"Gerçekten" haber verir 09 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

İhtilâl anayasası değişsin

The Independent dün yayınlanan Türkiye ile ilgili haberinde, Türk insanına 12 Eylül darbesi sonrası empoze edilen anayasanın değiştirilerek yeni ve sivil bir anayasanın hazırlanması gerektiğini vurguladı.

AKP’nin laik düzene tehdit olarak görüldüğü için kapatılmak istendiğini yazan gazete, generallerin laik düzeni tehdit altında gördükleri için değil, Kıbrıs sorunu yüzünden darbe yapmak istediklerinin altını çizdi.

09.07.2008


 

ACELE YENİ ANASAYA GEREKLİ

MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, sürdürülebilir büyümeyi sağlayabilmek ve istihdamı arttırabilmek için Türkiye'de tam ve kesintisiz demokrasiye ihtiyaç bulunduğunu kaydetti. Ekonomi 2008 Raporunu açıklayan Vardan, yargı reformu ve yeni anayasanın en acil gereklilik olduğunu vurgulayarak, şu görüşleri aktardı: "Son dönemde yargı kararları sıkça tartışılmakta ve toplumda gerilime neden olmaktadır. Bu durum da istikrarı baltalamakta ve ekonominin önünü tıkayabilmektedir" dedi.

KESİNTİSİZ BİR DEMOKRASİ

"Son iki senedir yaşadıklarımız bir yargı reformuna ihtiyacımız olduğunu açıkça ortaya çıkarmıştır" diyen Vardan "Sivil ve çoğulcu, temel hak ve hürriyetleri garanti altına alan, kuvvetler arası ilişkileri koruyan, demokratik yeni bir anayasanın yapılması artık kaçınılmazdır. Unutmayalım ki sürdürülebilir yüksek oranlı büyümeyi sağlayabilmek ve istihdamı arttırabilmek için ülkemizde tam ve kesintisiz demokrasiye ihtiyacımız vardır" şeklinde konuştu.

Büyüme için de demokrasi şart

üstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, sürdürülebilir yüksek oranlı büyümeyi sağlayabilmek ve istihdamı artırabilmek için Türkiye’de tam ve kesintisiz demokrasiye ihtiyaç bulunduğu kaydetti.

MÜSİAD 2008 Ekonomi Raporu, derneğin genel merkezinde düzenlenen toplantıyla açıklandı. Milli gelirden büyümeye, kamu maliyesinden para piyasalarındaki gelişmelere, enflasyondan küreselleşmeye, istihdamdan meslekî ve teknik eğitime kadar çok kapsamlı olarak hazırlanan 204 sayfalık MÜSİAD 2008 Ekonomi Raporu’nun açıklanması dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Vardan, Türkiye tarihinde ilk kez yüksek kalkınma trendinin yakalandığı 2002-2007 döneminin ardından iç ve dış ekonomik ve siyasal çalkantılar nedeniyle fırtınalı günler yaşandığını söyledi. Vardan, ekonomide yaşanan olumlu gelişmeler hakkında bilgi verdiği konuşmasında, yapılması gereken işler ve eksikler olduğuna da değindi.

“YARGI REFORMU ACİL GEREKLİLİK”

Vardan, konuşmasında yargı reformu ve yeni anayasanın en acil gereklilik olduğunu vurgulayarak, şu görüşleri aktardı:

“Son dönemde yargı kararları sıkça tartışılmakta ve toplumda gerilime neden olmaktadır. Bu durum da istikrarı baltalamakta ve ekonominin önünü tıkayabilmektedir. Son iki senedir yaşadıklarımız bir yargı reformuna ihtiyacımız olduğunu açıkça ortaya çıkarmıştır. Bugün yargıya yönelik en sert eleştirileri yöneltenlerin, dün yargı reformunun önünde en katı direnişi gösterenler olduklarını ibretle gözlemliyoruz. Bu noktada sivil ve çoğulcu, temel hak ve hürriyetleri garanti altına alan, kuvvetler arası ilişkileri koruyan, demokratik yeni bir anayasanın yapılması artık kaçınılmazdır. Unutmayalım ki sürdürülebilir yüksek oranlı büyümeyi sağlayabilmek ve istihdamı arttırabilmek için ülkemizde tam ve kesintisiz demokrasiye ihtiyacımız vardır.”

Kamu yönetimi reformunun daha fazla geciktirilmeksizin çıkarılması gerektiğine ifade eden Vardan, hükümetin Merkez Bankasının para politikalarının reel ekonomiyi daraltıcı olumsuz etkinliğini dengeleyici, ancak popülist de sayılmayacak genişleyici birtakım malî tedbirler almasının son derece yerinde olacağını kaydetti.

“ANAYASA KONVANSİYONUNDA OLMAYI

ARZU EDERİZ”

Rapor hakkında özet bilgiler verdikten sonra gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ömer Cihad Vardan, büyüme performansına ilişkin olarak, ülkenin bulunduğu yerden daha ileriye gitmesini arzu ettiklerini ve işlerine odaklanmak istediklerini kaydetti.

Vardan, “Sistemden kaynaklanan riskleri almak istemiyoruz” dedi.

AKP’nin kapatılması dâvâsının ekonomiye getireceği yüklere ilişkin bir soru üzerine de, AKP’ye kapatma dâvâsının açıldığı 14 Mart’ta faizlerin yüzde 16 iken bugün yüzde 6’lık bir artışla yüzde 22’lere geldiğini ifade eden Vardan, bunun 23 milyar YTL’lik bir yük getirdiğini tahmin ettiklerini belirterek, “Bunu açıkça herkesin, hepimizin çok iyi görmesi lazım. O kadar basit bir olay değil” diye konuştu.

Anayasa konvansiyonuna ilişkin bir soru üzerine de, TOBB’un da içinde yer aldığı, tüm sivil toplum kuruluşlarının bulunduğu geniş katılımlı bir çalışma içinde olmayı arzu ettiklerini kaydeden Vardan, “Bu konuda her zaman katkı sağlamaya hazırız. Fakat bunun yapılma yeri TBMM’dir. Görüş sorarlarsa katkılarımızı veririz” değerlendirmesinde bulundu. İstanbul

/ Ömer ŞENÖZ

09.07.2008


 

Darbeci İngilize 34 yıl hapis

Afrika ülkelerinden Ekvator Ginesi’nde 2004 yılında darbe girişimine karışan İngiliz yetkili Simon Mann, 34 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ekvator Ginesi Mahkemesi Hakimi Carlos Mangue, Mann’in mahkemeden önce özür dilemesine rağmen, mahkemedeki tutumunun pişmanlık duymadığını gösterdiğini belirterek, İngiliz yetkilinin darbe girişiminde birinci derecede suçlu olduğuna karar verdi.

AFRİKA ülkelerinden Ekvator Ginesi’nde 2004 yılında darbe girişimine karışan İngiliz yetkili Simon Mann, 34 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ekvator Ginesi Mahkemesi Yargıcı Carlos Mangue, Mann’in mahkemeden önce özür dilemesine rağmen, mahkemedeki tutumunun pişmanlık duymadığını gösterdiğini belirterek, İngiliz yetkilinin darbe girişimde birinci derecede suçlu olduğuna karar verdi. Savcılık ise Mann hakkında 33 yıl hapis talebinde bulunmuştu. Mann, 2004 yılında hükümeti devirme girişiminde bilerek yer aldığını kabul etmiş, ancak avukatları müvekkillerinin ikinci derecede suçlu olduğunu savunmuştu.

/ Malabo

09.07.2008


 

MERSİN YANDI

Mersin’in Gülnar ilçesinde önceki gün çıkan yangın dün de devam etti. İlk belirlemelere göre 200 civarında köy evi alevlerden zarar gördü, yanan 3 iş makinesinin operatörlerinden 2’sinden haber alınamadı. Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, yangına müdahalede, rüzgârın olumsuz etkisi sebebiyle güçlük çekildiğini, yangın riski altında bulunan yerleşim birimlerinde de gerekli tedbirlerin alındığını ifade etti.

MERSİN'İN Gülnar ilçesinde çıkan yangının halen kontrol altına alınamadığı ve ilk belirlemelere göre 200 civarında köy evinin zarar gördüğü bildirildi. Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, Gülnar ilçesinde, orman yangınının, çevre il ve ilçelerin takviye ekiplerine rağmen henüz kontrol altına alınamadığını bildirdi. Vali Aksoy, yaptığı açıklamada, yıllık izni sebebiyle Ankara’da bulunduğunu ancak, yangın sebebiyle iznini bölerek, kara yolu ile Karaman üzerinden Gülnar’a hareket ettiğini, söyledi. Aksoy, cep telefonlarının bazı bölgelerde kapsam dışı kalması sebebiyle yetkililerle sağlıklı görüşme yapamadığını ancak, elde ettiği son bilgilere göre, ölü sayısının 2 olduğunu, 40 kişinin de çeşitli hastanelerde tedavisinin sürdüğünü, ancak hayatî tehlikelerinin bulunmadığını belirtti. Yangına müdahalede, rüzgârın olumsuz etkisi sebebiyle güçlük çekildiğini anlatan Vali Aksoy, yangın riski altında bulunan yerleşim birimlerinde de gerekli tedbirlerin alındığını ifade etti.

Gülnar Belediye Başkanı Ahmet Günel, Delikkaya mevkiindeki yangınla ilgili bilgi aldıktan sonra yaptığı açıklamada, önceki gün saat 11.00 sıralarında başlaşan yangına ekiplerin müdahale çalışmalarının aralıksız sürdüğünü söyledi. Günel, yangına Mersin Orman ekiplerinin yanı sıra Adana, Kahramanmaraş, Denizli, Antalya, Isparta’dan takviye ekiplerin geldiğini belirterek, ayrıca 1 uçak, 4 helikopter, 100’ün üzerinde itfaiye ekibinin yangına müdahale ettiğini ifade etti.

Büyükeceli beldesinin boşaltıldığını anlatan Günel, şunları söyledi: ‘’Yangında zarar gören orman arazisi 400 hektarı geçti. 200’den fazla köy evi zarar gördü. Sabahın erken saatlerinde yanan 3 iş makinesinin operatörlerinden 2’sinden halen haber alınamadı. Yangında tek tesellimiz ölü sayısının 2 ile sınırlı kalması, ancak ağır yaralanan bir kişi Mersin Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Gülnar’dan Büyükeceli’ye giden yol trafiğe kapatıldı. Yangına 100’ün üzerinde ekibimiz müdahale ediyor. En kısa sürede kontrol altına alınması en büyük arzumuz.’’ Yangına şiddetli rüzgâr sebebiyle müdahalenin zorlaştığı bildirildi.

YÜZLERCE HAYVAN TELEF OLDU

Gülnar’ın yangın sebebiyle boşaltılan Büyükeceli beldesi Belediye Başkanı Kemal Güdül ise beldede gerekli tedbirlerin alındığını, riskli yerlerin boşaltıldığını, ancak beldeye yakın Tabakoğlu, Tepe ve Delikkaya köyleri ile bu köyün Karabük mahallesinde yüzlerce hayvanın telef olduğunu bildirdi. Güdül, rüzgârın zaman zaman yön değiştirmesi sebebiyle yangının Silifke ve Aydıncık yönüne doğru ilerlediğini öğrendiklerini, Delikkaya Köyünde bir ailenin evlerinde mahsur kaldığını, hayatlarından endişe duyulduğunu, ancak sağlıklı bilgilere ulaşamadıklarını kaydetti.

Gülnar Kaymakamı Mehmet Yıldırım’ın verdiği bilgiye göre, 3 iş makinesinin zarar gördüğü, iki operatöre ulaşılamadığı yangın, şu ana kadar 400 hektarlık alanda etkili oldu. Yangın sebebiyle Delikkaya, Kavakoluğu, Korucuk, Tepeköy, Çavuşlar, Koçaşlı ve Lapa Köyleri ile Büyükeceli beldesinde tedbir alma çalışmaları devam ediyor. Yangının Emirhacı, Beydili, Tırnak, Yanışlı Köylerine doğru yaklaştığı, Antalya, Denizli, Isparta, Adana ve Karaman’dan bölgeye yangın söndürme helikopterlerinin geldiği, Konya’dan ise takviye helikopter istendiği bildirildi.

YANGIN ULAŞIMI ZORLAŞTIRDI

Bu arada, Silifke Meteoroloji İstasyon Müdürlüğü yetkilileri, yörede, batı ve kuzeybatı yönünden esen rüzgârın şiddetinin 42 kilometreyi bulduğunu bildirdiler. Gülnar’ın Büyükeceli beldesi ile Delikkaya Köyü arasında ulaşımın yangın sebebiyle sağlanamaması Büyükeceli beldesine ulaşımı zorlaştırıyor. Önce Delikkaya Köyü yakınlarındaki yüksek bir noktada jandarma tarafından toplanan köylüler, daha sonra Gülnar ilçe merkezine doğru yola çıkarılmaya başlandı.

Çevre ve Orman Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada ise, önceki gün saat 12.10’da Mersin Gülnar’da Kavakoğlu ile Korucuk Köyleri yakınında anız yakma sebebiyle çıkan orman yangınının şiddetli rüzgârın etkisiyle hızla büyüdüğü bildirildi. Gece boyunca devam eden şiddetli rüzgâra rağmen yangın söndürme çalışmalarının 100 arazöz, 20 dozer ve 500 yangın işçisi ile devam ettiğinin belirtildiği açıklamada, yangınla ilgili şunlar kaydedildi: ‘’5 helikopter gün doğumu ile birlikte, yangına müdahale etmek amacıyla hareket etmiştir. Ancak 50-60 kilometre hızla esen rüzgâr sebebiyle müdahale edememiştir. İstanbul’dan 1 amfibik uçak, yangın mahalline hareket etmiştir. Olumsuz hava şartları sebebiyle yangın söndürme çalışmaları güçlükle sürdürülmektedir. Yangın yaklaşık 400-500 hektarlık alanda etkili olmaktadır.’’

KIZILAY, YANGIN BÖLGESİNDE

Türk Kızılayı Adana Şubesi’nce Mersin’in Gülnar ilçesinde çıkan orman yangınında mağdur olan vatandaşlar için yöreye çadır, yatak, mutfak seti, battaniye ve gıda malzemeleri gönderildi. Türk Kızılayı Adana Şube Başkanı Mehmet Sağlam, yaptığı açıklamada, yangın haberinin alınmasının ardından Türk Kızılayı Akdeniz Afet Lojistik ve Müdahale Merkezinden yöreye 300 çadır, 150 yatak, battaniye, mutfak seti ve gıda malzemelerinin gönderildiğini söyledi. Sağlam, Mersin’in Silifke ilçesi şubeleri aracılığıyla da yöredeki vatandaşlara kumanya dağıtıldığını ifade etti.

/ Mersin

09.07.2008


 

Tutuklu paşalar Kandıra’da

Metris Cezaevinde bulunan Ergenekon tutuklu sanıklarından önceki akşam Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevine getirilenlerin emekli orgeneral Hurşit Tolon, ADD Genel Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur ile ATO Başkanı Sinan Aygün olduğu öğrenildi. Sanıkların bir kısmı ise Tekirdağ F Tipi Cezaevine götürülmüştü.

“Ergenekon’’ soruşturması kapsamında tutuklanan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı emekli orgeneral Şener Eruygur, emekli orgeneral Hurşit Tolon ile ATO Başkanı Sinan Aygün, Kocaeli’nin Kandıra ilçesindeki Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevine konuldu.

Tutuklu bulundukları Metris Cezaevinden gece cezaevi aracı ile Kocaeli’ne getirilen Eruygur, Tolon ve Aygün 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevindeki koğuşlarına konuldu.

İstanbul Ümraniye’de bir gecekonduda ele geçirilen patlayıcılara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan emekli tuğgeneral Veli Küçük de aynı cezaevinde bulunuyor.

7 KİŞİ TEKİRDAĞ’A NAKLEDİLDİ

Soruşturma kapsamında sevk edildikleri mahkemece tutuklanarak Metris Cezaevi’ne konulan emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Osman Gürbüz, Kemal Aydın, Barbaros Hayrettin Altıntaş, Birol Başaran, İbrahim Özcan ve Durmuş Ali Özoğlu’nun da başka bir cezaevine gönderilmesi kararlaştırıldı. Bu kişiler, gece cezaevi aracı ile yoğun güvenlik tedbirleri altında Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ne götürüldü.

Ergenekon soruşturması kapsamında daha önce tutuklanan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ulusal Kanal Yayın Yönetmeni Ferit İlsever, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk, gazeteci Adnan Akfırat, emekli subay Muzaffer Tekin, Emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ, Emekli Yüzbaşı Zekeriya Öztürk, Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde bulunuyor.

/ Kocaeli-Tekirdağ

09.07.2008


 

Çetenin avukatı değiliz

Başbakan Erdoğan, AKP Meclis Grup toplantısında yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Baykal’ın “Ergenekon’un avukatıyım” sözüne gönderme yaparak, “Bir güncel gelişme olarak söylüyoruz. Biz mafyanın ve çetelerin avukatı değiliz” dedi.

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, soğuk savaş yıllarından kalma yanlış alışkınlıklardan, gayrı meşru arayışlardan, hukuk dışı yapılanmalardan Türkiye’nin er ya da geç kurtulması gerektiğini söyledi. Erdoğan, ‘’Biz mafyanın, çetenin veya çetelerin avukatı değiliz. Türkiye’nin mutlu ve müreffeh yarınlara emin adımlarla ilerlemesi için, İtalya’da ‘Temiz Eller’ operasyonu yapıldığı zaman ‘Bizde bu ne zaman yapılacak?’ diye hayran hayran bakanlar, ülkemizde bu adımlar atıldığı zaman niçin rahatsız oluyorlar?’’ dedi.

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, gündemdeki konulara değindi. ‘’AK Parti olarak bizim işimiz, krizden beslenmek değil, problem çözmektir’’ diyen Erdoğan, sorunların çözümünün sahici siyasetten geçtiğini, demokratik siyaset dışında meşru bir çözümün olmayacağını bilerek demokratik siyaseti, hukuki meşruiyeti sonuna kadar savunduklarını ve savunacaklarını kaydetti. Kendilerinin bunu yaptıklarını, muhalefetten de bunu beklediklerini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

‘’Siyasetin konusu olmayan meseleleri ısrarla siyasi çekişme konusu haline getirmenin, bu millete, bu memlekete hiçbir faydası yoktur. Esasen bu anlayışın, bunu yapmak isteyen, kavga, gerilim çıkarmak isteyenlere de hiçbir faydası yoktur, olmayacaktır. Yakın tarihimiz bunun örnekleriyle doludur. Soğuk savaş yıllarından kalma yanlış alışkınlıklardan, gayrı meşru arayışlardan, hukuk dışı yapılanmalardan Türkiye, er ya da geç kurtulmak durumundadır. Ortada böyle iddialar, olgular, olaylar varsa, bu konuda esas görev, yargıya düşmektedir. Yürütmenin görevi, bu konuda Anayasa ve yasalar çerçevesinde yargıya adli kolluk hizmeti vermektir. Biz bunu yaptık, bunu yapıyoruz. Bu hususta eskiden beri, eksikliğinden şikayet edilen siyasi irade, bizim hükümetimizde mevcuttur. Bu süreçte elbette muhalefete de medyaya da bütün topluma da sorumluluklar düştüğünü hatırlatmak durumundayım. Her şeyden önce kurumlarımızı korumak, haksız ve mesnetsiz tartışmaların konusu haline getirerek yıpratmamak çok önemlidir. Çünkü neticede kurumlarımız bizler için var, milletimiz için var. Bütün kurumlarıyla birlikte dayanışma içinde çalışan, özellikle geleceği bu şekilde inşa etmeye gayret eden bir devlet, işleyen bir demokrasi, hepimiz için olmazsa olmaz olmalıdır.

Bununla birlikte ‘şu araştırılmasın, bu soruşturulmasın’ demek, bir şeylerin örtbas edilmesini istemek yerine, hepimizin iyiliği için demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Cumhuriyetimizin geleceği için eksik araştırmayı, yetersiz soruşturmayı, yanlış uygulamayı eleştiren bir muhalefet anlayışına Türkiye’nin ihtiyacı var.’’

“HERKESİN SORUMLU VE SAĞDUYULU

OLMASI GEREKEN SÜREÇ...”

Herkesin sorumlu ve sağduyulu olması gereken bir süreçten geçildiğini vurgulayan Erdoğan, ‘’Bunu da özellikle milletimin dikkatine sunmak istiyorum. Burada hepimizin görevi var. Biz milletin vekiliyiz, aynı zamanda millet bize iktidar yetkisi verdi. Şu anda iktidarın gereği neyse, bunu yapmak durumundayız. Ama muhalefet de görevini aynen bilmeli ve bunun gereğini yerine getirmeli’’ dedi.

Erdoğan, konuşmasında ‘’bir ilkeyi’’ ifade etmek isteğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

‘’Bir ilke olarak söylüyorum, farklı güncel gelişmelere dayalı olarak söylemiyorum. Biz mafyanın, çetenin veya çetelerin avukatı değiliz. Bunu özellikle vurgulamam lazım. Ama yargının, savcının yürütmeye verdiği görevi de yerine getirme görevimiz var. Ancak bu görevi de yerine getiririz. Olay budur... Türkiye’nin mutlu ve müreffeh yarınlara emin adımlarla ilerlemesi için, İtalya’da ‘Temiz Eller’ operasyonu yapıldığı zaman ‘Bizde bu ne zaman yapılacak?’ diye hayran hayran bakanlar, ülkemizde bu adımlar atıldığı zaman niçin rahatsız oluyorlar? Burası önemli. Niçin?

‘Acaba Başbakanın bildiği bir şey mi var?’ Başbakanın bildiği bir şeyler olması lazım zaten. Çünkü hesap ondan soruluyor. Nereden ne geliyor, ne gidiyor, tabii ki bir şeyler bilmesi lazım. En az senin kadar bilmesi lazım. Aklıselimin gereği Türkiye için doğru olanı yapmaktır. Biz bunu yapıyoruz. “

Başbakan Erdoğan, muhalefetin milletin meseleleriyle ilgili, güncel sorunlarıyla ilgili bir programının, projesinin olmadığını da ifade ederek, ‘’Engellemek, yavaşlatmak, gerilim, durdurmak üzerine bir siyaset tarzı tutturmuş gidiyorlar. Takdir beklemiyoruz, teşekkür beklemiyoruz, katkıdan da vazgeçtik. Milletimiz zaten günü vakti saati geldiğinde takdirini de teşekkürünü de sandıkta ifade ediyor’’ dedi.

/ Ankara

09.07.2008


 

İddianame Cuma’ya kadar hazır

“Ergenekon’’ soruşturması kapsamında hazırlanan ve bitme aşamasına gelen iddianamede, aralarında emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile İşçi Partisi Genel Başkanı (İP) Doğu Perinçek’in de yer aldığı 48’i tutuklu 85 sanığın bulunduğu belirtildi.

Alınan bilgiye göre, 12 Haziran 2007’de, Ümraniye’de bir gecekonduda el bombaları ve fünyelerin elde edilmesi sonrası açığa çıkartıldığı kaydedilen ‘’Ergenekon Terör Örgütü’ne ilişkin iddianamenin hazırlanması konusundaki çalışmalar sürüyor.

Yazımı biten iddianamenin, halen Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sistemine aktarılarak kayıt edilmesi işlemine devam ediliyor. Bu işlemin bitmesinin ardından tamamlanacak iddianamenin, önümüzdeki Cuma gününe kadar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulacağı öğrenildi.

DANIŞTAY’A 60 SAYFA AYRILDI

İddianamede, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de bulunduğu 48’i tutuklu, toplam 85 sanığın yer alacağı kaydedildi. Toplam 40 bölümden oluşan ve 2500 sayfa olması beklenen iddianamenin 60 sayfasında sadece ‘’Danıştay Saldırısı’’nın ele alındığı belirtildi. İddianamede, ayrıca suikast sonucu öldürülen bazı kişilerin de adının geçtiği öğrenildi.

10 TUTUKLU İÇİN EK İDDİANAME

Son operasyonda gözaltına alınarak ve tutuklanmalarına karar verilen ADD Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve ATO Başkanı Sinan Aygün ile diğer 7 tutuklu şüphelinin de aralarında bulunduğu kişiler hakkında ise ek iddianame düzenleneceği ifade edildi.

/ İstanbul

09.07.2008


 

Diyarbakır’daki patlamalarda Ergenekon iması

AKP Diyarbakır eski milletvekili Avukat Cavit Torun, Diyarbakır’da son 2 yılda meydana gelen ve 16 kişinin öldüğü 3 ayrı bombalı saldırıyı terör örgütü Ergenekon’un yaptığını ima etti.

AKP Diyarbakır eski Milletvekili Avukat Cavit Torun, Diyarbakır’da son 2 yılda meydana gelen ve 16 kişinin vefat ettiği 3 ayrı bombalı saldırıyı terör örgütü Ergenekon’un yaptığını ima etti. Milletvekilliği döneminde TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeliği yapan Torun, Diyarbakır’ın yerel gazetelerinden Söz Gazetesi’ndeki “Derinlik derunumuzda var” başlıklı köşe yazısında 9 kişinin öldüğü 6 kişinin yaralandığı Koşuyolu’ndaki termoslu bomba saldırısını, 2 kişinin yaralandığı Ofis semtindeki boru tipi bombalı saldırıyı ve 5’i öğrenci 7 kişinin öldüğü 3 Ocak’taki dershane önündeki terör saldırısını Ergenekon’un yapmış olabileceğini ima etti. Torun, “Halkı alçakça ve kalleşçe birbirine düşürüyorlar. Halk uyandığı zaman da ‘bunlara da ne oluyor’ diye kolları sıvayıp, sağa sola bombalar atılıp birilerine mal ediyorlar” dedi. Kuzu postuna bürünen kurtların bu yaptıklarına artık kimsenin inanmadığını anlatan Torun, şöyle devam etti: “O bakımdan son 3 yıl içerisinde Diyarbakır’da gerçekleştirilen eylemlerle ilgili dâvâlar Ergenekon dosyasına intikal ettirilir, hatta PKK ve Ergenekon dosyaları birlikte mütalâa edilirse, birlikte karara bağlanırsa (Dağlıca katliâmını da bir düşünün) her şey daha bir aydınlatıcı olur.”

/ Diyarbakır

09.07.2008


 

Ölümlerde kene AIDS’i geride bıraktı

TÜRK Sağlık-Sen tarafından hazırlanan kene raporuna göre kenelerden bulaşan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı Türkiye’de AİDS’i bile geçti.

Ölümcül bulaşıcı hastalıklar sırasında ilk sıraya yerleşti. Sağlık Bakanlığı verilerine dayanılarak hazırlanan rapora göre 2007 yılında Haziran ayı sonuna kadar 15 AİDS vakası tesbit edilirken Kırım Kongo kanamalı hastalığından 2007 yılında vefat edenlerin sayısı 33 oldu. 2008 yılı haziran ayı sonunda da 31 kişi Kırım-Kongo Kanamalı ateşi sebebiyle vefat etti. 2006 yılında 12 vak'a görülen ve 4 ölüm gerçekleşen Kuş gribi hastalığına 2007 ve 2008’ de hiç rastlanılmazken, Kırım-Kongo kanamalı Ateşi Hastalığı ise 2006’da 438 vak'a, 27 ölüm; 2007’de 717 vak'a, 33 ölüm, 2008 yılının sadece ilk 6 ayında ise 31 ölüm yaşandı. Bu oranlara bakıldığında KKKA hastalığı artan tek bulaşıcı ölümcül hastalık oldu. Hazırlanan raporda virüslü kenelerin biyolojik bir terör silâhı olduğuna ilişkin iddialara değinilerek “Bu tür söylemlerin ispatı çok zor olsa da ortaya çıkan tabloya bakıldığına hastalık son bir ayda virüslü keneler terör örgütünden daha fazla ölüme neden olmuştur.” denildi. Raporda ayrıca Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında Kene vak'alarının daha da artacağına dikkat çekildi. Tedbirler alınmazsa Türkiye’nin dünyada bu hastalıkla anılmaya başlayacağı belirtildi.

Fatih Karagöz / Ankara

09.07.2008


 

5 yaşında çaycı, 7 yaşında marangoz

KONYA Sosyal Güvenlik Müdürlüğü, şu ana kadar yaptığı incelemeler sonucu, nisan ayında işe giriş bildirgesi veren 31 bin kişiden 500 çocuğun sigortasını iptal etti.

Sosyal Güvenlik Müdürü Özge Songül, yaptığı açıklamada, ‘’Sosyal Güvenlik Reformu’’nun yürürlüğe girmesi nedeniyle sigortalı sayısında önemli artış olduğunu söyledi. Konya’da da çok sayıda kişi için ‘’emeklilik hakkı elden gidiyor’’ endişesiyle sigortalı olarak işe giriş bildirgesi verildiğini ifade eden Songül, geçen yıl nisan ayında 1600 kişi için bildirge verilirken bu yıl nisan ayında bu rakamın 31 bine çıktığını bildirdi.

Konya’da faal olarak çalışan ve düzenli bildirge veren 26 bin iş yeri varken 31 bin kişinin işe giriş yapmasının normal olmadığını dile getiren Songül, şunları kaydetti:

‘’Bu yüzden oluşturulan bir ekibimiz nisan ayındaki işe girişleri incelemeye aldı. 16 yaşın altında tespit edilen 550 çocuğun 500’ünün sigortasını iptal ettirdik. Çünkü birçok aile, çocuğunu tanıdıklarının, akrabalarının yanında çalışıyor göstermeye çalışmış. 5 yaşında çaycı, 7 yaşında marangoz, 16 yaşın altında kaportacı ve nakliyeci ile karşılaştık. 16 yaşından küçük bir çocuk, uluslararası nakliye firmasında ne iş yapabilir? Çocuğa tır şoförlüğü mü yaptırılacak? Sanayideki imalathanelerde 16 yaşın altında çocuklar çalışıyor gösterilmiş. Ekip iş yerine gidiyor, ama çalışıyor gösterilen çocuk ortada yok.’’

Songül, 2-5 yaşları arasında çok sayıda çocuğun da reklam ve tanıtım firmalarında sigortalı gösterildiğini belirterek, ‘’16 yaşın altında olup da işe giriş yaptığı belirtilenler üzerindeki çalışmalarımız sürüyor. Şu ana kadar 550’sini inceledik’’ dedi.

/ Konya

09.07.2008


 

İnternet suçlarında kapsam genişliyor

TELEKOMİKASYON Kurumu Başkanı Tayfun Acarer, 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da belirtilen katalog suçlara ‘’kişisel hakaret’’ ve ‘’zombi’’ olmak üzere 2 yeni suç eklenmesi üzerinde çalışmaların devam ettiğini bildirdi.

Acarer, bir grup gazeteciyle yaptığı sohbet toplantısında, başkasının bilgisayarına izinsiz girmek olarak tanımlanan ‘’zombi’’nin engellenmesi ve kişisel hakaret içeren sitelerin kapatılması yönünde acilen düzenleme yapılması gerektiğini söyledi.

Özellikle kişisel hakaret içeren sitelere ilişkin başta ‘’popüler’’ kişilerden çok sayıda başvuru olduğunu ifade eden Acarer, şöyle devam etti: ‘’5651 Sayılı Kanun’da belirtilen katalog suçlara (intihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkan sağlama ve Atatürk’e hakaret), ‘kişisel hakaret’ ve ‘’zombi’’ olmak üzere 2 yeni suç eklenmesi üzerinde çalışmalar devam ediyor. Kişisel hakaret içeren sitelerin kapatılması ve başkasının bilgisayarına izinsiz girmek olarak tanımlanan ‘zombi’nin engellenmesini amaçlayan düzenlemenin birkaç ay içinde TBMM’ye getirilmesini hedefliyoruz. Burada amaç, mağduriyetin giderilmesi. Şu andaki düzenlemeye göre, kişinin, hakkında açılan ve hakaret içeren siteyi kapattırmak için mahkemeye gitmesi gerekiyor. Sitenin kapatılması için mahkeme kararı gerekiyor. ‘Zombi’ ise bir tür hackerlık. İnternet açıkken birisi bilgisayarınıza giriyor ve kontrol altına alıyor. Bu yolla bilgi hırsızlığı yapılabiliyor. Zararlı içerikler, sizin bilgisayarınızda haberiniz olmadan depolanabiliyor. İyi bir kullanıcıysanız fark edebiliyorsunuz. Bunun da yasaya girmesi lazım. Usul, esas ve müeyyidelerin belirlenmesi lazım.’’

YOUTUBE STRATEJİ BELİRLEMEYE ÇALIŞIYOR

Uzun süredir kapalı olan ‘’youtube’’ adlı video paylaşım sitesinin yetkilileri ile resmi bir görüşme yapılamadığını da belirten Acarer, ‘’Sanırım youtube, strateji belirlemeye çalışıyor’’ dedi. Türkiye’de ‘’Atatürk’e hakaret’’ gibi konulardaki hassasiyete işaret eden Acarer, ‘’Youtube hassasiyet göstermiyorsa, tepkiler doğaldır. Her ülkede benzer sıkıntılar var. Avrupa’da da bu konulara yönelik çalışma grupları var’’ diye konuştu. Tayfun Acarer, 5651 Sayılı Kanun’da yer alan 9 katalog suçun benzeri 4-5 suça ilişkin AB’de çalışmalar yürütüldüğünü de belirtti.

Türkiye’de yaklaşık 5,5 milyon ADSL (geniş bant internet) abonesi bulunduğunu ve bunun 20 milyon kullanıcı anlamına geldiğini kaydeden Acarer, ‘’Türkiye’deki ADSL abone sayısı Avrupa’daki gibi olamaz. Türkiye’deki ailelerde kişi sayısı ortalaması 3,8, Avrupa’da ise 1,7. Bu nedenle hiçbir zaman Avrupa’daki ADSL abone sayısını yakalayamayız. Örneğin, İzlanda’da ADSL abonesinin nüfusa oranı yüzde 58’’ diye konuştu.

/ Ankara

09.07.2008


 

Çalışanlara “komando eğitimi” veriliyor

TAKIM çalışması ve kurum içi iletişimine önem veren bazı şirket yöneticileri, çalışanları ile omuz omuza katıldıkları eğitim programlarında komandolar gibi direklere tırmanarak, zorlu engelleri aşıyor.

Bolu Abant’ta kampa giren, temizlik maddeleri üreten bir şirkette çalışan 40 kişi, eğitim ve danışmanlık hizmeti sunan bir şirketin düzenlediği ‘’komando eğitimi’’ne katılan en son ekip oldu. Şirketin üst düzey yöneticileri ile en alt düzeydeki personelin aynı eğitime tabi tutulduğu çalışmada her bir kişiye özel kıyafetler giydirilerek, zarar görmemeleri için önlemler alındı. Günlük yaşamlarının büyük bölümünü takım elbiseler içinde geçiren çalışanlar, kendileri için hazırlanan parkur alanına çıkınca, bir süre şaşkınlıklarını gizleyemediler. Eğitim ve danışmanlık şirketinin satış pazarlama müdürü Gül Akcan, yaptığı açıklamada, son yıllarda takım çalışması ve kurum içi iletişimine önem veren birçok şirketin, kapılarını çaldığını belirt

/ Abant

09.07.2008


 

Demirci ustasından yeni bir icad daha

YOZGAT'IN Kadışehri ilçesinde 3 yıl önce kendi otomobilini yapıp ‘’Şimendifer’’ adını veren demirci ustası Ahmet Ardıç, şimdi de biçerdöver radyatörlerindeki tozlanmayı önleyen sistemi geliştirdiğini öne sürüyor.

Demirci ustası Ahmet Ardıç, yaptığı açıklamada, sıcak havada, tozlu ortamda çalışmak zorunda olan biçerdöverlerin radyatörlerindeki tozlanmanın motor gücünü düşürdüğünü savundu. Bu nedenle biçerdöverlerde havalandırma sisteminin çok önemli olduğunu ifade eden Ardıç, biçerdöverlerin radyatörlerindeki tozlanmayı önlemek amacıyla sistem geliştirdiğini öne sürdü. Ardıç, geliştirdiği sistemi denemek için biçerdöver satın aldığını belirterek, ‘’Sistem istediğim gibi çalıştı. Sistemi çalıştırabilmek için 3 yıl uğraş verdim. Biçerdöverlerin hem radyatörlerindeki tozlanmayı önleyen hem de kabin odasında klima görevi yapıp, motorun da soğumasını sağlayan sistemi devreye soktum’’ diye konuştu. Bu arada, Ardıç’ın 3 yıl önce LPG ile çalışan ve motoru dışında bütün malzemelerini kendisinin yaptığı otomobilini, düğünlerde gelin arabası olarak kullandığı öğrenildi.

/ Yozgat

09.07.2008


 

Obezite yakın tehlike

SAĞLIK Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, ‘’Türkiye’de obezite görülme sıklığının yüzde 1516’lara çıktığını’’ belirterek, bu oranın kadınlarda yüzde 40, erkeklerde ise yüzde 20 olduğunu söyledi.

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘’Türkiye Obezite ile Mücadele Programı ve Ulusal Eylem Planı Taslağı’’na son şeklinin verilmesi amacıyla düzenlenen çalıştayın açılışında konuşan Buzgan, dünyada hala bulaşıcı hastalıklar ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan sorunların görüldüğünü belirterek, obezitenin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin önemli bir sorunu olduğuna dikkat çekti. Buzgan, ’’Türkiye’de obezite görülme sıklığı yüzde 15-16’lara çıktı. Bu oran kadınlarda yüzde 40, erkeklerde yüzde 20 civarında’’ dedi. Çalıştayda son şekli verilecek, 2008-2012 yıllarını kapsayacak ‘’Türkiye obezite ile mücadele programı ve ulusal eylem planı taslağı’’, obezite sorunu, obezite ile mücadelenin önemi, hedef ve stratejilerini içeriyor. Özellikle okullardaki öğrencilerin doğru beslenme alışkanlığına yönlendirilmesini içeren taslak, 2012 yılına kadar okullarda obezite görülme sıklığının yüzde 10 oranında azaltılmasını hedefliyor.

/ Ankara

09.07.2008


 

Kalbimizi ihmal ediyoruz

SAĞLIK Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Kalp ve Damar Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Şah Topçuoğlu, Türkiye’de ve tüm dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırayı almasına rağmen kalp hastalarının yüzde 60’ının ‘’hasta olduğunu bilmediği’’ni kaydetti.

Prof. Dr. Topçuoğlu, yaptığı açıklamada, kalp kasını besleyen koroner damarlarda kan akımının belirgin azalmasına neden olan daralmadan kaynaklanan kalp hastalıklarının kimilerinde çok yoğun belirti vermekle birlikte, kimilerinde ise hafif belirtiler nedeniyle gizli kaldığını vurguladı. Topçuoğlu, hastalıkların büyük bir bölümünde olduğu gibi kalp hastalığının da genetik faktörleri bulunduğunu, bu nedenle ailesinde rahatsızlığı bulunanların rutin kontrollerini mutlaka yaptırması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu: ‘’Aslında genetik faktörler olsun olmasın, her birey genç yaştan itibaren rutin sağlık kontrollerini yaptırmalı. Otomobilimizin yıllık bakımını aksatmıyor, ancak, vücudumuzun en önemli organı kalbimiz için yılda bir kez rutin kontrolü ihmal ediyoruz. Hasan Doğan’ın kalp krizi öncesinde, yaşadığı sıkıntının haberci olabileceği düşünülseydi, bu acı olay belki de yaşanmayacaktı.’’

/ Adana

09.07.2008


 

Diyanet, 20 stajyer öğretmen alacak

DİYANET Diyanet İşleri Başkanlığı, taşra teşkilatında açık bulunan öğretmen kadrolarına sözlü sınavla 20 stajyer öğretmen alacak.

Kamu kurum ve kuruluşlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi aday olmamak kaydı ile memur statüsünde bir görevde çalışır olma şartı aranan adayların, 4 yıllık dini yüksek öğrenim mezunu olmaları gerekiyor. Sözlü sınava, yüksek öğrenim mezunu olup, Diyanet İşleri Başkanlığınca açılan ‘’aşere, takrib ve tayyibe kurslarını’’ başarı ile bitirenlerle, memuriyet hakkı olup ilahiyat alanında doktora yapmış olanlar katılabilecek. Diyanet İşleri Başkanlığı merkez binada yapılacak sınav sonucuna göre, 20 stajyer öğretmen göreve başlayacak. Sözlü sınavda adaylara, Kur’anı Kerim, Arapça, tefsir, hadis, kelam, fıkıh, dini ve mesleki genel kültür, başkanlık ve devlet memurları ile ilgili mevzuat ve hitabet konularında sorular sorulacak.

/ Ankara

09.07.2008


 

2 çocuklu anne derece yaptı

EVLENİP iki çocuk sahibi olduktan sonra üniversite sınavına girerek İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesini kazanan Selcen Kumru (30), okulu üçüncülükle bitirmeyi başardı.

Hatay’da yaşayan Selcen Kumru, yaptığı açıklamada, eşi Ünal Kumru (42) ile 17 yaşında evlendiğini belirterek, şunları söyledi: ‘’Eşimle evlenirken ailem beni okutmak istiyordu. Okumak istediğimi söyledim. Eşim, okumama izin vereceğine söz verdi. Evlendikten sonra açık öğretimden liseyi bitirdim. Bu arada ilk çocuğum Gülay (13), dünyaya geldi, şimdi ortaokulda sekizinci sınıfta okuyor. Daha sonra açık öğretimde iki yıllık sosyal bilimler bölümünü okuyup bitirdim. İkinci çocuğum Tolga’yı (9) da bu arada dünyaya getirdim, şimdi ilköğretim üçüncü sınıfta okuyor. Birkaç yıl çocuklarımla ilgilendim. Daha sonra üniversite sınavına girdim ve 2004 yılında İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Programını kazandım. Okuduğum bölüm ikinci öğretim. Bu yıl mezun oldum, ikinci öğretimin birincisi, bölümün de üçüncüsü olarak mezun oldum.’’ Kumru, ‘’İdealim öğretmen olmaktı. Çevremdeki öğretmenleri gördüğüm zaman eksiğim olmadığını düşündüm. Güçlü olabilmek, kendime ve çocuklarıma yetebilmek için okumak istedim. Her kadının güçlü olması taraftarıyım. Kadın silik olmamalı’’ diye konuştu.

/ Hatay

09.07.2008


 

Savcı Öz'e sıkı koruma

“Ergenekon” soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün yakın koruma sayısı arttırıldı, 2’si zırhlı 3 araç tahsis edildi.

Savcı Öz’e yönelik tehditlerin artması üzerine durum Adalet Bakanlığına bildirildi. Bunun üzerine yakın koruma sayısı 4’e yükseltilen savcı Öz’e, 2’si zırhlı olan 3 ayrı araç tahsis edildi. Ayrıca 15 kişilik güvenlik ekibi oluşturuldu. Öz’ün evinin önünde görev yapan bu ekip, 24 saat nöbet tutuyor. Öz’ün ailesi için de yakın koruma tahsis edildi. Öte yandan, emniyet birimleri tehditlerle ilgili geniş çaplı soruşturma yürütüyor.

/ İstanbul

09.07.2008


 

ABD: Bu, Türkiye’nin iç meselesi

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, Türkiye’de yürütülen ‘Ergenekon’ soruşturmasıyla ilgili tutuklamaların Türkiye’nin iç meselesi olduğunu söyledi.

McCormack, günlük brifinginde tutuklamalarla ilgili ABD Dışişleri Bakanlığının görüşünün sorulması üzerine, ‘’Bu, Türk Hükümetinin üzerinde yorum yapabileceği bir konu. Türkiye’nin iç meselesı” dedi. McCormack, “Bugünlerde Türk mahkemelerinin ele aldığı birçok mesele var ve biz Türk demokrasisinin yasaları ve Anayasası çerçevesinde bu konuları çözümleyebileceğinden tamamen eminiz” diye konuştu.

/ Washington

09.07.2008


 

Çiçek: Ceza Mahkemesi Kanununu bilmiyorlar

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ‘’Ergenekon’’ soruşturmasındaki tutukluluk süreleri dolayısıyla yöneltilen eleştirilerle ilgili olarak, ‘’Ceza Muhakemesi Kanununu (CMK) bilmiyorlar’’ dedi.

Çiçek, AKP TBMM grup toplantısına gelişinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Ergenekon soruşturmasındaki tutukluluk sürelerinin uzun olduğu yönünde eleştiriler bulunduğunun hatırlatılması üzerine Çiçek, ‘’CMK’yı bilmiyorlar. CMK’nın 108. maddesi açık. Tutukluluk süresi 1 ayı geçince o dosyaya yeniden bakılacağına ilişkin hüküm var’’ diye konuştu. AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat da yeni parti kuracağını açıklayan eski Başbakan Yardımcısı, AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Abdüllatif Şener’in AKP’den istifa edip etmemesi gerektiğine ilişkin sorular üzerine, ‘’Koskoca adam istifa etsin falan demek soru mu? Ayıp ya. 18 yaşını geçmiş...’’ dedi.

/ Ankara

09.07.2008


 

Kelkit Havzası, Menderes'e model olacak

BÜYÜK Menderes Havzası Çevre Koruma Birliği Genel Sekreteri ve Uşak Çevre ve Orman Müdürü Ramazan Toker ‘’Havzamızın çevre sorunlarını çözmek amacıyla Kelkit Havzası’nı örnek aldık’’ dedi.

Toker, yaptığı açıklamada çevre sorunlarını havzalar bazında çözmek amacıyla Büyük Menderes Havza Birliği’nin kurulduğunu, ancak il bazında yapılan çalışmalardan bugüne kadar sağlıklı sonuç alınamadığını bildirdi. Menderes Nehri’nin, farklı illerden geçtiğini ve bir ilde yapılan iyileştirmelerin yeterli olmadığına dikkati çeken Toker, ‘’Arıtmanın olduğu illerde kirlenmeyen nehir, başka bir bölgeden çıkan atıklarla kirleniyor. Menderes Nehri’nin geçtiği 4 ilde çalışma yapılacak. Havzanın içinde yer alan kentlerde evsel atık ve arıtma tesislerinin tamamlanması için çalışacağız. Bu konuda sık sık istişare toplantıları yaparak çalışmaların ne durumda olduğu ele alacağız’’ diye konuştu. Birliğin ilk genel kurulunun 26 Mayısta yapıldığını hatırlatan Toker, son yıllarda Uşak’taki çalışmalarla şehrin birlik merkezi haline geldiğini belirtti. Kelkit Havzası’nın önceki yıllarda kirlilikle boğuştuğunu hatırlatan Toker, şunları anlattı: ‘’2003’te Tokat, Erzincan, Giresun, Gümüşhane ve Sivas illeri bir araya gelerek havzadaki sorunları çözmeye başladı. 5 yıllık bir çalışma sonucunda başarılı olan Kelkit Havzası Platformu’nda il valilikleri, belediyeler, üniversiteler ve sivil toplum örgütleri sıkı bir çalışma yürüttü. Aynı zamanda Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı da birliğe destek oldu. Havzamızın çevre sorunlarını çözmek amacıyla Kelkit Havzası’nı örnek aldık. Bu konuda Kelkit Havzası Birliği Genel Sekreteri Adnan Şahin destek veri-yor.’’ Menderes Havzası Çevre Koruma Birliği’nin projeler hazırlamada öncülük edeceğini bildiren Toker, ‘’Çevre sorunlarına çözümde halk ve kurumlar arası işbirliğini projelerle sağlayacağız. Yapacağımız çalışmalarla havzadaki tarihî ve turistik değerlerin de yok olması önlenecek’’ dedi.

/ Uşak

09.07.2008


 

“Okkır soruşturması”

ADALET Bakanlığı, “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra sağlık sorunları sebebiyle tahliye edilen iş adamı Kuddusi Okkır’ın ölümüyle ilgili olarak soruşturma başlattı.

Adalet Bakanlığı’ndan, Okkır’ın, hastalanma ve tedavi süreciyle ilgili olarak yazılı ve görsel basında çıkan haberler üzerine yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada, şu bilgilere yer verildi: “Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığınca 1 Temmuz 2008 tarihinde İstanbul 13. Ağrı Ceza Mahkemesine faksla gönderilerek tahliye talep edilmiştir. Bakanlığımız, Okkır’ın ölümüyle ilgili olarak tedavi sürecinde bir aksama olup olmadığı ve sorumluların bir ihmalinin bulunup bulunmadığının tesbiti amacıyla iki müfettiş görevlendirerek soruşturma başlatmıştır.”

/ Ankara

09.07.2008


 

Bahçeli’den “fetret dönemi” genelgesi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaşanan gündem ve muhtemel gelişmeler hakkında il ve ilçe yöneticilerine yönelik bir genelge yayımladı.

MHP’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Bahçeli, genelgede, Türkiye’nin, derinden ve sinsi bir bölünme ve ayrışma ortamının bütün işaretlerini verdiğini, ‘’tıpkı ömrünü tamamlamak üzere olan bir köhne ülkenin fetret döneminin emarelerini gösterdiğini’’ savunarak, ‘’Dâvâ arkadaşlarım, çatışmaların bulandırdığı puslu ortamın dağılması için, ayrışmalardan uzak duracaklar, yapay farklılıkları körüklemekten ısrarla kaçınacaklardır’’ dedi.

09.07.2008


 

Soylu: Ekonomi iflâs noktasına geldi

DEMOKRAT Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, ‘’biriken ekonomik sorunların sonuçlarının sadece siyasî belirsizliğe atfedilmesinin, tamamen gerçeğin saptırılması’’ olduğunu ifade etti

. Soylu, yazılı açıklamasında, AKP iktidarının, ‘’ekonomik istikrar açısından gerekli olan yeni politikalar geliştiremediğini, önceki dönemlerde başlayan ekonomik sürecin oluşduğu önemli gelişmeleri, kendi başarılarıymış gibi sahiplendiğini’’ savundu. Cari işlemler açığının, gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranının yüzde 6 civarında olmasının, şimdiye kadar görülmek istenmediğini ileri süren ve bunun kendiliğinden düzeleceğinin düşünülmesinin çok vahim bir gelişme olduğunu belirten Soylu, ‘’AKP iktidarı, ekonomik kriz göstergesi olan bu gelişmeyi önleyecek ya da düzeltecek hiçbir tedbir almamıştır. Ekonominin işleyişinin iflâs etme noktasına geldiği bugün, biriken ekonomik sorunların sonuçlarının sadece siyasî belirsizliğe atfedilmesi tamamen gerçeğin saptırılmasıdır’’ dedi.

/ Ankara

09.07.2008


 

Rektör adaylarının mülâkatı bugün son

GÖREV süreleri Ağustos ayında sona erecek 21 üniversitenin rektörlerinin yerine seçilen rektör aday adaylarının mülâkatları bugün sona erecek.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), rektör adaylarının mülakatına 25 Haziran 2008 tarihinde başlamıştı. Akdeniz, Ankara ve Atatürk üniversiteleri rektör aday adaylarıyla başlayan mülakat, bugün ODTÜ, Trakya, Uludağ ve Yıldız Teknik üniversitelerinin rektör adaylarının mülâkata alınmasıyla sona erecek. Böylelikle YÖK, her üniversitenin 6 adayı olduğu için 21 üniversiteden toplam 126 adayı dinlemiş olacak. YÖK, bugün ise İstanbul Teknik, Karadeniz Teknik ve Ondokuz Mayıs Üniversitelerinin rektör aday adaylarını mülakata alacak. Mülâkatların tamamlanmasıyla YÖK Genel Kurulu 21-22 Temmuz 2008 tarihlerinde toplanarak, her üniversitenin aday adayları arasından 3’er isim seçecek ve Cumhurbaşkanı’na sunacak. Cumhurbaşkanı da 3 aday arasından birini rektör atayacak.

/ Ankara

09.07.2008


 

Cenaze törenine giderken öldüler

ANTALYA'NIN Korkuteli ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 4 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Korkuteli ilçesinden Yelten beldesine, arkadaşının annesinin cenaze törenine gitmek için yola çıkan emekli imam Bayram Kıllı idaresindeki 07 HL 229 plakalı pikap ile karşı yönden gelen Cengiz Batı’nın kullandığı 07 RP 625 otomobil, Yelten beldesi yakınlarında çarpıştı. Kazada, pikap sürücüsü Bayram Kıllı (56) ile yanında bulunan Müşerref Kıllı (54), Kadriye Sapçı (78) ve Mehmet Sapçı olay yerinde vefat etti. Pikapta bulunan Hamdi Kıvrak, Hasan Kıvrak, Nevzat Akgül ile kazaya karışan otomobilin sürücüsü Cengiz Batı, Nihat İşek ve Hakan Batı yaralandı. Yaralılar, Korkuteli Devlet Hastanesine kaldırıldı. Olay yerine gelen kazazedelerin yakınları sinir krizleri geçirirken, jandarma çevrede geniş güvenlik tedbiri aldı.

/ Korkuteli

09.07.2008


 

CHP’ye usûlsüzlükten suç duyurusu Resmî Gazete’de

ANAYASA Mahkemesi’nin, CHP’nin hesaplarında usulsüzlük yaptığı için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunma kararı Resmî Gazete’de yayınlandı.

Anayasa Mahkemesi’nin, CHP’nin 1998, 2004, 2005 ve 2006 yıllarına ait mali denetim kararları Resmî Gazete’de yayımlandı. Yüksek Mahkeme, CHP’nin 1998 yılına ait kesin hesap incelemesinde, posta işletmesi alındıları üzerinde yapılan tahrifat yoluyla gider gösterilen 35 milyar 386 milyon 533 bin 328 lira tutarındaki parti mal varlığının Hazine’ye gelir kaydedilmesine ve sorumlular hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Anayasa Mahkemesi, CHP’nin 2006 yılı hesaplarında yaptığı incelemede, parti amacına uygun ve parti tüzel kişiliği adına yapılmış harcama olarak kabul edilmeyen 465 bin 660 YTL 10 YKr gider karşılığı parti mal varlığının Hazine’ye gelir kaydedilmesine ve usulüne uygun kayıtları tutmayan parti sorumluları hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı. Anayasa Mahkemesi, CHP’nin 2004 yılına ait kesin hesap incelemesinde, 267 bin 860 YTL 57 YKr gider karşılığı parti mal varlığının, Hazine’ye gelir kaydedilmesine, Aynı gider belgelerini mükerrer olarak gider yazarak partiyi zarara uğratan sorumlular hakkında cezai yönden gereğinin yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

/ Ankara

09.07.2008


 

Tepemizde bir enerji santrali var

Tabii enerji kaynaklarından güneş enerjisiyle Türkiye’nin şu anda ürettiği enerjinin (Türkiye 2007’de 191 milyar kilovatsaat enerji üretti) iki katını üretebileceği belirtiliyor.

Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) Genel Müdürlüğü verilerinden yapılan derlemeye göre, dünyanın ve Türkiye’nin bütün enerji ihtiyacı yenilenebilir enerji kaynağı olan güneş enerjisi ile karşılanabilir. Enerji kaynaklarının yaklaşık yüzde 80’ini ithalat yoluyla karşılayan Türkiye için güneş enerjisinin büyük bir şans olduğu ifade ediliyor. Güneş enerjisi konusunda büyük bir potansiyele sahip Türkiye’de yıllık güneş enerjisi potansiyeli 380 milyar kilovatsaat (kWh) düzeyinde bulunuyor. Bu miktar 56 bin megavatlık (MW) bir doğal gaz santralinin ürettiği enerjiye denk geliyor. Coğrafi konum itibariyle ortalama 200 günü güneşli geçen Türkiye’de şu anda güneş enerjisi kapasitesinden ancak binde 1 oranında yararlanılabiliyor.

GÜNEŞ ENERJİSİ ATLASI HAZIR

Bu arada EİEİ, Türkiye’de güneş enerjisi uygulamaları açısından en iyi alanların hangi bölgeler olduğunu gösteren güneş enerjisi atlasını (GEPA) da hazırladı. Türkiye’de farklı noktalarda kurulan 156 adet güneş ölçüm istasyonunun 22 yıllık verileriyle doğrulanan ve kalibre edilen GEPA’da güneş radyasyonu ve il il güneşlenme değerleri gösterildi. GEPA’ya göre Türkiye’nin ortalama güneşlenme süresi 2 bin 640 saat (günlük toplam 7,5 saat), ortalama toplam ışınım şiddeti ise 1311 kWh/metrekare-yıl. Türkiye’nin en fazla güneş enerjisi potansiyeline sahip bölgesi ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Bu bölgeyi sırasıyla Akdeniz Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi, Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi izliyor.

GÜNEŞİN 5 ŞEHRİ

GEPA’da güneş termik santralleri kurulabilecek 4 bin 600 kilometrekarelik 5 adet alan belirlendi. Bunlar Konya, Antalya, Muğla, Mersin ve Şanlıurfa illerinde. İki yıldır elektrik kesintilerinin söz konusu olduğu Antalya’da çatılara kurulacak güneş enerjisi panelleriyle yılda yaklaşık 24 milyar kWh elektrik üretilmesinin mümkün olabileceği belirtiliyor. Konya’da da güneş enerjisiyle elektrik üretecek bir santral projesi düşünülüyor.

ŞU ANDA PAHALI BİR YATIRIM

Güneş enerjisi teknolojisi konusunda Almanya, İspanya ve ABD gibi ülkelerde yapılan önemli araştırmalara rağmen güneş enerjisinden elektrik üretimi şu anda pahalı bir yatırım olarak görülüyor.

Üretim maliyetleri ucuzlarsa Türkiye’de güneş enerjisinde önemli bir ülke haline gelebileceği belirtiliyor. EİEİ yetkilileri, güneş enerjisi yatırımıyla ilgilenen herkesin EİEİ’den REPA’yı edinebileceğini belirtiyorlar.

09.07.2008


 

Böbreğinden 69 taş çıktı

Bitlis'in Tatvan ilçesinde, 14 yaşındaki kızın böbreğinden 69 taş çıktı. Çocuğun böbreğindeki taşlar, 2,5 saat süren ameliyatla alındı.

Edinilen bilgiye göre, Hizan’ın Yeşilova Mahallesi’nde, yaklaşık 3 yıldır böbrek rahatsızlığı bulunan 14 yaşındaki Nuran Akgül’ün, son günlerde ağrıları artınca, ailesi tarafından Hizan Devlet Hastanesine götürüldü. Buradan Tatvan Devlet Hastanesine sevk edilen Akgül’ün sağ böbreğinde taş tesbit edildi. Yapılan ameliyatta, çocuğun böbreğinden 69 taş çıkarıldı.

/ Bitlis

09.07.2008


 

Anne sütü ağrı kesici gibi

‘Endorfin’ adı verilen maddeler içeren ve ilk altı ay tek gıda olarak tavsiye edilen anne sütü tabiî bir ağrı kesici olarak biliniyor.

Tabiî bir ağrı kesici olan anne sütünün aşı sonrası da etkili olacağını söyleyen uzmanlar; “Morfin benzeri bu tabiî maddeler, sakinleştirici etkileri yanında ağrı dindirici özelliklere de sahiptir’’ uyarısında bulunuyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Turgay Baz, her bebek için en ideal besinin anne sütü olduğunu, bebeğe ilk altı ay sadece anne sütü verilmesi gerektiğini kaydetti. Annenin ilk sütü olan ‘kolostrum’un da bebeğin ilk aşısı olduğunu belirten Dr. Baz, ‘’İlk süt bebeğe mutlaka verilmeli. Ayrıca normal doğum yapan her annede, doğumdan hemen sonra bebeğin çıplak olarak annenin göğsüne yatırılması, emme başlayınca sütün daha erken ve bol gelmesine sebep olur. Mamalarda bağışıklık sistemine ait hiçbir madde bulunmaz. Anne sütü içerdiği bazı enzimlerle bebeğin daha kolay hazmetmesini sağlar. Anne sütü inek sütünden daha az protein içermesine karşın, içindeki tüm protein bebeğin dolaşımına geçer. Anne sütüyle bir ay ve daha uzun süreli beslenme hem gıda alerjileri, hem de solunum yolunda ortaya çıkan alerjilere karşı koruyucudur” dedi.

09.07.2008


 

Çocuklara, yüksek tansiyon ve kolesterol uyarısı

AMERİKAN Pediatri Akademisi, ailesinde yüksek kolesterol, yüksek tansiyon ve kalp hastalığı bulunan çocukların 2 yaşından itibaren kontrolden geçirilmesini tavsiye etti.

Akademinin açıklamasında, ailesindeki hastalıkların bilinmediği ancak obez olan çocukların da kontrolden geçirilmesi gerektiği belirtildi. Açıklamada, bu alandaki sağlık taramasının, 10 yaşından daha geç olmamak kaydıyla 2 yaştan sonra yapılması tavsiye edildi. Akademi, bu durumdaki çocukların aynı yetişkinlere uygulanan testlerden geçmeleri gerektiğini, kötü kolesterol olarak bilinen LDL’si yüksek çıkan 8 yaşından büyük çocukların kolesterol düşüren ilâçları kullanabileceğini bildirdi.

/ Washington

09.07.2008


 

Küresel ısınmaya karşı pedal çevirdiler

Küresel ısınmaya dikkati çekmek amacıyla 28 Haziran'da İzmir’den yola çıkan bisikletçiler, turlarını Antalya’nın Kaş ilçesinde tamamladılar.

Küresel ısınmaya dikkat çekmek amacıyla İzmir’den yola çıkan İzmir Bisikletçiler Derneği üyeleri Mehmet Savaşçıoğlu, Engin Kılıç, Engin Katırcı, Ramazan Yıldız ve Ruhi Alakoç, Kuşadası, Söke, Didim, Milas, Bodrum, Datça, Marmaris, Dalyan, Fethiye, Kalkan’dan sonra Kaş’a geldiler. Günde ortalama 80 kilometre yol kateden bisikletçiler, Kaş’a girişlerinde, ‘’Küresel ısınmaya hayır’’, ‘’İçilebilir su’’, ‘’Ekilebilir bir toprak’’, ‘’Yaşanabilir bir dünya istiyoruz’’ sloganları attılar. Bisikletçileri, Cumhuriyet alanında Kaş Belediye Başkanı Halil Kocaer, Kaş Turizm Müdürü Mustafa Aydın, Kaş Turizm Derneği Başkanı Mustafa Eriş ve bir grup vatandaş, alkışlarla karşıladı. Belediye Başkanı Halil Kocaer, yaptığı konuşmada, suyun hayat olduğunu belirterek, Küresel ısınmaya dikkati çekmek amacıyla yola çıkan bisikletçileri kutladığını söyledi. Kocaer, ‘’Küresel ısınmaya dikkat çekmek için 726 kilometre yol katettiler. Kendilerine teşekkür ediyoruz’’ dedi.

/ İzmir

09.07.2008


 

Nasreddin Hoca Google logosunda

Dünyanın en ünlü arama motorlarından Google’ın Türkiye Pazarlama Direktörü Mustafa İçil, Google’ın açılış sayfasına zaman zaman işlenen Türk kültürünü temsil eden figürlerin bir anlamda Google’ın Türkiye pazarına verdiği önemin göstergesi olduğunu söyledi.

İçil, Türk internet kullanıcılarının Google özel logolarına aşırı ilgili olduklarını belirtti. Google’ın kurucuları tarafından ilk kez meydana getirilen ve Doodle (özel logo) olarak nitelendirilen bu özel tasarımlı logolarda, bütün ülkeler için önemli gün ve tatillere, kültürel olaylara ve tarihte yer alan önemli kişilere yer verilerek dikkat çekilmesinin amaçlandığını bildiren İçil, internet kullanıcılarının bu özel tasarımlı logonun üstüne tıklayarak, o güne, kişiye, konuya özel daha ayrıntılı bilgiye erişebildiğini anlattı. İçil, 647. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri için hazırlanan özel logonun ardından Türk güldürü edebiyatı tarihinde önemli yeri olan Nasreddin Hoca’yı anmak için düzenlenen 49. Uluslararası Nasreddin Hoca Şenlikleri figürünün de çok beğenildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: ‘’Türkiye’nin geleneksel kültürü içinde yer alan Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Nasreddin Hoca gibi önemli Türk kültür ögeleri için hazırlanan özel logolar, Google’ın Türkiye pazarına verdiği önemin ve bağlılığının bir göstergesidir ve umarım tüm kullanıcılarımızın beğenisini kazanır’’ diye konuştu.

09.07.2008


 

İnternette oy hakkını satmak isteyince...

BİR açık arttırma sitesinde 2008 ABD başkanlık seçimleri için oy hakkını satışı çıkaran üniversiteli genci, 10 bin dolar para ve 5 yıl hapis cezası bekliyor.

Minnesota Üniversitesi öğrencisi 19 yaşındaki Max P. Sanders, 10 dolar başlangıç bedelle oy hakkını satışa çıkardı. Şikâyet üzerine e-bay açık arttırma sitesi tarafından ihale iptal edilirken Sanders hakkında dâvâ açıldı. Sanders, yerel mahkemedeki ön duruşmada oyunu, “şaka” amacıyla satılığa çıkardığını söylese de mahkeme, kendisini, “rüşvet ve bahis” ile ilgili bir eyalet yasasını çiğnemekle suçladı. Sanders, suçlu bulunursa 10 bin dolar para ve 5 yıl hapis cezasına çarptırılabilecek. ABD’de 1920’li yıllarda bazı vatandaşların içki karşılığı oylarını satmaları üzerine bunu engelleyen yasalar çıkarılmıştı.

/ Ankara

09.07.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Gezi Eki Pdf

Bütün haberler

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır