Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Erdoğan: Mayıs’ı atlatalım, seçimi konuşuruz

Erken seçim iddialarını “dedikodu” olarak değerlendiren Başbakan Erdoğan, “Ama şöyle bir Nisan-Mayıs, bu ayları bir atlatalım, ondan sonra herhangi bir değerlendirme gerekirse onu bir konsensüsle yapma durumu olabilir” diye konuştu.

Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı VIP Salonu’na gelişinde, gazetecilerin, erken seçim iddialarına ilişkin soruları üzerine şunları söyledi:

‘’Bunların hepsi dedikodu. Biliyorsunuz, benden bugüne kadar böyle bir açıklama çıkmadı. Şu anda herşey normal zamanında yapılacak. Bundan herhangi bir dönüşümüz söz konusu değil. Ama gelişmeler şöyle bir Nisan-Mayıs, bu ayları bir atlatalım, ondan sonra herhangi bir değerlendirme gerekirse onu bir konsensüsle yapma durumu olabilir. Ama bunun dışında bizim takvimimiz normal zamanda seçimleri yapmaktır. Değişen birşey kesinlikle söz konusu değil.’’

Suudi Arabistan yolcusu

Bu arada Başbakan Erdoğan, 23 Şubat Cuma günü Suudi Arabistan’a gidecek. Başbakanlık Basın Merkezi’nden yapılan duyuruya göre, Erdoğan, 23-25 Şubat tarihlerinde yapılacak 8. Cidde Ekonomik Forumu’na katılacak.

/ İSTANBUL

20.02.2007


 

İrtica brifingleri hâlâ unutulmadı

Aksiyon dergisine kapak olan röportajında 28 Şubat’ı değerlendiren Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, önce Yargıtay üyelerine, ardından hakim ve savcılara verilen irtica brifinglerini hatırlatarak, “Bu manzara Türkiye’de yargının prestijini çok sarstı, yargıya olan güveni azalttı” dedi. Gazete kupürleriyle üretilen şeyin tehdit ve suç kaynağı olarak hakim ve savcılara anlatılması için “dehşet birşey” ifadesini kullanan Türköne, “İşin sahibi olması gerekenler orada figüran olarak yer aldı” dedi.

Talimatla dâvâ açılıyordu

Türköne şöyle konuştu: “Hükümet, yasama organı bir seçimle yenilenir, güven tazelenir; ama yargı öyle değil. Yargı kimliği, kişiliği ile yaptığı yaptığı en küçük hata ile mensubu olduğu sisteme zarar verir. 28 Şubat sürecinde talimatla dâvâ açılıyordu. Yargı, savcılar ve hakimler baskı altına alınıyordu. Yargı bağımsızlığı ile ilgili bugün insanların kafasındaki soru işaretlerinin herhalde büyükçe bir kısmı, 28 Şubat sürecindeki o irtica brifinglerine dair fotoğraflarla birilkte anılıyordur.”

20.02.2007


 

KKTC'de tecridi kaldıran konferans

Yakın Doğu Üniversitesinin, iki bini aşkın bilim adamını bir çatı altında buluşturan “Çevre: Yaşam ve sürdürülebilirlik” konulu uluslararası çevre konferansı dün yapılan açılış töreniyle başladı. Konferans, KKTC’ye yönelik tecridi delmesi açısından özel bir önem taşıyor.

Yakın Doğu Üniversitesi tarafından organize edilen “Uluslararası Çevre:

Yaşam ve Sürdürülebilirlik” konulu uluslararası çevre konferansı dün başladı.

Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat Günsel’in onursal başkanlığında çalışmaları yaklaşık iki yıldır devam eden ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş’un yönetiminde yürütülen, uluslararası çevre kongresi 19-24 Şubat 2007 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor.

Yakın Doğu Üniversitesi Lefkoşa Kampüsü’nde gereçekleştirilen konferansın açılışına KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, KKTC Başbakanı Ferdi Sabri Soyer, İslam Konferansı Teşkilatı Başkanı Prof Ekmeleddin İhsanoğlu, KKTC Dışişleri Bakanı Turgay Avcı, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Türkekul Kurtekin, KKTC Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Asım Vehbi, İşadamı ve Deniztemiz Derneği Kurucusu Rahmi Koç ve bir çok bilimadamı ile diplomat katıldı.

YDÜ Rektör yardımcısı Hüseyin Gökçekuş açılışta yaptığı konuşmada, bilimin sınır tanımadığını ve çevre sorununun ülke sınırlarıyla sınırlandırılamayacağının altını çizdi.

KKTC Cumhurbaşkanı M. Ali Talat da çevrenin, bölen değil birleştiren bir konu olduğunu ifade ederek KKTC’nin bir izolasyon altında olduğunu belirtti. Talat, “Bizimle kuş gribi gibi önemli bir konuda bile işbirliğine yanaşmayan Rum tarafına bu konferans önemli bir mesaj olacaktır” dedi.

Talat, çevre sorunlarının ancak işbirliği ile çözülebileceğinin altını çizerek, “Biz uluslararası topluluk ile birlikte hareket etmek istiyoruz. Bu konferans bize uluslararası toplum, bilim dünyası ve insanlık ile buluşma imkanı sağlayacaktır” diye konuştu.

İslâm Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. İhsanoğlu ise İslam ülkelerine Kıbrıs üniversitelerine destek vermeleri ve birlikte hareket etmeleri mesajını iletti. İhsanoğlu’na Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr Suat Günsel tarafından bir de plaket takdim edildi.

