Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

Çoğu gitti, azı kaldı

Bireyin temel özgürlüğüne vurulan darbe başka özgürlük ihlâllerine benzemez. Hele masumca, zararsız, hiçbir art niyet taşımayan ve kendine özgü bir davranışın büyük bir suçmuş gibi gösterilmesi dayanılmaz bir acıyı çektirir; yalnız muhatabına değil elbette, içinde az çok özgürlük, acıma ve şefkat ışığı taşıyan herkese.

Koca bir toplumu içine alan bir acı koca bir duâya dönüşür de, sonunda Yaradan o acıyı dindirecek bir sebep yaratır. Yaratır yaratmasına, ama o ana kadar derinlerden gelen iniltili "ah!"lar arş-ı alâyı aşıp gider. Bireyin çektiği bu temel özgürlük acısı işte bu özü taşır.

Yurdumun bir küçük köşesi Kozan'da bilginin, diyaloğun ve özgürlüğün simgesi olan öğretmenin gününde yine yurdumun bütün özgürlüğünü temsil eden bir kız öğrencinin kişiliği hiçe sayılarak özgürlüğüne darbe indirildi. Bilginin odak noktası olan öğretmenliğin kutsallığını ortaya koyan kompozisyon yarışmasında birinci olan bir kız öğrenci başında başörtüsü var diye halka rağmen kürsüden aşağı indirildi.

Akan gözyaşları yalnız yarışmada birinci olan Tevhide Kütük'ün değil, onun gibi özgürlüğü yaşamak isteyenlerin ve bütün yurdumun insanlarının gözyaşlarıydı.

Tevhide Kütük kimdi? Bu genç kız, mantıksız yasağa rağmen okuyan ve kendi özgürlüğüne kavuşmaya çalışan, Anadolu'nun çilekeş insanının simgesi ve sabır taşı olan, geleceğe ümitle bakmaya didinen, gelecekle ilgili hülyaları olan, ağlamak değil gülmek hakkını kendinde gören, mazlûm rolünde olmaktan kurtulmak isteyen, hayatı bütünüyle yaşamaya can atan ve yurdumun bütün kadınlarını temsil eden bir genç kızdır ve yıllardır yurdumun insanının özgürlüğüne dışarıdaki destekçilerin yardımını da yanına alarak kast eden teröre karşı canını veren şehitlerin bacısıdır. Kürsüden inerken döktüğü yaşlar şehit ağabeylerine döktüğü yaşlardan daha çok acı verdi Tevhide'ye. Tevhide bir simgedir, ülke olarak birlik ve beraberliğe en çok muhtaç olduğumuz bir zamanda. Tevhidelerin gülmesine çok ihtiyacımız var. Onların ağlaması yetmiş milyon insanı ta içinden yaralar ve onların gülmesi bizim en büyük silâhımız ve fırsatımız. Ama Kozan'da o silâhı ve fırsatı görmezden gelerek bir kez daha kaybettik.

Şimdi madalyonun öteki yüzünden bakalım olaya. Diyelim ki, bu öğrenci masumca gelip ödülünü almak için kürsüye çıktı. Orada bulunan ilçenin üst düzey zevatı tarafından görmezlikten gelindi. Bu halde ne olurdu? Eğer ille de bu hareket cezalanması gerekirse ilgililerce soruşturma başlatılırdı. İşin mantık yönüne bakmıyoruz. Sonunda Tevhide bir ceza alırdı. İşlenen kusur bireyle ya da dar bir alanla sınırlı kalırdı. Orada bulunan yurdumun gerçek sahibi olan halk rencide olmazdı. Yıllardan beri laiklik adına işlediğimiz hata yurdumun bu küçük köşesinden her tarafa özgürlüğe vurulan darbeye dayanak olarak yaygınlaşmazdı. Bu özgürlük ihlâli, ülkemizin alnına bir kara leke olarak dünyanın birçok yerlerine ulaşmazdı. En kritik bir zamanda bir kez daha gaf yapılmazdı.

"Bir suçun şuyu bulması vukuundan beter" denilen kural tam tamına Kozan'da işlenen suçla örtüşüyor. Hadi bir kusur diyelim; yani bir taraftan bireysel işlenen bir suç, diğer taraftan milyonlarca vicdanı yaralayan, özgürlükleri hiçe sayan ve hiçbir mantıkî temele dayanmayan bir müdahale ile duyurulan, yurdun bütün sathına dalgalanan suç. Verdiği zarar bakımından hangisi daha büyük olay?

Şunu çok iyi bilelim: Tarih boyunca uğranılan bütün baskılara rağmen hiçbir temel hak alınmadık kalmadı. Kurbanlar verildi, çileler çekildi, zulümlere maruz kalındı, fedakârlar acılar çekti; ama sonunda zafer temel hakları savunanların oldu. Sanırım bu masumca davranışlara vurulan darbeler, temel özgürlüklerimizin gelmesini sür’atlendirecek.

Hele özgürlük çağımızda bu mantıksızlıklar, bu müdahaleler ve içinde yaşanılan dünyayı görmezden gelen tutumların uzun soluklu olması düşünülemez. Yine sabır; özgürlüğe kavuşturan en büyük iksir.

Zulüm devam etmez ve edemez. En son gülen Tevhideler olacak; gelecek yine onların attıkları temeller üzerinde atılacak ve yurdumun toprağı onların akıttığı gözyaşlarıyla sulanıp bereketlenecek.

Sabır be Tevhide! Çoğu gitti, azı kaldı.

[email protected]

Hüseyin KARA

01.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Başlıklar

  Hedefte bumerang etkisi

  Çoğu gitti, azı kaldı

  "Babam ve Oğlum" filmi perspektifinde ergenle iletişim

  YASEM aile buluşmaları-I yapıldı


 Son Dakika Haberleri