Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

İki toplantı!

İslam Konferassı Örgütü (İKÖ)’ne bağlı çeşitli komiteler var.

Bu komitelerden biri Türkiye’nin başkanlığını yaptığı İSEDAK, yani Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi.

Bir diğeri Fas’ın başkanlığını yaptığı Kudüs Komitesi.

İSEDAK’ın 23. dönem toplantısını geçen cuma günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül İstanbul’da açtı. Toplantıya 57 İslam ülkesinden bakanlar ve üst düzey yetkililer katıldı.

Ekonomik içerikli olmasına karşın bu toplantıda İsrail’den BM ve diğer kurumların kararlarına saygı göstermesi ve başta Kudüs olmak üzere tüm işgal altındaki topraklardan çekilmesi istendi, Filistin halkının kurtuluş mücadelesine destek verildi ve KKTC ile her türlü ilişkinin geliştirilmesi çağırısı yapıldı.

Ama en önemlisi Genel Sekreterliğini bir Türk’ün yani Prof. Ekmelettin İhsanoğlu’nun yaptığı İKÖ’nün bu toplantısında doğru politika ve tercihlerinden dolayı Türkiye’ye teşekkür edildi ve övgüler yağdırıldı.

İslam ülkelerinin üyesi olduğu İKÖ, bu ülkelerdeki sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapıyor. Hatta son dönemde İKÖ bu örgütlerin ön plana çıkması için özel çaba harcıyor.

Sayıları onlarca olan ve her alanda faaliyet gösteren bu örgütlerden biri de Uluslararası Kudüs Kurumu. Bu kuruma üye onlarca ulusal Kudüs komiteleri bulunmaktadır.

Bu kurum ile Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı’nın işbirliği ile geçen hafta yine İstanbul’da uluslararası bir buluşma gerçekleşti. Bu buluşmaya yaklaşık 70 ülkeden üç bine yakın delege katıldı.

Ancak İslami içerikli İKÖ Konferansı’ndan mutlu olanlar, benzer şekilde İslami içerikli bu buluşmadan hiç de hoşnut olmadılar.

Bazı gazete ve televizyonlar her nedense aslı astarı olmayan iddialarla bu buluşma ile ilgili ilginç yayınlar yaptı.

Onlara göre bu toplantıda cihat ilan edilmiş, toplatı haremlik-selamlıkmış ve bundan dolayı Türkiye’nin dış imajı bozulmuş.

Sanki dünyayı dolaşıp imajın bozulduğunu kendi gözleri ile görmüş ve tespit etmişler!

Dönelim toplantıya.

İKÖ toplantısında olduğu gibi Kudüs toplantısı da Kuran-ı Kerim okunarak açıldı. Harem-selamlık iddiası ise tümüyle palavra. Çünkü üç gün süreyle İKÖ toplantısını izlediğim gibi bu toplantıyı da izledim. ‘Şeriat geliyor’ ve ‘cihat ilan edildi’ iddialarına gelelim.

Bu tür plavraları pazarlayanlar zahmet edip araştırsaydılar toplantıya yüzlerce Arap, Avrupa, Amerika ve Afrika kökenli Hıristiyanı da göreceklerdi.

Tabii Kudüs Başpiskoposu dahil.

Vatanlarının bir kısmı zorla ellerinden alınarak üzerinde İsrail devleti kurulan geri kalan kısımının da 40 yıldır işgal altında bulunan Filistinlilerin cihat çağırısı yapmasından başka acaba ne doğal olabilir ?

Tüm dinler, uluslararası hukuk ve anlaşmalar ile insanlığın vicdanı işgal altındaki halklara kendi kurtuluşları için direnme hakkkını tanıyor.

Direnmenin adı devrim, ulusal kurtuluş ya da cihat olması hiçbir şeyi değiştirmez.

Cihat kelimesinden rahatsız olanlar biraz da tarih okusunlar.

Çanakkale’de Türk askeri ile birlikte cihat eden ve şehit düşen on binlerce Arap ve Müslüman ülkenin insanı vardı.

(...)

İşgal kuvetlerine karşı her cephede kahramanca savaşan Mehmetçikler ‘Allah Allah’ deyip saldırıya geçmiyor miydi!

Kudüs toplantısında hiçbir şekilde ne şeriat ve terör ne de benzer söylemler ortaya atılmadı ve hatta ‘İsrail’e ölüm’ diye bağıran bir kişi bile susturuldu.

Tüm konuşmalarda sürekli olarak Türkiye’nin önemi anlatıldı ve Tükiye ile ülkeler ve halklar düzeyinde dost olmanının gereği vurgulandı ve tüm bu konuşmalar anında Arap ve İslam ülkelerinde izlendi.

Durum böyle olunca acaba Türkiye’nin imajı neden bozulsun?

İsrail ve ABD’ye yaranmanın hiçbir anlam ve yararı yok. Türkiye’nin değil bu iki ülkenin imajı bozuluyor.

Öyle bozuluyor ki; iki yıl önce Bush tarafından ABD’nin imajını düzeltmek için göreve getirlen Karen Hughes Türkiye dahil birçok ülkeyi gezdikten sonra geçen hafta istifa etti. Çünkü anladı ki; ABD ve dolayısıyla İsrail’in imajını hiçbir güç düzeltemez.

Ne Bush’un Ortaköy Camii önünde bir konuşma yapması, ne de Perez’in TBMM’de Cahit Sıtkı Tarancı’dan şiirler okuması ve Atatürk’e övgüler düzmesi yerlerde sürünen bu imajı asla düzeltemez.

Bunun bir tek çaresi var:

İşgale son verin, ülkeler ve halklarla insanca ilişki kurun ve onların cihat hakkı dahil tüm inanç ve değerlerine saygı gösterin ve hep dürüst olun.

İşte o zaman CİHAT’a gerek kalmayacak.

Unutmamak gerekir ki Arapça’da cihat kelimesi yalnızca silahlı mücadele anlamında kullanılmaz!

Akşam, 20.11.2007

Hüsnü MAHALLİ

21.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Ankara’nın “Kapsamlı Kürt Planı”nda neler var?

  Şiddete karşı akılla, sabırla mücadele!

  İki toplantı!

  “İç düşman”


 Son Dakika Haberleri