Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Erdoğan: CHP bunu hep yapıyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 10 Eylül 1989 tarihinde SHP Genel Sekreteri olan Deniz Baykal’ın, “Özal’ı onursuzca indiririz” ifadesini kullandığını hatırlatarak, “Bu dönemde de ‘Çankaya’da yargılanır’ tarzı yaklaşım göstermiştir. Yine 1989’da ‘Özal aday değil’ demiş, benimle ilgili de aynı ifadeleri kullandı” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili grup kararı alınamayacağını belirterek, CHP’ye tepki gösterdi. Erdoğan, “Oylamaya katılmak bir vatandaşlık görevidir. Tüm milletvekillerini oylamaya katılmaya çağırıyorum” dedi.

Erdoğan, seçime saatler kala Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında CHP’nin Genel Kurul’a katılmama kararına tepki göstererek, cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili grup kararı alınamayacağını söyledi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın CHP’li milletvekillerinin iradesine ipotek koyduğunu belirten Erdoğan, “Baykal, CHP’li milletvekillerinin iradesini hiçe saymıştır” dedi. CHP’nin zihniyette herhangi bir değişiklik olmadığını söyleyen Erdoğan, 1989 yılında SHP Genel Sekreteri olan Baykal’ın, “Özal’ı onursuzca indiririz” ifadesini kullandığını hatırlatarak, “Bu dönemde de ‘Çankaya’da yargılanır’ tarzı yaklaşım göstermiştir. Yine 1989’da ‘Özal aday değil’ demiş, benimle ilgili de aynı ifadeleri kullandı” dedi

Milletvekilli transferi haberlerine de tepki gösteren Erdoğan, “AK Parti’yi kimse çirkin oyunların içine sokamaz” diye konuştu.

‘’TEHDİTLER ANKESÖRLÜ TELEFONLARDAN...’’

Bazı milletvekillerine tehdit telefonları gelmesiyle ilgili soruşturmaya yönelik soruyu da cevaplayan Erdoğan, istihbarat teşkilâtının bu işin takibinde olduğunu kaydetti. Tehditlerin, ankesörlü telefonlardan bazı milletvekillerine yapıldığı bilgisinin kendisine geldiğini anlatan Erdoğan, “Tesbit yapıldıktan sonra bunu duyuracağız’’ dedi. Erdoğan, “25 yaş, seçilme yaşı olarak devam edecekse ve anayasal engel yoksa, muhalefetin de böyle bir ısrarı varsa biz buna erken seçime ‘evet’ deriz” dedi. Başbakan Erdoğan, 367’nin toplantı yeter sayısı olmadığını belirterek, “367 bizim için birinci turda seçilme şartıdır. Bir aday 367 oy alabilirse aday seçilmiş olacaktır. Toplantı yeter sayısı değildir. Toplantı yeter sayısının 367 olması zeminsiz bir tartışmadır” dedi. Cumhurbaşkanı seçimiminin 4 tur olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Bu seçimin 1. turda yapılmasını temenni ediyoruz” diye konuştu.

/ ANKARA

28.04.2007


 

Yoklama yapılmadı

Cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylamalarına, AKP’li milletvekillerinin dışında on milletvekili katıldı. Bülent Arınç’ın başkanlığında ve 361 milletvekili ile toplanan Genel Kurulda, DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan ve Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan, CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan, Anavatan Partisi Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan ve Hasan Özyer ile bağımsız milletvekilleri Süleyman Bölünmez, Ülkü Güney, Fuat Geçen, Göksal Küçükali ve önceki gün AKPden istifa eden Hamza Albayrak hazır bulundu. CHP adına Genel Kurula katılan Kemal Anadol’un yoklama isteği kabul edilmedi. Gül, anayasanın öngördüğü 367 oyu sağlayamadı. TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın açıkladığı ilk tur oylama sonucuna göre, birinci tur oylamada 361 milletvekili oy kullandı. Gül’e 357 oy çıkarken, 3 oy geçersiz sayıldı, 1 oy da boş çıktı.

Cumhuriyet Halk Partisi, Meclis'te 367 milletvekilinin bulunmadığını ve Genel Kurul salonunda yoklama yapılmadığına ilişkin Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yaptı. CHP'nin başvurusunun altında 144 milletvekilinin imzası var. CHP'nin başvurusunu Grup Başkanvekili Haluk Koç, Yüksek Mahkemeye verdi. MECLİSTE USUL TARTIŞMASI TBMM Genel Kurulunda, 11. Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunda usul tartışması yaşandı. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, ‘’Yapılacak her işlem, her oylama geçersizdir. Bundan doğacak sorumluluk CHP’ye ait değildir’’ dedi. TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın, toplantı yeter sayısının bulunduğunu ifade etmesinden sonra söz isteyen Anadol, cumhurbaşkanı seçimi için toplantı yeter sayısının 367 olduğunu, bunun yoklama yapılarak tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Anadol, Başkan’ın yoklama yapmadığını, bu nedenle toplantıda yapılacak her türlü oylamanın geçersiz olacağını öne sürdü. TBMM Başkanı Arınç ise salonda ANAVATAN ve DYP milletvekilleri ile bağımsız milletvekillerinin de bulunduğunu, salonda yüzlerce milletvekili olduğunu, yoklama yapmaya gerek olmadığını ifade etti. Arınç, usul hakkında ve Başkan’ın tutumu hakkında, aleyhte ve lehte milletvekillerine söz verebileceğini söyledi. ’’BAŞKAN’IN TUTUMU DOĞRU’’ Lehte söz alan AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, 1989 yılında Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı seçiminde, dönemin SHP milletvekili Hasan Fehmi Güneş’in, toplantının açılışında yaptığı itirazları, o dönemin tutanaklarını okuyarak milletvekillerine aktardı. AKP sıralarındaki milletvekillerine, ‘’O dönemde, Anavatan Partisi milletvekillerinin bu haksızlık ve yanlış propaganda karşısında direndiklerini’’ anlatan Ergin, bugün Anavatan Partisi milletvekillerinin salona girmeyerek, kendi partilerinin verdiği demokrasi mücadelesini inkar ettiğini söyledi.

/ ANKARA

28.04.2007


 

Baykal: Sine-i millete dönemezdik

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP’yi sine-i millete dönmediği için eleştirenler bulunduğunu kaydeden Baykal, ‘’Sine-i millete dönmüş olsaydık bugün Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olurdu, Abdullah Gül ile ilgili konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürme imkanımız olmazdı, biz devre dışı kalırdık’’ dedi.

Baykal, CNN Türk’te katıldığı Ankara Kulisi programında cumhurbaşkanı seçimine yönelik soruları cevapladı. Baykal, cumhurbaşkanı seçimi nedeniyle ‘’milletvekillerinin büyük bir haysiyet sınavı verdiğini’’ savunarak, ‘’Dün gece Başbakan’ın çok içli dışlı olduğu ve bütün Türkiye’nin tanıdığı bir işadamı arkadaşının bir milletvekilimize, ‘maddi, manevi ne istiyorsan söyle, yalnız Meclis’e gir’’ dediğini biliyorum. Para gücüyle, çıkar vaadiyle cumhurbaşkanlığı seçimi...’’ diye konuştu.

Bu süreçte CHP’yi sine-i millete dönmediği için eleştirenler bulunduğunu kaydeden Baykal, ‘’Biz, bu yanlış olur, tam tersi meydanı bırakmak olur diyorduk. Sine-i millete dönmüş olsaydık bugün Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olurdu, Abdullah Gül ile ilgili konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürme imkanımız olmazdı, biz devre dışı kalırdık’’ dedi.

/ ANKARA

28.04.2007


 

Ağar: Meclis'in seçtiği Cumhurbaşkanı meşrûdur

DYP Genel başkanı Mehmet Ağar, Türkiye’ye bir kader çizilmeye çalışıldığını ifade ederek, ‘’Ne AKP fırsatçılığına, ne de CHP reaksiyonuna destek veriyoruz. Tehdide boyun eğmiyor, muhalefet adabına uyuyor ve Meclis toplantısına katılmıyoruz. Meclisin seçtiği Cumhurbaşkanı meşrûdur.184 sayısı toplantı için yeterli sayıdır’’ dedi.

Mehmet Ağar, TBMM’de düzenlediği toplantıda, AKP fırsatçılığı millet için hiçbir şey yapmadan CHP’nin yaptığı korku ticaretinden azamî istifade ile ayakta durmaktadır. CHP ise siyasette AKP’yi korku odağı olarak göstererek ayakta kalmaya razıdır. Bu tablo Türkiye’ye çok pahalıya mal olmaktadır. Ekonomik kriz korkusuyla Türk siyaseti rehin alınmaya çalışılmaktadır. Kriz korkusunun ekonomik maliyeti ve Türkiye’nin ekonomik ve siyasal geleceğine ait tepki takdim olunca siyaset bunları konuşamamaktadır” diye konuştu.

Ağar, cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde dile getirdiği görüşleri şöyle tekrarladı:

“Meclisin seçtiği Cumhurbaşkanı meşrûdur.184 sayısı toplantı için yeterli sayıdır. Siyaset mahkemeye gitmemelidir. Siyasî varlığını kutuplaşmayla mümkün gören anamuhalefet yeni bir değerlendirme yapmalıdır. Cumhurbaşkanlığı seçimi laik-antilaik kamplaşmasının vesilesi yapılmamalıdır. Cumhurbaşkanlığı seçimi bir siyasi meseledir. Her şeyden önce bu tesbiti iyi yapmak gerekir. Mesele siyasî bir meseledir. Meseleye bakış açımız budur. Eşinin başörtülü olması öne çıkarılarak sayın Gül’ün Cumhurbaşkanı olması için gayret gösterenler 4.5 yıl boyunca bu gayretlerin yarısını göstermiş olsalardı, bugün fukara çocukları başörtüleriyle eğitim görüyor olacaklardı. Bugün yine İmam Hatipler aleyhine olan dengesizlik de adaletli bir şekilde ortadan kalmış olacaktı. Kimse ima yoluyla ve açıkça partisinin geleceği ya da şahsi ikbal için yaptıklarını bu meselede ilişkilendirmesin. Bu bir siyasî meseledir. Ve siyasî varlığı ve ağırlığı olan bir meseledir. Bizi ilgilendiren kısmına cevap vereyim. Açık oy gizli tasnif dahil nasıl seçime gitmek istiyorsanız seçime gidelim hodri meydan. 4.4 yıl millete ve siyasi partilere tepeden bakan siyasi iktidarın 367 temin için düştüğü hali de ibretle seyrediyorum. Ne AKP fırsatçılığına ne de CHP reaksiyonuna destek vermiyoruz. Tehdide boyun eğmiyor. Muhalefet adabına uyuyor ve meclis toplantısına katılmıyoruz.”

Mustafa GÖKMAN / İSTANBUL

28.04.2007


 

Mumcu, vekilleri serbest bıraktı

ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, erken seçim talebini yineledi ve cumhurbaşkanı seçiminin ilk turuna katılmayacaklarını açıkladı.

Erkan Mumcu, partisinin genel merkezinde milletvekilleriyle yaptığı toplantının ardından düzenlediği basın toplantısında, Anayasa gereği bağlayıcı karar alamayacaklarının belli olduğunu belirterek, şunları söyledi: ‘’Anavatan Partisi, iktidar partisinin ısrar etmesi durumunda bugün yapılacak Cumhurbaşkanlığı oylamalarına katılmayacaktır. Milletvekillerimiz bu karara, partinin bu eğilimine yani benim şahsımda genel başkanın şahsında temsil edilen bu eğilimine uyup uymamakta serbesttirler. Bu benim onlara tanıdığım bir serbesti değil, anayasanın onlara tanıdığı bir serbestidir. Sözde değil, özde demokrat olmanın yolu Anayasa’ya ruhuyla bağlı olmaktadır. Biz ruhuyla bağlıyız. Ancak bir şeyin altını çiziyorum. Benim eğilimim ve arkadaşlarıma tavsiyem Genel Kurul’a katılmamalarıdır.”

/ ANKARA

28.04.2007


 

Cumhurbaşkanlığı seçimi 10. uyum paketinde

AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, Meclis tatile girmeden önce AB 10. uyum ve demokratikleşme paketini geçirmeyi ve anayasa değişikliklerini yapmayı hedeflediklerini belirterek, ‘’Önümüzdeki haftadan sonra bu komisyonu çalıştırmaya başlayacağız’’ dedi.

Ergin, bazı AKP’li milletvekilleriyle TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in; muhalefeti, çerçevesini çizdiği AB 10. Uyum Paketi çalışmalarına katılmaya çağırdığını söyledi. Sadullah Ergin, oluşturulacak komisyona katılacak siyasi partilerle bu çalışmaları en kısa sürede bitirip, Meclis tatile girmeden önce AB 10. uyum ve demokratikleşme paketini geçirmeyi ve anayasa değişikliklerini yapmayı hedeflediklerini kaydetti. AKP’li Ergin, uyum paketinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül’ün, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu’yu ziyaretlerinde dile getirdikleri konular başta olmak üzere, komisyona katılan siyasi partilerin getirdiği teklifler ve komisyonda üzerinde uzlaşılacak bütün konuların yer alabileceğini ifade etti. Uyum paketinde; YÖK ve eğitim sistemi, cumhurbaşkanı seçimlerinin 5 5 formülüyle yeniden dizayn edilmesi, seçim yasaları, siyasi etik kanunu, siyasetin finansmanı yasaları ve yargı reformunun yer aldığını belirten Ergin, ‘’Başta bu konular olmak üzere, uyum komisyonunda dile getirilebilecek ve üzerinde uzlaşılabilecek tüm konular da yer alabilecektir’’ dedi. Ergin, bu paketin Cumhurbaşkanlığı seçimi pazarlıkları çerçevesinde gündeme getirilmesinin etik olup olmadığının sorulması üzerine, bu paket ve içerisindeki konuların bugün gündeme gelmediğini söyledi.

Paketin, üzerinde uzun süredir hazırlıkların yapıldığı ve Türkiye’nin AB uyum sürecinde yapmayı taahhüt ettiği konuları içerdiğini dile getiren Ergin, “Muhalefet partileri talep etse de etmese de AK Parti hükümetinin bunları yapma görevi var. Siyasi etik açısından sakınca görmüyorum. Parlamenter demokrasilerde milletin iradesinin temsil edildiği makam Meclistir. Bu anlamda siyasi partilerin ve milletvekilerinin temel görevleri, yapılacak yasama çalışmalarına ve genel kurul faaliyetlerine katılmaktı” dedi.

Ergin, erken seçimin olup olamayacağı yönündeki bir soru üzerine, “Şu an için bu ihtimali değerlendirmiyoruz. Ancak gelişen siyasi gelişmeler ve yeni ortaya çıkacak durumlar elbette o günün şartlarında değerlendirilecektir” diye konuştu.

/ ANKARA

28.04.2007


 

Anayasal darbeye hayır

Mevcut Anayasaya göre, Anayasa Mahkemesinin TBMM’de yapılacak seçimleri incelemek ve yorumlayarak karar verme yetkisinin bulunmadığını belirten Mustafa Başoğlu, “Anayasa Mahkemesi 367’ye göre hareket ederse Anayasayı ihlâl etmiş olur. Demokrasiyi Anayasa Mahkemesinin darbesinden korumamız gerekiyor” dedi.

Anayasa’nın 148. maddesinde Anayasa Mahkemesi’nin görevlerinin sıralandığını hatırlatan Başoğlu, “Mahkeme kanunları, kanun hükmünde kararnameleri ve iç tüzüğü özden inceleyerek iptaline karar verebilir. Anayasa değişikliklerini de ancak özüne inmeden, usûl yönünden inceleyebilir. Anayasa’nın Mahkeme’ye verdiği görev bunlarla sınırlıdır. Dolayısıyla cumhurbaşkanlığı seçiminde adayın 367 rey alıp almadığına bakma yetkisi bulunmamaktadır” diye konuştu. Anayasa Mahkemesi böyle bir davaya bakmayı üstlenirse bu Mahkeme’nin Anayasayı ihlâl ettiği anlamına gelebileceğini ifade eden Başoğlu, Anayasa’da her bir kurum ve kuruluşun görev ve yetkilerinin belli olduğunu, bu yetkileri almanın demokrasiyi ve hukuk devletini zedeleyeceğini söyledi.

Recep GÖREN / ANKARA

28.04.2007


 

AKP’den CHP’ye teşekkür

TBMM Başkanvekili, AK Parti Kayseri Milletvekili Sadık Yakut, TBMM Genel Kurulunda cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylaması sırasında salona giren CHP’li 5 milletvekilinin yeter sayıya dahil edileceğini söyledi.

Yakut, CHP’li 5 milletvekilinin oylama sırasında Genel Kurul’a girdiklerini ve birleşimi yöneten TBMM Başkanı Bülent Arınç tarafından isimlerinin okunarak tutanaklara geçildiğini bildirdi.

İçtüzüğün 146. maddesinin son fıkrasında ‘’Genel Kurulda bulunup da oya katılmayanlar yeter sayıya dahil edilir’’ ibaresinin bulunduğunu kaydeden Sadık Yakut, ‘’CHP’li 5 milletvekili oylamaya katılması bile yeter sayıya dahildirler. Genel Kurulda bulunan milletvekilleri yoklamaya sayılır. CHP’ye teşekkür ederiz’’ dedi.

CHP’LİLERDEN TEPKİ

Bu arada, CHP’li Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük, Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, Trabzon Milletvekili Şevket Arz, Edirne Milletvekili Rasim Çakır ve Denizli Milletvekili Haşim Oral’ın oylama başladıktan sonra Genel Kurul’a girmesi kuliste bazı CHP’li milletvekillerinin tepkisine neden oldu. CHP Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç ile CHP Tunceli Milletvekili Sinan Yerlikaya, diğer milletvekili arkadaşlarının Genel Kurula girmemesi yönünde sık sık uyardı.

ERSÖNMEZ YARBAY ADAYLIKTAN ÇEKİLDİ

Bu arada Ankara milletvekili Ersönmez Yarbay, cumhurbaşkanlığı adaylığından çekildiğini açıkladı.

ERDOĞAN: GÜL, BEKLEDİĞİMİZİN

ÜSTÜNDE OY ALDI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül’ün, beklediklerinden daha yüksek bir oy aldığını söyledi. Erdoğan, oylamadan sonra TBMM’den ayrılırken gazetecilerin sorusu üzerine, sonucu değerlendirdi. Erdoğan, ‘’Sayın Gül, bizim beklediğimizin üstünde bir oy almıştır. Belki de ikinci turda 367’yi yakalayabileceğimizin umudu içindeyim. Bugünkü seçimlerin bu kadar sağlıklı şekilde tamamlamış olması nedeniyle de memnunum’’ diye konuştu.

/ ANKARA

28.04.2007


 

Kandoğan: Demokrasi adına katıldım

DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan lehte yaptığını konuşmada, ilk defa cumhurbaşkanı seçiminin Anayasa Mahkemesine götürülmesinin söz konusu olduğunu ifade ederek, millet iradesinin herşeyin üstünde olduğunu göstermek için kürsüye geldiğini söyledi.

Anadol’a geçmişte niçin bu seçimin Anayasa Mahkemesi’ne götürülmediğini soran Kandoğan, ‘’Sayın Anadol, ben lise yıllardayken siz parlamentodaydınız’’ dedi. Seçimin parlamentoda başlayıp, parlamentoda bitmesi gerektiği inancını taşıdığı için kürsüye geldiğini kaydeden Kandoğan, DYP’nin seçimle ilgili kararını demokratik bulmadığını söyledi.

AKP milletvekilleri, Kandoğan’ın konuşmasını sık sık alkışladı. Konuşmalardan sonra TBMM Başkanı Arınç, tutumun doğru olduğunu söyledi.Arınç, 20 milletvekilin ayağa kalkarak yoklama yapılmasını isteyebileceğini ifade ederek, ‘’Seçimlerden önce bir yoklama talebi mümkün değil. Ancak ben bugünkü tartışmalara bakarak, bir yoklama talebinde milletvekillerimizin bulunabilmesini teminen, Başkanlık sunuşunda bulunacağım. Sayın Anadol’dan ricam, yoklama talebinde ısrar ediyorlarsa, 20 arkadaşını bulup Genel Kurula getirsinler. Biraz sonra oylama yapacağım’’ dedi. Anadol, talebinin yanlış anlaşıldığını, toplantı yapılmadan önce yoklama yapılmasını istediğini kaydetti. Anayasanın 96 ve 102. maddelerinin gerekçelerini aktardıktan sonra Arınç, Meclis’i açarken uyguladığı yöntemin Anayasa ve İçtüzüğe uygun olup olmadığını, milletvekillerinin oylamasına sundu.

AKP’li milletvekilleri ‘’Evet’’, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ise ‘’Hayır’’ oyu kullandı. Bunun üzerine Arınç, ‘’Sayın Anadol tek başına. Teşekkür ediyorum. Tutumum doğrudur, uygulamam doğrudur’’ dedi.

28.04.2007


 

Kandoğan ve Eraslan hakkında inceleme

DYP parti yönetimi, Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan ve Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan ile ilgili inceleme başlattı.

İncelemenin, Kandoğan ve Eraslan’ın ‘’TBMM Genel Kurulundaki tutumlarından dolayı’’ başlatıldığı öğrenildi. DYP Genel İdare Kurulu, bugün konuyu görüşmek üzere parti genel merkezinde toplanacak.

PARTİMDEN İSTİFA ETMİYORUM

DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan, partisinden istifa etmeyeceğini açıkladı.

Kandoğan, ‘’Partinizden istifa edecek misiniz?’’ sorusuna, ‘’Yok canım, öyle bir şey yok’’ cevabını verdi.

/ ANKARA

28.04.2007


 

AP, Türkiye’ye kırık not verdi

Avrupa Parlamentosu (AP) 2006 Dünya İnsan Hakları Raporu’nu onaylarken Türkiye’de ifade ve din özgürlüğü gibi insan hakları alanlardaki “sınırlı ilerleme”den kaygı duyduğunu vurguladı. Dink cinayetini kınayan AP, 301. maddenin değiştirilmesini de istedi.

Avrupa Parlamentosu, Hıristiyan Demokrat Grubu üyesi İrlandalı Simon Coveney tarafından hazırlanan 2006 Dünya İnsan Hakları Raporu genel kurulda oylanarak kabul edildi. Türkiye’nin Avrupa Komisyonu ve Konseyi ile sürdürdüğü üyelik müzakereleri ve bu süreçte karşılaşılan sorunları not eden AP, “Türkiye’de bugüne kadar insan hakları konularında özellikle tüm dini topluluklar için din özgürlüğü alanında kaydedilen sınırlı ilerlemeden kaygı duyduğunu” belirtti.

İfade özgürlüğü, azınlıkların korunması, Kürk kökenli nüfusunun haklarına ilişkin kaygılarını da dile getiren AP, Hrant Dink cinayetini kınarken de bu cinayetin “Türk toplumunun bazı kesimleri arasındaki milliyetçi hissiyatın bir yansıması” olduğunu savundu. AP, Türk hükümetini, TCK’nın tartışmalı 301. maddesini değiştirmeye “cesaretlendirdiği”ni vurguladı.

Avukat Behiç Aşçı olayına da yer verilen raporda Aşçı’nın, “Türk cezaevlerindeki kötü koşullarda yaşayan tutuklular ile dayanışma göstermek üzerine 5 Nisan 2005’den başlayarak 293 gün açlık grevi yaptığına” dikkat çekildi.

/ STRASBURG

28.04.2007


 

Aile içi şiddete yeni düzenleme

Aile içi şiddet tanımına, ‘kusurlu eşin’ yanında ‘diğer aile bireyleri’ de dahil edildi. Bu sayede şiddet gören kadın veya eş korunacak.

TBMM Genel Kurulu’nda kanunlaşan yeni düzenlemeye göre, Türk Medeni Kanunu’nda öngörülen tedbirlerden ayrı olarak, eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden birinin veya mahkemece ayrılık kararı verilen veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı olan veya evli olmalarına rağmen fiilen ayrı yaşayan aile bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını, kendilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi üzerine, aile mahkemesi hakimi, sorunun içeriğini gözönünde bulundurarak resen tedbir alınmasına karar verebilecek. Tedbir olarak silâhı varsa kolluk kuvvetleri alınacak, evden uzaklaştırılacak, sağlık kuruluşuna tedavi için başvuracak. Tedbirlerin uygulanması amacıyla öngörülen süre 6 ayı geçemeyecek. Koruma kararının bir örneği, mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilecek. Cumhuriyet başsavcılığı, kararın uygulanmasını genel kolluk kuvvetleri marifetiyle izleyecek.

/ ANKARA

28.04.2007


 

Malatya cinayeti genellenemez

Alman Katolik Kiliseleri Başkanı Kardinal Karl Lehmann, Malatya’daki cinayeti genellemenin doğru olmayacağını söyledi. Lehmann, pek çok ülkede Hıristiyanlara karşı cinayetler işlendiğini, Türkiye’yi Hıristiyanlara karşı sürekli cinayet işlenen bir yermiş gibi göstermenin doğru olmadığını söyledi.

Alman Katolik Kiliseleri Başkanı Lehmann, yabancı gazetecilerle yaptığı basın toplantısında, pek çok ülkede Hıristiyanlar’a karşı cinayetler işlendiğini, Türkiye’yi Hıristiyanlar’a karşı sürekli cinayet işlenen bir yermiş gibi göstermenin doğru olmadığını söyledi. Lehmann, “Türkiye’de Hıristiyanlar’la ilgili cinayetleri genellemek doğru olmaz. Bu ve benzeri saldırılar ne yazık ki dünyanın pek çok yerinde olabiliyor. Kaldı ki Malatya’da işlenen cinayet henüz aydınlığa kavuşmuş değil. Saldırı ile ilgili soruşturma sürüyor. Cinayeti işleyenler çok genç. Aynı şekilde Hrant Dink cinayeti de çok genç birisi tarafından işlendi. Bunların arkasında kimlerin olduğu meçhul. Yetişkinlerin yönlendirdiğine inanmamak elde değil. Kim bilir belki de bu gençleri kışkırtanlar vardır. Bu cinayet milliyetçiler mi, yoksa Hizbullah tarafından mı işlendi, bilinmiyor. Aslında Türkiye’de Hıristiyanlar’a yönelik cinayetler çok değil. Az sayıda. Endonazya’ya bakacak olursanız, burada da Hıristiyanlar’a yönelik cinayetler işleniyor. Müslüman ülkelerde Hıristiyanlar’a yönelik cinayetler para için de işleniyor. Irak’ta Hıristiyanlar’a yönelik cinayetler oldukça fazla. Bu cinayetlerin dinle ilgisi olmadığını biliyoruz” dedi.

/ BERLİN

28.04.2007


 

Yıkılan binada ihmâl var

İstanbul Valisi Muammer Güler, Bahçelievler’de önceki gün çöken 6 katlı, 12 daireli binayla ilgili olarak, “İş operatöründen tutun, mühendisinden, teknik elemanından veya denetleyicisinden başlayarak bir ihmaller zinciri var. Soruşturma yapılacak” dedi.

Bahçelievler’de 6 katlı, 12 daireli bir bina önceki akşam saatlerinde gün çökmüş. Enkaz altında kalan 1 kişi yaralı olarak kurtarılmıştı. Binanın çökmeden önce tahliye edilmesi, can kaybı yaşanmasını ve yaralı sayısının artmasını önledi. Olay yerine gelerek incelemelerde bulunan Vali Güler, ‘’Yıkım çalışmaları yapılırken bitişikteki binayla ilgili önlemlerin de alınması gerektiğini’’ belirterek, ‘’İş operatöründen tutun, mühendisinden, teknik elemanından veya denetleyicisinden başlayarak bir ihmaller zinciri var. Soruşturma yapılacak’’ dedi.

/ İSTANBUL

28.04.2007


 

İstanbul 13 yeni okul kazanıyor

Mülkiyeti İstanbul İl Özel İdaresi’ne ait olan ve üzerine 16 derslikli 1 okul yapılması planlanan Bakırköy Zeytinlik Mahallesi’ndeki arazinin 13 yeni okul yapılması karşılığında Delta Proje İnşaat’a devredilmesiyle ilgili protokol töreni yapıldı.

Arazinin devri ve 13 yeni okulun yapılması sebebiyle İstanbul Valiliği’nde düzenlenen protokol törenine İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul İl Genel Meclisi Başkanı Hasan Büyükdede, İstanbul İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sabri Kaya ve Bakırköy İlçe Kaymakamı Dursun Ali Şahin katıldı. Törende konuşma yapan İstanbul Valisi Muammer Güler, “Burada hem bir takas yapıyoruz hem de vatandaş devlet işbirliğiyle bir anlaşma yapıyoruz. Delta Proje İnşaat 16 derslikli bir okulun yapılacağı arazi için takas yapılmasını teklif etti. İl Genel Meclisimiz’de bu teklifi çok sıkı bir şekilde inceledi ve araştırdı. Genel Meclisimiz mevcut arazinin takası karşılığında 6 adet 22 derslikli, 7 adet 27 derslikli okul yapılmasını istedi. Firma da kamu adına millî eğitim adına bu teklifi kabul etti.” dedi.

Yeni Asya / İSTANBUL

28.04.2007


 

Afrika’nın gözü aydınlanacak

Afrika ülkelerindeki fakirliği ve yoksulluğu Türkiye gündemine taşıyan İHH İnsani Yardım Vakfı buradaki mazlumlar için yeni bir kampanya daha başlattı. Dayanışma Vakfı’nın da ortak olduğu ve Afrika’da görme sorunu yaşayan insanların ışığa kavuşması için başlatılan kampanya bir yıl devam edecek.

Hedef ise yüz bin Afrikalının gözlerinin açılması. Konu hakkında bilgi veren İHH İnsani Yardım Vakfı yetkilileri, kampanyanın Türkiye ve Sudan’ın Sağlık Bakanlıkları tarafından da desteklendiğini bildirdi.

Sudan Sağlık Bakanlığı yetkilileri, projenin hayata geçirilmesini ümit verici bulduklarını ifade ederek “Afrika’nın gözleri Türkiye’ye emanet” dedi. Afrika’da katarakt sebebiyle görme sorunu yaşayan insanların sayısının beş milyon olduğunu belirten İHH İnsani Yardım Vakfı yetkilileri ise, “Afrika ülkelerinde yaşayan insanların karşılaştığı katarakt hemen hemen her yaş grubunda gözüküyor. Küçük çocuklar başta olmak üzere genç, kadın ve yaşlılarda görünen katarakttan kurtulmak ise fakir Afrikalılar için oldukça güç” dedi.

Züleyha ÖZÇELİK / İSTANBUL

28.04.2007


 

Peygamber sevgisi salondan dışarı taştı

Köprü Kültür Sanat Eğitim ve İletişim Derneği (KÖPRÜDER) ve Mesaj FM’in ortaklaşa Kutlu Doğum Programı düzenledi. Gebze Belediye salonunda yapılan programın içerisinde yer alan Köprü Can Kardeş Kulübü öğrencileri beğeniyle izlendi.

Konuşmacı olarak yazarımız İslam Yaşar katıldığı programın sunuculuğunu mesaj FM’den Nurullah Yılmaz yaptı. Gebzelilerin yoğun ilgi gösterdiği program ayakta izlendi.

Köprü Kültür Sanat Eğitim Ve İletişim Derneği yönetim kurulu başkanı Hüseyin Saraç, “İnsana, insan eğitimine önem verdiklerini ve bu sebeple bu tür faaliyetleri önemsediklerini kaydetti. Özellikle gençlerin ve çocukların eğitimi bir toplumunun eğitimidir. Bu nedenle KÖPRÜ-DER bünyesinde Can Kardeş Çocuk Kulübünü kurduk. Bu gün burada yapılan programda da birçok görev üstlendiler. Kendilerini, ailelerini ve onları yetiştiren hocalarını tebrik ediyorum,” diye konuştu.

Köprü Can Kardeş Kulübü öğrencisi 5 yaşındaki Akif Karadağ’ın Kur’ân-ı Kerim tilâvetiyle başlayan programda aynı kulübün öğrencilerinden Senanur Kaya “40 yaşındasın” adlı şiiri okudu. Şiirden sonra Köprü Can Kardeş Kulübü İlâhî korosu kısa bir konser verdi.

O olmasaydı, çocuklar diri diri

gömülmeye devam edilecekti

“Peygamber sevgisi” başlıklı bir konuşma yapan yazarımız İslâm Yaşar, peygambere olan sevginin bitmeyeceğini belirterek, “Peygamberimiz çocukları çok seviyor. Onları omuzlarında taşıyor. Çocuklar da onu çok seviyor. Günümüzde de çok seviyorlar. Bu salonda bulunan bu çocuklar bunun bir göstergesidir. Peygamberimiz özellikle kız çocuklarını çok seviyor. Onları diri diri gömülmekten kurtarıp baş tacı etmiştir. Eğer o olmasaydı çocuklar hâlâ diri diri toprağa gömülecekti. Bu gün onun ahlâkıyla ahlâklaşmayan toplumlar çocukları belki toprağa gömerek değil başka bir surette öldürüyor. Maddeten toprağa gömmeseler bile manen çocuklarını gömdükleri bir zamanda çocuklarımızı onun sevgisiyle büyüten siz aileleri tebrik ediyorum. Siz burada bir gül bahçesi teşekkül etmişsiniz size buraya geldiğiniz için değil böyle bir gül bahçesi teşekkül ettiğiniz için özellikle teşekkür ediyorum. Siz bu sevgiyle yetiştirdikçe onun sevgisi kıyamete kadar devam edecektir” diye konuştu.

ONU SEVMENİN YOLU,

ONU TANIMAKTAN GEÇER

“Bir kişi sevilmek istiyorsa Peygamberimizi sevecektir” diye sözlerini sürden Yaşar, şöyle devam etti: Çünkü o en çok sevilendir. Onu sevmenin yolu onu tanımaktan geçer. Yıllardır onu bize tanıtıp sevdirmeye çalıyorlar. Bu mânâda bütün İslâm âlimlerinin, mürşidlerinin yaptıkları makbuldür. Hangisine ittiba etsek Peygamberimizi tanımış oluruz. Günümüz şartlarında onu en iyi tanımak için ne yapılmalıdır, diye düşünürsek Bediüzzaman’ın ifadesiyle şu dört şart gerekir. Mahbub-ul kulûp, muallim-i ukul, Mürebbî-i nüfus ve sultan-ı ervah (kalplerin sevgilisi, akılların muallimi, nefislerin terbiyecisi, ruhların sultanı) olmalıdır. Bu sıfatları kendilerine mal ederler, bu sıfatlarla hemhal ederlerse Peygamberimiz bir mânâ onlarda fiilen yaşayacaktır. Peygamberimizin yaşadığı yerde de daima sevgi olur, güzellik olur. Günümüze bakarsak onu en iyi tanıtan ve sevdiren Bediüzzaman Said Nursi’dir. Kendi asırlarında İmam-ı Rabbanî, Abdülkadiri Geylani ve sair mürşidler ne yapmışsa Bediüzzaman da onu yapmıştır.”

Konuşmadan sonra sahne alan Köprü Can Kardeş Kulübü öğrencileri yine herkesi büyüleyen bir sema gösterisi sundu. Bu gösteri sonunda seyirciler ayakta alkışlayarak öğrencilere teşekkür etti. San’atçı Hilmi Tunalı bir konser verdi. Konserden sonra plaket töreni yapıldı. İslâm Yaşar’a katkılarından dolayı plaket takdim edildi.

Yeni Asya / GEBZE

28.04.2007


 

Onbinlerce çocuk işçi olmaktan kurtuldu

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı (IPEC) Projeleri Koordinatörü Nejat Kocabay, ILO’nun Türkiye’de 15 yılda, 80 bin çocuğu çalışma hayatından çektiğini bildirdi.

Kacabay, ‘’Kuruluşundan bu yana ILO, çocuk işçiliğini önemli bir konu olarak ele aldı. 1992-1993 yıllarından itibaren ise çocuk işçiliği konusunu, ILO ölçeğinde gözetilmesi gereken bir konu olarak belirleyerek ‘Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı’nı (IPEC) başlatıldı. Bu program, 30’u aşkın ülkede uygulandı, ancak en başarılı sonuçlar Türkiye’de alındı’’ dedi.

Kocabay, dünyada her 6 çocuktan birinin çalıştığını, bunun, çocukların zihinsel, fiziksel ve duygusal gelişimleri açısından zararlı olduğunu, özellikle de tarım kesiminde çocukların en ucuz iş gücü olarak değerlendirildiğini ifade etti.

/ ADANA

28.04.2007


 

4. dönem hakim ve savcıları kur'alarını çekti

Meslek öncesi eğitim sürelerini başarıyla tamamlayıp mesleğe kabullerine karar verilen 4. dönem 393 adlî yargı hakim ve savcı adayının kuraları çekildi.

Genç hakim ve savcı adaylarının bilgisayar ortamında yapılan atamalarını Adalet Bakanı Cemil Çiçek başlattı. Karayolları Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen kura çekimine, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, çok sayıda askeri ve savcı ve hakimin yanısıra hakim ve savcı adaylarının aileleri katıldı.

/ ANKARA

28.04.2007


 

Genç mucitlerden ‘çöpmatik’

Bursa Demirtaşpaşa Teknik, Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerince geliştirilen ve ‘’Çöpmatik’’ adı verilen sistem sayesinde, el değmeden bir pedal yardımıyla kapağı açılan çöp konteynerleri doldukları anda otomatik olarak kilitleniyor ve boşaltılması için mesaj gönderiyor.

Demirtaşpaşa Teknik Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri Aksel Denktaş, İsmail Gaygısız ve Ali Samet Yegane’nin, proje ödevi olarak danışman öğretmenleri Sim Hızır ve Gökhan Pehlivan’ın gözetiminde geliştirdikleri ‘’Çöpmatik’’ sayesinde, insanlar artık çöplerini, konteynerlere ellerini sürmeden atabilecek.

/ BURSA

28.04.2007


 

Diziler şiddet üretiyor

Atatürk Üniversitesi (AÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Necla Mora, ABD medya yöneticilerinin ülke içinde ve dışında istedikleri etkiyi oluşturabilmek için bilinçli bir çaba sarf ettiklerini savundu.

Mora, AÜ tarafından düzenlenen Uluslararası Türklük Bilgisi Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, ABD kültür endüstrisinin, ürünleriyle kendi kültürlerini dünyaya pazarlayıp hem ticarî kazanç sağlandıklarını hem de kendi ideolojilerinin propagandasını yaptıklarını ileri sürdü.

Televizyonlarda yayınlanan bazı dizilerin toplumu olumsuz etkilediğine işaret eden Yrd. Doç. Dr. Necla Mora, şöyle devam etti: “Aşırı milliyetçi söylemleri kullanan ‘Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Terör’ benzeri diziler toplumda şiddeti artırmaktadır. ‘Avrupa Yakası’ gibi dizilerle de kent kültürü tamamen farklı temsil edilerek, medyatik kentli tipler ve söylemler üretilmektedir. ‘Sıla’ adlı dizi ve benzerleri ise Güneydoğu’daki töre cinayetlerini normal bir durummuş gibi göstermektedir. Bunların sonucunda da toplumda şiddet olayları, kapkaç, töre cinayetleri, bilinçsiz tüketim alışkanlığı artmakta ve ahlâk değerleri erozyona uğramaktadır.’’ABD kültür endüstrisinin, çıkar uyuşmazlığında ihtilâflı olunan ülkedeki farklılıkları öne çıkardığını belirten Mora, şunları kaydetti: ‘’ABD medya yöneticileri ülke içinde ve dışında istedikleri etkiyi meydana getirebilmek için yoğun bir çaba sarf ediyorlar. Toplumların kültürel yapısı kendi ihtiyacı ve çıkarı doğrultusunda işleyen ABD kültür endüstrisi daha sonra bu ürünleri pazarlamakta ve bu ürünlerde geniş kitlelere hitap eden formlar üreterek bu formlara uygun davranış kalıpları geliştirilmektedir. Hedonist bir anlayışla, ‘çalış, ye, iç, oyna, dünya boş yaşama hoş’ türü programlar karşımıza çıkmaktadır. Bunun sonucunda da kültürel yozlaşma ve yabancılaşma ortaya çıkmaktadır.” MEDYA TOPLUMSAL SORUMLULUK İLKESİNİ YERİNE GETİRMELİ Türk medyasının holding patronlarının eline geçmesiyle, reyting ve tiraj kaygısı güdülerek, yayın kalitesinin düşürüldüğünü savunan Mora, ‘’Medyatik gerçeğin, yaşanan gerçeği etkilemesi sonucu toplumda kültürel yabancılaşma, aidiyet duygusunun zayıflaması ve toplumsal çözülme gibi sorunlar ortaya çıktı. Bunun sebebi, medyamızın toplumun en alt seviyesindeki kitlenin beğenisine göre bir yayıncılık anlayışı benimsemesidir’’ diye konuştu. Yrd. Doç. Dr. Mora, medyanın toplumsal sorumluluk ilkesine göre hareket ederek, toplumsal, siyasal ve kültürel yapının sağlıklı bir şekilde değişimi ve dönüşümü için üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

/ ERZURUM

28.04.2007


 

1 haftada trafik kazalarında 72 kişi öldü

Polis sorumluluk bölgesinde geçen hafta meydana gelen trafik kazalarında 72 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, polis sorumluluk bölgesinde geçen hafta meydana gelen trafik kazalarında 72 kişi öldü, 163 kişi yaralandı. Polisin gerçekleştirdiği mali suç operasyonlarında 830 kişi gözaltına alındı. Yasa dışı yollardan yurda sokulan 22 bin 6462 paket sigara, bin 254 şişe içki, 3 bin 682 litre akaryakıt, 256 adet eser ve 754 adet sikkeye el konuldu. Uyuşturucu kaçakçılarına yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda 116 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerle birlikte 297 kilo 476 gram eroin, 96 kilo 037 gram esrar, 103 gram kokain, 9 kilo 900 gram afyon ve 5 bin 140 adet ecstasy hap ele geçirildi.

Polis bölgesinde meydana gelen asayiş olaylarında 34 kişi öldü, 21 kişi yaralandı. Bu olaylarla ilgili 285 kişi gözaltına alındı. Geçen hafta ülke genelinde 31 terör olayı gerçekleşti. Bu olaylara karışan 97 kişi gözaltına alındı.

/ ANKARA

28.04.2007


 

Sigarayı bıraktıran elektronik sigara

Konya’da, KONMAK 2007 Fuarı’nda sergilenen sigarayı bıraktıran elektronik sigara tiryakilerin ilgisini çekiyor. Amerikan patentli elektronik sigaranın distribütörlüğünü yapan Metin Yıldız, bu ürünle sigara tiryakilerinin 15 günde sigarayı bırakacaklarını iddia etti.

Elektronik sigaranın kalem pille çalıştığını ve içinde nikotin aroması olduğunu belirten Metin Yıldız, “Bu ürünün sağlığa hiçbir zararı yok. Tehlikeli ve zararlı maddeler içermiyor. Çalışma sistemi tamamen elektronik olup şarjlı pille çalışıyor. İçine çekildiğinde yine duman geliyor ve nikotin tadı var. Çıkartılan duman çevreye zarar vermiyor. Sigara tiryakileri bu sigarayı içerek sağlıklarından olmadan 15 gün içinde sigaraya karşı bir soğukluk hissederek bırakabiliyor. Ailede 3 kişi sigara kullanıyorsa bir tane sigara hepsinin bırakmasına neden oluyor. Avrupa’da vatandaşımız 580 YTL’ye getirirken, biz ithal ettik ve 250 YTL’ye satıyoruz. Sigara tiryakileri buna çok ilgi gösterdi ve sonucu çok beğendiler. Hatta A Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim, İbrahim Tatlıses gibi isimler bu elektronik sigarayı kullanarak sigarayı bırakmıştır” şeklinde konuştu.

/ KONYA

28.04.2007


 

Otobüslerde Akıllı Kart

Antalya Büyükşehir Belediyesi toplu taşıma hizmetlerinde ‘Akıllı Kart’ projesini hayata geçiriyor. 30 Kasım’da hizmete girecek sistemde para yerine kart sistemi kullanılacak.

Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Şahin, Akıllı Kart sisteminin dünyada uygulandığını hatırlatarak bugüne kadar gelinen süreci anlattı. Şahin, 36 haftalık uygulama çalışmasını ardından sistemin Kasım ayı sonunda hizmete gireceğini açıkladı

28.04.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004