Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Bu zenginlik, ne Roma’da ne Yunanistan’da var

Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Türkiye’nin artık turizmde master planının bulunduğunu söyledi. Türkiye’de 206 antik tiyatro bulunduğunu belirten Koç, “Bu kadar zenginlik ne Roma ne de Yunanistan’da var” dedi.

Bakan Koç, çeşitli açılışlarda ve incelemelerde bulunmak üzere geldiği Adana’nın Kozan İlçesi’nde yaptığı açıklamada, kültür ve turizm alanında çıkarılan kanun ve yönetmeliklerle kanunî açıdan karşılaşılan sıkıntıların giderildiğini belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da kültür varlıklarının değerlendirilmesi ve turizmin canlandırılmasıyla ilgili sürekli destek verdiğini ifade eden Bakan Koç, “Türkiye’nin artık bir turizm master planı vardır. Artık, 2023 projeksiyonu vardır. Başbakan’ın imzasına sunuldu” diye konuştu.

Bakan Koç, bakanlığın kuruluşundan bu yana yapılmayan kültür envanterinin kendilerinin döneminde çıkarıldığını, 75 bin ayrı ören yeri ve kültür merkezinin ortaya çıktığını kaydetti. Türkiye’nin dünyanın hiçbir yerinde olmayacak kadar zengin yapıya sahip olduğunu vurgulayan Koç, “Bu kadar zenginliğin her biri de ayrı bir problem. Örneğin, Kozan’da bulunan Anavarza’da SİT alanı ilan edilen yerde vatandaşlar yaşıyor. Hukuken hakları yok, ancak, sosyolojik olarak hakları var. Ancak, bu sorunlarında çözümüne uğraşıyoruz. Son 2 yılda 81 vilayetin hepsinde yenileme faaliyeti yürüttük. Ortaya çıkan manzara göğüs kabartıcı, şimdiye kadar kazıların 20’si yabancı, 60-65’i yerli uzmanların çalışmasıydı. Bunları ikiye katladık. Ayrıca, bunlara verilen paraları 5-10 bin YTL’den 100 bin YTL’ye kadar çıkardık” dedi.

Bakan Koç, şu anda ülke genelinde 5 antik tiyatronun onarımını yaptıklarını belirterek, “Biz geldiğimizde 115 antik tiyatro bulunduğunu söylediler, araştırdık bu sayının 206 olduğunu öğrendik. Bu kadar zenginlik ne Roma ne de Yunanistan’da var. Her birinin onarımı 3-4 milyon YTL’ye mal oluyor” şeklinde konuştu. Altyapıyla ilgili eksiklerin giderilmesi için çalışmaların sürdüğünü, ayrıca, kültürel yapılarla ilgili incelemeleri de devam ettirdiklerini ifade eden Koç, “Kemal Unakıtan ve Mehmet Ali Şahin’in desteğiyle ilk defa bine yakın memur aldık. Bunların 400-500’ü arkeolog, san’at tarihçisi. 1975’li yıllarda, İstanbul’daki tarihi sarayda çalışan bakanlık görevlilerinin sayısı 300 civarındaydı. Bu rakam son yıllarda 30’lara düşmüş. Ancak, bu rakamı yeniden yükseltiyoruz. Her şeyi yeniden ihya ediyoruz” dedi.

Van, Siirt, Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Osmaniye, Kahramanmaraş, Adana zincirinde yeni bir destinasyon meydana getirilmesi gerektiğini, bu bölgelerin turizmden payını yeterince alamadığını vurgulayan Bakan Koç, bu bölgelerde ağırlıklı olarak kültür turizmi yapılacağını söyledi. Koç, “Destinasyon bölgesinde bulunan Gaziantep’de de dün açılışlar yaptık. Günde 3 yerin açılışını yapsak bile yine yaptığımız hizmetlerin hepsinin açılışına yetişemeyeceğiz. Türkiye’de 2 yıl içinde 1199 yeri onarıp, hizmete açtık. Bu bakanlık tarihinde bir rekor. 2004 yılında bu rakam sadece 56’ydı” diye konuştu.

Türkiye’nin kendi toprakları üzerinde yetişen değerlerin kıymetini bilmediğini ifade eden Bakan Koç, bu yapıyı değiştirmek için Güzel San’atlar Genel Müdürlüğü tarafından yeni bir proje başlatıldığını belirterek, “Kozan’da Karacaoğlan’ın anıtını açmamız da bu projeyi başlatmamız aynı sebepten kaynaklanıyor. Değerlerimizi simgeleştirmeliyiz. Mesela Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli düşünürlerinden, eski Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, Giresunlu ancak, Giresunlular bile bunu bilmiyor” dedi.

Koç, Türkiye’nin büyük zenginliğe sahip olduğunu, bunların iyi değerlendirilmesi gerektiğini, bunun için özel teşebbüsünde devreye girmesinin zorunlu olduğunu kaydetti.

16.01.2007


 

Mardin film seti oldu

Tarihî ve mimarî dokusuyla Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından UNESCO dünya kültür mirasına aday gösterilen Mardin, televizyon kanallarının film seti olmaya devam ediyor.

Mardin, daha önce Hollanda, İsveç, İngiliz, Alman, Japon, Suriye, Mısır ve Makedonya’dan gelen birçok yapancı televizyona haber ve belgesel konusu olmuştu.

Tarihî şehre gelen yerli ve yabancı turistlerin ilk uğrağı tarihi Artuklu Kervansarayı olurken film setlerinin de vazgeçilmez mekânı haline geldi. Artuklu Kervansarayı’nın sahibi Sebahattin Evrensel, Mardin’de dizi ve sinema filmleri çekeceklere tarihî şehrin tanıtımı için kendi kervansarayını film setine çevirmeye hazır olduğunu belirterek, bütün film, prodüksiyon şirketleri yöneticileriyle dizi ve film yönetmenlerini Mardin’i gezmeye ve kendi kervansarayında konaklamaya dâvet etti.

Mardin’in imajını negatif yönde etkiledikleri için dizilere tepki gösteren İsmail Erkar isimli vatandaş ise, tarihî şehirde çekilecek yeni dizi ve fimlerde şehri ve bölgeyi pozitif yönleriyle de yansıtmaları için film yapımcılarından duyarlılık beklediklerini dile getirdi.

/ MARDİN

16.01.2007


 

Ahlat bastonu imaj değiştiriyor

Bitlis’in Ahlat İlçesi’ndeki baston ustası Refa Gökbulak, Doğu Anadolu Kalkınma Projesi (DAKP) KOBİ bileşenleri kapsamında alınan hibe kredi ile ünlü Ahlat bastonuna yeni bir çehre kazandırılacağını söyledi.

Projenin uygulanması konusunda basın mensuplarına açıklamada bulunan baston ustası Gökbulak, önce atölyelerinde fiziki değişikliklere gidilerek modernleştirileceğini anlattı. Ardından tabelalarının değişiminden iç aksesuarlara kadar birçok görselliği önde tutarak imaj değiştirdiklerini söyledi. Kalitesi ve işçiliği ile ünlü bastonların artık kabuğundan çıkartılarak, dünya pazarında yerini bulması için çalışmalara başladıklarını anlattı.

/ BİTLİS

16.01.2007


 

“Arzın merkezinde” buluşuyorlar

İstanbul’un dünya entelektüellerinin buluşma noktası olmasını hedefleyen “Arzın Merkezinde Buluşmalar” isimli konferans dizisinin dördüncüsü Costas Ferris ve Derviş Zaim’in buluşmasıyla 20 Ocak Cumartesi günü, saat 14:00’te gerçekleştirilecek.

İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen konferansı katılımcılar ücretsiz izleyebilecekler.

Gazeteci, eleştirmen, şarkı sözü, kitap, piyes ve oyun yazarı, editör, yapımcı, film - tv - sahne - multimedya yönetmeni, aktör, film yönetmenliği öğretmeni ve hatta kimi zaman şarkıcı sıfatlarını bir arada barındıran Ferris ile sinema-TV yönetmenliği ve yazarlık deneyimine sahip olan Derviş Zaim’in konuk olacağı “Arzın Merkezinde Buluşmalar”a sinemaseverlerin büyük ilgi göstermesi bekleniyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “Arzın Merkezinde Buluşmalar”, 2010 yılı için Avrupa Kültür Başşehri seçilen İstanbul’u, uluslar arası entelektüel çevrelerde bir kültür odağı olarak tanıtmak ve uluslararası önemi olan konularda kendi alanında söz sahibi olan düşünür, aydın ve san’atçıları ülkemizdeki muadilleriyle bir araya getirerek yeni düşünceler ve çözüm yolları üretilmesine katkıda bulunmak amacını taşıyor.

16.01.2007


 

Türk Edebiyatı’nda neler oluyor?

Türk Edebiyatı Vakfı tarihî bir toplantıya ev sahipliği yaptı. 10 Ocak günü yapılan Çarşamba Sohbetleri toplantısında bu defa konu “Türk Edebiyatı” dergisi idi.

Türk Edebiyatı’nın 400. sayıya ulaşmasının mutluluğu yaşanırken, derginin kuruluşundan bugünlere geliş hikâyesi Sultanahmet’teki vakıf merkezinde düzenlenen toplantıda konuşuldu. Toplantıda kalabalık bir konuşma grubu vardı. Türk Edebiyatı’nın eski yöneticileri programa dâvet edilmişti. Altan Deliorman, Ayla Ağabegüm, Beşir Ayvazoğlu, Belkıs İbrahimhakkıoğlu, Servet Kabaklı, Olcay Yazıcı, Turgut Güler, Mehdi Ergüzel, Muhterem Yüceyılmaz, Ömer Lütfi Mete. Bu arada derginin eski yöneticilerinden Sevinç Çokum ile İsa Kocakaplan mâzeretleri dolayısıyla programa katılamamışlardı.

Toplantıyı Belkıs İbrahimhakkıoğlu açtı. Türkiye şartlarında bir kültür dergisinin kesintisiz şekilde 400. sayıya ulaşmasının iftihar edilecek bir durum olduğunu vurgulayarak, Türk Edebiyatı’nın hikâyesine başlamak üzere derginin doğum sancılarına şahit olan Altan Deliorman’ı konuşmaya dâvet etti. Altan Deliorman, Ahmet Kabaklı’nın bazı çevrelerin umursamadığı kişilerin yer alacağı bir dergi çıkarmayı plânladığını söyleyerek, ilk başta kendisinin bu olaya umutsuz baktığını ifade etti. Fakat Kabaklı Hoca, zorluklar karşısında yılmayarak, dergiyi çıkartmıştır. Deliorman, ilk başlarda boynu bükük, garip bir dergi olan Türk Edebiyatı’nın zamanla ve özellikle Ahmet Kabaklı’nın emekleri neticesinde kültür hayatında kendi yerini bulduğunu belirtti.

Altan Deliorman, derginin kuruluşunda yer alan ünlü şahsiyetleri şöyle sıraladı: Mehmet Kaplan, Gültekin Samanoğlu, Mustafa Necati Karaer, Munis Faik Ozansoy, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Münevver Ayaşlı, Ârif Nihat Asya, Tahir Kutsi Makal.

İkinci konuşmayı Turgut Güler yaptı. Belkıs İbrahimhakkıoğlu, onu derginin ilk yazı işleri müdürü olarak tanıttı. Fakat, kendisi bu görevi derginin 14. sayısından itibaren yaptığını, bu sayıya kadar ise yazı işleriyle uğraştığını söyledi. Turgut Güler, Ahmet Kabaklı ile fakültede öğrenciyken tanıştığını bir süre sonra da aralarındaki samimiyetin baba-oğul sıcaklığına dönüştüğünü anlattı. Bu samimiyet, onun derginin çıktığı zamanları çok yakından takibine şahit ettirmiştir. Turgut Güler derginin ilk sayısının hazırlandığı yerin, zamanın Millî Eğitim Müdürlüğü’nde şube müdürü görevini yürüten İrfan Atagün’ün odası olduğunu, derginin 12. sayıya kadar Millî Eğitim Basımevi’nde basıldığını dinleyenlere aktardı ve Türk Edebiyatı”nın bininci sayıya kadar ulaşmasını temenni ederek, konuşmasını bitirdi.

16.01.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004