Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Adalet olmadan barış olmaz

İnsan Haklara Derneği (İHD) Başkanı Yusuf Alataş, barışı menfi ve müspet olarak ikiye ayırarak "Savaşın sona ermesi ile menfi barış, toplumsal barışın sağlanması ise müspet barış olarak adlandırabiliriz. Adalet olmadan barış olmaz. Gerek dünyada gerek Türkiye'de barışın güç kullanılarak gerçekleştirilemeyeceği görülmüştür" dedi.

Demokratik Barış İnisiyatifi’nin öncülük ettiği barış konferansı Ankara’da başladı. İçkale Otel’de başlayan “Türkiye Barışını Arıyor” başlıklı konferansın açış konuşmasını yapan İnsan İHD Başkanı Alataş, Türkiye’deki devlet ve yönetim anlayışının sorunlara çözüm getirmekten uzak olduğunu ifade ederek, “Sosyal, siyasal, etnik ve dini anlaşmazlıklar red ve inkar temelinde zor, baskı ve şiddet kullanılarak hep geleceğe ötelendi” dedi.

Barışı menfi ve müspet olarak ikiye ayıran Alataş, “savaşın sona ermesi ile menfi barış, toplumsal barışın sağlanması ise müspet barış olarak adlandırabiliriz. Adalet olmadan barış olmaz. Gerek dünyada gerek Türkiye’de barışın güç kullanılarak gerçekleştirilemeyeceği görülmüştür” diye konuştu.

Türkiye’deki devlet ve yönetim anlayışının sorunlara uzun soluklu siyasal ve sosyal çözümler getirmeye yabancı olduğunu ifade eden Alataş, “Sosyal, siyasal ve etnik ve dini anlaşmazlıklar red ve inkar temelinde zor, baskı ve şiddet kullanılarak hep geleceğe ötelendi. Başta Kürt sorunu olmak üzere bugün sorunların temelinde bu anlayış yatmaktadır. Kürt sorunundaki ırkçı, ayrımcı, rendice edici temel yaklaşım gerek iç gerek dış politikaya hakimdir. Bunların aracı da güç gösterisidir, tehdittir” şeklinde konuştu. “Sorunun çözümü konusunda barışçıl sivil politikaların geliştirilmesi çatışmasızlık sürecinin kalıcı bir silah bırakmanın önünü açacaktır” diyen Alataş sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kürt sorununun bugünden yarına çözülmeyeceğini biliyoruz. Ancak bu yönde genel bir siyasi iradenin ya da niyetin var olduğunun işaretlerinin verilmesi dahi ortamın yumuşamasına, gerilimin azalmasına, daha sağduyulu değerlendirmelerin yapılmasına olanak sağlayacaktır. Bu konudaki temel görev ve sorumluluğun parlamentoya ve hükümete düştüğü kuşkusuzdur. Demokrasilerin temel kurumları olan partiler de Türkiye’nin bu en önemli sorunu karşısında şiddeti dışlayan demokratik çözümler ve programlar geliştirmelidirler.”

‘Kürtler, Malazgirt'ten beri Türk dostu’

Yazar Yaşar Kemal ise, konuşmasında 20. yüzyılda insanlık soyuna yakışmayan soykırımların yaşandığını söyledi. Türkiye’de 25 yıldır düşük yoğunluklu “layt bir savaş” yaşandığını ifade eden Kemal, “Bu savaş bir türlü bitmiyor. Bunda kimsenin bilmediği bir keramet olsa gerek. I. Dünya savaşı 4 yıl, ikinci dünya savaşı 6 yıl sürdü bizimki kaç yıl sürecek? Yıllarca ‘bir insanın bir halkın onuru ile oynamayın’ dedim yöneticiler bunun tam tersini yaptı. Ülkemizde milliyetçi kisvesine bürünmüş ırkçılar var. Bunlar Türkün Türkten başka dostu olmadığını söylerler. Kürtler Malazgirt’ten beri Türklerin dostudur. Kurtuluş savaşında da bu böyleydi. Hiç kimse onları kardeşlikten ayıramaz. Bin yılın adı var” dedi.

İki gün sürecek olan konferansta akademisyenlerin de büyük ilgisi oldu. Prof. Dr. Doğu Ergil, Prof. Dr. Fuat Keyman, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Prof. Dr. Mithat Sancar, Prof. Dr. Mümtazer Türköne, Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Dr. Cengiz Aktar’ın yanı sıra gazeteciler Semih İdiz, Doğan Tılıç, Mustafa Karaalioğlu, Ece Temelkuran ve Ragıp Duran ile çok sayıda siyasetçi ve işçi örgütü başkan ve temsilcileri katılıyor.

Kemal BENEK / ANKARA

14.01.2007


 

Milleti kucaklayan bir anayasa lâzım

Şiddetin temelinde tam demokrasiye geçilememesinin yattığını söyleyen Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, “Şiddet demokratikleşememeyle de ilgilidir. Demokrasiye verilen aralar bile şiddeti bahane ederek anlamlandırılmaya çalışılmıştır. Anayasa üç defa tümden, bir defa büyük oranda değişikliğe uğramıştır. Bu da ülkenin tam demokrasiye geçmesini geciktirmiştir. Artık milleti kucaklayan, milletin kucakladığı bir anayasaya âcilen ihtiyaç vardır” diye konuştu.

Türkiye Eğitimciler Birliği, TBMM Gençler ve Çocuklar Arasındaki Artan Şiddet Eğilimlerini ve Okullarda Yaşanan Şiddet Olaylarını Araştırma Komisyonu’na sunduğu raporda, şiddetin çözümüyle ilgili görüş ve önerilerini sundu.

Komisyonda sendikanın görüşlerini anlatan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, şiddetin eğitim kurumu odaklı değil, toplumsal hayatın bütününü etkileyen bir sorun olduğunu dile getirdi.

Konuşmasında şiddetin temelinde tam demokrasiye geçilememenin yattığını söyleyen Gündoğdu, şu görüşlere yer verdi: “Şiddet demokratikleşmeyle de ilgilidir. Demokrasiye verilen aralar bile şiddeti bahane ederek anlamlandırılmaya çalışılmıştır. Anayasa; üç defa tümden bir defa büyük oranda değişikliğe uğramıştır. Bu da ülkenin tam demokrasiye geçmesini geciktirmiştir. Artık milleti kucaklayan, milletin kucakladığı bir Anayasaya acilen ihtiyaç vardır.”

Toplantıda komisyon başkanı ve üyelerinin sorularını da cevaplandıran Gündoğdu, farklı bölgeleri kapsayan Adana, İstanbul 4, Kırıkkale, Çorum ve Batman şubelerinin hazırladığı raporlarla genel merkez tarafından hazırlanan 60 maddelik çözüm tekliflerini sundu.

Sendikanın sunduğu çözüm tekliflerinden bazıları şunlar:

*Gelir dağılımındaki adaletsizlik giderilmelidir.

lSosyal Devlet ilkesinin hayata geçirilmeli.

*İç göçü engellemeye yönelik istihdam ve gelir dağılımı projeleri hayata geçirilmeli.

*Düşük gelir düzeyine sahip ailelerin öğrenim görmekte olan çocuklarına, eğitimde fırsat ve imkân eşitliğine yönelik yardım yapılması sağlanmalı.

*Medya organlarında insana dair verilen iyi örneklerin sayısı arttırılmalı.

*Ceza uygulamaları amaç olarak değil araç olarak öngörülmeli.

*Okullaşma oranı ve sınıf sayıları arttırılmadır.

*Gençler madde bağımlılığı konusunda bilinçlendirilmeli, solventli yapıştırıcıların satışı yasaklanmalıdır.

*Öğrencilerin din eğitimi ve öğretimine yönelik beklentileri ve ihtiyaçlarını karşılayacak genel nitelikli uygulamalar hayata geçirilmeli.

*“Aile ve ebeveyn eğitim” uygulamaları sürekli nitelikte gerçekleştirilmedir.

*Şiddet ve ahlâkî değerleri yıpratıcı unsurlar içeren görsel ve yazılı yayınların gerek adlî gerekse idarî süreç içerisinde denetlenmeli.

*Toplumdaki kanaat önderlerinin bu sıfatlarıyla konu ile ilgili duyarlıklarını aktarabilecekleri organizasyonlar düzenlenmeli.

*Sevgi, hoşgörü ve saygı temelli eğitim yaklaşımı uygulanmalı.

*Çocukların başarıları ödüllendirilmeli.

*Öğretmen açığı giderilmeli.

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

14.01.2007


 

Ağar: F tipi düzeltilmeli

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, F tipi cezaevlerinin batı tipi bir infaz sistemi olduğuna dikkat çekerek, “Ama şimdi burada bir problem varsa bunu da yok görebilmek mümkün değildir” dedi.

DYP Lideri Ağar, terör konusunda yaptığı “ovada siyaset” açılımı ile başlayan sürpriz çıkışlarına “F tipi”ni de ekledi. Bir televizyon programında soruları cevaplandıran Ağar, bir soru üzerine, F tipi cezaevlerinin yapımı konusunda “çok doğru olmuştur” dedi.

Bunların batı tipi bir infaz sistemi olduğuna dikkat çeken Ağar, “Ama şimdi burada bir problem varsa bunu da yok görebilmek mümkün değildir. İnsanlar farklı konularda suçlu olabilirler. Cezaevine de girebilirler. Sonuçta herkes bizim vatandaşımızdır” dedi.

Ağar, şöyle konuştu: “Buralarda belki biraz insani motiflerde eksiklik varsa bunu gidermek lazım. F tipi cezaevlerinin ortaya koyduğu tablo ve gereklilik şudur: Cezaevleri müşterek yaşam alanı haline geldiği vakit buradaki süreç yeniden suçluyu üreten mekanizmalar halinde gelişiyor. Şimdi bu hücre tipi dolayısıyla ortadan kaldırıldı. Ama zaman zaman insanları bir araya gelmek istiyorlarsa kontrollü bir şekilde bunu getirmek lazım. İnsani birtakım talepleri de yok farz edebilmek mümkün değil. Bugünün şartlarında artık bu problem önemli ölçüde geride kaldı. Burada insani yaklaşımlarla birtakım talepleri karşılamak imkanı varsa ki olabilir diye düşünmek lazım. Böyle yapmak lazım. Bundan dolayı insanların ölümlerine filan göz yummamak lazım. Açlık grevlerini filan ortadan kaldırıcı birtakım yaklaşımlar sergileme imkanımız varsa bunları sergilememiz lazım. Geçmişte daha farklı düşünüyorduk bugün böyle düşünüyoruz. Yarın daha ileri seviyede düşünmemiz lazım.”

/ İSTANBUL

14.01.2007


 

Çankaya kimsenin tekelinde değil

Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Adnan Öztürk, ‘’Cumhurbaşkanlığı makamını birilerinin tekelindeymiş gibi göstermeye çalışan zihniyetler, başta bilim camiası olmak üzere bütün halkımızı rahatsız etmektedir’’ dedi.

Öztürk, derneğin yeni yönetim kurulu üyelerini tanıttığı basın toplantısında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili bazı çevrelerin zorlama ve baskılara yeltendiğini, bu gayretlerin de kamuoyunda tepkiyle karşılandığını söyledi. İnsan onurunun teminatı olan demokrasi idaresinin baskı ve güdümden uzak tutulması gerektiğini belirten Öztürk, şöyle devam etti: ‘’Genel temayülü görmezden gelip kendi ilke, öncelik ve çıkarlarını milletimize empoze etmeye çalışan bir kısım ‘güruh’un beyhude gayretlerine Türk demokrasisi, Türk devleti, Türk hukuku ve aydını asla müsaade etmeyecektir. Cumhurbaşkanlığı makamını birilerinin tekelindeymiş gibi göstermeye çalışan zihniyetler, başta bilim camiası olmak üzere bütün halkımızı rahatsız etmektedir. Türkiye, cumhurbaşkanını kanunları ve teamülleri çerçevesinde anayasa hükümlerine göre Meclisinden seçme kudret ve kabiliyetine sahiptir, bunu da başaracaktır. Her türlü kargaşalı ortamdan menfaat sağlamayı meslek haline getiren bir kısım odakların bu demokratik süreci engellemeleri mümkün değildir. Halktan alamayacaklarını anladıkları iktidarı başka mecralarda arayanlar, yine yanılacaklardır.’’

Prof. Dr. Adnan Öztürk, Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) üniversitelerin önündeki en büyük engel olduğunu da belirterek "Özürsüz bir üniversite istiyoruz’’ diye konuştu.

/ KAYSERİ

14.01.2007


 

Arınç'tan 37 yurtdışı gezisi

TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın, 2006 yılı sonu itibariyle 37 yurtdışı ziyaret gerçekleştirdiği, kendisine bu ziyaretler için 64 bin 600 YTL ödeme yapıldığı bildirildi.

CHP Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç’ın, Bülent Arınç’ın yurtdışı gezileriyle ilgili soru önergesini, TBMM Başkanvekili İsmail Alptekin cevapladı. Verilen yanıta göre, TBMM Başkanı Arınç, beraberindeki parlamenter heyetlerle 22. Yasama Döneminde 2006 yılı sonu itibariyle gerek ikili resmî ziyaret, gerek uluslar arası toplantılara katılım bağlamında 37 yurtdışı ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaretler için Arınç’a toplam 64 bin 600 YTL 79 Ykr ödeme yapıldı. Bu arada, Meclis Başkanı Arınç, 15-17 Ocak 2007 tarihleri arasında Sudan’a resmî ziyarette bulunacak.

/ ANKARA

14.01.2007


 

AB yol haritası Şubat’ta tamam

Türkiye’nin 2013 yılına kadar AB sürecindeki yol haritasını oluşturacak “Yapısal Reform Belgesi”’nin Şubat ayı başlarına kadar hazırlanması bekleniyor. Bakan Gül’ün başkanlığında çeşitli kuruluşların temsilcilerini bir araya getiren toplantıda üzerinde çalışılan belgede bütün fasılların 2013’e kadarki takvim öngörüsü yer alacak.

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün başkanlığında hafta içinde çeşitli kuruluşların temsilcilerini bir araya getiren toplantıda üzerinde çalışılan belgede, bütün fasılların 2013’e kadarki takvim öngörüsü yer alacak. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, çalışmaları halen süren belgenin AB Genel Sekreterliği’nin web sitesinden kamuoyuna açıklanması da öngörülüyor. Bu arada, aynı kaynaklar, AB ülkelerinde gelecek dönemde düzenlenecek seçimlerin, bu ülkelerdeki siyasi belirsizliği ortadan kaldıracağını ve böylece Avrupa’nın kendi kurumsal meselesini düzeltecek gerekli zemini oluşturacağını belirtiyorlar.

AB’de Türkiye ile ilişkileri “alçak profilli götürme eğilimi” olduğuna işaret eden kaynaklar, Türkiye’nin AB müzakere sürecinin bir kalkınma referansı olduğunu ve bunun da tarama egzersizinden sonra daha iyi anlaşıldığını belirtiyorlar. Aynı kaynaklar, Ankara’nın dondurulan 8 başlıktaki teknik hazırlıkları kendi kendine yürütme çalışmalarının, AB sürecini kolaylaştıracağını ve bu hazırlıklarla reformlar tamamlandıktan sonra Türkiye’nin AB’ye girmesinin “bir günlük olmasa bile bir yıllık bir süreç olduğunu” kaydettiler. Kaynaklar, AB dışişleri bakanlarının 22 Ocak’taki toplantısında onaylanması beklenen Doğrudan Ticaret Tüzüğünün ise mevcut haliyle Ankara’yı tatmin etmediğini bildirdiler.

/ ANKARA

14.01.2007


 

Türkiye’nin üyeliğine karşı tavır, faydasız

Almanya’nın Kuzey ren Vestfalya Eyaleti Nesiller, Aile ve Uyum Bakanı Armin Laschet, Türkiye’ni Avrupa Birligi’ne (AB) üyeliğine karşı tavrın fayda sağlamaycağını söyledi.

Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin yayınladığı derginin 21. Yıl Özel Sayısına konuşan Armin Laschet, “Türkiye’nin AB’ye katılım çabaları ile Almanya’daki uyum politikaları arasında bir ilişkisellik bulunuyor mu?” şeklindeki soru üzerine şunları kaydetti:

“Birden fazla ilişkisellik söz konusu. İkisini belirtmek istiyorum: Eğer Almanya’da üyelik çabaları üzerine konuşuyorsak, Türkiye’nin bir Müslüman ülke olarak üyelik için uygun olmadığı gibi tavır alırsak bu fayda sağlamacaktır. Bana göre bu tamamen yanlış argümmentasyon. Burada yaşayan Türklere bize uymadıkları mesajı verir. Benim de Türkiye’nin AB üyeliğini gerçekleştirilebilirliğine dair tereddütlerim var. Ancak bu tereddütler herşeyden önce anayasası için uğraş veren ve kurumsal olarak yeni bir büyük üye ülkeyi kabul etmeyecek AB’nin kapasitesine ilişkindir. İkinci bir ilişkisellik olarak, Türkiye ziyaretim esnasında da daha açık biçimde farkına vardığım şunu söyleyebilirim: Türkiye hükümetinin temsilcileri Almanya’da yaşayan Türklerin uyumu konusunda ilgileri artarken, AB üye ülkelerinde yaşayan Türk insanlarının uyum sürecindeki sorunlarının Türkiye’nin genel görünümünü de etkilediğini dile getirdiler.”

Yeni Asya / İSTANBUL

14.01.2007


 

Merkel’den anayasa şartı

AB dönem başkanlığını devralan Almanya’nın Başbakanı Angela Merkel, AB’nin genişlemesine imkân tanıyacak bir anayasaya ihtiyaçları olduğunu söyledi.

İngiliz The Guardian gazetesine konuşan Merkel, AB’nin yeni bir anayasaya sahip olmadan daha fazla genişlemeyeceğini savundu. Merkel, “Danışma süreci hakkında henüz birşey söylemedim. Almanya’nın şartlarını da sayarak bu işe başlamayacağım. Birşeylerin olması gerektiği açık. AB Anayasası’nı eleştirenlerin AB’nin genişlemesini isteyenlerle aynı ülkeler. Genişlemeyi tekrar mümkün kılacak bir anayasaya ihtiyacımız var.” dedi.

Bulgaristan ve Romanya’nın 1 Ocak 2007’de Birlik’e üye olması ile üye sayısı 27’ye çıktı. Fransa ve Hollanda’da AB Anayasası’na ilişkin yapılan referandumlarda hayır sonucu çıkması ardından AB Anayasası’na ilişkin süreç askıya alınmıştı. AB dönem başkanlığını devralan Almanya, AB Anayasası’nın tekrar canlanması için bu dönemde çalışmalar yapacağını duyurdu.

/ LONDRA

14.01.2007


 

301’den bir beraat

“Türk rejimi şizofrenik” diyen Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü Genel Sekreteri Robert Ménard ve bu sözleri yayınlayan İdea Politika Yayın Yönetmeni Özkoray hakkında “Askeri ve cumhuriyeti tahkir ve tezyif” iddiasıyla açılan dâvâ beraatle sonuçlandı.

İdea Politika dergisinde yayımlanan bir röportajında “Türk rejimi şizofrenik” diyen Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Genel Sekreteri Robert Menard ile derginin Yayın Yönetmeni Erol Özkoray, 6’şar yıl hapis talebiyle dört yıl yargılandıktan sonra beraat etti. Özkoray, suça gerekçe gösterilen sözleri “ağır eleştiri” olarak gören mahkemenin beraat kararını kalemlikten kendisi öğrendi.

Geçtiğimiz günlerde hakkındaki basın dosyalarını incelemek için Şişli Adliyesi’ne giden gazeteci Özkoray, 28 Aralık 2005 tarihinde beraat ettiğini öğrendi. Gazeteci, geçen süre zarfında kendisine veya avukatına bu yönde bir tebliğ yapılmadığını ifade etti.

Derginin 28 Aralık 2001 tarihli sayısında yayımlanan röportajda Menard’ın “Türk rejimi şizofrenik” sözlerine “Askeri ve cumhuriyeti tahkir ve tezyif” iddiasıyla dava açılmıştı. Eski Ceza Yasası’nın 159. maddesi uyarınca her iki gazetecinin de 6’şar yıla kadar hapisleri isteniyordu. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi, bundan yaklaşık bir yıl önce aldığı kararında, suça gerekçe gösterilen sözlerin “ağır eleştiri” olarak kabul edildiğine ve suçun unsurlarının oluşmadığına karar verdi.

Mahkemeye başkanlık eden Hakim Metin Aydın, iddia makamının da beraat yönünde talep ilettiğini açıklayarak iki sanık gazeteciyi beraat ettirdi. Özkoray’ın, aynı adla yayımlanan ideapolitika.com sitesinde 2001 yılında çıkan “Ordu ne işe yarar?” ve “Yeni Barbarlar Apoletli Talibanlar” yazılarından daha önce bin 200 YTL’ye mahkum olduğu ancak Yargıtay’ın da “301. madde değişikliği dikkate alınsın” istemiyle bozulduğu dosya, 14 Mart’ta aynı mahkemede ele alınacak.

/ İSTANBUL

14.01.2007


 

CHP şova mı hazırlanıyor?

CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Uğur Mumcu ve Prof. Dr. Muammer Aksoy için düzenlenecek faaliyetlere CHP’lilerin kitlesel olarak katılmalarını istedi.

CHP Genel Merkezinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Sav, CHP il ve ilçe başkanlıklarına genelge göndererek, 24 Ocakta araştırmacı yazar Uğur Mumcu’nun öldürülüşünün 14, 31 Ocakta ise Türkiye’nin önde gelen hukukçu ve aydınlarından Prof. Dr. Muammer Aksoy’un öldürülüşünün 17. yılını dolduracağını hatırlattı. Mumcu ve Aksoy’un öldürüldükleri günün yıl dönümünde çeşitli yerlerde anılacağını kaydeden Sav, CHP’lilerin en yüksek ilgi ve katılımı sağlamalarını istedi. Önder Sav, katılımların Mumcu ve Aksoy gibi aydınlanma devrimi savaşçıları için yerine getirilmesi gereken bir görev olduğunu ifade etti.

/ ANKARA

14.01.2007


 

Başörtüsü yasağı caiz mi?

Başörtüsü yasağı, dün yurdun değişik illerinde düzenlenen eylemlerle protesto edildi.

Sakarya Başörtüsü Platformu’nun 70. kez düzenlediği başörtüsü eyleminde, Platform adına Özgür-Der Sakarya Şubesi üyesi Nebahat Karakaya’nın yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başörtüsünün “Müslümanlarca uyulması gereken dini bir vecibe” olduğunu açıklamasının ardından hala yasağın devam ettiği belirtildi. Açıklamada, “Diyanet İşleri Başkanlığı bıraksın başörtüsünün siyasal bir simgemi olup olmadığını bizzat resmi ideoloji eliyle uygulanan başörtüsü yasağının hükmünü versin. Başörtüsü yasağı caiz mi dir? Yoksa resmi ideolojinin çıkamadığı bataklık mı?” diye soruldu. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu da 49. hafta eylemini Sıhhiye Abdi İpekçi Parkı’nda gerçekleştirdi. Yasak, Van’da da portesto edildi. Van Başörtüsüne Özgürlük Platformu’nun bu hafta 19.’sunu düzenlediği eylemlere destek her geçen gün artıyor. Van Anadolu Gençlik Derneği de Platforma dahil oldu. Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu’nun 91. haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eylemi, Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirildi.

Yeni Asya / İSTANBUL

14.01.2007


 

Toplum, sivil olmayan anlayışı kabul etmiyor

Memur Sen Konfederasyonu’na bağlı Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (Bem-Bir-Sen) Genel Başkanı Mürsel Turbay, sivil inisiyatiften uzak anlayış içinde duran yapıların toplum nezdinde kabul görmediğini söyledi.

Bem-Bir-Sen, kuruluşunun 13. yıldönümü dolayısıyla düzenlediği sabah kahvaltısına çok sayıda basın mensubunun yanı sıra sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı. Programda konuşan Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Turbay, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Meclis’i baskı altına almak ve eylem zinciri oluşturmak için kurulduklarını iddia eden Ulusal Birlik Hareketini eleştirerek, “Sivil inisiyatiften uzak anlayış içinde duran yapıları toplum ellerinin tersiyle iter. Üç günde darmadağın oldular. Çünkü sivil değillerdi. Önce demokrasiye ve özgürlüğü inanacaksınız. Seçilmişlerin haklarına saygı duyacaksınız. İçlerine demokrasiyi sindiremeyenler hak aramaktan çok verilen hakları ortadan kaldırmak için uğraşırlar” dedi.

Hükümetin politikalarını da eleştiren Turbay, şunları söyledi: “Çalışanların hakkını vermek için IMF’den emir almaya gerek yoktur. Her dönem IMF’yi bahane ederek haklarımızı gasp etmek yanlıştır. Diğer taraftan halen toplu sözleşme hakkımız yoktur. Sosyal ve ekonomik hak ve talepleri için engellemelere rağmen mevcut engellemeleri de aşarak Anayasal hakkımız olan toplu sözleşme hakkını elde edinceye kadar onurlu mücadelemize devam edeceğiz. Bu mücadelenin önünde kimsenin durmasına da izin vermeyeceğiz.” Turbay, ayrıca ABD’nin politikalarının kan ve kinden ibaret olduğunu vurguladı.

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

14.01.2007


 

Doğu’da kış, Trakya’da bahar havası

Doğu Anadolu Bölgesi’nde etkisini sürdüren soğuk hava, hayatı etkilerken Trakya’da bahar havası yaşanıyor. Erzurum Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, bölgede en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında 31 dereceyle Ardahan’da ölçüldü.

Bölgedeki diğer illerde ise en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında olmak üzere Erzurum’da 30, Erzincan’da 12, Kars’ta 23, Ağrı’da 28 ve Iğdır’da 11 derece olarak belirlendi. Gündüz en yüksek hava sıcaklığının da Erzurum’da eksi 15, Erzincan’da eksi 1, Kars’ta eksi 12, Ağrı’da eksi 15, Iğdır’da eksi 10, Ardahan’da ise eksi 16 derece olması bekleniyor.

Meteoroloji yetkilileri, bölgede yarından itibaren kar yağışının etkili olmasını beklediklerini, buna bağlı olarak hava sıcaklıklarında artış görülebileceğini bildirdiler.

Edirne Meteoroloji Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, hava sıcaklığının 12 derece olarak ölçüldüğü şehirde, açık ve güneşli bir gün yaşanıyor. Sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi üzerine vatandaşlar, park ve çay bahçelerine giderek, güneşli havanın tadını çıkarıyorlar. Ailesiyle birlikte çay bahçesinde güneşle havanın tadını çıkaran Ali Karakoyunlu, Antalya’dan geldiğini belirterek, ‘’Edirne’deki hava, Antalya’dan daha sıcak çok şaşırdım’’ dedi. Yetkililer, sıcaklıkların daha da artmasının beklendiğini bildirdiler.

/ ERZURUM/EDİRNE

14.01.2007


 

Her üç okuldan birinde kavga çıkıyor

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (Eğitim-Sen) Türkiye’deki Ortaöğretim kurumlarında karşılaşılan şiddet olaylarına yönelik yaptığı araştırmanın sonuçları gün geçtikçe artan şiddet olaylarının Türkiye’de eğitim sisteminin çok ciddi bir tehdit ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Rapora göre 2006’da ortaöğretim okullarında saç kesme cezasından azarlama, sopa ve dayağa kadar ne varsa, az ya da çok devam ediyor.

Türkiye’de her üç okuldan birinde bıçaklı silahlı kavgalar çıkıyor. Okulların yüzde 5’inde bu tür olaylar haftada bir veya daha sık görülüyor.Delici ve kesici alete rastlanan okul oranı yüzde 55. Sadece sokak kontrolü için değil, aynı zamanda okul içi kontrol için de polise başvurulması giderek yaygınlaşan bir uygulama izlenimi veriyor.

Eğitim-Sen araştırmayı sundu

Okulların yüzde 12’sinde uyuşturucu, yüzde 15’inde keyif verici haplara rastlandı. Eğitim-Sen’in raporuna göre, İstanbul’da her üç okuldan birinde, İzmir’de her 4 okuldan birinde uyuşturucu görülüyor.

Araştırma Eğitim-Sen üyelerinin topladıkları alan bilgilerinin Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş analizi sonucunda ortaya çıkmış. Eğitim-Sen, raporu 11 Ocak’ta Meclis Gençler Arasında ve Okullarda Artan Şiddet Olaylarını Araştırma Komisyonu’na sundu.

Sorunun çözümünün günü birlik müdahalelerle değil, uzun vadeli eğitim politikalarıyla mümkün olduğu vurgulandı.

/ ANKARA

14.01.2007


 

Bulduğu çeki sahibine teslim etti

Bursa’nın Orhangazi ilçesinde bir kişi, yolda bulduğu 70 bin YTL’lik çeki sahibine teslim etti.

Elektrikçilik yapan Mehmet Ataç (35) yolda 70 bin YTL tutarında bir çek buldu. ‘’Hamiline’’ yazılı çeki veren banka şubesinden, çekin sahibinin Mustafa Yılmaz olduğunu öğrenen Ataç, telefonla ulaştığı Yılmaz’ın, çeki Orhangazi’de müşterisi olan Vural Çetin’e verdiğini söylemesi üzerine Çetin ile buluşarak, çeki teslim etti. Vural Çetin, ‘’Mehmet beye minnettarım. Çek hamilineydi, istese parayı bankadan çekebilirdi. Onun bu duyarlılığı herkese örnek olmalı’’ dedi. Ataç da ‘’Benim olmayan bir paradan hayır geleceğini düşünmüyorum. O yüzden de bulduğum çeki tahsil etmeyi aklımdan bile geçirmedim’’ diye konuştu.

/ ORHANGAZİ

14.01.2007


 

Adıyaman’da nüfus sayımı başladı

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından başlatılan Adrese Dayalı Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (Mernis) veri tabanı Nüfus sayımı Adıyaman’da başlatıldı.

Türkiye İstatistik Kurumu Sosyal İstatistikler Daire Başkanı Enver Taştı ve Türkiye İstatistik Kurumu Gaziantep Bölge Müdürü Dr. Ahmet Tan Adıyaman Valisi Halil Işık’ı makamında ziyaret ederek, Adrese Dayalı Merkezi Nüfus İdaresi veri tabanı olan (MERNİS) nüfus sayımını Adıyaman’da başlattıklarını açıkladı.

TÜİK Bölge Müdürü Dr. Ahmet Tan, Adıyaman’da numarataj işlemlerini bitirdiklerini ve nüfus sayımına başladıklarını belirterek, Adıyaman’da bugüne kadar rahat bir ortamda çalıştıklarını ve 2007 yılı Mart ayının sonunda Nüfus sayım işlemlerini bitireceklerini ifade etti. Dr. Tan ayrıca ikamete dayalı nüfus tesbit sisteminde çalışmak isteyen ve daha önce müracaat eden personellere yönelik 18 Ocak 2006 Perşembe günü bir toplantı yapacaklarını ve bu toplantıya katılmayan personellerin başvurularının değerlendirmeye alınmayacağını belirtti.

Ali KARABİBER

14.01.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004