Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

Olumsuz etkileri, olumluları geçti

Avrupalı düşünür Edgar Morin, Batının, medeniyetin özellikle maddî ve teknik yönünü geliştirdiğini, ama maneviyat gibi konularda tamamen bir azgelişmişlik hâli sergilediğini belirterek, “Bu hususlarda başka medeniyetlerden destek alınabilir” dedi. Morin “Bugün olumlu etkilerinden çok olumsuz etkileri görülen Batı medeniyetinin bir reformdan geçmesi gerekiyor” diye konuştu.

Avrupalı düşünür Edgar Morin, teknik ve ekonomik gelişmelerin halkın bir kısmına refah getirdiğini, ama manevî huzur sağlayamadığını belirtti.

Avrupalı düşünür Morin, Le Monde’da verdiği, Mostar dergisinde de yayınlanan röportajında, kültür ile medeniyeti birbirinden ayırmak gerektiğini söyledi. Kültürün, belli bir topluma özgü inanç ve değerler bütünü olduğunu kaydeden Morin, medeniyetin ise, bir toplumdan diğerine aktarılabilen teknikler, bilgiler, ilim, vb. şeyler olduğunu bildirdi. Morin, “Meselâ, benim bahsettiğim, zaten dünyayı sarmış da olan Batı medeniyeti, bütün bilim, teknik ve ekonomik gelişmeleriyle tanımlanan bir medeniyettir. Ve bugün olumlu etkilerinden çok olumsuz etkileri görülen bu medeniyetin bir reformdan geçmesi gerekiyor, yani bir medeniyet siyasetine ihtiyaç var” dedi. Morin, bilimin sadece iyilik ve güzellikler getirmediğini, aynı zamanda kitle imha silâhlarını ürettiği ve biyolojik yapılarla oynama imkânları verdiğini anlatarak, teknik ve ekonomik gelişmelerin, bugün dünyayı saran biyosfer tabakasını mahvetmede ve günümüzde karşılaşılan bütün çevre sorunlarını doğurmada işbirliği ettiğini ifade etti.

“REFAHI TADAN

HUZURSUZLUKTAN KIVRANIYOR”

Teknik ve ekonomik gelişmelerin, halkın bir kısmına belli bir maddî imkân ve refah düzeyi sağlamalasına rağmen, gerçek bir ruhî ve manevî huzur getiremediğini o yüzden de refahı tadan kesimlerin huzursuzluktan kıvrandığını kaydeden Morin, şöyle devam etti:

“Kişisel bağımsızlık ve sorumluluk açısından güzel olan bireycilik, insanların birbirlerine yardım etme ruhunu imha ederek ilerliyor, işte bütün bu bozulma vâkıâlar medeniyetimizin olumsuz yönleridir. Bu durum, kemiyetin keyfiyete, yani daha çok miktarın, daha ‘fazla’ olanın daha iyiye galebe çalmasının neticesidir. İşte bunun için medeniyetimizi reformdan geçirmemiz kaçınılmaz.”

Edgar Morin, her kültürün erdemleri, bâtıl itikatları, yanlışları olabileceğini o yüzden farklı kültürlerin bilhassa erdemlerinin buluşması gerektiğine inandığını kaydederek, “Genel anlamda Batı’nın ve Avrupa’nın, medeniyetin özellikle maddî ve teknik yönünü geliştirmiş olduğunu, fakat ruhu, maneviyatı ve insanın bizzat kendisiyle ve başkasıyla olan münasebeti gibi konularda tamamen bir az gelişmişlik hâli sergilediğini görüyorum. İşte bu hususlarda başka medeniyetlerden destek alınabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.

“Medeniyet siyaseti” anlayışının dünyada Batılılaşma olan her yerde geçerli olan bir kavram olduğunu dile getiren Morin, bugünün en önemli meselesinin “Dinler veya medeniyetler arası bir savaşın önüne geçebilir miyiz?” olduğunu söyledi. Edgar Morin, “Bence bu eğilim, medeniyetler çatışmasının tam tersi istikamette yol alıyor” dedi.

“Murâdımız, medeniyetin iyilikleridir”

Eserlerinde batı medeniyetini ikiye ayıran ve “Biliniz ki: Bizim muradımız, medeniyetin mehasini ve beşere menfaati bulunan iyilikleridir. Yoksa medeniyetin günahları, seyyiâtları değil ki, ahmaklar o seyyiâtları, o sefahetleri mehasin zannedip, taklit edip malımızı harap ettiler” diyerek medeniyetin iyi ve güzel yönlerini örnek almak gerektiğine dikkat çeken Bediüzzaman Said Nursî, Batı medeniyetinin dünya insanının çoğunun huzurunu kaçırdığını ise şu sözleriyle ifade etmişti: “Bu medeniyet-i hazıra (şimdiki medeniyet), beşerin yüzde seksenini meşakkate, şekavete atmış; onunu mümevveh (sahte) saadete çıkarmış; diğer onu da, beyne beyne (ikisinin arasında) bırakmış. Saadet odur ki, külle (herkese), ya eksere (çoğunluğa) saadet ola. Bu ise, ekall-i kalilindir (azın da azınındır) ki, nev-î beşere rahmet olan Kur’ân, ancak umumun, lâakal (en azından) ekseriyetin saadetini tazammun eden bir medeniyeti kabul eder.” (Sünûhat, s. 59)

Ahmet Turan Söyler / İSTANBUL

21.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Hakimler siyasetçi gibi konuşamaz

  Olumsuz etkileri, olumluları geçti

  Bakanın 301’den haberi yok

  Sağlıkçılara YÖK müjdesi

  CHP’den nüfus sayımı için önerge

  TBMM önünde başörtüsüne destek eylemi

  Araştırma görevlisi seçimine yeni düzenleme

  AKP ve MHP umutlarını ek-17’ye bağladı

  DTP’li Tuncel hakkında fezleke

  Yeni büyükelçilerden AB beklentisi

  Bediüzzaman özgürlük kahramanı

  Türkiye artık tam üye olmalı

  Gurbetçi, Göç Yasası’ndan rahatsız

  Suç işlemeyi TV’de öğreniyorlar

  360 köye ulaşılamıyor

  Gözleriniz yaşınızı ele veriyor

  3,5 ton mesir macunu saçılacak

  Peri bacaları kara büründü

  Karlı zeminde nasıl yürümeli?

  Kavşakkaya Barajı devreye girdi

  Camide barkovizyonlu tebliğ

  Karın suyu az, “kepeği” çok

  Göle kar takviyesi

  Su için 15 gündür tezek yakıyorlar


 Son Dakika Haberleri