Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Blair çekiliyor

İngiltere Başbakanı Tony Blair’in görevden ayrılma planlarını açıkladı. Blair’in açıklamasının ardından iktidardaki İşçi Partisi’nde bir liderlik yarışı başlayacak. Partinin yeni lideri belli olana kadar, Blair yaklaşık 7 hafta daha başbakan olarak görevini sürdürecek. Blair’in iktidardaki İşçi Partisi’nin liderliğinden ayrılacağını resmen açıklamasının ardından da parti içinde yeni lideri belirleme süreci başlayacak.

Bu süreçte 7 haftalık bir kampanya düzenlenecek. Ancak İşçi Partisi’nde liderliği Tony Blair’den devralmasına kesin gözüyle bakılan tek isim olarak Maliye Bakanı Gordon Brown görülüyor.

Guardian gazetesi ise Blair’in istifasını açıklamasının ardından başbakanlık için Gordon Brown’a desteğini ilan edeceğini belirtti. Gazetenin dünden itibaren başlayacak süreci özetleyen manşeti ise, “Bugün sonun başlangıcı” şeklinde. Independent gazetesi, “Karar günü” manşetine şu değerlendirmeyi ekledi:

“Tony Blair başbakanlıktan istifa etmeye ve siyaset tarihindeki yerini almaya hazırlanırken Irak savaşına giden süreçte Blair ve Bush arasındaki gerçek ilişkiyi ortaya koyan notları sızdıran iki kişi hapis cezasıyla karşı karşıya.”

Daily Telegraph, “Blair son rolünde bir trajik kahramanı oynuyor” başlıklı değerlendirmesinde, “Tony Blair’in ayrılışı bir trajedi mi, komedi mi yoksa korku filmi mi?” diye soruyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor: “Başbakan’ın önümüzdeki 50 günü, müteşekkir bir ulusun, dünyanın en büyük devlet adamına veda etmek için defalarca şans bulacağı bir trajedi olarak gördüğü ortada. Gelecek yedi hafta boyunca, Tony Blair’in kendisini, en verimli çağında durdurulan, büyük ama mütevazı lider kılığına sokacağına hiç şüphe yok. Düşünülen ama yükses sesle sorulmayan soru ‘Gordon Brown gibi birisinin kendisine tercih edilmesi kadar büyük bir adaletsizliğin neden başına geldiği.” Financial Times, yazar Geoffrey Wheatcroft’un kaleminden Blair’in dış politikasını mercek altına aldı.

“Gereksiz bir savaş, Blair’in görmeyi arzu ettiği saygıya mâl oldu” başlıklı yazıda Wheatcroft, “Tarih için 10 yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçer, ancak Tony Blair’in iktidara geldiği 2 Mayıs 1997’den bu yana bir ömür geçmiş gibi geliyor” diye yazdı. İç siyasette ne yapmış olursa olsun, Blair’in üzerinde büyük bir kara leke var. 1997 ve 2001’de İşçi Partisi’ne oy veren hiçbir seçmen Irak’ın işgali için oy vermedi. Blair, seçme şansı varken, ülkesini gereksiz, kanunsuz ve sonucu felaket olan bir savaşa soktu. Bu, Blair’in bırakmayı istediği mirasa ve görmeyi beklediği saygıya mal oldu.”

“BU KANLI EL SIKILMAMALI”

Guardian gazetesinde yazan Timothy Garton Ash, “Tüm siyasi kariyerler başarısızlıkla sonuçlanır. Ancak bu başarısızlık her zaman aynı değildir” ifadesiyle başladığı yazısında Blair döneminin dış politikasını değerlendirdi.

“10 yıllık dış politikada gerçek başarılar elde edildiği de oldu ama Irak, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa konusundaki başarısızlıklar devasaydı. Kendisine saygısı olan bir köşe yazarının görevi, Blair’i Radovan Karaciç, Augusto Pinochet ve Adolf Eichmann’la bir tutup sorgulaması ve suçlamasıdır. Bu kanlı el kesinlikle sıkılmamalı, yüzündeki o gülümseme hemen ve kesin olarak silinmelidir.

/ LONDRA

11.05.2007


 

Yine İsrail vahşeti

Batı Şeria’ya saldıran İsrail askerlerinin vurduğu hamile kadın bebeğini kaybetti.

İsrail, işgal altındaki Batı Şeria’nın Nablus şehrinde mülteci durumuna düşürülen Filistinlilerin kaldığı Ayn Beyt Alma kampına saldırı düzenledi. İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 8 aylık hamile olduğu belirlenen Maha Katumi (30) yaralanırken, bebeği öldü.

11.05.2007


 

Yahudi lobisinde kavga büyüyor

Dünyadaki en büyük Yahudi organizasyonlarından biri olan World Jewish Congress’in (Dünya Yahudi Kongresi) başkanı Edgar M. Bronfman Sr. görevinden istifa etti.

Bronfman ile uzun süredir yardımcılığını yapan Israel Singer arasındaki iç çekişme bir süre önce medyaya yansımıştı.

11.05.2007


 

Wolfowitz sona doğru

Dünya Bankası Yönetim Kurulu, adı skandala karışan Paul Wolfowitz’e kendisini savunması için ek süre verdi.

Wolfowitz hakkında rapor hazırlayan heyetin, Wolfowitz’in 6 Mayıs’ta kendisine sunulan geçici rapor konusundaki yorumlarını da gördükten sonra bugün raporu nihai hale getireceği belirtiliyor.

11.05.2007


 

Yardımcısı: Sarkozy değişmez

Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden zaferle çıkan Nicolas Sarkozy’nin yardımcısı Alain Lamassoure, sağcı liderin Türkiye’nin AB sürecine ilişkin görüşlerinin değişmeyeceğini savundu.

Lamassoure, “Nicolas Sarkozy, eğer cumhurbaşkanı olursa Türkiye ile müzakereleri durduracağını söyledi. Bunu yapacak” şeklinde konuştu.

11.05.2007


 

Bush, Suriye’ye yaptırımları uzattı

Amerikan yönetimi, Suriye’ye uyguladığı yaptırımları bir yıl uzattı. Beyaz Saray açıklamasına göre, Başkan George Bush, 2004 yılında başlattığı Suriye’ye yaptırımları uzattığını Kongre’ye bildirdi.

Yaptırımlar, “Suriye’nin teröre verdiği destek, Lübnan’ın işgali, Şam’ın kitle imha silahları edinme arzusu ve balistik füze programları yüzünden” kararlaştırılmıştı. Yaptırımlar çerçevesinde, ABD Suriye’ye “hassas” ürünlerin ihracatını yasaklıyor.

İsrail, Suriye ile görüşme istedi

Bu arada, İsrail Dışişleri Bakanlığı, Başbakan Ehud Olmert’in açıkça karşı olduğunu bildirmesine rağmen, Suriye ile barış görüşmelerinin başlatılmasını önerdi. Maariv gazetesinin ele geçirdiği bir belgede, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın yakın geçmişte yaptığı barış önerilerinin gerçek olup olmadığının anlaşılması amacıyla İsrail’in Şam ile görüşmeyi kabul etmesi tavsiye edildi. Maariv, ele geçirilen belgenin Dışişleri Bakanlığının geçen ay siyasi çalışma ve analiz için oluşturduğu birimi tarafından yazıldığını bildirdi.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, geçtiğimiz aylarda pek çok kez barış önerisinde bulunmuş ancak İsrail, Şam’ın öncelikle Lübnan ve Gazze Şeridi’ndeki militan örgütleri desteklemeyi bırakması gerektiğini belirterek öneriyi reddetmişti. Olmert, konuyla ilgili geçen ay yaptığı açıklamada Esad’ın bu çağrılarını “şüpheli açıklamalar” olarak nitelemiş ve bir barış anlaşmasına ulaşmak için bu açıklamaların yetersiz olduğunu vurgulamıştı. Öte yandan Savunma Bakanı Amir Peretz ise Suriye’den gelen bu çağrılarınciddi bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiğini bildirmişti.

/ WASHİNGTON

11.05.2007


 

Hadisa katliamı itirafı

ABD askeri Sanick Dela Cruz, Hadisa katliâmıyla ilgili çıkarıldığı davada Iraklı sivillerin ölümüyle ilgili yalan söylediğini kabul etti.

Çavuş Sanick Dela Cruz, iki sene önce Hadisa kasabasında 24 sivilin öldürülmesi olayını gerektiği gibi araştırmadığı gerekçesiyle suçlanan kaptan Randy Stone’un çıkarıldığı ön duruşmada şahitlik etti. Cruz, Hadisa kasabasında Kasım 2005’te yaşanan olayda, 5 Iraklının ellerini havaya kaldırdıkları sırada vurularak öldürüldüğünü bildirdi. Hadisa’da manga komutanı olan Çavuş Frank Wuterich’in olayla ilgisi olduğunu söyleyen Cruz, Wuterich’in Iraklılar’ı teslim olmak amacıyla ellerini havaya kaldırdıklarısırada vurarak öldürdüğünü belirtti. Cruz, Wuterich’in ateş etmesinden sonra kendisinin de Iraklılara ateş ettiğini kabul ederek, “Silahımı kaldırdım ve onlara ateş ettim. Öldüklerini biliyordum ama bundan emin olmak istiyordum” dedi. Wuterich’in daha sonra cesetlere yaklaşarak göğüsleri ve kafalarına tekrar ateş ettiğini bildiren Cruz, “Wuterich bana, eğer kimse sorarsa, onlar kaçıyordu ve Irak ordusu onlara ateş etti, de” diye konuştu.

19 Kasım 2005’te Hadisa şehrinde 24 sivilin öldürülmesi olayı ile ilgili 7 Amerikalı asker yargılanıyor.

/ CAMP PENDLETON

11.05.2007


 

İran sınırına peşmerge yığınağı

Kuzey Irak bölgesel yönetimi, Ensar el-İslâm örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırıları önlemek için İran sınırına bin peşmerge gönderdi.

Tümgeneral Cebbar Yavir, yaptığı açıklamada, İran sınırına gönderilen peşmerge güçlerinin iki tugaya ayrılacağını belirterek, “Bu tugaylardaki birliklerden bir kısmı sınır kontrollerini ve bölgedeki askeri birlikleri takviye edecek. Bir kısmı ise düşman hedeflerini yok etmek için bölgede devriye gezecek” dedi. Tümgeneral Yavir, Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren ve kendilerini “El Kaide Kürdistan Tugayları” olarak adlandıran Ensar el-İslam örgütüne bağlı grupların, Penjvin sınırına yakın bölgede Kürt birliklerine saldırılar düzenlediğini söyledi.

/ SÜLEYMANİYE

11.05.2007


 

Gazze'ye polis yağdı

Filistin’de kabinenin onayladığı güvenlik planı çerçevesinde, Gazze’ye binlerce polis konuşlanmaya başladı. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Yardımcısı Nebil Şaat, yaklaşık 3 bin polisin, derhal şehre konuşlanmaya başladığını söyledi.

Direnişçi miki fare vizyondan kaldırıldı

Bu arada Filistin hükümeti, Hamas’ın kontrolündeki televizyon kanalının halkı İsrail’e karşı direnişe çağıran Miki Fare çizgi film yayınını kaldırmasını istedi. Enformasyon Bakanlığı, yaptıkları talebe binaen El Aksa televizyonunun “siyasi hale getirilen çocuk televizyon programını” yayından kaldırdığını bildirdi. Enformasyon Bakanı Mustafa Barguti, çocuk programlarının siyasî mesaj verilmesi için kullanılmasının doğru olmadığını ifade etti.

/ GAZZE

11.05.2007


 

Suriyeli muhalife 12 yıl

Suriyeli muhalif Kemal Labvani, ülkesine yönelik saldırıyı kışkırtmaktan suçlu bulunarak, 12 yıl hapse mahkum edildi.

Suriye’de görülen dâvâda hakim, iki yıl önce Beyaz Saray’dan yetkililerle görüştükten sonra tutuklanan, ülkenin önde gelen muhaliflerinden Labvani’yi, “yabancı bir ülkeyle ilişki kurarak, Suriye’ye karşı saldırıyı kışkırtan mesajlar vermek” suçundan 12 yıla mahkûm etti. Hakim, insan hakları eylemcisi de olan Labvani’nin ömür boyu hapisle cezalandırılabileceğini, ancak kendisine 12 yıl ceza verme kararı aldığını kaydetti. Kemal Labvani ise karardan sonra yumruğunu havaya kaldırırken konuşmadı. ABD, daha önce Labvani’nin serbest bırakılması çağrısında bulunmuştu.

/ ŞAM

11.05.2007


 

Hıristiyanlar, Kaide’ye karşı korunma talep etti

Irak’taki Hristiyan toplumu yetkilileri, El Kaide’ye bağlı Sünni grupların saldırılarına karşı hükümetten korunma talep etti.

Süryani Kilisesi Patriği Mar Dinka ile Keldani Kilisesinden Babil Patriği Emmanuel Delly tarafından yayımlanan ortak bildiride, Hristiyanların Irak’ın birçok bölgesinde, özellikle “Irak İslam Devleti” örgütünün kontrolündeki bölgelerde, şantaj, kaçırılma ve zorla yerlerinden edilme gibi eylemlerin kurbanı oldukları belirtildi. Bildiride, El Kaide’nin, “Bağdat’ın mahallelerine kadar ulaşan” etkisinin genişlemesinin kendileri için sürpriz olduğu dile getirilerek, “Hükümetin bu duruma sessiz kaldığı ve bu genişlemeyi durdurmak için sert tedbirler almadığına” değinildi.

/ BAĞDAT

11.05.2007


 

Askerlerin siyasî sahnede boy göstermesi kabul edilemez

Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist Grubu, Türkiye’nin AB sürecine destek verirken, askerlerin siyasi sahnede boy göstermesinin ise kabul edilemez olduğunu bildirdi.

AP Sosyalist Grubu Türkiye’de yaşanan son gelişmeleri ele aldı. Türkiye ile sürdürülen müzakere sürecinin AB’de oy birliği kararı ile hayata geçirildiğini belirten AP Sosyalist Grup Başkanı Martin Schulz, müzakere sürecinin Türkiye ve bölgesindeki istikrarı güçlendireceğini söyledi. Schulz, askerlerin Türk siyasi hayatına karışmasını da kaygı verici bulduklarına dikkati çekerek askerlerin siyasete müdahalesinin Kopenhag kriterlerine aykırı olduğunu hatırlattı. Shulz, seçimlerden önce Türkiye’ye giderek Erdoğan ve Baykal ile biraraya gelmeyi planladığını da kaydetti.

AP Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Hannes Swoboda ise AKP‘nin şu aşamada Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Avrupa’ya yakınlaştırılması konusunda ülkedeki en önemli siyasi aktörlerden birisi olduğunu vurguladı.Swoboda, AKP’nin laikliğe tam olarak saygı duyması gerektiğinin de altını çizdi.Swoboda, Türkiye’de siyasi güçlerin askerler ile işbirliğine gitmesinin de yanlış olduğunu, AB’ye aday ülkelerin birlik kriterlerine saygı göstermesinin önemli olduğunu ifade etti.

/ BRÜKSEL

11.05.2007


 

Napoliano: Türkiye’ye karşı çıkmak yanlış

İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne coğrafi ya da dinsel gerekçelerle karşı çıkmanın yanlış olduğunu söyledi.

Napolitano, İtalya Cumhurbaşkanlığı binası olarak kullanılan Quirinale Sarayı’nda düzenlenen Avrupa Günü kutlamaları sırasında, öğrencilerden gelen bir soru üzerine, Türkiye’nin AB üyeliği konusuna değindi. Napolitano, şunları söyledi:

“Türkiye’nin üyeliğine, coğrafi ya da dinsel bir meseleymiş gibi yaklaşılmamalıdır. Türkiye’nin Küçük Asya’da bulunduğu, halkının çoğunluğu Müslüman olduğu biçimindeki itirazlar haklı bir yaklaşım gibi görülmemelidir. Tam tersine, bu son olgu, uygarlıklar ve kültürler arasında diyalog açısından yeni bir fırsat biçiminde de değerlendirilebilir. Gelecekteki kanlı çatışmaları önlemek için diyaloğa ihtiyaç var.”

Asıl sorunun AB kurumlarının iyi çalışmasını sağlamayı amaçlayan reformların gerçekleştirilmesi olduğunu belirten Napolitano, “Öngörülen reformları gerçekleştiremezsek, Avrupa’nın bütünleşmesi hedefi de suya düşebilir” diye konuştu.

Napolitano, bir başka öğrencinin yönelttiği, “Türkiye’yi Avrupa’da görmek için Ortadoğu sorunun çözümlenmesini beklememiz mi gerekecek?” şeklindeki soruya da “Siz gençlerin işi beklemek olmamalıdır. Eğer siz de beklerseniz, biz kaybedeceğiz demektir. Size düşen, mücadele etmek, yılmadan çalışmak, öneriler geliştirmek olmalıdır” cevabını verdi.

Napolitano, Ankara’nın tam üyeliği konusunda, “Bu, Türkiye’nin bir hukuk devleti olarak Avrupa müktesebatına riayet etmesiyle de ilgili bir meseledir” diye konuştu.

/ ROMA

11.05.2007


 

AP, Kıbrıslı Türklerin sesine kulak verecek

Avrupa Parlamentosu AP Liberal Grup’un desteği ve AP Liberal Grup üyesi Karin Resetaris’in katkılarıyla 16 Mayıs’ta Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda ‘Paranın Diğer Yüzü: Kıbrıslı Türklerin Sesine Kulak Verin’ isimli bir seminer yapılacak.

ABHaber’e göre, söz konusu seminerde Kıbrıslı Türklerin içinde bulunduğu durum tüm yönleriyle ele alınacak.

Öte yandan, Kıbrıs Türk Ticaret Odası, 16 Mayıs’ta Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda yapılacak olan seminere dâvet edildi.

Avrupa Parlamentosu üyesi Karin Resetarits tarafından yapılan davette, Kıbrıslı Türklerin referandumda Annan Planı’na ‘evet’ dedikleri hatırlatılarak, Rum tarafının planı reddetmesiyle Ada’nın birleşmesinin mümkün olamadığı kaydedildi.

Aradan 3 yıl süre geçmesine karşın, Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonların hâlâ kalkmadığını ifade eden Resetarits, Kıbrıslı Türklerin görüş ve düşüncelerinin Avrupa’da çok fazla bilinmediğini belirtti.

Resetarits, bu çerçevede, bir seminer düzenlenmesinin kararlaştırıldığını dile getirerek, seminere Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın da katılmasını beklediklerini vurguladı.

/ BRÜKSEL

11.05.2007


 

“Hapishanemizde yer kalmadı serbestsiniz!”

Amerika’nın Arizona ve New Mexico eyaletlerinde yaşayan Navajo Kızılderili kabilesi bugünlerde ilginç bir hapishane sorunuyla başbaşa.

Kabilenin hayat alanındaki (Indian Reservation) hapishanelerde yer kalmaması, daha ağır suç işleyen biri geldiğinde daha hafif suçu olanın salıverilmesine sebep oluyor. Kabilenin Cezaevi sorumlusu Dolores Greyeyes, “Yeterli hapishane yatağınız yoksa ne yapabilirsiniz ki? Döner kapı, biri girerken diğeri çıkıyor ve kapı her geçen gün daha hızlı dönüyor” diye konuşuyor. Kabile polisi, 2006 yılında 39 bin suçlu yakalamış; ancak bunların 36 bini hemen salıverilmek zorunda kalınmış. ABD İçişleri Bakanlığı Kızılderili Dairesi, kabilelere hapishane personeli için ödenek tahsis ediyor ancak, yeni hapishane yapılması ya da güvenlik operasyonları konusunda her hangi bir tahsisat yapmıyor.

/ ARİZONA

11.05.2007


 

AIDS’le mücadeleye İKÖ katkısı

İslâm Konferansı Örgütü (İKÖ) ile merkezi İsviçre’de bulunan Küresel Fon, İKÖ’ye üye ülkelerde AIDS, tüberküloz ve sıtma gibi bulaşıcı hastalıklarla birlikte mücadele etmek üzere bir anlaşma imzaladı.

İKÖ’den yapılan açıklamada, Küresel Fon ile gerçekleştirilen ortaklığın; hükümetler, sivil toplum örgütleri ve özel sektör anlaşmalarında olduğu gibi, finansal araçların işletilmesine yönelik bir girişim olduğu, iki kurum arasında yeni bir oluşuma gidilmeyeceği belirtildi. İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ile Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde bir araya gelen Küresel Fon yetkilileri, gerekli anlaşmaları imzaladıktan sonra görüş alış verişlerinde bulundu.

/ CİDDE

11.05.2007


 

Uzay turizmi için geri sayım başladı

Artık uzaya çıkmak bir hayâl değil. Gerçi bilet fiyatları biraz el yakıyor; ama firma yetkilileri, uzaya yolcu taşıyacak firma sayısındaki artışın bu turizmi dengeleyeceği ve önümüzdeki yıllarda daha kitlesel bir hale getireceği öngörüsünde bulunuyor. Ancak 2009 yılında başlayacak ilk yüz sefere başvuranları genelde, aktörler, emlâk kralları ve diğer maceraperest zenginler oluşturuyor. Çünkü yolculuğun toplam maliyeti 200 bin dolar.

Uzay yolculuğu yapacak bir kaç firmadan biri olan Virgin Galactic firmasının yöneticisi Will Whitehorn, USA Today gazetesine yaptığı açıklamada, ilk müşterileri arasında birçok bilim adamı, iş ve eğlence dünyasının önde gelen siması ve hep bir gün uzaya gitmeyi hayal eden uzay tutkunu insanlar bulunduğunu belirtiyor.

İngiliz işadamı Richard Branson’a ait Virgin Grup’a bağlı olan uzay seyahati firmasından yapılan açıklamada, 8 kişilik uzay uçaklarıyla 2,5 saatlik uzay yolculuğu için şu ana kadar 200 kişinin kayıt yaptırdığı belirtildi. Will Whitehorn’un verdiği bilgiye göre, firma uzaya gidecek ilk yüz kişi arasında olmak isteyenlerden depozito bedeli olarak toplam 21 milyon dolar topladı. Bundan sonraki müşteriler, kayıt yaptırırken depozito ücreti olarak 20’şer bin dolar bırakmak zorundalar.

Uzaya giden ilk turist bu bedelin çok fazlasını ödemişti. Charles Simonyi adlı işadamı Rus roketiyle uzaya gidebilmek için 20 milyon dolara yakın para harcamıştı. Uzay yolunda trafiğe çıkacak ilk firma olan Virgin Galactic, uzaya günde 2 sefer gerçekleştirmeyi planlıyor. Oklahoma City’de kurulan Rocketplane firması da 2009 yılında seferlerine başlayabilmek için hazırlıklarını sürdürüyor.

USA Today gazetesine konuşan Rocketplane Şirketi sözcüsü George French, 225 bin ile 300 bin dolar arasındaki bilet fiyatlarının seyahat tarihinin yakınlığına ve uzay aracı içindeki koltuğun yerine göre değişeceğini ifade etti. California merkezli Benson Space adlı firma da 2009 yılında ilk yolcularını uzaya göndermek için hazırlıklarını sürdürürken, şu ana kadar kaç yolcu kaydı yaptıkları konusunda bilgi vermediler.

İlk seferlerini California’daki istasyondan başlatacak Virgin Galactic, daha sonra New Mexico’da inşa ettirmekte olduğu kendi istasyonunu kullanacak. Virgin Galactic, dünyanın belli başlı ülkelerine uzay istasyonu kurup, seyahati küresel çapta gerçekleştirmek için de proje çalışmalarına başladı. Virgin Galactic, şirketin dünya karargâhını, şu anda kendine ait ilk istasyonu inşa etmekte olduğu New Mexico eyaletine kurmayı planlıyor.

YERÇEKİMİNDEN 4 DAKİKA

KURTULMAK ÇOK PAHALI

Virgin Galactic, yolcularını 2’si pilot 8 kişi taşıyabilen özel dizayn edilmiş uçaklarla taşıyacak. Uzay araçları, istasyondan normal bir uçağın sırtında havalanacaklar. 15 bin metre yükseldikten sonra taşıyıcı uçaktan ayrılacak uzay araçları roketlerini çalıştıracaklar.

Ses hızının yaklaşık 3 katına ulaşıp saatte 4 bin kilometre hızla uzaya yönelecek araçlar, 55 bin metre yükseklikte yörüngeden çıkacaklar. Kısa süre sonra ise yeryüzünden 112 kilometre yukarı çıkmış olacak. Uzay aracı, roketlerin ateşlenmesiyle 100 kilometre yükseklik arasındaki mesafeyi sadece 90 saniye içinde kat edecek. Ulaştığı bu yükseklikte 10 dakika kalacak uzay aracı, yolcularına 4-5 dakika yerçekimsiz ortamı yaşatacak. Yolcular bu 5 dakikalık süre içinde koltuklarını terk edip pencerelerden uzayı ve dünyayı seyredebilecekler. Uzay araçlarını dizayn eden firma yetkilileri, her türlü güvenlik tedbirini düşündüklerini belirtiyorlar. Roket ateşlemesi başarısız olsa bile uzay aracı güvenli şekilde yeryüzüne dönebilecek.

/ NEWYORK

11.05.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004