Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Dinler barışı emrediyor

Kurban Bayramı dolayısıyla Mersin şehir mezarlığında her yıl geleneksel olarak bir araya gelen Musevi, Hıristiyan ve Müslüman din adamları, geleneksel duâ törenini gerçekleştirdi. Duâ töreninde konuşan Mersin İtalyan Katolik Kilisesi Ruhani Reisi Roberto Ferrari, Türk milletinin ve İslâm aleminin Kurban Bayramı’nı ve yeni yılını en içten duygularla kutladığını söyledi.

Musevi, Hıristiyan ve Müslüman vatandaşların mezarlarının yıllardır bir arada bulunduğunu belirten Ferrari, dinler arası dayanışmanın en önemli örneğinin mozaik bir şehir olan Mersin’de yaşandığına dikkat çekti. Ferrari, “Farklı dinlere mensup insanlar, bu mezarlıkta huzur içinde yatıyorlar. Dinler barış, kardeşlik ve sevgiyi emrediyor. Tüm insanlığa huzur, mutluluk, sevgi ve kardeşçe bir yaşam temenni ediyorum” dedi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Erol Ertan ise, Mersin Şehir Mezarlığı’nın bu özelliği ile bir başka örneğinin bulunmadığını vurgulayarak dini, dili, ırkı ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti bayrağı altında yaşayan herkesin, Türk vatandaşı olduğunu ifade etti.

Mezarlık imamı Ramazan Ulu’nun Kur’ân-ı Kerim okumasının ardından, Mersin Ortodoks Kilisesi Ruhani lideri Coşkun Teymur ile İtalyan Katolik Kilisesi Ruhani Reisi Ferrari de ilâhîler okuyarak ve duâlar etti.

/ MERSİN

02.01.2007


 

ABD Saddam’ın suç ortağı

Irak’ın devrik lideri Saddam’ın idamı ile birlikte, ABD’nin Ortadoğu’daki suç dosyaları da kapanmış oldu. The Independent gazetesinden Robert Fisk, ABD’nin rahatladığını yazdı. Fisk şöyle dedi: “ABD ve İngiltere'nin Saddam’a 10 yılı aşkın bir süre verdiği utanmaz, rezil, gizli askerî destek, başkan ve başbakanlarımızın dünyanın hatırlamasını istemediği korkunç hikâyelerden biri olmayı sürdürüyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki en zalim saldırıların bazılarını tertiplerken Batıdan aldığı bu desteği bütün yönleriyle bilen Saddam öldü."

Katliam dosyaları açılmadı

ABD ile Saddam arasında yapılan gizli pazarlıklardan örnekler veren Fisk, bu dosyaların karanlıkta kalacağını yazdı. Saddam’ın konuşmasından korkanların idamı aceleye getirdiklerini savunan Fisk, İran savaşında kullanılan kimyasal silâhların ABD tarafından verildiğinin herkes tarafından bilindiğini de belirtti. Saddam Hüseyin’in yargılanması sırasında Halepçe katliamı ve İran-Irak Savaşı başta olmak üzere diğer pekçok katliam dosyası açılmamıştı.

YAZISI BASIN'DAN SEÇMELERDE

02.01.2007


 

Bayram vaazına soruşturma açılan imam açığa alındı

Antalya’nın Demre ilçesinde Türk Hava Kurumu (THK) ve Mehmetçik Vakfına yönelik sözleri sebebiyle kaymakamlık tarafından hakkında soruşturma başlatılan cami imamı, açığa alındı.

Demre ilçesindeki Hasan Ali Çatlak Camisi’nde bayram namazı kıldıran imam Ahmet K. hakkında, Türk Hava Kurumu ve Mehmetçik Vakfı hakkında yaptığı konuşmanın ardından şikayet üzerine Demre Kaymakamı Mustafa Gürdal’ın açtığı soruşturmanın sağlıklı sürdürülebilmesi için Diyanet İşleri Başkanlığından müfettiş istendi. Kaymakamlıkça yapılan ilk soruşturma sonucunda, cami imamı K, açığa alındı. Kaymakam Gürdal, bu konuda konuşmak istemediğini, idari ve cezai soruşturmanın devam ettiğini bildirdi. İmam K, hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu öğrenildi. İmam Ahmet K. vaazında şunları söylemişti:

‘’Biz her zaman için kurban derilerini THK’ya veriyoruz ama istenmeyen olaylarla karşılaşıyoruz. Bazı basın organlarında THK’nın bazı yöneticilerinin, bu deri gelirlerini içki masasında yedikleri konusunda açıklamalar var. ‘Deri parasıyla şarap’ diye bir haber var. Ben bunu anlatmaya bile utanıyorum. Bu sene de aynı yetki THK’ya ait. Ama vatandaş, deri toplamamak kaydıyla kurban derisini istediği yere bağışlayabilir. Mehmetçik Vakfına 7 bin 697 kurban bağışı yapılmış, Ancak mahkeme tarafından tayin edilen bilirkişi raporunca bunların 2 binden fazlasının kesildiği tespit edilmiş. Kesinmeyen kurban, kabul değildir.’’

/ DEMRE

02.01.2007


 

Avrupalı Müslümanların kafası karıştı

Kurban Bayramının farklı günlerde kutlanması Avrupa’da kafaları karıştırdı. Belçika’da Türkler Türkiye’ye uyarak bayrama girerken, ülkedeki en geniş Müslüman göçmen grubunu oluşturan Faslılar ise bir gün önceden bayram yaptılar.

Belçika İslam Temsil Kurumu’nun (Executif) bayrama günler kala Suudi Arabistan’da yayınlanan fetvaya dayanarak Kurban Bayramını planlanandan bir gün önce yani 30 Aralık’ta kutlanacağını duyurması Belçika’daki Müslüman cemaatlerin arasında farklı uygulamalara neden oldu. Ülkedeki en geniş Müslüman göçmen grubunu oluşturan Faslılar Cumartesi günü kurbanlarını kesip Kurban Bayramını kutlarken, Türk toplumunun çoğunluğu fetvaya uymayarak Pazar gününü bayramın ilk günü olarak kabul edip dini vecibelerini o gün yerine getirdiler.

Bu yıl Kurban Bayramın aylar öncesinden 2006 yılının son günü olan 31 Aralık tarihine denk geliyor olması üzerine evde kurban kesiminin yasak olmasından dolayı yapılan tüm hazırlıklar, bayramın bir gün önce kutlanacağının duyulması ve Belçikalı makamların kısa süreli tedirginlik yaşamalarına neden oldu. Her şeye rağmen Müslümanlar geçtiğimiz hafta sonu her iki günde de kurbanlarını önceden hazırlanan geçici kesimhanelerde sorunsuz bir şekilde kestiler.

Öte yandan bu yıl aynı zamanlara denk gelen Kurban Bayramı ve yılbaşı nedeniyle Türkiye’in Brüksel Büyükelçisi Fuat Tanlay bir mesaj yayınlayarak vatandaşların bayram ve yeni yılını kutladı. Tanlay mesajında eğitimde yüksek öğrenimin önemine vurgu yaparak “Türkiye, Türk insanı, Türk toplumu daima en üst düzeyde olmalıdır” ilkesinin tek hedef olarak alınmasını istedi. Büyükelçi Tanlay yayınladığı mesajda ayrıca ‘’ Milletçe sahip olduğumuz sevgi, saygı, dayanışma ve hoşgörü gibi asıl duyguları ve hasletleri, sadece birbirimize karşı değil, içinde yaşamakta olduğumuz Belçika toplumunun fertlerine karşı da ortaya koyabilmemizin güzel ve önemli bir fırsat oluşturduğunu vurgulamak istiyorum.’’ sözlerine de yer verdi.

/ BRÜKSEL

02.01.2007


 

Bulgaristan ve Romanya da AB üyesi

Romanya ve Bulgaristan, 1 Ocak 2007 tarihi itibariyle Avrupa Birliğine katıldı. İngiltere; Romanya ve Bulgaristan’ın AB’ye girişlerini memnuniyetle karşıladı. İngiltere Dışişleri Bakanı Margaret Beckett, yayımladığı bildiride, Romanya ve Bulgaristan’ın AB’ye girişlerini “büyük başarı” olarak niteledi.

Beckett, iki ülkeyi kutlayarak, kendileriyle enerji güvenliği, organize suç ve terörizm gibi meseleler hakkında çalışmayı ümit ettiğini, “her iki ülkenin de

AB üyesi olarak yerlerini almayı hak ettiklerini” kaydetti. İngiltere Dışişleri Bakanı, Romanya ve Bulgaristan’ın AB’ye “kendi özel katkılarını” sağlayacaklarını söyledi. Bu arada, Romanya Devlet Başkanı Traian Basescu, çok sayıda kişiye hitaben yaptığı konuşmada, Romanya için “yeni bir yolun, sevinç yolunun başladığını” belirtti.

Basescu, bu tarihi olayın genç kuşaklar için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, Romanyalılara “cesaretli olmaları ve bundan sonra kendi kaderleri

hakkında karar vermeleri” çağrısında bulundu. Bulgaristan Başbakanı Sergey Stanişev de, “bugün bir düşün, refah ve barış içinde demokratik ve özgür Avrupa halklarıyla birlikte yaşamak istemiş olan Bulgar kuşaklarının düşünün gerçekleştiğini” belirtti.

TARİCEANU: SÜRECİ TAMAMLAMAK ZORDU

Öte yandan Romanya Başbakanı Calin Tariceanu, AB’ye üyelik sürecini tamamlamanın çok zor olduğunu söyledi. Mediafax ajansındaki habere göre, ülkesinin AB’ye üye olmasına saatler kala açıklamalarda bulunan Tariceanu, şimdi de bir sonraki aşama olan gerçek entegrasyon sürecini aşmaları gerektiğini belirterek, “Siyasi istikrar ve refah temelinde kurulmuş sağlam bir ülke olarak, sonuçlarımızı iyileştireceğiz” ifadesini kullandı.

Bu arada, Romanya’nın AB’ye resmen üye olmasına saatler kala, Bükreş’te AB bayraklarının çekildiği bildirildi. Başbakan Tariceanu, AB bayrağı çekilmesi dolayısıyla, düzenlenen törende şunları söyledi: “AB bayrağının çekilmesi tarihi bir an, 1989’da komünist rejimin devrilmesinden sonra, 17 yıldır beklenen bir an. AB bayrağı aynı zamanda Romanya bayrağı haline geliyor.”

16 yıl önce sosyalist sistemden çıkarak, piyasa ekonomisine geçmeye çalışan bu iki ülkede, özellikle son yıllarda önemli adımlar atıldı. Ancak her iki ülkenin en büyük sorunlarından birisi olan yolsuzlukla mücadelede ise henüz önemli bir ilerleme sağlanamadı. Tarım sektörü ve adli sistemde de yapısal sorunlar devam ediyor. 2000 yılında, AB müzakerelerine başlayan Romanya ve Bulgaristan, müzakereleri iki yıl önce tamamlamıştı.

/ LONDRA/BÜKREŞ/SOFYA

02.01.2007


 

Sınırda bayramlaşma

Sınır kapıları bu yıl da bayramlaşmak isteyen akrabalara açıldı. Suriye sınırındaki kapılardan karşılıklı geçişler yaşanırken, Akçakale Kaymakamı Muhammet Aktaş, bu sene geçen seneye göre iki katı vatandaşın akrabalarıyla bayramlaşmak için sınırı geçtiğini söyledi.

Sınır ötesi bayramlaşma uygulaması kapsamında, Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde Suriye’ye geçişler başladı. Sabah saatlerinden itibaren Akçakale Sınır Kapısı’nda toplanan vatandaşlar, gerekli işlemlerini yaptırdıktan sonra, Tellabyat Sınır Kapısı’ndan Suriye’ye giriş yapmaya başladı.

Geçişlerin başlaması dolayısıyla düzenlenen tören çerçevesinde, Akçakale Kaymakamı Muhammet Aktaş ve beraberindekiler de Suriye tarafına geçerek Tellabyat Mıntıka Müdürü Yarbay Talib El Hariri ve öteki Suriyeli yetkililerle bayramlaştı.

İki günde 1650 kişinin Suriye’ye geçiş yapmasının beklendiği sınır ötesi bayramlaşmaya her iki ülke basın mensupları da büyük ilgi gösterdi. Geçişlerde, belgesel çekimi yapan 2 televizyon kanalı, birbirlerinin muhabirleriyle karşılıklı röportajlar yaptılar. Suriye’ye geçen Türk vatandaşlarının bu ülkedeki yakınlarına çok sayıda battaniye, halı ve ‘’Çiğ köfte leğeni’’ ile ‘’Çelik çaydanlık’’ gibi hediyeler götürdüğü görüldü. Geçişlerde zaman zaman aldıkları hediyeleri taşımakta zorlanan vatandaşlara, bazı yetkililer yardım etmeye çalıştı.

/ AKÇAKALE

02.01.2007


 

Erdoğan: Cumhuriyet bir kişinin malı değil

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Bu ülkenin yıllanmışı durumunda olan bir CHP var. Sorduğunuz zaman hemen söyledikleri laf şu: ‘Cumhuriyeti biz kurduk’... Sevsinler seni... Nasıl kuruyorsun Cumhuriyeti? Cumhuriyet bir kişinin, bir topluluğun, bir kurumun malı değil ki’’ dedi.

AKP İstanbul İl Başkanlığınca Feshane Kültür Merkezi’nde düzenlenen bayramlaşma töreninde konuşan Erdoğan, partililerin Kurban Bayramı’nı kutlayarak, bayramın ülkede ve İslam dünyasında birlik ve beraberliğe vesile olmasını diledi. Erdoğan, ana muhalefet partisi CHP ile ilgili olarak şunları söyledi:

“Bu ülkenin yıllanmışı durumunda olan bir CHP var. Sorduğunuz zaman hemen söyledikleri laf şu: ‘Cumhuriyeti biz kurduk’... Sevsinler seni... Nasıl kuruyorsun Cumhuriyeti? Cumhuriyet bir kişinin, bir topluluğun, bir kurumun malı değil ki! Cumhuriyet, cumhurun, halkın kurumsallaşmasıdır, senin değil. Onun için kalkıp da bunu kendine mal etme. Zaten bu sana ait bir şey olmuş olsaydı bunun patent hakkı sana ait olurdu. Kimse de senin elinden alamazdı. Bu ülkede tek partili dönemi koyun bir kenara, çok partili dönemde hiç CHP’nin tek başına iktidar olduğunu gördünüz mü? Niye? Çünkü millet inanmıyor, güvenmiyor. Tek başına iktidar vermez buna, vermiyor. ‘’

Başbakan Erdoğan, muhalefetin akşam yattığında farklı, sabah kalktığında farklı konuştuğunu, onun için de halkın güvenmediğini savunarak, şöyle devam etti:

“Bu milletin değerleriyle oynadılar. Hala oynamaya devam ediyorlar. Onun için milletimiz onlara güvenmez. Milletin kutsallarıyla oynadılar. Bu millet bunlara güvenmez. Onlar sadece kendilerine göre yıllar yılı bizi kadrolaşmayla zan altında tutuyorlar. Bu ülkede eğer bir kadrolaşma olmuşsa, bilesiniz ki bunun en kaşarlısını CHP yapmıştır. Tarih boyunca bu böyledir. Hep böyle olmuştur. Onlar yapmıştır ve bu konuda da çok acımasızdırlar.’’

Bu arada, dün siyasi parti temsilcileri birbirlerini ziyaret ederek bayramlaştılar.

/ İSTANBUL

02.01.2007


 

Yeni yıla tavaf ile girdiler

Hac farizasını yerine getirmek için kutsal topraklarda bulunan Müslümanlar, 2007 yılına Kabe’yi tavaf ederek girdiler.

Dünyanın dört bir yanından kutsal vazifelerini yerine getirmek için Mekke’ye gelen Müslümanlar, hacı olduktan sonra zamanlarının büyük bir bölümünü Kabe’yi tavafla ve kutsal mekânda duâ ve ibadet ederek geçiriyorlar. Bayramın ilk gününde ‘’küçük, orta ve büyük şeytana’’ 7’şer taştan toplam 21 taş atan hacılar, bugün de aynı şekilde şeytanı taşlıyorlar.

Hacıların büyük bir bölümünün şeytan taşlamada olması nedeniyle Kabe’de önceki günlerde yaşanan aşırı yoğunluğun olmamasını fırsat bilen hacılar, kutsal mekana daha fazla yaklaşabilmek için birbirleriyle yarıştılar. Yeni yıla Kabe’yi tavaf ederek giren hacılar, bol bol duâ ederek zemzem suyu içtiler.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu da Başkan Yardımcısı Fikret Karaman ve Hac Dairesi Başkanı Seyfettin Ersoy ile birlikte 2007 yılına Kabe’de girdi. Kabe’yi tavaf eden Bardakoğlu, İslam aleminin Kurban Bayramı’nı kutlayarak, yeni yılın hayırlara vesile olmasını diledi.

/ MEKKE

02.01.2007


 

Karne saklamaya son

Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilere yeni düzenlenmiş karneler vermeye hazırlanıyor. Karnelerde, öğrencilerin o yıl okudukları sınıfın dönem sonu notlarının yanı sıra son üç sınıfın yıl notları da yer alacak.

Bu yarıyılda karneler öğrencilere yeni düzenlenmiş şekliyle verilecek ancak son üç yılın notları yer almayacak. Son üç yılın notlarının eğitim-öğretim yılı sonunda verilecek karnelerde yer alması için yetiştirilmesine çalışılacak.

MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı İrfan Erdoğan, yaptığı açıklamada, yeni karnelerde öğrencinin daha önceki sınıflarda gösterdiği başarı durumunun da sergilenmesini hedeflediklerini belirtti. Bunun hem öğrencilerin kendileri, hem de öğretmenler ve velilerin öğrencinin başarı durumunu görmeleri açısından faydası olacağını dile getiren Erdoğan, ‘’Öğrenci, kendi kişisel gelişimini daha çarpıcı bir şekilde görebilmiş olacak. Aynı şekilde öğretmen de, veli de öğrencinin kişisel gelişimini, belli alanlardaki iniş çıkışlarını görme fırsatına sahip olacak’’ diye konuştu.

‘’ALAN SEÇİMİNE

ETKİSİ OLMAYACAK’’

Karnede öğrencinin birkaç yıla ait başarı durumunun ortaya konulmasının, öğrencilerin yönlendirilmelerinde veya alan seçimlerinde etkisinin olup olmayacağı sorusu üzerine Erdoğan, şimdilik bu yönde bir karar bulunmadığını belirterek, ‘’Ancak ileriki yıllarda o tür çalışmalar yapılırsa, onunla ilgili bir altyapı hazırlanmış olacak. Şu anda karnenin doğrudan o türden bir işlevi yok’’ dedi.

Erdoğan, yeni düzenlenen karnelerin en önemli işlevinin öğrencinin performansını göstermesi olduğunu vurguladı. Öğrencilerin çoğunluğunun karnelerini sakladıklarına işaret eden Erdoğan, yeni karnelerle artık buna gerek kalmayacağını belirtti. Erdoğan, ‘’Karne saklama olayını, artık bir karneyle ortadan kaldıracağız. Artık öğrencilerin karne saklamasına gerek kalmayacak. Bir karnede birkaç yılın notlarını, birkaç yılda gösterdikleri performansı görebilecekler’’ diye konuştu.

Erdoğan, bu yarıyılda öğrencilerin karneleri yeni düzenlenmiş haliyle alacaklarını, ancak son 3 yıla ait yıl sonu notlarının bu karneye yetişmeyeceğini söyledi. Erdoğan, bu notların, bu eğitim-öğretim yılı sonunda verilecek karneye yetiştirilmeye çalışılacağını söyledi.

NOT SİSTEMİ NASIL OLACAK?

Ortaöğretimde not sisteminin de değiştirildiğini hatırlatan Erdoğan, öğrencilere artık 100 puan üzerinden puan verileceğini belirtti. Erdoğan, öğrenci 100 üzerinden kaç puan almışsa karnesine de aldığı puanın yansıyacağını ifade etti. Yıl sonu notlarının da aynı şekilde yansıtılacağını kaydeden Erdoğan, böylece ÖSS’ye giren öğrencilerin ortaöğretim başarı puanları hesaplanırken adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasının hedeflendiğini anlattı. Erdoğan, bu yıldan itibaren, ÖSYM’nin ortaöğretim başarı puanını hesaplarken 100’lük sisteme göre verilen puanları esas alması için görüşmeler yapacaklarını söyledi.

/ ANKARA

02.01.2007


 

Haydi gençler liseye

İlköğretim çağındaki çocukların okula gitme oranı yüzde 100 olan Zonguldak’ta, valiliğin başlattığı Kırsal Kesimdeki Öğrencilere Destek Kampanyası ile iki yılda 122 kız ve erkek öğrencinin liseye devamı sağlandı.

Alınan bilgiye göre, ilköğretim okullarında derslik başına düşen öğrenci sayısının 26, okul öncesi okul oranının yüzde 50, normal öğretim yapılan okul oranının da yüzde 99 olduğu Zonguldak’ta, eğitim öğretim faaliyetlerinde Türkiye ortalamasının üzerinde başarılar sağlanıyor. Maddi imkanları yetersiz özellikle kırsal kesimde yaşayan ailelerin çocuklarının, okul müdürleri tarafından tespit edilerek kampanya kapsamında 50-75 YTL’lik aylık yol yardımının yanı sıra kırtasiye desteği verilip eğitim öğretim hayatlarına devamı sağlanıyor. Kampanya çerçevesinde maddi durumları geçimlerini sağlayamayacak düzeyde olan ailelerin çocuklarına da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ndan eğitim yardımı yapılarak liseye devamları temin ediliyor.

/ ZONGULDAK

02.01.2007


 

Devrilen otobüsteki 5 polis yaralandı

Beyoğlu’nda polisleri taşıyan otobüsün devrilmesi sonucu 5 polis memuru hafif şekilde yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Taksim Meydanı’ndaki yılbaşı kutlamalarında görev yapan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğüne bağlı grup, nöbetlerini tamamladıktan sonra şubeye ait otobüse bindi. Otobüs, Tarlabaşı Bulvarı’nda sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu 34 PHK 29 plakalı otomobile çarptı.

Ardından yolun ortasında devrilen otobüste bulunan polislerden 5’i hafif şekilde yaralandı. Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan yaralı polisler, burada yapılan tedavilerinin ardından taburcu edildi.

/ İSTANBUL

02.01.2007


 

ATO: Büyüme Türkiye’ye yetmiyor

Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından hazırlanan “Büyüme Raporu”na göre, hemen her yıl yüzde 5 oranında büyümesi hedeflenen Türkiye ekonomisinde 1970 yılından sonraki 36 yıllık dönemde ortalama büyüme hızı yüzde 4,25 düzeyinde kaldığını ortaya koydu.

Rapora göre, Türkiye, 1970 yılından sonra yılda ortalama yüzde 5 büyüme hedefine ulaşsaydı, 2006 yılını 530 milyar dolarlık bir ekonomi olarak tamamlayacaktı.

Türkiye ekonomisi bu yılın ikinci yarısından itibaren yeni bir durgunluk dönemine girmeye başladığına dikkat çekilen raporda, üçüncü çeyrekte büyüme oranının yüzde 3’e kadar gerilediği, bu eğilimin bu yılın son çeyreğinde ve gelecek yıl da devam etme olasılığı yüksek olduğu ileri sürüldü. Raporda, 2007 yılına özgü belirsizlikler ve siyasi koşullar nedeniyle bu yıl yüzde 5 civarında kalması beklenen büyüme oranının, gelecek yıl yüzde 5’in altına inme olasılığını güçlendirdiği savunuluyor. Raporda, şu bilgiler yer alıyor:

“Şu anda Türkiye, Malezya, Güney Afrika, Romanya, Brezilya, Panama gibi ülkelerle aynı kişi başına gelir grubunda yer alıyor. Eğer yıllık ortalama yüzde 5’lik bir büyüme hızını başarabilseydi Türkiye Polonya, Şili, Litvanya, Libya, Şeysel Adaları gibi ülkelere yaklaşacaktı. Dünya sıralamasında 58’inci olabilecekti.

Türkiye ekonomisi 1970 yılından sonra ortalama yüzde 7,5 oranında bir büyüme hızını sürdürebilseydi, bu yıl 16 bin doların üzerine çıkması gereken kişi başına düşen gelirle de dünyada 37’inci sıraya çıkabilecekti.

Türkiye, 1970 yılından sonra ortalama yüzde 5’lik büyümeyle ulaşabileceği 529 milyar dolarlık milli gelirle dünyanın en büyük 17. ekonomisi olabilecekti. Yüzde 7,5’lik ortalama büyümeyle ise İspanya ve Kanada gibi ülkelere yaklaşacak ve dünyanın 1 trilyon dolardan fazla milli gelir yaratabilen 10. büyük ekonomisi olabilecekti.”

/ ANKARA

02.01.2007


 

Çelik: Geçmişin muhasebesini yapalım

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türkiye’nin, dünyanın parlayan yıldız ülkesi olarak çağdaş medeniyet seviyesine emin adımlarla ilerlediğini söyledi.

Çelik, Van’da Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü salonunda düzenlenen bayramlaşma töreninde, 2006’nın dünyada birçok değişim ve dönüşümün meydana geldiği, Türkiye’de ise iyi-kötü, güzel-çirkin birçok olayın yaşandığı bir yıl olduğunu belirtti.

‘’Bir yıl boyunca, kendimiz, ailemiz, memleketimiz, toplumumuz ve insanımız için neler yaptık? Bunların muhasebesi içinde olmalıyız’’ diyen Çelik, Kurban Bayramı ve yeni yılın birlikte kutlandığı bu dönemde, herkesin kendisiyle bu hesaplaşmayı yapması gerektiğini kaydetti.

Türkiye’nin dünyada yönlendirilen değil artık yöneten ve yönlendiren bir iradenin parçası olduğunu ifade eden Çelik, ‘’Türkiye, bugün dünyanın parlayan yıldız ülkesi olarak çağdaş medeniyet seviyesine emin adımlarla ilerlemektedir’’ dedi.

/ VAN

02.01.2007


 

Fırat: Genel seçimler 4 Kasım’da

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, genel seçimlerin 4 Kasımda yapılacağını belirterek, ‘’Öne alınması ya da ertelenmesi söz konusu değil’’ dedi.

Fırat, partisinin Mersin’in Tarsus İlçe Teşkilatında düzenlenen bayramlaşma töreninde, seçimleri zamanında yaparak Türkiye’de bir ilke daha imza atacaklarını söyledi. Genel seçimlerin 4 Kasım Pazar günü yapılacağını, öne alınmasının ya da ertelenmesinin söz konusu olmadığını belirten Fırat, ‘’Ülke sorunlarıyla ilgilenmeyen, milletin, halkın derdini bilmeyen ve çözüm üretmeyenler sorun ve sıkıntı yaşatmanın gayreti içindeler’’ diye konuştu. Fırat, parti olarak emaneti 5 yıllığına aldıklarını ve 4 Kasımda da sahibine teslim edip seçime gireceklerini, Türkiye’nin AKP iktidarında istikrarı ve huzuru yakaladığını, bunu bozdurmayacaklarını ifade etti.

/ TARSUS

02.01.2007


 

Nüfus sayımı başlıyor

Devlet Bakanı Beşir Atalay, adrese dayalı nüfus sayımının, birkaç büyük şehirdeki numerajı tamamlanmamış ilçeler hariç yurt genelinde Ocak ayında başlatılacağını, sistemin Haziran ayı sonuna kadar tamamlanacağını bildirdi.

Atalay, yaptığı açıklamada, hükümet olarak, sistemde köklü değişiklik yaptıkları konulardan birinin “Adrese Dayalı Nüfus Sayımı” olduğunu belirterek, 2005 yılında Nüfus Kanunu’nu yenilediklerini ve çalışmayı bu çerçevede başlattıklarını söyledi.

İçişleri Bakanlığı ile ortak yürütülen çalışmanın bütün hızıyla sürdüğünü kaydeden Atalay, “Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi, gelişmiş ülkelerin uyguladığı çağdaş bir sistemdir. Öyle uzun dilimler içinde biraz da ilkel sayılabilecek yöntemlerle nüfus sayımı yapmak yerine. Vatandaşınızın her halini, her durumunu, her an biliyor olmanın bir yöntemidir” dedi.

Daha iyi bir planlamanın, daha iyi bilgiye dayandığını belirten Atalay, “Aşı yapılacak çocukların tespiti gibi konularda Sağlık Bakanlığımız, adeta nüfus sayımı yapar gibi çalışma yürütüyor. Nereye, ne kadar okul gerektiğinin tespiti için Milli Eğitim Bakanlığı da benzer bir çalışma yapıyor. Adrese dayalı nüfus sayımı, bunların hepsini sona erdiren bir sistem olacak” diye konuştu.

Bir düğmeye basıldığında hangi ilde, ilçede, ne kadar vatandaşın bulunduğunun görülebileceğini kaydeden Atalay, ölüm, doğum, göç gibi nüfustaki hareketliliklerin de takip edilebileceğini bildirdi. Atalay, bu gibi değişikliklerin 1 ay içinde bildirilmesi gerektiğini, aksi takdirde ilgililere ceza uygulanacağını ifade etti.

/ ANKARA

02.01.2007


 

PKK’dan 99 terörist kaçtı

Irak’ın kuzeyinde yuvalanan terör örgütü PKK’dan 2006 yılı içinde toplam 99 kişinin kaçarak Şırnak’ta güvenlik güçlerine teslim olduğu bildirildi.

Alınan bilgiye göre, başta Mahmur kampı olmak üzere Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü PKK’dan kaçışlar sürüyor. Fırsatını bulan teröristler, Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) ve Irak Kürdistan Yurtseverler Partisi’ne (IKYB) sığınıyor. Buralarda Türk adaletine teslim olacaklarını belirten teröristler, daha sonra Şırnak’ın Silopi ilçesi yakınlarındaki Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye getirilerek güvenlik güçlerine teslim ediliyor. Son bir yıl içerisinde 99 terörist, Habur üzerinden Türk güvenlik güçlerine teslim edildi.

Teröristlerin teslim olmalarında, 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yürürlüğe giren “Etkin Pişmanlık Yasası” ve bu yasadan çocuklarının yararlanmasını isteyen çok sayıda ailenin girişimi de etken oldu.

/ DİYARBAKIR

02.01.2007


 

Gazeteci Yener Süsoy hayatını kaybetti

Hürriyet Gazetesi’nin ünlü kalemlerinden Yener Süsoy, geçirdiği kalp krizi sonucu yeni yıla kısa bir süre kala İstanbul’da hayatını kaybetti.

Röportaj ustası Süsoy, akşam saatlerinde geçirdiği kalp krizi sonrasında özel bir hastaneye kaldırıldı. Süsoy, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. İstanbul’da 1947 yılında dünyaya gelen Süsoy, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra başladığı gazetecilik mesleğinde, 35 yılı aşkın süre görev yaptı. Süsoy’un cenazesi, bugün İstanbul’da toprağa verilecek.

/ ANKARA

02.01.2007


 

Kimse Yok Mu Derneğinden 2500 aileye kurban eti

Kimse Yok Mu Derneği, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde 3 Kasım 2006 tarihinde sel felaketinde zarar gören vatandaşlara yönelik yaptığı yardımlarına devam ediyor.

Dernek bu sefer Kurban Bayramı sebebiyle başta Mardin, Diyarbakır, Batman, Şiirt, Şırnak, Ağrı ve Van illerinde bulunan 26 bin fakir vatandaşa kurban eti dağıtıyor.

Mardin’de 300 küçükbaş 50 büyükbaş olmak üzere toplam 350 hayvan kesilirken, toplam 2500 aileye kurban eti dağıtımı yapılacağı belirtildi. Kimse Yok Mu Derneği Başkan Yardımcısı Eyüp Tok, Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde toplam 3435 büyük ve küçükbaş hayvan kesimi yaptıklarını belirterek, bayramın ikinci ve üçüncü gününden itibaren toplam 26 bin fakir aileye kurban eti dağıtımı yapacaklarını söyledi.

/ MARDİN

02.01.2007


 

Maden’de örnek proje

Elazığ’ın Maden ilçesinde kaymakamlık, ilçedeki kahvehanelerde kütüphane bölümleri oluşturuyor.

İlçedeki 33 kahvehaneden 3’ünde hizmete giren kütüphanelerdeki kitaplarla gazete ve dergiler kaymakamlık tarafından sağlanırken, buralarda ihtiyaç sahibi kişilerin içtikleri çay bedelleri de belediye tarafından karşılanıyor. Maden Kaymakamı Şükrü Özcan, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin gündeminde önemini hiç kaybetmeyen eğitimin, kendilerinin de çalışmalarının temelini oluşturduğunu belirterek, başlattıkları çalışmanın amacının kahvehaneleri eski fonksiyonlarına yanı kıraathanelere okuma yerlerine çevirmek olduğunu söyledi.

/ ELAZIĞ

02.01.2007


 

Dünya, susuzlukla karşı karşıya

2050 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun 9.3 milyara ulaşmasının beklendiği ve iklim değişiklikleri yüzünden 60 ülkede toplam 7 milyar insanın su kıtlığı yaşayacağı bildirildi.

Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Yrd. Doç. Dr. Tahir Nalbantçılar, yaptığı açıklamada, dünyanın yüzde 70’ini kaplayan suyun sadece yüzde 0.3 gibi küçük bölümünün kullanılabilir ve içilebilir durumda olduğunu söyledi. İnsanoğlunun su ihtiyacını yeryüzü ve yeraltı su kaynaklarından karşıladığını ifade eden Nalbantçılar, insanın doğaya müdahalesi nedeniyle ekolojik dengenin bozulmasına bağlı olarak su kaynaklarının giderek yok olduğunu ve kirlendiğini kaydetti. Dünya genelinde hızlı nüfus artışına oranla su kaynaklarının azaldığını belirten Nalbantçılar, şunları söyledi:

‘’Yapılan araştırmalar, kişi başına düşen su miktarının giderek azaldığını gösteriyor. 2050 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun 9.3 milyara ulaşmasının beklendiği ve iklim değişiklikleri yüzünden 60 ülkede toplam 7 milyar insanın su kıtlığı yaşayacağı belirtiliyor. Günümüzde bile 6 milyar insanın yaklaşık yüzde 20’sinin güvenli su kaynaklarından yoksun olduğu biliniyor. Dünyanın en büyük sorunu olarak gösterilen su kıtlığı ilerde daha ciddi boyutlara ulaşacak.’’

Su potansiyeli açısından kıyaslandığında birçok ülkeye oranla su fakiri olan Türkiye’nin, UNESCO’nun hazırladığı ‘’Dünya Su Gelişme Raporu’’nda, su potansiyeli bakımından 45. sırada yer aldığını vurgulayan Nalbantçılar, dünyada su zengini ülkelerde kişi başına düşen su miktarı ortalama 10 bin metreküpün üzerinde iken Türkiye’de bu rakamın bin 570 metreküpte kaldığını bildirdi.

Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de suyun en fazla tarımsal sulamada kullanıldığını dile getiren Nalbantçılar, kontrolsüzlük nedeniyle Türkiye’de tarımsal sulama yüzünden su kaynaklarının giderek yok olduğunu anlattı. Nalbantçılar, son yıllardaki yağışların azlığı ve kuraklığın etkisiyle özellikle tarımsal sulamanın artmasıyla yeraltına inenden daha fazla suyun çekildiğini vurguladı.

/ KONYA

02.01.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004