Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Devlet iktidarı yahut siyasetsizleşme

Partilerin millet vekili aday listelerini açıklamalarıyla memleket seçim havasına girdi. Gerilimli ortamda alınan önseçim kararıyla siyasete düşen “asker gölgesi”, seçimleri bir tür “devlet iktidarı” odaklı atmosfere çekti. Sınır ötesi operasyon ihtimaline, terör saldırılarıyla iyice gerilen atmosfer de eklenince gerçekten seçimin yapılıp yapılmayacağı kuşkusu, seçim sonrası muhtemel iktidarın “devlet egemenleri” ile ilişkileri gibi cevap bekleyen sorular gündemi işgal edecek.

Bu seçimin ve seçim sonrası muhtemel meclis aritmetiğinin siyasete ne katacağını kestirebilmek için, en son yapılan 2002 seçimleriyle 2007 erken seçimlerinin siyaset ortamını karşılaştırmakta yarar var. Son genel seçimlerin en bariz özelliği, siyasetsizliği idi. İki partili bir meclis aritmetiğini çıkaran seçimlerde öne çıkan söylemleri hatırlayalım. Siyasi partilerden hiçbirinin farklı bir siyaset vizyonu ortaya koymadığı, tüm partilerin birbirine benzeştiği seçim süreci yaşandı. Varlığı tartışmalı sol ve sağ farkı neredeyse ortadan kalkmış, renk farklılıkları adeta buharlaşmış, farklı olanlar gömlek değiştirmiş, ‘küreselleşme, AB, serbest piyasa, özelleştirme’ gibi başlıklar içeriği doldurulmadan ama hiç de tartışılmadan tüm partilerin ortak sloganı olmuştu. AKP’yi gömlek değiştirmeye icbar eden siyaset ortamı CHP’ye de bildik söylemlerini unutturmuştu. Küçük, hatta marjinal partilerin bile siyaset adına ortaya koyabildikleri farklı ne bir program ne de slogan vardı.

Yaşanan krizler sonucunda gerilim bile çıkarmaya mecali kalmayan ‘devlet egemenleri’ yumuşak bir geçişle çöken yapıyı restore etmeyi kafalarına koymuşlardı. Tüm partilerin birbirine benzediği bir siyasetsizlik ortamında iki partili meclis dizayn edildi. Sonuçta, 1980’den beri halkçılığı unuttuğu oranda merkeze yerleşen sol buharlaşmış, CHP devlet partisi reflekslerini gösteremeyecek kadar mecalsiz kalmıştı. Benzer maceradan geçen İslamcılar da İslamcılık iddialarından vaz geçtikleri oranda merkeze yerleştirilmiş oldular. “Yaşasın, ideolojiler öldü!”diye sevinenler aslında siyasetin öldüğünü fark etmediler bile.

Adeta ideolojik farklılıkların toprağa gömüldüğü son seçimlerdeki siyasetsizlikten barış, uzlaşma, gelecek umudu mesajı çıkarmaya hevesli aydınların bu sefer siyasetin geri dönüşüne(!) alkış tutmalarını nasıl yorumlamalı? Sanki roller değişmiş gibi. Geçen seçimlerde CHP solculuğu bir kenara bırakmış, devlet partisi olduğunu bile unutmuş bir görüntü sergileyerek AKP’de temsil edilen “küresel değerler” söylemine ayak uydurmaya çalışıyordu.

Evet, siyasi ortam hayli gergin; geçmiş dönemin gerginlikten uzak ama siyasetsiz ortamından memnun olanlar bu sefer kamplaşmadan da çok umutlu görünüyor. Aslında siyasal kamplaşma gittikçe derinleşirken siyaset de ortadan kalkıyor. Son seçimlerin şenlikli ortamında buharlaştırılan siyaset, bu sefer kabus ortamında dipsiz karanlıklara gömülmek isteniyor. Siyaseti ‘devlet egemenlerinin dili’ne indirgeyen CHP ile Ak Parti’nin konumu geçen seçime göre yer değiştirmiş görünüyor. Devlet iktidarı için halkın karşısına çıkan CHP kendini merkezin temsilcisi görürken iktidar partisini peşinden sürüklemeye zorluyor. 2002’de sessiz ve geri planda kalmayı tercih eden devlet iktidarının temsilcileri bu sefer meydanlara çıkma gereği duyuyor olması bu seçimin tek yeniliği. Halkın egemenliği pahasına “devlet iktidarı” için halkın önüne sandık konulduğu gibi bir hava oluştu/ruldu. Devlet iktidarı adına miting tertipleyenlerin milletvekilliğine aday oldukları CHP’yi işaret etmeleri devlet egemenliğinin sandıktaki temsilcisi hakkında yeterince fikir veriyor.

Bu seçimlerde iktidar partisi için hatırlanması gereken gerçek şu: Geçen seçimlerde AKP’ye ayak uydurmaya çalışan CHP kaybetti. Bu seçimlerde rollerin değişmesi yani merkeze yerleşmek adına CHP’ye ayak uydurmaya çalışmak siyaset adına yapılacak en büyük hatadır. Görünüşe bakılacak olursa, siyasi aktörler yeni bir şeyler söylemek yerine gerilim politikasından çıkar umuyor. Geçmiş dönemin siyasetsizleşmesinin farklı biçimde tezahürü yaşadığımız. Muhalefetsiz bir ortamdan herkesin muhalif olmaktan sakındığı, kendi dışındakilerin meşruiyetini sorgulayan bir siyasetsizlik yaşanıyor.

Aday listelerinin hazırlanmasından yeni dönem siyaset vizyonuna kadar tercihlerde devlet egemenlerinin ne kadar gölgesinin düşüp düşmediği Ak Parti’nin geleceğini olduğu kadar Türkiye’de siyasetin ufkunu da belirleyecektir.

Yeni Şafak, 7.6.2007

Akif EMRE

08.06.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Devletten güçlü hükümet ihtiyacı...

  Devlet iktidarı yahut siyasetsizleşme

  Erdoğan AKP’nin genleriyle oynadı

  AKP’nin Kemal Derviş’i

  Şehit ticareti

  Zayiat


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004