Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

CHP-MHP

Bugüne kadar ayrı kalmaları hataydı. Çünkü farklı yorumlarıyla da olsa aynı resmi ideolojiyi temsil ediyorlar. Yani iki partinin son zamanlardaki flörtü geçici bir hevesten ibaret değil.

CHP ile MHP arasındaki yakınlaşmadan söz ediyorum. Baykal, Bahçeli’nin ‘cumhuriyet ilkeleri ve kurucu felsefe ortak paydası’na yaptığı vurgudan duyduğu memnuniyeti ifade ediyor ve Bahçeli’yi övüyor. Ona göre AKP’nin ‘cumhuriyet değerlerinde yarattığı tahribata karşı MHP’nin sağ-sol ayırımı yapmadan verdiği tepki ve yaptığı çağrı çok önemli’ymiş.

Madem onlar birbirini sevmiş, artık bize laf düşmez, hatta ‘aralarını yapmak’ için birkaç söz bile edebiliriz denebilir. 1970’li yıllarda yaşanan ‘aile içi şiddet’ de bu beraberliğin bir sevgi olarak yeşermesine engel değil.

Bir kere, bu iki parti arasındaki ideoloji farklılığı tabanlarının abarttığı kadar değil. 6 Ok ile 9 Işık birbirine çok benzer. İkisi de devletçidir, milliyetçidir ve laiktir. Üstelik bugün MHP’ye atfedilen bazı kötülüklerin, tarihsel olarak ilk örneklerini CHP’de bulduğu bir gerçektir. Bu anlamda, örneğin Türkiye toplumunu ‘ırkçılık’ veya ‘faşizm’ ile ilk tanıştıran CHP olmuştur. Aynı şekilde bazı ırkçı teoriler ve korporatist ve faşist örgütlenme biçimini adaptasyon çabaları da MHP kurulmadan çok önce CHP’de yer bulmuştu.

Bahçeli liderliğindeki MHP’nin DSP ile koalisyon yıllarından beri gösterdiği ‘uzlaşmacı’ tutum da böyle bir beraberliğin mümkün olduğu kanısını desteklemektedir. Bütün sert görünümüne rağmen MHP, koalisyon sürecinde son derece yumuşak bir tutum izlemişti. Tekir Yaylası’nda kendi tabanını azarlarken sesinin tonuyla korkutan Bahçeli, koalisyon ortağının aşağılamalarına karşı susarak, olağanüstü ‘uysal’ bir davranış sergileyebilmişti. Kendi tabanı da boş yere ‘susuyor ama bir bildiği vardır’ veya ‘susuyor ama patlayacak’ diye beklemişti.

Kısacası her iki partinin temel ideolojik öncelikleri ve liderlikleri bakımından bu izdivaca engel bir durum yok. Ama bu mutluluğun ‘tamamına ermesi’ yine ciddi bir ideolojik manipülasyona ihtiyaç göstermekte. Çünkü ideoloji ve liderlik tamam da CHP ile MHP tabanının ekonomik ve sınıfsal çelişkisinin üstünü örtmeden bunu gerçekleştirmek mümkün değil. Bütün kentlerin en mutena semtlerinde oturan, zengin ve ‘seçkin’ CHP tabanı ile gecekonduların yoksul MHP tabanını uzlaştırmak kolay olmayacak. Tam da bu noktada ideoloji devreye girecektir. Çünkü bir anlamıyla ideoloji, gerçek çelişkinin üstünü örtme ve sahte bir ayrım üzerinden, insanlara kendi çıkarlarına aykırı bir siyasi tutum aldırabilme sanatıdır. CHP öteden beri kendi tabanının çıkarlarını siyasi bakımdan tam temsil edebilen bir partidir. Liderlerinin beceri düzeyinden bağımsız, standart bir oyu vardır. Bu beraberlikte Çankaya’daki CHP’li seçmen sınıfsal çıkarlarından vazgeçmeyeceğine göre, iş yine Keçiören’deki MHP’li tabana, daha doğrusu onları ikna etmesi için MHP liderine düşmektedir. Yine ‘vatan, millet, bayrak’ diye kendi tabanını yukarıdakilerin hizmetine sunabilirse ne mutlu ona.

Milliyetçiliğin her taraftan pompalandığı bir ortamda bu işin her partiden taliplisi de çok olur. Böyle ‘milli’ bir davada, bu kutsal ittifakın geçici liderliği için bence en uygun aday ise Adalet Bakanı Cemil Çiçek olabilir.

Star, 1 Aralık 2006

Berat ÖZİPEK

02.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Enseyi karartmayın

  AB: Belge değişecek; kapı kapanmayacak

  Bediüzzaman, Papa ile görüşür müydü?

  Ağırlığı olan bir lider

  CHP-MHP


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004