Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Başörtüsünde muhalefet kemikleşmiş

Sivil anayasa taslağını hazırlayan bilim kurulunun başkanı Prof. Dr. Ergun Özbudun, “Türkiye’de başörtüsü konusunda uzunca yıllar tartışılsa bile bir uzlaşmaya varılabileceğini an-lamadığını, özellikle muhalefetin bu konuda kemikleşmiş olduğunu” söyledi.

Özbudun, Berlin Avrupalı Türkler İnisiyatifi (BATI) tarafından Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen ‘’Yeni anayasa ne getiriyor - 1982 anayasası ve AB ülkelerinin anayasalarıyla mukayese’’ konulu toplantıya katılarak, konuşma yaptı.

Özbudun, toplantıyı izleyen Alman Sol Parti Federal Meclis üyesi Hakkı Keskin’in, “Türkiye’de başörtüsü konusunun toplumu gereksiz yere böldüğünü, Türkiye’nin çözmesi gereken çok daha önemli sorunları olduğunu” söylemesi üzerine, ‘’Başörtüsü konusunda uzun yıllar tartışılsa bile bir uzlaşma sağlanabileceğini sanmıyorum. Muhalefet bu konuda kemikleşmiş. Yıllarca da bu konuyu tartışamayız. Bu kutuplaşmada başörtüsü diğer bir bahane. Kutuplaşma aslında her konuda var. Burada anlayış önemli. Sonuçta bizim yaptığımız sadece yeni bir düzenlemeydi, ancak hükümet ile ilgili şüpheler var’’ dedi.

“Başörtüsü konusunu bireysel bir özgürlük olarak gördüğünü ve üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılmasına neden bu kadar tepki gösterildiğini anlayamadığını” ifade eden Özbudun, “üniversitelerde kılık kıyafet ile ilgili düzenlemenin, Türk toplumu içinde gereksiz bir tartışma başlattığını ve kutuplaşmaya yol açtığını” kaydetti.

Özbudun, ‘’Türkiye’de bugün ciddî bir kutuplaşma var. Azınlık bir kesim, AK Parti’yi gizli bir ajandası olduğu, bir İslâm devleti oluşturmak istediği gerekçesiyle eleştiriyor. Bu anayasa taslağını hazırlama görevini bize CHP verseydi, bu demokratik bir anayasa olarak alkışlanırdı. Bu nedenle tasarı haksız eleştirilere maruz kaldı. İçinde bulunduğumuz durumda tartışma reel değil, ideolojik boyutta sürdürülüyor. Empati ve iletişim eksikliği had safhada. Aileler bile kendi içlerinde kavga ediyorlar. Birbirimizi daha iyi anlamaya çalışmalıyız. Şunu kesinlikle bilmeliyiz ki, Türkiye’nin demokrasiden başka gideceği yol yoktur’’ şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin AB üyesi olmasının da şart olduğunu” kaydeden Özbudun, Keskin’in, “Asıl sorun anayasa taslağını hazırlama görevinin size AK Parti tarafından verilmiş olması” demesi üzerine de ‘’Bu eleştirilerde önemli bir şey gözden kaçırılıyor. Bizim çalışmalarımız bir sürecin başlangıcıdır. Anayasa tasarısının son hali hükümet tarafından açıklandıktan sonra bu TBMM’de tartışılacak. Yani hiçbir şey tepeden indirilerek empoze edilmeye çalışılmıyor. Bizimki bir hazırlık çalışması. Biz kendimizi bir bilim kurulu olarak nitelendirdik ve tümüyle bağımsız çalıştık’’ dedi.

Toplantıda konuşan Prof. Dr. Alparslan Yenal da 1982 yılı anayasasını demokratik olmadığı gerekçesiyle eleştirerek, “Türkiye’deki türban tartışmalarını, mevcut diğer önemli sorunlardan dolayı gereksiz gördüğünü” söyledi.

“Türkiye’deki ekonomik durumun, yurt dışından görüldüğü kadar parlak olmadığını” savunan Yenal, “ülkedeki ekonomik büyümeye rağmen, özellikle gençler arasındaki işsizliğin çok yüksek düzeyde olduğunu” belirtti.

Yenal ayrıca, “Türkiye-AB ilişkilerinde de bir duraklama dönemi yaşandığını, ancak bunun sadece Türk hükümetinin hatası olmadığını, bu konuda Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıktıkları için Sarkozy-Merkel faktörünün de önemli rol oynadığını” dile getirdi.

/ BERLİN

23.02.2008


 

İNTERNET SİTESİNDEN DUYURULDU

Genelkurmay Başkanlığı, internet sitesinden yaptığı açıklamada, “TSK’nın, Irak’ın kuzeyinde üslenmiş PKK/KONGRA-GEL terör örgütü mensuplarını etkisiz kılmak ve bölgedeki örgütsel altyapıyı kullanılmaz hale getirmek maksadıyla, önceki gün saat 19.00’dan itibaren Hava Kuvvetleri ile desteklenen bir sınır ötesi kara harekâtı başlatıldığını” bildirdi. Dünya medyasında ‘flash haber’ olarak yer alan operasyonla ilgili olarak AB, ölçüsüz güç kullanılmamasını istedi.

RUTİN SÜRECİN DEVAMI

TSK, Irak’ın kuzeyinde üslenmiş terör örgütü PKK mensuplarını etkisiz kılmak ve bölgedeki örgütsel altyapıyı kullanılmaz hale getirmek maksadıyla, önceki akşam saatlerinden itibaren sınır ötesi kara harekatı başlattı. Dışişleri Bakanı Ali Babacan, bunun rutin bir sürecin devamı olduğunu kaydetti.

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Yunanistanlı Parlamento heyetini Dışişleri Bakanlığı’nda kabul ettikten sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı. Yunanlı heyete eşlik eden ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, “Kara harekatı konusunu görüştünüz mü?” diye sorulması üzerine, Bakan Babacan’ın, “Bu rutin bir sürecin devamı olarak görülmeli” dediğini aktardı. Uras, konunun bunun dışında ele alınmadığını belirterek, Uras, Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs meselelerinin konuşulduğunu söyledi. Dışişleri Bakanı Ali Babacan ayrıca Cuma namazından sonra yaptığı açıklamada, TSK’nın terör örgütüne yönelik Kuzey Irak’a başlattığı sınır ötesi operasyon konusunda, ilgili ve yetkili birimlerin açıklamalarının takip edilmesi gerektiğini söyledi.

/ ANKARA

23.02.2008


 

Erdoğan: Hedef ve sınırlar belli

Başbakan Erdoğan, Kuzey Irak’taki terör örgütüne yönelik yapılan sınır ötesi operasyonla ilgili açıklama yaptı. Erdoğan operasyonun hedefi ve sınırları ile ilgili çok net konuştu.

Başkakan Erdoğan, “Hükümetin verdiği yetki sonrası Silahlı Kuvvetlerimiz terör örgütüne yönelik operasyonlarını sürdürmektedir. Operasyonun amacı hedefi ve sınırları bellidir. Duyma haberlerle bu çarpıtılmamalıdır” diye konuştu. Başbakan, “Terör örgütünün içerde ve dışardaki desteklerinin önünü kesme gayretindeyiz. Terör örgütünü tecrit etmek için yeni aşamaya gelindi. Herkes şunu iyi bilmelidir ki vatandaşlarımızın can güvenliğini, sınırlarımızı, eğemenliğimizi ve ülkemizi korumaktan başka hedefimiz yoktur. Türkiye ilk kez dünyada bu kadar destek bulmuştur” ifadelerini kullandı.

/ ANKARA

23.02.2008


 

Gül, Talabani’ye bilgi verdi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’yi önceki gün telefonla arayarak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nce terör örgütüne yönelik olarak başlatılan kara harekatı hakkında bilgi verdiği bildirildi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamada, Gül’ün Talabani ile önceki akşam telefon görüşmesi yaptığı belirtildi. Görüşmede, Gül’ün, kara operasyonunun amacı hakkında bilgi verdiği, MGK’nın Irak ile ikili ilişkileri bütün alanlarda geliştirme yolunda karar aldığını aktardığı kaydedildi. Açıklamada, Gül’ün, Irak Cumhurbaşkanı Talabani’yi Türkiye’ye davet ettiği de bildirildi. Kuzey Irak merkezli haber sitesi PNA ise bu açıklamanın ardından Irak’ın Sesi Radyosu’na dayandırdığı haberinde, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin daveti kabul ettiğini duyurdu.

/ ANKARA

23.02.2008


 

Toptan: TSK Meclisin verdiği yetkiyi kullanıyor

TBMM Başkanı Köksal Toptan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak’ın kuzeyine yaptığı sınır ötesi kara harekatıyla ilgili, ‘’TBMM’nin vermiş olduğu sınır ötesi harekat görevlendirmesi ve yetkisini Türk Silahlı Kuvvetleri büyük bir başarıyla şimdiye kadar yerine getirdi. Bundan sonra da kara harekatıyla yerine getirecektir’’ dedi.

Toptan, TBMM’de gazetecilerin TSK’nın Irak’ın kuzeyine yaptığı sınır ötesi kara harekatına ilişkin sorusuna şu karşılığı verdi:

‘’Türk ordusu kış koşullarında sınırı geçti. TBMM’nin vermiş olduğu sınır ötesi harekat, görevlendirmesini ve yetkisini Türk Silahlı Kuvvetleri büyük bir başarıyla şimdiye kadar yerine getirdi. Bundan sonra da kara harekatıyla yerine getirecektir. İşin sonuçlandırılması bakımından böyle bir ihtiyaç hissedildiğine göre bunun gereği yapılıyor demektir.’’

Toptan, ‘’Kış koşulları içerisindeyiz. Bunu değerlendiriyorsunuz?’’ sorunu üzerine de Toptan, ‘’Askerlerimiz onu hesap etmişlerdir’’ dedi.

/ ANKARA

23.02.2008


 

AB: Orantısız güç kullanılmamalı

AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu komiseri Olli Rehn’in Sözcüsü Krisztina Nagy, TSK’nin açıklamasını gördüklerini belirterek, “Gelişmeleri yakından takip ediyoruz” dedi.

Nagy açıklamasının devamında, “AB, Türkiye’nin vatandaşlarını terörist saldırılardan koruma ihtiyacını anlıyor. Ayrıca Türkiye’nin orantısız güç kulanmamasını ve insan haklarına ile yasanın üstünlüğüne saygı duymasını istiyoruz. Bu konuda Türkiye’nin uluslararasaı partnerleri ile diyalogu sürmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

23.02.2008


 

Dışişleri: İyi bir haber değil

ABD Dışişleri Bakanlığı Yardımcılığı üst düzey yetkilisi Matthew Bryza, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyine sınır ötesi kara harekatı yapmasının iyi haber olmadığını söyledi.

Bryza, Brüksel’de gazetecilerin sınır ötesi operasyonla ilgili soruları üzerine yaptığı açıklamada, kara operasyonunun tamamen yeni bir aşama olduğunu ifade etti. Amerikalı yetkili, Washington’un, Türk Hava Kuvvetleri’nin sivil kayıplara imkan vermemek için tam hedefi vurmasına imkan sağlamak amacıyla geçen Kasım’dan bu yana Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü PKK mevzileriyle ilgili istihbaratın sağlanması konusunda Türkiye ile tam işbirliği yaptığını bildirdi.

/ BRÜKSEL

23.02.2008


 

İngiltere: Siviller zarar görmesin

İngiltere, TSK’nin harekatında sivillerin zarar görmemesi için büyük dikkat göstermesini istedi.

İngiltere, Türk askerlerinin en kısa zamanda Irak’ın kuzeyinden ayrılmasını talep etti. Bununla birlikte Londra, sivil unsurlara zarar gelmemesi için Türkiye’nin “azami dikkat” göstermesini istedi.

23.02.2008


 

Dünyada flaş haber

Genelkurmay Başkanlığı’nın Kuzey Irak’a hava destekli sınır ötesi kara harekatının başlattığını açıklaması dünya medyasında ‘flash haber’ olarak yer aldı.

Reuters, AFP ve AP tarafından duyurulan haber, tüm dünya medyasında son dakika haber olarak yer aldı. Reuters, Genel Kurmay’ın internet sitesinde duyurduğu harekatla ilgili olarak abonelerine, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine Hava Kuvvetleri ile desteklenen bir sınır ötesi kara harekatını başlattığını bildirdi.

23.02.2008


 

Muhalefetten kara harekâtına destek

BBP olumlu karşıladı

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı ve Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu, kara harekatına, BBP olarak tam destek verdiklerini belirterek, ‘’Mehmetçiğin postalının basmadığı ve süngüsünün değmediği yer, gerçek anlamda terörden temizlenmiş sayılamaz’’ dedi.

MHP’den kutlama

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak’ın kuzeyinde başlattığı sınır ötesi kara harekatıyla ilgili olarak, ‘’MHP olarak operasyonu sonuna kadar destekliyoruz ve TSK’ya başarılar diliyoruz. Bu kararı veren komutanları da kutluyoruz. Yüce Allah Türk ordusunu muzaffer kılsın’’ dedi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da TBMM’nin 507 milletvekilinin oyuyla Hükümete sınır ötesi harekat için yetki verdiğini hatırlattı.

Baykal: Kararlı olmak gerekir

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise, sınır ötesi kara harekatının çok önemli yeni bir aşama olduğunu belirterek, ‘’Bunu sonuçlandırmak zorundayız. Ameliyatı yaparken içerde parça bırakamayız. Çok kararlı, net şekilde bu konuyu sonuçlandırmak sorumluluğu içinde olmalıyız’’ dedi.

23.02.2008


 

Emekli paşa: Amaç vurulmuş bölgelerin kontrolü

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde fiilen 37 yıl görev yapan, 9 yıllık Tümgenerallik görevinden sonra 2002 yılında emekliye ayrılan Yavuz Ertürk Paşa, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölgeye Kuzey Irak’a yönelik kara harekatını cafesiyaset.com’a değerlendirdi.

Ertürk, bu harekatın hava şartları sebebiyle PKK’yı yoketme operasyonu olmayacağını, Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçakların daha önceden vurduğu ve topçu birliklerinin top ateşine tuttuğu bölgelerin kontrol altına alınması olarak değerlendirdi.

23.02.2008


 

DP lideri Soylu’dan 39. yıl ziyareti

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, gazetemizin 39. kuruluş yılı münasebetiyle Genel İdare Kurulu (GİK) üyeleri ve İstanbul İl Başkanı Remzi Şen ile birlikte Yeni Asya’ya bir nezaket ziyarettinde bulundu.

Ziyarette Yönetim Kurulu Başkanımız Mehmet Kutlular ile görüşen DP Lideri Soylu, 39 yıldır basın camiasında hizmet veren Yeni Asya’nın istikrarlı yayınlarıyla daima demokrasinin yanında yer aldığını kaydetti.

Samimi bir atmosferde gerçekleşen Soylu-Kutlular görüşmesinde, Türkiye’nin bugüne kadar demokrasisinde yaşadığı sıkıntılar dile getirilerek, demokrasi çıtasının yükseltilmesi gereği üzerinde duruldu. Türkiye’nin diğer güncel konularının da konuşulduğu görüşmede, DP GİK üyeleri, DP İstanbul İl Başkanı Remzi Şen, Yeni Asya A.Ş. Genel Müdürü Recep Taşçı, Yazı İşleri eski Müdürümüz ve editörümüz Mustafa Döküler de hazır bulundu.

Reformlara hız verilsin

DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, ’2008’i Türkiye’nin kaybetmemesi, kazanması lazım. 2008 yılında hem ekonomiye, hem Türkiye’nin bir dönemdir askıya aldığı reformlara hem de AB’ye odaklanılmalı” dedi. Soylu, Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Başkanı Hazim Sesli, TÜGİK Yönetim Kurulu ve Yüksek İstişare Konseyi üyeleriyle bir araya geldi.

Buradaki toplantıda konuşan Soylu, bir soru üzerine,’’’Kara harekatına piyasaların ilk tepkisi olumsuz olmamıştır. Kara harekatı yapılmalıydı. Biz, ordumuzun bu konuda ortaya koymuş olduğu kararlılığı, DP olarak sonuna kadar destekliyoruz.’’

/ İSTANBUL

23.02.2008


 

39. yıl sevincimizi paylaştılar

Sivil toplum kuruluşları ve siyasilerden gazetemizin 39. kuruluş yıl dönümü ile ilgili tebrik mesajları gelmeye devam ediyor. Mazlum-Der ve MÜSİAD Ankara Şubebeleri ile DP Basın Müşavirliği gazetemize gönderdikleri tebrik mesajı ile sevincimizi paylaşırken, Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Av. Halil Doğan, gazetemizi ziyaret ederek sevincimizi paylaştı.

Yeni Asya: Köklü gazete

MÜSİAD Ankara Şubesi Başkanı, Hüdaverdi Çakır, “Türk basının köklü gazetelerinden Yeni Asya’nın 21 Şubat 1970 tarihinde kuruluşunun 39. yıldönümü münasebetiyle tüm Yeni Asya camiasına tebriklerimi iletir, yayın hayatında daha nice yollar dileğiyle selâm ve saygılarımı sunarım” dedi.

Dik duruşu örnek alınmalı

Mazlum-Der Ankara Şube Başkanı Ümit Mert, “İnsan hak ve özgürlüklerini sadece insan hakları alanında çalışma yapan sivil toplum örgütleri değil, 4. güç olarak kabul edilen medyanın da savunması gerekir. Özellikle kriz dönemlerinde temel hak ve özgürlükleri hiçe sayarak toplumsal kutuplaşmayı artırıcı habercilik anlayışının reyting getirisi olarak görüldüğü Türkiye’de, Yeni Asya Gazetesi’nin özgürlüklerden, insan haklarından, demokrasiden tavizsiz tavrı adeta basın yayın camiasında Yeni Asya’ya has bir alamet-i farika durumundadır.

Başta imtiyaz sahibi olmak üzere yıllardır bedel ödemiş bir gazete olarak sergilenen dik duruş hak ve özgürlük savunucularına çok ciddî örneklik teşkil etmektedir. İnsan hakları, sivil toplum, özgürlükler, toplumsal adalet gibi yüzyılımızın kurtuluş reçetelerini sütunlarında korkusuzca savunan Yeni Asya Gazetesi’nin bu kararlı ve onurlu duruşunu 39. yılında da sürdüreceğinden eminiz. Bu duruşun diğer medya organları tarafından da örnek alınmasını arzu ediyoruz. “

Doğrunun ve hakkın yanında yer aldı

DP Basın Müşavirliği:”Başarılı çalışmalarıyla Türk basınında önemli bir yer edinen, tarafsız yayıncılık anlayışıyla da yıllardır halkın güvenini kazanan Yeni Asya Gazetesi’nin bu istikamette ilerleyişini büyük bir mutlulukla izliyoruz. İnsanımızın dünyaya açılan bir penceresi olarak demokrasinin gelişimine önemli katkısı bulunan; doğrunun ve hakkın yanında yer alan haber anlayışıyla üzerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getiren gazetelerin başında Yeni Asya Gazetesi gelmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle gazetenizin 39. kuruluş yıldönümünü kutluyor, başarılı çalışmalarınızın devamını diliyoruz.”

Gazeteciliğin yüzakı

Gazetemizin Babıalideki 39. yılını tebrik için gazetemizi ziyaret ederek Gazetemiz Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutlular’la görüşen Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Av. Halil Doğan, “Yeni Asya gazeteciliğin yüzakıdır” dedi.

Av. Halil Doğan, gazetemizin 39 yıl boyunca ilkelerinden vazgeçmeyerek, ihtilâllere, kapatmalara, taciz için açılmış dâvâlara göğüs geren; doğru haber, seviyeli yorum ve topluma yön veren köşe yazılarıyla medya tarihinde lekesiz bir beyaz sayfa olduğunu kaydetti. Yeni Asya’nın , iktidarlara yaranmaya çalışmadığını belirten Doğan, “Her zaman doğruyu söyleyen Yeni Asya gazetesini tebrik ediyorum. Aynı zamanda 39 yıldır gazetesini yalnız bırakmayan Yeni Asya okuyucusunu da tebrik ederim. Yeni Asya gazeteciliğin yüzakıdır. Umarım biz görmesek de Yeni Asya gazetesi ve okuyucusu daha bir çok 39 yılı kutlarlar” diye konuştu.

/ İSTANBUL

23.02.2008


 

İngilizler İslamı araştırıyor

İngiltere Yüksek Öğrenim Finansman Kurulu (HEFCE) ülkede İslâmî programlarda eğitim görenlerin sayısının gün geçtikçe artış gösterdiğini belirtti. İslamonline.com sitesinde yer alan habere göre, İngiltere’de İslâmiyet’e olan ilgi oldukça fazlalaştı.

Çoğu Müslüman dünyanın artık İslâm’ın gerçek yüzünü, doğru kaynaklardan öğrenmek istiyor. Habere göre şimdi Müslümanların bu isteği gerçeğe dönüşüyor. HEFCE’nin raporlarına göre üniversitelerde İslâm ile ilgili programları tercih edenlerin sayısı oldukça yüksek oranda artış gösteriyor. Kurulun yayınladığı son rapora göre 2002 ile 2006 yılları arasında İngiltere’de, İslâmî programlara kayıt yaptıran öğrencilerin sayısı tam yüzde 12 oranında bir artış gösterdi. Bu artış oranı diğer eğitim programlarında ise en fazla yüzde 7 oranında gerçekleşebildi. Bu durum da 2002 yılından bu yana en fazla ilginin artış gösterdiği programın İslâmî programlar olduğu ortaya çıkıyor.

Bu rapor sonuçları İngiltere’de yüksek öğrenim finansmanını düzenleyen HEFCE kuruluna, hangi alanlara yatırım yapacağını göstermesi açısından çok önemli. Kurulun bu sene özellikle İslâmî programlara daha fazla finansman ayırması bekleniyor.

Guardian gazetesine göre ise, bu alanları seçen öğrencilerin çoğunluğunu kız öğrenciler oluşturuyor.

Gazete aynı zamanda İngiltere’deki en prestijli üniversitelerden de örnekler veriyor. Meselâ, Exeter Üniversitesi’nin İslâm ve Arap dili programlarına bu dönem 53 öğrenci kayıt yaptırırken, bu rakam Birmingham Üniversitesi’nde 62’yi buluyor.

Raporun devamında ise daha ilginç bir sonuçla karşılaşılıyor. Rapora göre İslâmî programları tercih eden öğrencilerin yarısından azı, yani sadece yüzde 43’ü Asyalı yahut Asya kökenli. Geri kalanları ise İngiliz ve Avrupalı öğrencilerden oluşuyor. İslâmî bilimler eğitimi alan öğrencilerin yüzde 25’i Büyük Britanya’nın İngiltere kısmında yer alırken, bunların yüzde 16’sı Londra’da eğitim görüyor. Geri kalan öğrenciler ise İskoçya, Galler gibi adanın (İngiltere bir ada ülkesi) diğer bölgelerinde eğitimine devam ediyor.

Umut YAVUZ / İSTANBUL

23.02.2008


 

Gişelerin taşınması masada

Karayolları Genel Müdürlüğü, İstanbul’da köprü ve otoyol ücret toplama istasyonlarının kaldırılması ya şehir dışına taşınması konusunu inceliyor.

Karayolları Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Genel Müdürlük, son iki yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte ücret toplama istasyonlarının taşınması ya da kaldırılması konusunda görüşmeler ve çalışmalar yapıyor. Ücret toplama istasyonlarının tamamen kaldırılması görüşüne da olumsuz yaklaşmayan Karayolları Genel Müdürlüğü, ücret toplama istasyonlarının kaldırılması ya da taşınmasının ulaşıma olumlu ya da olumsuz etkileri ile getirebileceği ilâve yükü değerlendiriyor. Genel müdürlük, İstanbullulara sağlanacak rahatlık ve fayda açısından, toplanan ücretler göz ardı edilebilecek düzeyde bulunursa istasyonların taşınabileceğini ya da kaldırılabileceğini öngörüyor. Karayolları Genel Müdürlüğü, İstanbul’da üretilen mal ve hizmetlerin ulaşım girdisinin çok yüksek olduğunu, bu bölgede yaşayanların kilometre başına 0,5 dolar maliyetle ulaşım hizmeti satın alırken, diğer bölgelerdekilerin 0,2 dolar düzeyinde ödediğini hesapladı. Öte yandan, alınacak kararda, yeni yapılması planlanan paralı yolların da dikkate alınması gerektiği düşünülüyor.

Çalışmayı değerlendiren Karayolları Genel Müdürlüğünden bir yetkili, ‘’Ücret toplama istasyonlarının il sınırları dışına taşınması ya da kaldırılması durumunda, toplanan paraların göz ardı edilebileceği konusunda siyasi otorite karar verirse biz bunu uygularız’’ dedi.

/ ANKARA

23.02.2008


 

Batman'da, âfet konutları yerleşime hazır

Batman’daki sel felaketinden zarar gören hak sahipleri için yaptırılan 1202 afet konutu tamamlandı.

Afet İşleri Genel Müdürü Mustafa Taymaz, yaptığı açıklamada, 31 Ekim 2006’da meydana gelen ve 11 kişinin ölümüne sebep olan selden zarar görenler için yaptırılan 1202 konutun en kısa zamanda hak sahiplerine teslim edileceğini söyledi.

Taymaz, ‘’Batman’da selden etkilenenler ile İluh Deresi çevresinde Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından belirlenen sınır içerisinde tahliye edilen evlerde yaşayan dar gelirli vatandaşlar için TOKİ’ye yaptırılan konutlar yerleşime hazır hale geldi. Konutlar, Başbakan Erdoğan tarafından hak sahiplerine teslim edilecek’’ dedi.

/ DİYARBAKIR

23.02.2008


 

Antalya'ya 8'nci kardeş geliyor

Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Dr. Olexandr Mischenko, Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili İsmail Afşar’ı ziyaret etti.

Afşar, Ukrayna’nın Yalta şehri ile Antalya arasındaki kardeş şehir protokolünün Mayıs ayında imzalanacağını söyledi. Konuk Büyükelçi Mischenko ziyarette, Antalya’yı çok değişmiş ve gelişmiş bulduğunu belirterek, çalışmalarından dolayı Büyükşehir yönetimini kutladı. Mischenko, Ukrayna ile Türkiye arasındaki ilişkilerin her alanda hızla geliştiğine; iki ülke arasında 1992 yılında 102 milyon dolar olan ticaret hacminin bugün 5 milyar dolara ulaştığına dikkati çeken Mischenko, Ukrayna’nın turizm merkezi Yalta ile Türkiye’nin turizm başşehri Antalya arasında imzalanacak kardeş şehir protokolünün ikili ilişkileri daha da ileri seviyelere çıkaracağını kaydetti.

/ ANTALYA

23.02.2008


 

Düzdağ’dan Mehmet Akif konferansı

Yeni Asya Vakfı tarafından organize edilen “Mehmed Akif Ersoy ve Yakın Tarihimiz” başlıklı konferans 24 Şubat Pazar günü 16:00-18:00 saatleri arasında Bağcılar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

Konferensta konuşacak olan M. Ertuğrul Düzdağ, milli şairimizin yakın tarihimize etkilerini ve milletimizin kendisine duyduğu sevgiyi anlatacak. Mehmed Akif üzerine yaptığı araştırmalarıyla tanınan araştırmacı yazar M. Ertuğrul Düzdağ, Mehmet Akif’in eseri Safahat’ı geçtiğimiz yıllarda dipnotlarla zenginleştirerek yeniden yayına hazırlamıştı. Düzdağ tarafından yayına hazırlanan Safahat, gazetemiz tarafından okuyucularımıza hediye olarak da verilmişti.

/ İSTANBUL

23.02.2008


 

Bal arısı için “acil çağrı’’

Dünya çapında yaşanan bal arısı kayıplarının önlenmesi için 15 ülkeden bilim adamları ‘’acil çağrı’’ yaptı.

Çağrıda, üretilen besinlerin üçte birinin bal arısının tozlaştırmasına bağlı olduğu belirtilerek, ‘’’Bal arısının değişen çevre ve iklim şartlarına ve yeni patojenlere direnç geliştirecek şekilde adaptasyonunu desteklemek ve yeni bal arısı yetiştirme stratejilerini kullanmak gerekmektedir’’ denildi.

EurBee Arı Yetiştiriciliği ve Genetiği Grubunun 2-4 Şubat 2008 tarihleri arasında ODTÜ’de gerçekleştirdiği 4. yıllık toplantısına Almanya, Avusturya, Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, İtalya, Norveç, Polonya, Porto Riko, Romanya, Slovenya, Yunanistan’dan arı yetiştiriciliği ve genetiği konusunda uzmanlar; Türkiye’den de ODTÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Meral Kence, Prof. Dr. Aykut Kence, Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Çakmak katıldı. ODTÜ’de 3 gün süren ve 15 ülkenin katıldığı oturumlar sonucunda, bütün dünyayı tehdit eden bal arısı ölümlerinin önüne geçilmesi için ortak çağrı yapıldı. Ortak çağrıyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Aykut Kence, son yıllarda özellikle Amerika, Avrupa ve Türkiye başta olmak üzere ciddi anlamda bal arısı ölümleri yaşandığını belirterek, bahar aylarında bu kayıpların daha da artmasının beklendiğini kaydetti.

/ ANKARA

23.02.2008


 

Bitkisel atık yağları lavaboya dökmeyin

Yemek fabrikaları, lokanta-restauran işletmecileri ve evhanımları gelecek nesillere tertemiz, pırıl pırıl bir dünya bırakmak ve Türkiye ekonomisine katkıda bulunmak elinizde. ‘Alo Atık Hattı’nın 444 28 45 nolu numarasını bir yere özenle kaydedin.

TEMA Vakfı, Ulusal Bitkisel Yağ ve Ambalaj Atıkları Toplama Ayrıştırma Geri kazanım Şirketi ile Ezici Biodizel, kurdukları 444 28 45 numaralı “Alo Atık Hattı”ndan arayan vatandaşların biriktireceği 5 litre ve üzeri bitkisel atık yağları, özel araçla adreslerden topluyor. Toplanan bu atık yağların biodizele dönüştürülerek hem çevrenin korunması hem de ekonomiye katkı yapılması hedefleniyor.

Skylife Dergisi’nin Şubat sayısında “Sakın Duyarsız Kalmayın!” başlığıyla yer alan duyuruda atık bitkisel yağlarla ilgili şu bilgilere yer verildi: “Lavabodan dökülen 1 litre bitkisel atık yağ, 1 milyon litre suyu kirletmektedir ve yeraltı su kaynaklarına sızarak doğal yaşamın dengesini bozmaktadır. Bitkisel atık yağlar, atık su toplama sistemlerinde (kanalizasyon ve kollektör) daralma ve tıkanmalara neden olmakta, denizlerde denizanası oluşumunu artırarak çevre kirliliğini hızlandırmaktadır. Ülkemiz, yıllık 1.650.000 ton bitkisel yağ tüketimiyle Avrupa’nın üçüncü bitkisel yağ kullanan ülkesidir. Buna istinaden her yıl 350.000 ton bitkisel atık yağ doğaya bırakılmaktadır.”

Türkiye’de her sene tabiata bırakılan 350 bin ton bitkisel atık yağın toplanarak biodizele dönüştürülmesiyle yıllık 750 milyon Amerikan Doları petrol ithalatını önlemenin mümkün olduğuna dikkat çekilen duyurada şöyle devam edildi: “Bu şekilde doğayı korumak elimizde... Bu konuyla ilgili, 444 28 45 numaralı “Alo Atak Hattı”ndan bize ulaşın, biriktirdiğiniz 5 litre ve üzeri bitkisel atık yağlarınızı, özel aracımızla adresinizden alalım. Bu atık yağları, biodizele dönüştürüp gelecek nesillere yaşanılır bir çevre bırakalım... Biz Türkiye’nin bitkisel atık yağları topluyoruz... Biodizel’e dönüştürüp ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz... Temiz bir çevre, yaşanılır bir dünya için yaşam mucizesi suyumuzu kirletmeyelim bitkisel atık yağlarınızı lütfen lavabolara dökmeyiniz!..”

İstanbul Beşiktaş ilçesi sınırları içerisinde yer alan sekiz ilköğretim okulundan bin öğrenci Beşiktaş Belediyesi ve Ulusal Geri Kazanım Şirketi öncülüğünde atık bitkisel yağları toplamak için seferber oldu.

İSKİ’den alınan bilgiye göre ise yıl içinde İstanbul’da yaklaşık 50 bin atıksu kanal tıkanıklığı vak’ası meydana geldi. Yetkililer taşma olaylarının yarısından fazlasının kanalizasyon sistemine boşaltılan atık yağlardan kaynaklandığını belirtiyorlar.

Yenilenebilir enerji kaynakları arasında en önemli dizel motor yakıtı alternatifi olan biodizel ile Türkiye önemli bir enerji açığını kapatabilir. Tabiat dostu biodizel tabiatta hızla ve kolayca parçalanabiliyor. Su da ise hızla çözülme özelliğine sahiptir.

Ezici A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ezici, çevrenin en önemli zenginlik ve çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras olduğuna dikkat çekerek şu görüşleri dile getiriyor: “Bizler suya, toprağa, insan başta olmak üzere bütün canlılara saygıyı kültür haline getirmiş bir uygarlığın sahibiyiz. Buna karşılık son yıllarda sanayileşmeyle birlikte havamız, suyumuz, toprağımız kısaca çevremiz tahrip olmakta, geleceğimiz yok olmaktadır. Günlük hayatı kolaylaştırmak için kullanılan ürünlerin üretimi ve tüketimi esnasında oluşan atıklar (endüstriyel atıklar, bitkisel yağlar, plâstik, kâğıt, pil, motor yağları vb.) bilinçsiz şekilde tabiata bırakılmaktadır.

Yaşadığımız sokaktan başlayarak, şehirlerimizi, Türkiye’mizi ve dünyamızı gelecek nesillere daha yaşanılır nitelikte bırakmak hepimizin ortak görevi ve sorumluluğudur. Biz bu göreve hazırız.”

ATIK YAĞ TOPLAMA KAPLARI

Ezici Yağ Sanayi Biodizel ve Enerji Üretimi internet sitesinde yer alan bilgilere göre bitkisel atık yağ toplama ve biriktirme amaçlı kullanılan toplama kapları, 19.04.2005 tarih ve 25791 sayılı “Bitkisel Atık Yağların Yönetmeliği” gereği istenen şartlara uygun olması gerekiyor. Özellikle yemek fabrikası gibi bitkisel yağ kullanan atık yağ üreticilerinin faaliyetleri sonucu oluşan atık yağların biriktirilmesi için sızdırmaz, iç ve dış yüzeyleri korozyona dayanıklı bidon, konteyner ve tank gibi toplama kaplarının kullanılması gerekiyor.

Ezici Yağ Sanayi Biodizel ve Enerji Üretimi Paz. Laboratuvar Hizmetleri A.Ş., bitkisel atık yağ üreticilerine, atık bitkisel yağların biriktirilmesi için, ilgili yasal düzenlemelere ve hijyen standartlarına uygun bitkisel atık yağ toplama kaplarını temin ediyor.

BİODİZEL YAKIT NEDİR?

* Dünya’da verimi ve performansı onaylanmış bir dizel yakıt alternatifidir.

* Üretiminde hammadde olarak ham veya kullanılmış bitkisel yağlar, hayvansal yağlar ve bunların türevleri kullanılmaktadır.

* AB standartları gereği 2005 yılından itibaren dizele harmanlanması çevre ve insan sağlığı bakımından mecburi tutulmuştur.

* Tamamen çevre dostu bir yakıttır. Zararlı emisyonu yok denebilecek miktardadır.

* Bütün dünya ülkelerinde enerjide dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla ulusal bir yakıt olarak kullanılan biodizel, ülkemizde de önemli bir enerji açığını kapayacak, bir çok kişiye istihdam sağlayacak, çiftçiyi destekleyecektir.

* Dizel motorlarda herhangi bir değişime gerek kalmadan direkt olarak veya dizele harmanlanarak kullanılabilir.

* Verdiği ısı enerji bakımından dizele eşdeğerdir. Harmanlandığı dizelin setan sayısını yükselterek yakıt ekonomisi sağlar.

* Motoru güç azaltıcı tortulardan temizler ve yağlayıcı etkisinden dolayı motorun daha sessiz çalışmasını sağlar.

Mustafa GÖKMEN / İSTANBUL

23.02.2008


 

‘Kartopu’nda 20 tutuklama

Otomobil hırsızlığına yönelik ‘’Kartopu’’ adıyla düzenlenen operasyonda gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 41 kişiden 20’si tutuklandı.

Asayiş Şube Müdürlüğündeki işlemleri tamamlanan 41 kişi, Sultanahmet’teki İstanbul Adliyesine sevk edildi. Cumhuriyet savcısı tarafından sorgulanan bu kişilerden 21’i serbest bırakılırken, 20 kişi tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye gönderildi. Nöbetçi mahkemede hakim karşısına çıkan 20 kişi, tutuklanarak cezaevine konuldu. Önceki gün başlatılan operasyonda büyük bir hırsızlık şebekesi çökertilmişti.

/ İSTANBUL

23.02.2008


 

Yoksul öğrencilerin eğitim şartları zor

Şartlı Nakit Transferi’nden Türkiye genelinde 1 milyon 700 bin çocuğun yararlandığını belirten Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Songül Sallan Gül, yapılan bir araştırma sonucunda, birçok çocuğun bu yardımlarla eğitime devam ettiklerinin belirlendiğini söyledi.

Gül, yoksul çocukların yüzde 27’sinin Şartlı Nakit Yardımı olmasa ailelerinin kendilerini okula göndermeyeceğini ifade ettiklerini bildirdi.

Fırsat eşitsizlikleri, işsizlik ve gelir dağılımı adaletsizliğinin yoksul çocukların geleceğini tehlikeye attığını ifade eden Gül, şunları söyledi: ‘’Yoksulluk, çocukların, gelecekte düşük eğitimli olmalarına, sağlık olanaklarına erişememelerine, madde bağımlısı olmalarına, suç işlemelerine, toplumsal dışlanmaya maruz kalmalarına, işsiz ve muhtaç olmalarına yol açmaktadır. Türkiye’de de son rakamlar 15 yaş altı çocukların yaklaşık yüzde 28’inin gıda ve gıda dışı yoksulluk içinde yaşadığını göstermektedir. Ülkemizde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü ile Dünya Bankası arasında gerçekleştirilen Sosyal Riski Azaltma Projesi kapsamında, 2001 yılından itibaren Şartlı Nakit Transferi Programı uygulamasına geçildi. Türkiye’de 1 milyon 700 bin çocuk şartlı nakit transferinden yararlanıyor. Bu yardımlar yoksul çocukların okula devam etmesini sağlıyor.’’

Programın Türkiye’de, yoksulların eğitime erişim ve fırsat eşitliğinin sağlanmasına katkı sağladığını dile getiren Gül, yardımların dağıtılması sırasında annelerin ve kız çocuklarının temel alınmasının da, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama hedefi açısından önemli olduğunu vurguladı.

ÇOCUKLARIN YÜZDE 56’SI

HİÇ HARÇLIK ALMIYOR

Araştırmanın, Ankara-Keçiören’deki beş ilköğretim okulunda, ŞNT eğitim destek yardımı alan yoksul çocuklarla görüşülerek yapıldığını aktaran Gül, görüşülen çocukların yarısının Ankara doğumlu olduğunu, diğer yarısının ise aileleri Ankara’ya göçle gelen çocuklardan oluştuğunu söyledi.

Çıkan sonuçlara göre, yoksul öğrencilerin yüzde 22’si okul sonrası, hafta sonları ve yaz tatillerinde mendil, simit, çiçek satıcılığı, boyacılık, bakkal çıraklığı ve çaycılık türü işlerde çalışarak aile geçimine katkıda bulunuyorlar.

Yoksul çocukların yüzde 56’sı hiç harçlık alamıyor. Harçlık alan çocukların harçlıkları da ortalama 25 ile 50 YKr arasında değişiyor. Şartlı Nakit Transferi yararlanıcısı kız çocuklarının yüzde 80’i okumanın iyi bir gelecek sağlayacağına inanıyor. Bu inanç erkek çocuklarda ise yüzde 65. Yoksul aileler için eğitim yardımlarının desteği oldukça düşük olsa da işlevselliği sürüyor. Yoksul çocukların yüzde 27’si Şartlı Nakit Transferi olmasa ailelerinin kendilerini okula göndermeyeceğini ifade ediyor.

/ ISPARTA

23.02.2008


 

Kanser hastalarına besin desteği

Kanser hastalarında, tedavilere destek olarak kullanılmak üzere onaylanmış besin desteği olan Avemar, Türkiye’de de satışa sunuldu.

2005 yılında Amerika’da besin destek ürünü olarak FDA onayı alan ve ‘2006 Yılının En İyi Yeni Ürünü’ seçilen Avemar, özel olarak kanser hastalarında tamamlayıcı besin desteği olarak uygulanıyor. Bir buğday tohumu embriyon özütü olan Avemar, birçok mayalanma işlemi sonucunda elde ediliyor. İçeriği, buğday tohumunun işlenmesi ile oluşan Avemar, ilk olarak 1998 yılında Macaristan’da besin desteği olarak piyasaya sunuldu. Tüm kanser tipleri için kullanılabilen ürün, Japonya, Amerika, İsviçre, İtalya gibi toplam 19 ülkede satışa sunuluyor.

Hiçbir yan etkisi belirlenmeyen ürünün, doktor kontrolünde kullanılması gerekiyor. Kanser hastalarında bağışıklık sistemini desteklediği için, hastaların genel sağlık durumları üzerinde olumlu bir etki oluşturan Avemar, kanser hastalarında cerrahi, radyoterapi, kemoterapi ve immün tedavi sırasında ve sonrasında günlük beslenmeye yardımcı olarak kullanılıyor. Günde bir kez alınan ürün kanser hastalarının hayat kalitesini artırıyor.

YENİ ASYA / İSTANBUL

23.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri