Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

İslâmda reform olmaz

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Saim Yeprem, Konulu Hadis Projesi’ni Batı medyasında reform diye algılamasının, reformun ve İslâm dininin karakterinin ne olduğu konusunda çok net ayrıntılara varan bir bilgi sahibi olmamasından kaynaklandığını belirterek, ‘’İslâm dini reforme edilecek, reforma ihtiyacı olan bir din değil’’ dedi.

Konulu Hadis Projesi ile konuların teorik boyutlarını ele alan günümüz düşünce akımlarıyla, bunların Hz. Peygamber zamanında tekabül ettiği görüşlerin yer aldığı hadislerin de ele alınacağını anlatan Yeprem, Batı’nın projeyi ‘’reform’’, ‘’revizyon’’ gibi kavramlarla duyurmasını da eleştirdi. Yeprem, ‘’Batı’nın ‘’Konulu Hadis Projesi’’ni reform diye algılaması, reformun ve İslâm dininin karakterinin ne olduğu konusunda çok net ayrıntılara varan bir bilgi sahibi olmamasından kaynaklanıyor. İslâm dini reforme edilecek, reforma ihtiyacı olan bir din değil’’ diye konuştu.

İslâm’ın kaynaklarının, 1400-1500 sene önceki metinlerin, bugünün kavramlarıyla ele alınmasından kaynaklanan bir çarpıklık olduğunu ifade eden Yeprem, bugünün şartları içinde Kur’ân ve hadis bütünlüğü ele alındığı takdirde konunun kendiliğinden halledilmiş olacağını söyledi.

Hadis projesi halkımızın ihtiyacını karşılayacak

Diyanet İşleri Başkanlığı ile TDV’nin yürüttüğü ‘’Konulu Hadis Projesi’’nin yaklaşık 2,5 sene kadar önce kurula bağlı olarak, merkezde 35 ilim adamından oluşan bir heyetin çalışmaya başladığını belirtti. Projenin, 1 sene sonra bitecek bir nitelikte olmadığına işaret eden Yeprem, şunları kaydetti: ‘’6 ciltlik bir kitap çıkacak ama daha sonra çeşitli alanlarda konulara ayrılmış kitaplar da çıkartılacak. Bilgi birikimi olarak herkesin istifadesine açık hale getirilecek. Gerçekten de asrın en önemli projesi bu proje. Hadisler gruplandırılıp günümüz diliyle, günümüz insanının anlayacağı yaklaşımlarla anlatılacak. Kur’ân-hadis bütünlüğü göz önüne alınarak, güncel olmayanlar tarihi değerinde bırakılacak. Güncel olanlar ise günümüze ışık tutacak nitelikte yeniden halka arz edilecek. Hem bilimsel nitelikte hem de popüler halkımızın ihtiyacını karşılayacağı bir çalışma olacak. Son derece geniş bir perspektiften, çeşitli yönlerden ele alınan bir proje.’’

/ ANKARA

01.03.2008


 

Genelkurmay açıkladı

Genelkurmay Başkanlığı, internet sitesinde yaptığı bir açıklama ile kara harekâtına katılan birliklerin geri çekildiği haberlerini doğruladı. Planlanan hedeflere ulaşıldığı belirtilen açıklamada: “Harekâtın başlangıç ve bitiş zamanı tamamen askerî gerekçe ve ihtiyaçlara göre tarafımızdan belirlenmiştir. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin bu kararına içeriden ya da dışarıdan herhangi bir etki söz konusu değildir” denildi.

Genelkurmay Başkanlığı, Irak’ın kuzeyinde icra edilen sınır ötesi kara harekatının başlangıçtaki hedeflerine ulaştığının değerlendirildiğini ve birliklerin arazi arama, taramaları yaparak, dün sabah itibarıyla yurt içindeki üs bölgelerine döndüklerini bildirdi.

Sınır ötesi kara harekatında şu ana kadar 240 teröristin etkisiz hale getirildiği, bu çatışmalarda 24’ü asker ve 3’ü geçici köy korucusu olmak üzere, 27 güvenlik görevlisinin şehit olduğu kaydedildi.

Açıklamada, ‘’Harekatın başlangıç ve bitiş zamanı tamamen askeri gerekçe ve ihtiyaçlara göre tarafımızdan belirlenmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu kararına içeriden ya da dışarıdan herhangi bir etki söz konusu değildir. Kaldı ki, bu konuda bazı haberlerin çıktığı gün, harekata katılan birliklerin bir kısmı başlangıçtaki planlama gereği sınırlarımız içine çekilmiş durumdaydı’’ ifadesine yer verildi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yayınlanan basın açıklaması şöyle: ‘’Harekat süresince bölgedeki 60 hedef grubuna (272 hedef) hava taarruzu icra edilmiş; ayrıca Kara Kuvvetleri ateş destek vasıtaları tarafından 517 adet muhtelif hedef ateş altına alınmıştır.

Harekatın başından itibaren, manevra birlikleri ve uçaklar tarafından 126 mağara, 290 barınak ve sığınak, 12 komuta merkezi, 11 muhabere tesisi, 6 eğitim tesisi, 23 lojistik tesis, 18 ulaştırma tesisi, 40 hafif silah mevzii ve 59 uçaksavar mevzii kısmen ya da tamamen tahrip edilmiştir.

Önceki gün ele geçirilen 3 teröristle birlikte, sınır ötesi harekatta etkisiz hale getirilen terörist sayısı 240’a ulaşmıştır. Harekatta 24’ü asker ve 3’ü Geçici Köy Korucusu olmak üzere, 27 güvenlik görevlisi şehit olmuştur. Harekattan önce bölgede bulunduğu değerlendirilen yaklaşık 300 teröristin büyük çoğunluğu etkisiz hale getirilmiş; geri kalanların bir kısmı ise bölgeyi terk ettiklerinden temas kesilmiştir. Ayrıca, bölgedeki barınma olanakları, haberleşme imkanları, uçaksavar savunması ve yaşam malzemeleri büyük oranda tahrip edilmiştir. Böylece harekatın başlangıçtaki hedeflerine ulaştığı değerlendirilmiş; birliklerimiz arazi arama ve taramaları yaparak, 29 Şubat 2008 sabahı itibarıyla yurt içindeki üs bölgelerine dönmüşlerdir.

Şüphesiz, bir bölgede icra edilen operasyonla terör örgütünün tamamen etkisiz hale getirilmesi söz konusu değildir. Ancak, Irak’ın kuzeyinin teröristler için emniyetli bir bölge olmadığı örgüte gösterilmiştir. Irak’ın kuzeyi terör örgütünün faaliyetleri açısından bundan sonra da yakından izlenecek ve bu bölgeden Türkiye’ye tehdit yöneltilmesine müsaade edilmeyecektir. Terörle mücadele yurt içi ve yurt dışında kararlılıkla yürütülmeye devam edecektir. Bölgeden alınacak ayrıntılı raporların değerlendirilmesi sonucu, kamuoyu en kısa zamanda ayrıca bilgilendirilecektir.’’

/ ANKARA

01.03.2008


 

PKK’da iç hesaplaşma

Türk Silahlı Kuvvetlerinin hava ve kara harekatıyla ağır darbe yiyen terör örgütündeki iç çalkantı durulmuyor.

Örgütün ‘’silahlı kanat sorumlusu’’ Suriye uyruklu Fehman Hüseyin, liderlik çekişmesine girdiği Murat Karayılan’a karşı örgüt içi cinayetlerine devam ederken, İsveç Başbakanı Olof Palme cinayetinden bir süre tutuklu kalan Mehmet Taş’ın şüpheli ölümü İsveç makamlarını harekete geçirdi. Terör örgütünün elebaşlarından Suriye uyruklu ‘’Dr. Bahoz Erdal’’ kod adlı Fehman Hüseyin, Ağustos 2006 yılında öldürttüğü ‘’Sarı İbrahim’’ kod adlı Ramazan Toptaş’ın infazında görev alan ‘’Azat Batman’’ (18) kod adlı korumasını ‘’Bahoz Van’’ kod adlı korumasına öldürttü.

Murat Karayılan’ı zehirleme girişiminde bulunan ve 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayın ardından paniğe kapılan Fehman Hüseyin’in, Ramazan Toptaş cinayetini gerçekleştiren ‘’Azat Batman’’ı konuşmasından endişe ettiği için öldürttüğü belirtildi.

Yetkililer, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin operasyonları ile Avrupa ülkelerindeki denetimlerin, örgütten kaçış ve örgüt içi hesaplaşmaları hızlandıracağını kaydettiler.

/ ANKARA

01.03.2008


 

Yasakçı rektörlere tepki

İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi önünde biraraya gelen bazı sivil toplum kuruluşları ve öğrenciler, başörtüsü yasağının sona erdirilmesini ve yasakçı rektörler hakkında cezai takibat yapılmasını istedi.

Hukukçular Derneği, Ayrımcılığı Karşı Kadın Hakları Derneği (AKDER) ve Mazlum-Der’in de aralarında bulunduğu bazı sivil toplum kuruluşları, başörtüsü yasağını ve yasakçı rektörleri protesto etti. İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi önünde biraraya gelen ve aralarında başörtülü öğrencilerinde bulunduğu grup, “Herkes için adalet başörtüsüne özgürlük” yazılı pankart açtı. “Üniversite Mesut Parlak’ın çiftliği değildir” yazılı dövizler taşıyan grup “Yasakçı rektörler yargılansın, Gaspedilen haklar geri verilsin” şeklinde sloganlar attı.

Yasağı protesto eden grup adına AKDER Genel Başkanı Avukat Fatma Benli, bir basın açıklaması yaptı. Türkiye’ye enerji ve zaman kaybettiren başörtüsü yasağına artık son vermenin zamanının geldiğini belirten Benli, “Değişiklik sonrası başörtülü öğrencilerin okula alınmamasını öngören hiçbir genelge, yönetmelik ya da yargı kararındaki yorumların geçerliliği kalmamıştır. Eğer Türkiye hukuk devleti olduğunu iddia ediyorsa hiç kimsenin yorum yapma, Anayasa değişikliğini tanımama ve kendini Anayasa’nın üstünde görme lüksü yoktur. Gerçek karışıklık ‘Ben Anayasayı tanımam. Gerekirse okulun kapısına kilit vururum yine de öğrencileri içeri almam, alırsam da hakkettiği notu vermem’ diyen rektörlerin keyfiliğinden kaynaklanmaktadır” şeklinde konuştu.

Açıklamanın ardından sloganlar atan grup alkışlarla olaysız bir şekilde dağıldı.

/ İSTANBUL

01.03.2008


 

Economist: Başörtüsü suskunluğuna karşı operasyon izni

İngiliz The Economist dergisi, Başbakan Erdoğan’ın, laik generallerin başörtüsü konusundaki suskunluğunu operasyona izin vermekle ödüllendirmek istemiş olabileceği yorumunda bulundu.

Derginin başyazısında, Türkiye’nin PKK’ya karşı operasyon düzenlemesinin anlaşılabilir olduğu belirtiliyor; ancak bunun yapılmasının ne kadar akıllıca olduğu tartışmaya açılıyor. Başyazıda şu ifadeler yer alıyor; “Farklı farklı Kürtler var. PKK, geçmişteki bazı kötü alışkanlıkları ve inançlarını terketmiş olsa da genel olarak kötü kısmı. Hala Türkiye’nin güneydoğusunda Türk askerlerini öldürüyorlar. Sıklıkla bu tür katliamların suçunu kendisinden ayrılan gruplara atsalar da, hala sivilleri havaya uçuruyorlar. Türkiye’nin PKK’yı ezmek istemesi anlaşılabilir. Ama bunun yerinde bir hareket olup olmadığı başka bir mesele. Başbakanları Recep Tayyip Erdoğan türban konusunda Laikler ve İslamcılar arasında bir tartışmaya girmiş durumda. Laik generallerin bu konudaki suskunluğunu, PKK’ya saldırmaları için serbest bırakarak ödüllendirmek istemiş olabilir.”

Dergiye göre 22 Temmuz’daki genel seçimde Kürt nüfusun oyunu almayı başaran hükümetin, son dönemde takındığı tavır, Kürt seçmenleri küstürebilir.

/ LONDRA

01.03.2008


 

Çelik: ÜAK üyeleri suç işledi

Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Üniversitelerarası Kurul üyelerinin aslında kendi görevleri olmayan bir bildiri yayınlamakla suç işlediğini belirterek, pozisyonu ne olursa olsun hukuk devletinde herkesin hakkını da haddini de bilmek zorunda olduğunu kaydetti.

Samsun’da çeşitli temel atma ve açılış törenlerine katılan Bakan Hüseyin Çelik, büyükşehir belediyesinde bir basın toplantısı düzenleyerek gelişmeleri değerlendirdi. 2547 sayılı yasanın Üniversitelerarası Kurul’un görevlerini sıraladığını belirten Bakan Çelik, bu görevler arasında ‘yasak koyma veya kaldırma’ olmadığına dikkat çekti. Kurulun özellikle akademik işlerle ilgilenmesi gereken bir kurul olduğunu ifade eden Bakan Çelik, “Türk milletinin iradesine karşı durmak gibi bir görevi Üniversitelerarası Kurul’a yasa vermemiştir. Anayasadan ve yasalardan alınmamış olan bir hakkı ve yetkiyi kimseyi kullanamaz. Hukuk devletinde herkes hakkını ve haddini bilmek zorundadır” diye konuştu.

Çelik, kurulun kendi görevleri olmayan konuda bildiri yayınlayarak suç işlediğini kaydetti.

Soruşturma izni vermeyeceğim

Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan hakkında soruşturmaya izin vermeyeceğini belirtti. Çelik, çeşitli açılış ve ziyaretler için geldiği Sakarya’da gazetecilerin, ‘’YÖK Başkanı ile ilgili soruşturma açılmasına izin verecek misiniz?’’ şeklindeki sorusu üzerine, ‘’Soruşturma açma yetkim var. Sayın YÖK Başkanı’nın bugüne kadar yaptıklarının suç teşkil ettiğine inanan birisi değilim. Yaptıklarının suç teşkil ettiğini sanmıyorum. İzin vermeyeceğim’’ dedi.

/ SAMSUN / SAKARYA

01.03.2008


 

Savcılık görevsizlik kararı verdi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan hakkında CHP’nin ve bir vatandaşın yaptığı suç duyurularına ilişkin olarak ‘görevsizlik’ kararı verdi.

Rektörlere, ‘türbanlı öğrencilerin üniversitelere alınması’ talimatı veren Prof. Dr. Özcan’ın ‘görevi kötüye kullanma’ suçunu işlediği iddiasıyla yapılan suç duyurularına ilişkin inceleme başlatan Başsavcılık, 2547 sayılı YÖK Kanunu’nun 53. maddesine istinaden ‘görevsizlik’ kararı vererek dosyayı Millî Eğitim Bakanlığı’na gönderdi.

YÖK Kanunu’nun 53. maddesine göre, Prof. Dr. Özcan hakkında soruşturma açılıp açılmayacağına Millî Eğitim Bakanlığı karar verecek.

/ ANKARA

01.03.2008


 

Sezer: Laiklik tek başına yetmez

Domokratik Sol Parti Genel Başkanı Zeki Sezer, siyasette başarılı olmanın yalnızca laiklik demekle olamayacağını belirterek, inançların da göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı.

Herkesin bu inançla ortak paylaşım içinde olması gerektiğini ifade eden Zeki Sezer, ortak üretim ve paylaşımın başarılı olmada büyük önemi olduğunu söyledi. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Uludağ Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Türk Üniversitelerinin Sorunları’ ile ilgili programa katılmak üzere geldiği Bursa’da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Parti binasında yaptığı basın toplantısı ile başta sınır ötesi harekât olmak üzere başörtüsü konusunda değerlendirmelerde bulunan Zeki Sezer, partiler arası birleşme konularına da değindi.

01.03.2008


 

Âkif Anadolu’nun özü

“Mehmet Akif’i Anlamak” konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Nazif Gürdoğan, İstiklâl Marşı yazarı Mehmet Âkif Ersoy’un Anadolu’nun hem özü, hem özeti olduğunu söyledi. Araştırmacı yazar Mehmet Doğan ise, Mehmet Akif’in üniversitelerde ders olarak verilmesi gerektiğini belirtti.

Yeşilırmak Dersaneleri tarafından Yıldırım Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Mehmet Âkif’i anlamak” konulu konferansa yüzlerce üniversiteye hazırlık öğrencisi katıldı.

Konferansta Burç Fm Genel Yayın Yönetmeni Bünyamin Şen, Mehmet Âkif’in hayatını özetlerken “Mehmet Âkif ve Türkiye’nin geleceği” konusunda söz alan Prof. Dr. Nazif Gürdoğan, şairlerin toplumlardaki dönüşümlerin habercileri olduğunu, toplumların geçmişlerinde, geleceklerinin tohumlarını gördüklerini söyledi. Prof. Dr. Gürdoğan; “Geçmişin tohumu meyvesini gelecekte verir. Sınırları aşmasını bilen büyük şairler, çekirdeklerdeki ağaçları ve ağaçlardaki meyveleri şiirlerine yansıtırlar. Her ağaç çekirdeğine göre meyva verir. Nasıl çekirdeği sağlıklı olan ağaçların, meyveleri albenili olursa, şairleri güçlü olan toplumların gelecekleri aydınlık olur. Şairleri olmayan toplumların gelecekleri olmaz. Şiir düşüncenin olduğu kadar eylemin de tohumlarını yapısında taşır. Şiirde düşünce eyleme, eylem düşünceye dönüşür. Şairler toplumların geçmişlerine ayna tuttukları gibi, geleceklerine de ayna tutarlar. Mehmet Âkif, görünmeyen dünyayı görünen dünyadan daha çok seven, Anadolu insanının hem özü, hem de özetidir. Onun annesinin soyu Orta Asya’ya, babasının soyu ise Balkanlar’a uzanır. O İstanbul’da doğmuş bir Horasan erenidir. Mehmet Âkif yalnızca şiirini değil, ömrünü de Batı karşısında yenik düşen Doğu insanını yeniden ayağa kaldırmaya adamıştır. Son Peygamber’in sevgisini kazanan İstanbul, Mehmet Âkif için, İslâm dünyasının geçmişiyle birlikte, geleceğini de güvence altına alacak Anadolu’nun kalbidir. Siz ülkemizin geleceği gençlerimizin Millî Şair Mehmet Âkif’i iyi anlaması gerekir. Mehmet Âkif Anadolu’nun hem özü, hem özetidir” dedi.

Batılılaşmanın ideoloji halini aldığını ifade eden araştırmacı yazar Mehmet Doğan ise Türkiye’nin batıdan alacağı yeni bir şeyin kalmadığını belirtti. Mehmet Âkif’in gündemde tutulması için ciddî işler yapılması gerektiğini dile getiren Doğan, üniversitelerde Mehmet Âkif’in ders olarak görülmediğini kaydetti.

/ BURSA

01.03.2008


 

İstiklâl Marşı’nın kutlamaları için özel kurul

Kültür ve Turizm, İçişleri ve Milli Eğitim bakanlıklarının iş birliğiyle, ‘’İstiklal Marşı’nın Kabul Edildiği Günü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü Yönetmelik Taslağı’’ hazırlandı.

Edinilen bilgiye göre, Kültür ve Turizm, İçişleri ve Milli Eğitim (MEB) bakanlıkları, geçen yıl çıkan 5649 sayılı ‘’İstiklal Marşının Kabul edildiği Günü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü Hakkında Kanun’’ gereğince, ‘’İstiklal Marşı’nın Kabul Edildiği Günü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü Yönetmelik Taslağı’’ hazırladı. Taslağa göre, her yıl 12 Martta yapılacak anma etkinlikleri kapsamında, konferans, seminer, sempozyum ve panel gibi bilimsel toplantılar ile şiir,kompozisyon ve resim yarışmaları düzenlenecek. Seyirlik sanatlar ve müzik dinletileri ile sergiler vatandaşların ilgisine sunulacak. İstiklal Marşı ve Ersoy’un fikir, sanat ve şahsiyetiyle ilgili yayınlar ve benzeri etkinlikler de düzenlenecek. Taslağa, bakanlıkların görüşü alındıktan sonra son şekli verilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri de yönetmeliğin bu yıl 12 Martta yapılacak etkinliklerden önce çıkarılmasının planlandığını kaydettiler

/ ANKARA

01.03.2008


 

Bakan Şahin: Herkes topu Cumhuriyet Savcılarına atıyor

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, türbanla ilgili Anayasa değişikliği tartışmalarına yönelik, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu dile getirdi. Her şeyin hukuk sınırları içinde cereyan edeceğini belirten Şahin, “Karşılıklı iddialar olacaktır ama bütün bu iddialar, hukuk çerçevesi içinde yerini bulacaktır” dedi.

Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nı ziyaret eden Şahin, ziyaret sonrasında türbanla ilgili Anayasa değişikliğine ilişkin görüşlerini dile getirdi. Türbanlı öğrencileri üniversiteye almayan bazı rektörler hakkında açılan soruşturma ve YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan hakkında inceleme başlatılması konularını değerlendiren Şahin, “Anayasa değişikliği ve buna bağlı çıkan tartışmalar konusunda herkes topu Cumhuriyet Savcılarımıza atıyor. Onun için, ben, Adalet Bakanı olarak izin verin bu tartışmalarla ilgili bir değerlendirme yapmayayım. Şık olmaz. Farklı yorumlara yol açabilir” dedi. Şahin, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu ve her şeyin hukuk sınırları içinde cereyan edeceğini söyledi. Şahin, karşılıklı iddialar olabileceğini dile getirerek, bütün iddiaların, hukuk çerçevesi içinde yerini bulacağını kaydetti.

/ İSTANBUL

01.03.2008


 

Akdağ: Provokasyonlara gelmeyeceğiz

TBMM Genel Kurulu'nda millet vekillerinin sorularını cevaplayan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, hastanelerde başörtülü çalışanlara ilişkin basına yansıyan görüntülerin sorulması üzerine, ‘’Ülkeyi yönetirken bir takım provokasyonlara gelmediğimizi, gelmeyeceğimizi bir kere daha ifade edeyim’’ diye konuştu.

TBMM Genel Kurulu'nda millet vekillerinin sorularını cevaplayan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, hastanelerde başörtülü çalışanlara ilişkin basına yansıyan görüntülerin sorulması üzerine, vali, kaymakam, il müdürlüklerinin, görevlerinin bilincinde olduğunu, hukuk ve mevzuat çerçevesinde gereken müdahale ve incelemeleri yaptığını söyledi. Basına yansıyan fotoğrafların nerede çekildiğinin belli olmadığını kaydeden Akdağ, soruyu soran CHP’li Turgut Dibek’in laf atması üzerine, ‘’Devlet gazete haberleriyle yönetilmez’’ dedi. Böyle zamanlarda ülkede farklı havaların estirilmeye çalışıldığını ifade eden Akdağ, ‘’Ülkeyi yönetirken bir takım provokasyonlara gelmediğimizi, gelmeyeceğimizi bir kere daha ifade edeyim’’ diye konuştu.

/ ANKARA

01.03.2008


 

CHP’den AKP’li Fırat’a suç duyurusu

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat hakkında “soruşturmayı engellemeye teşebbüs” iddiasıyla suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, önceki gün “Rektörler anayasa hükümlerini uygulamayarak suç işliyor” iddiasıyla savcıları işlem yapmaya çağıran AKP Genel Başkan Yardımcısı Fırat’ın “soruşturmayı engellemeye çalıştığını” iddia etti. Kılıçdaroğlu, “Sayın Dengir Mir Mehmet Fırat bir hukukçu. Rektörleri suçluyor, açılan soruşturmaya bir anlamda engel olmaya çalışıyor. TCK’nın 288. maddesine göre, adli soruşturmayı engellemeye teşebbüs suçu işlemiştir. Kendisi hakkında önümüzdeki hafta Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacağız” dedi.

01.03.2008


 

ÖSS başvuruları başlıyor

Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) ile meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş için başvurular, 3 Mart Pazartesi günü başlıyor.

ÖSYM’nin internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, 2008 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemine (ÖSYS) başvuru işlemleri, 3 Mart-7 Nisan 2008 tarihleri arasında yapılacak. 2008-ÖSYS’ye, 2007-2008 öğretim yılında ortaöğretim kurumlarının (lise veya dengi okullar, açıköğretim lisesi) son sınıfında okumakta olan öğrenciler, ortaöğretim kurumlarının son sınıflarında beklemeli durumda bulunanlar, ortaöğretim kurumlarının dışarıdan bitirme sınavlarına girenler, ortaöğretim kurumlarını bitirmiş olanlar ile ortaöğrenimlerini yabancı ülkelerde yapanlardan durumları belirtilen unsurlara uyanlar başvurabilecek.

Yabancı Dil Sınavı (YDS) için de başvurular aynı tarihler arasında alınacak. Ortaöğretim kurumlarının son sınıfında okumakta olan öğrenciler okullarının bağlı olduğu Başvuru Merkezinden, mezun durumdaki adaylar ise diledikleri Başvuru Merkezlerinden içerisinde 2008-ÖSYS Aday Bilgi Formu da bulunan ‘’2008-ÖSYS Kılavuzunu’’ 2 YTL karşılığında edinebilecekler. Ortaöğretim okul müdürlükleri, ÖSYM Sınav Merkezi Yöneticilikleri ve ÖSYM Büroları ÖSYS’de başvuru merkezi olarak görev yapacaklar. ÖSS 15 Haziran 2008, YDS ise 22 Haziran 2008 tarihlerinde yapılacak.

/ ANKARA

01.03.2008


 

Hutbeler etkili oldu, kaçak elektrik kullanımı azaldı

Vangölü Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (VEDAŞ) Müessese Bölge Müdürü Muammer Yavuz, din adamlarının kaçak elektrikle ilgili verdiği hutbelerin, 2007 yılındaki kaçak elektrik kullanımının azalmasında önemli bir etkisi olduğunu söyledi.

VEDAŞ Bölge Müdürü Muammer Yavuz, bölgelerinde elektrikte 2006 yılında kayıp kaçak oranımız yüzde 70 olduğunu, bu oranın 2007 yılında yüzde 54’e düştüğünü belirtti. Van, Hakkâri, Ağrı ve Muş illerinde kaçak elektrikle mücadelede ekiplerinin yoğun bir şekilde çalıştığını anlatan Yavuz, bu çalışmaların yanı sıra ilçe ve köylerde din adamlarından da destek istediklerini kaydetti.

Yavuz, kaçak elektrik kullanımıyla ilgili imamların camide hutbe verdiğini belirterek, ‘’Din adamlarının kaçak elektrikle ilgili verdiği hutbelerin, 2007 yılındaki kaçak elektrik kullanımının azalmasında önemli bir etkisi oldu’’ dedi.

İlçe ve köylerde kaymakam ile muhtarlarla da toplantı yaptıklarını, okullarda öğrencilere yönelik çalışmalarda bulunduklarını ifade eden Yavuz, bu çalışmalarla elektrikteki kayıp ve kaçak oranının, daha alt seviyelere düşeceğini umut ettiklerini anlattı.

Kaçak elektrikle mücadele ekiplerinin, haftada 3 gün denetim yaptığını anlatan Yavuz, şunları kaydetti: “Özellikle son 2 ayda, Marmara ve Karadeniz bölgesinden kayıp ve kaçağın önlenmesi amacıyla uzman teknisyenler getirttik. Bu ekipler mahalle, ilçe ve köylerde denetim yapmaktadır. Ekipler çalışmalarını, kaçak elektrik kullanımının yoğun olduğu bölgelerde sürdürüyor.’’

Yavuz, 2006 yılında kaçak elektrikle mücadelenin özel bir şirket tarafından yürütüldüğünü ancak istenilen başarının elde edilemediğini söyledi.

Bu özel şirketin 2006 ve 2007 yılında şehir merkezi ve köylerde yaptığı çalışmalarda sadece 282 abonenin kaçak elektrik kullandığını tesbit ettiğini ifade eden Yavuz, şöyle devam etti: “Kaçak elektrik denetiminin özel sektörden alınmasının ardından bize bağlı ekiplerimiz, 2007 yılının sadece son 3 ayında, 1600 abonenin kaçak elektrik kullandığını tesbit etti. 2008 yılının ilk 2 ayında ise 2 bin abonenin kaçak kullandığı tespit edildi.’’

/ VAN

01.03.2008


 

Beldeyi iki kişi kurtardı

Nüfusu 2 bin 1 olarak tesbit edilen Aydın’ın Dalaman belde belediyesi iki kişi farkla kapatılmaktan kurtuldu.

Dalaman Belediye Başkanı Nihat Aktakka, hükümetin, kamuda tasarruf kapsamında nüfusu 2 binin altına düşen belde belediyelerinin kapatılması yönünde karar aldığını kaydederek, adrese dayalı nüfus tesbitinde beldelerinin nüfusunun 2 bin 1 kişi olarak sayıldığını, 2 kişi farkla belediyelerinin kapatılmaktan kurtulduklarını söyledi.

Beldenin nüfusunun gerçekte 2 bin 73 olduğunu belirten Aktakka, ‘’Beldede bazı vatandaşlar adrese dayalı nüfus sayımına kaydını yaptırmadı. Bu sebeple de nüfusumuz 2 bin 1 kişi olarak çıktı. 2 kişi daha kaydını yaptırmasaydı, bugün belde olma hakkımız elimizden alınacaktı. 2 kişi beldemizin kaderini değiştirdi. Bu olaydan aldığımız dersle kayıt yaptırmayanların da kaydını yaptırdık. Şimdi beldenin nüfusu 2 bin 50’yi buldu’’ diye konuştu.

/ AYDIN

01.03.2008


 

Şehitler için mevlit okutuldu

İstanbul Müftülüğü, bölücü terör örgütü PKK’ya yönelik Kuzey Irak’ta düzenlenen sınır ötesi kara harekâtında şehit olan askerler için mevlit okuttu.

Sultanahmet ve Eyüp Sultan camilerinde Cuma namazı öncesinde okutulan Mevlid-i Şerifler sonrası camileri dolduran binlerce vatandaş, Mehmetçikler için duâ etti. Mevlid-i Şerif’i yöneten imam ve hatipler ise Türkiye’nin zor günler geçirdiğini ifade ederek birlik ve beraberlik çağrısında bulundu.

/ İSTANBUL

01.03.2008


 

DP, ‘tarlada’ dert dinliyor

Demokrat Parti, mevsime aldırmadan tarlalara kadar giderek vatandaşın şikayetini dinliyor, parti tabanının nabzını tutuyor.

Genel Başkan Süleyman Soylu’nun talimatı çerçevesinde DP Genel İdare Kurulu üyeleri 81 ile dağıldı. Parti yönetimi hem 22 Temmuz seçimlerinin ardından belde, ilçe, il teşkilatlarındaki mevcut durumu yerinde tespit edecek hem de halkla bir araya gelecek. Balıkesir ve ilçelerini gezen partinin deneyimli isimlerinden Genel Başkan Yardımcısı Turhan Güven, 4 gün süren çalışmalarını “Her yerde partinin tabanı duruyor” sözüyle özetledi. Güven, geçmişte parti teşkilatında sıkıntılar yaşanmış olduğunu ancak bunların aşılacağını bildirdi.

“PARTİ TABANI SAĞLAM”

Daha önce Elazığ, Tunceli’de bulunan geçen haftayı ise Muğla ve ilçelerinde geçiren eski ve yeni partililerle bir araya gelen Genel Başkan Yardımcısı Harun Akın da izlenimlerini “çok hareketli ve sağlam bir parti tabanı var” sözleriyle özetledi. Vatandaşlarla görüşmelerini “gençler işsiz, esnaf sıkıntılı, çiftçi ürününün para etmediğinden şikayetçi” sözleriyle aktaran Akın, “Tarlalara kadar gittik” dedi.

SOYLU DA YOLLARA DÜŞECEK

Kurmaylarının ardından Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu da baharla birlikte yollara düşecek.

Mart sonundan itibaren gezilere start verecek olan Soylu’nun ilk etapta 30 ili gitmesi bekleniyor. Soylu, gittiği yerlerde sivil toplum örgütlerini ziyaret edecek, eski partililerle bir araya gelecek.

/ ANKARA

01.03.2008


 

Gediz’de su kuşu rekoru

İzmir Kuşcenneti’nin de içinde bulunduğu Gediz Deltası’nda yapılan ‘’Kış Ortası Su Kuşu Sayımı’’nda, bölgede rekor sayıda kuş bulunduğu belirlendi.

İzmir Çevre ve Orman İl Müdürlüğü Doğa Koruma ve Millî Parklar Şube Müdürlüğü ile İzmir Kuşcenneti’ni Koruma ve Geliştirme Birliği (İZKUŞ) tarafından her yıl 15 Ocak-15 Şubat günlerinde yapılan sayım, bu yıl 4 ekipte yer alan 16 personelle gerçekleşti. Sayım ekibine, kuşlar konusunda uzman kişilerin yanı sıra gönüllüler de katıldı.

Geçen yıllarda ortalama 70 bin kuşun sayıldığı ‘’Kış Ortası Su Kuşu Sayımı’’nda bu yıl cennette, 53 türden 90 bin 617 su kuşuyla sayım rekoru kırıldı.

/ İZMİR

01.03.2008


 

Kuraklık bitkileri etkilemeyecek

Bilim insanları, bitkilerin genlerinde kilit noktada bir keşif yaparak, ekinlerin kuraklıkta hayatta kalmasını sağlama yolunda önemli adım attılar.

Finli ve Amerikalı araştırmacılar, bir bitkinin soğurduğu karbondioksit ve atmosfere saldığı su buharı miktarını kontrol eden geni keşfettiler. Bu keşfin, gıda üretiminde iklim değişikliğini düzenlemede önemli bir rol oynaması bekleniyor. Bilim insanlarının onlarca yıldır bulmaya çalıştıkları, bitkilerin havadan absorbe ettiği (soğurduğu) ve büyürken havaya su buharı saldığı “stomataları” (gözenekleri) kontrol eden geni keşfeden Amerikalı ve Finli araştırmacılar, Nature dergisinde yayımladıkları makaleyle bilim dünyasına, bu gözenekleri açıp kapamayı denetim altında tutan kritik genetik sistemi keşfettiklerini açıkladılar. Helsinki Üniversitesi’nden Profesör Jakko Kangasjarvi, bu keşfin, bitkileri çok kuru ortamlarda, karbondioksit soğurmaya devam edecek ancak atmosfere saldıkları su miktarını azaltacak şekilde değiştirmenin yolunu açabileceğini belirterek, çalışmalarının bu yoldaki ilk adım olduğunu kaydetti.

/ ANKARA

01.03.2008


 

Jeotermal enerji zenginiyiz

Yılda 9 milyar dolarlık ekonomik kazanıma eşit jeotermal enerji potansiyeliyle dünyada 7. sırada yer alan Türkiye’nin mevcut potansiyelinin yüzde 5’ini kullandığı bildirildi.

Aksaray Üniversitesi (AÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Afşin, yaptığı açıklamada, yenilenebilir enerji kaynaklarından olan jeotermal enerjinin, fosil yakıtlara göre temiz, çevre dostu ve yerli olduğunu söyledi.

Yağmur ve kar sularının, yer altındaki jeotermal rezervleri besleme koşulları devam ettiği sürece jeotermal enerjinin bitmeyeceğini vurgulayan Afşin, ‘’Yer kabuğunun derinliklerinde biriken ısının oluşturduğu sıcak su, buhar ve gaz, elektrik enerjisi üretimi, endüstri, merkezi ısıtma-soğutma, seracılık, balık çiftlikleri, kaplıca gibi çok farklı alanlarda kullanılmaktadır’’ dedi.

Türkiye’nin jeotermal enerji potansiyelini yeterince değerlendiremediğini ifade eden Afşin, şunları kaydetti:’’Yılda 9 milyar dolarlık ekonomik kazanıma eşit jeotermal enerji potansiyeliyle dünyada 7. sırada yer alan Türkiye, mevcut potansiyelinin yüzde 5’ini kullanıyor. Ülkemizde sıcaklığı 176’C’nin üzerinde değerlendirilebilecek 170 adet jeotermal sahadan beşi elektrik üretimine, diğerleri de doğrudan ısıtmaya, sanayi uygulamalarına, sağlık ve termal turizme uygundur.’’

20-23 Ekim 2008 tarihleri arasında Aksaray’da Jeoloji Mühendisliği Bölümü tarafından ‘’Su-Enerji-Sağlık Sempozyumu’’ düzenleyeceklerini belirten Afşin, sempozyumda Türkiye’nin su ve suya bağlı enerji potansiyelinin verimli kullanımını değerlendireceklerini bildirdi.

20. yüzyılda dünya nüfusunun 19. yüzyıla oranla üç kat, su kaynaklarının tüketiminin ise altı kat arttığını dile getiren Afşin, şöyle devam etti: ‘’Bu bağlamda, dünyada milyonlarca kadın, gününün yaklaşık dört saatini su taşıyarak geçiriyor. Bir litre atık su 8 litre tatlı suyu kirletiyor. Kirli sular yüzünden yılda 250 milyon kişi hastalıklara yakalanıyor ve bunların 1 milyon 800 bini çocuk olmak üzere 5 milyonu ölüyor. Su sıkıntısı, su kaynaklarının azlığına değil, suyun adaletsiz dağılımına bağlı ve bu sorun şimdilik çoğunlukla yoksulları etkilemektedir. Ulusal ve küresel eylem planlarıyla milyonlarca insanın hayatı kurtarılabilir.’’

Türkiye’nin 110 milyar metreküp kullanılabilir su potansiyeline ve 26 su havzasına sahip olduğunu vurgulayan Afşin, ‘’önemli havzalardaki bilinçsiz su tüketiminin, soğuk ve sıcak su kaynaklarını olumsuz etkilediğini söyledi.

Afşin, Su-Sağlık-Enerji Sempozyumu’nun amacının Türkiye’nin su ve suya bağlı enerji potansiyelinin verimli kullanımını değerlendirmek, giderek yaygınlaşan su sorununun nedenlerini Orta Anadolu’yu baz alarak ayrıntılı şekilde belirlemek ve çözüm önerileri sunmak, jeotermal kaynakların sürdürülebilir kullanımını, suyun insan sağlığına etkilerini ve ülke ekonomisine sağlayacağı yararları vurgulamak olduğunu sözlerine ekledi.

/ AKSARAY

01.03.2008


 

Su hayattır akıp gitmesin

Özel Bursa Kültür Okulları “Su Verimliliği Yılı” olarak ilân edilen 2008 yılında öğrencilerini küresel ısınmanın olumsuz etkileri ve alınabilecek tedbirler konusunda bilinçlendiriyor.

Öğrencilerin çevre bilincini arttırmaya yönelik bu proje ile miniklere su rezervlerini doğru kullanma yöntemlerini kavrayarak bütün dünyayı tehdit eden ‘Küresel Isınma’ konusunda bilinçlenmeleri hedefleniyor. Düzenlenen seminerde öğrencilere ‘su hayattır akıp gitmesin...’ mesajı veriliyor.

Eğitimde kalite ve pratikte uygulanabilir projeleri her zaman ön planda tutan Özel Bursa Kültür Okulları Ovaakça Kampüsü’nde düzenlediği seminerle bir araya gelen öğrenciler suyun oluşumu, faydaları, insan hayatı, dünya ve ekonomideki önemi ile küresel ısınmadaki yeri konularında tartışmak üzere su platformunda buluştu. Kültür Okulları 5. sınıf öğrencisi Enes Umut Altıntaş, seminerde yaptığı konuşmada küresel ısınma ile ortaya çıkan iklim değişikliklerinin en stratejik başlığının su olduğunu dile getirdi.

Suyun tartışmasız hayatî öneme sahip olduğunun altını çizen Altındaş, şu an 6,3 milyar olan dünya nüfusunun 2050’de 9,3 milyar düzeyinde artış göstereceğini buna paralel olarak da dünya üzerindeki su kaynakları’nın nüfus artışı sebebiyle yetersizlik sinyalleri verdiğini hatırlattı.

Hüseyin Hiçdurmaz / Bursa

01.03.2008


 

İçki dertleri unutturmuyor

Japonya’da yapılan bir araştırmada, alkolün dertlerin unutulmasına yardımcı olmadığı belirlendi. Tokyo Üniversitesinden araştırmacılar, sanılanın aksine alkolde bulunan etanolün unutmaya yardımcı olmadığını, aksine anıları zihinde koruduğunu belirttiler.

Deney fareleri üzerinde yapılan araştırmada, kafeslerine geri konmadan önce birkaç gün süreyle hafif oranda elektrik şoku verilen farelerin kafesleri her açıldığında ürktükleri tespit edildi.

Araştırmacılar, bu farelerin tepkilerini incelemek amacıyla bir kısmına alkol verirken, diğer kısmına serum verdi. Alkol verilen farelerdeki bu korkunun diğer farelere göre ortalama iki hafta olmak üzere daha fazla sürdüğü ortaya çıktı. Söz konusu araştırmayı yapanlar, “insanlar açısından ele alındığında bu durumun, alkol alındığında kurtulmak istenilen kötü anıların daha fazla zihinde kalacağını gösterdiği” yorumunda bulundu.

/ TOKYO

01.03.2008


 

Işıkla veri taşınacak

IBM’nin kablo yerine ışık kullanarak veri taşıyan yeni teknolojisiyle, 5 bin video dosyasının 1 ampulün tükettiği enerji kullanılarak 1 saniye içinde transfer edilebileceği bildirildi.

IBM’den yapılan yazılı açıklamada, henüz prototip aşamasında olan yeni teknolojinin, çok büyük hacimli dosyaların saniyeler içerisinde transfer edilebilmesinin yolunu açtığı belirtildi. Araştırmayı yöneten ekibin lideri Clint Schow, ürettikleri prototip yonganın, sadece özel laboratuvar şartlarında çalışan bir teori olmadığını ve 2 yıl içerisinde pazara çıkabilecek düzeyde bulunduğunu aktardı.

/ İSTANBUL

01.03.2008


 

Havası en kirli şehir Aydın

Türkiye’de 2007 yılında kükürtdioksit ortalaması bakımından hava kirliliği en yüksek il Aydın oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2007 yılına ilişkin hava kirliliği verilerini açıkladı. 2007 yılında kükürtdioksit ortalamalarının en yüksek bulunduğu il merkezleri; kirlilik sırasına göre Aydın 70 mikrogram/metreküp, Bolu 69, Van 65, Kütahya 58, Afyon’da ise 57 mikrogram/metreküp oldu. Aynı dönemde Isparta’da 50, Denizli’de 49, Karabük’te 49, Edirne’de 48 ve Çanakkale’de 47 mikrogram/metreküp kükürtdioksit ortalaması elde edildi. 2007 yılı partiküler madde (duman) ortalamaları ise Denizli’de 158 mikrogram/metreküp, Batman’da 138, Kütahya’da 136, Karabük’te 131, Van’da 130, Çorum’da 120 mikrogram/metreküp olarak ölçüldü.

Aynı dönemde il ve ilçe merkezlerinde ölçüm yapılan istasyonlardan elde edilen kükürtdioksit ortalamaları incelendiğinde, kısa vadeli sınır değeri Afyon, Ağrı, Bolu, Hakkari, Kırklareli, Siirt, Van ve Zonguldak’ta aşılırken, 1. uyarı kademesi sınır değeri ölçüm yapılan hiç bir istasyonda aşılmadı.

/ ANKARA

01.03.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri