Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

İbrahim Özdabak: Türkiye mizah zengini

“Türk insanının mizah kültürü bir çok ulustan ileri derecededir. Nasrettin Hocaların, İncili Çavuşların torunları yüzlerimize tebessümler dağıtırlar. Karadenizli hemşehrilerimizin zekâ fışkıran fıkraları, Ege’nin nükteleri, Anadolu’nun deyişleri büyük bir zenginliktir.”

Gazetemiz karikatüristi ve Teknik Müdürü İbrahim Özdabak, Bilim San’at Felsefe Akademisi’nden Fahri Sarrafoğlu’nun sorularını cevaplandırdı.

*Türkiye’de insanların karikatüre bakışını kısaca değerlendirir misiniz? Karikatürle mesaj ve iletişim sağlamak bizde güçlü mü?

Türk insanının mizah kültürü bir çok ulustan ileri derecededir. Nasrettin Hocaların, İncili Çavuşların torunları yüzlerimize tebessümler dağıtırlar. Karadenizli hemşehrilerimizin zekâ fışkıran fıkraları, Ege’nin nükteleri, Anadolu’nun deyişleri büyük bir zenginliktir. Hal böyle olunca, her kasabada, her köyde bir nüktedan barınır. Olayları sözleriyle, hareketleriyle karikatürize eder bu insanlar. Böylesine verimli ülkemizde hatırı sayılır karikatüristler yetiştiğini söyleyebilirim. Ama bunların pek hatırının sayılmadığını ve bu işi esas işinin yanında hobi olarak yürüttüğünü de belirtmem gerekiyor. Karikatürün kendine has ortak bir dili vardır. Her milletten insanlar anlamını çıkarabilir. İşin püf noktası espriyi yakalayabilmek ve onu çizgiyle anlatabilmektir. İnsanlar bunu önce anlayacaklar, sonra gülecekler; bir hakikat, bir ders içeriyorsa onu da tefekkür edecekler veya ciddiye bile almayacaklar. Dünyanın neresinde olursa olsun karikatür denilen abartma san’atı böyle icra edilip gidecek. “Karikatürümüz ne kadar güçlü?” sorusuna şöyle diyebilirim: Edebiyatımız, şiirimiz, resmimiz, mimarimiz ne kadar güçlü ise o kadar güçlüyüz.

*Karikatür de bir iletişim san’atı, ama bunun okulu ciddî mânâda yok. Bu konuda neler söylenebilir, neler yapılabilir?

BSF Akademide böyle bir bölümün açılması sizce iyi olur mu? Bu işin eğitimli ve profesyonel eller tarafından verilmesi konusunda görüşleriniz nelerdir?

Daha önce BSF Akademide çeşitli örneklerden oluşan bir sergi açtım. Bu konuda BSF Akademiye öncü olduğu için çok teşekkür ediyorum. Sergi çok ilgi gördü ve sorular da geldi. Bunların içerisinde karikatür eğitimi almak isteyen çok sayıda talep de vardı. Karikatür okulu Batıda var mı bilmiyorum. Belki güzel san’atların bir kolu olarak eğitim veriliyor olabilir. Bizde ise çocukken başlayan bir merak ve onun peşinden sürüklenmek suretiyle bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Mizah dergileri etrafında toparlanmalar oluyor. Genelde o derginin usta çizerleri taklit ediliyor. Sonuçta çeşitlilik azalıyor. Genç çizerin kendi kimliğini bulması uzun zaman alıyor. Gözü kapalı, el yordamıyla, kişinin kabiliyetine göre bir şekillenme söz konusu. Bu işin bir çizgi tarafı, bir de fikri yönü var ki, karikatüristin çizdiği konuya derin bir hakimiyeti olması gerekir. Ancak o zaman basite inebilir ve herkesin anlayacağı bir espriyi yakalar. Unutmayalım ki karikatür incitme aracı değildir; hakaret etme, küçük düşürme aracı değildir. Ne yazık ki, bütün bunları öğretecek ve kişinin kendi kabiliyetini geliştirecek bir okulu yok bu işin. BSF böyle bir çalışmanın içine girerse iyi birşey yapmış olur bence.

*Siyasilerimizin karikatüre bakışlarının hoşgörülü olup olmadığı konusunda görüşleriniz nelerdir?

Bizim siyasilerin karikatüre hoşgörüsüz baktıklarını zannetmiyorum. Topluma hizmet iddiasıyla ortaya çıkan insanların bazı tenkitlere tahammüllü olması gerekir. İşgüzar görevlilerin yönlendirmeleriyle ufak tefek kazalar olmuyor değil. Asıl olan şudur: Herkes düşüncesini hür bir şekilde ifade edebilmelidir. Siyasetçiler de benim bu hürriyetimin en ateşli savunucuları olmalı. Yanlış anlaşılmasın; demiyorum ki, hakaret edeyim, iftira atayım, kötü sözler sarf edeyim. Böyle durumlarda en başta kamu vicdanı dersini verir.

*Şu anda yerinize yetiştirdiğiniz bir çırak, usta v.b. var mı?

Basın hayatında bulunduğum 30 yıl içerisinde tanıştığım çizer olmak isteyen gençlerle usta-çırak ilişkisi içine girmedim. Ancak onların eserlerinin yayınlanması ve önünün açılması için her türlü yardımı yapmaya çalıştım. Usta-çırak işi belki zanaat içinde geçerli olabilir; ama san’at işinde eşit şartlarda belki arkadaş olunabilir.

*Danimarka’da malûm olay konusundaki görüşleriniz nelerdir? Bu işin sınırı nerde başlar nerde biter?

Danimarkalı karikatüristlerin yaptıkları İslâm dünyasına terörist bir saldırıdır. Gıdasını hoşgörüsüz ve çatışan medeniyetlerden alan hilekâr ve zalim bir örgütün planladığı ve yürürlüğe koyduğu bir eylemdir. İnsanların meydanlara dökülmesi karikatür san’atının gücüyle ilgili değildir. İnanca ve kutsal değerlere saldırarak kaos meydana getirmek hedeflenmiş ve kısmen başarılı olunmuştur. Karikatür burada araç olarak seçilmiş. Heykel, tiyatro, makale v.b. olabilirdi...

*BSF Akademi hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Daha önce bir sergi açmıştınız; tekrar sergi açmayı düşünür müsünüz?

BSF Akademi çalıştığı alanlarda kültür ve san’at hayatımıza katkıda bulunabilecek insanlar yetiştirebildiği ölçüde kendisiyle iftihar etmelidir. Çalışmalarınızın ve başarılarınızın devamını diliyorum. Sergi açmamda bana yardımcı olduğunuz için de ayrıca teşekkür ederim. Ne zaman arzu ederseniz yeni bir sergi için çalışma başlatabiliriz. Konusu “2006 ve 2000 üstü” veya “Her yüze bir tebessüm” olabilir mi?

15.01.2007


 

Gönenli için mevlid okutuldu

Gönenli Mehmed Efendi’nin vefatının on altıncı senesi, Sultanahmet Camii’nde okunan mevlid-i şerifle anıldı.

Sultanahmet Camii Baş İmamı Emrullah Hatiboğlu ve caminin diğer imamlarının Kur’ân-ı Kerim ve kasideler okudukları mevlide, Gönenli Mehmed Efendi’nin sevenleri büyük ilgi gösterdi.

Yeni Asya / İSTANBUL

15.01.2007


 

Öğrenciler, kütüphanenin yolunu unuttu

İnternet kullanan çocukların maruz kaldığı tehlikelerin gündem oluşturduğu Türkiye’de ödevini araştıran çocuklar yeni bir tehlike ile karşı karşıya bulunuyor.

İnternette onlarca ödev sitesi, çocuklara para karşılığında hazır ödevler sunuyor. Tamamı ücretli bu siteler çocukların araştırma merakını engelleyerek tembelleştirdiğini belirten uzmanlar, aile ve öğretmenleri uyarıyor. Araştırmaları için verilen ödevleri internette araştıran öğrenciler, doğru araştırma yaptıkları halde faydasını görüyor. Ancak öğrencinin araştırmaktan ziyade hazırlanmış ödevleri indirmenin yoluna gitmesi onların araştırma duygusunu engelleyerek tembelliğe itiyor.

/ DİYARBAKIR

15.01.2007


 

Osmanlıca seminerleri

Alfabesinden cümle yapısına kadar hemen hemen her yönüyle Türkçe’den farklı olan, fakat tarihimizin de önemli bir bölümünü oluşturan Osmanlıca’yı öğrenmek çok zor değil.

Dil ile kültür arasındaki ilişkinin gücünden yola çıkan Tarih Vakfı, bir süredir Osmanlıca seminerleri düzenliyor. Yeni dönemi başlayan seminerlerle herkes hem dil hem de kültür birikimini genişletebiliyor.

Tarih Vakfı, dil ile kültür arasındaki güçlü ilişkiden yola çıkarak Osmanlıca seminerleri düzenliyor. Uzmanlar tarafından 3 ayrı seviyede verilen Osmanlıca eğitimlerinin yeni dönemi, Tarih Vakfı’nın Yıldız’daki merkezinde başlıyor.

Bugüne dek çok sayıda katılımcıya ulaşan bu seminerler Şubat ayında yeni gruplarla devam ediyor. Osmanlıca seminerleri Başlangıç, Orta ve İleri Seviye sınıflarından oluşuyor. Tarih Dostları, bu seminerlerden % 10 indirimli fiyatla faydalanabiliyor.

Kurs bilgileri ve takvim şöyle:

Eğitmen: Doç. Dr. Muharrem Keskin

Başlangıç Seviyesi

Başlangıç Tarihi: 20 Şubat 2007

Salı-Cuma 18.30 - 20.30

Orta seviye

Başlangıç Tarihi: 5 Şubat 2007

Pazartesi-Perşembe 18.30 - 20.30

İleri seviye

Başlangıç Tarihi: 7 Şubat 2007

Çarşamba 18.30 - 20.30

İrtibat tel: 0 (212) 227 37 33

15.01.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004