Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

Vatandaşın borç batağı büyüyor

Konya Ticaret Odası tarafından yapılan araştırmaya göre, Konya’da kredi kartı borcunu ödemeyenlerin sayısı 2002 yılında 168 kişi iken, 2003’te 305, 2004’te 537, 2005’te 2 bin 196 ve 2006 yılı sonu itibariyle de 7 bin 282 olduğu görülüyor.

Konya Ticaret Odası (KTO) tarafından yapılan araştırmada, Konya’da, 2002’de 9 bin 123 olan karşılıksız çek sayısının 2006 yılında 11 bin 927’e çıktığı belirlendi. KTO’nun yaptığı ‘’Konya Ekonomisi’’ araştırmasından alınan bilgilere göre, sanayinin kapasite kullanım oranını gösteren elektrik tüketim miktarı, Konya’da artış gösterdi. 2005 yılı Ocak-Kasım döneminde 611 milyon 871 kilovat saat olan sanayideki elektrik tüketimi, 2006 yılının aynı döneminde yüzde 10,5 artışla 676 milyon 230 bine çıktı. Gelişmişliğin bir diğer göstergesi olan kişi başı elektrik tüketimi ise Konya’da 2000 yılında 792 kilovat iken, 2004’te 883’e, 2005 yılında da bin 89 kilovat saate çıktı. 2006 yılı Kasım ayı itibariyle şehirde 973 kilovat saat elektrik tüketildi.

KARŞILIKSIZ ÇEK KULLANIMI

VE KREDİ KARTI BORCU

Konya’da 2002 yılında 9 bin 123 olan karşılıksız çek adedi, 2006 yılında yaklaşık yüzde 30’luk artışla 11 bin 927’ye çıktı. Tutar açısından artış ise 5.5 kat oldu. Karşılıksız çeklerin tutarı 2002 yılında 20 milyon 603 bin 472 YTL iken, 2006 yılında 114 milyon 887 bin 574 YTL’yi buldu.

Aynı araştırmada Konya’da kredi kartı borcunu ödemeyenlerin sayısı 2002 yılında 168 kişi iken, 2003’te 305, 2004’te 537, 2005’te 2 bin 196 ve 2006 yılı sonu itibariyle de 7 bin 282 olduğu görülüyor. Buna göre kredi kartı borcunu ödemeyenlerin sayısı 4 yılda yaklaşık 43 kat artmış oldu.

/ KONYA

28.01.2007


 

İşsizlik hâlâ en büyük sorun

Maliye Bakanlığı Baş Hesap Uzmanı Erdoğan Arslan, IMF desteği alınmasına rağmen, Türkiye’nin ödemeler dengesi sorununun çözülmediğini, Aralık 2006 itibariyle cari açığın 29.9 milyar dolara dayandığı belirterek, “Türkiye’nin dış borçları giderek artmıştır. Enflasyon büyük ölçüde düşürülmüşse de sorun hâlâ devam etmektedir. Enflasyonu düşürmek için ‘düşük kur-yüksek faiz’ bedeli ödenmektedir. İşsizlik hâlâ en büyük ekonomik sorundur” dedi.

Maliye Bakanlığı Baş Hesap Uzmanı Erdoğan Arslan, her şeyden önce IMF’ye muhtaç olmayacak ekonomik durumunun sağlanması gerektiğini vurgularken, “Faizler artmıştır. Ekonomik büyüme durmuştur” diye konuştu.

Server Vakfının geleneksel “Çarşamba Sohbetleri”nde konuşan Arslan, “IMF-Türkiye ilişkileri”ni değerlendirdi. Türkiye’nin IMF’ye 1947’de katıldığını ve 1958 yılında ilk stand-by imzalandığını bildiren Arslan, bu güne kadar 19 düzenleme yapıldığını, Türkiye’nin Filipinler ve Uruguay’la birlikte en çok Stand-By düzenlemesine imza atan ülke konumunda olduğunu bildirdi.

TÜRKİYE, HÂLÂ GELİŞMEKTE OLAN ÜLKE!

Arslan IMF - Türkiye ilişkilerinden çıkarılabilecek sonuçları ise şöyle özetledi: “IMF desteği alınmasına rağmen, Türkiye’nin ödemeler dengesi sorunu çözülmemiştir. Türkiye’nin dış borçları giderek artmıştır. Buna karşın İç borçlarda azalma ve vade yapısı değişmeye başlamıştır. Enflasyon sorunu büyük ölçüde düşürülmüşse de hâlâ devam etmektedir. Enflasyonu düşürmek için ‘düşük kur - yüksek faiz’ bedeli ödenmektedir. İşsizlik hâlâ en büyük ekonomik sorundur. En önemlisi Türkiye hâlâ gelişmekte olan ülke konumundadır. Bu statüsü değişmemiştir. Türkiye, yabancı sermaye çekmeye başlamıştır. Bu Türkiye’ye olan güven demektir. İşin olumlu tarafıdır.”

FAİZLER ARTTI, EKONOMİK BÜYÜME DURDU

“Türkiye’nin bu durumundan IMF mi sorumludur?” sorusunu soran Arslan, her şeyden önce IMF’ye muhtaç olmayacak ekonomik durumunun sağlanması gerektiğini vurgularken, IMF’ye muhtaç ekonomilerde ortak özellikleri şöyle sıraladı: “Kamu sektörü finansman açıkları büyümüş ve bu açıklar iç/dış borçlanma ile karşılanmıştır. Borçlanma kapasitesinin sonuna gelinmiştir. Fiyat istikrarı bozulmuştur. Yüksek enflasyon sözkonusu… Faizler artmıştır. Ekonomik büyüme durmuştur. Bağımsız bir ülkede bu ekonomik sonuçların müsebbibi IMF olamaz. Bu ülkelerin ayakları üzerinde durabilmeyi öğrenmeleri gerekir.”

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

28.01.2007


 

AB yardımlarında aslan payı Türkiye’nin

Avrupa Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Tunay İnce, 2007-2013 döneminde AB’nin aday ülkeler Türkiye, Hırvatistan ve Makedonya’ya kullandıracağı malî yardım tutarının 11,5 milyar avro olduğunu bildirdi.

İnce, söz konusu dönemde bunun yaklaşık yüzde 60-70’i gibi ‘’aslan payını’’ Türkiye’nin kullanacağını belirtti. İnce, Türkiye’nin adaylığının kabul edildiği 1999 yılından itibaren AB’den malî yardım almaya başladığını hatırlatırken, AB’nin aday ülkelere, o ülkenin ekonomik ve sosyal seviyesini Avrupa Birliği ortalamasına çıkarabilmesine yardımcı olmak ve uyum çalışmalarının getirdiği yükümlülükleri hafifletmek üzere bu yardımları kullandırdığını ifade etti.

Türkiye’nin 2006 yılına kadar ‘’merkezi olmayan sistem’’ adı altında AB’den malî yardım sağladığını anlatan İnce, AB’nin bu sistemi geliştirerek ve yeniden düzenleyerek, 2007-2013 yılları arasında aday ile potansiyel aday ülkelere kullandıracağı yardımları ‘’Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) olarak adlandırdığını bildirdi.

/ ANKARA

28.01.2007


 

Beyaz altın geleceğinden umutlu

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Pamuk Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Oktay Gençer, Çukurova’da pamuk ekim alanlarının azalmasına rağmen verimde maksimum seviyenin yakalandığını, tekstilde dışa bağımlı hale gelmemek için pamuğa daha fazla önem verilmesi gerektiğini söyledi.

. Gençer, dünyada pamuk tarımına en uygun iklim yapısının Çukurova olduğunu, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyada pamuğa olan ilginin giderek arttığını, Türkiye’de ise üretim alanlarının artırılmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

‘’Beyaz altın’’ olarak değerlendirilen pamuğa, Türk çiftçisinin ilgisinin azalmasının girdi maliyetleri ve uygulanan fiyat politikaları olduğuna dikkati çeken Gençler, ‘’Pamuğun ekim alanı azalabilir ama, yapılan araştırmalar sayesinde verimde maksimum seviye yakaladı’’ dedi.

/ ADANA

28.01.2007


 

Kapıkule’de TIR kuyruğu

Kapıkule Sınır Kapısı’nda, yurt dışına çıkış yapacak 360 civarında TIR, 9 kilometre uzunluğunda kuyruk oluşturdu.

Kapıkule gümrük yetkililerinden edinilen bilgiye göre, TIR’ların ihracat yüklerini gidecekleri ülkedeki firmalara Pazartesi günü teslim etmeye çalışması sebebiyle, Türk tarafında TIR kuyruğu oluştu. Kapıkule’de TIR’ların işlemlerinin kısa sürede tamamlandığını ifade eden yetkililer, Bulgar gümrüğünde nöbet değişimi ile sahanın küçük olmasından kaynaklanan sebeplerden dolayı, TIR’ların Kapıkule gümrüğünde beklediklerini bildirdiler.

Kapıkule’de halen 360 civarında TIR, çıkış için bekliyor.

/ EDİRNE

28.01.2007


 

ATO’dan Petrol Yasasına eleştiri

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, TBMM’de kabul edilen yeni Petrol Yasasının Türkiye’nin petrol umutlarına ağır bir darbe vurduğunu ileri sürdü.

Aygün yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’de petrol olmadığı şeklinde iddialar bulunduğunu belirterek, ‘’Olmayan şeyin yasası olur mu? Türkiye’de petrol olmadığını söylemek için önce arama yapmak lâzım. Türkiye’de yeterince arama yapılmadı. Bu yasa ile Türkiye’nin petrol arama çalışmalarına da ağır bir darbe vurulmuştur’’ dedi.

ABD’de yılda 17 bin, Romanya’da 6 bin kuyu açılırken, Türkiye’de 40, tarih boyunca da ancak 3 bin 326 petrol ve doğal gaz kuyusu açıldığını vurgulayan ATO Başkanı, ABD’nin sadece Teksas eyaletinde 1 yılda 3 bin sondaj yapıldığına, işaret etti. Aygün, yeni yasanın ruhsatın alınmasından sonra üç yıl içinde arama sondajına başlama zorunluluğunu kaldırmasının da sondaj çalışmalarını azaltacağını savundu.

/ ANKARA

28.01.2007


 

Enerji kaynakları verimli kullanılmalı

Enerji tasarrufunun, üretimden, konfordan fedakârlık etmek değil, aynı üretim ve konfor düzeyinin daha az enerji tüketerek sağlanması olduğu bildirildi.

Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamada, enerji tasarrufuna yönelik bilgiler verildi. Açıklamada, enerji tasarrufunun sadece ödenen faturalarla ilgili olmadığı, tasarrufun enerji kaynaklarının verimli kullanımı ve gelecek kuşaklara aktarılmasıyla ilgili olduğu vurgulandı.

Enerji tüketim verilerine göre, Türkiye’de elektrik enerjisinde uygulanacak yüzde 5’lik bir tasarrufun, milyonlarca dolara mal olacak bir nükleer santralin üreteceği yıllık enerjiye denk geldiğinin altı çizilen açıklamada, enerji tasarrufunun bir devlet politikası olması gerektiği kaydedildi.

/ İZMİR

28.01.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004