Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Arınç: Birinci Meclisin yolundan gidiyoruz

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Meclisin, tüm halk kesimlerinin, hemen hemen tüm mesleklerin tamamının temsil edildiği bir mozaik yapıya sahip olduğunu hatırlatarak, “Birinci Meclis’i oluşturan vefakar Anadolu evlatlarının çizdiği yolda emin adımlarla ve kararlılıkla yürüyoruz” dedi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları çerçevesinde, Birinci Büyük Millet Meclisi’nde düzenlenen törende konuşan Arınç, esarete karşı verilen milli mücadelenin en çetin günlerinde, yokluklar, imkansızlıklar içerisinde yapılan seçimler sonucunda ortaya çıkan milli iradenin 1. Büyük Millet Meclisi’nde hayat bulduğunu söyledi. Milletin hafızasında, ‘’demokrasi anıtı gibi duran’’ bu binanın hikayesinin, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık serüveninin özeti gibi olduğuna işaret eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’İlk Meclis, bir ‘Mütevaziler Meclisi’ydi. Tüm sadeliğine karşın Birinci Meclis, devleti, ordusu, ekonomisi ve her şeyiyle çöktüğü sanılan bir milletin yeniden dirilişinin adresi oldu. İmtihanların en çetinini geçiren Birinci Meclis’in yapısını ve çalışmalarını özellikle vurgulamamız gerekiyor. Meclis, tüm halk kesimlerinin, hemen hemen tüm mesleklerin tamamının temsil edildiği bir mozaik yapıya sahipti. Devlet memurlarından işçilere, esnaftan çiftçilere, din adamlarından aşiret reislerine, gazetecilerden asker, şair ve avukatlara kadar herkes bu Meclis’teydi.Burada farklı sesler vardı ama hepsi ‘milli orkestranın’ bir parçasıydı. Burada herkesten farklı bir ses çıkar ama onların seslerinin tümü milli orkestranın özgürlük marşına dönüşürdü. Burası ülkenin her deseninin özgürce hayat bulduğu ve kendisini ifade ettiği ‘Farklılıklar Meclisi’ydi.Onlar; kökenleri, fikirleri, meslekleri farklı ama amaçları, hayalleri ortak, özgürlük erleriydi.Hepsinin farklılıklarını birliğe dönüştüren neden, beraber yaşadıkları işgal altındaki vatanlarının bağımsızlığa kavuşmasıydı. Çünkü onlar ‘söz konusu olan vatansa gerisi ayrıntıdır’ anlayışına sahip insanlardı.’’

Milleti buhranlı günlerden selametle çıkaran ve yeni bir başlangıç fırsatı sağlayan kavramın, bu mutabakat olduğuna işaret eden Arınç, ‘’O çetin günlerde ülkemizin önünü açan bu kavrama bugün de ihtiyacımız var’’ dedi.Arınç, konuşmasının ardından, Birinci Millet Meclisi Özel Defteri’ni de imzaladı.

/ ANKARA

24.04.2007


 

Cumhuriyete saldırılar

Denizli’de Tugay Komutanlığı görevini sembolik olarak üstlenen ilköğretim okulu öğrencisine, bölücülerden ve hainlerden söz eden bir konuşma yaptırılması yadırgandı. 23 Nisan kutlamaları kapsamında komutanın koltuğuna oturan 5. sınıf öğrencisine, “‘Cumhuriyete ve Atatürk’e karşı içte ve dışta cephe alınmakta, saldırılar düzenlenmektedir. Buna karşı askerlerimize iyi bir eğitim verelim. Bölücülere karşı, hainlere karşı bir eğitim programı hazırlayalım” gibi sözler söylettirildi.

Denizli’de Tugay Komutanlığı görevini sembolik olarak üstlenen ilköğretim okulu öğrencisine, bölücülerden ve hainlerden söz eden bir konuşma yaptırılması yadırgandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları kapsamında, 11. Piyade Tugay Komutanlığı bir ilköğretim okulu 5. sınıf öğrencisi üstlendi. Koltuğa oturduktan sonra Tugay Komutanı Tuğgeneral Tayfun Aksatan’ın ‘’neler söyleyeceksiniz?’’ soru üzerine öğrenci, Cumhuriyet ve onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik saldırılar olduğunu söyleyerek, şunları söyledi:

‘’Cumhuriyete, cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e karşı içte ve dışta cephe alınmakta, saldırılar düzenlenmektedir. Buna karşı askerlerimize iyi bir eğitim verelim. İyi eğitelim ki onlar da memleketlerine döndüklerinde çevresindekilere bölücülere karşı eğitim versinler, onlara karşı cephe alsınlar. Bölücülere karşı, hainlere karşı bir eğitim programı hazırlayalım.’’