KKTC Başbakanı Ferdi Sabri Soyer de KKTC’nin siyasi ve ekonomik olarak izole edilmesine rağmen bu konferans ile yeryüzüne karşı sorumluluklarını yerine getirdiğine dikkati çekti ve şunları söyledi:

“Biz dünyayla barış içinde kendi ulusal ve toplumsal kimliğimiz ve dinamizmimizle dünyayla buluşmak istiyoruz. Rum tarafı bizimle kuş gribi konusunda bile işbirliği yapmazken biz adayı siyaseten ve barış ve demokrasi havasında geliştirmek amacındayız.”

KKTC Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Asım Vehbi, KKTC’nin çevre konularında kirlenmeye hiç yol açmamasına karşın kirlenmeden en çok etkilenen ülkelerden biri olduğunu söyledi ve çevre konularında AB standartlarını yakalamayı amaçladıklarını ifade etti.

Açılış konuşmalarının ardından bir piyano resitali ile açılış töreni sona erdi ve 2000’e yakın bilimadamının katılacağı ve 24 Şubat’a dek sürecek tebliğ sunumlarına geçildi.

108 ülkeden katılım var

Yaklaşık 1.2 milyon dolara mal olan “Uluslararası Çevre: Yaşam ve Sürdürülebilirlik” konulu uluslararası çevre konferansta çevre, 21 ana başlık altında irdelenecek.

99 ülkeden bin 400 bildirinin sunulacağı konferansla ilgili çalışmalar, 3’ü Nobel ödüllü ve dünyanın en saygın çevre yayınlarının yönetiminde yer alan 110 kişilik uluslararası bilim kurulu ile çevreyle ilgili kurum ve kuruluşların başında yer alan 72 kişilik uluslararası danışma kurulu gözetiminde yürütülüyor.

99 ülkenin faal olarak katılacağı çevre konferansına ayrıca, uluslararası danışman ve bilim adamının katkıları ile katılımcı ülke sayısı 108’e çıktı.

Umut YAVUZ / LEFKOŞA

20.02.2007


 

AB reformları kazandırır

Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Martin Schulz, Ankara’ya AB reformlarının frene basılmaması çağrısında bulunarak, “Hangi ülke AB reformları ile bir kayba uğradı. Tüm yeni AB üyesi ülkelere bakın hepsi siyasî, ekonomik ve sosyal büyüme içine girdi” dedi.

Martin Schulz, ABHaber’e yaptığı açıklamada, Ankara’ya mesaj göndererek Türkiye’nin AB reformlarını frenlememesinin önemli olduğunun altını çizdi. Schulz, “Şu anda bir yavaşlama söz konusu. Bu açık bir şekilde de görülüyor. Dink olayı ve yazar Pamuk’un başına gelenler Türkiye’deki atmosferin hiç de iyi olmadığını gösteriyor” dedi.

AB reformlarına ısrarlı bir şekilde devam edilmesinin Türkiye açısından da önemli olduğunu hatırlatan Schulz, “Hangi ülke AB reformları ile bir kayba uğradı. Tüm yeni AB üyesi ülkelere bakın hepsi siyasi, ekonomik ve sosyal büyüme içine girdi. Ankara’daki siyasiler artık karar vermeli. Reformlarda bir adım ileri iki adım geri gitmenin hiç bir anlamı yok. Türkiye reformlar konusunda yıllarını boşyere harcadı. Eski Doğu Bloku ülkeleri Türkiye’yi bir çok alanda geçmeye başladı’’ diye konuştu.

Recep GÖREN / BRÜKSEL

20.02.2007


 

AB istikrar için genişlemeli

Hırvatistan Dışişleri Bakanı Kolinda Grabar-Kitarovic, AB’nin genişleme sürecinin devam ettirilmesinin Avrupa kıtasının istikrar ve güvenliği açısından hayati önem taşıdığını söyledi.

Europolitics’e bir mülâkat veren Grabar-Kitarovic, Hırvatistan’ın AB genişleme sürecinin yavaşlamasına rağmen hedeflerinin tam üyelik olduğunu kaydetti. AB sınırlarını çizmenin kimseye kar getirmeyeceğinin altını çizen Hırvatistan Dışişleri Bakanı,’’ AB’nin genişleme politikaları birlik üyesi ülkelere çok büyük getirisi oldu. Bu süreçten AB kazançlı çıktı. Bence genişleme sürecinin sürdürülmesi herşeyden önce istikrar ve güvenliğe büyük katkı sağlıyor. Kimse bunları görmezlikten gelemez’’ dedi. AB perspekti olan ülkelerin reformları devam etmeleri açısından genişleme sürecinin canlı tutulmasının hayati önem taşıdığına işaret eden Grabar-Kitarovic, AB kapısının aday ülkelere açık olması lazım. Tüm aday ülkeler aynı süreçten geçiyor. Bugünkü tam üye ülkelerde aynı süreçten geçti. Tam üyelik bugünden yarına olmuyor. Bir ülke tam üye olduğu zamanda reformları sürdürmesi gerekiyor’’ diye konuştu.

/ BRÜKSEL

20.02.2007


 

Türk gazetecilere eğitim semineri

Avrupa Gazetecilik Merkezi, Avrupa Komisyonunun desteğiyle Türk gazetecilere, “AB’yi anlamak” başlıklı bir seminer düzenledi.

Belçika’nın başşehri Brüksel’de dün başlayan ve yarına kadar sürecek seminere, Ankara ve İstanbul’dan toplam 15 gazeteci katılıyor. Seminerin ilk gününde, Avrupa Komisyonundan Jean Christopher Filori, “Türkiye-AB ilişkilerinde önemli konular ve Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinde bundan sonra atılacak adımlar”, Avrupa Komisyonu Kıbrıs Türk Masası Başkanı Andrew Rashbah da “Kuzey Kıbrıs’ta AB yardımı” konularına değindi. Türk gazetecilere, dün ayrıca Avrupa Komisyonu enformasyon birimi ve Avrupa Politika Merkezi yetkilileri tarafından bilgi verildi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) AB Temsilcisi Bahadır Kaleağası, AB Komisyonunun Genişleme Sözcüsü Kristina Nagy ve Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Volkan Bozkır ise seminerin ikinci gününde yer alan katılımcılar arasında bulunuyor. Seminer yarın AB Dönem Başkanı Almanya’dan katılacak bir yetkilinin vereceği konferansla sona erecek. “AB’yi anlamak” semineri kapsamında ayrıca gazetecilere Avrupa Komisyonu binası gezdirilecek.

/ BRÜKSEL

20.02.2007


 

Tombul: 301 derhal kaldırılmalı

KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ‘’Türklüğe hakaret’’ suçunu düzenleyen 301. maddesinin kaldırılmasını istedi.

Tombul, yaptığı yazılı açıklamada, düşünce, ifade özgürlüğü önündeki en büyük engellerden birinin 301. madde olduğunu ileri sürdü. Maddeyle ilgili değişiklik çalışmalarını ‘’ibretle’’ izlediklerini belirten Tombul, şunları kaydetti:

‘’Bu maddede ısrar edilmesi, seçim öncesi iç politikaya dönük bir mesajdır. 301. maddenin seçim argümanı olmaktan çıkarılması ve derhal kaldırılması gerekmektedir.

Son dönemlerde çeşitli milliyetçi çevrelerin ırkçılığa dönüşen şovları karşısında hükümetin sorumlu davranarak 301. maddeyi kaldırması için yasa tasarısı hazırlamasını ısrarla bekliyoruz.’’

/ ANKARA

20.02.2007


 

Basın Konseyi 301 teklifini Çiçek'e sundu

Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Avukat Turgut Kazan ile birlikte, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesiyle ilgili Basın Konseyi’nin değişiklik önerisini Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e sundu.

Oktay Ekşi, Bakan Çiçek ve Müsteşar Fahri Kasırga ile yaptığı görüşme basına kapalı gerçekleşti. Ekşi, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, TCK’nın 301. maddesiyle ilgili değişiklik önerilerini daha önce Çiçek’e sunduklarını hatırlatarak, gerekçesiyle birlikte bir kez daha görüşlerini Çiçek’e takdim ettiklerini belirtti. Ekşi, 301. maddenin, ifade özgürlüğünün genişletilmesi doğrultusunda değiştirilmesini sağlamaya katkıda bulunmayı amaçladıklarını ifade etti.

Avukat Turgut Kazan da değişiklik önerileri hakkında bilgi verdi. Maddede çok tartışılan ‘’Türklük’’ ifadesi yerine ‘’Türk Ulusu’’ denilmesi gerektiği yönünde öneri getirdiklerini söyleyen Kazan, ayrıca suçun oluşması için ‘’saygınlığın zedelenmesi, kamu güveninin ve barışının bozulacağı ölçüde bir eylem ağırlığının aranması’’ şartının getirilmesini önerdiklerini ifade etti. Kazan ayrıca, maddedeki ‘’aşağılamak’’ sözcüğü yerine ‘’hakaret’’ sözcüğünün kullanılması önerisinde bulunduklarını belirterek, ‘’Çünkü ‘aşağılamak’ sözcüğünün tam hakaret karşılığı olmadığı, daha geniş yorumlara açık olduğu için sorun yarattığı belirtildi’’ dedi.

Eski TCK’da ‘’Türklüğe hakaret’’ suçlarında Adalet Bakanı’nın izniyle soruşturma açıldığını hatırlatan Kazan, bu sisteme geri dönülmesini de önerdiklerini bildirdi. Turgut Kazan, maddeyle verilen cezaların alt ve üst sınırlarının indirilmesi yönünde de görüş belirttiklerini sözlerine ekledi.

/ ANKARA

20.02.2007


 

Konsensüs varsa seçim erkene alınabilir

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, erken seçim tartışmalarını değerlendirirken, ‘’Konsensüs varsa, bir sıkıntı yaratmayacaksa, bu çerçevede erkene de alınabilir’’ dedi.

TOBB Yüksek Koordinasyon Kurulu, Odalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun başkanlığında Birlik Merkezinde başladı. Toplantının açılışında açıklamada bulunan Hisarcıklıoğlu, bir gazetecinin erken seçimle ilgili tartışmaları hatırlatması üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki sözlerinin ‘’konsensüs içinde olursa’’ erken seçimin olabileceğine yönelik olduğunu kaydetti. Hisarcıklıoğlu, ‘’Eğer zaten TBMM içinde bir konsensüs mevcutsa bizim bu konuda diyecek bir şeyimiz olamaz’’ dedi.

Ancak genel seçimlerin, cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra gerçekleştirileceğinin artık kesin olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, seçimin en geç Kasım ayı içinde yapılacağını, bu yüzden erkene alınması ya da Kasım ayında yapılması halinde çok şey fark etmeyeceğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, ‘’Erkene de alınabilir, konsensüs varsa, bir sıkıntı yaratmayacaksa, bu çerçevede erkene alınabilir’’ diye konuştu.

/ ANKARA

20.02.2007


 

DTP Van il binasında arama

Demokratik Toplum Partisi (DTP) Van il binasında yapılan aramada, terör örgütü PKK’ya ait çeşitli simge ve dokümanların bulunduğu çok sayıda malzeme ele geçirildiği bildirildi.

Emniyet Müdürü Mehmet Salih Kesmez’den alınan bilgiye göre, Cumartesi günü Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ekipleri DTP Van İl binasında arama yaptı.

Aramada, terör örgütü PKK’nın çeşitli simge ve dokümanlarının yer aldığı çok sayıda malzeme ele geçirildi. Emniyet Müdürü Kesmez, operasyon kapsamında gerek il binasında gerekse evlerde yapılan aramalarda çeşitli suçlardan aranan toplam 20 kişinin gözaltına alındığını bildirdi. DTP il binasındaki aramalarda İl Başkanı İbrahim Sunkur’un da gözaltına alındığını bildiren Kesmez, ‘’Olayla ilgili gerekli tahkikat devam ediyor.

Konuyla ilgili ayrıntılı bir açıklama yapılacak’’ dedi.

/ VAN

20.02.2007


 

Altınsoy son yolculuğuna uğurlandı

Geçirdiği beyin kanaması sonucu Cumartesi günü vefat eden eski bakanlardan ve Ankara’nın ilk Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy düzenlenen törenle defnedildi.

Altınsoy için ilk tören Ankara Büyükşehir Belediye binası önünde düzenlendi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, burada düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Altınsoy’un Ankara’ya önemli hizmetlerde bulunduğunu belirterek, üzüntülerinin büyük olduğunu söyledi. Konuşmanın ardından Altınsoy için dua edildi. Törene, Altınsoy’un eşi Latife Altınsoy, kızları Ayşe, Yasemin, Sedef ve Oğlu Murat ile DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, belediye çalışanları ve vatandaşlar katıldı.

Daha sonra Altınsoy için TBMM’de tören düzenlendi. Törene, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, TBMM Başkanvekilleri İsmail Altekin ile Nevzat Pakdil, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, SP Genel Başkanı Recai Kutan, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, eski Başbakan ve TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, eski ve yeni bazı milletvekillleri ile Altınsoy’un ailesi katıldı.

Altınsoy, Kocatepe Camisinde kılınacak öğle namazından sonra Karşıyaka Mezarlığında toprağa verildi.

Bu arada Altınsoy’un Kocatepe Camii’ndeki cenaze törenine katılmak için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Bakanlar Kurulu toplantısına, ara verildi.

/ ANKARA

20.02.2007


 

Gazeteci-yazar Aydın Engin savcılıkta ifade verdi

Gazeteci-yazar Aydın Engin, bir soruşturma kapsamında Şişli Cumhuriyet Savcılığı’nda ifade verdi.

Şişli Adliyesi’ne gelen Engin’in ifadesi, soruşturmayı yürüten savcı tarafından alındı. Engin’in, Agos Gazetesi’nde 5 Ocak 2007 tarihinde yayınlanan bir yazısına ilişkin, TCK’nın 301. maddesi uyarınca “Türklüğü aşağılama” suçunu işlediği gerekçesiyle hakkında yapılan bir suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma kapsamında ifade verdiği öğrenildi.

20.02.2007


 

Özürlüler parti kuracak

Toplumun yüzde 12’lik kısmını temsil eden özürlüler sorunlarına daha örgütlü hareket ederek çözüm bulmak için parti kuruyor.

Halen Türk siyasî hayatında 7 parti TBMM’de temsil edilirken 23 parti de meclis dışında faaliyet gösteriyor. 30 partinin yer aldığı Türkiye’de özürlüler 31. parti olarak Türkiye Özürlüler Partisi’ni kurmaya hazırlanıyor. Adana’nın Yüreğir ilçesinde kurulu bulunan Yüreğir İşitme Engelliler Spor Kulübü Derneği Başkanı Rafet Türkmen, tüm özürlüleri daha örgütlü hareket ettireceğine inandığı partinin kuruluş dilekçesini haftaiçinde İçişleri Bakanlığı’na verecek.

/ ADANA

20.02.2007


 

Çelik: Eğitimimiz demokrasiye dayalı değil

Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, “Bizim eğitimimiz ekonomiye, demokrasiye dayalı eğitim değil” dedi.

Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları’nın organize ettiği ‘Kişiye Özgü Öğretim Modeli’ tanıtım toplantısına katılan Bakan Çelik, dünyada yaşanan gelişmelere kayıtsız kalınamayacağını belirterek, “Biz yaşadığımız dünyanın farkında olmazsak içimize kapanır bu başdöndürücü dünyanın gerisinde kalırız. Atatürk’ün gösterdiği musasır medeniyetler seviyesine içimize kapanarak, ipekböceği politikası izleyerek ulaşamayız” dedi.

Küreselleşmeye dikkat çeken Bakan Çelik, bunun inkar edilmesinin abesle iştigal olduğunu söyledi. Türkiye’de şüphesiz yeni şeylerin olduğunu ifade eden Bakan Çelik, “Egitimde küreselleşmeyi doğru algılamalıyız. Yoksa slogan atmaya devam eder diğer toplumlar alır başını gider” diye konuştu.

Bakanlığı döneminde 40 yıllık müfredatı değiştirdiklerini anlatan Bakan Çelik, eğitimin sadece öğrencinin kafasına bilgi yükleme şeklinde yapılmasının demode olduğu söyledi. Çelik, “Bizim eğitimimiz ekonomiye, demokrasiye dayalı eğitim değil. Anti demokratik ülkelerde insan kereste olarak değerlendirilıyor. Eğitim kurumları ise atölye olarak kullanılıp tek tip insan yetiştiriliyor. Burası adete açık cezaevi gibidir. Demokraside ise birey esas alınır” dedi.

HER ÖĞRENCİYE

ÜCRETSİZ EMAİL ADRESİ

Deprem sonrası Pakistan’daki öğrencilere yardım edilmesi için 81 ile yazı gönderdiğini anlatan Bakan Çelik, 3 günde 12 milyon dolar yardım toplandığını belirtti. Toplantıda bir de müjde veren Bakan Çelik, 10 milyon öğrenciye en kısa zamanda ücretsiz email adresi verileceğini söyledi. Öğrencilere verilen email adresleri Bakanlığın sitesinin bir uzantısı olacak ve Bakan Çelik, öğrencilerle iletişime geçmek için bu adresi kullanacak.

/ ANKARA

20.02.2007


 

Yargıtay’da seçim

Yargıtayda üç dairenin başkanlıkları için seçim yapıldı.

Yargıtaydan yapılan açıklamaya göre, 4 yıllık yasal görev sürelerinin dolması sebebiyle boşalan 2. Ceza Dairesi ve 7. Ceza Dairesi ile 16. Hukuk Dairesi başkanlıkları için seçimler yapıldı. 2. Ceza Dairesi Başkanlığı’na Nedim Baran ve 7. Ceza Dairesi Başkanlığı’na da Turan Demirtaş yeniden getirildi. 16. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na ise aynı daire üyesi Lale Gürün seçildi.

/ ANKARA

20.02.2007


 

Ersümer ve Çakan’ın dâvâları bugün

Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanları Cumhur Ersümer ile Zeki Çakan’ın “enerji ihalelerinde usulsüzlük yaptıkları’’ iddiasıyla Yüce Divan’da yargılandıkları dâvâya bugün devam edilecek.

Ersümer ve Çakan’ın yargılandığı davanın yarınki duruşması saat 10.00’da başlayacak. Yüce Divan Heyeti, son duruşmada verdiği ara kararda, müdahil avukatlarına, Hazine zararının tesbiti için bilirkişi incelemesi taleplerini içeren dilekçelerinin hangi iddiaları kapsadığına ilişkin yeni bir dilekçe hazırlamaları için süre vermişti. Enerji yolsuzluğu iddialarıyla yargılanan bürokratlarla ilgili çeşitli yerel mahkemeler ve Yargıtay’daki dâvâların sonuçlarının istenmesi de kararlaştırılmıştı.

/ ANKARA

20.02.2007


 

Tarık El Haşimi Ankara’ya geliyor

Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi, Türk yetkililerle bir dizi görüşmelerde bulunmak üzere bugün Ankara’ya geliyor.

Tarık El Haşimi’nin, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından kabulü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile bir araya gelmesi öngörülüyor. Görüşmelerde, Türkiye gündemini meşgul eden Kuzey Irak’taki terör örgütü (PKK) faaliyetleri, son dönemde artan etnik çatışmalar ve Irak’ın bütünlüğü konusunda Türkiye’nin endişeleri gündeme getirilecek.

/ ANKARA

20.02.2007


 

Binlerce okul vekâletle yönetiliyor

Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, Öğretmenlerin Yönetici Atama Yönetmeliği’nin aylardır çıkmamasından dolayı binlerce okulunun vekâletle yönetildiğini söyledi.

“Sayın Milli Eğitim Bakanından adalet ve acil çözüm istiyoruz” diyen Gürkan Avcı, 2004 ve 2005 yıllarında yapılan müdür yardımcılığı sınavlarının üzerinden iki yıl süre geçmesine rağmen birçok ilde açıkların ilân edilmediğini dile getirdi. Avcı, yöneticilik sınavlarında alınan sonuçların 2 yıllık geçerliliği olduğunu bu yüzden birçok adayın mağdur olduğunu, daha sonra çıkan 2 yılık geçerlilik süresi durdurma kararlarının, il Milli Eğitim Müdürlüklerinin açıkları ilân etmemeleri yüzünden kullanılamadığını bildirdi.

Ahmet TERZİ / ANKARA

20.02.2007


 

İlk cemre bugün

Halk arasında yaygın olarak baharın müjdecisi olarak bilinen, ‘’sıcaklıkta artışın’’ göstergesi olduğuna inanılan ve 3 tane olduğu kabul edilen cemrenin ilki, bugün havaya düşüyor. Cemre, birer hafta arayla suya ve toprağa da düşecek.

‘’Kor halindeki ateş’’ anlamına da gelen cemre, ayrıca, Müslümanların hac sırasında Mina vadisinde attığı taşlardan meydana gelen yığını anlatmakta da kullanılıyor. Divan şairlerinin, cemre zamanlarında baharın gelmesi dolayısıyla önemli kişilere yazdıkları övgü şiirleri de ‘’Cemreviye’’ olarak biliniyor.

Meteorolojik kapsamda ise cemre, takvimlerde ilkbahardan önce birer hafta aralıkla havaya, suya ve toprağa düştüğü inanılan asıl güç veya sıcaklık yükselmesi olarak tanımlanıyor.

Saatli Maarif Takvimi’ne göre, cemre düşüşleri genellikle fırtınalı geçiyor ve yurdun pek çok yerinde kar yağışı görülüyor. Üçüncü cemrenin ardından da baharın geleceği kabul ediliyor.

Arapça kökenli cemre, ‘’ateş parçası’’, ‘’ateş halindeki kömür’’ anlamına geliyor ve ısınmayı ifade ediyor.

Eskilerin, Kasım (kış) ve Hızır (yaz) olmak üzere yılı ikiye ayırdıkları, Kasımın 180, hızırın 186 gün sürdüğü belirtiliyor. Kasım günlerinin 8 Kasımda başladığı, Kasımın 46’sında ‘’kırkgün’’ anlamına gelen ‘’erbain’’, 86’sında ‘’50 gün’’ anlamına gelen ‘’hamsin’’in girdiği ve böylece kışın en soğuk zamanları sayılan 90 günün geçmiş olduğu kaydediliyor. Kasımın 105’inde (20 Şubat) birinci cemrenin havaya, 112’sinde (27 Şubat) ikinci cemrenin suya, 119’unda (6 Mart-Şubatın 29 çektiği dört senede bir 5 Martta) üçüncü cemrenin toprağa düştüğü, buna göre de önce havanın, sonra suyun, sonra da yerin ısındığı kabul ediliyor. CEMREYE BİLİMSEL BAKIŞ Bilimsel olarak değerlendiren meteoroloji uzmanları ise cemre konusunda şu bilgileri veriyorlar: ‘’Açık bir günde, atmosferin alt tabakasından geçen güneş enerjisi, yer yüzeyi tarafından yutulur. Dolayısıyla yer yüzeyi ısınır. Yüzeydeki hava ısındıkça, yüksektekinden daha az yoğun hale gelir. Isınan hava yükselir ve daha soğuk olan ise çöker. Yükselen hava genişler ve soğur. Su buharı, bulut damlacıkları şeklinde yoğunlaşarak, hal değişim ısısından dolayı, havanın ısınmasını sağlar.’’

/ ADANA

20.02.2007


 

‘Sınavsız eğitim-öğretim olmaz’

Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, eğitim öğretimin sınavsız olmayacağını vurgulayarak, ‘’Yılda bir kez de olsa üç yılda, 4 yılda bir kez de olsa bu sınavlar kaçınılmaz’’ dedi.

Yücel, Uğur Eğitim Kurumlarınca gerçekleştirilecek ‘’Kişiye Özgü Öğrenme’’ modelinin tanıtımı programında geldiği Adana’da, yaptığı açıklamada, üniversiteye giriş sınavlarının da Orta Öğretim Kurumları Sınavının da kaldırılmasının mümkün olmadığını savundu. Enver Yücel, yıllardır çocukların ‘’yarış atı gibi sınavdan sınava koşturulması’’nın eleştirildiğini, bu nedenle yeni düzenlemeler konusunda çalışmalar yapıldığını belirterek, “Eğitim öğretim sınavsız olmaz. Çünkü ölçme ve değerlendirmenin dünyada başka bir yöntemi yoktur. Bunu bütün dünya uyguluyor, uygulamak zorunda."

/ ADANA

20.02.2007


 

Doğu’da kış devam ediyor

Doğu Anadolu Bölgesi’nde 4 ilde kar yağışı ve fırtına sebebiyle toplam 51 köy yolunun ulaşıma kapalı olduğu bildirildi.

Olumsuz kış şartları sebebiyle Erzurum’da 5, Bingöl’de 23, Muş’ta 9, Tunceli’de 14 köy yolu olmak üzere, toplam 51 köy yolunun kapalı olduğu kaydedildi. Ardahan, Kars, Iğdır ve Erzincan’da ise kapalı köy yolu bulunmadığı ifade edildi. Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, gece en düşük hava sıcaklıkları sıfırın altında olmak üzere Erzurum’da 13, Kars ve Ardahan’da 11, Ağrı’da 21, Iğdır’da 4, Erzincan’da ise 5 derece olarak ölçüldü.

Şehir merkezlerindeki kar kalınlıklarının Ağrı’da 36, Erzurum’da 23, Ardahan’da 17, Kars’ta 6 santimetreye ulaştığı, Iğdır ve Erzincan’da şehir merkezinde kar olmadığı bildirildi. Yetkililer, Çarşambadan itibaren çok bulutlu ve kar yağışlı havanın etkili olacağını bildirdiler.

/ ERZURUM

20.02.2007


 

Kardelenler yüzlerini gösterdi

Baharın ilk müjdecilerinden kardelen çiçekleri (Galanthus), havanın ısınması ve karların gevşemeye başlamasıyla birlikte, kar tabakasını delerek, yüzlerini güneşe döndürdüler.

Antalya’nın Akseki ilçesinin Çimi Yaylası’nda çokça görülen kardelenler, bilinçsiz söküm tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Yörede ‘’nergis’’ olarak da bilinen kardelen çiçekleri, bazı ihracatçı firmalar tarafından, köylüler ve göçerlere söktürülüyor. Kozmetik ve ilâç sanayisinde kullanılan kardelen soğanlarının 60 yıldan beri ‘’talana varan’’ bilinçsiz sökümü sonucu, bu çiçekler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Çevreci kuruluşların girişimleriyle kardelen soğanının sökümünün devlet kontrolüne alınmasına rağmen, ‘’kardelen katliâmı’’nın sürdüğü ifade ediliyor.

/ AKSEKİ

20.02.2007


 

‘Akıllı tahta’ya ilk adım

Millî Eğitim Bakanlığının başlattığı Elektronik Beyaz Tahta (Akıllı Tahta) uygulaması için Adana’da 68 okulda görevli 136 öğretmene eğitim verilmeye başlandı.

İl Millî Eğitim Müdür Vekili Atilla Gülsar, merkez Seyhan ilçesine bağlı Meryem Abdurrahim Gizer İlköğretim okulunda verilecek eğitim öncesi yaptığı konuşmada, günümüzde bilgiye hızlı ulaşmanın teknolojiyi iyi kullanmak ile mümkün olacağını söyledi.

Gülsar, Adana’da 490 okulda Bilgi Teknoloji Sınıfı oluşturduklarını, bu okulların 81’inde akıllı tahta uygulamasına geçtiklerini ifade ederek, uygulamanın geçtiği okullardan ilk etapta 68’ine dün itibariyle eğitim vermeye başladıklarını kaydetti. Akıllı tahta uygulaması ile çocukların daha fazla düşünmeyi, kavramayı ve uygulamayı öğreneceklerini vurgulayan Gülsar, öğretmenlere buradan öğrendikleri bilgileri okullarında en iyi şekilde uygulamaları gerektiğini söyledi. İl Millî Eğitim Şube Müdürü Üzeyir Özdağ ise teknolojinin her geçen gün hızla geliştiğini belirterek, öğretmenlerin ve öğrencilerin teknolojiye ayak uydurmaları gerektiğini ifade etti. Özdağ, Adana’da 68 okulda 138 öğretmene 3 günlük eğitim verileceğini sözlerine ekledi.

AKILLI TAHTADA NELER VAR?

Akıllı tahta olarak adlandırılan, elektronik beyaz tahtaların eğitimde modernleşme adına birçok özelliği bulunuyor. Akıllı tahtalar bilgisayara bağlanarak öğrencilere görsel ve dokunsal olarak hitap ediyor. Akıllı tahtaların en önemli özelliği, öğrencinin elini maus gibi kullanabilmesi. Bu tahtalar sayesinde öğrencilerin dersleri görsel, işitsel ve dokunsal olarak daha iyi öğrenmelerine kapı aralanıyor.

Akıllı tahtalar sayesinde dersler daha neşeli geçerken, öğrencilerin derse adaptasyonu daha rahat sağlanmış oluyor. Dersleri hafızaya alabilme özelliği bulunmasından dolayı öğrenmede zaman açısından büyük tasarruf getiriyor. Tahtalarda, özel bilgisayar programları sayesinde, matematik, müzik, coğrafya, resim ve Türkçe gibi dersler de uygulamalı olarak işlenebiliyor.

/ ADANA

20.02.2007


 

YASEM temsilcileri toplandı

YASEM Dördüncü Temsilciler toplantısı Ankara’da yapıldı. YASEM Batıkent Kültür merkezinde yapılan toplantıya il ve ilçe temsilcileri katıldı.

Açış konuşmasını yapan Yeni Asya Yönetim kurulu üyesi İsmail Benek, YASEM’in üç yıl önce başlayan faaliyetinde önemli mesafe aldığını, yapılan eğitim faaliyetlerinde bugüne kadar 16 bin insana ulaşıldığını, eğitim ve yayın alanındaki yapılanmada hızlı gelişmeler kaydedildiğini söyledi. Faaliyet Raporlarını okuyan YASEM Eğitim Koordinatörü Dursun Sivri, Üçüncü Temsilciler toplantısından bu yana yapılan faaliyetler ve izlenimler hakkında bilgi verdi. Toplantıda ayrıca, temsilciler ileriye yönelik faaliyetler konusunda fikir ve önerilerini ifade ettiler.

Ahmet KAYA / ANKARA

20.02.2007


 

Suç işlemede erkekler önde

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2004 yılı verilerine göre, cezaevine giren hükümlülerin yüzde 96.7’sini erkekler, yüzde 3.3’ünü ise kadınlar oluşturuyor.

TÜİK’in yayınladığı adalet istatistiklerinden derlenen bilgiye göre, 2004 yılında işledikleri çeşitli suç veya suçlar sebebiyle cezaevlerine toplam 101 bin 308 hükümlü girdi.

Cezaevlerine giren hükümlülerin 97 bin 939’unu erkekler oluştururken, cezaevlerine giren kadın hükümlü sayısı kayıtlara 3 bin 369 olarak geçti.

İstatistiklere göre, 2000’de cezaevine girenlerin yüzde 2.8’i, 2001’de yüzde 2.9’u, 2002’de yüzde 1.3’ü, 2003’te ise 3.2’si kadınlardan oluştu. İşlenen suç türlerine göre 2004’te 3 bin 117 erkek ‘’adam öldürmek’’ suçundan hüküm giyerken, 146 kadın bu suçtan mahkûm oldu. Aynı yıl, ‘’hırsızlık’’ suçundan ise 7 bin 530 erkek, 289 kadın, ‘’dolandırıcılık’’tan 6 bin 357 erkek, 188 kadın, ‘’uyuşturucu madde kullanmak, satmak ve satın almak’’ suçundan 3 bin 681 erkek, 91 kadın, ‘’ateşli silâhlarla ilgili suçlar’’dan 2 bin 624 erkek 13 kadın, ‘’Trafik Kanununa muhalefetten’’ 6 bin 80 erkek, 23 kadın, ‘’sövme ve hakaret’’ten ise 249 erkek, 9 kadın hüküm giydi.

/ SAMSUN

20.02.2007


 

Hazar Gölü’nün kıyı çizgisi iptal edildi

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı en son 1996 yılında çizilen Hazar Gölü’nün Kıyı Kenar Çizgisini iptal etti.

Elazığ’ın Sivrice ilçesi yakınlarında bulunan Hazar Gölü’nün etrafında çok sayıda kamu ve özel sektöre ait dinlenme tesisleri ile şahıslara ait yapı bulunuyor. Gölün etrafındaki bu yapıların, çeşitli kereler iptal edilerek yeniden düzenlenen ve yapılaşma izni verilmeyen bölgeleri gösteren kıyı kenar çizgisinin altında kaldığı yönünde tartışmalar yaşanıyor. Elazığ Valisi Muammer Muşmal, Hazar Gölü’nün kıyı kenar çizgisinin 4 kez değiştirildiği belirterek, son olarak 1996 yılında çizilen 1245 çizgi kodunun ise Bakanlık tarafından 2006 yılının Aralık ayında iptal edildiğini söyledi.

/ ELAZIĞ

20.02.2007


 

Afrika’nın özgüvene ihtiyacı var

MAZLUMDER İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirilen “Afrika” başlıklı seminerde konuşan İHH Genel Sekreteri Murat Yılmaz, Afrika’nın içinde bulunduğu durumdan çıkabilmesi için özgüven ve eğitime ihtiyaç olduğunu vurguladı.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi’nde önceki gün “Afrika” başlıklı bir seminer gerçekleştirildi. Toplantının konuşmacılarından, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Genel Sekreteri Yıldız Önen geçtiğimiz ay Kenya’da yapılan Dünya Sosyal Forumu ve Kenya hakkında bilgi verdi. Afrika’da yaşanan açlık ve yoksulluğun diğer yerlerden çok daha fazla olduğunu vurgulayan Önen, “Hindistan’da, Diyarbakır’da da fakirler gördüm ama Afrika’daki yoksulluk bambaşka. Oradaki durumu görünce insan olmaktan utanıyor insan” dedi.

Afrika kıtasının sahip olduğu kaynaklar yüzünden yüzyıllarca sömürüldüğünü söyleyen Önen, Somali’ye yapılan saldırıları da bu sömürünün ve Amerika’nın savaşı yaygınlaştırmasının bir parçası olarak görmek gerektiğini vurguladı. Batılıların Afrika’ya ırkçı bir anlayışla baktıklarını ifade eden İHH Genel Sekreteri Murat Yılmaz da, “Yeni bir sömürgecilik sözkonusu. 20. yüzyıl başlarında Afrika’da bir-iki milyon Hıristiyan vardı, şimdi ise üç yüz elli milyon Hıristiyan var. Devlet politikası olarak devam ediyor misyonerlik çalışmaları. Amerika’nın 182 bin misyoneri var Afrika’da. Bu misyonerlik çalışmaları altında yeni sömürgecilik süreci var” dedi. Afrika genelinde okuma-yazma oranının yüzde 20’lere varmadığını, Afrikalıların cahil bırakıldığını anlatan Yılmaz, sınırları batılılar tarafından çizilen Afrika’daki okutulan tarih kitaplarının da batılılar tarafından yazıldığına dikkat çekti. 1960-70’lerde Afrikalılar arasında onlarca savaşın yaşandığı fakat bu savaşların hiçbirinin sınır değişikliğiyle sonuçlanmadığını söyleyen Yılmaz, kıta insanının bütün paralarının da silah alımına gittiğini vurguladı. “En zengin uranyum yataklarına sahip Nijer’de insanlar açlıktan yaprak ve ot yiyor. Ülkenin uranyumunu ise Fransa çıkarıyor. Elde edilen gelirin çok küçük bir miktarı ülkeyi yöneten kabileye geri dönüyor” diyen Yılmaz, kıtada ciddi bir kuşatılmışlığın olduğunu ifade etti. Yılmaz, Afrika insanının öncelikle özgüvene ihtiyacı olduğunu anlattığı konuşmasında, kıtanın bulunduğu durumdan çıkabilmesi için bir diğer önemli unsurun da eğitim olduğunu belirtti.

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

20.02.2007


 

Su gibi aziz olun

Aç karnına içildiğinde organizmayı zararlı toksinlerdenarındıran su, bebeği olan kadınlarda süt üretimini arttırıyor.

Devlet Su İşleri Vakfının internet sitesi olan ‘’www.dsivakfi.org.tr’’ adresinde, hayat kaynağı suyun faydaları anlatılıyor.

Sağlığın korunması ve canlılığın sürdürülebilmesi için gerekli en önemli maddenin su olduğunun vurgulandığı sitede, vücudun yüzde 55-75’lik kısmını suyun oluşturduğu, suyun metabolizmanın düzenlenmesinde ve vücuttaki bütün reaksiyonlarda görevli olduğu belirtiliyor.

Gün boyu içilecek 2 litre suyun, enerji oluşumunu arttıracağı ve zayıflamaya yardımcı olacağı, besin maddeleri ve oksijeni taşıyarak organ ve dokuları koruyacağının bildirildiği sitede, şu bilgiler yer alıyor: ‘’Aç karnına içilen su, organizmayı zararlı toksin maddelerden arındırıyor. Bağışıklık sisteminin görevini yapabilmesi için su gerekiyor. Bu özelliği ile zinde ve dinç kalmada yardımcı oluyor.’’

GÜNDE 10-12 BARDAK

Sıcak havalarda vücut sıcaklığını düzenleyici olarak çalışan suyun gün içinde 10-12 bardak tüketilmesi, su içmek için susamanın beklememesi gerektiği vurgulanıyor.

Sitede ayrıca şunlar kaydediliyor: “Vücut geceleri su almadığı için, sabahları uyanınca bir bardak su içilmesi gerekiyor. Öğlen ve akşam yemeklerinden önce içilecek bir bardak su, iştahı bastırıyor ve sindirime iyi geliyor. Spordan önce içilen bir bardak su da metabolizmayı çalıştırıyor."

/ KONYA

20.02.2007


 

Öğrenciler, Kur’ân ve ezan okudu

İmam- hatipliler arası yüzüne Kur’ân okuma, ezan ve hafızlık Türkiye birinciliği yarışmasında Antalya’yı temsil edecek öğrenciler belirlendi.

Farklı makam ve kıraatlerde okunan ezan ve Kur’ân katılımcılara duygu dolu dakikalar yaşattı. Birincileri belirlemekte hayli zorlanan jüri, yarışmacılara 70 taban üzerinden puan verdi. Birbirinden farklı makamlarda okunan ezan, yarışmanın yapıldığı Karalar Düğün Salonu’nu dolduran katılımcılara duygu dolu anlar yaşattı. Bazı katılımcıların okunan ezan esnasında gözyaşlarını tutamadıkları gözlendi.

Ezanı, sabah makamı ve hüseyni makamında okuyan Manavgat İmam Hatip Lisesi öğrencisi Ertuğrul Uygun jüriden en yüksek puanı alan yarışmacı oldu. Çok sayıda Serik’li esnafın sponsorluk yaptığı organizasyonda yarışmacılar hediye yağmuruna boğuldu.

/ ANTALYA

20.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004