Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

ABD medyası, Virginia katliâmını tarafsız verdi

Virginia’da yaşanan vahşeti Amerikan medyası canlı bağlantılarla kamuoyuna aktardı. Haber ve yorumlarda son derece titiz ve obtektif bir dil kullanıldı. Buna karşılık Türkiye’de, Malatya’da yaşanan vahşetten hemen sonra bir Türk gazetesi olayı “Malatya’da dinci vahşet” manşetiyle duyurdu.

Amerika’da Pazartesi sabahından itibaren Virginia’da yaşanan vahşeti Amerikan medyası canlı bağlantılarla kamuoyuna aktardı. Haber ve yorumlarda son derece titiz ve obtektif bir dil kullanıldı. Polis, kampüs baskınından sonra haberciler ile sağlıklı bir ilişki kurdu. Elde edilen her bilgi medya ile paylaşıldı. Kamuoyu tek bir merkezden, doğru ve hızlı bir şekilde bilgilendirildi. Medyanın görevini yapabilmesi için bütün kolaylıklar sağlandı. Bu tutum, toplumu gerecek çelişkili ve yanlış haberlerin yayınlanmasını da önledi.

Katilin kimliği, milliyeti, inançları merak konusuydu; ancak kim olduğu anlaşıldıktan sonra da faile önyargılarla yaklaşılmadı; vahşeti bir gruba, bir inanca, bir ideolojiye, bir millete mal edecek iddia ve yorumlara girilmedi. Türkiye’de Malatya’da yaşanan vahşetten hemen sonra ise bir Türk gazetesi olayı “Malatya’da dinci vahşet” manşetiyle duyurdu. Nihayet polis, failin Güney Koreli, 23 yaşında ve Virginia Tech (VT) öğrencisi olduğunu duyurdu. Güney Koreli öğrenci Seung-Hui Cho, bu eylemi neden gerçekleştirmişti? Polis araştırmayı derinleştirirken, ana medya organları yine dikkatli bir dil seçtiler. Amerika’da yaşayan Güney Korelilerin olaydan duydukları üzüntü dile getirildi. Toplumsal duyarlılıklar, sağduyu öne çıkarıldı.

Salı günü V. Tech kampüsünde düzenlenen törene Başkan Bush, eşi, üniversite yöneticileri, veliler ve büyük bir öğrenci topluluğu katıldı. Müslüman, Hıristiyan, Yahudi ve Budist din adamları törende dikkat çeken birer konuşma yaptılar ve saldırıyı kınadılar. Her din adamı kendi dili ile duâ etti ve bu konuşmalar kampüste uzun süre alkış aldı. Televizyonlar bu töreni de baştan sonra canlı yayınladılar.

POLİS, GELİŞMELERİ AN BE AN AÇIKLADI

Çarşamba günü öğlen saatlerinde Seung-Hui Cho ile ilgili pek çok bilgiye ulaşılmıştı. Olay bir terör eylemi değildi. Cho’yu tanıyan herkesin üzerinde mutabık olduğu temel özelliği, içine kapanıklığı ve yalnızlığıydı. Cho’nun 26 bin kişilik kampüste hiçbir arkadaşı yoktu. Katilin notları, okul ve kampüs arkadaşlarının ifadeleri psikolojik sorunları olan ruh hastası, dengesiz biri ile karşı karşıya olunduğunu gösteriyordu.

Polis, katilin kimliği, ruh halini ve eylemi neden gerçekleştirmiş olabileceği ile ilgili yeni açıklamalar yaptı. Bütün Amerikan medya organlarında anında flaş olan bilgiye göre; Koreli Cho 2005 yılında psikolojik tedavi görmüştü. Tehlikeli biriydi ve intihara eğilimi vardı.

Aynı gün akşama doğru bütün kamuoyu yeni bir gelişmeyi öğrendi. Katil, ilk eylemi gerçekleştirdikten sonra bir özel televizyon kanalına fotoğrafları ve videoya çektiği görüntülerini göndermişti. NBC yöneticileri, örnek ve sorumlu bir tavır sergilediler. Video ve fotoğraflar yayınlanmadan önce Federal yetkililere teslim edildi. Akşam saatlerindeyse, izin verilmesi üzerine görüntüler, yine NBC’den kamuoyuna yansıdı.

Kasetleri izleyen psikologlar, ortada ruh hastası, şizofren, akli dengesi bozuk bir kişi olduğunu açıkladılar. Cho, konuşma ve mektubunda eylemi neden gerçekleştirdiğini izah etmeye çalışırken, “Zayıfların ve savunmasızların kuşağına ilham olması için İsa gibi ölüyorum” gibi cümleler kuruyordu.

TÜRK MEDYASI NE YAPTI?

Virginia Katliamını Türk basını yüzeysel bir şekilde takip etti. Ayrıntılara girmedi. Katilin bir ruh hastası olduğu ve olayın bir terör eylemi olmadığının anlaşıldığı gün Türkiye’de ana yayın organlarından birinde yayınlanan vahşetle ilgili haberin başlığı ve üslubu, Amerikan medyasını izleyenler için çok şaşırtıcıydı. Katilin kolunda olduğu iddia edilen “İsmail Ax” yazısından hareketle, “eylemin İslâm bağlantılı bir terör olayı olabileceği “ vurgulanıyor ve bu söylenirken, Amerikan kamuoyunun da bu şüphe üzerine yoğunlaştığı iddia ediliyordu.

ABD’de yayınlanan bir tartışma sitesinden alınan bilgiye yer verilen haberin, Türkiye’de ana yayın organlarından birinde kullanılması ilginçti. Amerikan medyası, objektif bir yaklaşımla vahşeti herhangi bir din veya millete mal etmekten özenle kaçınırken ve bu konuda bir bulgu yokken, Türk basının Koreli Cho’yu, Türkler ve İslâm’la ilişkilendirmesi gerçekten üzerinde durulması gereken bir noktaydı.

Katil, NBC televizyonuna postaladığı paketin gönderici kısmına kendi adı yerine “A Ishmael” yazmıştı. Polis, bunun ne anlama geldiği konusunda hiçbir bulguya rastlanılmadığını açıklarken, bazı Amerikan internet forum ve blogları, “teori” olarak bazı iddiaları dillendirdiler. Ancak “teoriler” başlığı altında yapılan bu haber ve yorumlar, Türk basın organlarına, “katilin Müslüman olabileceği iddia ediliyor” şeklinde yansıdı. Türk medyasında çıkan haberde, “İsmail’in İslâm’da bir peygamber adı olduğu vurgulanıyor ve katilin İslâmî motivasyonlara sahip olabileceği” belirtiliyordu.

“Virginia Vahşeti”, Amerikan toplumunu sarstı. Ancak gazete ve televizyonların sorumlu ve objektif yayıncılığı, sarsıntının şiddetini ve toplumda daha büyük ve derin yaralar açmasını önledi. Medya, katilin kimliğini öne çıkarıp, Güney Korelileri suçlayıcı yayınlar yapmadı. Olayı siyasal ve ideolojik bir gözlük takarak değil, tamamen objektif habercilik kriterlerine göre değerlendirdi.

Fırsattan istifade, “çamur at, izi kalır” mantığı ile herhangi bir toplum, inanç karalanmadı. Eylem siyasal iktidarı yıpratmak için de kullanılmadı. Medya cinayete ve topluma ayna tuttu. Yöneticiler ve toplumun derin üzüntüsü ekranlara taşındı. Acılar paylaşılarak hafifletilmeye çalışıldı. Şiddet olaylarının arkasındaki sebebler ve silahların kontrol edilmesi konusundaki tartışmalar gündeme geldi. Vahşet bütün boyutları ile masaya yatırıldı, okullardaki güvenlik zaafları sorgulandı. Ve bir daha böyle bir olayın yaşanmaması için alınması gereken tedbirler haber ve yorum sayfalarını doldurdu.

/ WASHINGTON

21.04.2007


 

Senatörün itirafı: Irak’ta savaşı kaybettik

Amerikan Senatosu Çoğunluk Grubu’nun lideri Demokrat Harry Reid, Irak savaşının kaybedildiğini belirterek, ABD Başkanı George W. Bush’un Irak stratejisinin işe yaramadığını söyledi.

Irak’ta asker sayısında yapılan son artışın sonuçsuz kaldığını anlatan Reid, “Bu savaş kaybedilmiştir. Bu hafta Irak’ta yaşanan şiddet olaylarının da gösterdiği gibi asker sayısında artış bir başarı getirmemiştir” dedi. Başkan Bush’a seslenen Reid, ayrıca, Irak’ta savaşın sadece diplomatik, siyasi ve ekonomik yollarla kazanılabileceğini söyledi. Senatör Reid, savaş tahsisat yasasının kabulü için Bush’un Kongre üyeleriyle yaptığı görüşmede bu sözleri duyması gerektiğini bildirdi. Temsilciler Meclisi ve Senato, Irak’tan Amerikan askerlerinin geri çekilmesi tarihinin belirlenmesini de içeren savaş tahsisat yasa tasarılarını kabul etmişti. Ancak Bush, asker çekme tarihini içeren yasayı veto edeceğini açıklamıştı. Bush, yaptığı bir açıklamada da Amerikan ordusunun Irak’ta başarıya ulaşacağına inandığını söylemişti.

/ WASHINGTON

21.04.2007


 

Kuveyt’te savaş hazırlıkları

ABD’nin müttefiki Kuveyt, ABD’yle İran arasında savaş çıkacağına dair hazırlıklara başlıyor. Devlet Bakanı Faysal El Hacı, acil durumlar için bir ekip oluşturacaklarını ve bu ekibin ABD’yle İran arasında ihtilafla ilgili beklenmedik gelişmelere karşı planlar yapacağını ifade etti.

El Vatan gazetesine açıklamalarda bulunan Hacı, “Ekip, ABD’yle İran arasında giderek artan askerî gerilimden dolayı Körfez’de bir savaş çıkması halinde tehlikenin üstesinden gelinmesi için geniş kapsamlı planlar hazırlayacak” dedi. Ekibin Pazar günkü bakanlar kurulu toplantısında kurulacağı ifade edildi. Savunma, içişleri, sağlık ve petrol bakanlıklarından oluşturulacak ekibin ilk toplantısını Pazartesi yapacağı belirtildi. Kuveyt, ABD’nin Irak’a askerî saldırısında önemli rol oynamıştı. Ülke halen Irak’taki Amerikan askerlerinin savaşa hazırlık yeri durumunda.

/ KUVEYT

21.04.2007


 

Fransa’da Sarkozy önde

Fransa’da yapılan son kamuoyu yoklamalarına göre, merkez sağın adayı Nicolas Sarkozy, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turundan oyların yüzde 53.5’ini alarak galip çıkacak.

Ipsos/Dell araştırma şirketi tarafından Le Point dergisi ve iletişim operatörü SFR için gerçekleştirilen ankete göre, sosyalist aday Segolene Royal, oyların ancak yüzde 46.5’ini alarak seçim yarışını kaybedecek. Bununla birlikte oylamaya katılanların yüzde 13’ü hala hangi adayı destekleyecekleri konusunda kararsız olduklarını belirtiyor.

Ankete göre ayrıca, bu Pazar yapılacak ilk tur seçimlerde Sarkozy oyların yüzde 30’unu, Royal yüzde 23, Francois Bayrou yüzde 18 ve aşırı sağcı Jean-Marie Le Pen ise yüzde 13’ünü alacak. İkinci turda yarışın Sarkozy ve Bayrou arasında geçmesi durumunda Sarkozy’nin oyların yüzde 52’sini alacağı belirtiliyor.

Çarşamba ve Perşembe günleri telefonla görüşme yoluyla gerçekleştirilen ankete bin 209 kişinin katıldığı öğrenildi.

/ PARİS

21.04.2007


 

İran: Müzakerelere açığız

İran yönetimi, nükleer programı konusunda Avrupa Birliği ile daha önce duran müzakerelere yeniden başlayacağını bildirdi. İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mütteki, yeni müzakere sürecinde İran’ın nükleer faaliyetlerinde nükleer sanayi aşamasına ulaşmasının göz önüne alınması gerektiğini söyledi.

Mütteki, müzakerelere önümüzdeki hafta yeniden başlanacağını belirtti.

İran’ın resmî haber ajansı IRNA’nın haberine göre, Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Ali Laricani dün gece AB Dış Politika Sorumlusu Javier Solana ile telefonda görüştü. Görüşmede taraflar nükleer mesele ve yeni müzakere süreci konusunda görüş alışverişinde bulundu. Laricani ve Solana müzakerlerin haftaya başlaması konusunda fikir birliğine vardı.

Laricani bu görüşmede yeni müzakere sürecini desteklediklerini hatırlatarak, İran’ın barışçıl nükleer faaliyetlerini geliştirme haklarını koruyarak, taraflar arasında yapıcı müzakereleri desteklediğini belirtti.

/ TAHRAN

21.04.2007


 

Clinton’dan Ermeni tasarısına destek

ABD’de, gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimi öncesi Demokrat Parti’nin başkan aday adayları arasında olan New York Senatörü Hillary Clinton’ın, sözde Ermeni soykırımının tanınmasını öngören ABD Senatosu’ndaki karar tasarısına destek verdiği bildirildi.

Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) tarafından yapılan açıklamada, Hillary Clinton’ın yanısıra, senatör Harry Reid’in de tasarıyı desteklediği ifade edildi. ANCA Direktörü Aram Hamparian, ‘’Tasarıyı destekleyenlerin sayısının artması, soykırım karşıtı bu tasarının ABD Kongresi’nin her iki kanadından da geniş destek aldığının açık bir kanıtı’’ dedi.

/ WASHINGTON

21.04.2007


 

Telafer’de sokağa çıkma yasağı

Irak’ın kuzeyindeki Telafer şehrinde, militanların kimyasal saldırı düzenleyecekleri yönünde bildiri dağıtması üzerine sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Telafer Belediye Başkanı Necim El Ciburi, kent halkını sakinleştirmek için 19 Nisandan itibaren süresiz olarak sokağa çıkma yasağı koyduklarını belirterek, ancak militanların dağıttığı bildirilerin ciddiye alınacak yönü olmadığını, bu tip grupların kimyasal silah kullanarak saldırı düzenleme kapasiteleri bulunmadığını, korku salmayı amaçladıklarını vurguladı.

/ TELAFER

21.04.2007


 

Af Örgütü: İdamlar ertelensin

Uluslararası Af Örgütü, dünyanın en çok idam cezasının verildiği 4. ülkenin Irak olduğunu açıkladı. Af Örgütü, 2004’ün ortasından bu yana 270’den fazla kişinin idama mahkum edildiğini belirterek bunlardan en az 100’ünün de asıldığını kaydetti.

Örgüt, ilk üç sırada Çin, İran ve Pakistan olduğunu açıkladı. Irak’ta idam cezası, Saddam Hüseyin’in devrildiği 2003’ten sonra askıya alınmıştı ancak sonra tekrar yürürlüğe konuldu. Devrik lideri Saddam da idam edilmişti.

Af Örgütü, idam cezasının tekrar yürürlüğe konulmasına rağmen bunun ülkedeki güvenliği düzeltmediğini hatırlattı. Örgüt, Irak’ın idamları ertelemesini isterken ABD ve İngiltere’nin Iraklılara herhangi bir zanlı teslim etmemesini talep etti. Örgüt, asılan pekçok kişinin de adaletsiz yargılama süreçlerinden geçtiğini savundu.

/ LONDRA

21.04.2007


 

Müslüman mezarlığına çirkin saldırı

Fransa’da, 1. Dünya Savaşı’nda ölenlerin mezarlarının bulunduğu bir mezarlıktaki 50 kadar Müslüman’ın mezarına, Gamalı Haç ve diğer Nazi işaretleri çizildi.

Savcılık bürosundan yapılan açıklamada, Ablain Saint-Nazaire’deki Notre-Dame de Lorette Mezarlığı’nın Müslümanlar’a ait bölümünde bulunan mezarların hiçbirinin tahrip edilmediği bildirildi. 1. Dünya Savaşı sırasında Fransa, Cezayir ve Tunus’tan Müslüman askerleri de cepheye sürmüştü. Fransa’nın sömürgesi olan bu ülkelerden cepheye gönderdiği 600 bin kadar askerden 78 bini ölmüştü.

/ LILLE

21.04.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004