inanıyorum. El birliği içinde çalışmaya devam edilmelidir. Türkiye’yi dünyanın önde gelen 10 ekonomisi arasında görmek istiyorsak, büyük düşünüp büyük projeler ortaya koymak durumundayız.’’

/ DALAMAN

09.09.2006


 

Topbaş: 365 gün yetmiyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Kartal’a yaptığı yatırımların temel atma ve açılışları, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın katıldığı bir törenle gerçekleşti.

Kartal Meydanı’nda gerçekleşen açılışta bir konuşma yapan Topbaş, “Bize 365 gün yetmiyor. Hatta zaman makası olsa da 24 saati keserek zamanı uzatabilsek” dedi. Kentsel Dönüşüm Projesi sebebiyle evlerinin yıkılacağını düşünen ve “Arif Dağlar, sana oy verenin anası ağlar” gibi pankartlarla törene katılan bir grup Kartallıdan da pankartları indirmesini isteyen Topbaş, “Biz yöneticiler sizlerden biriyiz. Asla sizleri üzmeyiz. İdeolojik dönemler bitti. Artık vatandaşın sıkıntısını çözen yönetim anlayışı var” diye konuştu.

/ İSTANBUL

09.09.2006


 

Koçak’tan AKP’den ihracına dâvâ

AKP’den ihraç edilen Afyonkarahisar Milletvekili Mahmut Koçak, parti Disiplin Kurulunun ihraç kararının iptali talebiyle dâvâ açtı. Koçak’ın, Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davanın dilekçesinde, AKP Müşterek Disiplin Kurulu Başkanlığının, 29 Haziran 2006 tarihinde aldığı kararla partiden ihraç edildiği hatırlatıldı.

AKP’den kesin olarak ihracının, hukukun temel ilkelerine, Siyasi Partiler Kanunu (SPK) ve parti tüzüğüne aykırı olduğunu savunan Koçak, Müşterek Disiplin Kuruluna sevk edilme işleminin de usul ve şekil açısından SPK ve AKP tüzüğüne ters düştüğünü ileri sürdü. Koçak, Disiplin Kuruluna sevk edilme ve partiden ihraç edilmesine, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili bazı gazetelerde yer alan beyanlarının sebep olduğunu belirterek, Başbakan Erdoğan’ın aynı zamanda kendisinin disiplin kuruluna sevk edilme kararını veren Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına da başkanlık ettiğini hatırlattı. Söz konusu MYK’ya Başbakan Erdoğan’ın başkanlık etmesinin, sevk işlemini usulsüz kıldığını ve bunun diğer işlemleri de sakatladığını iddia eden Koçak, “Bu işlemle, parti tüzüğünün 112. maddesi ihlal edildiğinden partiden kesin ihraç kararı iptal edilmelidir” dedi.

/ ANKARA

09.09.2006


 

Hafız imamlar Trabzon’da yarıştı

Camiler ve Din görevlileri Haftası dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düzenlediği “Türkiye Geneli Kur’an Kursu Öğreticilik imam ve müezzinler arasında Hafızlık Yarışması”nın üçüncüsü Trabzon’da yapıldı.

Geçtiğimiz Çarşamba günü Trabzon’un Bahçecik Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Camii’nde gerçekleştirilen final yarışmasında birinciliği Ankara Bölgesinden yarışmaya katılan, Karabük’te görevli Müezzin Abdullah Karaaslan, ikinciliği Erzurum’dan İmam-Hatib Muhammet Pilgir, üçüncülüğü ise Çanakkale’den İmam-Hatib Aziz Çıtar kazandı. Yarışmada dereceye girenlere sırasıyla, 1.500 YTL, 1.250 YTL ve 1000 YTL para ödülüyle birlikte altın kartlar hediye edilirken, dugir yarışmacılara da 600’er YTL ve üçer adet altın kart takdim edildi. İşadamı Selahattin Bahadır da tüm yarışmacılara 100’er YTL sundu.

Kahraman ALPAK / TRABZON

09.09.2006


 

Ümraniye Belediyesi sevindirdi

Ümraniye Belediyesi, yaklaşan Ramazan ayı ve okul sezonu öncesi, ilçede yaşayan yoksul vatandaşlara toplam 123 milyarlık nakdi yardımda bulundu.

501 ailenin yararlandığı yardım, düzenlenen bir programla, belirlenen isimlere verildi. Yardım dolayısıyla düzenlenen programa katılan Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, nakit yardımların yer aldığı zarfları kendi elleriyle dağıttı.

/ İSTANBUL

09.09.2006


 

Kırtasiye ürünlerine dikkat

Boya, oyun hamuru, kokulu silgi gibi piyasaya çeşitli şekillerde ucuz ve kalitesiz olarak sürülen birçok kırtasiye malzemesinin sağlık açısından risk içerdiği bildirildi.

Ondokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Başkanı Prof. Dr. İsmail Gümrükçüoğlu, resim boyaları, kalem boyalar, oyun hamurları gibi kırtasiye ürünlerinde, ucuz olması nedeniyle kansorejen etki yaptığı bilinen bir çeşit kumaş boyası olan azor boya maddelerinin kullanıldığını belirtti. Bu maddelerin kullanıldığı kırtasiye ürünlerinin sağlık açısından risk içerdiğine işaret eden Prof. Dr. Gümrükçüoğlu, kırtasiye alımında özellikle çocukların sağlığı düşünülerek bu noktaya dikkat edilmesini istedi. Gümrükçüoğlu, kırtasiye malzemesi alınırken mutlaka TSE damgalı ve yaş grubuna uygun ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini vurguladı.

Kokulu kırtasiye ürünlerinin de ester yapılı olduklarını, yani bu ürünlere koku vermek için alkol ve asitlerin bileşimlerinin kullanıldığını bildiren Prof. Dr. Gümrükçüoğlu, “Bu ürünlerin kokuları, öncelikle solunum yollarına ve akciğerlere zarar vermektedir” dedi.

/ SAMSUN

09.09.2006


 

Güz geldi, kronik hastalıklar kapıda

Sıcakla soğuğun yer değiştirdiği mevsim olan sonbaharın, birçok kronik hastalığı yeniden canlandırdığı belirtiliyor.

Havanın serinlemesiyle birlikte yaşlı ve çocukların daha kolay soğuk aldığını ve solunum hastalıklarının sık görüldüğünü hatırlatan uzmanlar, solunum borusu iltihabı sorunu olanların, hava değişimlerine karşı daha hassas olduklarını ve bu değişime uyum sağlama kabiliyetinin düşük olmasından dolayı, üst solunum borusundaki enfeksiyon sebebiyle kolayca yeniden hastalandıklarını belirtti. Yaprakların dökülmesiyle birlikte havada alerjiye yol açan birçok maddenin oluşmasının da, solunum borusu enfeksiyonu ve nezle gibi hastalıklara yol açtığını vurgulayan uzmanlar, eklem iltihabı olan hastaların sonbahara girildiğinde yine klimalı ortamlarda bulunmaları durumunda, rahatsızlıklarının yeniden ortaya çıkabileceği, bunun yanı sıra boyun fıtığı ve gut hastalığı gibi hastalıkların da yeniden canlanma ihtimalinin yüksek olduğunu bildirdi.

Havanın serinlemesinin ayrıca kronik mide hastalığının yeniden canlanmasını da körüklediğine, kimi insanlarda mide kanaması ve mide ülserine yol açtığına dikkat çeken uzmanlar, mide rahatsızlığı olanların, kendilerini sıcak tutmalarının yanı sıra uygun bir mönü seçmelerini, yemekleri zamanında ve ölçülü yemeleri, sigara ve içkiden uzak durmalarını tavsiye etti. Solunum sorunu olanların bulundukları ortamın hava dolaşımına, havanın temiz tutulmasına, hava değişimine göre giysi seçmeye ve alerjiye yol açan ortamlardan uzak durmaya özen göstermelerini isteyen uzmanlar, eklem iltihabı olanların ve gut hastalarının da soğuktan korunmaları gerektiğini kaydetti.

/ ADANA

09.09.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004