Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Her yerde kar, yağmur, fırtına

Edirne ve Kırklareli’nde şehir merkezlerine mevsimin ilk karı yağdı.Yağışla birlikte hava sıcaklığı da sıfırın altına düştü. Karayolları Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, Erzurum-Aşkale ayırımı-İspir ve Erzurum-Çat-Karlıova yollarının kar ve tipi yüzünden ulaşıma kapandığı bildirildi. Erzurum’da etkili olan fırtına sebebiyle bir caminin minaresi yıkıldı, çok sayıda evin çatısı uçtu.

Edirne ve Kırklareli’nde şehir merkezlerine mevsimin ilk karı yağdı. Edirne ve Kırklareli’nde sabah kar yağışı başladı. Yağışla birlikte hava sıcaklığı da sıfırın altına düştü. İstanbul Meteoroloji Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, yaptığı açıklamada, her iki şehirde de kar yağışının bugün öğle saatlerine kadar devam edeceğini; yağışın bugün karla karışık yağmura dönüşeceğini bildirdi. Edirne ve Kırklareli’nde don ve buzlanma tehlikesinin bulunduğunu söyleyen Yıldırım, Tekirdağ’da ise yağmur beklendiğini belirtti. Hava sıcaklığının Edirne ve Kırklareli’de sıfırın altında 2 derece olduğunu ifade eden Yıldırım, yarın yağışın karla karışık yağmura dönüşmesiyle hava sıcaklığının Pazar günü birkaç derece artacağını söyledi. Yıldırım, hafta başında ise Trakya’da hava sıcaklığının yeniden düşeceğini bildirdi.

Doğu’da ulaşıma kar ve tipi engeli

Karayolları Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, Erzurum-Aşkale ayırımı-İspir ve Erzurum-Çat-Karlıova yollarının kar ve tipi sebebiyle ulaşıma kapandığı bildirildi. Açıklamaya göre, İzmit-Adapazarı D-100 devlet yolunun 19-25. kilometreleri arasında sürdürülen bölünmüş yol yapım çalışmaları nedeniyle sürücülerin trafik işaret ve işaretçilerine dikkat etmeleri gerekiyor. Samsun-Çorum yolunun 15-25. kilometreleri arasındaki sürdürülen yol yapım çalışmaları sebebiyle ulaşım, kontrollü olarak sağlanıyor. Açıklamada, Erzurum-Aşkale Ayrımı-İspir ve Erzurum-Çat-Karlıova yollarının kar ve tipi sebebiyle ulaşıma kapandığı kaydedildi.

Fırtına, cami minaresi yıktı

Erzurum’da etkili olan fırtına sebebiyle bir caminin minaresi yıkıldı, çok sayıda evin çatısı uçtu. Edinilen bilgiye göre, şehir merkezinde etkili olan fırtınanın hızı zaman zaman saate 55 kilometreyi buldu. Fırtına sebebiyle Yıldızkent Mahallesi’ndeki Yıldız Camisi’nin minaresi yıkıldı. Minarenin üzerine devrildiği Cihan Esen’e ait 25 FF 817 plakalı araçta maddî hasar oluştu. Şiddetli rüzgâr maddî hasarlı kazalara da sebep oldu. Bu arada rüzgâr sebebiyle birçok evin çatısı da uçtu. TOKİ Yıldızkent Mahallesi’nde yaptırılan konutların çatısından uçan kiremitler ise park halindeki bazı araçlarda maddî hasara sebep oldu. Fethiye'de 4 site sular altında kaldı Muğla’nın Fethiye ilçesinde sağanak yağış hayatı olumsuz etkiliyor. Meteoroloji yetkililerinden alınan bilgiye göre, ilçede son 10 günde metrekareye 209 kilogram yağış düştü. Şiddetli yağış sebebiyle şehir merkezi ve beldelerde bazı iş yerlerinde su baskınları yaşandı. Mut deresinin taşması sonucu, bazı ekili alanlar ve seralar su altında kaldı. Çiftlik beldesi Hürriyet Mahellesi’nde, rögar ve mazgalların yetersiz kalması sebebiyle yükselen su, Mavi Kent, Sağlık ve Çiçek Evler sitesindeki bazı villaların giriş katlarına doldu. Belediye yetkilileri suyun tahliyesi için çalışma yaptıklarını kaydetti. Su baskını yaşanan Çiçek Evler Sitesi’nin bekçisi İsmail Ulusoy da evlerinden çıkamayan site sakinlerinin günlük ihtiyaçlarını karşılamak için bot kullandıklarını söyledi. Zor durumda olduklarını belirten Ulusoy, ‘’4 site tamamen sular altındayız. Ne yapacağımızı şaşırdık. Botlarla şu anda konaklayan site sakinlerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. 5 turisti evlerinden çıkardık. Ülkelerine döndüler. Site sakinlerinin çocuklarını bot yardımı ile evlerinden alarak okula gönderiyoruz’’ dedi.

/ EDİRNE- ANKARA- ERZURUM- FETHİ

15.12.2007


 

Güç şartlar altında okuyorlar

Şehir merkezlerine uzaklıkları sebebiyle yardımlardan yeterince faydalanamayan Toroslar’daki çocuklar, ağır kış şartlarında eğitim mücadelesi veriyor. Özellikle Toros Dağlarının yüksek kesimlerindeki köylerde, ayaklarındaki lastik ayakkabı, hatta terlikle kilometrelerce yol yürümek zorunda kalan çocuklardan en şanslıları ise soğuktan korunacak bir mont bulanlar oluyor. Taşımalı eğitim sebebiyle, küçük yaştaki çocukların güç şartlar altında uzak merkezlere gittiği belirtiliyor.

Şehir merkezlerine uzaklıkları sebebiyle yardımlardan yeterince faydalanamayan Toroslar’daki çocuklar, ağır kış şartlarında eğitim mücadelesi veriyor. Özellikle Toros Dağları’nın yüksek kesimlerindeki köylerde, ayaklarındaki lastik ayakkabı, hatta terlikle kilometrelerce yol yürümek zorunda kalan çocuklardan en şanslıları ise soğuktan korunacak bir mont bulanlar oluyor.

Adana’da, köy çocuklarının okuma azmine ışık olmak amacıyla yürüttüğü çalışmalarla tanınan Çukurova Türkmenler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, geçen yıl dağ köylerindeki 2 bin çocuğa ulaşabilirken, dernek tarafından ihtiyaç sahibi öğrencinin ise çok daha fazla olduğu belirtiliyor.

Dernek Başkanı İsmail Demirdüzen, yaptığı açıklamada, şehir içinde yoğun göç alan kenar semtlerdeki ailelerin, ‘’okuma yardımı’’, diğer vakıf yardımları ile çocuklarının ihtiyaçlarını kolayca giderebildiklerini, ancak dağ köylerinde çocuklara yapılan yardımların ise yok denecek kadar az olduğunu söyledi.

Uzak köylerde öğrenim mücadelesi veren çocukların, ‘’unutulduklarını’’, ancak alamadıkları destek sebebiyle devletini dışlamadıklarını anlatan Demirdüzen, ‘’Yardım yaptığımız bir çocuk, eğer kendisinde varsa, ‘Benim var arkadaşıma verin’ diyor. Bu onurlu davranış, dağ köylerindeki çocukların daha çok yardımı fazlasıyla hak ettiğini gösteriyor’’ dedi. Demirdüzen, Toros Dağları’nda her köye ulaşmaya çalıştıklarını da ifade ederek, bu yılki amaçlarının ise 5 bin çocuk olduğunu kaydetti.

Okullarını bırakıp tarlaya gidiyorlar

‘’Mevsimlik Tarım İşçiliği Nedeniyle Eğitimine Ara Veren İlköğretim Öğrencileri Araştırması’’nın sonuçlarını açıklayan Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, ‘’Adana, Batman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman ve Gaziantep’te ilköğretime devam eden öğrencilerin yüzde 9.82’si ücretli tarım işçiliği sebebiyle okullarını erken terk edip, geç başlıyor’’ dedi.

Şanlıurfa’da da 3 yıl önce yapılan ve şehir merkezinden 7 kilometre uzaklıktaki GAP Anadolu Lisesi de geçtiğimiz günlerde gündeme gelmişti. Yolu hâlâ yapılmadığı için eleştirilen okula 3 yıldır gitmeye çalışan öğrencilerin özellikle yağışlı havalarda çamur deryasına dönen toprak yolda yürümek zorunda kaldıkları, geçen yıl okulu ziyaret eden Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan’ın makam aracının da çamura saplandığı biliniyor.

/ ADANA

15.12.2007


 

Bu halinle Meclise gelme

TÜBİTAK’ın Ulusal Bilim Olimpiyatları ödül töreninde başörtülü öğrencinin kürsüye çıkmasına tepki gösterip soruşturma açtıran Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, başörtülü Elif Büşra Doğan’ın TBMM’deki törene gitmesini de engellediği ortaya çıktı.

Başörtülü öğrencinin ödül almasına kızan ve idareciler hakkında soruşturma açtıran Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e insan hakları kuruluşları büyük tepki göstermişti.

BAKAN, KENDİSİYLE ÇELİŞTİ

Bakan Çelik’in davranışının YÖK Başkanının "Yasakları kaldıracağız" sözüne verdiği destekle ve törendeki konuşmasıyla çeliştiği dikkat çe-kilirken, “Konuşmayla uygulama arasında çelişki var. Bakan törendeki konuşmasında, hiçbir başarının tesadüfi olmadığının altını çizdi. Başarının ter koktuğunu, iradeli kişilerin büyük işler başaran insanlar olduğunu, başarılı öğrenciyi teşvik etmek kendilerinin görevi olduğunu anlattı. Daha sonra da başörtüye tepki verdi. Öğrenciye ödül başarısından dolayı verildi. Başını örtmesi suç değil, günah değil. Terör örgütü üyesi değil. Çocuk ne yapmış ki” diye soruldu.

TOPTAN: GENÇLERİN

ÖNÜNDEKİ ENGEL KALKMALI

Törenden sonra öğrencileri, TBMM Tören Salonu’nda kabul eden TBMM Başkanı Köksal Toptan da gençlerin karşısına çıkan engellerden şikâyetçi oldu. “Sizin önünüzü açmak, Türkiye’nin geleceğini aydınlatmaktır. Bunu yapamazsak sizleri Türkiye’de tutmakta zorluk çekiyoruz. Beyin göçünden çok zarar gören ülke Türkiye’dir” diye konuşan Toptan, “Sizinle konuşurken hem gurur, hem heyecan duyuyorum. Sizin ellerinizdeki büyük Türkiye’yi hayal ediyoruz. Allah sizi nazardan korusun” dedi.

Kemal BENEK / ANKARA

15.12.2007


 

Başörtülü öğrenci Meclise de gidememiş

TÜBİTAK’ın Ulusal Bilim Olimpiyatları ödül töreninde başörtülü öğrencinin kürsüye çıkmasına tepki gösterip soruşturma açtıran Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in, başörtülü Elif Büşra Doğan’ın TBMM’deki törene gitmesini de engellediği ileri sürüldü.

Öğrencilerin TBMM Başkanı Köksal Toptan tarafından kabulünde Elif Büşra’nın olmadığı gözlendi. Elif Büşra’nın bizzat Milli Eğitim Bakanı Çelik tarafından engellendiği ileri sürüldü. Olaya bizzat şahit olanlar Bakan Çelik’in bir aracı vasıtasıyla Elif Büşra’nın babası Halil Doğan’a “Bu halinizle Meclis’e gitmeyin” mesajı gönderdiğini belirttiler.

Baba Doğan: Ödül aldığına bile sevinemedi

Elif Büşra Doğan’ın babası Avukat Halil Doğan, Vatan gazetesine yaptığı açıklamada kızının kendi isteğiyle örtündüğünü belirterek “Okula başörtüsüyle gidiyor, ama okulda yasak olduğu için başını örtmüyor. Ödül töreninde başörtüsüyle çıkmayı kendisi istedi. Son ana kadar kararsız kaldı ama sonunda ’Beynimin içindekilere bu ödülü verdiler. Başımdaki örtüye takılmazlar heralde’ dedi ve ödülünü aldı” diye konuştu. Kızının Milli Eğitim Bakanlığının soruşturma başlattığını öğrendiğinde çok üzüldüğünü belirten Doğan şunları söyledi: “Psikolojisi altüst oldu. Çocuk ödül aldığına bile sevinemedi. 21. yüzyılda devletin hâlâ başörtüsüyle uğraşılması hem insan hakları, hem özgürlükler açısından büyük ayıp. Benim kızımın beynine ödül veriliyorsa, başındaki örtünün bu kadar önemi olmamalı.”

15.12.2007


 

Rektörler direniyor

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın rektörlerle tanışma toplantısının sadece 15 dakika sürmesi kafalarda soru işaretleri bıraktı. “Üniversitelerde yasaklar kalkacak” açıklamasını “Türban yasağını kaldırmak istiyor” diye yorumlayan rektörlerin yeni başkana gösterdiği tepki, özgürlükçü yeni döneme karşı direniş olarak yorumlandı.

Yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan,başkanlığında ilk kez gerçekleştirilen Rektörler Komitesi toplantısında üniversitelerin rektörleriyle tanıştı. Basına kapalı olarak Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezi’nde gerçekleşen toplantı, saat 09.30’da başladı. Toplantı 15 dakika sürdü. ”Üniversitelerde yasaklar kalkacak” açıklamasını “Türban yasağını kaldırmak istiyor” diye yorumlanan rektörler yeni başkana tepki gösterdi.

Özcan, Rektörler Komitesi toplantısına girdiği sıralarda üniversitelere 5 bin kadronun hükümet tarafından verildiği açıklandı.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan’ın ayrılmasının ardından, rektörler ve üniversitelerin temsilcilerinden oluşan Üniversitelerarası Kurul toplandı. Rektörler, toplantı öncesinde, gazetecilerin sorularını cevapladılar.

Selçuk Üniversitesi Rektörü

Prof. Dr. Süleyman Okudan:

Nerelerde görev yaptığını anlattı ve kendisini tanıttı. ’Her zaman desteğinizi bekliyorum. Beni ne zaman isterseniz arayabilirsiniz’ dedi. Biz yasalar değişmediği müddetçe türban yasağını uygulayacağız Sonuçta biz devlet memuruyuz, kamu görevlisiyiz. Yasaları uyguluyoruz. Toplantıda, hiçbir gerginlik olmadı.

Akdeniz Üniversitesi Rektörü

Prof. Dr. Mustafa Akaydın:

Türban yasağı bizim gündemimizde yok. Gündeme geldiği zaman tavrımızın ne olacağını daha önce beyan etmiştik. Öğretim üyelerinin özlük haklarıyla ilgili ciddi açılımlar beklendiği konuşuldu.

Gazi Üniversitesi Rektörü

Prof. Dr. Kadri Yamaç:

Üniversitelerde herhangi bir şeyin uygulanması yasalarla belirlenir. Kişisel uygulamalarımız söz konusu olamaz. Sadece üniversiteler değil, bütün kamu kurumları yasaların çizdiği yolda hareket eder.

Ankara Üniversitesi Rektörü

Prof. Dr. Nusret Aras:

Çok açık ve şeffaf bir yönetim sergileyeceğini söyledi. Üniversitelerle beraber olacağını, bizlerin de kendisine yardımcı olmamızı istedi. Türban yasağına ilişkin bir konu toplantıda gündeme gelmedi. Bizim üniversitemizin tavrı bu konuda açıktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün yasalarını, mahkemelerin kararlarını sonuna kadar uygularız. Ben Sayın Başkanın açıklamasında türban yasağını kastettiğini zannetmiyorum.

İnönü Üniversitesi Rektörü

Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu:

Şu ana kadar YÖK Başkanı’nın katılmadığı bir ÜAK toplantısı hatırlamadığını. Türban yasağını kaldırmaya hiç kimsenin gücü yetmez. Türkiye eğer bir hukuk devletiyse, ulema devleti değilse bu kararlar hepimizi bağlar.

ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut:

Üniversitelerde yasakların kalkmasında fayda var. Ancak burada türban kastediliyorsa bu konunun hassas ve tehlikelidir.

Serbest bırakılması, YÖK Başkanı’nın kişisel yetkisinde değil. Bu konu risk oluşturuyor.

/ ANKARA

15.12.2007


 

Anayasa, özgürlüklerin teminatı olmalı

Mazlum-Der Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Anayasanın insan hak ve özgürlüklerinin teminatı olması gerektiğini belirtti. Mazlum-Der Başkanı Gergerlioğlu, hazırlanmakta olan yeni Anayasa taslağı için insan hak ve özgürlüklerine dair tavsiye maddelerini düzenlenen basın toplantısında kamuoyuna açıkladı

Gergerlioğlu, toplumsal barışın ancak halkın çeşitli kesimleriyle inşa edilecek bir mutabakat zemininde mümkün olabileceğini belirterek şunları aktardı:

“Mazlum-Der olarak; ülkede daha fazla huzurun egemen olabilmesinin yolunun, ancak temel hak ve özgürlüklerin herkes için adil bir şekilde tanınmasından ve korunmasından geçtiğini düşünüyoruz. Bize göre toplumsal barış, ancak halkın çeşitli kesimleriyle inşa edilecek bir mutabakat zemininde mümkün olabilir. Bu itibarla yeni bir anayasaya dair tartışmaların yoğunlaştığı bugünlerde, her konunun toplumun her kesiminde özgürce tartışılmasını ve bu tartışmaların neticesinde temel hak ve özgürlüklerden zerre kadar taviz vermeyen, sivil ve demokratik bir anayasanın ortaya çıkmasını talep ediyoruz. Hükümetin kendi taslağını hazırlarken, göz önünde bulundurulması gereğine inandığımız bazı hususları dile getirmiş bulunuyoruz.”

YENİ ANAYASADA İDEOLOJİ OLMAMALI

Mazlum-Der tarafından 13 ana maddede toplanan tavsiye metnindeki maddelerden bazıları şöyle:

Devlet, bütün dünya görüşleri, ideolojiler, değerler ve inançlar karşısında eşit mesafede duran “tarafsız bir hakem” olmalıdır. Bu itibarla yeni anayasada, Kemalizm ile bu ideolojiyi besleyen “Atatürk milliyetçiliği” ve “Atatürk ilke ve inkılâpları” gibi kavramlara yer verilmemeli; sivil ve demokratik anayasa, devletin siyasal tarafsızlığına gölge düşürecek hiçbir ideolojiyi bünyesinde barındırmamalıdır.

Farklı etnik, dinel, dilsel, kültürel ve diğer farklılıkları reddetmeyen, tüm farklı kimliklere var olma hakkı tanıyan hükümler anayasada yer almalıdır.

Din ve vicdan özgürlüğünü oluşturan temel unsurlar olan kişilerin inandıkları dini ister tek başlarına, ister başkalarıyla birlikte yaşama dinlerini öğrenme, öğretme ve yayma hakları anayasal güvenceye bağlanmalı, hiç kimse inancından, inancını uygulamaktan dolayı resmi mercilerce mağdur edilmemelidir.

İnanç özgürlüğü çerçevesinde anayasa, bireylerin giyimlerinden ötürü herhangi bir hak mağduriyetine uğramamalarının teminatı olmalıdır.

Laiklik; herkesin din ve vicdan özgürlüğünü, inanma ve inanmama hakkını garanti altına alacak bir anlayışla açık ve anlaşılır bir tanıma kavuşturulmalıdır

Milli Güvenlik Kurulu, anayasadan çıkarılmalıdır. MGK, uzman teknisyenlerden teşekkül eden ve görevi, hükümete askeri konularda görüş bildirmekle sınırlı, sadece bir danışma kuruluna dönüştürülmelidir.

Vatandaşlık, farklı kimliklerin bir arada yaşamasını mümkün kılan bir hukuki bağ olarak tanımlanmalı ve her türlü etnik çağrışımdan soyutlanmalı, birlikteliği sağlayan üst değer “Türklük” değil, “Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı” olmalıdır.

İfade özgürlüğü en geniş hali ile tanınmalıdır. Anayasanın hiçbir maddesi “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” hükmünün koruması altına alınmamalıdır.

Üniversiteler, idari, mali ve bilimsel yönlerden özerk kuruluşlar haline getirilmeli, rektörler ve yönetim kadroları, üniversitelerin içinden serbest seçimlerle belirlenmelidir.

Eğitim kurumlarında kılık-kıyafet serbest olmalı, hiç kimse kılık-kıyafetinden dolayı, temel bir insan hakkı olan eğitim hakkından mahrum edilmemelidir.

Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs eden her türlü darbe/postmodern darbe ve girişimin ağır cezalara tabi tutulacağı anayasada açıkça belirtilmelidir.

Cemil YÜZER / ANKARA

15.12.2007


 

Türkiye, AB dışında tutulamaz

İspanya’nın AB ile ilişkilerden sorumlu Devlet Sekreteri Alberto Navarro, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkanlara “Türkiye’yi AB dışında bırakmak gerçek bir barbarlık olur” dedi.

AB dönem başkanlığını yürüten Portekiz’in başkenti Lizbon’da toplanan AB devlet ve hükümet başkanları yeni AB anayasası olarak tanımlanan Lizbon Anlaşmasını imzaladı. Lizbon Anlaşmasıyla ilgili olarak İspanya devlet televizyonu TVE’ye demeç veren İspanya’nın AB ile ilişkilerden sorumlu Devlet Sekreteri Alberto Navarro, bu anlaşmanın AB’ye “istikrar getireceğini ve geleceğe bakmasını sağlayacağını” söyledi. Konuşmasında, anlaşmanın AB’nin genişlemesini de garanti ederek, Türkiye’nin gelecekte AB üyesi olması sağlayacağını ifade eden Navarro, Türkiye’nin AB üyesi olması gerektiğini net bir şekilde vurguladı.

Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkanlara “Türkiye’yi AB dışında bırakmak gerçek bir barbarlık olur” diyen Navarro, sözlerine şöyle devam etti:

“22 yıl önce İspanya fakir, kalkınmakta olan bir ülkeydi. İspanya en iyi dönemlerini AB üyesi olduğunda yaşamıştır. Zenginleşmiş, gelişmiş ve göçmen alan bir ülke haline gelmiştir. Artık Avrupa için sadece avro ortak para birimi yetmez. Avrupa’nın ortak politikası, enerji ve iklim değişikliği sorunlarına çözüm getirmesi gerekmektedir. Demokrasinin ve etkili politikanın olduğu, vatandaşların Avrupası olmalı. Türkiye, Avrupa Konseyi’nin kurucu üyelerindendir. Avrupa’ya bakan, idam cezasını kaldıran, yasalarında reformlar yapan bir ülkedir. İspanya’da olduğu gibi elbette Türkiye için de AB üyeliği uzun bir süreç olacaktır”.

/ MADRİD

15.12.2007


 

AB üyesi Türkiye, İslâm dünyasını Batıya açar

Pakistan Maliye ve Ekonomik İşler Bakanı Salman Şah, Avrupa Birliği sürecindeki Türkiye’nin, tüm İslam ülkeleri için batıya bir ‘çıkış kapısı’ olduğunu söyledi.

.Türkiye’nin, Avrupa Birliği sürecinde gerçekleştirdiği reformların altını çizen Salman Şah, AB’ye tam üyelik yolunda ilerleyen Türkiye’nin, ekonomik, siyasi, çağdaş, demokratik, toplumsal ve kültürel başarılarıyla tüm İslam dünyasına liderlik yapabileceğini vurguladı.

Resmi bir ziyaret için Türkiye’ye gelen Pakistan Maliye Bakanı Salman Şah, Türkiye’nin yalnızca ekonomi alanında, siyasi alanda değil, toplumsal alanda da daha hoşgörülü bir toplum yapısına ulaşarak, başarılı yapısal reformlar gerçekleştirdiğini ifade ederek, sadece Pakistan ve bölge ülkelerinin değil, bir milyarı aşkın İslam dünyasının Türkiye’nin başarılı tecrübelerinden faydalanması gerektiğini bildirdi.

Nüfus açısından bir milyarı aşan İslam dünyasında, yeterli tabii kaynak, insan gücü ve pazar yapısının bulunduğunu anlatan Salman Şah, ‘’İslam dünyasının yakından izlediği Türkiye, İslam dünyasının ekonomik entegrasyonunu sağlayarak liderlik yapabilecek kapasiteye sahiptir’’ dedi. Türkiye’nin, İslam dünyası üzerindeki etkinliğini yineleyen Salman Şah, bir çok bölgesel sorunun çözülmesinde, Türkiye’nin bu gücünü kullanabileceğine de dikkati çekti. İslâm Dünyası Ekonomik Forumunun gelecek zirvesinin Kuveyt’te yapılacağını hatırlatan Salman Şah, Kuveyt’ten sonraki zirvesini de Türkiye’de yapmayı istediklerini vurguladı.

/ ANKARA

15.12.2007


 

Sınırda bayram heyecanı

Kurban Bayramı dolayısıyla Türkiye ve Suriye’de akrabaları bulunan vatandaşlar, hudut kapılarında yüz yüze veya idari mektup sisteminden yararlanarak karşılıklı ev ziyaretleriyle 2 gün bayram kutlamasında bulunabilecekler.

Emniyet Genel Müdürlüğünden verilen bilgiye göre, Türkiye-Suriye hudut hattının her iki tarafında kalan ve bölünen ailelerin akrabalık ilişkilerinin devam ettirilmesi amacıyla İçişleri Bakanlığının 19 Aralık 2003 tarihli oluru ile Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa ve Mardin illerinde ikamet eden vatandaşların Suriye’de bulunan akrabaları ile hudut kapılarında yüz yüze veya idarî mektup sisteminden yararlanarak karşılıklı olarak birbirlerini evlerinde ziyaret ederek iki gün boyunca bu ülkede kalacak şekilde bayramlaşmalarının uygun görüldüğü hatırlatıldı.

Bu kapsamda Hatay merkez ile Altınözü, Belen, Dörtyol, Hassa, İskenderun, Kırıkhan, Kumlu, Samandağı, Erzin ve Reyhanlı ilçesinde ikamet eden 27 bin vatandaş 20-24 Aralık 2007 tarihleri arasında idari mektupla Reyhanlı ilçesinden Suriye’ye giriş yaparak, Suriye-İdlip Valiliği Harim ve Afrin mıntıkasında ikamet eden yakınlarıyla bayramlaşmak üzere 48 saatliğine bu ülkeye gidebilecekler. Hatay’ın Yayladağı ilçesinde ikamet eden 11 bin 476 vatandaşımız, 21-22 Aralık 2007 tarihleri arasında idarî mektup ile Yayladağı ilçesinden Suriye’ye giriş yaparak, İdlip Valiliği Harim Afrin mıntıkasında ikamet eden akrabaları ile bayramlaşmak üzere 48 saatliğine akrabalarının yanında kalabilecekler.

Gaziantep’te ikamet eden 8 bin vatandaş, 21-24 Aralık 2007 tarihleri arasında idarî mektup ile Karkamış ilçesinden Suriye’ye giriş yaparak, Halep Valiliği Carablus mıntıkasında ikamet eden akrabaları ile bayramlaşmak üzere 48 saatliğine akrabalarının yanına gidebilecekler.

Kilis’te ikamet eden 17 bin 500 vatandaş, 22-24 Aralık 2007 tarihleri arasında idari mektup ile Suriye’ye giriş yaparak Halep Valiliği Azez mıntıkasında ikamet eden akrabaları ile bayramlaşmak üzere 48 saat süre ile akrabalarının yanında bulunabilecekler.

Haseki Valiliği Resulayn mıntıkasında ikamet eden 3 bin 647 Suriye vatandaşı, 21-24 aralık 2007 tarihleri arasında idarî mektup ile Türkiye’ye giriş yaparak, Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesindeki akrabalarıyla bayramlaşmak üzere iki günlüğüne Türkiye’ye gelebilecekler.

Rakka Valiliği Talebyad mıntıkasında ikamet eden 3 bin 113 Suriye vatandaşı, 22-25 Aralık 2007 tarihleri arasında idari mektup ile Türkiye’ye giriş yaparak, Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesindeki akrabalarına 48 saatliğine bayram ziyareti yapabilecekler. Haseki Valiliği Kamışlı mıntıkasında ikamet eden 4 bin 955 Suriye vatandaşı ise 21-24 aralık 2007 tarihleri arasında idari mektup ile Türkiye’ye giriş yaparak, Mardin ilindeki akrabalarına 48 saatliğine bayram ziyaretine gelebilecekler.

Türk ve Suriyeli vatandaşlar idari mektup sisteminden faydalanarak, birbirlerini evlerinde ziyaretleri esnasında, her iki ülkenin gümrük mevzuatı çerçevesinde, suç teşkil etmeyen çeşit ve miktarda karşılıklı olarak birbirleri ile hediyeleşebileceği belirtildi. Akrabaların güvenli ve huzurlu bir şekilde bayramlaşmalarını sağlamak için, Türkiye ve Suriye hudut makamlarınca gerekli bütün tedbirler alındığı kaydedildi.

İdari mektup ile bayramlaşma sisteminden 64 bin 676 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Suriye’deki akrabalarıyla, 11 bin 715 Suriye vatandaşı ise Türkiye’deki akrabalarını 48 saat süre ile ziyaret edebilecek.

/ ANKARA

15.12.2007


 

Şoförlere bayram uyarısı

Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, Kurban Bayramı nedeniyle tatile çıkacak vatandaşları uyararak, ‘’Kurban Bayramında kurban olmak istemiyorsanız, yeni yıla mutlu ve huzurlu girmek istiyorsanız, alkollü ve yorgun araç kullanmayın’’ dedi.

Apaydın, 19 Aralıkta başlayacak Kurban Bayramı sebebiyle yaptığı yazılı açıklamada, vatandaşlardan, bayramda trafiğe çıkarken toplu taşıma araçlarının tercih etmelerini istedi. Sürücülere, alkollü ve yorgun araç kullanmamaları konusunda uyarıda bulunan Apaydın, ‘’Kurban Bayramında kurban olmak istemiyorsanız, yeni yıla mutlu ve huzurlu girmek istiyorsanız alkollü ve yorgun araç kullanmayın. Trafik kurallarına uyun ve aracınızın tam bakımını yaptırarak yola çıkın’’ dedi.

‘’Trafikte kırmızı ay, saat ve noktalara girildiğini’’ ifade eden Apaydın, en fazla Kasım, Aralık ve Ocak aylarında meydana gelen trafik kazalarının, gün içerisinde 14.00-20.00 saatleri arasında yoğunlaştığına dikkati çekti.

BAYRAMLARIN KAZA BİLÂNÇOSU AĞIR

Havaların soğuyup, yağışların artmasının bir tehlike oluşturduğunu kaydeden Apaydın, ‘’Aşırı hız, uyuma, buzlanma derken son 10 dini bayramda meydana gelen trafik kazalarında bin 256 kişi hayatını kaybetti’’ dedi.

Çok sayıda kazanın meydana geldiği kırmızı noktaların Türkiye’deki kaza istatistiklerini yukarı fırlatan sebeplerin başında geldiğine dikkati çeken Apaydın, Türkiye genelinde 500 kırmızı nokta bulunduğunu, bunların 289’unun acil çözüm beklediğini bildirdi. Apaydın, ‘’Hepsi bir anda iyileştirilemediği için bu kör noktalarda sürücülerimiz tedbirlerini önceden alıp kazaya meydan vermemelidirler’’ dedi.

/ ANKARA

15.12.2007


 

Kamyonda 88 kaçak yakalandı

Sivas’ın Gürün ilçesinde kamyon kasasında yakalanan 88 kaçaktan 51’i sınır dışı edilmek üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesine teslim edildi.

Alınan bilgiye göre, 16 gün önce bir ihbar üzerine Suçatı beldesinde kamyon kasasında yakalanan, yaşları 18 ile 40 arasında değişen 39’u Afganistan, 12’si Irak, 20 ‘si Pakistan ve 17’si Burma uyruklu olmak üzere toplam 88 kişi bu süre içerisinde Gürün Spor Salonu’nda tutuldu. Gürün Kaymakamlığı başta olmak üzere Jandarma, siyasî partiler ve bazı sivil toplum örgütü kuruluşları tarafından ihtiyaçları karşılanan kaçaklardan 51’i sınır dışı edilmek üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesine teslim edildi. Kaçaklardan 37’sinin de işlemlerinin tamamlanmasının ardından sınır dışı edileceği bildirildi.

/ SİVAS

15.12.2007


 

Takasla kurbanlık satışı

Bursa’daki bir kurumsal takas firması, geçen kurban bayramında başarılı olan takasla kurbanlık hayvan satışı uygulamasını bu bayram öncesinde de devam ettiriyor.

Kurbanlık hayvanın, ayakkabı, gözlük ve mobilya gibi malzemeler karşılığında alıcıyla takasına aracılık eden firma, satıcıya ise ödemeyi para yerine malzeme veya hizmet olarak yapıyor.

Bir kurumsal takas şirketinin Bursa Bölge Başkanı Gültekin Tecimen, hayata geçirdikleri uygulamadan haberdar olan ve kurban alım-satımıyla uğraşmak istemeyen kişi ya da firmaların, kendileriyle irtibata geçtiğini söyledi. Tecimen, kendilerine başvurarak kurbanlık hayvan almak isteyen kişileri, satıcılarla buluşturduklarını belirtti.

/ BURSA

15.12.2007


 

AÜ böbrek naklinde dünya birincisi

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Organ Nakli Merkezinin, bu yıl gerçekleştirilen 306 böbrek nakli ile dünya birincisi olduğu bildirildi.

AÜ Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Alper Demirbaş, düzenlediği basın toplantısında, dünyanın en büyüğü olma yolundaki hedefle yola çıktıklarını, bu hedefin pek çok kesim tarafından ‘’Ulaşılması zor’’ şeklinde algılandığını söyledi. Merkezin organ nakline başladığı 2000 yılında Türkiye genelinde 386 böbrek nakli yapıldığını anlatan Demirbaş, aradan geçen süre içinde Avrupa’nın en büyük organ nakli merkezi olduklarını belirtti. Demirbaş, Antalya’da bu yıl 306’sı böbrek, 17’si karaciğer, 5’i pankreas, 2’si kalp nakli olmak üzere 330 organ nakli gerçekleştirdiklerini kaydetti.

/ ANTALYA

15.12.2007


 

‘Sevgi Mağazası’ yüzleri güldürüyor

Osmangazi Belediyesi Yerel Gündem 21’e bağlı olarak 2004 yılında hizmete giren ‘Sevgi Mağazası’ ihtiyaç sahibi ailelere birinci el kıyafet dağıtarak yüzlerini güldürüyor.

Elmasbahçeler Kültür Merkezinde bulunan ‘Sevgi Mağazası’nda önceden yapılan çalışmalar sonucu belirlenen ailelere birinci el kıyafet yardımı yapılıyor. Gönüllü bayanların açtığı mantıların satılmasıyla elde edilen gelirle alınan kıyafetler ihtiyaç sahibi ailelere yine gönüllü kadınlar tarafından ulaştırılıyor. Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe, Kurban Bayramı’na kadar iki bin aileyi giydirmeyi hedeflediklerini belirti. Altepe, ailelerin sevgi mağazasına daha önceden verilen kartlarla birlikte dâvet edildiğini söyledi.

Selim AYHAN / BURSA

15.12.2007


 

Ülkemize 22 milyon turist geldi

Türkiye, 11 ayda, 22 milyon 322 bin 736 turisti ağırladı. Almanlar, yüzde 17,82’lik dilimle Türk turizm pazarında, ilk sırada yer aldı. Turistler, Ocak-Kasım döneminde, en fazla Marmara Bölgesini tercih etti. Bu rakamla, geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 18,15’lik artış kaydedildi.

Almanya, Rusya ve İngiltere, gelen turist sayısında yine başı çeken ülkeler oldu. Ocak-Kasım döneminde, Almanya’dan 3 milyon 977 bin 582 kişi Türkiye’ye geldi. Almanlar, Türk turizm pazarında, 11 aylık dönemde, yüzde 17,82’lik dilimle ilk sırada yer aldı.

Rusya’dan da aynı dönemde 2 milyon 405 bin 275 turist geldi. Bu dönem, pazarın yüzde 10’unu Ruslar oluşturdu. Ocak-Kasım döneminde, İngiltere’den gelen turist sayısı ise 1 milyon 882 bin 547 kişiye çıktı. Böylece, gelen turistlerin yüzde 8,43’ü İngilizler oldu. Bu ülkeleri, Bulgaristan, Hollanda, İran, Fransa, ABD, Ukrayna, Gürcistan, Belçika ve İsrail izledi.

/ ANKARA

15.12.2007


 

Pilsiz dijital fotoğraf makinesi

Japonların Sony firması, tekerlek şeklinde dijital fotoğraf makinesi üretti. Pilsiz makine, “kol gücüyle” 15 saniye döndürüldüğünde elektrik üretiyor, bu da deklanşöre basmaya yetiyor.

Prototip makine, pizza doğrama bıçağını andırıyor. Sap üzerinde kamera, deklanşör düğmesi ve akü bulunuyor. Fazla enerji tükettiği için LCD ekran koyulmayan makineyle çekilen fotoğraflar, bilgisayar ekranında görülebiliyor. Makinenin, piyasaya sürülmek için değil, kamuoyunun dikkatini enerji tasarrufuna çekmek için üretildiği belirtildi.

/ TOKYO

15.12.2007


 

Vücud saatini düzenleyen gen bulundu

Araştırmacılar, insanların vücut saatini düzenleyen genetik mekanizmayı kontrol eden kimyasal düğmeyi bulduklarını bildirdi. California Üniversitesinin “Nature” dergisinde yayımlanan araştırmasında, bu sürecin karmaşık genler içermesine rağmen, bütün mekanizmanın tek bir aminoasit tarafından kontrol edildiği de belirtildi.

Araştırmanın sonuçlarına göre, “Saat” geni ve ortağı “Bmali” vücudun saatini denetliyor. “Bmali” tarafından üretilen bir proteindeki tek aminoasit, vücudun ritmiyle ilgili genetik olaylar zincirini tetikleyen bir değişikliğe gidiyor. Bu değişiklik, herhangi bir şekilde bozulduğu takdirde, bütün sistemi mahvederek kontrol mekanizmasından kurtulabiliyor. Araştırmacılar şimdi bu aminoasitin faaliyetini etkileyecek antikorlar üzerinde çalışırken, söz konusu keşfin uyku düzensizliği ve benzer hastalıkların tedavisinde daha etkili ilâçların üretilmesine yardımcı olması bekleniyor. Çevredeki değişiklikleri sezinleyebilen ve çok hassas bir mekanizma olan vücut saati, uykudan metabolizma ve davranışa kadar birçok fonksiyonu düzenliyor. Bu mekanizmanın, bütün insan genlerinin yüzde 15’ini düzenlediği tahmin ediliyor. Ritmin bozulmasıyla insan sağlığı olumsuz etkileniyor, uykusuzluk, depresyon, kalp hastalığı, kanser ve sinir bozuklukları ortaya çıkabiliyor.

/ ANKARA

15.12.2007


 

Hafıza kaybına kameralı çözüm

Alzheimer hastalığı gibi hafıza sorunu olanlara yardımcı olacak minik ve insanın üzerinde taşıyabileceği dijital bir kamera geliştirildi.

Microsoft tarafından üretilen Sensecam adlı kamera, hafızanın hızlı şekilde canlandırılmasını sağlamak için daha sonra izlenmek üzere, gün içinde yaşananların her 30 saniyede bir fotoğrafını çekiyor.

Testler sonucu, kameranın, hafıza sorunu olanlara, olayları ve buna bağlı duyguları hatırlamalarında yardımcı olduğu görülürken, uzmanlar, dijital kameranın genel hafıza kaybı sorunu ve Alzheimer hastalığı gibi daha ciddi durumda olanlar tarafından rahatlıkla kullanılabileceğini belirtiyorlar. Amerikan ve İngiliz üniversitelerince denemeleri yapılmakta olan kamera, avuca sığabiliyor ve 30 binden fazla görüntüyü depolayabiliyor. Beyin enfeksiyonu sebebiyle hafıza kaybına uğrayan 63 yaşındaki bir kadın üzerinde yapılan testlerde denek, iki hafta boyunca görüntüleri iki günde bir ve bir saat süreyle yeniden izledi. Olayları hatırlamasına herhangi bir yardım olmadığında her şeyi beş gün içinde unutan deneğin testler sırasında hafızası gözle görülür biçimde düzeldi ve iki hafta sonunda yaşadığı olayların yüzde 90’ını hatırlatmaya başladı. Araştırmacılar, kamerayı belirli bir hastalığı olmamasına karşın tipik hafıza kaybı olan sağlıklı yaşlılar ile Alzheimer hastaları üzerinde de deniyorlar.

/ ANKARA

15.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri