"Gerçekten" haber verir 29 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

‘Yalancı bahar’ bitti

DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, ekonomide büyümenin durduğunu, enflasyon hedefinin şaştığını belirterek, “Kişi başına harcama ve satın alma paritesi bakımından Türkiye Avrupa’daki 35 ülke arasında 30’uncu sıraya yerleşti. Türk ekonomisinde bir yalancı bahar yaşanmaktadır’”dedi.

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, Türk ekonomisinde büyümenin durduğunu, enflasyon hedefinin şaştığını belirterek, ‘’Türk ekonomisinde bir yalancı bahar yaşanmaktadır’’ dedi. DP Genel Başkanı Soylu, Antalya Genç İş Adamları Derneği’nin aylık olağan toplantısında yaptığı konuşmada, 1960 ve 12 Eylül 1980 ihtilâli ve 28 Şubat’ın, Türkiye’deki makul sağı devreden çıkardığını, darbelerden en çok zararı merkez sağ partilerin gördüğünü kaydetti.

İhtilallerin gençleri depolitize ettiğini, bu durumdan en çok ideolojik tabanda politika yapan AKP’nin yarar sağladığını savunan Soylu, 1982 Anayasası’nın da Türkiye’ye ‘’deli gömleği giydirdiğini’’ söyledi.

Soylu, ihtilâllerin yanı sıra merkez sağ partilerin de bu durumdan sorumlu ve kusurlu olduklarını ifade etti. Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Soylu şöyle konuştu: ’’Hazine 6 aydır borçlanma sıkıntısı çekiyor. Türkiye’nin kredibilitesi ortadan kalktı. Merkez Bankası’nın açıkladığı enflasyon hedefi iki katından fazla saptı. Türkiye dünyanın en fazla reel faizle borçlanan ülkesi oldu. Kişi başına harcama ve satın alma paritesi bakımından Türkiye Avrupa’daki 35 ülke arasında 30’uncu sıraya yerleşti. Türk ekonomisinde bir yalancı bahar yaşanmaktadır ve kimse bu duruma sesini çıkarmamaktadır. Türkiye AKP’den bir an önce kurtulmalıdır.’’

DP’nin demokrasiden yana olduğunu ve siyasi partilerin ancak halk tarafından cezalandırılıp, kapatılabileceğine inandığını da söyleyen Süleyman Soylu, AKP hakkında hazırlanan iddianameyi eleştirdi. Soylu, ‘’Bu iddianame, AKP ile bizi sokakta hesaplaşmaktan alıkoymuştur’’ diye konuştu.

/ Antalya

29.06.2008


 

Demokrasiye sarılacağız

Polis Akademisi’nin mezuniyet töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, “Demokrasiyi her şeyin üzerinde tutacağız. Emniyeti, hukuku, adaleti her şeyin üzerinde tutacağız. Kalkınma mücadelesinden ilerleme azminden asla vazgeçmeyeceğiz. Bunların hiçbirini diğerinin alternatifi olarak görmeyecek, hepsini at başı olarak sürdüreceğiz” dedi.

aşbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Demokrasiyi her şeyin üzerinde tutacağız. Emniyeti, hukuku, adaleti her şeyin üzerinde tutacağız. Kalkınma mücadelesinden ilerleme azminden asla vazgeçmeyeceğiz. Bunların hiçbirini diğerinin alternatifi olarak görmeyecek, hepsini at başı olarak sürdüreceğiz’’ dedi.

Başbakan Erdoğan, Polis Akademisi mezuniyet törenine katıldı. Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Polis Akademisi ve Güvenlik Bilimleri Akademisi’nin Türkiye’nin en seçkin kurumlarından olduğunu söyledi. Mezunları tebrik eden ve hayatlarının bundan sonraki dönemlerinde başarılar dileyen Erdoğan, Türkiye’nin zor bir coğrafyada olduğunu vurguladı.

Erdoğan, bu coğrafyada dengelerin çok sık değiştiğini ve istikrar ile istikrarsızlık arasında çok ince bir çizgi bulunduğunu ifade etti. Bu durumun Türkiye adına bazı risklere de zemin hazırladığını kaydeden Erdoğan, savaşların, etnik çatışmaların ve terörün yanı başında bulunan bir ülkede yaşadığımızı dile getirdi. Erdoğan, ‘’Riskleri fırsatlara dönüştürmek tamamen bizim elimizde’’ dedi.

Üç kıta arasında çalkantılı bir bölgede bulunan Türkiye’nin bir güven ve istikrar ülkesi olarak dünyaya anlamlı bir mesaj verdiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:’’İstikrarsız ve emniyetsiz bir coğrafyanın yanı başında bir istikrar ve güven ülkesi olmak için bütün gayretimizle mücadele ediyoruz. Türkiye, demokrasi ve insan haklarında mesafe katettikçe, ekonomide de mesafe katediyor. Türkiye, iç ve dış politikada mesafe katettikçe, kalkınma ve huzur noktasında ileriye doğru mesafe alıyor. Türkiye, ekonomik alanda güçlendikçe, dünya genelinde itibarı artıyor. Sözü geçen bir ülke haline geliyor. Ağırlığı artıyor. Geride bıraktığımız yıllar bize somut olarak gösterdi. Demokrasiyi her şeyin üzerinde tutacağız. Emniyeti, hukuku, adaleti her şeyin üzerinde tutacağız. Kalkınma mücadelesinden ilerleme azminden asla vazgeçmeyeceğiz. Bunların hiçbirini diğerinin alternatifi olarak görmeyecek, hepsini at başı olarak sürdüreceğiz. Ancak o zaman Türkiye’yi daha ileri noktalara taşıyabiliriz. Ancak o zaman Türkiye’yi arzu ettiğimiz ve özlediğimiz yarınlarla buluşturabiliriz. Demokratik, laik, ve sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyetimizin her özelliğini aynı hassasiyetle sahiplenecek, hiç birinden geri adım atmayacağız.

Türkiye demokrasiyi de laikliği de, temel hak ve özgürlükleri de çağdaş hukuk devleti anlayışını da bir arada yaşatabilme kapasitesine sahiptir. Bu kültür de bu anlayış da, bu azim ve kararlılık da milletimizde mevcuttur. Ancak bu şekilde dünyanın en büyük ilk on ekonomisi içinde yerimizi alabiliriz. Ancak bu şekilde küresel bir aktör, uluslar arası bir oyuncu haline gelebiliriz ve yine ancak bu şekilde işsizliği, göçü, gelir adaletsizliğini, yoksulluğu, sefaleti ve terörü çözebiliriz.’’

/ Ankara

29.06.2008


 

NİŞANYAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

CHP Selçuk İlçe Teşkilâtı, İzmir’in Selçuk ilçesi Şirince Köyünde oturan ve otel işletmeciliği yapan yazar Sevan Nişanyan hakkında, Selçuk Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

CHP Selçuk İlçe Başkanı Bekir Gündüz, belediye ve İl Genel Meclisi üyeleriyle Selçuk Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, Nişanyan hakkında, ‘’Yanlış Cumhuriyet’’ kitabı ile bir gazetede yayınlanan röportajında, CHP’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerine yönelik sözlerinden dolayı suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi. Gündüz, ‘’Nişanyan ve onun gibi düşünenlerin sonuna kadar takipçisi olacaklarını ve yasalar önünde hesap soracaklarını’’ söyledi.

/ Selçuk

29.06.2008


 

Kapatma dâvâsı yanlış

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu, ‘’AK Parti’nin kapatılması için açılan dâvâ yanlış bir dâvâ. Böyle bir dâvâ açılmamalıydı’’ dedi.

SAADET Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu, ‘’AK Parti’nin kapatılması için açılan dâvâ yanlış bir dâvâ. Böyle bir dâvâ açılmamalıydı’’ dedi. Karamollaoğlu, SP Sivas Merkez İlçe Teşkilâtınca Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen Genişletilmiş Divan Toplantısında yaptığı konuşmada, ‘’kapatma dâvâsı açanların bu davranışlarıyla AKP’ye destek olduklarını’’ savunarak, şunları kaydetti: ‘’AK Parti’nin kapatılması için açılan dâvâ yanlış bir dâvâ. Böyle bir dâvâ açılmamalıydı. İktidarda bulunan partinin yanlışlarını, eksiklerini, noksanlarını her zaman bu platformlarda dile getirdik. Ancak o partiyi oradan indirecek olan millet olmalıydı. Yoksa ‘askerî darbe dönemi bitti, yargı dönemi darbe dönemi başladı’ diye hukukçular vasıtasıyla eğer hukuku çiğneyecek mahiyette birtakım adımlar atılırsa, böyle bir kanaat doğarsa o zaman bu ülkede herkes zarar görür. Bizim buna razı olmamız mümkün değil.’’ İktidarın izlediği politikalar sebebiyle milletin çok büyük sıkıntılara düştüğünü belirten Karamollaoğlu, ‘’Bundan sonra da sıkıntılar artacak. Ancak bu davalar milletin bu partiye yönelmesine sebep oluyor. Çünkü bizim milletimiz de genelde mazlumun yanında olma alışkanlığı vardır’’ dedi.

/ Sivas

29.06.2008


 

Açılış bombası pahalıya patladı

KONYA'DA, bir alış veriş merkezinin açılışında, süsleme amaçlı kullanılan ve içlerinin gaz dolu olduğu belirtilen balonların bir bölümünün patlaması üzerine, çoğu çocuk 33 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Binbir Konutlar semtinde, bir alış veriş merkezinin açılışı için tören düzenlendi. Tören sırasında alış veriş merkezinin bahçesinde, süsleme amaçlı kullanılan ve içlerinin gaz dolu olduğu belirtilen balonların bir bölümü, henüz belirlenemeyen sebeple patlayarak alev aldı. Patlamada, çoğu çocuk 33 kişinin yaralandığı bildirildi.

Vali: Ben de oradaydım

Konya Valisi Osman Aydın, bir alış veriş merkezinin Binkonutlar şubesi açılışında, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ile birlikte bulunduklarını, olayı gördüklerini söyledi.

Balonların ateş alması sonucu yaşanan olayda çoğunluğu çocuk olmak üzere 33 kişinin hafif yanıklar sebebiyle hastanelere kaldırıldığını anlatan Aydın, ‘’21 kişi Konya Numune Hastanesinde, 6 kişi Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesinde, diğer 6 kişi de Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi görüyor. Durumu ağır olan yok’’ dedi. Sağlık Müdürü Hasan Küçükkendirci ise helyum gazıyla dolu balonların patlaması sonucu üzücü bir olayın yaşandığını kaydetti. Patlayan balonların çocukların vücutlarına yapışarak hafif yanıklara yol açtığını belirten Küçükkendirci, ‘’Olay yerine giden ambulanslardaki sağlık ekiplerimiz çok sayıda çocuğa yerinde müdahale yaptı. Sağlık ekipleri çocukların yüzlerine yapışan balonları çıkartarak tedavi uyguladı. Şu an 33 kişi hastanelerde. Hayatî tehlikesi bulunan yok’’ diye konuştu.

Öte yandan, açılış töreni sırasında çocuklar için düzenlenen yoğurt yeme yarışması gibi faaliyetlerin yapıldığı yerin yakınındaki balonların ateş alarak patladığı, bu sebeple olaydan en çok çocukların etkilendiği öğrenildi.

Soruşturma başlatıldı

Kazaya sebep olan balonların içine helyum dışında başka gaz doldurulmuş olabileceği bildirildi. Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ersöz, helyum gazının balonlar için güvenilir bir gaz olduğunu söyledi. Helyumun patlayıcı ve yanıcı gaz olmadığını ifade eden Ersöz, ‘’Bu açıdan herhangi bir olumsuz yanı yok. Helyum gazının yanıcı ve patlayıcı özelliği bulunmuyor. Büyük bir ihtimalle balonlara başka bir gaz doldurulmuş. Burada mutlaka büyük bir hata var. Balonlarda hangi gaz olduğu araştırılmalı’’ dedi. Konya’da kurulu bir organizasyon şirketi yetkilisi ise büyük firmaların genellikle bu tür açılışlarda balonlarda daha güvenilir, yanıcı ve patlayıcı özelliği bulunmayan gazları kullandığını, özellikle sıcakların etkili olduğu bu günlerde daha dikkatli olunması gerektiğini bildirdi. Öte yandan, çok sayıda kişinin yaralanmasına sebebiyet vermekten organizatör firma hakkında soruşturma başlatıldığı öğrenildi.

/ Konya

29.06.2008


 

Çocukların aileye ihtiyacı var

KOCAELİ Valiliği’nce gerçekleştirilen Kocaeli Çocuk Koruma Sistemi toplantılarında Kocaeli ve Türkiye’deki sosyal hizmetler tartışıldı.

Sosyal bakıma muhtaç çocukların, maddî ve manevî yoksunluklarının giderilmesinin amaçlandığı toplantıda Koruyucu Aile Sisteminin geliştirilmesi için bir dizi faaliyetlerinin yapılması kararlaştırıldı.

Türkiye’nin yıllardan beri kanayan yarası olmaya devam eden sokak çocuklar için Kocaeli Valiliği’nce Çocuk Koruma Sistemi toplantısı düzenlendi. Aralarında Kocaeli Üniversitesi(KOÜ) Rektör Yardımcısı Çocuk Sağlığı uzmanı Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp Kocaeli Sosyal Hizmetler Müdürü ve alanında uzman kişilerin bulunduğu birçok yetkili koruyucu aile sisteminin tam mânâsıyla bilinmediğini ve ailelerin bu sistemi evlâtlıkla karıştırdığı görüşünde birleşti. Bu konuda konuşan Sosyal Hizmetler Müdürü Kadıoğlu ailelerin bir çocuğa koruyucu aile olmasının onu evlât edindiğini anlamına gelmeyeceğini söyledi. Kadıoğlu, “Aileler sanıyorlar ki biz eğer koruyucu aile olursak bunun için ek bir maliyet gerekir. Ancak bu sistem ailelere ek maddî bir külfet getirmiyor. Bütün masraflar devlet tarafından karşılanıyor” dedi. Kadıoğlu şöyle devam etti: “Kurumdaki çocukların sadece yüzde 5’i evlât edinilmeye müsaittir. Geri kalan yüzde 95’nin ise aileleri vardır. Ancak aileler bir şekilde parçalanarak çocukları kurumumuza gelmiştir. Bu nedenle çocuklar koruyucu aileye muhtaçtır.”

Koruyucu aile oranının Avrupa’da yüzde 70’lere kadar çıktığını, Türkiye de ise bu oranın sadece yüzde 3,5’larda olduğuna değinen Kadıoğlu bunun için bütün kurumlardan destek istedi.

Prof. Dr. Gökalp ise Türkiye'de koruyucu aile sisteminin pek tanınmadığını ve bu tanıtım için birçok şey yapılabileceğini söyledi. Basına bu konuda çok büyük bir görev düştüğünü belirten Gökalp, bu konuya dikkat çekmek için ünlü kişilerin oynayacağı küçük fragmanların çekilebileceğini ve bunların belli periyodik zamanlarda televizyonlarda gösterilebileceğinin altını çizdi. Gökalp, okullardaki rehberlik öğretmenlerinin de bu konuda eğitilmesini isterken, rehberlik öğretmenlerinin çocukları bu konu hakkında bilgilendirmesiyle, bu konuyu çocukların anne ve babalarına açabileceğini bununda aileleri bu sistemi kabul etmesi hususunda cesaretlendireceğine dikkat çekti.

Kocaeli

29.06.2008


 

Orman yangını söndürüldü

BODRUM'DA bağlı Mumcular beldesi Pınarlıbelen mevkiinde orman yangını çıktı.

Yangın kontrol altına alındı. Alınan bilgiye göre, Mumcular beldesi Pınarlıbelen mevkisinde henüz belirlenemeyen nedenle çıkan orman yangını kısa süre içinde kontrol altına alındı. Pınarbelen mevkiindeki zeytinlik bir alanda başlayan ve kısa sürede ormanlık alana sıçrayan yangının, 3 helikopterle havadan, 30 arazöz ve çok sayıda orman işçisi ile karadan yapılan müdahale sayesinde söndürüldüğü öğrenildi. Muğla Orman Bölge Müdürlüğü yetkilileri, yangının kontrol altına alınmasının ardından bölgede soğutma çalışmasına başladığına işaret ederek, ‘’Bölgedeki ormanlık alan için ciddî tehdit oluşturan bir yangındı, havadan yapılan erken müdahale sayesinde yangın başarılı bir şekilde kontrol altına alındı. Soğutma çalışmasının ardından yangında zarar gören alanda tesbit çalışmasına başlanacak’’ şeklinde konuştu.

/ Bodrum

29.06.2008


 

Minibüs taramaya 9 gözaltı

VAN Erciş kara yolu üzerinde Çakırbey köyü yakınlarındaki silâhlı saldırıyla ilgili 9 kişinin gözaltına alındığı bildirildi.

Alınan bilgiye göre, Van’daki taziye ziyaretinin ardından Çakırbey Köyüne dönen 65 AV 664 plâkalı minibüsün taranması sonucu 4 kişinin öldüğü, 8 kişinin de yaralandığı olayla ilgili jandarma ekipleri çalışma başlattı. Önceki akşamdan bu yana süren çalışmalar kapsamında 9 kişi gözaltına alındı. Söz konusu kişilerin, Jandarma Komutanlığındaki sorgusunun devam ettiği bildirildi. Van’a 50 kilometre uzaklıktaki Çakırbey Köyünde yaşayan Şevginler ve Sağınç aileleri arasında geçen yıl arazi anlaşmazlığı sebebiyle başlayan kavgada, 2 kişi ölmüş, bazı kişiler de yaralanmıştı. Bu olaydan sonra dün Van’daki taziye ziyaretinden Çakırbey Köyüne dönen Halit Sağınç yönetimindeki 65 AV 664 plakalı minibüs, Van Erciş kara yolu üzerinde Şevginler ailesine mensup kişilerce durdurulmuş, uzun namlulu silâhlarla açılan ateşte, 4 kişi ölmüş, 8 kişi de yaralanmıştı.

/ Van

29.06.2008


 

Arkeoloji kütüphanesine yabancılar ilgi gösteriyor

İZMİR'İN Selçuk ilçesinde yaşayan 73 yaşındaki ABD’li Janet Crisler’in, vefat eden arkeolog kocasının vasiyeti üzerine kurduğu arkeoloji kütüphanesinde çeşitli ülkelerden gelen bilim adamları araştırma yapıyor.

Janet Crisler, vefat eden eşi Coobey Crisler’ın anısına geçen yıl İsabey Camisi yakınında açtığı arkeoloji kütüphanesine (Crisler Library Ephesos) dünyanın çeşitli ülkelerinden bilim adamlarının ilgi gösterdiğini söyledi. Son olarak California Üniversitesi Santa Barbara Kampüsünden gelen Prof. Dr. Chnstine Thomas öncülüğündeki 20 kişilik heyetin, kütüphaneden yararlanarak arkeolojik araştırma yaptığını anlatan Crisler şu bilgileri verdi: ‘’California Üniversitesinden gelen uzmanlar kütüphanemizden yararlanarak 5 bin yıllık tarihe sahip Efes’e ilişkin araştırma yürütüyor. Heyet, Efes Antik Kenti’nde de çalışmalar yapıyor. 20 kişilik grupta Amerika, Kanada, Avustralya ve İtalya’dan, alanlarında tanınmış profesörler var. Bunun dışında özellikle Batı Anadolu’da araştırma yapan yabancı arkeologlar kütüphaneden yararlanıyor.’’ Crisler, kocasının 19701980 yılları arasında Efes kazılarında görev yaptığını belirterek ‘’Genç yaşta eşimi kaybettim. Arkeolojiyi çok seviyordu. Efes’i çok sevdiği ve arzu ettiği kadar burada çalışamadığı için bu zengin kütüphaneyi Selçuk’a kazandırmayı istedim. Kütüphaneyi eşimin vasiyeti üzerine kurdum’’dedi.

/ İzmir

29.06.2008


 

Bilişim hızında birinciyiz

ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım, ‘’Bilişimle ilgili gelişmelerde Türkiye, bilgisayarlaşma ve internet erişim oranında Avrupa’da 1 numara, son 5 yılda artış hızının gelişimi 1 numara. Uygulamalarda dünyada 8. sıraya yükseldik’’ dedi.

Beyoğlu Belediyesinde, çağdaş belediyecilik anlayışının önderliğini yapacak ‘’Akıllı Kent Otomasyon Sistemi’’ (AKOS) projesinin açılışı, Ulaştırma Bakanı Yıldırım tarafından gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Yıldırım, 1969 yılında dünyada 2 büyük olay yaşandığını belirterek, ‘’Birincisi aya gidiş, ikincisi de internetin bulunuşu. Aya giden astronotlar dünyanın gündemini yıllarca meşgul etti. 35-40 yıldan sonra internetin aslında aya ayak basmadan çok daha önemli olduğu bugün görülüyor. 1990’lı yıllarda bir İsveçlinin cep telefonunu bulduğunu anlatan Yıldırım, bugün cep telefonu olmadan hayatın düşünülemeyeceğini söyledi. Bilgisayar iletişim teknolojilerinin sektör olmaktan çıkıp, hayat tarzına dönüştüğünü vurgulayan Yıldırım, cep telefonunun sadece haberleşme aracı olmadığını, her türlü işlemin yapıldığı bir araç haline geldiğini kaydetti.

/ Ankara

29.06.2008


 

‘Verilmeyecek bir hesabım yok’

BAŞBAKANLIK eski Özel Kalem Müdürü Hikmet Bulduk, hakkındaki iddialarla ilgili olarak, ‘’Devlet memurluğu süresince verilemeyecek hesabı olmadığını’’ belirtti.

Bulduk, yaptığı yazılı açıklamada, CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun düzenlediği basın toplantısında ‘’kendisiyle ilgili kamuoyunu yanıltmaya yönelik açıklamalarda bulunduğunu’’ savundu. Hikmet Bulduk, şunları kaydetti: ‘’Bu iftiralarla ilgili kanunî dâvâ açma hakkım saklı kalmak kaydıyla; ticarî hayatım ve şerefle yerine getirdiğim devlet memurluğum süresince kamu vicdanı ve hukuk önünde verilemeyecek bir hesabımın olmadığını; istifa etmemin tamamen özel hayatımla ilgili olduğunu; ‘villa satın alma, kira, araba, bakıcı’ konularında söylenenlerin yalan-yanlış bilgilerle dolu olduğunu bildiririm.’’

/ Ankara

29.06.2008


 

Yazıcıoğlu: Türkiye'nin birliğe ihtiyacı var

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Türkiye’nin daha çok istikrara, daha çok birliğe ihtiyacı olduğunu söyledi.

Yazıcıoğlu, Balıkesir’in Edremit ilçesi Kadıköy beldesinde partisinin belde teşkilâtını ziyaret etti. Daha sonra Altınoluk beldesine geçerek yapımı tamamlanan Mevlânâ Camisi’nin açılışı gerçekleştiren Yazıcıoğlu, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, iktidarıyla, muhalefetiyle, bütün siyasî partilerin TBMM’de bir araya gelmelerini ve ortak akıl etrafında toplanmalarını istedi. Yazıcoğlu, ülkenin içinde bulunduğu durumdan herkesin sorumlu olacağını belirterek ‘’Bizim görevimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığına, birliğine sahip çıkmaktır. Bunun için halk bizi Meclis’e gönderdi’’ dedi.

/ Edremit

29.06.2008


 

Kıbrıs’ta ihtiyatlı iyimserlik

KIBRIS Rum yönetimi Meclis Başkanı Marios Garoyan, 1 Temmuz’da KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’ın yapacağı görüşmenin sonuçlarının ‘’Türk tarafının tutumuna bağlı olduğunu’’ savundu.

Garoyan dün yaptığı açıklamada, Talat ve Hristofyas’ın 1 Temmuz’da yapacağı görüşmeyi ihtiyatlı iyimserlikle karşıladığını bildirerek, Kıbrıs Rum tarafının AB prensipleri ve uluslar arası hukuk zeminindeki kendi görüşlerini dile getirdiğini kaydetti. Uluslar arası toplumu Türkiye’ye karşı baskı yapmaya çağıran Garoyan, Ankara’nın Kıbrıs sorunuyla ilgili görüş ve tutumunu açık ve net bir şekilde ifade etmesi gerektiğini dile getirdi.

/ Lefkoşa

29.06.2008


 

Laikliği koruyalım derken demokrasi çiğneniyor

SAADET Partisi (SP) Genel Başkanı Recai Kutan, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin(AKP) kapatılmasına karşı olduğunu belirterek, “AK Parti’nin kapatılmak istenmesi parlamenter demokratik sistem açısından son derece kaygı verici.

Laikliği koruyalım derken demokrasi çiğnenmekte, milli irade ihlâl edilmektedir” dedi. Partisinin toplantısına katılmak üzere Erzurum’a gelen Recai Kutan, demokrasilerde parti kapatmalarının olmadığını söyledi. Kutan, siyasî partilerin bir takım varsayımlarla çok kolay kapatılma tehdidi altında bırakılmasının demokrasinin gelişmesine engel olduğunu kaydetti. Siyasî partilerin demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru olduklarına değinen Kutan, “Demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru olan partiler laiklik bahane edilerek kapatılıyor. Kimse bu milletten korkmasın, bu devlet, bu cumhuriyet milletin malıdır. Onu nasıl seviyorsa öyle yaşatacaktır” dedi. Parti kapatmalarından olduğunu ifade eden Kutan, “Geçmişte partimiz 4 kere kapatıldı. Kapatılan partilerimizi yıldız olarak koyduğumuz rozetimizde kapatmalardan dolayı yıldız koyacak yer kalmadı” diye konuştu.

/ Erzurum

29.06.2008


 

İşkence yapılabileceği düşüncesi kabul edilemez

TBMM İNSAN Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Türkiye’de son yıllarda işkence ile ilgili sorunların çok büyük ölçüde azaldığını söyledi.

Üskül, yapılan bir araştırmaya göre bazı vatandaşların bazı durumlarda işkencenin yapılabileceğini daha yüksek oranda kabul eder görünmelerinin Türkiye’de yaşanan terör olaylarından kaynaklandığını belirtti. Gülnar’ın Zeyne beldesinde incelemelerde bulunan Üskül, gazetecilerin sorularını cevapladı. Avrupa Konseyi’nin Türkiye’yi işkence olup olmadığını yakından takip etmekten vazgeçtiğini hatırlatan Üskül, karakollarda ve cezaevlerinde de işkencenin sistemli bir biçimde yapılmadığını kaydetti. Bütün bunlara rağmen zaman zaman bazı işkence iddialarını kendilerinin bildiğini anlatan Üskül, komisyon olarak duruma müdahale ederek araştırdıkları, tespitler yapmaları halinde ilgililer hakkında gerekli işlemlerin yapılmasını istediklerini ifade etti. Ancak yaptıkları araştırmalarda henüz işkence yapıldığına dair somut bulgularla karşılaşmadıklarını vurgulayan Üskül, “Ancak son günlerde yayınlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre halkın bu konudaki kanaatlerinde bazı değişiklikler olduğu anlaşılıyor. Halkımız eski araştırmaların sonuçlarından farklı olarak bazı durumlarda işkencenin yapılabileceğini daha yüksek oranda kabul eder görünmüş. Aslında işkence ve kötü muamele hiçbir koşulda kabul edilemez. İnsanlar suç işleyebilirler. Bunların yakalanması, yargılanması eğer gerekiyorsa cezalandırılmaları hukukun öngördüğü usuller içerisinde yapılır. Bilgi almak için insanlık dışı muamele ve işkence asla kabul edilemez. Bu bakımdan belki ülkemizde terör olaylarının yaygınlaşması ve bunun ülkede ortaya çıkardığı etki nedeniyle bazı insanlarımız bazı durumlarda işkence yapılabilir duygusunu taşıyabilir olsalar dahi bunu kabul etmek doğru değildir, buna karşı çıkmak gerekir” dedi.

Mersin

29.06.2008


 

Amblemi ‘Güneş’ olan Yeni Parti kuruldu

İÇİŞLERİ Bakanlığı’na ‘’Yeni Parti’’ ismiyle bir partinin kuruluş dilekçesi verildi. Alınan bilgiye göre, amblemi ‘’Güneş’’ olan Yeni Parti’nin 32 kurucusu arasında ilk sırada Alpertunga Aykaş ve Mehmet Ali Tunç yer aldı.

Partinin kuruluş dilekçesinde Mamak’ta bir yer adres gösterildi. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) için açılan kapatma dâvâsı sürerken, bu parti milletvekillerinin yeni kurulacak ve ablemi güneş olan bir partiye geçerek siyaseti sürdürecekleri iddia edilmişti. Başbakan Erdoğan’ın bazı konuşmalarında sıkça kullandığı “güneş” sözü AKP’nin yerine kurulacak yeni partinin ableminin güneş olacağı şeklinde yorumlanmıştı.

/ Ankara

29.06.2008


 

Bir terörist ölü ele geçirildi

BİNGÖL'ÜN Kiğı ilçesinde bir güvenlik görevlisinin yaralandığı çatışmanın ardından bölgede başlatılan operasyonda, bir terörist ölü ele geçirildi.

Alınan bilgiye göre, Kiğı’da 25 Haziran Çarşamba günü güvenlik güçleri ile terör örgütü PKK üyeleri arasında çıkan ve bir güvenlik görevlisinin yaralandığı çatışmanın ardından bölgede operasyon başlatıldı. Operasyon kapsamında Baklalı Köyü mevkisinde terör örgütü üyeleri ile güvenlik güçleri arasında sıcak temas sağlandı. Çıkan çatışmada örgütün sözde Yayladere sorumlusu olduğu belirtilen terörist silâh, mühimmat ve örgütsel dokümanlarla birlikte ölü ele geçirildi.

/ Bingöl

29.06.2008


 

Taciz ateşinde 2 er yaralandı

SİİRT'İN Eruh ilçesine bağlı Görendoruk Köyü Jandarma Karakoluna terör örgütü militanlarınca taciz ateşi açıldı.

Açılan ilk ateş sırasında 2 er yaralandı. Edinilen bilgiye göre, bugün akşam saatlerinde Görendoruk Köyü Jandarma Karakoluna bir grup terör örgütü militanlarınca taciz ateşi açıldı. İlk ateş sırasında 2 er hafif şekilde yaralandı. Yaralılar, Siirt Asker Hastanesinde tedavi altına alındı. Kaçan teröristlerin yakalanması amacıyla bölgede operasyon başlatıldı.

/ Siirt

29.06.2008


 

Uzman çavuş şehit düşt

BATMAN'IN Sason ilçesinde görev yapan Uzman Çavuş Önder Ahlat (30), arkadaşının silâhından çıkan kaza kurşunuyla şehit oldu.

Alınan bilgiye göre, Özel Harekât Taburu’nda görevli bir grup asker, Domuztepe mevkisinde pusuya yattı. Bu arada, arkadaşının silâhından çıkan kaza kurşununun kalbine isabet etmesi sonucu yaralanan Uzman Çavuş Ahlat, helikopterle Diyarbakır Askerî Hastanesine kaldırıldı ancak kurtarılamadı.

/ Batman

29.06.2008


 

Cipte kalaşnikof ele geçirildi

ÜMRANİYE'DE, ilçede uygulama yapan motorize polis ekipleri, Haldun Alagaş Spor Tesisleri arkasında durumundan şüphelendikleri bir cipi durdurdu.

Ekiplerin araçta yaptıkları aramada, 1 adet kalaşnikof marka uzun namlulu silâh ele geçirildi. Silâha el koyan polis, araçta bulunan Dursun A. (43) ile Ahmet A’yı (27) gözaltına alarak Ümraniye Polis Merkezine götürdü. Olaya ilişkin soruşturma sürüyor.

/ İstanbul

29.06.2008


 

Hükümlülere bilgisayar odası

HATAY'IN İskenderun ilçesinde M Tipi Kapalı Cezaevi’ne yaptırılan bilgisayar odası düzenlenen törene hizmete açıldı.

İskenderun Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, cezaevinde kalan iyi hal sergileyen, disiplini bozmayan ve kuruma zarar vermeyen hükümlü ve tutukluların bilgisayar eğitimi görebileceklerini söyledi. İskenderun M Tipi Kapalı Cezaevi’nde eğitime tabi tutulan hükümlü ve tutuklulara da düzenlenen törenle belgeleri verildi. Cezaevinde düzenlenen belge dağıtım törenine yetkilerle birlikte hükümlü ve tutuklular katıldı. Cezaevi öğretmeni Mehmet Alıcı, kursiyerlere eğitim ve öğretimin yanında meslekî eğitim verildiğini söyledi.

/ Hatay

29.06.2008


 

‘Eczacılarla Pazartesi günü görüşeceğiz’

Çalişma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) ilaç alım protokolü ile ilgili yapılacak teknik çalışmanın ardından Pazartesi günü Türk Eczacıları Birliği yetkilileriyle bir araya geleceklerini bildirdi.

Çelik, yaptığı açıklamada, konuyla ilgili olarak bugün oluşturulacak heyetin teknik bir çalışma yapacağını söyledi.

Türk Eczacıları Birliği’nin iki konuda talepleri bulunduğunu anlatan Çelik, şöyle konuştu: ‘’Birisiyle ilgili haklılıkları var. Firmalarla ilgili yapılan iskontolar var, bir de eczacıların yapmış oldukları iskontolar var. İki konuyla ilgili maliyet ve kâr marjlarının düştüğünden şikâyet ediyorlar. Teknik heyet çalışacak. Sonra bir çözüm imkanı varsa bulacağız. Sağlık Bakanlığından da ilgili birimdeki arkadaşlar geliyorlar. Hep birlikte bir çalışma yapacağız. Pazartesi günü Türk Eczacıları Birliği başkan ve heyetiyle görüşeceğiz.’’

/ Ankara

29.06.2008


 

Eski bakandan yeni hükümet senaryosu

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Eski Bakanı Mustafa Kul, TBMM kulislerinden edindiği izlenime göre, AKP’den kopacak 104 milletvekilinin de katılımıyla yeni bir siyasî parti kurulacağını, bu siyasî partinin yanı sıra CHP ve MHP’nin de katılımıyla oluşacak üçlü ittifakın yeni hükümeti oluşturacaklarını ileri sürdü.

Ulusal Kanal’ın 8. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Antalya Serbest Muhasebeci ve Malî Müşavirler Odası’nda düzenlenen ‘’AKP Sonrası Türkiye’’ konulu panelde konuşan Eski Bakan Mustafa Kul, Türkiye’de, ABD’de dil öğrenme veya tedavi bahanesiyle gidip, bir süre orada kurs görmeyen başbakan sayısının hemen hemen olmadığını savundu. AKP’nin kapatılmasına kesin gözüyle baktığını belirten Kul, 22 Temmuz 2009’den önce bir erken seçimi ise mümkün görmediğinin altını çizdi. Kul, ‘’Çünkü milletvekilleri en az iki yıl milletvekili kalmadıkları zaman, milletvekillerine sağlanan özlük haklarından yararlanamıyor. AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, milletvekillerine erken seçim kararı aldırmak istese de bu konuda liderliği işe yaramayabilir’’ diye konuştu.

/ Antalya

29.06.2008


 

Isırgan Karadeniz’in pamuğu olacak

Karadeniz Bölgesi’nde hem fındık ve tütüne alternatif olarak, hem de tekstil sektörü için ısırgan yetiştiriciliğini teşvik amacıyla bir proje çalışması başlatıldığı bildirildi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Bafra Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kemal Ayan, yaptığı açıklamada, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ndeki 2 dönümlük alanda bir proje çalışması başlattıklarını söyledi.

Projenin, tekstil sektöründe de kullanılan ısırgan otunun Karadeniz Bölgesi’nde yaygın olarak yetiştirilmesini amaçladığını anlatan Ayan, projenin başarıya ulaşması halinde bölgenin ekonomik kalkınmasına büyük katkılar sağlayacağını ifade etti.

Ayan, ısırganın kısa süre içinde fındık ve tütüne alternatif olabileceğini de belirterek, bölgenin yağışlı ve nemli olmasının ısırgan otunun gelişmesi için olumlu şartlar olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: ’’Karadeniz Bölgesi iklimsel özellikleri nedeniyle ısırgan otu yetiştirilmesine çok uygun. Hazırladığımız proje başarılı olursa kısa süre içinde ısırgan Karadeniz Bölgesi’nin pamuğu olacak. Çünkü ısırganın odunsu gövdesi lif haline getirilerek tekstil sektöründe kullanılıyor ve dünyanın bir çok ülkesinde de oldukça ilgi görüyor. Çünkü ısırganın lifleri kopmaya karşı dayanıklı ve yumuşak olduğu için, bitkiden yüksek değerde, uzun ömürlü ve kullanışlı ısırganın geleceğin kumaşı olduğunu ifade eden Ayan, kimyasal yollarla elde edilen kumaşların çeşitli alerjilere sebep olması ve tüketicilerin hayatın bütün alanlarında tabiî ürünlere yönelme arzusu dolayısıyla bu yerel bitki liflerine olan ilgiyi arttırdığını vurguladı.

GENİŞ KULLANIM ALANI

Yüksek teknoloji ve ekolojik kriterlere uygun olarak üretilen ısırgan kumaşlarının geleceğinin çok parlak olduğunu belirten Ayan, daha sonra şu bilgileri verdi: ‘’Isırgan ülkemizde çeşitli amaçlarla yaygın olarak kullanılmaktadır. Kimyasal içerik yönünden çok zengindir. İlâç, kozmetik, lif, gıda ve boya sanayiinde kullanım alanları vardır. Karadeniz Bölgesi’nde üretimini yaygın hale getirerek liflerini tekstil sanayinde kullanmayı amaçlıyoruz. Sinop ile Artvin arasına kadar bütün sahil kesiminde rahatlıkla yetişebilen ısırgan bölge insanının kalkınmasına da büyük katkı sağlayacak. Ayan, özel bir şirketin halen anlaşmaya bağlı olarak kuru ürüne ton başına 500-900 avro arasında ödeme yaptığını da bildirdi.

Isırganın sanayi tipi (Urtica Dioica) lifinden elde edilen elyaf, rejenere selülozik bir elyaf olarak biliniyor. Maliyetinin düşük ve mukavemetli olması, ipeksi yüzeye sahip boyanabilirliği suyu ve boyayı çabuk emme özelliğinden dolayı merserizasyon gerektirmemesi özellikleri sebebiyle tercih ediliyor. Üretim sırasında kimyevi madde kullanılmaması, çabuk ütü tutması, tabiî antibakteriyel özelliği sebebiyle deride alerjik oluşumlara yol açmaması gibi özellikleri de bulunuyor. Genelde iç ve dış giyim, tıbbî giyim, ev tekstili, çarşaf-nevresim ve havlu olarak kullanım alanları bulunuyor.

/ Samsun

29.06.2008


 

Ardıç ağacı, ardıç kuşuna muhtaç olmadan çoğalabilecek

Anadolu’nun simgesi ardıç ağaçlarının, tohumların sun'î yolla toksinlenmesi sağlanarak tüplerde elde edilen fidanlarla ormanlaşmaya başladığı bildirildi.

Adana Orman Bölge Müdürü Seyfettin Yılmaz, yaptığı açıklamada, günümüzde, nüfus artışı, ekonomik gelişme, hızlı sanayileşme, yanlış arazi kullanımı, yangın ve erozyon gibi sebeplerle ormanların tahrip olduğunu söyledi.

Tahrip olan veya özelliğini kaybeden ormanlık alanların tekrar kazanılması ve çoğaltılmasına yönelik fidan dikimi ve tohumlama çalışmalarının hızla sürdüğünü belirten Yılmaz, bu konuda önemli mesafe alındığını ifade etti.

Yılmaz, olumsuz tabiat şartları dolayısıyla birçok ağaç türünün risk altında kalabildiğini belirterek, ‘’Özellikle rakımı bin metrenin üzerinde olan alanlardaki kızılçam, karaçam, köknar ve sedir ormanları, yerini artık ardıçlara bırakmaya başladı’’ dedi.

Anadolu’nun simgesi olan ardıç ağaçlarının da diğer türler gibi tehdit altında olmasına karşın adeta ayakta kalma mücadelesi verdiğini anlatan Yılmaz, Türkiye’de geçmiş yıllarda 3 milyon hektarı bulan ardıç ağacıyla kaplı alanın 1.1 milyon hektara kadar düştüğünü bildirdi.

Yılmaz, mevcut alanın yüzde 90’ının da orman niteliğini yitirdiğini işaret ederek, şöyle konuştu: ‘’Ülke ormanlarının yüzde 4.5’ini oluşturan saf ardıç ormanlarının doğal süreç içerisinde muhafazası ve iyileştirilmesi ile çoğaltılması, ülkemiz ormanlarının geleceği açısından son derece önemli. Bu nedenle Eğirdir ve Kahramanmaraş-Tekir fidanlığı başta olmak üzere birçok orman fidanlığında laboratuvar ortamında tüpte ardıç fidanları yetiştirilmesine başlandı. Bu fidanlıklardan bazıları da sorumluluk sahamızdaki Saimbeyli ve Niğde’nin Ulukışla ilçelerinde bulunuyor. Bu sahalarımızda, toplanan ardıç tohumları, kimyasal reaksiyonlardan geçirilerek fidan elde ediliyor ve bir süre bekletildikten sonra uygun iklim şartı beklenerek toprakla buluşturuluyor. Tufanbeyli ve Ulukışla ilçelerindeki sahalarda yüzde 60-70 oranında başarı sağladık. Böylece ardıç ağacı popülasyonu ardıç kuşuna muhtaç olmadan çoğalabilecek.’’

Ulukışla Orman İşletme Şefi Bekir Demir de, Türkiye’de korunan türler arasında bulunan ardıç ağacının çoğalması amacıyla yapılan çalışmaların başarılı olduğunu söyledi. Demir, 155 bin kapasiteli üretim sahasında yaklaşık 20 bin fidan üretimi yapıldığını, hedeflerinin ise 70 bin olduğunu bildirdi.

/ Adana

29.06.2008


 

Keklikler gizlice tabiata bırakılıyor

Tarim zararlılarıyla biyolojik mücadele için yetiştirilen keklikler, keklik meraklısı bilinçsiz vatandaşların hedefi haline gelmemeleri için tabiata gizlice bırakılıyor.

Konya’nın Ereğli ilçesi Doğa Koruma Mühendisi Asım Niyazoğlu, yaptığı açıklamada, bölgelerinde 2001 yılından bu yana, her bir partide 400’er adet olmak üzere tabiata 2 kez keklik bıraktıklarını söyledi.

2 gün önce de Ereğli yakınlarında bir mevkiye 3. kez keklik bırakıldığını ifade eden Niyazioğlu, bu çalışmanın, Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğünün bu yılki ‘’Doğaya Kanatlı Yaban Hayvanı Yerleştirme Programı’’ kapsamında gerçekleştirildiğini belirtti.

Tabiata bırakılan 500 adet kekliğin, bölgede, süne ve kımıl gibi tarım zararlılarıyla mücadelede ciddî katkılar sağlayacağını vurgulayan Niyazioğlu, keklikleri tabiata bırakma organizasyonunun, bölge halkı ve basın kuruluşlarından habersiz gerçekleştirildiğini vurguladı.

‘’Yeni çevrelerine henüz alışma evresindeki keklikler sorumsuz kişilerce ‘yakalanmasın ya da vurulmasın’ diye, doğaya bıraktığımız yeri gizli tutuyoruz’’ diyen Niyazoğlu, şöyle konuştu: ’’Önceden özel kafeslerde kanat geliştirme eğitimleri yapılmış keklikleri saldığımız yeri açıklamıyoruz. Çünkü, avcılığa meraklı vatandaşlar, salınan hayvanların yerini basında çıkan haberlerden öğrenip, o bölgeye daha yeni salındıkları için uçma ve saklanma kabiliyetleri yeterince gelişmemiş hayvanları avlamaya gidiyorlar. Bu hareketleri yapan insanlar, kekliğin doğaya sağladığı yarardan maalesef habersiz olan kişiler. Oysa, bu konuda başarılı olmak için herkesin duyarlılığına ihtiyacımız var.’’

Niyazoğlu, tabiata keklik salma uygulamasının Türkiye’nin pek çok ilinde de devam ettiğini belirterek, ‘’2003-2007 yılları arasında ülkemiz doğasına 62 bin 249 keklik, 74 bin 702 sülün olmak üzere toplam 136 bin 951 adet kanatlı yaban hayvanı yerleştirilmiştir. Ülkemizdeki tarım zararlılarıyla biyolojik mücadele kapsamında bu faaliyetlerin desteklenmesi ve artırılması gerekiyor’’ diye konuştu.

/ Konya

29.06.2008


 

Gümüşkanat'ın saklı şelâlesi

Bıtlıs’ın Mutki ilçesinde bağlı Gümüşkanat Köyü yakınlarında bulunan şelâlenin, Türkiye’nin en uzun şelâlelerinden biri olabileceği bildirildi.

Mutki Kaymakamı Hacı Uzkuç, yaptığı açıklamada, Mutki’ye bağlı Gümüşkanat Köyü çıkışında bulunan şelâlenin, Türkiye’nin en uzun şelâlesi olmaya aday olduğunu söyledi. Bu şelâlenin tanıtımını yapmayı ve turizme açmayı amaçladıklarını belirten Uzkuç, şöyle konuştu: ‘’Bu şelâleyi bugüne kadar, Mutkililerin dışında kimse tanımamış. Bu konudaki eksiği kapatacağız. Çünkü bu şelâlenin uzunluğu, yaptığımız ölçümlere göre 56 metreye varıyor. Bu yükseklik az değil. Bu görkemli su sürekli akıyor. Buz gibi ve berrak suları sürekli akan bu şelâleyi Türkiye’ye tanıtmayı ve bu muhteşem alanı bölge turizmine açmayı planlıyoruz. Bu çerçevede İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile görüşmelerimiz oldu.’’ Bu görüşmelerin ardından uzman bir ekibin, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü çalışanlarıyla birlikte Mutki’ye geleceğini ve şelâlenin net olarak ölçümünü yapacağını bildiren Uzkuç, böylece şelâlenin Türkiye’nin en uzun şelâlesi olup olmadığının ispatlanacağını ifade etti. Uzkuç, ‘’Bu şelâlenin tanıtımını yaptıktan sonra, yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayacağına düşünüyoruz’’ dedi.

/ Bitlis

29.06.2008


 

“Şehabettin Bilgisu Çevre Ödülleri” sahiplerini buldu

ÇEVRE ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ‘’Türkiye, çevre ile kalkınmayı bağdaştırma gayretinde, hızlı ve dinamik bir gelişme sürecinde bulunmaktadır’’ dedi.

Kocaeli Sanayi Odasının (KSO) ‘’Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülleri’’ Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun katıldığı törenle verildi. İzmit Müze Müdürlüğünün bahçesinde düzenlenen törende, çevre konusundaki hassas yaklaşımlarından dolayı Kocaeli Sanayi Odası yetkililerini kutlayan Eroğlu, Kocaeli’nin, çevre ve sanayi açısından Türkiye’nin örnek şehirlerinden biri olduğunu, sanayicinin ve şehir idarecilerinin de çevre bilincinin son derece geliştiğini belirtti. Eroğlu, ‘’Çevrenin henüz bu kadar üzerinde durulan bir konu olmadığı yıllarda, sanayi ve çevre arasında denge sağlanmasının önemini kavrayan ve bunun gerçekleşmesi için çalışan, Sanayi Odasının kurucusu Sayın Bilgisu’yu buradan rahmetle anıyorum’’ dedi. Çevre ödüllerinin, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarının çevre kalitesinin iyileştirilmesine katkılarını teşvik ve ‘’çevre dostu’’ üretim imkânları üzerinde daha fazla düşünülmesine hizmet ettiğini söyleyen Eroğlu, şöyle devam etti: ‘’Çevre, günümüzde insanlığın en büyük ve ortak endişesi haline gelmiştir. Sanayi ve çevre ilişkisini ilk defa ciddî şekilde ele alan sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının üç saç ayağı toplum, ekonomi ve çevredir. Hedefimiz, 2012 yılına kadar bütün illerin çevre düzeni planlarının tamamlanmasıdır.’’ Konuşmaların ardından büyük işletmeler çevre ödülüne lâyık görülen Autoliv Cankor Otomotiv Emniyet Sistemleri Sanayi ve Ticaret AŞ ile Ford Otomotiv Sanayi AŞ İnönü Fabrikasına ödülleri Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu tarafından verildi.

/ Kocaeli

29.06.2008


 

Bol bol taze sebze ve meyve yiyin

VÜCUDUN yüksek düzeyde tahrip edici özelliği bulunan ‘’Serbest radikaller’’den korunması için antioksidan kaynağı olan taze sebze ve meyvelerin tüketilmesi gerektiği bildirildi.

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Vedat Şeniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, taze sebze ve meyvelerde bulunan antioksidanların sağlık açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Vücut oksijen kullanırken ortaya çıkan atık maddelerin ‘’serbest radikaller’’ olarak adlandırıldığını ifade eden Şeniz, ‘’serbest radikaller yüksek düzeyde tahrip edici etkiye sahiptirler. Çünkü temas ettikleri moleküllerin yapısını bozarlar. Başka bir ifadeyle bunlar dokuları paslandırırlar’’ dedi.

29.06.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Gezi Eki Pdf

Bütün haberler

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır