Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

AB ve anayasa değişiklikleri

Hem Türkiye, hem AKP zor ama ilginç bir dönemden geçiyor. İşin zorluğunu bir kez daha tanımlamaya gerek yok. Radikal Gazetesi’nde İsmet Berkan’ın cuma ve cumartesi (4-5 Nisan) günkü yazılarına (bugün de devam edecek) bir göz atma olanağınız olursa zorluk kelimesiyle neleri ima etmek istediğim çok net anlaşılır.

İlginç bir dönemden de geçiyoruz aynı zamanda zira bu olağanüstü dönem, şayet AKP olan biteni iyi algılar ve demokratikleşmenin, AB sürecinin, normalleşmenin her şeyden önce Türkiye ve kendisi için bir beka meselesi olduğunu nihayet çok sarih bir şekilde anlarsa, bir fırsatlar bütününe de kolayca dönüşebilir.

Mehmet Altan’ın Mehtap televizyonunda Şahin Alpay ile beraber yaptığımız Akıl Defteri programında ısrarla vurguladığı gibi bu ülkede kötümserlik ve iyimserlik, umutsuzluk ve umut, kötü ve iyi çoğu kez beraber gidiyor, biri diğerinin hemen arkasından üstelik hiç beklenmedik bir aceleyle de gelebiliyor. Tekrar ediyorum, şayet AKP demokratikleşmenin, evrensel hukuk devleti kavramlarını yerleştirmenin, AB sürecinin hem daha çağdaş bir Türkiye’nin hem de kendisinin beka meselesi olduğunu bu kriz nedeniyle net bir biçimde görürse muazzam bir fırsatlar dünyasına da adım atmış olacağız. Üstelik yapılması gerekenler hiç de sır niteliğinde değil, neyin nasıl yapılması gerektiği resmi belgelerde mevcut.

Her şeyi bir kenara bırakıp TBMM’nin yeni bir Anayasa’yı hemen yaşama geçirmesi ve AB sürecini patinaj yapmadan hızlandırması şart.

Bu öncelikler kanımca ekonomik kriz önlemlerinden de ayrıcalıklı zira demokratikleşme, evrensel hukuk devleti ve AB olmaksızın zaten ekonomik krize kalıcı çözüm üretmek olanaksız.

Ünlü haftalık The Economist dergisinin 15 Mart tarihli sayısında 83. sahifede göreceğiniz ‘Ekonomi ve hukuk devleti’ yazısı mutlaka okunmalı, türkçeye çevrilerek gazetelerimizde yayınlanmalı. Demokratikleşme, hukuk devleti ve AB girişimleri yapılırken de ekonomik önlemler, üstelik daha bir evrensel çapta ve özgüvenle devreye sokulabilir, buna engel yok. AB konusunda işler, şayet siyasi irade varsa, çok kolay zira AB Komisyonu’nun 6 Kasım 2007 tarihli belgesi neyin yapılacağını son derece sarih bir biçimde madde madde ortaya koyuyor. Önemli, hatta belirleyici olan AB yolundan sapan bir Türkiye’de Türkiye ve AKP’nin birlikte şamar yiyeceğinin (şekilde görüldüğü gibi) anlaşılması ama bu konjonktürde bu gerçeği anlamamak da özel bir gayret ister doğrusu.

Anayasa konusunda ise parti kapatmaları zorlaştıracak spesifik ve ayrık önlemler yerine öncelikli bir paketi, içinde 69. madde ve türban meselesi de olmak üzere, hemen devreye sokmak.

İlk üç madde dışında tüm maddeleri ele almak da mümkün, en sıcak, 12 Eylül ruhunu en iyi yansıtan otuz küsur madde ile de işe başlamak mümkün. Vatandaşlık, sivil asker ilişkileri, çift başlı yargı, o çok ama çok ilginç dibace, geçici 15. madde, YAŞ ve HSYK kararlarının yargısal denetime açılması, vs. buralardan başlanacak bir anayasal değişim süreci hem Türkiye’yi çok rahatlatır, hem de AKP’ye meşru gözlerde daha fazla meşruiyet kazandırır. ‘Meşru gözlerde’ ifadesini kullanıyorum zira artık meşruiyetini fena halde kaybeden bir kesim var ve bu kesim için zaten yapılacak şey pek yok. Türkiye gerçekten ilginç bir ülke; bu krizden büyük bir fırsat penceresi açmak gündemimiz olmalı.

Star, 6.4.2008

Eser KARAKAŞ

07.04.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  AB ve anayasa değişiklikleri

  Bombacı-istihbaratçı samimiyeti

  Yahudi lobisinden davet bekleyen komutan kimdi?

  Son darbe!

  Ergenekon da Susurluk gibi olmasın


 Son Dakika Haberleri