Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Kumarhanedeki cinayet

Dün Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün adadaki mafyanın nasıl işine geldiğini anlatan ‘Şeytan ayrıntıda gizlidir’ adlı yazım yayınlandığında ben bir günlük Kıbrıs gezimi tamamlamış dönüyordum.

Lefke Avrupa Üniversitesi’nin sekiz aylık yeni rektörü Prof. Dr. Ali Rıza Büyükuslu ve ekibi, kurumlarını küresel bir marka yapmak için sistematik bir çabaya girişmişler. Onların heyecan verici çabalarına tanıklık etmek yanında, Güzelyurt konferans salonunda da çoğunluğunu öğrencilerin oluşturduğu izleyicilere ‘Küreselleşme, Türkiye, AB ve Kıbrıs’ başlıklı bir konferans verdim.

Sabahın köründe Ercan Havaalanı’ndan beni almaya gelen şoför dostum, otelin lobisindeki görevlinin, gece bir kumarhanede çıkan çatışmada iki kişinin öldüğünü kendisine anlattığını söyledi. O sırada bu sözlerin, yazımdaki ‘korsan ada’ anlatımıyla ilişkisini de doğrusu çok algılayamadım. Konuyla ilgili üç beş kelime edip geçtik.

***

Kıbrıs’ta bıraktığım, hatta hafızamda silinecekler arasına koyduğum cinayet haberinin detaylarını gün içinde öğrendim.

Girne’de cinayetin meydana geldiği yer, bir Susurluk hükümlüsüne aitti.

Olayın içinde mafya dünyasının diğer ünlülerinin adları da geçmekteydi.

O zaman yeniden dünkü yazımdan bir bölümü anımsadım:

‘Biliyorsunuz KKTC’yi bizden başka kimse tanımıyor. Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ise Türkiye’den başka tanımayan yok.

Bu, KKTC’nin uluslararası meşruiyetinin olmadığını, evrensel hukuk kurallarının denetiminde bulunmadığını da anlatmakta.

Bundan dolayı Korsan Ada diyorum.

Ama sadece bundan dolayı değil, kimsenin dillendirmediği karanlık faaliyetlerde üs olarak kullanıldığı için.

Üstelik orada mafya organize çalışmakta.’

***

Ne mafyası?

Güney’de Rus, KKTC’de Türk mafyası...

Zaten yazıda, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın adada çözüm isteyen girişimini Ruslar’ın neden veto ettiğini, Rus mafyasının bu politikadaki etkisini sorguluyordum.

Annan, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasını isteyen raporuna KKTC’ye uygulanan izolasyonların kaldırılması talebini de iliştirmişti. Bu, ortak çalışan mafya organizasyonuna da büyük bir darbe olacaktı.

Yazının sonunda da şu soruyu soruyordum:

‘Eğer Kıbrıs’ta çözümü Rus ve Türk mafyası elbirliğiyle engelliyorsa, bizim politikacıların o vatansever nutukları birer akılsızlık şaheseri olmaktan öteye gidemez. Bunu anlamak için o iddiaları bir araştırmak gerekmez mi?’

***

Cevap, Girne’deki cinayetle geldi.

Evet, araştırmak gerekiyor.

Hem de nasıl gerekiyor

Dün gene haberler Kıbrıs’la doluydu.

Hepsini bulup okursunuz.

Ama ben en üzerinde durulmayan noktayla, mafyanın cirit attığı adadaki çözümsüzlükten sağlanan rantla ilgiliyim. Ve o rantın gizli patronlarının kimler olduğu sorusundayım. Türkiye’nin geleceğini, Kıbrıs’taki insanların hayatını karartan bu durumdan kim kár sağlıyor? Var mı bunun cevabını verecek babayiğit bir politikacı?

Star, 21.12.2006

Mehmet ALTAN

22.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Anayasa Mahkemesi ve bürokrasi

  Tesettür faciası değil ‘Ertuğrul Faciası...’

  Uğur Dündar’ın savunması

  Kumarhanedeki cinayet

  Sorular

  DYP’ye dikkat


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004