Trabzon’daki rahip cinayetinde, Hrant Dink suikastında ve Malatya vahşetinde katil zanlısı olarak yakalanan kişilerin çocuk yaştaki gençler olduğu, “Bu çocuklar bu hale nasıl getirildi?” sorusuna cevap arandığı, ulusalcı reflekslerle ortaya konulan ve farklı olan herkesi “hain ve düşman” sayan tavırların bu tür olaylarla irtibatının sorgulanıp tartışıldığı duyarlı bir ortamda, “hain” söylemini ilkokul çocuklarına kadar indiren bir anlayışın sorumluluk duygusuyla bağdaşmadığı vurgulanıyor.

/ DENİZLİ

24.04.2007


 

Baykal 23 Nisan konuşmasında da Meclisi gerdi

TBMM'nin 23 Nisan özel oturumunda konuşan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dinle siyasetin ayrı tutulması gereğinden söz ederken, “Siyasetin referansı inanç ve din olursa oluk oluk kardeş kanı akar ve sonucu teokratik devlet rejimi olur” gibi tuhaf ifadeler kullandı.

TBMM Genel Kurulunda, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk Bayramı dolayısıyla özel oturum yapıldı. CHP lideri Baykal yaptığı konuşmada, dinle siyasetin ayrı tutulması gereğinden söz ederken, “Ancak dini siyaseti uzak tutulmayan hiç bir ülke demokratik kalamaz. Siyasetin refansı inanç ve din olursa oluk oluk kardeş kanı akar ve sonucu reokratik devlet rejimi olur. Kendimizi etnik devlet anlayışına kaptırmamalıyız. Devletin imkanları kendi cemaatlerine aktarılırsa, kadrolaşma yolunda harcanırsa bu milli devlet anlayışını böler. Demokrasi 5 yılda bir sandığa gidilerek sonra da seçilen kişinin kendi anlayışına göre davranacağı bir sistem değildir. Cumhuriyet sadece bir yöntem değildir. Kendi kabinesinin bir bakanı hakkında 4 defa af çıkarılıyorsa Meclis’te bunun adı demokrasi değildir. Sayın Sezer’i gösterdiği hassasiyetler nedeniyle saygıyla anıyorum. Bu sözlere sessiz kalan AKP grubu, CHP liderinin, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçimindeki tutumunu eleştirirken, “Ailenin mutfağına kapıkulu seçiliyor” demesine sert tepki gösterdi. AKP’liler sıra kapaklarına vurarak Baykal’ı protesto ederken, Başkan Arınç 23 Nisan konuşmasında tahrik edici ifadeler kullanılmaması uyarısında bulundu.

/ ANKARA

24.04.2007


 

Çankaya’ya kim çıkacak anketi

Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda iktidar ve muhalefetteki partilerin milletvekilleri bürokrat, üst düzey yönetici ve vekillerden oluşan 274 kişinin arasında yapılan ankette ilginç sonuçlar çıktı.

Başkent Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından 18-22 Nisan 2007 tarihleri arasında, AKP, CHP, ANAP, DYP üst düzey yönetici ve milletvekilleri, SP, BBP, GP, MHP, DSP üst düzey yöneticileri ve bürokratlardan oluşan 274 kişi ile telefonla görüşülerek gerçekleştirilen araştırmaya göre, (Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç) bu isimlerden herhangi birinin cumhurbaşkanlığı için aday olacağını düşünüyor musunuz”? şeklinde yöneltilen soruya, ankete katılanların yüzde 12.5’i “hayır” derken, yüzde 73 gibi büyük bir çoğunluk, bu üç kişinin aday olmayacağını düşündüğünü söyledi. Yüzde 14.3’lük bir bölüm ise “fikrim yok cevabını verdi.

“Hayır” cevabı verenler ile ve fikir belirtmeyenlere yöneltilen “Sizce Cumhurbaşkanı kim olacak?” şeklinde yöneltilen soruya ise şu cevaplar verildi.

“Abdullatif Şener yüzde 26.4, Necmettin Erbakan yüzde 22, Nevzat Yalçıntaş yüzde 19.7, Burhan Kuzu yüzde 13.1, Vecdi Gönül, 12.5, diğer yüzde 6.3”

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

24.04.2007


 

Korucuyu Jandarma vurmuş

Hatay’ın Dörtyol ilçesi kırsalında, önceki akşam, 1 köy korucusunun öldüğü, kardeşinin yaralandığı olayın, jandarmanın ‘’dur’’ ihtarına uymamaları sonucu meydana geldiği bildirildi.

Hatay Valisi Ahmet Kayhan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı törenleri sırasında, gazetecilerin soruları üzerine yaptığı açıklamada, önceki akşam meydana gelen olayın terörist saldırısı olmadığını belirtti. Vali Kayhan, Dörtyol’un Yukarı Kozludere kırsalında, karanlıkta fark edilen 2 kişiye, jandarmanın ‘’dur’’ ihtarında bulunduğunu, ancak bu kişilerin ihtara uymaması üzerine ateş açıldığını ifade ederek, şunları söyledi:

‘’Olay, jandarma komanda birliğinin, terör örgütüne karşı yaptığı pusu görevi sırasında gerçekleşiyor. Terörist sanılan ancak, daha sonra köy korucusu oldukları anlaşılan kişilerden birine tek kurşun isabet ediyor, ancak olay yerinde ölüyor. Olay, bölgede terör örgütüne karşı yürütülen bir çalışma sırasında olduğu için tamamen yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını sandığımız durum söz konusu. O bölgede vatandaşlarımızın avcılık ve çalı çırpı toplamak amacıyla bulunabiliyor. Şu anda tahkikat devam ediyor, gerekli soruşturma başlatıldı.’’

/ DÖRTYOL

24.04.2007


 

Fischer: Türkiye’nin üyeliği hayati önem taşımakta

Almanya’nın eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin tam üyelik süreci konusunda son dönemlerde izlediği politikayı eleştirerek, “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne alınması, hayatî bir önem taşımaktadır” dedi.

Fischer, İtalya’nın en önemli günlük haber gazetelerinden Corriere della Sera’da dün yayımlanan makalesinde, şunları kaydetti:

“Avrupa Birliği, genişleme sürecinde yeni üye ülkelerde ekonomiyi modernleştirerek ve özgür kurumlar oluşturmaya yardımcı olarak önemli başarılara imza atmıştır. Eleştiri konusu yapılacak bir konu varsa bu da halihazırdaki Türkiye politikasıdır.”

Eski Almanya Dışişleri Bakanı Fischer, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğinin neden “hayatî önem” taşıdığınıysa şöyle özetledi:

“Büyük bir Müslüman ulusun, dost ülkelerin yardımıyla modernleşebileceğini göstermemiz, güçlü bir sivil toplum, kadın-erkek eşitliği, bağımsız yargı, çağdaş yönetim ve gelişmiş bir ekonominin İslâm’la çelişmediğini de ortaya çıkaracaktır. Bu, cihatçılara ve teröristlere karşı da verilecek en güçlü mesaj olacaktır.”

/ ROMA

24.04.2007


 

Vahşete 5 tutuklama

Malatya’da yayınevindeki cinayetlerle ilgili olarak adliyeye sevk edilen 11 zanlıdan 5’i tutuklandı, 6’sı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Önceki gün saat 08.00’de adliyeye sevk edilen zanlılar, yaklaşık 7 saat savcıya ifade verdikten sonra tutuklama talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Yaklaşık 5 saat süren duruşma sonunda, olay yerinde yakalanan C.Ö (20), S.G (20), H.Ç (19) ve A.Y (19) ile olaydan sonra kaçmak isterken binadan düşen ve yaralı olarak İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde tedavi altına alınan E.G’nin kız arkadaşı olduğu belirlenen B.Ö’nün (18) tutuklu, diğer zanlılar M.D (19), M.G (19), M.K (19), K.K, M.Ö ve M.U’nun ise tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Hastanede tedavi altında olan E.G ile ilgili ise karar çıkmadı.

/ MALATYA

24.04.2007


 

Ağar: Bütünleşme için sessizlik şart

DYP Genel Başkan Mehmet Ağar, merkez sağda yürütülen birlik çalışmalarıyla ilgili olarak, ‘’Ne kadar çok sessiz, sakin bir ortamda yürütülürse o kadar sonuç alma şansı olan bir iştir’’ dedi.

Ağar, Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı dolayısıyla, 80 metre yüksekliğindeki direğe dev Türk bayrağı çekilmesiyle ilgili düzenlenen törene katıldı. Bir gazetecinin, merkez sağda birlik çalışmalarıyla ilgili gelinen son noktayı sorması üzerine Ağar, şunları kaydetti:

‘’Bunun ilk, son noktası olmaz. Bir noktaya gelirsiniz orada biter mesele. Ne kadar çok sessiz sakin bir ortamda yürütülürse o kadar sonuç alma şansı olan bir iştir. Onun için müsaade edin ben günü geldiğinde o açıklamaları yaparım, yapılır, birlikte de yapılır. Şu an zamansız bir şey söylemek süreci zedeleyebilir. Onun için sükunet, dikkat, itina içinde meseleyi götürmek doğru bir iştir.’’

Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunda DYP’li milletvekillerinin TBMM Genel Kurulu’nda olup olmayacakları sorusu üzerine Ağar, aday ve adaylar konusunda bir açıklama yapılmadığını hatırlattı. Adayların açıklanmasından sonra Genel İdare Kurulunun (GİK) toplanacağını ve

kararın verileceğini ifade eden Ağar, ‘’Bizim demokrasi ve hukuk yanındaki tarzımız ve tavrımız açıkça ortaya konmuştur. Muhalefet partilerinin görevi, iktidara kayıtsız şartsız destek vermek değildir’’ dedi.

/ ANKARA

24.04.2007


 

Dünya onu konuşuyor

İslâm Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) tarafından düzenlenen “Dünya Onu Konuşuyor” başlıklı Uluslararası Kutlu Doğum Sempozyumu’nda bir araya gelen bilim adamları, Hz. Muhammed’i (asm) anlattı.

İSDB tarafından Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla ‘Dünya O’nu Konuşuyor’ başlığıyla düzenlenen Uluslararası Kutlu Doğum Sempozyumu, Atatürk Kültür Merkezi’nde başladı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan TGTV Genel Başkanı ve İDSB Genel Sekreteri Necmi Sadıkoğlu, Hz. Muhammed’in taşıdığı özelliklerle yeryüzüne gelmiş geçmiş en üstün insan olduğunu söyledi. Sadıkoğlu, “Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed iman, ibadet, doğruluk, güvenilirlik, tevazu, sevgi, şefkat, cömertlik, iktisat, vakar, cesaret akıl ve zekâ hatta simaca güzellik gibi bütün güzel sıfatlarda insanların en üstünü idi. Hatta her bir haslette en yüksek tabakada olduğuna, dost, düşman ittifak ediyorlar” şeklinde konuştu.

Geçtiğimiz yıl Danimarka’da bir gazetenin Hz. Muhammed’e hakaret içeren karikatürler yayınladığını hatırlatan Sadıkoğlu, istisnalar dışında İslâm dünyasının bütün provokasyonlara rağmen soğuk kanlı tutumunu koruduğunu dile getirdi.

Daha sonra kürsüye çıkan Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek ise “Peygamber” sözcüğünün Farsça’da “Haberci” anlamına geldiğini söyledi. Hz. Muhammed’in sadece peygamber değil aynı zamanda Resul (elçi) olduğunu dile getiren Zeybek, “O sadece bir kavme veya topluluğa değil, bütün insanlığa peygamber olarak gönderildi. O’nun anlayıp doğru yaşamak için söz, yorum ve fiillerini esas almak önemlidir.” ifadelerini kullandı. İslâmın sadece Müslümanların değil bütün insanlığın hakkı olduğunu aktaran Zeybek, İslam’ı bütün insanlıkla buluşturma görevinin ise yine Müslümanlara düştüğünü sözlerine ekledi.

Konuşmaların ardından Sempozyumun 1. Oturumuna geçildi. Gün boyunca devam edecek sempozyumda yerli-yabancı bilim adamları “Tasavvufi Yaklaşımda Hz. Peygamber Tasavvuru”, “Çağımızda Sünnet”i Yaşamak”, “Kur’ân Hz. Peygamber’in Sünneti Işığında Adalet Kavramı”, “Batı Dünyasında Hz. Muhammed Algısı” gibi konularda görüşlerini sundular. (haber7.com)

24.04.2007


 

Gurbetçinin sorumluluğu örnek bir Müslüman olmak

Gazetemizin imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, Avustralya’da yaşayan Müslüman Türklerin birinci öncelikli sorumluluğunun “İslâmiyeti ona lâyık doğrulukla yasamak olduğunu” söyledi.

Avustralya Nur Vakfı Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin vefatının 47. yıldönümünde bir konferansla andı. Merkezi Melburn’de bulunan Avustralya Nur Vakfı’nın “Avrupa Birliği yolunda Müslüman Türkiye” başlığıyla düzenlediği konferansa konuşmacı olarak gazetemizin imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular katıldı. Vakfın Melbourne Tottenham merkez binasındaki Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferans’a Melbourne ve Sydney’de oturan Türkler katıldı. Sadık Karadağ’ın okuduğu Kur’ân-ı Kerim’le başlayan konferansın takdim konuşmasını ise Mustafa Gök yaptı. Daha sonra kürsüye gelen Mehmet Kutlular konuşmasında Avrupa Birliği, Müslüman Hiristiyan diyaloğu ve cihad konularını Risâle-i Nur’u merkeze alarak değerlendirdi.

Kutlular, salondaki dinleyicilerden gelen bir soru üzerine “Avustralya’da yasayan Müslüman Türkler olarak birinci öncelikli sorumluluğun İslâmiyeti ona lâyık doğrulukla yaşamak olduğunu” söyledi.

Böylece Avustralya gibi bir ülkede örnek Müslümanlar olarak radikal tutumların bıraktığı olumsuzlukları gidermede önemli bir görevin yerine getirilmiş olunacağını vurgulayan Kutlular, bu maksatları yerine getirmek üzere böyle bir kültür merkezini hizmete açtıklarından dolayı vakıf yetkililerini tebrik etti. Kutlular, yabancı ülkelerde kültürel asimilasyona karşı kendi kültür ve değerlerimizi yaşayıp yaşatabileceğimiz böyle mekânlara sahip olunmasının zorunlu olduğunu ifade etti. Risâle-i Nur’un kültürel dokumuzdaki yerine dikkat çeken Kutlular, bu konuya tarihimizden ve günlük hayattan örnekler vererek konuşmasını bitirdi.

Fatih YARGI

24.04.2007


 

Yine otobüs kazası: 4 ölü, 29 yaralı

Erzincan-Sivas karayolunda yolcu otobüsünün devrilmesi sonucu ilk belirlemelere göre 4 kişi öldü, 29 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Erzincan’dan Sivas istikametine giden Ali Yener yönetimindeki 24 YMV 64 plakalı yolcu otobüsü, Erzincan-Sivas karayolunun 21. kilometresinde devrildi.

Kazada, ilk belirlemelere göre Gülten Ercişli (50) ile kimlikleri henüz belirlenemeyen 4 kişi öldü, 29 kişi yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla Erzincan’daki hastahanelere kaldırıldı.

/ ERZİNCAN

24.04.2007


 

Senai Demirci: İnsan olmayı atlayarak Müslüman olamayız

Dr. Senai Demirci,” Müslüman olmak, insan olmanın üzerine inşa ettiğimiz bir şeydir. İnsan olmayı atlayarak Müslüman olamayız” dedi.

Memur-Sen / Diyanet-Sen Van şubesi, Kutlu Doğum Haftası faaliyetleri çerçevesinde Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) konferans salonunda, ‘’Kahve tadında Peygamberi (a.s.m) anma sohbetleri’’ konulu bir program düzenledi. Dr. Senai Demirci’nin konuşmacı olarak katıldığı programa Vanlılar yoğun ilgi gösterdi.

Memur-Sen / Diyanet-Sen başkanlarının ve Van Müftüsünün yaptıkları kısa konuşmalardan sonra ‘’Gönülden Ezgiler’’ grubu seslendirdikleri ilâhilerle konuklara duygulu anlar yaşattı. Daha sonra kürsüye gelen Senai Demirci, konuşmasında Peygamber Efendimiz’in (asm) hayatından bir kesit sunarak, konuklara onu görmeden kabul etmiş ve sevmiş bir ümmet olduğumuz için “Bizden yüz çevrilmeyeceği, ayıplarımızın yüzümüze vurulmayacağını” söyledi.

Demirci, “Onun sayesinde birbirimizi seviyoruz, Onun sayesinde birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Müslüman olmak, insan olmanın üzerine inşa ettiğimiz bir şeydir. İnsan olmayı atlayarak Müslüman olamayız. Evvela insanız. Müslümanlık insaniyet-i kübradır. İnsan gömleği üzerine giydiğimiz gömlektir İslâmiyet’’ diye konuştu. Yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı programda Senai Demirci’nin son kitabı ‘’Kıl Beni Ey Namaz’’ ücretsiz olarak dağıtıldı. Programın sonunda Senai Demirci, kitaplarını imzalayarak okuyucularıyla sohbet etti.

Şule Nur YILDIRIM / VAN

24.04.2007


 

Hızlı tren deneme seferleri başladı

Türkiye’nin ilk hızlı treni, Ankara-Eskişehir arasında deneme seferlerine başladı. Hızlı tren dün saat 09.55’te TCDD Behiçbey tesislerinden Eskişehir’e hareket etti. İtalya’dan kiralandıktan TCDD’nin Ankara’daki Behiçbey tesislerine getirildi.

Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi’nin ilk etabını oluşturan Ankara-Eskişehir hattının deneme seferi, İtalya’dan kiralanan 3 vagon ve 2 makinadan oluşan setle gerçekleştiriliyor. Deneme seferleri başlangıçta düşük hızlarla yapılacak. Denemelerde ölçüm ve test sonuçlarında elde edilen bulgular doğrultusunda hız artırımına gidilecek. Hızlı tren deneme seferleri, 206 kilometre olan Ankara-Eskişehir hattında 250 kilometre hıza ulaşıncaya kadar sürecek. Böylece, yıl sonuna doğru yolcu taşımacılığı başladığında hızlı trenle Ankara-Eskişehir hattı 1 saat 15 dakikada alınabilecek.

Hızlı treni ilk seferinde yurt dışından gelen makinistler kullanıyor. Ancak, TCDD Genel Müdürlüğü’nün İspanyol CAF firmasına sipariş verdiği 12 adet hızlı tren setini kullanma görevi, eğitimden geçirilecek TCDD makinistlerinde olacak. Başlangıçta Ankara-Eskişehir hattında çalışacak hızlı trenlerin yıl sonuna doğru yolcu taşımacılığına başlaması hedefleniyor. Türkiye, seferlerin başlamasıyla hızlı tren kullanan dünyanın 8, Avrupa’nın 6 ülkesinden biri haline gelecek.

/ ANKARA

24.04.2007


 

Sağlık sistemi sorgulanacak

Sağlıkta son dönemde hayata geçirilen uygulamalarla edinilen tecrübeler ışığında gelecek dönemde yapılması gerekenler, ilk kez geniş çaplı bir kongrede ele alınacak.

Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği’nin (SAYED) Sağlık Bakanlığı’nın desteğiyle 30 Mayıs-3 Haziran tarihleri arasında düzenleyeceği kongrede, sağlık sistemi her yönüyle masaya yatırılacak.

/ ANKARA

24.04.2007


 

Memecan: 28 Şubat’tan sıkıldığım için ABD’ye geldim

İstanbul Üniversitesi Mezunlar Derneği tarafından Amerika’da organize edilen ‘Karikatürün Ülke Politikaları ve İnsan Düşüncelerine Etkileri’ konulu panelde konuşan ünlü karikatürist Salih Memecan 28 Şubat sürecindeki tartışmalardan sıkılarak ABD’ye geldiğini söyledi.

Ünlü çizer Memecan, “Keyifli bir gazete çıkarıyorduk. Birdenbire tartışmalar başladı. Darbenin iyisi olur mu olmaz mı tartışmaları resmen işin tadını kaçırdı. Bu kritik dönemde kavganın içinde olsaydık taraf olmak zorunda kalacaktık. 28 Şubat dönemi sıkıntılıydı. Ailece bunaldık. Bari bir yıllığına ABD’ne gelelim dedik; geliş o geliş” dedi.

Geçtiğimiz yıl Avrupa’da yaşanan karikatür krizine de değinen ünlü çizer, hiçbir ülkede sonsuz bir özgürlük anlayışının olmadığını toplumun kendi kısıtlamaları olduğunu ifade etti. Salih Memecan, “Karikatürün önünde kanuni bir yasak olmamalı. Karikatürist istediğini çizebilmeli. Bu demek değildir ki karikatürist Hz. Muhammed’in kafasının üstünde bombalar varmış gibi tasvir edebilmeli. Basın özgürlüğünü savunan Amerika’da bile siyah ABD vatandaşını, patlak dudaklı çizemezsiniz. Çünkü bu siyahlara, kölelik dönemini hatırlatır” diye konuştu.

Danimarka’da yayınlanan karikatürlerin sipariş üzerine yapıldığını, bu işteki sorumluluğun çizerden daha çok editöre ait olduğunu ifade eden Memecan, “Danimarka’da yayınlanan karikatürler acemi çizerlerin işi. Sipariş üzerine çizilen şeyler. Karikatüristin bu şekilde hissedip de çizdiğini sanmıyorum. Bir provokasyon söz konusu. Dünyanın hiçbir yerinde sonsuz özgürlük yok. Toplumun kendi kısıtlamaları var dikkat etmek gerekiyor” ifadesini kullandı.

/ NEWYORK

24.04.2007


 

Eski siyasilerden ortak bildiri

Eski TBMM başkanları Sabit Osman Avcı, Necmettin Karaduman, Kaya Erdem, Hüsamettin Cindoruk ve İsmet Sezgin’in de aralarında bulunduğu bazı eski siyasetçiler, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin ortak basın bildirisi yayınladı.

Yaklaşık 90 eski bakan ve milletvekilinin imzasını taşıyan bildiride, demokrasi kültüründe, Anayasa’daki şekli şartlar ile birlikte Anayasa sağduyusunun büyük önem taşıdığı kaydedildi. Bildiride, özetle şu görüşlere yer verildi:

‘’Bin yıllık devlet geleneği olan bir toplumun devlet başkanının seçim sürecini ve niteliklerini sadece Anayasa’daki şekli şartların belirleyememez. Türkiye gibi jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemli ve hassas bir coğrafyada bulunan ve bu sebeple de daima kuvvetli olması gereken bir ülkenin, dünyanın ve bölgenin içinde bulunduğu durum da göz önüne alındığında Cumhurbaşkanlığı makamına seçilecek kişinin nitelikleri belki de her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır. Cumhurbaşkanlığı seçimleri, içinde bulunulan koşullara ve bu temeller üzerinde gelişen politik hesaplarla yapılmak yerine Türkiye genelinde, kamuoyunda ve parlamentoda uzlaşma sağlanarak yapılmalıdır.’’

Herkesin bulunduğu yerin ve yüklendiği görevin sorumluluğunu bilmesi gerektiği vurgulanan bildiride, bu sorumluluklar içinde herkesin herkesi uyarmaya hakkı bulunduğu kaydedildi. Bildiride, ‘’Laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne, Cumhuriyetimizin temel değerlerine, vatan-millet bölünmezliğine sahip çıkmak herkesin, her kurumun asli görevidir. İnanıyoruz ki, gelecekte tartışmalara konu olmayacak bir Cumhurbaşkanı karakterini bu millet, bin yıllık devlet geleneğinden çıkaracaktır’’ görüşüne yer verildi.

/ ANKARA

24.04.2007


 

Kıbrıs’ta zaman lehimize işliyor

Türkiye’nin Roma Büyükelçisi Uğur Ziyal, Kıbrıs sorunu konusunda zamanın artık lehimize çalıştığını belirterek, “Rum tarafı şu anki politikayı sürdürürse zaman daha da lehimize çalışacak” dedi.

Türk Dışişlerinin deneyimli isimlerinden, Annan Planı’nın şekillenme döneminde Türkiye delegasyonunun sorumlusu, eski dışişleri müsteşarı, şu anda Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği görevini yürüten Uğur Ziyal, Kıbrıs gazetesi köşe yazarlarından Hasan Hastürer’in Kıbrıs sorunu ağırlıklı sorularını cevapladı. Ziyal, Papadopulos’un izlediği politikanın Avrupa’da rahatsızlık doğurduğunu belirterek, “Avrupa’nın Papadopulos’tan bir rahatsızlığı var. Çünkü Papadopulos’un yaklaşımları Avrupa değerlerinin ve çağın gereklerinin dışında. Olmayacak dualara ‘amin’ diyor. Bu giderek daha çok ortaya çıkıyor. Avrupa’nın buna daha ne kadar tahammül edeceğini bilemiyorum. Fakat, Papadopulos’un Avrupalıları rahatsız eden politikalarına karşılık doğru olan bizim yolumuz zaman içinde bizleri koyduğumuz hedeflere ulaştıracaktır” dedi.

Uğur Ziyal, Batılıların zamanın ayrılığı pekiştirdiği kaygısını paylaştığını belirterek "Ve giderek bunu daha çok görüyoruz. Bu kaygıyı bir kere Kıbrıs Rum basınında görüyoruz. Yunanistan’da görüyoruz. Konuya yakın olanlar, bu kaygıyı daha çok hissediyor. Uzakta olanlarda da bu kaygı yavaş yavaş yayılmaya başlıyor. Çünkü sorun giderek kemikleşiyor” diye konuştu. Ziyal, kısa, orta ve uzun vadede Kıbrıs’taki gelişmeler hakkındaki beklentilerini ise şöyle sıraladı: “Bu çok değişkenlere bağlı bir gelişme olacaktır. Ama benim söyleyeceğim, kendimize güvenmemiz, kurumlarımızı sahip çıkmamız lazım. Kendimize güvenip, kurumlarımıza sahip çıkıp, hepimiz de toplum ve devlet içinde gerekli fedakarlığı yaptığımız zaman düzlüğe çıkacağız. Sabır gerekiyor. Kırk yıldır çözülmeyen bir sorun var. Tarihte zaman kıyası yapıldığı zaman kırk yıl çok uzun bir zaman değildir. Zamanın artık aleyhimize çalıştığını düşünmüyorum, zaman artık aleyhimize çalışmıyor. Rum tarafı şu anki politikayı sürdürürse zaman daha da lehimize çalışacak.

/ LEFKOŞA

24.04.2007


 

Meteorolojiden ziraî don uyarısı

Yurdun bazı bölgelerinde bu gece don bekleniyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye yeni bir soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına girecek.

Soğuk hava, orta ve doğu bölgelerde etkili olacak. Bu gece sıcaklıklarında önemli düşüşler bekleniyor. Sıcaklık düşüşleri yer yer don olayına sebep olacak.

Bu gece Karadeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu’nun kuzeyi ve doğusu ile Doğu Anadolu’da orta, yükseklerde kuvvetli don bekleniyor. Açıklamada, tarımsal faaliyetin olduğu bütün bölgelerdeki üreticiler, gerekli tedbirleri almaları konusunda uyarılarak, özellikle çiçeklenme döneminde olan badem, erik, kayısı, şeftali, kiraz, elma, armut, fındık üreticilerinin ve fide yetiştiricilerinin daha dikkatli olmaları gerektiği kaydedildi.

/ ANKARA

24.04.2007


 

Cinayetlerin sebebi eğitim yetersizliği

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı sebebiyle Malatya Valilik makamına oturan ilköğretim 6. sınıf öğrencisi Ahmet Bayat, yayınevi katliamının temelinin eğitim yetersizliği olduğunu söyledi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz, makamını Atatürk İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi Ahmet Bayat’a devretti.

Valilik makamına oturan Ahmet Bayat, önce günün anlam ve önemi ile ilgili açıklamada bulundu ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Malatya’daki son olaylara değinen küçük Vali Bayat, “Malatya’daki olayın temeli eğitim yetersizliğidir. Eğitimin daha iyi safhada olması için gerekli çalışmaları yapıyoruz” dedi. Sembolik Vali Bayat, polisin bu konudaki çalışması hakkında ise polisin elinden geleni yaptığını söyledi.

Valilik koltuğuna oturan Bayat, yayınevi olayının üzücü bir olay olduğunu belirterek, “Bu olay hepimizi çok üzdü. Malatya üzerine büyük bir leke aldı. Bu lekeyi üzerimizden atmak için Almanya’daki kardeş şehrimizden öğrenci getirmeyi düşünüyorum” diye konuştu.

/ MALATYA

24.04.2007


 

Mersin’de Kutlu Doğum izdihamı

Diyanet İşleri Başkanlığı’nca tüm Türkiye’de düzenlenen “Kutlu Doğum Haftası” programlarından biri de Mersin’de gerçekleştirildi. Mersin Müftülüğünce organize edilen Edip Buran Kapalı Spor Salonunda yapılan toplantıya büyük ilgi gösteren binlerce Mersin’li salonu hınca hınc doldurunca içeri giremeyenler geri dönmek zorunda kaldı.

Mersinlilere hitap eden Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Necmettin Nursaçan “Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in(asm) yaşantısıyla bizlere en büyük örnek olduğunu” belirtti. Hanım dinleyicilerin çoğunlukta olduğu toplantıda, Peygamberimizin aile hayatından, yüksek ahlakından,çektiği zahmet ve meşakkatlerden bahseden Nursaçan:”cahiliye devrinde kız çocuklarının diri diri kuma gömüldüğünü Peygamberimiz döneminde ise buna son verildiğini, Kadınlara en güzel hürriyeti İslam’ın verdiğini”anlattı. Toplantı sonunda Müftü Mahzar Bilgin Nursaçan’a Mersinliler adına bir teşekkür plaketi sundu.

Hüseyin KÜÇÜKOĞLU / MERSİN

24.04.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004