Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 31 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Türkiye gerçek gündemine dönmeli

MÜSİAD Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat, yeni hükümete başarılar dilerken, “Artık gündem siyasetten ekonomiye, dış politikaya ve demokratikleşme reformlarına dönmelidir” dedi. MÜSİAD Genel Başkanı Bolat, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan yeni hükümetin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni etti ve MÜSİAD camiası adına yeni bakanlara başarılar diledi.

Başbakan Erdoğan’ın geçen hükümet döneminde başarılı olan ve partisine 22 Temmuz seçimini kazandıran kabineyi büyük ölçüde koruyarak istikrara önem verdiğine dikkat çeken Bolat, “Artık gündem siyasetten ekonomiye, dış politikaya ve demokratikleşme reformlarına dönmelidir. Geçen dönem onarım dönemiydi, bu dönem ise her alanda yeniden yapılanma ve atılım dönemi olmalıdır” diye konuştu.

60. hükümetin ana gündemini, üretim ekonomisini merkeze alan adil, şeffaf ve rekabetçi bir ekonominin inşası, önceliklerini ise “demokratikleşme, dışa açılma, ekonomik refah artışı ve kamu reformu” olarak açıklayan Bolat, erken genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla kaybedilen 5 ayı geri kazanmak için ekonomide, dış politika ve güvenlik meselelerinde hızlı bir atağa kalkılması gerektiğini vurguladı. Bolat, “MÜSİAD olarak, yeni hükümetin temel önceliklerinin ekonomide rekabet gücü ve refah artışı, demokratikleşme, dışa açılma ve kamu reformu olması gerektiğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.

/ İSTANBUL

31.08.2007


 

ÇOK KÖTÜ BİR MANZARA

Emekli askerî hakim ve İstanbul Barosu avukatlarından Ümit Kardaş, askerlerin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e karşı takındıkları tavrın “saygısızlık” olduğunu söyledi. Yeni Asya’ya konuşan Kardaş, GATA’daki töreni televizyondan izlediğini ve çok kötü bir manzara olduğunu ifade etti. Kardaş, “Bir cumhurbaşkanına yapılmayacak bir muamele. Sayın Gül ve Erdoğan nasıl onu hazmettiler, nasıl dayanabildiler bilmiyorum. Bir kere cumhurbaşkanı diye hitap edildi, selâmlar verilmedi, yok sayıldı. Saygısızlık yapıldı yani” şeklinde konuştu.

“ASKERİN TAVRI KABUL

EDİLEBİLİR BİR ŞEY DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayip Erdoğan’ın, bulundukları makamın onurunu korumak için hesap sorması gerektiğine dikkat çeken Kardaş, şöyle devam etti:

“Bu makamlara gelen insanların bu makamların onurunu da korumaları önemli. Arkanızda millet iradesi var, size oy verilmiş. Eğer onu ayaklar altına alıyorsa bir silâhlı bürokrat, bu kabul edilebilir bir şey değil. Size saygı göstermiyorlar. Sizi yok sayıyorlar. Cumhurbaşkanına ‘seni tanımıyorum’ diyor. Bu vahim bir şey. Oradakiler hep silâhlı bürokrat yani. Devletin memuru. Nasıl oluyor bu? Yerine oturtmak lazım. Bu makamların onurunu korumak için geldiniz. Yoksa orada kalkıp da onların altında ezilmek, ‘ben çok iyiyim, çok ciciyim, beni sevin, kabul edin’ demekle olmaz bu iş. Cumhurbaşkanı madem başkomutan. Askerî mantalite açısından askerler, astı sayılır. Üste saygısızlık da bir suçtur. Disiplin suçu. O zaman çağırsınlar sorsunlar.”

“MAKAMLARIN HAKKINI VERİN”

Kardaş, hükümetin hesap sorması ardından ne gibi gelişmelerin yaşanacağı yönündeki soruyu ise “Ne olacağını o zaman göreceğiz. Başbakan ve Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanını görevden alsınlar. Yapmak lazım. Olacaksa olur. Olur ona göre de hesaplaşma yapılır. Başka türlü olmaz bu işler. Orada ezilip büzüleceksiniz. Yazık temsil ettiğiniz makama. Ben gördüm Başbakan ve Cumhurbaşkanını içim acıdı ya. Yazık yani böyle şey olmaz. Ya o makamların hakkını verin ya da gelmeyin oralara” biçiminde cevapladı.

“DEMOKRASİ YOK,EKONOMİ DÜZELSE NE OLUR”

Ekonomik çöker korkularının da yersiz olduğunu vurgulayan Kardaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ekonomi bir kere çöker ondan sonra düzelir. Demokrasi yok, hukuk yok, ekonomi düzeliyormuş. Ekonomik kriz geçirirse geçirir yani. Korkunun ecele hiçbir faydası yok. Bu böyle devam eder mi. Böyle bir gerilim olur mu? Olmaz. Yaşanan şeyler çok ayıp.”

BU TAVIR ASKERİ YIPRATIR

Askerlerin soğuk duruşu köşe yazarlarınca da tepkiyle karşılandı. Akşam gazetesi yazarı Serdar Turgut, askerlerin Cumhurbaşkanının yemin törenine gelmemelerinin ve önceki gün GATA’da Cumhurbaşkanına ‘Cumhurbaş-kanım’ diye hitap etmekten kaçınmalarının, askerin duyarlılıklarını en iyi anlayan vatandaşın bile yüreğini burktuğunu yazdı. Vatan gazetesi yazarı Güngör Mengi de, “Öyle sanıyoruz ki askerin kendi başkomutanına dün reva gördüğü muamele sadece AKP’ye oy veren vatandaşları değil, Gül’den en az askerler kadar endişe duyan laik, demokrat çevreleri de rahatsız etmiştir” dedi.

YAZILARI BASINDAN SEÇMELER’DE

Kemal BENEK

31.08.2007


 

Hipodromda “eşsiz’’ tören

30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt eşsiz katıldı. Devletin tepesinde törene eşi gelen tek kişi TBMM Başkanı Köksal Toptan oldu.

30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü, dün yurtta, dış temsilcilikler ile KKTC’de düzenlenen törenlerle kutlandı. Zafer Bayramı dolayısıyla ilk tören, Anıtkabir’de düzenlendi. Tören, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, kuvvet komutanları ile askerler katıldı. Orgeneral Büyükanıt, tebrikleri Genelkurmay Şefer Salonu’nda kabul etti. TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, siyasi parti liderleri, yeni kurulan hükümetin bakanları, milletvekilleri ile kamu kurum ve kuruluşlarının başkanları ve yöneticileri, askeri ateşeler ve askeri erkan komutanların Zafer Bayramı’nı kutladı.

Önceki gün GATA’da başlayan gergin törenin ardından dün de 30 Ağustos törenlerine “eşsiz”lik damgasını vurdu. Her yıl 30 Ağustos ve 29 Ekim’de Ankara Hipodromu’nda yapılan resmi geçit ve törenlerine ve resepsiyonlarına Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanları eşleri ile katılırdı. Ancak bu yıl yapılan törenlere ne Cumhurbaşkanın, ne Başbakanın ne de Genelkurmay Başkanının eşi katılmadı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın eşini törene getirmemesi, siyasi kulislerde “Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın eşlerinin törene katılmaması nedeniyle Büyükanıt’ta törene eşsiz katılmayı tercih etmiş” diye yorumlandı. Devletin tepesinde törene eşi gelen tek kişi TBMM Başkanı Köksal Toptan oldu.

/ ANKARA

31.08.2007


 

TMSF: Tehdit ediliyoruz

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, Fon’un varlığından rahatsız olan bir kesim bulunduğunu belirterek, ‘’Bunlar iş birliği içinde TMSF’ye savaş açmış durumdalar. Bize yönelik bilgi, belge ve komplo arayışı içindeler’’ dedi.

Ertürk, Infomag Dergisi’nin Eylül sayısında yer alan röportajında, tehditlere alışık olduklarını, ekibin başarısını kıskananlar bulunduğunu ifade ederek, ‘’Tehditlere falan pabuç bırakmayan bir ekibiz’’ dedi.

Ertürk, ‘’TMSF’nin varlığından rahatsız bir kesim var. Bu kesim düzensizliklerden, boşluklardan, yaptırımsızlıklardan besleniyor ve onlara düşünsel lojistik destek sağlayan bir kesim var. Bunlar iş birliği içinde TMSF’ye savaş açmış durumdalar. Ama biz korkmuyoruz, güçlüyüz. Bunlar arasında çok kriminal gruplar da var. Bize yönelik bilgi, belge ve komplo arayışı içindeler. Elleri boş çıkacaktır. Ama bu av kampanyasına maruz kalmak beni üzüyor’’ dedi.

/ İSTANBUL

31.08.2007


 

Peres ve Putin de kutladı

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı Abdullah Gül’ü telefonla arayarak kutladı.

Peres, Gül’ün zengin deneyimlerini, ülkesi ve bölge için yaptıklarını dile getirerek, İsrail ile Türkiye arasındaki iyi ilişkilerin devam edeceği beklentisinde olduklarını ifade etti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise Kremlin’in internet sayfasında yayımlanan mesajında Gül’ü, Dışişleri Bakanlığı görevi sırasındaki görüşmelerini “sıcak duygularla” hatırladığını belirterek tebrik etti.

31.08.2007


 

Kapıkule’de gurbetçi kuyruğu

Türkiye’de tatillerini geçirdikten sonra çalıştıkları ülkelere dönmek için yola çıkan gurbetçilerin araçları, Kapıkule Sınır Kapısı’nda 6 kilometre uzunluğunda kuyruk oluşturdu.

Kapıkule Sınır Kapısı’ndan geçiş için saatlerce kuyrukta bekleyen gurbetçiler, araçlarının kornalarını çalarak protesto eylemi yaptı. Uzun kuyrukların oluşması nedeniyle gurbetçilerin bir kısmı, polis ekiplerince Hamzabeyli Sınır Kapısı’na yönlendirildi.

Kapıkule Sınır Kapısı yetkilileri, yaptıkları açıklamada, kapıda uzun kuyruklar oluşmasındaki sorunun Bulgaristan tarafından kaynaklandığını bildirdiler. Kapıkule Sınır Kapısı’nda tüm peronların çalıştığını belirten yetkililer, gurbetçilerin sıkıntı yaşamamaları için işlemlerin hızla gerçekleştirildiğini kaydettiler. Sınır kapılarında iki hafta daha yoğunluk olmasını beklediklerini söyleyen yetkililer, yaz aylarında tatile gelen gurbetçiler nedeniyle zaman zaman bu yoğunluğun yaşandığını ifade ettiler. Bu arada yurt dışına çıkış için bekleyen TIR’lar da 5 kilometrelik kuyruk oluşturdu.

/ EDİRNE

31.08.2007


 

Gül, bugün Harp Okulu’nda

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bugün İstanbul’a gidecek.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Gül, Hava Harp Okulu ve Deniz Harp Okulu’nun diploma törenlerine katılacak. Cumhurbaşkanı Gül, törenlerin ardından Ankara’ya dönecek.

/ ANKARA

31.08.2007


 

Kamusal alan buluşması

Ayırımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AKDER), başörtüsü yasağıyla zihinlerde yer edinen ‘kamusal alan’a karşılık ‘kendi kamusal alanı’nı kuruyor.

Yarın Feshane Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek etkinlikte, çok farklı kesimlerin temsilcileri kamusal alan kavramını ve başörtüsü yasağını değerlendirecek.‘Kamusal alan buluşması’ etkinliğiyle ilgili yazılı bir açıklama yapan AKDER yetkilileri, yasak süresince muhatap kılındıkları kamusal alanı deneyimlemek adına bu buluşmayı gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Bugüne kadar başörtüsü yasağının kamusal alan kavramı üzerinden tartışıldığını hatırlatan AKDER Başkanı Dr. Refia Kızılhan, “Bu süreçte biz başörtülü kadınlar başörtüsünü yasaklayan hiçbir kanun maddesi bulunmadığı halde okullarımızdan, memuriyetlerimizden uzaklaştırıldık” dedi.

Hukukî ve sosyal her türlü hak mücadelesinde de başörtülülerin karşısına dikilen kavramın ‘kamusal alan’ olduğunu belirten Kızılhan, “Bizler de üzerine bu kadar çok konuşulan, eğitim ve çalışma hakkımızı elimizden alan, yasak süresince sürekli muhatap kılındığımız kamusal alanı deneyimlemek adına bir buluşma düzenliyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Yarın Feshane’de 14:00-18:00 saatleri arasında gerçekleştirilecek programda Sibel Eraslan, Alev Erkilet, Yıldız Önen, Roni Morgulies, Kürşat Bumin gibi davetli konuşmacıların katılacağını belirten Kızılhan, “Hizmet alan-hizmet veren ayrımı yapmadan, başı örtülü-başı açık gözetmeksizin sizleri kamusal alanımıza davet ediyoruz” dedi.

Farklı bir ‘ikna odası’nın da yeralacağı etkinliği, Küresel BAK, MAZLUMDER, Genç Siviller gibi bazı STK’lar da destekliyor.

Başta kadın dernekleri saygılı olmalı

Kadın Hakları Koruma Derneği’nin Hayrunnisa Gül’e ithafen gazetelere verdiği ilânla ilgili de bir basın açıklaması yapan AKDER Başkanı Dr. Refia Kızılhan, “Bir kadına ne giyip ne giymeyeceğini söylemek ve kadını başkalaştıran, inciten, var olduğundan farklı bir görüntüye bürünmesine ve üstelik “takiyye” ile suçlamasına sebep olan “peruk” önerisinde bulunmak, en basit anlamda saygısızlıktır” dedi.

Sözkonusu derneğin, Huyrunnisa Gül’e hitaben, “çankaya köşküne çıktığınızda ideolojik bir simge olan türbanınızı modacılar eliyle, modern ve daha şık hale getirmeye çalışmayın. Tek çözüm PERUK’tur. Hem de istediğiniz renkte ve istediğiniz biçimde” şeklinde gazete ilânı verdiklerini hatırlatan Kızılhan, en başta kadın hakları derneklerinin, sadece görüntüyle çağdaşlık olmayacağını bilmeleri gerektiğini vurguladı.

YENİ ASYA / İSTANBUL

31.08.2007


 

Iraklı Şerzad annesine kavuştu

Dört ay önce tedavi ettirmek için babasının Türkiye’ye getirdiği Irak’lı çocuk Şerzad Hüseyin, dün annesine ve beş kardeşine kavuştu.

Tamamen iyileşmesi mümkün olmayan Epidermolizis Bulloza adlı hastalık sebebiyle vücudu yaralar içinde bulunan Şerzad, annesine olan özlemini gözyaşlarıyla dile getirdi.

Irak’ın Musul şehrinden olan Hüseyin Essev ailesi, dört ay sonra dün biraraya geldi. İHH İnsani Yardım Vakfı’nda gerçekleştirilen basın toplantısı öncesinde karşılaşan Şerzad ve annesi Kouz Hüseyin, gözyaşlarıyla hasret giderdi. Eşi, Şerzad’ı tedavi ettirmek üzere Irak’tan ayrıldığında onları tekrar görememekten korktuğunu anlatan Kouz Hüseyin, “Oğluma Irak’ta hiçbir ilaç bulamamıştık. Bunun üzerine eşim onu Türkiye’ye getirdi. Şerzad’ı çok özlemiştim. Allah sizlerden razı olsun, çok memnunum” dedi.

Şerzad’ı Irak’taki doktorlar tedavi edemediği için dört ay önce Silopi sınır kapısından geçip İstanbul’a geldiğini, Kumkapı’da kaldıkları otelde insan tacirlerinin eline geçtiğini ve Yunanistan’a geçmek üzere iken İzmir’de yakalandıklarını anlatan Haydar Hüseyin, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden aldığı belge ile kurtulduğunu ifade etti. Belgeyi gören emniyet görevlilerinin kendilerini İstanbul’a gönderdiğini söyleyen Hüseyin, burada da İHH ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ilgilendiğini, oğlunun özel bir hastanede tedavi edildiğini söyledi.

İHH yetkilileri de, Hüseyin ailesine Başakşehir’de bir ev hazırladıklarını, Şerzad’ın hastalığının tamamen iyileşemeyeceğini, ilâçlı su banyosuna ve fizik tedaviye ihtiyacı olduğunu dile getirdiler. Şerzad’ın babasının Irak’ta şoförlük yaptığını belirten İHH yetkilileri, yardımseverlerden iş konusunda destek beklediklerini ifade etti.

Bütün Türkiye halkına teşekkür eden Şerzad ise, büyüdüğünde öğretmen olmak ve küçük çocuklara yardımcı olmak istediğini anlattı.

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

31.08.2007


 

Samsun’da bin 341 işyeri ve ev hasarlı

Samsun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Samsun’daki şiddetli yağış ve selden, bin 341 iş yeri ve konutun hasar gördüğünü bildirdi.

Valilik Kriz Komitesi Hasar Tespit Komisyonları’nca ön hasar tesbitinin yapıldığını belirten Güzeloğlu, aşırı yağış sonucu şehir merkezinde ve bazı metropol yerleşim alanları sınırlarında ağır hasar meydana geldiğini söyledi. Şehirde toplam bin 341 konut ve iş yerinin hasar gördüğünün tesbit edildiğini ifade eden Güzeloğlu, evi yıkılan ve hasarlı olanlar için ilk etapta 300 bin YTL para aktardıklarını bildirdi. Güzeloğlu, iş yeri sahipleri ve mükellefler için de vergi beyanı ödeme sürelerinin ertelenmesini istediklerini anlattı.

/ SAMSUN

31.08.2007


 

Yalnız minareler yenilendi

Malatya’nın Darende ilçesinde Selçuklu ve Dulkadiroğlu beylikleri dönemlerinde inşa edilen ancak daha sonra camileri yıkılan “Yalnız Minareler”in restorasyonu tamamlandı.

Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce onaylanan restorasyon çalışmaları çerçevesinde eserlerin eskiyen taşları yenilendi, kubbeleri kurşunla kaplandı. Çevre düzenlemeleri yapılacak eserlerin sosyal amaçlı kullanılacağı öğrenildi.

/ MALATYA

31.08.2007


 

İDO’dan tatil dönüşü uyarısı

İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. (İDO), okulların açılmasına kısa bir süre kala tatilcilerin geri dönüşe geçmesi ve Ramazan ayının da yaklaşıyor olması sebebiyle Bandırma ve Bursa deniz otobüsü güzergahlarında yoğunluk yaşanabileceği uyarısında bulundu.

İDO yolculara, erken rezervasyon yaptırmalarını tavsiye etti.

İDO’dan yapılan yazılı açıklamada, yaz sezonunun bitmesi ve tatilcilerin dönüşe geçmesi üzerine İDO hatlarındaki feribot ve deniz otobüsü trafiğini hızlandırdığı belirtildi. Feribot ve deniz otobüsü hatlarındaki hareketlilik konusunda yolcuları uyaran İDO, yolculara erken rezervasyon yaptırmaları uyarısında bulunuldu.

Açıklamada, yolcuların biletlerini İDO’nun www.ido.com.tr adresli web sitesi ile 444 4 436 numaralı Call Center’dan alabileceklerinin hatıtıldı.

/ İSTANBUL

31.08.2007


 

Kuraklık, Osmanlı’ya destan yazdırdı

Son yıllarda beklenen yağışların düşmemesi, tarih boyunca Anadolu topraklarında yaşanan kuraklık ve ortaya çıkardığı etkileri yeniden akıllara getirdi.

Konya’daki kütüphanelerde yapılan araştırmaya göre, tarihî kaynaklar Hititler’in son döneminde yaşanan, imparatorluğun yıkılma sürecini hazırladığı belirtilen kıtlığın yanı sıra, Anadolu’da yine milattan önce 1800, 1300 ve 800’lü yıllarda yaşanan kuraklığın, halkı zor durumda bıraktığını ortaya koyuyor.

Osmanlı döneminde yaşanan 2 önemli kuraklık da tarihî kayıtlarda yerini alıyor. Konya bölgesinde tarihi kayıtlar, bu kuraklık dönemlerinde yağmur yağmaması sebebiyle, geçimini büyük ölçüde tarımsal faaliyetlerle sağlayan bölge halkının büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığını gösteriyor.

Osmanlı’nın son dönemlerinde Sultan 1. Abdülmecit’in padişah olduğu 1844 yılında, Sultan Abdülaziz döneminde ise 1873-1874 yıllarında yaşanan 2 büyük kıtlığın boyutlarını günümüze, kuraklıktan bugün olduğu gibi yine en fazla etkilenen yerler arasında bulunan Konya’daki şairlerin yazdıkları destanlar taşıyor.

