Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Ekim 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Denenmiş yöntemler işe yaramaz

Sınırötesi operasyon tartışmalarını Yeni Asya’ya değerlendiren Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, 23 yıldır bölgede çatışmalı bir ortam olduğunu ve tüm askerî yöntemlerin denendiğini hatırlatarak, “Ama bir sonuç elde edilemedi. En son Kara Kuvvetleri Komutanı bir açıklama yaptı; ‘Aldığımız askerî önlemler dağa çıkmayı engelleyemedi’ dedi. Sözün bittiği yer aslında orası” diye konuştu.

Artan terör olaylarından sonra birbiri ardına çözüm önerileri geldi. Kimi tekrar olağanüstü hal uygulamasına geçilmesini isterken kimi de Kuzey Irak’a yönelik ekonomik yaptırımları gündeme getirdi. Özellikle Doğu ve Güneydoğu ekonomisini canlı tutan Habur sınır kapısının kapatılma talebi dillendirildi. Önceki günkü MGK toplantısında da benzer karar çıkınca bölgenin nabzını tutmak istedik ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya ile görüştük.

* Son artan terör olaylarından sonra bölgede tekrar olağanüstü hali isteyenler oldu. Geçmişte bu uygulamanın faydasını gördünüz mü?

Akıllı insanlar ön sezileri güçlü insanlardır. Yaşadıklarından ders alırlar. Ama yaşadıklarından ders almayanlar da vardır. Yaklaşık 23 yıldır bölgede çatışmalı ortam var. Bundan önce de olağanüstüler oldu, her türlü önlem alındı, askeri tüm yöntemler denendi. Ama bir sonuç elde edilemedi. En son Kara Kuvvetleri Komutanı bir açıklama yaptı; “Aldığımız askerî önlemler dağa çıkmayı engelleyemedi.” Sözün bittiği yer aslında orası. 23 yıldır uygulanan sistemlerin hepsinin iflas ettiğinin ve sonuç alınmadığının bittiği nokta komutanının açıklamasıydı.

*Gereği yapılıyor mu peki?

Bu olayın çözümü askeri önlemler, polisiye çözümler değil. Bunun başka boyutunun artık görülmesi gerektiğini söylüyoruz. Bakın izlenmiş ve başarıya ulaşılmış küçük de olsa bir yöntem var.

*Nedir o?

Şu son 5 yılda atılan ekonomik adımların yanında Avrupa Birliği sürecinde demokratikleşmeyle ilgili atılan adımlar bölgede rahatlamaya sebep oldu. İnsanlar gelecekleriyle ilgili ışık görmeye başladılar. Bunu da 22 Temmuz’da sandığa yansıttılar. Biz de diyoruz ki yapılan uygulamaya devam edilsin. Bölgesel kalkınmaya önem verecek mikro dengelerle ilgili reformların yapılması lazım. Yatırımcıyı bölgeye getirecek, gelişmişliği arttıracak girişimlerde bulunulması gerekir. Bundan sonra atılacak adımın bu olması gerekirken bir anda dönüp diyoruz ki “23 yıldır denediğimiz yöntemi bir daha deneyelim.” Böyle bir şey olmaz. Bunun adı hakikaten yok. Bu insanların ülkeyi sevdiğine inanmıyorum. Aynı şeyde ısrar etmelerini anlayamıyorum. Siyasî rant peşinde koşan insanların söylemi olarak değerlendiriyorum.

*Olağanüstü hal gibi talepleri olanları mı?

Kesinlikle. Artık insanlarımız bölge sorunlarıyla ilgili siyasî rant elde etmekten vazgeçsinler. Çünkü bir gün gelecek bu onların da başına çökecek.

*Şu anda bölgede ticari hayat ne durumda?

Habur sınır kapısının kapatılması gibi Kuzey Irak’a yapılacak olan operasyonun boyutu ile ilgili insanlarda bir tedirginlik var. Ne olacağını bilmiyorlar. Bölgede çok fazla ekonomik enstrüman yok. Nüfusun yüzde 64’ü tarımla geçiniyor. Ne sulama kanalları var ne modern tarım girmiş bölgeye. Sanayinin istihdamdaki payı yüzde 3. Sanayi de yok. Irak’la yapılan dış ticaretten kaynaklanan canlılık var. Buradan sürekli ürün gidiyor, insanlar orada çalışıyor, 200 bine yakın tanker Irak’a sefer yapıyor. Her seferleri 12-15 gün sürüyor ve 1500 dolar gibi para kazanıyorlar. Bölge için önemli bir gelir. “Bunu keselim” diyorlar. Kestik, peki ne olacak bu insanlar?

*Asıl zararı bölge mi görecek?

Tamamen bölge insanı cezalandırılacak. Türkiye böyle bir denemeyi yaptı daha önce. Duygusal davranarak bazı kararlar alındı. 4 bin köy boşaltıldı, 1 milyon insan yerinden edildi. Bu insanlar Diyarbakır’da, Kızıltepe’de, Batman’da Nusaybin’de birer mahalle oluşturdular. Her evde 20’şer insan yaşadı. Ve onların arasından dağa çıkanlar oldu. Günde 2 doların altında yaşamlarını sürdüren bu kitleyi tamamen üretimden koparıp burada tüketici konumuna koyarsanız bu daha kötü bir şekilde karşınıza çıkar. Türkiye bu olayı yaşadı. Diyarbakır nüfusunun neredeyse yüzde 50’si 18 yaşın altındaki çocuk. Hiç bir vasfı yok. Bununla ilgili bir çalışma yok. Şimdi dönülüyor “kapıyı da kapatalım.” Eee. Buradan geçimini sağlayan yaklaşık 2-3 milyonluk bir nüfusu bundan da mahrum edelim, bunlar da otursunlar. Ülkenin güvenliği varsa kapatalım. Ama o zaman “ey vatandaşım kapıyı kapatıyorum sen bugüne kadar ticaret yapıyordun sana da şu işleri yapmanı öneriyorum” diye çözüm getirmeniz gerekiyor.

*Alternatif istiyorsunuz?

Evet. Bu insanlar evde oturmaz ki dağa çıkacak.

*Bir de bazı iş adamlarının da Habur’un kapatılmasını isteyen sözleri var. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bekâra karı boşamak kolaydır. Biz ne çekiyorsak bilir bilmez insanların konuşmasından çekiyoruz. Bu sözüm de onlara. Bölgeyi bilmeyen, bölgeye gelmeyen, bölge ile ilgili hiçbir adım atmayan insanlar... Buradaki insanlar aç. Onlar da gelsin 20 yıl aç kalsınlar bakalım. Bizim gibi mi yoksa böyle mi düşünecek. Önce bunu gelsin yaşasın. Şiddet ortamında insanların aç olduğu ortamı bir yaşasın.

*Uzaktan konuşmak kolay…

Aynen öyle. Irak ticaretinin bölge için ne kadar önemli olduğunu gelsin görsün. 2005 yılında Irak’la olan ticaretimiz zirveye ulaştı. Son 1-1.5 yıldır ticari sıkıntı yaşanıyordu. Bugün iyice düştü. Hep gergin ve yanlış politikalardan dolayı. Keşke şu söylenen önlemler çözüm olsa. Bilsek ki gerçekten akan kan duracak oturup aç kalmaya razıyız. Bölge ile ilgili demokratikleşme adımları atılmalı, bölgeye yatırım gelmeli başka yöntemi yok.

Kemal BENEK / ANKARA

26.10.2007


 

Gül: Türkiye’nin sabrı tükendi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, terör örgütü PKK’nın Irak topraklarını Türkiye’ye saldırmak için üs olarak kullandığına dikkat çekerek, “Irak’ın toprak bütünlüğü, birlik ve beraberliğine saygı duymasına rağmen Türkiye’nin sabrı tükenmiştir” dedi.

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) Dışişleri Bakanları Konseyi 17. toplantısı, Devlet Konukevinde Cumhurbaşkanı Gül’ün konuşmasıyla başladı.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin dönem başkanlığı sırasında İstanbul’da düzenlenen KEİ 15. Yıl zirve toplantısının ardından bazı değişiklikler olduğunu, Türkiye’de genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapıldığını hatırlatarak, artık cumhurbaşkanı olarak “elinden gelen bütün desteği KEİ’nin devam eden başarısına aktaracağına” kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini kaydetti.

“KEİ bölgesel işbirliği açısından çok iyi bir örnektir” diyen Gül, bu örnek işbirliği ruhuyla ve buradan alınacak örnekle, Irak’ta istikrarın sağlanması konusuna değinmek istediğini bildirdi. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Irak’ın istikrarının sağlanması çok önemli. Bu noktada sağlanacak bir istikrar Irak’ın komşularını, bölgemizi ve uluslararası camiayı da etkileyecektir. Bu nedenle uluslararası camia ve Irak’ın komşuları Irak’a yardımcı olmak zorundadır.”

Cumhurbaşkanı Gül, bu çerçevede Irak’a komşu ülkelerin dışişleri bakanlarını 2-3 Kasımda İstanbul’a davet ettiklerini hatırlatarak, bu toplantıda önemli kararlar alınmasını ve bu kararlar vasıtasıyla Irak içinde istikrar sağlanmasını umduklarını bildirdi.

Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu noktada söylemek istiyorum ki, Irak komşularına bir tehdit kaynağı olmamalıdır. Hepimizin bildiği gibi PKK terör örgütü Türkiye’nin çıkarlarına saldırmak için Irak topraklarını üs olarak kullanıyor. Son yapılan terör saldırıları da bunun açık birer kanıtı olarak ortadadır. Irak’ın toprak bütünlüğü, birlik ve beraberliğine saygı duymasına rağmen Türkiye’nin sabrı tükenmiştir ve Türkiye, Irak topraklarının terör faaliyetleri için kullanılmasına artık müsaade etmeyecektir. Tam olarak kararlılığımız mevcuttur ve bu kararlığımız çerçevesinde bu tehdidi sona erdirmek için gerekli bütün adımları atacağız.”

/ ANKARA

26.10.2007


 

Erdoğan’dan ABD’ye sert uyarı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Irak’ın kuzeyinde konuşlanmış olan terör örgütüne karşı verdikleri sözü tutmazlarsa, eğer terör örgütüne yataklık süresi devam ederse, uluslararası hukuktan doğan haklarımız var, bu haklarımızı kesinlikle kullanırız. Kimse de bunun önüne geçemez’’ dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, resmî ziyaret için gittiği Romanya’nın başşehri Bükreş’te, Başbakan Calin Popescu Tariceanu ile birlikte Erdoğan, Victoria Sarayında basının karşısına çıktı ve ABD’ye sert mesajlar gönderdi. ABD cephesinden gelen “Türkiye operasyona kalkışmasın” açıklamalarını değerlendiren Erdoğan, “Bizim sınır ötesi operasyon yapmamamızı temenni edebilirler. Ama ne yapmamız gerektiğinin kararını biz veriririz. İnsana sormazlar mı ABD onbinlerce kilometre öteden Irak’a niye geldi diye” şeklinde konuştu. “Benim rahatsızlığım var. ABD’nin Irak’ta ne rahatsızlığı vardı. Şu anda stratejik bir müttefik olarak ABD bizimle hareket etmek durumundadır” diyen Başbakan Erdoğan, “Biz onlarla Afganistan’da beraber hareket ettik” sözleriyle de Washington’a sitemde bulundu. Erdoğan, terörle mücadelede gerek ulusal gerekse de uluslararası bazda yapmaları gereken herşeyi yapacaklarının vurguladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Condoleezza Rice’ın açıklaması çok farklı şekilde geliyor. Bizim sınır ötesi operasyon yapmamamızı temenni edebilirler ama yapmamız gerektiğinin kararını biz veririz” dedi.

/ BÜKREŞ

26.10.2007


 

Bakan Şimşek: Sınır ötesi operasyonu yapmak istemiyoruz

Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, kuzey Irak’ın PKK teröristlerince güvenli barınak olarak kullanılmasını istemediklerini, Türkiye’nin bu durumu kabul etmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, kuzey Irak’ın PKK teröristlerince güvenli barınak olarak kullanılmasını istemediklerini, Türkiye’nin bu durumu kabul etmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Türkiye’nin bu konuda Irak ve ABD’nin harekete geçmesini istediğini belirten Şimşek, ‘’ideal olarak (sınır ötesi harekat) yapmak istemediklerini, ancak iş o noktaya gelirse Türkiye’nin ulusal güvenliğini ilgilendiren bu konuda bunu yapacak güçte olduğunu’’ vurguladı.

Devlet Bakanı Şimşek, Amerikan-Türk Cemiyeti’nin düzenlediği toplantıda Türkiye ekonomisi, anayasa reform çalışmaları ve PKK terör sorunu ile Ermeni meselesi temelinde ABD ile ilişkilerle ilgili konuşma yaptı ve katılanların sorularını cevapladı.ni anlamak çok zor. 30 yıldır mezalimlerini devam ettiren PKK, ABD ve AB ülkelerinin terör listesinde’’ dedi.

İSRAİL’E VAR DA BİZE YOK MU?

Bakan Şimşek, geçen yıl 2 İsrail askeri teröristler tarafından kaçırıldığında bu ülkenin Lübnan’a girdiğini ve ABD’nin de İsrail’i desteklediğini belirterek, ‘’Şu an 8 Türk askerimiz kayıp, peki o zaman ‘herkesin bunu yapmaya hakkı var Türkiye’nin yok’ gibi bir düşünceyi dostlukla bağdaştırmak mümkün değil’’ dedi.

/ NEW YORK

26.10.2007


 

Danıştay, yayın yasağını durdurdu

Danıştay 13. Dairesi, Hakkari’nin Dağlıca bölgesinde meydana gelen terörist saldırılarla ilgili yayınların durdurulmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek imzalı kararın yürütmesini durdurdu.

Daire, ‘’sınırları belli olmayan bu tür yayın durdurmanın, yayıncı kuruluşları yapılacak yayınlarla ilgili olarak bu yasağa uyma konusunda tereddüte düşüreceğinin kuşkusuz olduğuna’’ işaret etti.

Alınan bilgiye göre, Kanaltürk Televizyonu olarak bilinen Yaşam TV, Hakkari’nin Dağlıca bölgesinde meydana gelen terörist saldırılarla ilgili yayınların durdurulmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek imzalı 23 Ekim 2007 tarihli kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açtı. Danıştay 13. Dairesi, söz konusu kararın yürütmesini oy birliğiyle durdurdu. Kararda, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanunun gereği belirlenen durumlarda, Başbakan veya görevlendireceği bakanın yayını durdurabileceği hükmüne yer verildiği hatırlatıldı.

Yayınların önceden denetlenemeyeceği ve durdurulamayacağı ilkesinin istisnasını oluşturan bu düzenlemenin, ‘’yayının önceden durdurulması’’ niteliğinde olması nedeniyle yayın özgürlüğünü kısıtlaması, bu haliye ‘’yasaklama’’ niteliği taşıması karşısında kapsam ve sınırlarının açık ve somut bir biçimde durdurma kararında belirlenmesinin zorunlu olduğu vurgulanan kararda, bu konunun demokratik rejimlerin önemli unsurlarından birini oluşturan ‘’yayın özgürlüğü’’ ilkesinin gereği olduğuna işaret edildi.

/ ANKARA

26.10.2007


 

MGK’dan hükümete ambargo tavsiyesi

Millî Güvenlik Kurulu (MGK), “Bölgede bölücü terör örgütünü doğrudan veya dolaylı şekilde destekleyen gruplar üzerinde öncelikle alınması gereken ekonomik tedbirlere ilişkin olarak Bakanlar Kuruluna tavsiyede bulunulması kararı’’ aldı.

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinde kabul edilen 1915 olaylarına ilişkin karar tasarısıyla ilgili gelişmelerin de görüşüldüğü MGK toplantısında, “Ermeni diasporası ile Ermenistan’ın Türkiye aleyhinde yıllardır yürütmekte oldukları kampanyanın son ürünü olan söz konusu tasarının hiçbir gerekçeyle mazur gösterilemeyeceği ve kabul edilmeyeceği’’ vurgulandı.

MGK’nın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlığında önceki gün Çankaya Köşkü’nde yapılan olağan toplantısının ardından yayınlanan bildiride, toplantıda, ülke genelindeki güvenlik ve asayiş durumu ile bunu etkileyen iç ve dış gelişmelerin gözden geçirildiği belirtildi.

/ ANKARA

26.10.2007


 

İhale Kanunu AB'ye uymuyor

Kamu İhale Kurumu (KİK) Başkanı Hasan Gül, AB direktifleri çerçevesinde Kamu İhale Yasası’nı yeniden kaleme almayı düşündüklerini bildirdi.

Gül, ekonomi muhabirleriyle yaptığı sohbet toplantısında, yasanın 2002 yılında yürürlüğe girdiğini, o dönemde de tümüyle AB direktiflerine uygun olmadığını kaydederek, süreç içinde de AB direktiflerinde değişiklik yapıldığını kaydetti. Gül, 30-35 maddeyi değiştirmek yerine yasayı yeniden kaleme almaya düşündüklerini belirtti.

Yasanın sadeleştirileceğini ve Avrupa Birliği ile ortak ifadelerin kullanılmasına özen gösterileceğini belirten Gül, örneğin Katma Bütçeli Kuruluşlar demek yerine bu kuruluşların adlarını sıralayacaklarını, yasayı daha somut ve anlaşılır bir metin haline getireceklerini söyledi.

Tıbbi malzeme ve cihaz alımında elektronik ihaleyi, 15 Ekim 2007 tarihi itibariyle pilot uygulamaya sokabilecek noktaya geldiklerini bildiren Gül, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi gibi insan kaynağı güçlü bir kaç hastanede uygulamayı başlatacaklarını bildirdi. Gül, “Şu anda pilot olarak uygulanabilir durumda, yılbaşından sonra tüm hastaneler için zorunlu olacak’’ dedi.

/ ANKARA

26.10.2007


 

Türkiye bataklığa çekilmek isteniyor

Anadolu Gençlik Derneği (AGD) İstanbul Şubesi, İstinye’deki Amerikan Konsolosluğu önünde bir basın açıklaması yaparak, terörün asıl kaynağının ABD olduğu vurgusunu yapacak.

Cuma namazının ardından gerçekleştirilecek olan eylemle alakalı açıklama yapan dernek yetkilileri, erlerimizi vuran silahların ABD menşeli olduğuna dikkat çekerek, terörün asıl sorumlusunun ABD olduğunu ifade etti. Açıklamada, “ABD, Ortadoğu’da kargaşa çıkarmak, bölge ülkelerini birbirine düşürmek ve Türkiye’yi güçsüz kılmak için akıl almaz planları uygulayarak, bölge halklarını birbirine kırdırmaya çalışmaktadır” denildi.

Yeni Asya / İSTANBUL

26.10.2007


 

ODTÜ, gençlere bilimi sevdiriyor

Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), laboratuvara dönüştürülerek Ankara içinde ve çevresindeki ilköğretim okulları ile liseleri gezen iki ‘’Bilim Otobüsü’’yle, gençlerin bilim ve teknolojiye ilgisini çekmeye çalışıyor.

ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, AB tarama sürecinde yapılan araştırmalarda, Türk toplumunun AB üyesi ülkeler içinde bilime en az ilgi duyan toplumlar arasında yer aldığının ortaya konulduğunu belirtti. Bu eksikliği gidermek, toplumu bilim ve teknolojiyle buluşturmak için üniversite kampüsü içinde Bilim Merkezi oluşturduklarını bildiren Akbulut, bu merkezde fen bilimlerinin temel prensipleri çerçevesinde gerçekleştirilen ve oldukça eğlendirici olan deneylerin görsel olarak ilköğretim ve lise öğrencileri ile yetişkinlere sergilendiğini söyledi. OTDÜ kampüsünde yer alan Bilim Merkezine gelme imkânı olmayan öğrenciler ile il ve ilçelerde eğitim gören öğrencilerin bilim ve teknolojiye ilgi duymasını sağlamak için de 2 yolcu otobüsünü ‘’Bilim Otobüsü’’ne dönüştürdüklerini bildirdi.

/ ANKARA

26.10.2007


 

Yasağın çözümü evrensel hukukta

Gazeteci-yazar Mehmet Altan, başörtüsü yasağını çözmek isteyenlerin, olaya evrensel hukuk kuralları, temel hak ve özgürlükler açısından bakması gerektiğini belirterek, “Sırf türban üzerinden bakmak onun polemiğini yapmaktır” dedi.

ÖNDER Bakırköy Şubesi tarafından yayınlanan Su Dergisi’ne konuşan Gazeteci-yazar Mehmet Altan, İmam Hatip Liselerinin (İHL) devletin kendi açtığı ve kendi kuşku duyduğu liseler olduğunu söyledi. İHL’lerin imam mı yetiştiriyor, millî eğitimin diğer liseleri ile aynı ama artı bir uzmanlık alanında mı donanım sağlıyor bunların hepsinin bir şekilde kaybolduğunu ifade eden, Altan, İHL’lerin, siyasî bir kavganın aracı olduğunu kaydetti. “Oralardaki çocuklar da bu kavganın altında kalan insanları haline döndü” diyen Altan, bu yüzden kendisinin toplumun dinî ihtiyaçlarını, sosyolojik ihtiyaçlarını giderecek noktada bunun programlanması ya da buraların liseye dönmesi gerektiğini düşündüğünü ifade etti.

Mehmet Altan, İmam hatiplilerin önündeki en büyük engelin üniversiteye girişte yaşandığını kaydederek, katsayı adaletsizliği ile İHL mezunlarının mağdur olduklarını anlattı. Altan, “Bir çözüme ulaştırılması, kavganın arasında kalmaması lâzım. Ama çözüm teknik bir şey. Bizde gerçek, herkes kavga etmeyi yeğliyor. İmam Hatip mezunları sorunu için buna taraf ya da karşı taraf olmak gibi bir sorun var” dedi.

OLAN ÇOCUKLARIMIZA OLUYOR

Gazeteci Altan, yeni anayasa yapılmasına karşı çıkanların başörtüsünü bahane etmesini değerlendirirken de olaylara başörtüsü hükmünde bakmanın çok yanlış kısıtlayıcı, sığ ve kavga etmek isteyenlerin üslûbu olduğunu düşündüğünü ifade etti. Mehmet Altan, şöyle devam etti:

“Çünkü türbana karşı ya da yana olduğumu olaya ve hayata türban üzerinden bakanın bir rantı vardır. Türban işini çözmek isteyen, türban üzerinden bakmayacak. Evrensel hukuk kuralları temel hak ve özgürlükler üstünden bakacak. Herkesin hakkını hukukunu korumadan, sırf türban üzerinden hayata bakmak onun polemiğini yapmaktır. Onun tartışmasını sürdürmek, çözümsüz bırakmaktır ve büyük rant sağlamaktır. Ama olan bizim çocuklarımıza oluyor. Eğer bunu çözmek istiyorsan; yine tekrar ediyorum evrensel hukuk ilkeleri temel hak ve hürriyet taraftarı olacaksın, bir de vicdanî meseleyi ele alarak göz önünde bulundurarak çözeceksin.”

“AKP’NİN TEK ŞANSI, EVRENSEL

HUKUKUN TARAFI OLMAK”

Altan, yeni Meclis’in bu sorunu çözüp çözemeyeceği konusunda ise şunları kaydetti: “Temel hak ve özgürlükler noktasından gidersek, eğer siyaseten ‘türbandan ve imam hatipten oy avlıyor’ fikriyatından giderse bu bizim taraftarları ‘çoğaltıyor, diri tutuyor’ kurnazlığına gitmezse çözülebilir. Evrensel hukuktan yana olmazsa hiçbir şey çözemez. Hukuktan yana durmazsa, kurnazlıktan türbanı ve imam hatipten yana çözmeyip kullanmak yoluna giderse çözemez. AKP’nin tek bir şansı var, evrensel hukukun tarafı olmak.”

Ahmet Turan SÖYLER / ANKARA

26.10.2007


 

Dil eğitiminde yeni sistem

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), ilköğretim öğrencilerine bilgisayar üzerinden interaktif yöntemle dil öğretmeyi amaçlayan yeni bir sistemi uygulamaya hazırlanıyor.

Millî Eğitim Bakanlığı ile Sanko Holding arasında geçen yıl imzalanan DynEd (Dynamic Education) İngilizce Dil Eğitim Sistemi ile ilgili protokolde öngörülen hazırlıklar son aşamaya geldi.

Dil eğitimini interaktif yöntemle öğretmeyi amaçlayan CD’ler, okullara ve öğrencilere dağıtılmak üzere il millî eğitim müdürlüklerine gönderildi.

İlköğretim 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıflara yönelik bu yöntemle öğrenciler, internet bağlantısı olan herhangi bir bilgisayarla istediği zaman İngilizce çalışabilecek. Öğrencilere CD’ler ile birlikte birer kullanıcı adı verilecek. CD üzerinden kullanıcı adını ve şifresini girerek sisteme kaydolan öğrenci, İngilizce eğitime başlayabilecek. Mevcut ders programını destekleyen İngilizce Dil Eğitim Sistemi’nde, her sınıf düzeyine göre üniteler bulunuyor ve ‘’konuşma’’, ‘’dinleme’’, ‘’yazma’’ ve ‘’okuma’’ ile ilgili konular yer alıyor.

Öğrencilerin sistem üzerinden yaptığı her türlü çalışma, Bakanlığın sunucularına aktarılması nedeniyle öğretmenler tarafından incelenebilecek. Öğrenci, sisteme girerek İngilizce çalışırken sınıf ortamında olduğu gibi öğretmenlerine soru yöneltebilecekler, karşılıklı iletişim kurabilecekler. Öğretmenler de öğrencilerin sorularını cevaplayıp yönlendirebilecekler.

DynEd İngilizce Dil Eğitim Sistemi, 11 bin 152 ilköğretim okulunda uygulanmaya başlanacak. Bu okullar, bilgisayar ve internet erişimleri göz önünde bulunarak tesbit edildi. Uygulama daha sonra diğer okullara da yaygınlaştırılacak.

/ ANKARA

26.10.2007


 

Çubukçu: Sağlık personeli eğitim verecek

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) ve Sağlık Bakanlığı iş birliğinde “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadelede Sağlık Personelinin Rolü ve Uygulanacak Prosedürler Eğitimi Protokolü’nün hazırlandığını belirterek, protokol ile ilk basamak sağlık hizmetleri ve 112 acil servis personellerine konuya ilişkin eğitim verileceğini bildirdi.

Devlet Bakanı Çubukçu, Kadının Statüsü Genel Müdürü Esengül Civelek ile Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü’nün de aralarında bulunduğu çeşitli kadın dernekleri temsilcileriyle Swiss Otel’de düzenlenen toplantıda bir araya geldi. Çubukçu, Türkiye’de kadın-erkek eşitliğine yönelik yürütülen çalışmalar ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi konularının değerlendirildiği toplantının açılışında yaptığı konuşmada, kadın sorunlarının, Türkiye’nin “en önemli ve öncelikli gündem maddesi’’ olduğunu belirtti. Toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşılması için önemli yasal düzenlemelerin yapıldığını ifade eden Çubukçu, gerçekleştirilen bu yasal değişikliklerin uygulamaya geçirilmesi yolunda devletin, kurum, kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin yoğun bir çaba içerisinde olduğunu kaydetti.

/ ANKARA

26.10.2007


 

Ege’de baraj ve göller dolmaya başladı

Devlet Su İşleri (DSİ) 21. Bölge Müdürü Halil İbrahim İndap, üç gündür devam eden yağmurun büyük bir endişeyi ortadan kaldırdığını belirtti. Ege Bölgesi’nde kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalan içme ve sulama suyu baraj ve göletlerindeki su seviyesi giderek artmaya başladı.

Yağışların barajlar ve gölleri doldurduğunu açıklayan DSİ Bölge Müdürü İndap, Aydın, Muğla ve Denizli’de su rezervlerinin eksi rakamlardan artı seviyelere çıktığını söyledi. Bölgedeki kuraklık tehlikesinin ortadan kalktığına işaret eden İndap, yağışlar sadece bazı bölgelerde etkili olduğu için barajlardaki su seviyesinin 2006 yılının aynı dönemdekinden düşük olduğuna dikkat çekti. Bu yıl en çok yağmurun Mayısta yağdığı bilgisini veren Halil İbrahim İndap, “Son yağışlar toprağın doymasını sağladı ve ürünlerin acil su ihtiyacını karşıladı ancak baraj ve göllerimiz halen yeterli doluluk oranına ulaşmadı.” şeklinde konuştu.

/ AYDIN

26.10.2007


 

Balıkesir’de orta şiddette deprem

Balıkesir’de, orta şiddette bir deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden alınan bilgiye göre, merkez üssü Savaştepe’de, saat 08.02’de, 4.4 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi. Depremin, Balıkesir’in ilçeleri ile İzmir’den de hissedildiği belirtildi.

/ İSTANBUL

26.10.2007


 

Yerel yönetim anlayışı güçlendi

Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, günümüz dünyasında merkezî yönetim anlayışlarının yerlerini katılımcı ve yerellik prensiplerine bıraktığını söyledi.

Bağcılar Belediyesi tarafından gerçekleştirilen İstişare Kurulu Toplantıları’nın (Kent Konseyi) 35’incisi önceki akşam Halk Sarayı’nda yapıldı. Toplantının açılışında konuşan Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, bu toplatılardan aldıkları tekliflerle çalışmalarını şekillendirdikleri için istişare kurulu toplantılarının büyük önemi olduğunu söyledi. Bunun için toplatılara 15 yıldır devam ettiklerini belirten Çağırıcı şunları kaydetti: “Günümüz dünyasında merkezî yönetim anlayışları yerlerini katılımcı ve yerellik prensiplerine bırakıyorlar. Bu prensipler ise, sivil toplum anlayışı ve bu anlayış istikametinde kurulup gelişmiş sivil toplum kuruluşlarının gayretiyle hayata geçecektir.”

“Türkiye, başkanlık sistemine geçmelidir”

Başkan Çağırıcı’nın ardından kürsüye gelen Eski Kültür Bakanı İsmail Kahraman da, vakıfların kültürel kimliğin kazandırılması ve toplum bireylerinin bilinçlendirilmesinde, kamuoyu oluşturmada önemli roller üstlendiklerini vurguladı. Türkiye’de oluşan huzuru bozmak isteyenlere karşı sağduyulu davranılması gerektiğini de ifade eden Kahraman, Türkiye’nin önemli sorunlarının çözümü için ise mutlaka Başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini belirtti. Program katılımcıların görüş ve önerilerinin alınması ile sona erdi.

Yeni Asya / İSTANBUL

26.10.2007


 

Okullar 22 trilyon borçlu

Adana’da Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okulların elektrikten dolayı 13, kullandıkları su bedeli olarak da 9.6 trilyon lira kurumlara borçlu oldukları belirtildi.

Bakanlığın gönderdiği ödenek dahilinde kendi yağında kavrulmaya çalışan ve kimi zaman kırtasiye giderleri için öğrencilerden para toplayan okulların geçmiş yıllardan başlayan ve halen devam eden büyük bir borç yükü altında olduğu Vali İlhan Atış tarafından bizzat dile getirildi. Okul müdürleri ile yaptığı toplantıda çeşitli konulardaki isteklerini sıralayan Vali Atış, özellikle borçların ödenmesinde de hassas olunmasını söyledi. Okulların sudan dolayı 9.6, elektrikten dolayı da 13 trilyon borçlu olduğunu belirten Atış, “Başka bir kurumun mağdur durumda kalmaması için ödemeleri zamanında yapın. Başka bir kurum size borcunu ödemiyorsun dememeli. Özellikle klimaların kullanımında tasarrufa gidilmeli. Sınıfın, okul müdürünün odasının, öğretmenler odasının kapısı açıkken içeride klima çalışıyorsa bu enerjide israf demektir. Bu konuda öğrenci ve öğretmen bilinçlendirilmeli.” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan en çok alacağı olan Toroslar Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi Müessese Müdürlüğü yetkilileri ise okulların borçlarının her zaman var olduğunu belirterek bunların bakanlığın gönderdiği ödenek çerçevesinde dönemsel olarak azaldığını ancak bazen üst seviyeye çıktığını ifade etti.

/ ADANA

26.10.2007


 

115 yıldır hiç doktora gitmemiş

Muş’ta 115 yaşında, 8 çocuk annesi ve torunun torunu ile birlikte yaklaşık 150 torun sahibi Sıddıka Çelikel, hayatı boyunca hiç doktora gitmediğini söyledi.

115 yaşında olmasına karşın sağlığının iyi olduğunu belirten Sıddıka Nine, “Şu ana kadar sağlığımla ilgili bir sorun yaşamadığım için hiç doktora gitmedim. 115 yıldır hiç ilâç kullanmadım. Bunun nedeni ise hep çalıştım. Bütün işleri eşimle birlikte yaptık. Halen eşimin tüm hizmetini ben yapıyorum ve sağlığım böyle devam ettiği sürece benden başka kimsenin yapmasına izin vermem. Çünkü halen eşimi çok seviyorum ve ona hâlâ aşığım.” dedi.

/ MUŞ

26.10.2007


 

Türkiye - İran yolu tamamlanıyor

Yapımı yılan hikâyesine dönen Van-Kapıköy ile İran arasındaki transit yol nihayet tamamlanıyor.

İki ülke arasındaki ticareti geliştirecek Kapıköy-İran transit geçişi için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sorunun çözümü için İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile görüştü. Yolun tamamlanmasıyla birlikte İran ile Türkiye arasındaki mesafe 300 kilometreden 110 kilometreye düşecek. Yirmi yıl önce sınır ticaretine açılan Kapıköy Sınır Kapısı transit geçiş yolu tamamlanamadığı için aktif olarak kullanılamıyor. Yolun Türkiye kısmının yapımı bitirilirken, işi ağırdan almaları sebebiyle İran tarafındaki yolun tamamlanması için 10-15 kilometrelik bir mesafe kaldı. Bölge esnafı ticarî potansiyelini artırmak için yıllardar iki ülke arasındaki transit geçişin faaliyete geçmesini bekliyor. Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Zahir Kandaşoğlu, yolun kullanıma açılmasıyla mesafenin 190 kilometre kısalacak olmasının ardından TIR’ların da buradan geçiş yapacağını ve sınır ticaretinde patlama gerçekleşeceğini söyledi.

Oktay YILDIRIMOĞLU / VAN

26.10.2007


 

Fırat’ın acı günü

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat’ın, bir süredir kanser tedavisi gören annesi Münevver Fırat, Mersin’de vefat etti.

Alınan bilgiye göre, Pirireis Mahallesi’nde yakınlarıyla birlikte yaşadığı ve bir süredir kanser tedavisi gördüğü belirtilen Münevver Fırat (81), dün sabaha karşı vefat etti. Acı haberi dün sabah Ankara’da alan Fırat, cenaze törenine katılmak üzere karayoluyla Mersin’e geldi. Annesinin kaldığı evde taziyeleri kabul eden Fırat, “Annem uzun süredir mide kanseri nedeniyle tedavi görüyordu. Bu sabah saat 05.00 sıralarından hayatını kaybettiği haberini aldım’’ dedi. Olayı duyan vatandaşlar da Fırat’a taziye ziyaretinde bulundular.

/ MERSİN

26.10.2007


 

Enerjideki operasyon İzmir'e uzandı

BOTAŞ’taki yolsuzluk iddiaları üzerine Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde başlatılan soruşturma kapsamında, İzmirgaz Genel Müdürü de gözaltına alındı.

Alınan bilgiye göre, İzmirgaz Genel Müdürü G.O.B, BOTAŞ’a yönelik düzenlenen operasyon kapsamında gözaltına alındı. G.O.B’nin, uçakla Ankara’ya götürüleceği öğrenildi.

/ İZMİR

26.10.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri