Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Görüş

Sigara ve başörtüsü yasağı

Türkiye’de sigara içme yasağının kapsamını genişleten yasa teklifinin mecliste kabul edilmesiyle birlikte artık kamusal alana sigara giremeyecek. Ayrıca özel kişilere ait kapalı mekânlarda, okullarda, dershanelerde, taksiler de dâhil olmak üzere bütün taşıma araçlarında sigara içilmeyecek.

Bu yasak gayet çağdaş, insan sağlığına ve toplum huzuruna yararlı bir gelişmedir. İnsana zararlı olan bir eylemin yasaklanması, insanı koruma amacına yönelik olduğu için saygı ile karşılanır. Keşke bütün yasaklar böyle zararlı maddelerin toplumdan uzaklaştırılmasına yönelik olsaydı. Zaten bu yasayı bir “yasak” yasası olarak değil, “sağlığı koruma” yasası olarak kabul etmek gerekir.

Yıllardır zararlı bir madde gibi görülen ve kamusal alana alınmayan bir madde daha var: “Başörtüsü”! Oysaki bu kumaş parçasının insan sağlığını tehdit eden bir özelliği yoktu. Hatta soğuk ve sıcaktan koruyan, bilimsel olarak faydaları tesbit edilmiş gayet yararlı bir maddeydi. Hiç kimseye de en ufak bir zararı yoktu. Zehirlemezdi, öldürmezdi… Her hangi bir hastalık taşımazdı.

Buna rağmen başörtüsü sanki bir vebalı gibi toplum hayatından uzaklaştırılmaya çalışıldı. Gençleri zehirleyen, başarıyı engelleyen, asayişe zarar veren, cinayetlere kadar giden sonuçlar doğuran içki, uyuşturucu, sigara gibi kötü alışkanlara gösterilen tolerans, başörtüsüne gösterilmedi. Lise önlerinde uyuşturucu pazarlığı yapılırken bundan hiç rahatsız olmayanlar, okulun önünde bir başörtülünün geçmesinden bile rahatsız oldular.

“Yasak” kelimesi elbette hoş olmayan bir kelimedir. Bazı yasaklar zorunlu olsa da, insan fıtratı yasaklara karşı bir direnç gösterir. Zararlı alışkanlıkların yasaklanması da bazıları tarafından tepki ile karşılanabilir. Bazı mekânlarda sigara içme yasağı getiren yasayı bir “yasaklama” olarak görmek mümkün değildir. Bu insan sağlığını ve toplumun geleceğini koruma yasasıdır.

Durum böyle olduğu halde, yasakçı zihniyetin, başörtüsüne atıfta bulunarak “‘Bütün yasaklara karşıyım’ diyen yeni YÖK başkanı, bakalım sigara yasağına ne diyecek?” şeklinde bir beklenti içine girmesi, hiç de etik bir yaklaşım değildir. Sigaranın zararlarını zır cahiller bile kabul ederken, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bizimkinden daha kapsamlı koruma kanunları varken, sigara ile başörtüsünü kıyaslamak cehalet ötesi bir anlayıştır.

Kişiye ve topluma zararlı olan maddelerin üretilmesi ve tüketilmesinin yasaklanması, insanı koruma amaçlı olduğu için anlayışla karşılanır. Hatta bunlarla mücadele etmek devletin bir görevidir. Bunun için devlet bütçesinden yeteri kadar pay ayrılıp, harcamalar da yapılabilir. Nitekim insanları sigara ve madde bağımlılığından korumak için sağlık kurumları açılıyor ve devlet eliyle bu tür bağımlılara yardım sağlanıyor. Ama başörtüsü gibi bir kıyafetin, üstelik inanç gereği yerine getirilen bir tesettür emrinin yasaklanması, fert ve toplum için ne gibi bir fayda sağlıyor acaba? Veya başörtüsü yasağı, insanı ve toplumu hangi tehlikeden koruyor ki, bu yasak bu kadar titizlikle korunuyor?

Bu soruların makul ve mantıklı bir cevabı yoktur. Zaten bunun için de yasalarda başörtüyü yasaklayan bir madde bulunmuyor. Ülkemizin bu mantıksız yasakları daha fazla taşıyamayacağını ve en kısa zamanda bu haksızlığın ortadan kaldırılacağını ümit ediyoruz.

Mehtap Yıldırım

12.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri