Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 17 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Görüş

Batı'da İslâmın imajı?

Bütün sıfatlarından önce bir Müslüman olarak bilinmek, bazı konularda daha hassas olmayı gerektiriyor. ‘İmaj Müslümanı mı, iman Müslümanı mı?’ soruları çevresinde yazılan-çizilen bazı görüşler, bu yaza sebep oldu.

Eminim ki, mü’min hassasiyetli her ‘Müslüman,’ İslâmın doğuda veya batıda, gönüllerin derinliklerinde yer almasını arzular, bunun için duâ eder. ‘İnsaniyeti kübra’ olan bir dinin mensubu olarak bu dertle dertlenmek güzel bir haslettir, İslâmın ruhunun özümüzde olduğunun göstergesidir. Ahiret nokta-i nazarından bakıldığında ‘bütün insanlığa iman lâzımdır’ düşüncesi, batı ve doğudaki insanların en gerçekçi ve gözler önündeki ortak noktasıdır. ‘İman nedir?’ sorusunun cevabı—kalpleri karartılmış insanlar hariç—en dikkat çekici ve itiraza medar olamayacak bir noktadır. Şüphesiz ki, imanın dışa bakan yüzü ameldir. Dinin hakkıyla yaşanılması halinde, sair dinlerin mensuplarının İslâma dahil olmalarının temelinde iman-amel bağlantısı vardır. Bu yazılanlardaki amaç, birilerinin imanını sorgulamak değil, sadece temel unsura dikkat çekmektir.

İmaj çalışması mı, iman çalışması mı?

İmaj çalışmaları, ruhun ortaya çıkmasına engeldir. Çünkü temelinde olduğun gibi görünmek değil, senden istenilen şekilde görünmeye çalışmak vardır. Hizmet yolundan giden insanların imaj diye bir çabası olmamalı. Ezilmişlik duygusuyla ortaya koyulan imaj çalışması, gerçekliğe perde görevi görebilir.

İslâm kültürünün yeşermesi âlem-i İslâmın durumuna bağlıdır. Malumdur ki, gönlümüzün kirlenmesi dışa bakan yüzümüze de yansımış; şehirlerimiz yaşanılması zor yerler haline gelmiştir. Bu halimiz bütün dünyanın da malumudur. Bu ‘imajımızın’ düzelmesi, batıdaki çalışmalarla değil; bizzat doğuda, alem-i İslâmda, memleketimizde gayret sarfetmekle olacaktır. Müslümanların sebil yapmak, aşevleri açmak, yoksulları doyurmak, imarethaneler, okullar, hastaneler açmak gibi hasletleri imaj çalışmasının neticesi değil, ‘iman çalışması’nın göstergesidir. İmaj bir görünür, iki görünür üçüncüde...

İmaj çalışmasına örnek; Yahudilerin imajı?

Anti-Semitizmle tehlikelere gark olan Yahudilerin iletişim araçlarını kullanarak imaj tazelemesi yöntemini, İslâmın imajının Batıda düzeltilmesi için önermek görmek, sakat bir temele dayanmaktadır. Yöntem olarak bunun tutmadığı gerçeğiyle birlikte (zaten) imaj diye doğrudan bir çalışma İslâm açısından hedef değildir. Bunun adı, olsa olsa kendimizi ve Batıyı oyalamak olur. Yahudilerin imajının ne kadar düzeldiği konusu bu günlerde açıkça görülmektedir. (Anti-Semitizm global olarak yükselişte- ABD Dışişleri Bakanlığı Raporu-ilgili haber 14 Mart 2004 tarihinde (cnn.com). Önemli olan nokta; imaj tazeleme-imaj düzeltme mantığının esas ve öncelikli vazifeyi atlatmasıdır. İslâm-Müslüman ilişkisini bu noktada nazara almak gerekir. Baba Ali (ummah films) Müslüman olduktan sonra çok ilginç bir söz söylemiştir, ‘Rabbime şükürler olsun ki, Müslümanları tanımadan önce İslâmı/Kur'ân’ı tanımak bana nasip oldu.’

Hakkaniyetli tavır

11 Eylül olayının arkasında tam olarak nasıl bir planın olduğu çok açık olmasa da, sonuç olarak İslâmı gündeme taşıdığı bir realitedir. Bu saldırının neticesinde masum insanların mağdur olduğu bilinmektedir. Fakat bu olayın İslâm dünyasının işgal edilmesine sebep gösterilmesinin zulüm olduğu da bir realitedir ve bu da paylaşılmalıdır.

Bütün gönüllerin İslâma su gibi, ekmek gibi ihtiyaç duyduğunu bilerek, avam-havas ayırt etmeyerek, yanan gönüllere su taşınmalıdır. ‘Nurun tamamlanması’ hakikatini dikkate alırsak, havas-avam ayırt etmenin anlamsız olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Sempatik Müslüman?

Müslümanın iyilik yapma noktasında; ihtiyacı olan insanı ayırt etmesi söz konusu değildir. Batı insanına ‘imaj niyetiyle’ yardım eli uzatmak, Müslümanın sıfatlarına terstir. Batı bu noktada Müslüman sıfatına büyük ölçüde bürünmüştür. Yardım faaliyetleri çok sistemli ve büyük bir katılımla gerçekleşmektedir. Kaçırılmaması gereken husus; bulunduğumuz çevredeki Müslümanlarla kardeşlik bağını güçlendirme çalışmaları yapmaktır. İttihad-ı İslâm için, ‘zamanın en büyük farz vazifesi’ denilmesi, bizi bu konuda çok hassas davranmaya sevk etmelidir. Amerika’da bir basketbol takımında oynayan Türk oyuncuya destek olmak güzel olabilir, ama ‘Sempatik Müslüman’ konusundan ayrı ele alınmalıdır. ‘Sempatik Müslüman;’ bu söz yukarıda yazmaya çalıştıklarımı çok güzel özetliyor aslında: Basketbol maçından Batı dünyasına mesaj; “Heyy bak ben de burdayım, hem de Müslümanım!”

Popülizm hastalığına yakalanmayalım.

Said Hafızoğlu

17.03.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri