Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Başörtüsü yasağı ve katsayı engeli kalksın

Eğitimciler Birliği Sendikası Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, insan hakları konusunda pazarlığın hiçbir şartta kabul edilemeyeceğini belirterek, evrensel hukuk değerlerine aykırı nitelikte, eğitim ve çalışma özgürlüğü açısından engel oluşturan başörtüsü yasağının hizmet alan-veren ayrımı yapılmadan sona erdirilmesini istedi.

Gündoğdu, katsayı engelinin de bu yılki ÖSS’ye kadar ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti.

Eğitimciler Birliği Sendikası’nın 3. Olağan Genel Kurulu’nun açılışında konuşan Gündoğdu, YÖK’ün anayasal kurum olmaktan çıkarılmasını isteyerek, “Batı’da üniversite öğretim üyeleri önceliklerini bilime verirken, bizim öğretim üyelerimiz bozuk saat gibiler. Bilim adamı sıfatını taşıyanlar, Üniversitelerarası Kurul, bu ülkenin geleceğine, özgürlüğüne, demokrasisine ihanet ettiğini tanık oluyoruz” dedi.

Gündoğdu, dün ikna odaları kuranların ve “ordu göreve” pankartı açanların hangi mahalle adına konuştuklarını sorarak “Üniversitelerarası Kurul ya hayır söyleyin, ya sussun. Milletin verdikleri ile milletin çocuklarını tokatlamayın” diye konuştu.

KATSAYI ENGELİ DE KALKSIN

İnsan hakları konusunda pazarlığın hiçbir şartta kabul edilemeyeceğini kaydeden Gündoğdu, şunları ifade etti:

“Zaman, bir avuç dayatmacı zihniyeti koruma zamanı değildir. Artık söz milletindir. Evrensel hukuk değerlerine aykırı nitelikte, eğitim ve çalışma özgürlüğü açısından engel oluşturan başörtüsü yasağı hizmet alan-veren ayrımı yapılmadan sona erdirilmelidir. Din eğitimi ve öğretimi konusundaki sınırlamalar sona erdirilmelidir. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin içeriği zenginleştirilerek zorunlu ders niteliği korunmalı, isteyen anne babaların çocuklarına din eğitimi verilmelidir. Katsayı adaletsizli istikbale yapılmış en büyük kötülüktür. Katsayı engeli bu yılki ÖSS’ye kadar ortadan kaldırılmalıdır” dedi.

YARGI MECLİSİ GÖLGELEYEMEZ

Gündoğdu, yargının Meclis’in gücünü gölgelememesi gerektiğini de dile getirerek “Hiçbir kurum veya kişinin kendisini TBMM’nin yerine koymaya hakkı yoktur. İhsası ney durumu oluşturacak davranışlardan şiddetle kaçınmalıdır. Bazı parti başkanları bile kalkıp ‘son kalemiz yargı kaldı’ diyebilmektedir. Yargı sadece milletin kalesidir. Hukuka güvenin en üst düzeyde olması için yargı özgürlükleri daraltan kararlar vermek yerine özgürlükleri genişleten kararlar vermelidir” şeklinde konuştu.

Fatih Karagöz / ANKARA

04.02.2008


 

Karma eğitim dayatması da yok

Devletin, hangi milletten olursa olsun halkını kucakladığı; dil, din, kültür eğitimine destek olduğu; kılık kıyafet ve yaş sınırlaması gibi engeller koymadığı beşinci kıtada çocuğun karma veya kız erkek ayrı eğitim alma tercihi de ailelere bırakılıyor. Bu imkân hem özel, hem devlet okulları için geçerli. Devlet, ailelerin tercihine uygun alternatifler sunuyor ve tercih hakkını onlara bırakıyor.

Gençlerin manevî eğitimine destek

Gençlerin manevî eğitimi için sivil kuruluşlar maddî ve manevî açıdan destekleniyor. Göçmenlere kendi ülkelerinden eğitimci getirme hakkı tanınıyor. Hatta okullara bu eğitim için kadro ve maaş veriliyor. Okullar ve sivil kuruluşlar devlete “Gençlerimiz için din ve kültür eğitimi vermek istiyoruz” gibi bir istekle başvurunca kendi ülkelerinden eğitimci getirme hakkı tanınıyor.

GÖRÜŞ BÖLÜMÜNE TIKLAYIN

Saadet Topuz

04.02.2008


 

TBMM’de başörtüsü maratonu başlıyor

TBMM Genel Kurulu, bu hafta üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılmasına imkan sağlayan Anayasa değişikliği hakkındaki kanun teklifini görüşecek. Anayasa değişikliği görüşmelerinin 1. turu 6 Şubat Çarşamba, ikinci turu ise 9 Şubat Cumartesi günü yapılacak.

Genel Kurulda 6 Şubat Çarşamba günü yapılacak birinci tur görüşmelerinde, önce teklifin tümü üzerindeki görüşmeler yapılacak. Görüşmeler tamamlandıktan sonra maddelerine geçilmesi için gizli oylama yapılacak. Kabul edilmesi durumunda ise teklifin maddeleri üzerinde ayrı ayrı görüşme yapıldıktan sonra gizli oylamaları gerçekleştirilecek. Anayasa hükmü gereği Anayasa değişiklik teklifinin ikinci tur görüşmeleri ise 48 saat sonrasına denk gelen 9 Şubat Cumartesi günü yapılacak.

İkinci tur görüşmelerde yalnızca maddeler üzerinde verilmiş değişiklik önergeleri ele alınacak, birinci turda üzerinde değişiklik teklifi bulunmayan maddeler hakkında ise ikinci turda önerge verilemeyecek. Bu durumda da ikinci turda yalnızca Anayasa değişikliği teklifinin maddeleri ile tümümün gizli oylaması yapılacak.

Anayasa değişikliği teklifinin maddelerinin ve tümünün kabulü, üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun (330) gizli oyu ile mümkün olabilecek. Birinci turda gerekli çoğunlukla (330) kabul oyu alamayan bir madde, ikinci turda da en az (330) oy alamazsa reddedilmiş sayılacak.

GÜNDEM YOĞUN

TBMM Genel Kurulu, bu haftanın ilk çalışma günü olan yarın, görüşmeleri geçen haftadan yarım kalan Vakıflar Kanununu ele alacak.

Meclis 7 Şubat Perşembe ve 8 Şubat Cuma günleri ise sırasıyla Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi ile AR-GE faaliyetlerinin teşvik edilmesini düzenleyen kanun tasarısını ve Ağrı Dağı Üniversitesinin adının ‘’Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’’ olarak değiştirilmesini öngören kanun tasarısını görüşecek.

/ ANKARA

04.02.2008


 

Atalay: Türkiye artık bu sorunu çözmelidir

Türk-İş Genel Mali Sekreteri ve Demiryol-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, demokratik ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de üniversitelerde kılık kıyafet serbestliği getirilmesi gerektiğini belirterek, “Türkiye artık başörtüsü sorununu çözmelidir” dedi.

Atalay, yaptığı yazılı açıklamada, ‘yüksek öğretim kurumlarında öğretim gören kızların kıyafetleri konusunda yıllardır uygulanan yanlış politikalara son vermek ve üniversitelere özgürlüğü, demokrasiyi getirmek için yapılan Anayasa değişikliği üzerine son günlerdeki tartışmaları kaygıyla takip ettiklerini kaydetti. Üniversitelerin, düşüncelerin, din ve inanç özgürlüğünün en ileri düzeyde yaşandığı ve savunulduğu kurumlar olması, bilim insanlarının da bu hakkı sonuna kadar savunması gerektiğini ifade eden Atalay, şu görüşlere yer verdi:

‘’Çağdaş bir Türkiye isteyen üniversitelerimiz, önce çağdaş bir toplum olmanın gereği olan özgürlük ve demokrasi ortamının varlığı için mücadele etmelidir. Demokratik ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de üniversitelerde kılık kıyafet serbestliği getirilmelidir. Kadınların başörtüsünü bir toplumsal huzursuzluk kaynağı haline getirmek, çağdaş ve güçlü bir Türkiye’nin önünün tıkamak istemektir. Bu ülkede toplumsal huzursuzluk yaratmaya, halkı birbirinden ayırmaya, insanlarımızı

birbirine düşürmeye hiçbir kurumun ve kişinin hakkı yoktur. Bu temel hakkın engellenmesini savunmak, terörle, yoksullukla, haksızlıkla mücadele eden, büyümeyle, kalkınmayla güçlü bir ülke yaratmaya çalışılan bir dönemde, demokratik işleyişe çomak sokmaktır. Türkiye artık başörtüsü sorununu çözmelidir. Bunun yolu toplumsal mutabakattır. TBMM’de halkımızı temsil eden büyük çoğunluk bu mutabakatı sağlamıştır. Gerekli anayasa değişikliğinin yapılması için demokratik adım atılmıştır. Ülkemizde örtünen ya da örtünmeyen tüm kadınlarımızın haklarına sahip çıkmanın yolu özgürlük, adalet ve eşitlik temelinde bir Türkiye’dir.’’

/ ANKARA

04.02.2008


 

Gümrükçüoğlu: Yayla’ya hapis, Türkiye tarihine yeni bir leke

Mazlum-Der Kocaeli Şube Başkanı Nigar Gümrükçüoğlu, Prof. Dr. . Atilla Yayla’nın, Kemalizme dair kullandığı ifadelerden dolayı 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasıyla düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda hiçte temiz bir sicile sahip olmayan Türkiye tarihine yeni bir leke daha eklendiğini söyledi.

Gümrükçüoğlu, yaptığı açıklamada, AKP İzmir İl Gençlik Kolları tarafından düzenlenen panele katılan Prof. Dr. Atilla Yayla’nın, yaptığı konuşmada Kemalizme dair kullandığı ifadelerden dolayı 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldığını hatıratarak, “Düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda hiçte temiz bir sicile sahip olmayan Türkiye, tarihine yeni bir leke daha ekledi” dedi. Prof. Dr. Yayla’nın özgürlüğünin bütün farklı fikir, inanç ve düşüncedeki insanların, herkesin özgürlüğü olduğunu belirten Gümrükçüoğlu, şunları kaydetti: “Mazlum-Der Kocaeli Şubesi olarak bizler, düşünce ve ifade hürriyetinin kazanımı için bugüne kadar harcadığımız çabaların bir parçası olarak aynı çabayı Atilla Yayla için de harcayacağımızı ilan ederken, tek tip düşün, tek tip konuş, tek tip davran mantığını reddettiğimizi bir defa daha deklare ediyoruz.”

Yeni Asya / İSTANBUL

04.02.2008


 

“Örtüye özgürlük modernleşmeyi hızlandırır”

Yeni Asya’ya konuşan sosyolog Fatma Karabıyık Barbarasoğlu, “Dünyanın hiçbir yerinde tepeden inme rejim değişikliğini gerçekleştirenler kadınlar olmadı. Başörtüsünün serbest olması, tam tersine kadın modernleşmesini hızlandırıcı bir fonksiyon üstlenecek” dedi.

Yiğit düştüğü yerden kalkar. Yasaklara dayanak olarak anayasanın belli maddeleri gösterildiğine göre çözüme buradan başlamak gerekiyor. Ama anayasadaki maddeler düzenlendiğine göre, her şey güllük gülistanlık olacak anlayışı çok yanlış.

RÖPORTAJ BÖLÜMÜNÜ TIKLAYIN

Hasan Hüseyin Kemal

04.02.2008


 

Sınır ötesi nikâh

Suriye’nin Halep şehrine bağlı Afrin bölgesinde yaşayan Ayda Hado, Kurban Bayramı’ndaki sınır ötesi bayramlaşma sırasında tanıştığı Türk genciyle evlendi.

Geçen Kurban Bayramı’nda akrabalarıyla bayramlaşmak üzere Hatay’ın Reyhanlı ilçesinden Suriye’nin Afrin bölgesine giden radyatör tamircisi Hasan Ayık (22), akrabası olan Suriyeli Ayda Hado (19) ile Türk örf ve adetlerine göre dünya evine girdi

/ REYHANLI

04.02.2008


 

Barış Manço duâlarla anıldı

Barış Manço, ölümünün 9. yıl dönümünde Kanlıca’daki mezarı başında anıldı. Kanlıca Mezarlığı’nda düzenlenen anma töreninde, Barış Manço’nun kabri başında önce duâ okundu.

Duâların ardından sanatçının eşi Lâle Manço yaptığı konuşmada, her yıl Barış Manço’nun kabri başına gelerek kendilerini yalnız bırakmayan herkese teşekkür etti. Barış Manço 7’den 77’ye Dolu Dizgin Barış ve Sevgi Derneği Başkanı İnci Manço İlbay da sanatçının, ‘’Bütün isteğim gönüllerde yaşamak’’ dediğini hatırlatarak, ‘’Barış bu istediği yeri gönüllerde aldı. O bizlerle ve sizlerle birlikte artık’’ diye konuştu. Anma törenine, Manço ailesi ve yakınlarıyla, sevenleri ve çocuklar katıldı.

/ İSTANBUL

04.02.2008


 

Göç, Doğu Karadeniz illerinin ortak sorunu

Giresun Ticaret ve Sanayi Odası (GTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yamak, Giresun’un nüfusunun 7 yıl içinde 106 bin dolayında azalmasının, yörede büyük boyutlara ulaşan göç hareketlerinden kaynaklandığını söyledi.

Yamak, yaptığı açıklamada, ekonomik olumsuzluklardan dolayı yörede 1970’li yıllarda başlayan göç hareketlerinin bir türlü önlenemediğini, 2000 yılı sayımında 523 bin 819 bin olan Giresun’un nüfusunun, 2007 yılı sayımında 417 bin 505’e düştüğünü belirtti. Göçün sanayinin gelişmediği, istihdamın artırılamadığı Doğu Karadeniz illerinin ortak sorunu olduğunu belirten Yamak, ‘’Doğduğu yerde doymayan insanlarımız zorunlu olarak ekmeğini kazan için büyük kentlere göçüyor. Bu göç dalga halinde 40 yıla yakındır sürüyor. Bu göç beyin ve sermaye göçü olarak hızla devam ediyor’’ dedi. Yamak, göçün temelinde ekonomik sorunun yattığını kaydetti.

/ GİRESUN

04.02.2008


 

Kırsalda yoksulluk artıyor

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Kemal Çelik, “Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2002-2005 dönemine ilişkin verilerine göre Türkiye genelinde yoksulluk artarken, kırsal yoksulluğun artışı dikkat çekecek boyuttadır” dedi.

Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapılan açılış töreni ile Cuma gün başlayan ‘Uluslararası Yoksulluk Sempozyumu’, Cumartesi günü Barcelo Eresin Otel’de üç farklı salonda yapılan eş zamanlı oturumlarla devam etti.

11 başlık altında gerçekleşen oturumlardan ilki olan ‘Sivil Toplum Kuruluşları ve Yoksullukla Mücadele’, Fatih Üniversitesi’nden Prof. Dr. Lütfullah Karaman’ın başkanlığında gerçekleşti. Yoksulluğun azaltılmasında sivil toplum kuruluşlarının rolünün işlendiği oturumda, Ankara Üniversitesi’nden katılan Levent Eraslan, Deniz Feneri Derneği’nin yoksulluğa karşı yürüttüğü mücadele stratejilerini anlattı.

Gelir dağılımı, yoksulluk ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkilerin konu alındığı “Ekonomik Politikalar ve Yoksulluk” başlıklı oturumda ise Türkiye’de ve dünyada yoksulluk kavramı, rakamlarla gözler önüne serildi. Konuşmasında genel olarak gelişmiş ülkelerdeki kişisel gelir düzeyinin diğer ülkelerdeki değerlerle karşılaştıran Balıkesir Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ali Kemal Gürbüz, günümüzdeki büyüme oranları düşük de olsa, gelişmiş ülkelerin bugünkü durumlarını geçmişte hızlı büyümelerine borçlu olduklarını söyledi.

“Kırsal ve Kentsel Yoksulluk” konulu oturumda ise Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Doç. Dr. Kemal Çelik, Türkiye’deki yoksulluk boyutunu istatistiksel verilerle dinleyicilere sundu. Kırsal yoksulluğa özellikle dikkat çekerek konuşmasını sürdüren Çelik; “Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2002-2005 dönemine ilişkin verilerine göre Türkiye genelinde yoksulluk artarken, kırsal yoksulluğun artışı dikkat çekecek boyuttadır. Söz konusu rakamlara göre ülkemizde 14 milyon 681 kişi, diğer bir deyişle ülke nüfusunun % 20.50’si yoksuldur. Belirlenen yoksul nüfusun % 61’inin kırsalda olması düşündürücüdür. Benzer biçimde açlık sınırı altında yaşadığı saptanan 623 bin yurttaşımızın da yarısından fazlası (% 55’i) kırsal kesimlerde yaşamaktadır” dedi.

Dün de “İnsan Hakları Bağlamında Yoksulluk”, “Aile ve Yoksulluk”, “Küreselleşme, Eşitsizlik ve Yoksulluk” konuları masaya yatırıldı. Dünyanın farklı ülkelerinden bilim adamlarına kapılarını açacak. Yoksulluk Sempozyumunun son gününde de bütün dünyada önüne geçilemez bir sorun olan yoksullukla mücadele yollarını tartışmaya devam edildi.

Yeni Asya / İSTANBUL

04.02.2008


 

Eve gelen görevliye kartını sorun

Bursa’da, kendisini bir hastanede çalışan sağlık görevlisi olarak tanıtan kişi, polis tarafından gözaltına alındı. Zanlının ismini verdiği hastane yönetimi, bünyesinde öyle bir kişinin çalışmadığını bildirdi.

Edinilen bilgiye göre, vatandaşların evine giderek kendisini özel bir hastaneden gelen sağlık görevlisi olarak çalışan bir kişi olarak tanıtan Dursun D. (28), vatandaşın ihbarı üzerine polis tarafından yakalandı.

Yapılan incelemede, zanlının ismini verdiği özel hastane, bünyesinde öyle bir kişinin çalışmadığını bildirince zanlı Dursun D. ‘ünvan kullanmak suretiyle haksız kazanç elde etmek’ suçundan gözaltına alındı.

Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor. Bursa Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, zanlının bu yolla dolandırıcılık yapabileceği için vatandaşlar tarafından ihbar edildiğini belirtti. Yetkililer, vatandaşların evlerine gelen tüm görevlilerin kartlarını sormalarını istediler.

/ BURSA

04.02.2008


 

Gâvur Gölü çöl olabilir

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Gürbüz, ildeki Gâvur Gölü’nün korunması için çalışma yapılmasını istedi.

Gürbüz, Türkoğlu ilçesine bağlı Beyoğlu beldesi yakınındaki bulunan ve tarla kazanmak amacıyla bir bölümü kurutulan Gâvur Gölü’nün biraz daha zaman kaybedilmesi halinde çöle dönüşebileceğini belirtti. Dünyada küresel ısınma dolayısıyla sulak alanların korunması konusunun büyük önem kazandığını vurgulayan Gürbüz, ‘’İlimizdeki Gâvur Gölü korumaya alınmalı. Biraz daha zaman kaybedilirse Gâvur Gölü, gâvur çölüne dönüşebilir. Bu konuda zaman kaybedilmemeli’’ dedi.

/ KAHRAMANMARAŞ

04.02.2008


 

Temiz hava solumak isteyen ağaç diksin

Mersin Orman Bölge Müdürlüğü, bu yıl, 14 bin hektarlık ağaçlandırma ve rehabilitasyon çalışması hedefliyor.

Orman Bölge Müdürü Mustafa Gözükara, yaptığı açıklamada, ormanların, başta erozyon olmak üzere çeşitli tabiî afetleri önlemesinin yanı sıra gerek atmosfere bırakılan sera gazı yayılımlarının azaltılmasında, gerekse atmosferden sera gazı emme yoluyla ‘karbon yutağı’ oluşturulmasında önemli etken olduğuna dikkati çekti. Gözükara, sanayinin gelişmesinin, atmosferdeki karbondioksit oranını hızla artırdığını, bunun yüzde 80-85’inin fosil yakıtlardan, yüzde 15-20’sinin canlıların solunumundan ve diğer etkenlerden kaynaklandığını ifade ederek, ‘’Bu nedenle havayı yeşil dokuyla temizlemekten başka çaremiz yok’’ dedi.

Temiz hava solumak isteyen herkesin ağaç dikmesi gerektiğini vurgulayan Gözükara, ‘’Ayrıca son zamanlarda bütün dünya genelinde yaşanan küresel ısınmaya karşı da ağaçlandırma büyük önem taşıyor’’ diye konuştu.

/ MERSİN

04.02.2008


 

Gönüllü doktorlar hastalara umut oldu

Ankara Sağlık Mensupları Derneği üyesi 14 uzman doktor, gönüllü olarak geldikleri Van’da köy, köy dolaşarak hastalara umut oldu.

Alınan bilgiye göre, Ankara Sağlık Mensupları Derneği üyesi 14 uzman doktor Van’a geldi. Daha önceden Van Köylülerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile irtibata gecen uzman doktorlar, 3 grup halinde özel araçlarla merkeze bağlı köyler ile Özalp ve Çatak ilçelerinde hasta olan vatandaşları muayene etti. İlçe ve köylere uzman doktor geldiğini duyan vatandaşlar, muayene yerlerinde izdihama sebep oldu.

Özalp ve Çatak ilçelerinin yanı sıra merkezdeki köyleri tek tek dolaşan 14 uzman doktor akşam saatlerine kadar yaklaşık 600 hastayı muayene etti.

/ VAN

04.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri