Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Gül'den buraya kadar

Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül, “Adaylıktan çekileceğim. Bu saatten sonra benim adaylığım söz konusu değil” dedi. Abdullah Gül, gazetecilerin “Buruk musunuz?” sorusunu, “Hayır, asla öyle bir burukluk içinde değilim. Önemli olan milletin gönlünde yer almak” diye cevaplandırdı. Gül, “Adaylıktan çekilmek için Çarşamba gününü bekleyecek misiniz?” sorusuna ise “Hayır” karşılığını verdi.

TBMM Genel Kurulunda, cumhurbaşkanı seçimi 1. tur oylamasında, toplantı yeter sayısı (367) sağlanamaması üzerine gazetecilerin sorularını cevaplandıran Gül, ‘’Adaylıktan çekileceğim. Bu saatten sonra benim adaylığım söz konusu değil’’ diye konuştu.

Abdullah Gül, gazetecilerin ‘’Buruk musunuz?’’ sorusunu, ‘’Hayır asla öyle bir burukluk içinde değilim. Önemli olan milletin gönlünde yer almak’’ diye cevaplandırdı. Gül, ‘’Adaylıktan çekilmek için Çarşamba gününü bekleyecek misiniz?’’ sorusuna ise ‘’Hayır’’ karşılığını verdi.

/ ANKARA

07.05.2007


 

İki yoklamada da sonuç yok

TBMM Genel Kurulunda, cumhurbaşkanı seçimi için Anayasa Mahkemesinin öngördüğü toplantı yeter sayısı olan 367’ye dün yapılan iki yoklamada da ulaşılamadı. Birinci yoklamada 356, 2. yoklamada ise 358 milletvekilinin salonda bulunduğunun tesbit edilmesi üzerine Meclis Başkanı Arınç, seçim turlarına 9 Mayıs Çarşamba günü devam edileceğini bildirdi. Ancak dünkü sonuçtan sonra turların devamı gündemden kalktı. İkinci yoklama sonucunu açıkladıktan sonra kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine geçen Arınç, hükümet ve komisyonun yerlerine oturmaması üzerine bugün toplanmak üzere birleşimi kapattı.

TBMM Genel Kurulu’nun 101. oturumunda, Türkiye’nin 11. cumhurbaşkanı, 1. turda toplantı yeter sayısı olmadığı için seçilemedi. Cumhurbaşkanı adayı Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bu saatten sonra aday olmasının bir önemi olmadığını ifade etti. TBMM Genel Kurulu çalışmaları dün saat 11.00 sıralarında TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın oturumu açmasıyla başladı. TBMM Genel Kurulunda, cumhurbaşkanı seçimi için Anayasa Mahkemesinin öngördüğü toplantı yeter sayısına (367) dün Meclis Genel Kurulu’nda yapılan 2 yoklamada da ulaşılamadı. Birinci yoklamada 356, 2. yoklamada ise 358 milletvekilinin salonda bulunduğunun tespit edilmesi üzerine Arınç, seçim turlarına 9 Mayıs Çarşamba günü devam edileceğini bildirdi.

Yoklamaya, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 11. cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül başta olmak üzere bağımsız milletvekillerinden Süleyman Bölünmez, Hamza Albayrak, Esat Canan, Necdet Budak, Mehmet Eraslan, Ümmet Kandoğan, Miraç Akdoğan ve Fuat Geçen’in katıldığı görüldü.

Genel Kurulda, birinci yoklamada cumhurbaşkanı seçimi için toplantı yeter sayısının (367) bulunamaması üzerine TBMM Başkanı Arınç, birleşime 10 dakika ara vermişti. Aranın ardından saat 11.35’te oturumu açan Arınç, 2. yoklamanın da elektronik cihazla yoklama yapılacağını belirterek, milletvekillerine 5 dakika süre verdi. Yoklama sırasında elektronik cihaza giremeyen çok sayıda milletvekilinin Başkanlığa yoklama pusulası gönderdiği görüldü. Arınç, yoklama pusulası gönderen milletvekillerini salondan ayrılmamaları için uyardı.

TBMM Başkanı Arınç, yoklama süresinin sonunda başkanlığa pusula gönderen 23 bakan ve milletvekillerinin isimlerini tek tek okuyarak salonda bulunup bulunmadıklarını kontrol etti. Daha sonra sonucu açıklayan Arınç, 1. yoklamada 356, 2. yoklamada 358 milletvekilinin salonda bulunduğunun tespit edildiğini ancak Anayasa Mahkemesinin cumhurbaşkanı seçimi için öngördüğü toplantı yeter sayısı, 367 rakamına ulaşılamadığını söyledi. Arınç, seçim turlarına 9 Mayıs Çarşamba günü devam edileceğini bildirdi.

Birleşimi yöneten Arınç, Genel Kurulun kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek üzere toplantı yeter sayısına (184) sahip olduğunu belirterek gündeme geçti.

Sıraya göre görüşülmesi için okunan kanun tasarı ve tekliflerinin hiç birinde hükümet ve komisyon yerine oturmayınca Arınç, bugün saat 11.00’de toplanmak üzere birleşimi kapattı.

Anavatan Partisi Meclise gelmedi

Anavatan Parti’li milletvekilleri, cumhurbaşkanı seçimi oylamasında Meclise gelmedi. ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu ile diğer milletvekillerinin, İstanbul il kongresine katıldığı öğrenildi. Kuliste, sadece Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş bulundu.

/ ANKARA

07.05.2007


 

AKP-CHP kıskacı bitmeli

Krizi çıkaranın hükümet, pompalayanın CHP, bunların arasında kalan Türkiye'nin de yüksek tansiyon içinde olduğunu belirten DYP lideri Ağar, “Dört buçuk senedir milletin sinirlerini bozan, milleti sürekli '40 katır mı, 40 satır mı' arasında tercihe zorlayan siyasetin sonu gelmiştir” dedi. Ağar Türkiye'yi AKP-CHP zıtlaşmasından kurtarmak için acele ettiklerini söyledi.

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ‘’Partisel anlamda, kişisel anlamda bizim bu hareketimize kim destek vermek istiyorsa, bizimle beraber olma arzusunu ortaya koyarsa biz bunların hepsine sıcak bakarız’’ dedi. NTV canlı yayınında Ankara Temsilcisi Murat Akgün’ün sorularını cevaplayan Ağar, ANAVATAN ile birleşme ile köklerine döndüklerini söyledi.

Bu birleşmeye destek vermek isteyen herkese sıcak bakacaklarını belirten Ağar, ‘’Partisel anlamda, kişisel anlamda bizim bu hareketimize kim destek vermek istiyorsa, bizimle beraber olma arzusunu ortaya koyarsa biz bunların hepsine sıcak bakarız’’ dedi.

Ağar, herkesin arzu ettiği, yapılması çok zor, imkânsız gibi görünen bir meseleyi halletmenin rahatlığı içinde olduğunu dile getirdi. Mehmet Ağar, ‘’4,5 senedir milletin sinirlerini bozan, milleti sürekli ‘40 katır mı 40 satır mı’ arasında tercihe zorlayan siyasetin sonu gelmiştir. Türkiye bir nevi yüksek tansiyon hastası olmuştur’’ diye konuştu.

Krizi meydana getirenin hükümet, krizi pompalayanın CHP, bunların arasında kalan Türkiye’nin de yüksek tansiyon içinde olduğunu belirten Ağar, birleşmeyle Türkiye’de tansiyonu düşüren, Türkiye’nin rahatlamasını sağlayan bir yapının ortaya konduğunu ifade etti.

DYP ve ANAVATAN’ın birleşme kararından sonra 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ve eski ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile görüşüp görüşmediği yönündeki soruya karşılık Ağar, ‘’Tebrik telefonları aldım’’ dedi.

Mehmet Ağar, 2 Haziran günü ANAVATAN kongresinin yapılacağını, bunun hemen ardından da DYP kongresinin toplanacağını söyledi. Birleşmenin geri dönülmez biçimde başladığını ifade eden Ağar, ancak bunun bir dayatma biçiminde olmadığını vurguladı. Partinin yetkili kurallarında da konunun görüşüleceğini söyleyen Ağar, genel kurul da onay verirse birleşme sürecinin tamamlanacağını kaydetti.

/ ANKARA

07.05.2007


 

CHP’nin bütün derdi laiklik

Almanya Sosyal Demokrat Partisi Milletvekili Dr. Lale Akgün, CHP’nin sosyal demokrat bir parti olmadığına dikkat çekerek, “Türkiye’nin bu kadar sorunu varken, eğitim, sağlık, iş dünyası, iş piyasası, yoksulluk bütün bunlar varken Türkiye’de bir tek konuya eğiliyor, o da bence katı bir laiklik” dedi.

Malatya Belediyesi’nin davetlisi olarak Malatya’ya gelen Almanya Sosyal Demokrat Partisi Milletvekili Dr. Lale Akgün, konuşmacı olarak katıldığı panel esnasında CHP ile ilgili bir soruya verdiği cevapta, “Bazen derler ki, ‘Sizin Türkiye’de hangisi kardeş parti?’, Ben diyorum, ‘Kardeş çok bizde Türkiye’de’. Türkiye’de 3 tane sosyal demokrat parti var ama, resmi kardeş partimiz CHP’dir. Çok üzülerek söylemek istiyorum, eğer CHP’ye belli standartlarda baktığım vakit, sosyal demokrat parti olarak görmekte zorluk çekiyorum. Türkiye’nin bu kadar sorunu varken, eğitim, sağlık, iş dünyası, iş piyasası, yoksulluk bütün bunlar varken Türkiye’de bir tek konuya eğiliyor. Oda bence katı bir laiklik. Hiçbirimiz laikliğe karşı değiliz. Hepimiz uygar insanlarız. Fakat bir tek laiklikle yatıp, laiklikle kalktığımız vakit, o zaman bu yetmiyor. Bence bu iyi değil. Türkiye’nin sağlıklı ve modern bir sosyal demokrasiye ihtiyacı var."

/ MALATYA

07.05.2007


 

‘Solda birlik arayışı hızlandı’

Solda birlik arayışları çerçevesinde CHP ve DSP heyetleri önceki gün bir araya geldi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve DSP Genel Başkanı Zeki Sezer iki parti yöneticilerinin de katılımı ile saat 21.45’te CHP Genel Merkezinde bir araya geldi.

İki lider yaklaşık bir buçuk saat sonra CHP Genel Merkezinden ayrılırken, heyetler arası görüşme üç buçuk saat daha devam etti. Görüşmenin ardından CHP Genel Sekreteri Önder Sav ve Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem ile DSP Genel Sekreteri Ahmet Tan ve Parti Meclisi Üyesi Emrehan Halıcı birlikte basın mensuplarına açıklama yaptı.

Emrehan Halıcı, güç birliği yapma konusunda çok yararlı bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi. Gelinen noktanın olumlu olduğunu ifade eden Halıcı, görüşmelerin yarın devam edeceğini belirtti. Halıcı, bir soru üzerine, “Görüşmemiz olumlu, güzel gidiyor. Güzel haberler vermeyi umut ediyoruz’’ dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem de, ‘’Çalışmaların devam ettiğini, sağlıklı bir işbirliğini gerçekleştirmeyi umut ettiklerini’’ söyledi.

/ ANKARA

07.05.2007


 

CHP’li milletvekilleri, seçimi kulisteki ekranlardan izledi

TBMM Genel Kuruluna girmeyen CHP milletvekilleri, cumhurbaşkanı seçimini kulisteki ekranlardan izledi.

CHP’li katip üye ve İzmir Milletvekili Türkan Miçooğulları ile CHP Zonguldak Milletvekili Harun Akın, kulisteki milletvekillerini, seçim sonuçları açıklandıktan sonra tepki verilmemesi ve sükunetle izlenilmesi konusunda uyardı. Sonuçlar açıklandıktan sonra CHP Genel Sekreteri Önder Sav, ‘’Fiilen bu iş bitmiştir’’ dedi.

Genel Kurula, CHP’den sadece Hakkari Milletvekili Esat Canan girdi. İlk oylamaya, AKP kulisinden Genel Kurul salonuna giren Canan, bu kez CHP kulisini tercih etti. Cep telefonlarına mesajlar Bu arada, bazı milletvekillerinin cep telefonlarına, çeşitli mesajlar geldi. CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan’ın telefonuna, ‘’Adli ilahiye’’den, ‘’Demokrasi, namus tecavüzcülerine; Meclise girmeyerek, TBMM’ye, millete tecavüzü, darbeyi destekleyenlere, haksızlıkta susan dilsiz şeytanlara hidayet ver’’ yazılı bir mesaj gönderildi. CHP İzmir Milletvekili Vezir Akdemir ile CHP Ankara Milletvekili İsmail Değerli’nin telefonlarına, ‘’İlahi Mahkeme’’ den, ‘’Sezer Bey’in sizi, bizi temsil etmediğini düşünüyoruz. Önce idam, sonra gerekçe olmaz. Önyargı değişmez, adalet yok’’ yazılı mesajlar geldi.

/ ANKARA

07.05.2007


 

25 yaş da tehlikede

AKP Grup Başkanvekili Faruk Çelik, 22 Temmuzda yapılacak seçimde, 25 yaşındakilerin de milletvekili olabilmesi ve bağımsız adayların birleşik oy pusulasında yer almasını öngören Anayasa değişikliğinin seçim takvimine zarar vermesi durumunda Genel Kurulda görüşülmeyeceğini bildirdi.

Çelik, TBMM’de gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘’Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün 11. Cumhurbaşkanı adaylığından çekilip çekilmemesinin kendi tercihi’’ olduğunu söyledi.

Faruk Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla bir değerlendirme toplantısı yapacaklarını bildirdi. Bundan sonra Meclisin çalışmalarına devam edeceğini kaydeden AKP Grup Başkanvekili Çelik, seçim tarihinin değişip değişmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine ‘’Yüksek Seçim Kurulunun kararları kesindir. Hiçbir yargı organına götürülemez’’ dedi.

22 Temmuzdaki genel seçimlerde, 25 yaşındakilerin de milletvekili olabilmesi ve bağımsız adayların birleşik oy pusulasında yer almasını öngören Anayasa değişikliğinin gelecek hafta Genel Kurulda görüşülüp görüşülmeyeceğine ilişkin soru üzerine de Çelik, ‘’Seçim takvimine zarar verirse ele almayız. Bugün çoğunluk bulunamadığı için bu değişikliğin 2. tur oylamasına geçilemedi. Bu değişikliğin altında muhalefet partilerinin de imzası var. CHP ve Anavatan Partisi Genel Kurula gelmedi. Burada sorumluluk muhalefet partilerinde’’ diye konuştu.

/ ANKARA

07.05.2007


 

Bakoyanni: Türkiye'yi dikkatle izliyoruz

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, “Atina’nın, Türkiye’deki siyasi gelişmeleri büyük bir dikkat ve ilgiyle izlediğini” söyledi. Bakoyanni, Yunan basınında yayımlanan açıklamasında, Türkiye’deki genel seçime ve Türkiye’nin AB perspektifine değindi.

Yunanistan’ın, Türkiye’de 22 Temmuz’da yapılacağı açıklanan genel seçimin sakin ve demokratik ortamda geçmesini ümit ettiğini belirten Bakoyanni, “Arzumuz, Türkiye’de demokratik yöntemlerle halkın iradesinin ifade edildiği istikrarlı hükümetin oluşmasıdır. Türkiye’nin, gerekli siyasi, ekonomik ve toplumsal reformları yaparak ülkeyi Avrupa’ya daha da yakınlaştıracak istikrarlı hükümete ihtiyacı vardır” dedi.

Bakoyanni, Atina’nın, Avrupa’da bazı farklı görüşlere rağmen, Türkiye’nin AB perspektifini desteklemeyi sürdürdüğünü belirterek, “Türkiye’nin, Avrupa’nın ilke ve değerlerine tam uyumu, Avrupa ailesine tam olarak kabulü anlamına gelmelidir. Demokrat bir Avrupa Türkiye’si bölgemizdeki barışın, istikrarın ve kalkınmanın çıkarınadır. Yunanistan’ın hedefi, iki ülke halklarının çıkarına Türkiye ile ilişkilerin sürekli iyileştirilmesidir” diye konuştu.

/ ATİNA

07.05.2007


 

DESİAD: Toplumu germeye kimsenin hakkı yok

Denizli Sanayici ve İşadamları Derneği (DESİAD) Başkanı Gültekin Okay Salgar, siyâsi partilerin ülke çıkarlarını ön planda tutup Cumhurbaşkanlığı seçimi için uzlaşma sağlayamadığını söyledi.

Salgar, DESİAD’ın 2. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Pamukkale Tenis Kulübü’nde düzenlenen toplantıda, iş adamları olarak ülkenin son günlerde yaşadığı siyasî ve ekonomik gelişmeleri endişe içinde izlediklerini söyledi.

Yapılacak erken seçimden sonra ülkede her şeyin normale dönmesini beklediklerini ifade eden Salgar, ‘’Siyâsi partiler, son gelişmelerde ülke çıkarlarını siyâsi çıkarların önünde tutma erdemini gösteremediler. Cumhurbaşkanlığı seçiminde uzlaşma sağlayamadılar. Ülkemizi sıkıntıya sokacak söylemlerden kaçınmadılar’’ dedi.

Siyâsi hesaplar ve kişisel ihtirasların ön plana çıktığını öne süren Salgar, şöyle konuştu: ’’Bizler iş alemi ile sanayiciler olarak ülke ekonomisinin temel taşlarıyız. Bizleri sıkıntıya ve endişeye sokmaya, toplumu germeye kimsenin hakkı yoktur. Bu ülke için devam eden yatırımlarımız, sıkıntılarımız var. Bu dönemde yaşanan sıkıntıları hiçbir siyasetçi ve bürokrat bizim kadar hissedemez. Bu nedenle Cumhuriyet ilkelerimiz ve demokrasi adına ülkemize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Başka Türkiye yok.’’

/ DENİZLİ

07.05.2007


 

İdeolojik devlet laikliğe aykırı

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne, anayasanın 10. maddesindeki kanun önünde herkesin eşit olması meselesinin doğru anlaşılması ve gerçek mânâda uygulanması gerektiğini ifade ederek, “Devlet herhangi bir dini savunamadığı gibi, herhangi bir ideolojiyi de savunamaz. Bu da laikliğe aykırıdır” dedi.

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mümtazer Türköne “devlet herhangi bir dini savunamadığı gibi, herhangi bir ideolojiyi de savunamaz. Bu da laikliğe aykırıdır” dedi.

Demokrat Hukukçular Derneği, Cumartesi günü Ankara İlci Otel’de “Birey-Toplum-Devlet” adlı bir panel düzenledi. Oturum yöneticiliğini Av. Mehmet Ali Arslan’ın üstlendiği panele Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne ve Doç. Dr. Ahmet Yıldız konuşmacı olarak katıldı.

İlk olarak söz alan Av. Mehmet Ali Arslan “Kişiyi gerçekten birey yapan hürriyettir. Başkalarının ve nefsin esaretinden kurtulabilen hür insan, gerçek insan olur. İnsanın, başkalarının esaretinden kurtulabilmesi için adil bir devlete ihtiyaç vardır. Nefsin esaretinden kurtulabilmek için ise, insanın önce ‘ben’ duygusunun sebebini doğru biçimde anlaması lazımdır. Yani insanın önce ‘ben ve benim sahibim’ ikiliğini çözmesi gerekir. Bunun yolu ise dinlerin, mezheplerin ve günümüzde cemaatlerin terbiyesinden geçmektedir” şeklinde konuştu.

Daha sonra söz alan Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne toplumda meydana gelen çekişmelerin kaynağının güç ve çıkar çatışması olduğunu; bu anlamda laiklik ve cumhuriyetin tehlikede olmadığı, çıkarlarını korumak isteyen, devletten beslenen rantiyeci kesimin laikliği değil, laikçiliği savunduğunu belirtti. Türköne, silahlı gücü elinde bulunduran kesimin ancak etkin bir denetimle ve şeffaflıkla kontrol altına alınabileceğini, darbelere de bu şekilde mani olunabileceğini savundu.

Anayasanın 10. maddesinde kanun önünde herkesin eşit olması meselesinin doğru anlaşılması ve gerçek manada uygulanması gerektiğinin altını çizen Türköne, “devlet herhangi bir dini savunamadığı gibi, herhangi bir ideolojiyi de savunamaz. Bu da laikliğe aykırıdır” diye konuştu.

Türköne’den sonra söz alan Doç. Dr. Ahmet Yıldız, devletin farklılıkları tehlike olarak görmekten vazgeçmesi gerektiğini, laikliğin de devlet içerisindeki güçlerce araçlaştırılmasının ve sürekli kullanılmasının sakıncalı olduğunu savundu. Yıldız “Laiklik, demokrasinin bir parçasıdır ve ancak demokrasiye uyarak bir varlık gösterebilir, anlamlı olabilir” şeklinde konuştu.

Dinin siyasallaştırılması ve iktidar aracılığıyla kullanılması kadar dinsizliğin de siyasete alet edilmesinin tehlikeli olduğunu savunan Yıldız, her ikisinin de dikkatlice incelenmesi gerektiğini belirtti. Ülkedeki farklılıkların çatışma doğurmaması gerektiğini kaydeden Yıldız, “Osmanlı, uzun süren bir birliktelik ve farklılıkların bir arada yaşamasına güzel bir örnektir ve Osmanlı’dan sonra kurulan Cumhuriyetimizde farklılıkların sevgi ve muhabbetle karşılanması gerekir” diye konuştu.

Türkiye’de sol geleneğin yerleşmediğini, dünyanın hiçbir yerinde ‘sol parti’ olarak kabul edilmeyecek partilerin ülkemizde ‘sol parti’ olarak kabul edildiğinin altını çizen Yıldız sözlerini şöyle sürdürdü: “Baktığımızda 1960’dan sonra ‘sağ’ partilerin ‘sol’ işlevini yerine getirmede ‘sol’ partilerden daha aktiftir. Türkiye’de kırılmalar yaşanıyor. Kırılmalar, yeni açılımlar getirir. Her kriz yeni bir açılımı tetikliyor. Yaptıklarımızın fırsat maliyetleri ve bedelleri olacak. Biz şu anda bu bedelleri çekiyoruz. Bu açıdan hukuk devleti ilkesini çok ciddî olarak göremiyoruz.”

Ahmet İhsan KAYA

07.05.2007


 

Soyer: AB, KKTC'ye izolasyonu kaldırsın

Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, AB’nin 2004 yılında aldığı izolasyonların kaldırılması kararının artık hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Frankfurt Türk Alman Kulübü tarafından düzenlenen “Kıbrıs Gerçeği” konulu toplantıda konuşan Soyer, AB’nin 2004 yılında alınan karar gereği KKTC’ye uygulanan izolasyonların Almanya’nın dönem başkanlığı sürecinde yaşama geçirilmesini ümit ettiklerini kaydederek, “Umudumuz Avrupa Birliği üyesi ülkelerin bazı gerçekleri görerek izolasyonların kaldırılması kararını yaşama geçirmeleridir” dedi.

/ FRANKFURT

07.05.2007


 

Laçiner: Said Nursî devletle mesafeliydi

Birikim dergisi genel yayın yönetmeni Ömer Laçiner, Bediüzzaman’ın devletle mesafeli olduğu için düşman ilân edildiğini söyledi. Said Nursî’nin devletle mesafeli olduğuna dikkat çeken Laçiner, “Devletin şöyle olmasını istemek başka birşeydir, devlete mesafeli olmak başka şeydir. Devletin tepesinde olmak da başka birşeydir, o da İran...” dedi.

Dinin kendi iç saflığını korumak için devletle mesafeli olması gerektiğini ifade eden Laçiner, “Müslüman camianın kendine Müslüman, demokrat tavrını daha da aşması gerekiyor. Başkasının hakkını savunamayan insandan şüphe eksik olmaz” şeklinde konuştu. Laçiner, İslâmın gerçek din özelliğini korumak için devletten uzak durması gerektiğini söyledi.

RÖPORTAJ BÖLÜMÜNÜ TIKLAYIN

Hasan Hüseyin KEMAL

07.05.2007


 

Kartlı geçişe yoğun ilgi

Boğaziçi ve paralı otoyollardan kolay geçişi sağlayan Kartlı Geçiş Sistemi (KGS) abone sayısı her geçen gün artıyor

Karayolları Genel Müdürlüğü’nün son verilerine göre, Nisan ayı itibariyle söz konusu kesimlerde KGS kullanan abone sayısı 820 bin adete ulaşırken, bu rakamın yıl sonunda 1 milyon adete ulaşması bekleniyor.

/ ANKARA

07.05.2007


 

Otel ışıkları carettaları öldürüyor

Akdeniz sahillerine yumurta bırakan caretta caretta ve chelonia mydas deniz kaplumbağalarının ölüm sebeplerinden birinin de kumsallarda bulunan otellerin ışıkları olduğu bildirildi.

Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Serap Ergene, “Türkiye’de caretta caretta ve chelonia mydas deniz kaplumbağası türü Akdeniz sahillerine yumurta bırakıyor. Ancak, kumsallardaki otellerin ışıkları, yavru deniz kaplumbağalarının ölüm sebebi.” diye konuştu.

/ MERSİN

07.05.2007


 

Küresel ısınmayı ucuza durdurabiliriz

Tayland’ın başşehri Bangkok’ta toplanan bir uluslar arası panel küresel ısınmaya yol açan sera gazlarını mâkul miktara indirmenin sanılandan çok daha ucuza mal olabileceğini ortaya çıkardı.

İklim Değişimi Konusunda Hükümetler arası Panel (IPCC) adı altında üçüncüsü yapılan ve 4 gün süren toplantıdan karbondioksit gibi küresel ısınmaya yol açan gazların emisyonunun makul seviyelere indirilmesinin dünya gayri safi millî hasılasının yüzde birinden daha aza mâl olacağı görüşü çıktı.

İklim değişimini yumuşatma kurulu Eşbaşkanı Bert Metz, düşünülen tedbirlerin hayata geçirilmesi halinde dünyanın bir miktar maddî kayba uğrayacağı gerçeğini kabullenmek gerektiğini söylerken ‘ama hava kirliliğinin azalmasıyla sağlıkta ve enerji güvenliğinin sağlanmasında elde edeceğimiz kazançlar da yadsınamaz’ dedi.

Metz alınabilecek tedbirleri sıralarken, ‘Her sektör emisyonun azaltılmasına yardımcı olabilir. Meselâ ulaşım sektöründe tarz değişimi, inşaat sektöründe daha verimli aydınlatma ve ısıtma/soğutma sistemlerinde değişiklik, sınaî sektörde ise geri kazanım emisyonu önemli ölçüde azaltacaktır.’ dedi.

/ BANGKOK

07.05.2007


 

Böbrek nakline bekleme listesi

Sağlık Bakanlığının, organ bağışıyla bulunan böbreğin takılacağı hastanın kısa sürede belirlenmesi ve adaletli dağıtımını sağlamak için ‘’Ulusal Böbrek Nakli Bekleme Listesi’’ hazırlayacağı bildirildi.

Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Öner Odabaş, yaptığı açıklamada, Ulusal Böbrek Bekleme Listesi ile ilgili hazırlıkların son aşamaya geldiğini, gelecek ay hayata geçirilmesinin planlandığını belirtti.

Alıcıların doku kayıtlarının bulunacağı Ulusal Böbrek Nakli Bekleme Listesiyle doku uyumu, yaş, diyalize girme süresi gibi kriterler belirlendiğini ifade eden Odabaş, donör çıktığında bulunan böbreğin bu kriterler çerçevesinde, sür’atli bir şekilde en uyumlu 3 alıcının bulunduğu bölgeye gönderileceğini bildirdi.

Odabaş, ‘’Böylece bulunan böbreğin merkez merkez dolaşması engellenirken, adaletli bir dağıtım da sağlanmış olacak’’ diye konuştu.

Sağlık Bakanlığı Organ Nakli Ulusal Koordinasyon Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan da, ülkede organ bağışının yetersizliği sebebiyle canlı vericilerden böbrek naklinin yaygın olduğunu belirtti. Türkiye’de 13 bin 500 böbrek bekleyen hasta olduğunu, ancak organ ticaretinin önüne geçilmesi amacıyla aile dışındaki bireylerden böbrek naklinin mümkün olmadığını ifade eden İlhan, Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanuna, ‘’Böbrek Kardeşliği’’ olarak adlandırılan bir düzenlemenin konulabileceğini söyledi.

/ ANKARA

07.05.2007


 

Orkinos avına uydu takibi

Akdeniz’de neslini korumak amacıyla av kotası uygulanan orkinos avında kullanılan gemiler, artık uzaydan takip edilecek.

Yine kaynakların korunması amacıyla orkinos avında, havadan takip yapılması da yasaklandı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, 2007 yılı orkinos av sezonunda uygulanacak esas ve usulleri ilân etti. Buna göre, 1 Temmuz-31 Aralık tarihleri arasında orkinos avcılığı yapılmayacak.

/ ANKARA

07.05.2007


 

Bahar yine şifa getiriyor

Nisan ve Mayıs aylarında kâinatın uyanmasıyla kendini gösteren hindiba, ısırgan, kuzu kulağı ve kenger gibi bitkilerin sağlık açısından birçok faydası bulunuyor.

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi, tıbbi ve aromatik bitkiler uzmanı Yrd. Doç. Dr. Yüksel Kan, “Kimliği belli olan doğal bitkilerimiz insan sağlığının hastalıklara karşı korunmasında vücut direncinin artırılmasında önemli katkıları olan bitkilerdir. Aynı zamanda pek çoğunun antioksidan olma özelliklerine sahip olması da doğal bitkilerin önemini artırmaktadır” diye konuştu. Kan, halk arasında kırlardan ya da dağların eteklerinden toplanan kaparinin (kebere), yüksek iştah açıcı ve kuvvet verici, Nisan ve Mayısta toplanan domalan (keme) mantarının ise minerallerce zengin olduğunu ve iyi bir diyet gıdası olarak kullanılabileceğini bildirdi.

07.05.2007


 

İnternet ortamı suçları yasalaştı

TBMM’de, internette işlenen suçlarla mücadeleyi öngören kanun tasarısı kabul edilerek yasalaştı. Kanunla, hem kullanıcılara hem de erişim sağlayanlara yükümlülük getirildi.

Kanunla birlikte Telekomünikasyon İletişim Başkanına, çocukların cinsel istismarı ve müstehcenlik içeren sitelerin yayınını engellemek için yetki verilecek. Muhteva, yer ve erişim sağlayıcıları, tanıtıcı bilgilerini kendilerine ait internet ortamında güncel olarak bulundurmakla yükümlü olacaklar. Kendilerine ait bilgileri internet ortamında bulundurmayanlara, 2 bin YTL ile 10 bin YTL arasında para cezası verilecek. İnternet ortamında kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten muhteva sağlayıcıları, internet ortamında yayınladıkları her türlü yayından sorumlu olacaklar.

İNTERNET KURULU

Bunun yanı sıra Genel Kurulda verilen bir önergeyle, Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde bir İnternet Kurulu oluşturulması kabul edildi. Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı ile Telekomünikasyon Kurumu ve ihtiyaç duyulan diğer bakanlık, kamu kuruluşları, internet servis sağlayıcıları ve ilgili sivil toplum örgütü temsilcileri de bu Kurulda temsil edilecek.

Kurul gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlayacak. Ayrıca izleme, filtreleme ve engelleme yapılacak yayınların tesbiti ve benzeri konularda yapılacak öneriler ile ilgili her türlü tedbir ve karar Kurulca alınacak.

MSN şifreleri nasıl kırılıyor?

MSN şifrelerini kırarak, şantaj ve tehdit yoluyla dolandırıcılık yaptıkları iddia edilen 46 kişilik bir şebeke çökertildi. Çete mensuplarının MSN şifrelerini nasıl kırdıkları da belli oldu. Ankara, Diyarbakır ve Malatya polisi ile koordineli olarak Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde bir operasyon yapıldı. “Virüs” adı verilen operasyonla 26 ayrı adrese baskın düzenlendi. Operasyonda 46 kişi yakalanırken; 165 bilgisayar, çok sayıda cep telefonu ve yedekleme ünitesi ele geçirildi. Çete üyelerinin, Hotmail servisinin giriş ekranına benzer siteler düzenleyerek, MSN kullanıcılarının elektronik posta hesaplarına ait şifre bilgilerine ulaştıkları belirlendi. Kendilerini hesap sahibi gibi tanıtan çete üyelerinin irtibat listesindeki diğer kişilerden, şantaj ve tehdit yoluyla para ve telefon kontörü talep ettikleri tesbit edildi.

/ ANKARA

07.05.2007


 

Çay tiryakileri deri kanserinden korunuyor

BD’de yapılan bir araştırma günde bir fincan çayın en çok görülen kanser türlerinden ikisine yakalanma riskini azalttığını ortaya koydu.

Amerikan Dermatoloji Akademisi Dergisi’nin Mayıs sayısında yayınlanan araştırma 2 bin 200 yetişkin üzerinde yapıldı. Bilimadamları her gün en az bir bardak çay içenlerin deri kanserine yakalanma riskinin yüzde 20 ila 30 daha az olduğunu tesbit etti.

Onlarca yıldır çay tiryakisi olanların deri kanserine karşı direncinin daha da fazla olduğu belirlendi. Uzmanlar, bununla birlikte araştırma sonuçlarının çay içtikten sonra rahatlıkla güneş banyosu yapılabileceği şeklinde yorumlanmamasını istiyor. Araştırmada güneş yanığından muzdarip olanların çok çay içseler de deri kanserine yakalanma riskinin azalmadığına dikkat çekiyor. Çay içerisinde EGCG olarak adlandırılan antioksidan maddenin ultraviyole ışınların deriyi yakmasını yavaşlattığı biliniyor.

/ NEWYORK

07.05.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004