Bu şairler, yaşanan kıtlık yıllarını, milletleri derinden etkileyen tarihî ve sosyal olayları anlatan manzum edebî eser türü olan, Türk halk edebiyatının da en önemli türlerinden destanlarla anlatma yolunu seçmiş.

Dönemin edebiyatçıları Saadet Nüzhet Ergun ve Mehmet Ferit Uğur’un derlediği 1926 yılında basılan ve orijinali Konya’daki müzelerde bulunan, ‘’Konya Halkiyat ve Harsiyatı’’ adlı eserde, 1844 yılındaki kıtlıkta şair Silleli Zehri, 1873-1874 yıllarında ise şair Matlubi’nin kaleme aldığı ‘’Kuraklık Destanları’’ dikkat çekiyor.

İlki 31, ikincisi 32 kıtadan oluşan destanlarda şairler, halkın şiddetli kuraklığın hüküm sürdüğü yıllarda içinde bulunduğu zor şartları anlatırken, bir yandan dönemin yöneticilerinin kıtlığın etkilerinin azaltılması için aldığı tedbirleri de dile getiriyor.

/ KONYA

31.08.2007


 

Dünyanın kayısısı Malatya’dan

Dünyada kuru kayısının yüzde 90’ını ürettiği için ‘’kayısının başkenti’’ olarak nitelendirilen Malatya ve çevresinde 60 bin aile geçimini bu meyveden sağlıyor.

Malatya Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Tahir Kalaycıoğlu, Malatya’nın dünyanın kuru kayısı deposu durumuna geldiğine işaret ederek şunları söyledi: “Geçen yılın Ağustos ayı ile bu yılın Ağustos ayına kadar AB, ABD ve diğer ülkelere ihraç edilen kayısı miktarı 107 bin 236 ton’dur. İhraç edilen kuru kayısıdan 206 milyon 916 bin 587 dolar gelir elde edilmiştir.’’

Kayısının, insan vücudunun günlük enerji ve protein ihtiyacının karşılanmasında çok az katkıda bulunmakla birlikte mineral maddelerden potasyum, fosfor, kalsiyum ve demir bakımından, ayrıca kayısıda bol miktarda bulunan A vitamininin organizmanın ve sağlıklı hücrelerin direncini artırarak kansere karşı koruyucu görev yaptığı belirtiliyor.

/ MALATYA

31.08.2007


 

Şifa kaynağı Tuz Gölü

Çanakkale’nin Gökçeada ilçesinde bulunan içerdiği kimyasal bileşenler sebebiyle, romatizma, sedef ve kireçlenme gibi rahatsızlıklara iyi geldiğine inanılan Tuz Gölü’ndeki çamura vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor.

Edinilen bilgiye göre, Gökçeada’nın doğusundaki Kefaloz Plajı yakınlarında bulunan ve yüzölçümü yaklaşık 1 kilometrekare olan Tuz Gölü, zengin kükürt, sodyum, potasyum, kalsiyum, demir, baryum, magnezyum, karbonat, sülfat, bikarbonat, mangan, titanyum, alüminyum ve silisyum elementlerini içeriyor. Göldeki çamurun içerdiği kimyasal bileşenler sebebiyle romatizma, sedef, siyatik ve kireçlenme rahatsızlıklara iyi geldiğine inanılıyor. Göldeki çamur, söz konusu özellikleri sebebiyle tabiî yollardan şifa arayanların ilgisini çekiyor.

/ ÇANAKKALE

31.08.2007


 

Bilgisayar başında atıştırmayın

Temizliği yapılmayan bilgisayar klavyeleri ve mouse’ların çeşitli mikroorganizmalar barındırdığı, bilgisayar başında bir şeyler yerken bu mikroorganizmaların vücuda alınmasının, diş eti iltihabından ishale kadar çeşitli hastalıklara sebep olabileceği bildirildi.

Özellikle çocukların bilgisayar başında bir şeyler yeme alışkanlığı bulunduğunu, bunun çok yanlış olduğunu belirten Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özdemir, ‘’Çocuklar bilgisayar başında vakit geçirirken, bir yandan da meyve, cips, bisküvi atıştırıyor. Bu klavyedeki mikroorganizmanın, vücuda alınmasına neden oluyor’’ dedi.

/ KONYA

31.08.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri