Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 17 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

Büyüme rakamları yetersiz

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yüzde 7.5’in altındaki büyümenin ekonomide başarısızlık olacağını söyledi. Hisarcıklıoğlu, “AB ülkelerinin fert başına düşen gelirin ortalamasını 2010 yılında yakalamak istiyorsak, biz her yıl yüzde 7.5 büyümeliyiz. Eğer yüzde 7.5’un altında büyüyorsak, bunda başarısızlık var demektir” dedi.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yüzde 7.5’un altındaki büyümenin ekonomide başarısızlık olacağını söyledi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından düzenlenen ‘’Geleneksel Vergi Ödül Töreni’ Talya Oteli’nde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da katılımıyla yapıldı.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, törendeki konuşmasında, son 6 yılda yüzde 49’luk müthiş bir büyüme yaşandığını, bu büyümenin yüzde 39.5’inin Türk özel sektörü sayesinde olduğunu belirtti. Türkiye’nin, Cumhuriyet tarihinde ilk defa özel sektör eliyle bu dönemde büyüdüğünü anlatan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:

‘’Türkiye, son 6 yılda yüzde 49’luk büyüme gerçekleştirdi. Bundan mutluluk duyuyoruz. Bu mutluluğumuzun bir diğer nedeni de yüzde 49’luk büyümenin yüzde 39’5’u Türk özel sektörü sayesinde olmasıdır.”

Konuşmasında Türkiye’nin sıkıntıları olduğunu da dile getiren TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Bizim ülke olarak birinci planda dikkat etmemiz gereken yer büyüme oranlarıdır. Geçmişte her hükümet yüzde 5 büyüme hedefi gösterirdi. Bir sağına soluna bak, bu neyin yüzde 5’lik büyüme hedefi? Neye göre yüzde 5’lik hedef koyuyorsun? Şimdi bizde diyoruz ki, yüzde 5’lik büyüme hedefi bizi bir yere taşımaz. Biz, bir çalışma yaptık. Yüzde 7.5’in altındaki büyüme başarısızlık demektir. Niye, AB ülkelerinin fert başına düşen gelirin ortalamasını 2010 yılında yakalamak istiyorsak, biz her yıl yüzde 7.5 büyümeliyiz. Eğer yüzde 7.5’un altında büyüyorsak, bunda başarısızlık var demektir.”

/ ANTALYA

17.12.2007


 

Piyasada yaprak kıpırdamıyor

Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’e hitaben, ‘’Sayın Bakanım, şu anda piyasada yaprak kıpırdamıyor. Piyasalar yanıyor’’ dedi.

GSO tarafından düzenlenen törende, ‘’İstanbul Sanayi Odası’nın Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu ve İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’’ araştırmasında sıralamaya giren Gaziantep’te yerleşik 28 firma ile TÜBİTAK tarafında AR-GE faaliyetleri desteklenen 21 firmaya ödülleri, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in de katılımıyla verildi.

Törende söz alan Aslan, Teşvik Yasası’nı eleştirdi. Gaziantep’in teşvik dışında bırakılmasını eleştiren Aslan, ‘’Bir yıl kaldı teşvik uygulamasına, bundan sonra verseler de biz istemiyoruz’’ diye konuştu.

Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntıların, Gaziantep’in daha fazla hissedildiğini belirten (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Aslan, sıkıntılara rağmen başarı gösteren firma yetkililerini kutlayarak, ‘’Sizi alnınızdan öpmeyeni, adam yerine koymayanı ayıplamak lâzım’’ dedi. Üretimi ve istihdam oluşturmayı ibadet gibi gördüklerini belirten Mehmet Aslan, Bakan Şimşek’e hitap ederek, şunları söyledi: “Sayın Bakanım, şu anda piyasada yaprak kıpırdamıyor. Piyasalar yanıyor. İnsanlar iş yapmayı bırakmış, ödenmeyen çek-senetlerin peşinde koşuyor. Niye bizi hissetmiyorlar? Biz, bölgesel teşvik, sektörel politikalara geçeceğiz sözleriyle avutuluyoruz. Hangi bölgesel kademeli teşvik politikaları, hangi altyapınız, hangi sanayi envanteriniz, hangi çalışmanız var ki... Var mı böyle bir çalışma? Bir kaç yılı da böyle mi geçireceğiz? Türkiye katma değeri yüksek mallar üretemezse, sıcak para ile kısa süreli borçlarla dış ticaret açığını kapatma politikasına devam ederse; kim garanti edebilir yarın duvara toslamayacağımızı.’’

Düşük kurun ve yüksek faizin sorumlusunun Merkez Bankası olmadığını söyleyen Mehmet Aslan, ‘’Bunun sorumlusu hükümettir’’ ifadesini kullandı. Türkiye’nin 2 ana probleminin ‘’demokrasi ve katılımcılık’’ olduğunu, siyasî partiler ve seçim yasasının değişmesi, ekonomi ile ilgili kararlarda kendilerine yetki verilmesi gerektiğini savunan Aslan, üretmekten ve hizmet etmekten vazgeçmeyeceklerini belirtti ve ‘’Ne siyasetçiye küseriz, ne idare edene küseriz, ama gözü bizi görmeyenleri de gün gelir, değerimizi bilmeyenleri de gün gelir gözüne gösteririz’’ şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından, Gaziantepli firmalara ödülleri dağıtıldı.

Üretim cezalandırılıyor, tüketim baş tacı ediliyor

Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer ise, Türkiye’de üretimin ceza aldığını ve tüketimin baş tacı edildiğini belirterek, ‘’Binlerce insanımız işsiz gezerken, yeni iş sahaları açmamız gerekirken, onları üreten insanlara sırtımızı dönmeyelim. Onları yanlış teşvik sistemiyle cezalandırmayalım’’ dedi. Ödül töreninde konuşan Nejat Koçer, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasî durumun üretimi geri plana ittiğini, makro ekonomik rakamlarda elde edilen başarının üretimdeki rekabet şartlarının düzenlenmesinde kullanılamadığını ileri sürdü. Koçer, düşük kurdan dolayı ithalatta tarihî rekorlar kırıldığını belirterek, şöyle konuştu: “Bu piyasa gerçeklerine karşın hiçbir tedbir alınmadı ve ülkede üretim bir anlamda kaderine terk edildi. Bütün bunların yanında Gaziantep olarak, bir de teşvik sisteminin adaletsiz ve haksız sonuçlarıyla baş başa bırakıldık. 2007 yılını üretim ve istihdam adına elimiz boş olarak kapatıyoruz.’’

/ GAZİANTEP

17.12.2007


 

Şener: Bütçe açıkları kendisini hissettirecek

Eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, ‘’Bütçe açıkları, başı kalkık bir şekilde 2008’de de kendisini hissettirecek’’ dedi.

Şener, Kuzey Kafkas Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nde katıldığı konferans öncesinde gazetecilerin sorularını cevapladı.

Devlet Bakanlığını bıraktıktan sonra üniversitede yazdığı ilk makalenin seçim yıllarının veya seçimlerin bütçeye etkisi olduğunu belirten Şener, 1980-2007 arasındaki bütçe dengelerinin nasıl değiştiğini incelediğini söyledi.

İnceleme sonunda bazı sonuçların ortaya çıktığını belirten Şener, şunları kaydetti: ‘’Seçim yıllarında bütçe dengeleri bozuluyor. 2007 aynı zamanda bir seçim yılıdır. Ancak, şöyle bir özelliği var. 2002-2007 arasında bütçe disiplini nedeniyle bütçede iyileşmeler var. Grafik olarak düşünecek olursanız 2002’den itibaren bütçe açıklarının gayri safi milli hasılaya oranı gittikçe azalmaktadır. Ancak, 2007 bir kırılma yılı olarak görülüyor. 2002’den itibaren azalan bütçe açıkları 2007’de biraz başını kaldırmıştır. Bütçe açıkları başı kalkık bir şekilde 2008’de de kendisini hissettirecek. Ama bununla birlikte geçmiş dönemlerdeki bütçe bozulmaları dikkate alındığı takdirde son yıllardaki bütçe açıkları daha kabul edilebilir. Hazırlanan bütçelerden çok yıl sona gerçekleşmeler daha önemlidir.

2008’in gerçekleşmelerini de 31 Aralık 2008’de göreceğiz.’’

/ ESKİŞEHİR

17.12.2007


 

Gelir dağılımı her geçen gün biraz daha bozuluyor

Türkiye Kamu-Sen’in yaptığı ‘’Gelir Dağılımında Adalet mi Ücretteki Sefalet mi?’’ konulu araştırmada, memur ve emekli maaşlarına yapılan artışların yalnızca enflasyon hedefine göre belirlenmesi nedeniyle bu kesimlerin ekonomik büyümeden pay alamadığı belirtildi.

Türkiye Kamu-Sen’den yapılan yazılı açıklamada, araştırma sonuçlarına ilişkin bilgilere yer verildi.

Memurların, gelir dağılımındaki adaletsizlikten dolayı 388 YTL zararda olduğu kaydedilen açıklamada, memur ve emekli maaşlarına yapılan artışların, yalnızca enflasyon hedefine göre belirlenmesi sebebiyle bu kesimlerin ekonomik büyümeden pay alamadığı savunuldu. Gelir dağılımının her geçen gün biraz daha bozulduğu öne sürülen açıklamada, ‘’Memurlara, yıl içinde gerçekleşen TÜFE rakamlarının üstüne yıllık büyüme rakamları eklenerek maaş artışı yapılmış olsaydı, şu ada 980 YTL olan ortalama memur maaşı bin 368 YTL olacaktı. Yani bugün itibarıyla memurlar yalnızca ekonomik büyümeden dolayı hak ettikleri 388 YTL’yi alamamış görünüyorlar’’ görüşüne yer verildi.

/ ANKARA

17.12.2007


 

Dar gelirlinin bayramlığı pazar tezgâhından

Kurban Bayramı sebebiyle Konya’da kurulan pazarda çocuk kazakları 4 YTL, pantolonları 7,5 YTL’den başlarken, yetişkin erkek ayakkabıları 10-30, montlar 25-35, kazaklar ise 7,5-10 YTL arasında satılıyor.

Alınan bilgiye göre, yaklaşan Kurban Bayramı sebebiyle şehir merkezindeki Kültür Park içinde çok sayıda esnafın tezgâh açtığı bayram pazarı kuruldu. Ayakkabıdan, eteğe, kazaktan, pantolona kadar yetişkin ve çocuklar için birçok çeşitte giyim eşyasının satıldığı pazarda fiyatların ucuzluğu dikkat çekiyor. Pazara genellikle dar ve orta gelirli aileler talep gösteriyor.

Bayram pazarında yetişkin erkekler için ayakkabılar 10 YTL’den başlıyor, 30 YTL’ye kadar çıkıyor. Spor ayakkabıları 10-20 YTL arasında satılıyor. Erkek montlar 25-35, kazaklar 7.5-10, kot pantolonlar 15-25 YTL arasında satışa sunulurken, gömlekler 10 YTL’den, kadın ayakkabıları 10, etekler ise 5-40 YTL’den alıcı buluyor.

En fazla çocuk ürünlerinin satıldığı pazarda, aileler çok masraf etmeden çocuğuna bayramlık alabiliyor.

/ KONYA

17.12.2007


 

Eğitimci bayramı buruk karşılıyor

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, eğitim çalışanlarının Kurban Bayramı’nı buruk karşıladıklarını belirtti. Özcan, hükümetin bayramlarda eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ikramiye vermesini talep etti.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Özcan, Kurban Bayramı dolayısıyla öğretmenlerin harcamalarına ilişkin yaptıkları araştırmayı açıkladı. Özcan bir öğretmenin küçükbaş kurbanlık alabilmesi için maaşının en az yüzde 27’sini ayırması gerektiğini bildirdi. Özcan, Araştırmaya göre, küçükbaş kurbanlıklar 250 YTL ile 500 YTL, büyükbaş kurbanlıklar ise 1500 YTL ile 5 bin YTL arasında değişiyor. En düşük derecede çalışan bir öğretmenin küçükbaş kurbanlık alabilmesi için maaşının en az yüzde 27’sini ayırması gerekiyor. En yüksek derecede çalışan bir öğretmen maaşının en az yüzde 22’si, en düşük derecede çalışan bir hizmetli de maaşının en az yüzde 34’ü ile kurbanlık alabiliyor.

En düşük derecedeki bir öğretmenin 5 kişiyle ortak olarak kurbanlık dana alabilmesi için az 77 saat 43 dakika, en yüksek derecede çalışan bir öğretmenin en az 63 saat 57 dakika, en düşük derecedeki bir memurun da en az 98 saat 36 dakika çalışması gerekiyor. Bir öğretmen, misafirlerine ikram edeceği bir kilogram çikolatayı en az 5 saat 18 dakika, bir hizmetli de en az 6 saat 55 dakika çalışarak alabiliyor. Araştırmaya göre, bir öğretmenin kendisine, eşine ve çocuğuna yapacağı bayram alış verişi masrafı 660 YTL ile 1.896 YTL arasında değişiyor. Bir öğretmen en az 21 gün, araştırma görevlisi en az 18 gün, en düşük derecedeki bir memur en az 25 gün, bir profesör de en az 7 gün çalışırsa bayram alış verişi masrafını karşılayabiliyor.

/ ANKARA

17.12.2007


 

İMO üyeleri toplandı

İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından düzenlenen geleneksel yemekte konuşan Şube Başkanı Adem Özdemir, inşaat mühendisliğinin meslek olarak her zaman için önemli olduğuna vurgu yaparak, “Ülkenin dört bir tarafında, yapılan her işte bizlere ihtiyaç var” dedi.

İMO Üyeleri Almira Otelde düzenlenen geleneksel yemekte bir araya geldi. Ülkeye hizmet yarışında herkesin daha öz verili olması gerektiğini belirten Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Oda olarak çok iyi işlerin altına imza atıldı. İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin Türkiye çapındaki gücünü herkes çok iyi biliyor. Meslek grubu olarak sorunlarımızın çözümü için parlamento düzeyinde girişimler içerisinde bulunmalıyız. Ülkenin her yerinde inşaat mühendislerine ihtiyaç var. Bu göz ardı edilmemeli.”

Hüseyin Hiçdurmaz / BURSA

17.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri