"Gerçekten" haber verir 08 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Üsküdar’da hedef Selimiye Kışlası mıydı?

nÜsküdar Belediyesinin ek hizmet binasının önündeki çöplükte patlamalar meydana geldi. Üsküdar Belediye Başkanı Mehmet Çakır, 3 patlama meydana geldiğini belirterek, patlamaların ikisinin Karacaahmet Mezarlığı, birinin de çöp kamyonunun içinde olduğunu bildirdi.

OLAY YERİ SELİMİYE KIŞLASINA ÇOK YAKIN

Olayda yaralanan 3 belediye işçisinin durumunun iyi olduğu açıklandı. Görgü tanıkları patlamaların, hizmet binasının hemen arkasındaki Karacaahmet Mezarlığı’ndan ağaçların arasından atılan bombaların yol açtığını öne sürdüler. İstanbul Valisi Güler ve Emniyet Müdürü Cerrah olayın bütün boyutlarıyla araştırıldığını söyledi.

Üsküdar’da esrarengiz patlama

Üsküdar Belediyesinin ek hizmet binasının önündeki çöplükte patlamalar meydana geldi. Alınan bilgilere göre, Selimiye’de bulunan ek hizmet binasının önündeki çöp bidonunun arka kısmında, saat 09.25 sıralarında bir patlama meydana geldi. Patlamanın ardından olay yerinden motosikletle kaçtığı öne sürülen biri kadın 2 kişi aranıyor. İstanbul Valisi Muammer Güler, Üsküdar’daki patlamanın bütün boyutlarıyla araştırıldığını bildirdi. Vali Güler, patlamada 3 kişinin hafif şekilde yaralandığını ve ayakta tedavilerinin sürdüğünü ifade etti. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da, Üsküdar’daki patlamanın meydana geldiği yerde incelemelerde bulundu. Selimiye Atölyeler Caddesi’ne gelerek patlamaların meydana geldiği Üsküdar Belediyesi Ek Hizmet Binası ve Temizlik İşleri Bakım Onarım Atölyesi’nin yakınında incelemelerde bulunan Cerrah, yetkililerden bilgi aldı. Bu arada, ayağından hafif yaralanan Şefik Kundu, Yaşar Mızrak ve Yasin Yılmaz’ın, hastane-lerdeki tedavilerinin ayakta yapıldığı öğrenildi. Bu arada görgü tanıkları patlamaların, hizmet binasının hemen arkasındaki Karacaahmet Mezarlığı’ndan ağaçların arasından atılan bombaların yol açtığını öne sürdüler. Üsküdar Belediye Başkanı Mehmet Çakır ise belediyenin Selimiye’deki ek hizmet binası yakınında 3 patlama meydana geldiğini belirterek, patlamaların ikisinin Karacaahmet Mezarlığı, birinin de çöp kamyonunun içinde olduğunu bildirdi. Çakır, emniyet güçlerinin, patlamaya neyin sebep olduğuna ilişkin araştırmasını sürdürdüğünü de ifade ederek, can kaybı olmamasının sevindirici olduğunu kaydetti.

/ İstanbul

08.08.2008


 

FİŞLEME, ÖZEL KUVVETLERİN RUTİN GÖREVLERİNDEN BİRİ İMİŞ

İstanbul'da yüzlerce kişinin tek tek fişlendiği haberi tartışılmaya devam ediyor. Ergenekon’un askerî sorumlularından olduğu iddia edilen emekli binbaşı Fikret Emek'in, annesinin evinde çok sayıda bomba, silâh, mermi ve patlayıcıyla birlikte ele geçirilen fişleme çizelgelerini “Özel Kuvvetler’in rutin görevi” olarak açıklaması hayretle karşılandı. İstanbul’daki çok sayıda kişi ve kuruluşun “PKK’lı, DHKP/C’li, Aşırı Solcu, Nurcu, Süleymancı, Nakşibendi” diye fişlendiğini ortaya çıkaran belgeler için Emniyet’teki sorgusunda Emek, “Bu çalışmalar rutin görevlerimizden birisidir” demişti.

İDDİANAMEDE DE YER ALAN FİŞLEME MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINDI

Konuyu TBMM gündemine getiren DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, Ergenekon iddianamesinin eklerinde yer alan fişlemelerin, hangi kurum tarafından yapıldığını sordu. Birdal, TBMM Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde, ''günlük gazetelerde yer alan haberlere göre, iç güvenlikle ilgilenen resmî bir kuruluşun, 1999-2000 yılları arasında 914 kişi ve kurumu, siyasî değerlendirmeye tabi tutarak fişlediğini'' hatırlattı. ''Bu fişleme hangi kurum tarafından yapılmıştır?'' diye soran Birdal, ''fişleme'' yapan kişi ve kuruluşlar hakkında yapılmış bir soruşturma olup olmadığını da öğrenmek istedi.

Herkesi fişlemişler

İSTANBUL'DA yüzlerce kişinin tek tek fişlendiği belgelerin kaynağını emekli Binbaşı Fikret Emek ifadesinde şöyle anlatıyor, “Özel Kuvvetler’de rutin görevlerimizden biridir” Radikal gazetesinin haberine göre Ergenekon’un askeri sorumlularından olduğu iddia edilen emekli binbaşı Fikret Emek, annesinin evinde çok sayıda bomba, silah, mermi ve patlayıcıyla birlikte ele geçirilen fişleme çizelgelerini “Özel Kuvvetler’in rutin görevi” olarak tanımlamış. Özel Kuvvetler’den emekli olan Fikret Emek, İstanbul’daki çok sayıda kişi ve kuruluşun “PKK’lı, DHKP/C’li, Aşırı Solcu, Süleymancı, Nakşibendi” diye fişlendiğini ortaya çıkaran belgeler için Emniyet’teki sorgusunda “Bu raporlar bana bağlı görevlilerce yapılmış çalışmalardır. Bu çalışmalar rutin görevlerimizden birisidir” demiş. Emek’in, Emniyet’te fişleme belgesiyle ilgili sorulara verdiği cevap Ergenekon iddianamesinin ilgili bölümüne yansıdı. Fikret Emek ifadesine göre, görevli olduğu dönemde hazırlanan bu belgeleri, malûlen emekli olduğu zaman yanında götürmüş. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesindeki istihbarat birimleri tarafından ‘rutin görev’ çerçevesinde hazırlanan halkı fişleyen belgeler evinde yakalanan Fikret Emek, 1986 yılından emekli olduğu 2004 yılına kadar Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesinde görev yapmış.”

NERELERDE GÖREV YAPTI?

Fikret Emek’in görev yaptığı yerler, iddianamede şu cümlelerle yer aldı:

“1986-1989 yılında Edirne Keşan’da 1989-1991 Kıbrıs Güngör Komando Taburu 1991-1993 Urfa Siverek -Midyat Komando Alayı’nda, 1993-1994 Özel Kuvvetler Komutanlığı 2. Alay Tim Komutanı, 1994-1995 Özel Kuvvetler 3. Alay Tabur Komutanlığı Vekilliği 1995 yılında Kuzey Irak dönüşü Cudi dağında nisan ayında çatışmada göğsünden aldığı merminin parçalanması sonucu iç organlarının hasar gördüğünü, yaralanması sonucu akciğer, mide mide altı, ağort, karaciğer, böbreküstü bezleri, pankreasının ağır hasar gördüğünü, 1,5 yıla yakın hastanede yattığını, bu sırada çeşitli ameliyatlar geçirdiğini, pankreasının kalınbağırsağına direkt bağlı olarak hayatını sürdürdüğünü, hastaneden çıktıktan sonra nekahat devresi hitamı gazi olarak emekli olabileceği halde vatanına hizmet için gö-revine devam etmeyi düşündüğünü, bunun üzerine 1996-1999 Muğla seferberlik tetkik kurulu bölge başkanlığında çalıştığını, 1999-2001 Kars Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı’nda çalıştığını, 2001-2004 Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı Muharebe Arama Kurtarma (MAK) Alay Komutanlığı İstihbarat ve İKK Şube Müdürü olarak binbaşı rütbesinde görev yaptığını, 24 Ağustos 2004 tarihinde vazife malulü gazi statüsünde ordudan emekli olduğunu (söyledi).”

ÖLÜM LİSTESİ ŞÜPHESİ

İstanbul’un bütün semtlerindeki kişi ve kuruluşları fişleyen belgelerin Ergenekon’un askeri sorumlusu olduğu iddia edilen emekli Binbaşı Fikret Emek’te ele geçirilmesi, bu fişlerin ‘ölüm listesi’ olarak da kullanılabileceği şüphesini de doğurdu. 24 Aralık 1978’de Kahramanmaraş’ta üzerine çarpı işareti konulan evlerin hedef alınarak büyük bir katliâm düzenlendiği hatırlandığında, bu ihtimal hiç de akıldışı değil.

Radikal’in haberinde, ikisi yedişer, üçüncüsü ise 10 sayfalık olan üç fişleme çizelgesinde, İstanbul’un bütün semtlerindeki, yemek fabrikası, mobilya mağazası, market, berberin de adları yer alıyor. İstihbarat görevlileri halkın yanı sıra çeşitli sivil toplum örgütleri ve kurumlarını da tek tek DHKP/C, Dev-Yol, PKK, MLKP, TİKKO, Ekim, Aşırı Solcu, Nurcu, Süleymancı, Kadiri grubu, Celvetiye, Milli Görüş, İrtica, Menzil, Nakşibendi, Vahdet grubu, Med-Zehra, Tekfir diye sınıflandırdıkları da göze çarpıyor. DTP’Lİ BİRDAL: BİZİ KİM FİŞLEDİ? DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, ‘’Ergenekon’’ iddianamesinin eklerinde yer alan fişlemelerin, hangi kurum tarafından yapıldığını sordu. Birdal, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde, ‘’günlük gazetelerde yer alan haberlere göre, iç güvenlikle ilgilenen resmi bir kuruluşun, 1999-2000 yılları arasında 914 kişi ve kurumu, siyasî değerlendirmeye tabi tutarak fişlediğini’’ ileri sürdü. ‘’Bu fişleme hangi kurum tarafından yapılmıştır?’’ diye soran Birdal, ‘’fişleme’’ yapan kişi ve kuruluşlar hakkında yapılmış bir soruşturma olup olmadığını da öğrenmek istedi.

Yeni Asya / İstanbul

08.08.2008


 

CHP’ye çifte standart suçlaması

ASDER Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, CHP’nin 1980 sonrasında ordudan atılan sol görüşlü insanların haklarını savunduğunu hatırlatarak, ihraçsız YAŞ kararlarını eleştiren CHP’yi çifte standartla suçladı.

Adaletİ Savunanlar Derneği (ASDER) Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Yüksek Askerî Şûrâ’da (YAŞ) hiçbir subay ve astsubayın re’sen emeklilik yolu ile ihraç edilmemiş olmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, karara tepki gösteren CHP’yi eleştirdi. Tanrıverdi, CHP’nin 1980 sonrasında ordudan atılan sol görüşlü insanların haklarını savunduklarını hatırlatarak, çifte standart içerisinde bulunduklarını söyledi. Tanrıverdi, YAŞ’da hiçbir subay ve astsubayın re’sen emeklilik yolu ile ihraç edilmemiş olmasını memnuniyetle karşılandığını açıkladı. Tanrıverdi, bundan sonraki dönemlerde de ihraçların son bulması için sivil toplumun ve siyasilerin gerekli çabayı göstermesini istedi.

Tanrıverdi, Ağustos 2008 Yüksek Askerî Şûrasından ihraç kararının çıkmamasının, terfi ve atamalardan daha fazla ilgi uyandırdığına işaret ederek, “Bazı kesimler, geçmiş yıllardaki ihraçlardan memnun oldukları için görmezden geliyorlarmış, devamını arzuluyorlarmış. Sukut-u hayale uğradılar” şeklinde değerlendirdi.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının insan hak ve özgürlüklerine sahip çıkma iddiasında olan bir partiye yakışmadığını ifade eden Tanrıverdi, CHP’nin 1980 sonrasında TSK’dan re’sen emekli edilen sol düşünceye sahip insanların haklarını savunurken, olaganüstü bir dönemde re’sen emekli edilenlerin haklarının savunulmamasını çifte standart olarak değerlendirdi. Re’sen emeklilik işlemlerinin yoğun şekilde, 1995 yılından itibaren, 28 Şubat post modern darbesinin öncesinde ve sonrasında kullanıldığına işaret eden Tanrıverdi, “Gayri meşru ve hukuk dışı bir dönemin dayatmacı zihniyetinin bir uygulamasıydı. İstisnai durumlar için verilen yetki, hukuk nosyonundan yoksun darbeci zihniyet tarafından, hınç alırcasına, bir inanç grubunu tasfiye ve bir ideolojinin kadrolaşma aracı olarak kullanıldı. Yanlışlığını 12 senedir söylüyoruz. Durdurulması zorunluydu. Geç kalındı. Silahlı Kuvvetler mensuplarının da özgürce ibadet etme hakkı yok mudur ? Atılma korkusu olmadan dini vecibelerini yerine getirme Silahlı Kuvvetler mensuplarının da ihtiyacı değil midir?" sorularını yöneltti. TSK’nin disiplinini sağlayacak YAŞ’ın dışında yasal imkânlarının bulunduğunu vurgulayan Tanrıverdi, “Askerî Yargı sistemi yeterlidir. Daha olmazsa, YAŞ’a getirilmeden, ama yargı önünde kendini savunma hakkı verilerek, idarî yoldan da re’sen emekli etme imkânı mevcuttur” dedi.

/ Ankara

08.08.2008


 

İşsizliğe AB derman olacak

nMersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi, AB destekli hazırladığı projelerle şehirdeki işsizlikle mücadele etmeye hazırlanıyor. AB’den hibe almaya hak kazanan “Genç33’’ projesi ile 100 gence iş garantili eğitim verilmesi hedefleniyor.

MERSİNTARSUSMersinTarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB), AB destekli hazırladığı projelerle kentteki işsizlikle mücadele etmeye hazırlanıyor. MTOSB tarafından hazırlanan ve Avrupa Birliği’nden hibe almaya hak kazanan ‘’Genç33’’ projesi ile 100 gence iş garantili eğitim verilmeye hazırlanılırken, ‘’Kadın Girişimciler Mersin’de’’ projesi ile de kadın girişimciliğinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi hedefleniyor. MTOSB Başkanı Şerafettin Aşut, yaptığı yazılı açıklamada, Mersin’de işsizlik sorununun çözümü için önemli adımlar atmaya çalıştıklarını, başlattıkları AB destekli projelerin buna bir nebze ‘’derman’’ olacağını belirtti. Başlattıkları AB destekli projelerle şehirdeki yüksek işsizlik oranını düşürmek, nitelikli işgücü yetiştirmek ve planlı kalkınmayla Mersin’i önemli bir merkez haline getirmeyi hedeflediklerini kaydeden Aşut, Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi ‘’GENÇ33’’ adıyla uygulamaya konulan proje ile 1829 yaş grubundaki işsiz gençlere verilecek eğitimle onlara çalışma deneyimi kazandırmayı hedeflediklerini belirtti.

/ Mersin

08.08.2008


 

Sokağa dökülüp politika yapamayız

Akdeniz Üniversitesi yeni Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe, “Biz, bir politikacı gibi kalkıp da sokaklara dökülüp, politika yapmamalıyız. Çünkü, bu topluma örnek olacak bilim insanlarıyız. Biz malzemesini üretiriz, sonucunu ortaya koyarız ve siyasetçilerin bundan faydalanmasını sağlarız” dedi.

Akdenİz Üniversitesi (AÜ) yeni Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe, “Biz, bir politikacı gibi kalkıp da sokaklara dökülüp, politika yapmamalıyız. Çünkü, bu topluma örnek olacak bilim insanlarıyız. Biz malzemesini üretiriz, sonucunu ortaya koyarız ve siyasetçilerin bundan faydalanmasını sağlarız’’ dedi. Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe, eski Rektör Mustafa Akaydın’dan görevi devraldıktan sonra düzenlediği basın toplantısında, yaklaşık 20 yıldır süren tıp fakültesinden rektör seçme geleneğinin kendisiyle birlikte değiştiğini söyledi. Sosyal bilimler alanından gelmiş bir rektör olduğunu kaydeden Kurtcehpe, üniversitelerin insan yetiştirdiğini ve bilgi ürettiğini, siyaset biliminin de üniversitelerde üretilen bir bilgi olduğunu ifade etti. Kurtcephe şöyle konuştu:’’Siyaset bilimi siyaseti inceler, ülkenin mevcut durumunu inceler. Ülkeyi yönetenlerin nasıl yönettiklerini ele alır. Siyaset bilimi, elde ettiği malzemeleri politikacılara veri olarak sunar. Benim yönetimimde bunlar yapılacaktır. Üniversitenin zaten misyonu da budur. Ama biz, bir politikacı gibi kalkıp da sokaklara dökülüp, politika yapmamalıyız. Çünkü, bu topluma örnek olacak bilim insanlarıyız. Biz malzemesini üretiriz, sonucunu ortaya koyarız ve siyasetçilerin bundan faydalanmasını sağlarız.’’

Geleceğe aydınlık bir yol açmak için iki rehberleri olduğunu bildiren Kurtcephe, bunların akıl ve bilim olduğunu belirtti. Cumhuriyetin değerlerinin savunucusu olduklarını da dile getiren Kurtcephe, ‘’Cumhuriyet’in iki temel direği var: Bunlardan biri laiklik, diğeri demokrasi. Eğer bu iki direkten birini yıkarsanız, Cumhuriyet diye bir şey kalmaz. Akdeniz Üniversiteliler olarak bu iki temel değeri her zaman önemsedik ve bundan sonra da önemseyeceğiz’’ dedi.

Kurtcephe, rektörlük seçimlerinde ikinci sırada olmasına karşın rektör olarak atanmasına ilişkin sorulara da, üniversitelerde öğretim üyeleri arasında bir temayül yoklaması yapıldığını, Yüksek Öğretim Kurulu üyelerinin de bir seçim yaptığını anlattı. Bu sistemin yeni ortaya çıkmadığını vurgulayan Kurtcephe, sistemin değiştirilmesi için kendisinin geçmişte uğraştığını ancak üniversitede kendisine destek verilmediğini savundu. Kurtcephe, bu sistem uygulamaya konulduğundan bu yana ikinci ya da üçüncü sıradan seçilen hiç bir rektörün, bu makamı reddetmediğini de sözlerine ekledi.

“BU MİSYON TANRISAL OLARAK BANA GELDİ”

Yapılan devir-teslim töreninin ardından basın toplantısı düzenleyen eski rektör Prof. Dr. Mustafa Akaydın, gazetecilerin sorularını cevapladı. Prof. Dr. Akaydın, yeniden atanmamasının Cumhurbaşkanının takdiri olduğunu ve gerçek nedeni ancak onun bilebileceğini belirterek, ‘’Ben devlet adamı sayılırım rektör olarak. Devlet adamları, Cumhurbaşkanlarının erki konusunda çok fazla mütalaa yapmamalıdır’’ dedi. Kendisinin Türkiye Cumhuriyeti’nin ülküsü ve kazanımları doğrultusunda Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Başkanı olarak çok önemli bir misyon yürüttüğünü kaydeden Prof. Dr. Akaydın, şunları söyledi:’’Bu misyon tanrısal olarak bana geldi, tesadüfi bir görevdi çünkü. Bunu iyi bir şekilde yürüttüğüme inanıyorum. Ola ki benim yürüttüğüm bu misyondan rahatsız olan siyasi ve politik çevreler, ola ki en üst düzey makama atanmış kişi, ki her kimse, henüz siyasi geçmişinden arınmamış olsa gerek ki, kendisini soyutlamamış olsa gerek ki takdirini böyle kullanmıştır. Yani bana Cumhuriyetin temel ilkelerini savunmanın (kusursa, suçsa) cezası, faturası kesilmiştir diye düşünüyorum.’’

/ Antalya

08.08.2008


 

Nükleer silâhlar tamamen yasaklansın

Dünya tarihinde savaşta yalnızca Japonya’da kullanılan atom bombasının Hiroşima şehrine atılışının 63. yıl dönümü, önceki gün şehrin Belediye Başkanı Tadatoşi Akiba ve Japonya Başbakanı Yasuo Fukuda’nın katılımıyla anıldı.

Anma töreni, 6 Ağustos tarihinde bombanın düştüğü saat olan 08.15’te Barış Parkı’nda tok sesli çanın çalmasıyla başladı. Belediye Başkanı Akiba ile Başbakan Fukuda, aralarında bombadan kurtularak hayatta kalabilen 75 yaşın üzerinde olanların da bulunduğu 45 bin insanın katıldığı törende konuştular.

Akiba, ‘’atom bombalarının ebediyen yasaklanması için’’ bir kez daha çağrıda bulundu. Akiba, BM’de 170 ülkenin atom bombalarının temelli yasaklanmasına destek verdiğini, 20 ülkenin ise buna karşı çıktığını söyleyerek, BM Güvenlik Konseyi’nin bu 20 ülke arasında yer alan, nükleer güç sahibi beş daimî üyesi ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin’e üstü kapalı çağrıda bulundu.

Japonya Başbakanı Fukuda da ‘’Japonya, nükleer silâhların temelli yeryüzünden kaldırılması ve ebedî barış için öncü olacaktır’’ diye konuştu.

YOKOSUKA LİMANI

Bu arada, ABD’nin halen Japonya’daki ana askerî üssü olan, Tokyo Körfezi’nin güney ucundaki Yokosuka limanına gelecek olan, ‘’emekliliği gelen’’ Kitty Hawk uçak gemisinden görevi devralacak USS George Washington nükleer uçak gemisi de törende protesto edildi. Hiroşima kurbanları ve yakınları, ‘’Bu gemi nükleer sızıntı yapıyor’’ dedi.

ABD, HİROŞİMA’DAN 20 GÜN ÖNCE İLK ATOM BOMBASINI DENEDİ

ABD, 16 Temmuz 1945 tarihinde, New Mexico Çölündeki Los Alamos Laboratuvarında ‘’Trinity: Teslis’’ deneyinde ilk atom bombasını test ettikten 20 gün sonra Japonya’yı bu bombayla vurdu. Japonya’yı ‘’kayıtsız-şartsız teslim almak için’’ ABD savaş uçağı 6 Ağustos 1945 sabahı saat 08.13’te şehrin 10 bin metre üzerinden uranyum-235 atom bombasını bıraktı. Bomba yerden 580 metre yükseklikte patlatıldı.

Hiroşima limanından üç gün sonra tarihte savaş amaçlı kullanılmış ikinci ve son atom bombası yine Japonya’nın Nagazaki liman şehrine atıldı. İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde Hiroşima’da uranyum-235, Nagasaki’de plutonyum-239 atom bombaları ‘’atomun füzyon parçalanma’’ yöntemiyle patlatıldı. ABD ve SSCB, ileride, atom çekirdeğinin birleşmesi ilkesine dayanan (füzyon) çok daha güçlü ‘’hidrojen’’ bombaları geliştirdi. Hiroşima’da ilk anda 70 bin, Nagasaki’de ilk anda 27 bin insan ‘’buharlaşarak’’ yok oldu. Hiroşima’da birkaç yıl içerisinde ise ‘’radyasyonun ölümcül etkisinden’’ 140 bin insan öldü.

İLK VURUCU DALGA

Hem Hiroşima hem Nagazaki’deki atom bombası, ABD savaş uçağından atıldıktan sonra yere 500 metre kala patlatıldı. Bombanın ilk vurucu dalgası olan fırtınanın hızı saatte 800 kilometreydi. 6 Ağustos 1945 sabahı Albay Paul Tibbets yönetimindeki “Enola Gay” isimli B-29 uçağı, “Little Boy” (Ufak Oğlan) isimli çok gizli bir yükle Güney Pasifik’teki Tinian Adası’ndan havalandı. İnsanların zihninde o günden beri aynı soru yankılanıyor: "Bu korkunç bomba zaten yenilmiş olan Japonya’ya atılmalı mıydı?...’’

Japonya’nın en güzel şehri olarak bilinen Hiroşima’nın suları, toprağı, havası ve insanları zehirlendi. İki ay içinde bombanın gizli silâhı olan radyasyon, ölü sayısını 135 bine çıkardı. Bombardımanı takip eden 5 yıl içinde radyasyon sebebiyle mutasyona uğrayan 60 bin kişi daha öldü. Hiroşima’dan sadece 3 gün sonra, atom bombasının çökerttiği Japonya’ya bir bomba daha atıldı. Bu seferki bombanın ‘’kod adı’’ Şişman Çocuk’tu. İki şehirde ölenlerin sayısı 500 bini aştı. Hiroşima’da ilk bomba 15-20 kiloton (20 bin ton) trinitrotoluen (TNT) patlayıcı gücündeydi. İlerleyen yıllarda savaş teknolojisi, Hiroşima ile Nagazaki’ye atılanları, tek bombada 2500 kat aşacak düzeye çıkardı, yani 50 megaton (50 milyon ton) TNT’ye. 1975’te Nobel Barış Ödülü kazanan Sovyet nükleer fizik mühendisi Andrey Sakharov’un (1921-1989) Sovyet lideri Nikita Kruşçev’i (1894-1971) ABD ile silâh yarışında 50 megatonun üzerine çıkılmaması yönündeki iknası, tarihe damgasını vurmuş atom bombası dönemeçlerinden biri olarak hatırlanıyor.

/ Hiroşima

08.08.2008


 

Emniyet’e roketli saldırı: Bir polis şehit, 3 polis yaralı

Malazgirt İlçe Emniyet Müdürlüğüne PKK’lılarca roketli saldırıda bulunuldu.

Saldıra bir polis memuru şehit düşerken yaralanan 3 polis memurunun sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi. Terör örgütü PKK üyeleri tarafından Muş’un Malazgirt İlçe Emniyet Müdürlüğüne düzenlenen roketli saldırıda yaralanan 3 polis memuru tedavilerinin ardından taburcu edildi. Alınan bilgiye göre, önceki gün 21.00 sıralarında düzenlenen saldırıda yaralanan ve Malazgirt Devlet Hastanesinde tedavi altına alınan polis memurları Emrah Kurt, Mehmet Aksoylu, Ahmet Avcı dün sabah taburcu edildi. Roketli saldırıda polis memuru Mehmet Özbek şehit olmuş, 3 polis memuru da yaralanmıştı. Muş Valisi Erdoğan Bektaş, Malazgirt ilçesine geelerek roketli saldırının düzenlendiği Emniyet Müdürlüğü binasında incelemelerde bulunduktan sonra yaralı polis memurlarına geçmiş olsun dileklerini iletti. Bektaş, teröristlerin yakalanması için bölgedeki operasyonların sürdürüldüğünü kaydetti.

08.08.2008


 

Şehit polis bugün toprağa verilecek

Muş’un Malazgirt İlçe Emniyet Müdürlüğüne yapılan roketli saldırıda şehit olan polis memuru Mehmet Özbek’in (32) bugün düzenlenecek törenin ardından Malatya’da toprağa verileceği bildirildi.

Alınan bilgiye göre şehit polis memuru Özbek, bugün Cuma namazından sonra düzenlenecek törenle Şehir Mezarlığı’ndaki şehitlikte toprağa verilecek. Bu arada şehit olan polis memuru Mehmet Özbek’in babası Hasan Özbek’in Yeşiltepe Mahallesi’ndeki evinde yas var. Kalp hastası olduğu belirtilen Hasan Özbek’in, Mehmet Özbek dışında iki oğlunun daha polis memuru, bir oğlunun da uzman çavuş olduğu öğrenildi.

08.08.2008


 

Gazi’deki istifalar tepki istifası değil

Gazİ Üniversitesinden yapılan açıklamada, Tıp Fakültesi eski Dekanı ve yardımcılarının ‘’yeni yönetime karşı tepki değil, yönetimi rahatlatma ve önünü açma amacıyla istifa ettikleri yönünde açıklamalar yaptıkları’’ belirtildi.

Yazılı açıklamada, Prof. Dr. Rıza Ayhan’ın önceki gün Rektörlük görevine başlamasının ardından Tıp Fakültesinde yaşanan istifaların bazı basın-yayın organlarında ‘’tepki istifası’’ olarak nitelendirildiği ifade edildi. Açıklamada, ‘’Tıp Fakültesi eski Dekanı Prof. Dr. Ayşe Dursun ve yardımcılarının bizzat yaptıkları açıklamalarda yeni yönetime karşı bir tepki değil, yönetimi rahatlatma ve önünü açma amacıyla istifa ettikleri ifade edilmiştir’’ denildi.

08.08.2008


 

İstifalarla boşalan görevlere atama

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü, istifalar nedeniyle boşalan görevlere atamalar yaptı.

Rektörlükten yapılan açıklamaya göre, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği’nden istifa eden Prof. Dr. Sedef Gidener’in yerine, Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Astarcıoğlu vekaleten başhekimliğe atandı. Başhekim Yardımcılıklarına ise Prof. Dr. Metin Manisalı ile Doç. Dr. Hüseyin Baskın ve Doç. Dr. Yücel Arıkan getirildi. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Sekreter Vekilliğinden istifa etmiş olan Prof. Dr. Dilek Güldal’ın yerine ise Prof. Dr. Cem Terzi vekaleten atandı.

08.08.2008


 

Zafer Üskül, polis merkezini denetledi

Türkİye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakların İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Uskül, insan hakları ihlâlleri olup olmadığını görmek için polis merkezini denetledi.

Zafer Üskül, seçim bölgesi Mersin’de insan hakları ihlâllerinin en çok yaşandığı yer olarak gösterilen nezarethane, zihinsel engelliler rehabilitasyon merkezleri ve hastanelerin acil servislerini denetledi. Üskül, haber vermeden Natık Karadeniz Polis Merkezi’ne gitti. Polis merkezinde önce bodrum katta bulunan nezaret haneye inen Üskül, burada incelemelerde bulundu.

/ Mersin

08.08.2008


 

İran krizi kapıda

İran’In nükleer programıyla ilgili süreçte somut adım atmaması, buna karşılık ABD’nin bu ülkeye yönelik “cezalandırıcı” önlem alınması gerektiği şeklindeki açıklamaları, Iran’ın nükleer dosyasını yeniden dünya gündeminin ilk sıralarına yerleştirdi.

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Başkanı Süleyman Şensoy, İran’ın nükleer programıyla ilgili gelinen sürecin, İran’ın geleneksel devlet politikasının devam ettiğinin ve İran’ın dış politikadaki ustalığının göstergesi olduğunu belirtti. Şensoy, İran’ın bu süreçte hem nükleer programından vazgeçmediğini, hem de görüşmelere açık olduğunu beyan ederek zaman kazandığını söyledi. Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi (TÜRKSAM) Başkanı Sinan Oğan da, İran’ın, bugüne kadar süreci istediği gibi yönettiğini ve olası bir askeri müdahaleyi pek mümkün görmediğini söyledi. Oğan, ancak ABD seçimlerinin yaklaşmasıyla birlikte İran’ın, ABD ve İsrail’in askeri bir operasyon düzenlemesi ihtimalinin yüzde 50’nin üzerinde olduğunun farkına vardığını belirterek, “İran ilk kez olası bir saldırıyı ensesinde hissediyor” dedi. Bugün gelinen noktada İran’ın süreci mümkün olduğunca geciktirmeye çalıştığını kaydeden Oğan, olası saldırının gelecek günlerde İran’ın ciddi gündem maddelerinden biri olacağını, bu çerçevede Türkiye’nin pozisyonunun da son derece güç olduğunu ifade etti. Türkiye’nin Irak sürecinde taraf olmadığını anımsatan Oğan, ancak söz konusu İran olunca bir yandan ABD ve İsrail’in, diğer yandan da İran’ın baskısının olabileceğini kaydederek, “Ancak Türkiye kesinlikle taraf olmamalıdır” diye konuştu.

08.08.2008


 

MHP’den yerel seçim için “büyük çatı” formülü

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, “Büyük Çatı” formülüyle, “1989’da tek başına iktidar olan ANAP yerel seçimlerde kaybetmişti. AKP’ye aynı akıbeti yaşatacağız” dedi.

Yerel seçimlere iddialı hazırlanan MHP, “Büyük Çatı” formülünü uygulamaya koyacak. Mynet’in haberine göre MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, “Büyük Çatı” formülünün kurumsal ittifak olmadığını, “AKP politikalarına karşı çıkan herkesi kapsayan” bir proje olduğunu belirterek “AKP politikalarına karşı duran, kendi partisiyle sorunu olan, kendi partisinde kazanamayacak ya da aday olamayacak durumdaki herkesi büyük çatıya çağırıyoruz” dedi. Şandır, Mart 2009’da yapılacak yerel seçimlerde AKP’ye “1989 örneğini yaşatacakları”nı belirterek “1989’da tek başına İktidar olan ANAP yerel seçimlerde kaybetmişti. AKP’ye aynı akıbeti yaşatacağız” dedi. Şandır, yerel seçimlerde aday sayısının çok olduğu yerlerde, belediye başkan adaylarını kamuoyu yoklamaları ile halka soracaklarını bildirdi. Şandır, “biz bu seçimde herkesle işbirliğine hazırız” dedi. Yerel seçim hazırlıklarının tüm hızıyla devam ettiğini belirten Şandır, “her il ve ilçe için değil ancak bazı yerlerde adayları belirlerken halka soracağız. Bunun için halkın nabzını ölçeceğiz, aday olarak kimi görmek istiyor bunu soracağız ve yapacağımız kamuoyu yoklamaları ile adaylarımızı tespit edeceğiz” dedi.

08.08.2008


 

Şehit ailelerinden, Karadağ hakkında suç duyurusu

ŞEHİT Aileleri Erzurum Dernek Başkanı Hatem Tetik, “Ergenekon tutuklularından Fikri Karadağ hakkında suç duyurusunda bulunduk” dedi.

Ergenekon tutuklusu emekli albay Fikri Karadağ’a şehit ailelerinin tepkisi bitmek bilmiyor. Şehit ailelerine kimsenin hakaret edemeyeceğini belirten Şehit Aileleri Yardımlaşma Derneği Erzurum Şube Başkanı Hatem Tetik, Karadağ hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünmüz bütünlüğü için çocuklarını şehit verdiklerini dile getiren Tetik, “Çocuklarımızı vatanın ve milletin bütünlüğü için şehit verdik. Hiçbir şehit babası şerefsiz ya da köpek değildir. Şehit ailelerine ‘şerefsiz’ ve ‘köpek’ diyerek hakaret eden Fikri Karadağ’a sözlerini iade ediyoruz. Bütün şehit aileleri dernekleri olarak Karadağ hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunduk” diye konuştu.

08.08.2008


 

Gülnar’daki afetzedelere şehir kurulacak

MERSİN'İN Gülnar ilçesinde çıkan ve 5 bin hektar orman alanının yandığı yangında evlerini, hayvanlarını ve meyve ağaçlarını yitiren afetzedelerin yaraları hızla sarıldı.

Dağınık yerleşim sebebiyle uzun yıllar sıkıntı çeken afetzedeler, kendileri için yaptırılacak yeni konutlarda şehir hayatının bütün avantajlarına kavuşacak olmanın heyecanını yaşıyor. Gülnar Kaymakamlığının GPS destekli hazırlanan son raporu, daha önce 3 bin hektar olarak açıklanan orman yangın alanını, 5 bin hektar, tamamen yanan ev sayısını 64 yerine 77 olarak belirledi. Valilik, evi yanan her hak sahibine 3 bin YTL ödeme yaparken, telef olan büyükbaş hayvan başına 2 bin, küçükbaş hayvan başına 150, arı kolonisi için 9 bin YTL yardımda bulundu. Ayrıca afetzedelere, 50 ton kaba yem, 30 ton kesif yem verdi. Yanan 45 bin 585 meyve ağacı, 2 bin 292 dekar bağ-bahçede oluşan maddî kaybın 420 bin YTL’lik bölümü ve sulama sistemleri gideri için ise 55 bin YTL ödeme yapıldı. Yolları ve elektrik trafo kabloları tahrip olan yerler sür'atle onarılırken, çadır şehirlere ankesörlü telefonlar kuruldu. Yeterli miktarda kuru gıda yardımı alan, kira desteğinin yanında Kızılay, Mersin Valiliği ve bazı yardım derneklerinin kurduğu 145 adet çadır ile prefabrike konutlarında her türlü ihtiyaçları giderilen afetzedeler, 1 aydan beri kendilerine uzanan yardım elinden mutluluklarını, her fırsatta ‘’devletimiz eksik olmasın’’ ifadesiyle dile getiriyor.

DAĞINIK YERLEŞİMDEN TOPLU KONUTA GEÇİŞ HEYECANI

Afetzedelere gelecek yaşamları için iki seçenek sunuldu. İlki, Gülnar ilçesine yakın, Bozkoyak mevkiinde belirlenen alanda, TOKİ’nin yaptıracağı toplu konut ile devletin 25 bin YTL desteğiyle kendi evlerini kurmaları... Dağınık yerleşim sebebiyle uzun yıllar sıkıntı çektiklerini, artık kanalizasyondan, sağlıklı içme suyuna, sağlık ocağına hatta fırın ve berberine kadar şehir hayatının avantajlarını yaşamak istediklerini dile getiren afetzedeler, kendilerine yeni ve düzenli bir şehir kurulmasını istediklerini kaydettiler.

Mersin Orman Bölge Müdürü Mustafa Gözükara, 3 gün süren yangında tahrip olan alanın 5 yılda toparlanabileceğini, ancak eski halini almasının 60 yıl süreceğini bildirdi.

/ Gülnar

08.08.2008


 

Fay hattı sebebiyle İzmir-İstanbul karayolu çöktü

YENİKÖY Belediye Başkanı Halim Akan, İzmir-İstanbul karayolunda fay hattı sebebiyle çökme olduğunu söyledi.

Akan 12 yıl önce bölgede meydana gelen deprem sonrasında yolda çökme yaşandığını, Karayolları Bölge Müdürlüğü tarafından 3-4 defa onarılan ve doldurulan yoldaki çökmenin son 10 günde “gözle görülür” şekilde fazlalaştığını belirtti. Otoyoldan geçen fay hattı konusunda Afet İşleri Genel Müdürlüğünden bilgi aldıklarını söyleyen Akan, “Bu fay hattının Bergama-Kula fay hattı olduğunu öğrendik. Geçmiş tarihlerde de aynı şekilde çökmüştü. Bu çökmenin meydana geldiği yerlerden biri de, beldemizin tam ortasından geçen İzmir-İstanbul yoludur” dedi.

Yoldan günde yaklaşık 30 bin aracın geçtiğini ifade eden Halim Akan, 25 metre genişliğe ulaşan çökmenin, yolu kullanan araçlar için tehlike oluşturduğuna dikkat çekti. Çökme sebebiyle trafik kazalarının yaşandığını ileri süren Akan, “Çökmelere sebep olan fay hattı bizim beldemizin sınırları dışından geçmektedir. Ancak Karaağaçlı beldesinde fay hattı üzerinde bulunan 3-4 evin boşaltıldığını biliyorum. Ayrıca arazilerimizde de derin çatlaklar oluşturduğundan sulamada da çeşitli sorunlar yaşanıyor” diye konuştu.

08.08.2008


 

İstanbul’daki barajların doluluk oranı yüzde 25’e düştü

İSTANBUL'un su ihtiyacını karşılayan barajlardaki doluluk oranı yüzde 25’e geriledi.

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinden (İSKİ) alınan bilgiye göre, şehre su sağlayan 10 barajdaki su miktarı, bugün 222 milyon 666 bin metre küp olarak ölçüldü. Bu arada, şehre günlük ortalama 2 milyon metre küp su veriliyor. Barajlarda 5 Ağustos Salı günü yüzde 26.07 olan doluluk oranı, yüzde 25.63’e geriledi. Verilerde, Haziran ayındaki doluluk oranının ise yüzde 36.11 olduğu görülürken, 2007’nin aynı döneminde ise doluluk oranı yüzde 26.78 olarak tesbit edildi. Bu arada, 7 Ağustos 2003’te İstanbul’daki barajların doluluk oranı yüzde 77.12 olarak ölçülmüştü.

08.08.2008


 

Yumurtalık için ‘master plan’ yapılması istendi

ADANA Ticaret Odası (ATO) Başkanı Şaban Baş, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı Projesi’nin Adana’nın Yumurtalık ilçesini, kimin hangi sektöre yatırım yaptığı net olarak bilinmeyen karmaşık bir yapıya doğru sürüklediğini savundu.

Baş, BTC’nin devreye girmesiyle tüm dünyanın gözünü çevirdiği Yumurtalık’ın, plansızlığa kurban gitmesi konusunda ciddi endişeler taşıdığını ifade etti. Baş, Bakanlar Kurulu kararı ile ‘’Turizm Bölgesi’’ ilan edilmesinden dolayı 5 yıldızlı otellerin yükselmesi beklenen Yumurtalık’ta, diğer yandan da petrokimya tesisleri, rafineri ve tersanelerin yatırım hazırlıklarını sürdürdüklerini ifade etti. BTC projesinin Yumurtalık’ı kimin hangi sektörde yatırım yaptığı net olarak bilinmeyen karmaşık bir yapıya doğru sürüklediğini belirten Baş, Yumurtalık için öncelikle, ‘’turizm mi yoksa sanayi bölgesi mi’ olacağını net şekilde ortaya koyan bir master planının yapılmasını istedi. Baş, şöyle devam etti: ‘’Bu planda, kurulacak tesislerin sektörlere göre dağılımı ve sayısı, ne kadar istihdam sağlayacakları, istihdam edilecek çalışanların hangi eğitimden geçmiş olmaları ya da hangi eğitimi almaları gerektiğine kadar tümünün yer alması gerekmekte. Bölgenin, yapılan yatırımların ardından tam kapasiteyle çalışması durumunda çevre ve insan sağlığına vereceği zararlardan, alınması gereken önlemlere kadar tüm ayrıntıların belirlenmiş olması da şart.’’

08.08.2008


 

Aliağa’da kaldırımlar yayaların

ALİAĞA Belediyesi zabıta ekipleri, kaldırımları işgal ederek yayaların geçişini engelleyen esnafları denetledi.

Kaldırım işgali yaptığı belirlenen işyerlerine uyarı cezası verildi. Yayaların kullanımına ayrılmış kaldırımlara konulan dondurma dolapları, masa, sandalye, ekmek büfesi, otuma grubu ve beyaz eşya gibi engellerin dükkan içlerine alınmasını isteyen zabıtalar, aksi takdirde cezai yaptırıma gidileceği uyarısında bulundu. Kaldırım işgaline karşı denetimleri sıklaştırdıklarını belirten Aliağa Belediyesi Zabıta Müdür Vekili Memiş Çelik, “Esnafımızı uyardık. Kaldırım işgali yapan yerler fotoğrafla belgelendi. Ekiplerimiz tarafından yapılan denetimlerde, kimi işyerlerinin malzemelerini adeta kaldırıma açtığı ve yayaların geçmesini imkansız hale getirdiğini gördük. Kaldırımlarda yürüyecek yer bulamayan yayalar caddelere iniyor, bu da büyük tehlike oluşturuyor.” dedi.

08.08.2008


 

Taksi çalışma ruhsatları ay sonuna tamamlanacak

İZMİR Büyükşehir Belediyesi, taksici esnafının çalışma ruhsatlarını alması için Ağustos ayı sonuna kadar süre tanıdı.

İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Celil Anık, Büyükşehir Belediyesi Trafik Zabıtası’nın TaksiTaksi Dolmuş Yönetmeliği kapsamında taksilerde denetim yapacağını, taksicilerin bağlı bulunduğu esnaf odası aracılığıyla çalışma ruhsatı almak için işlemlere başlaması gerektiğini hatırlattı. Arık, Oda olarak belediyeden Ağustos ayının sonuna kadar müddet aldıklarını belirtti. Türkiye’deki 12 metropol şehirde taksiler, taksi dolmuşlar, minibüsler ve servis araçları büyükşehir belediyelerine bağlandı.

08.08.2008


 

THY, Ramazan’da yüzde 25 indirim uygulayacak

TÜRK Hava Yolları (THY), iç hat uçuşlarında Ramazan’da yüzde 25 indirim uygulayacak. THY’den yapılan yazılı açıklamaya göre, 1-24 Eylül arasında iç hatlarda hem business hem ekonomi sınıfta yüzde 25 indirim yapılacak.

4 Ağustostan itibaren uygulanmaya başlanan indirim için uçak rezervasyonunun seyahatten en geç 5 gün önce yapılması ve en azından tek yön rezervasyon kaydı bulunması gerekiyor. THY uçuşlarına ve indirimli ücretlere ilişkin ayrıntılı bilgiler THY satış ofislerinden, 444 0 849 numaralı telefondan ve ‘’www.thy.com’’ adresinden alınabilecek. Öte yandan THY, yoğun talep sebebiyle Barselona seferlerini 2 Ekimden itibaren haftada 7 seferden 9’a, Venedik seferlerini ise 9 Ekimden sonra haftada 4’ten 5 sefere çıkaracak. Bu arada, THY, İstanbul-Eskişehir uçuşlarında tarife değişikliğine gitti. Buna göre, Salı, Perşembe ve Cumartesi seferleri, 18 Ağustostan itibaren Pazartesi, Çarşamba ve Cuma sabah saatlerine alınarak, Eskişehir’e günde 2 sefer yapılacak.

Yeni Asya / İstanbul

08.08.2008


 

Fındık işçilerinin ‘yer bulma’ çilesi

JANDARMA ekiplerince çadırlarını kaldırmaları konusunda uyarılan fındık işçileri, çadırlarını toplamaya başladı.

Ordu Valiliğinin aldığı karar gereği jandarma ekiplerince uyarılan çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu illerinden gelerek ırmak kenarlarına çadır kuran fındık toplama işçileri, çadırlarını kaldırmaya başladı. Şanlıurfalı’dan ailesiyle birlikte fındık toplamak için gelen Mahmut Bilir, bir daha Ordu’ya fındık toplamaya gelmeyeceğini söyledi. Yüzlerce kilometre yol geldiklerini belirten Bilir, ‘’Bizlere ‘dere yatağında kalamazsınız, yağmur yağdığı zaman burada ölürsünüz’ diyorlar. Asıl bizleri buradan kaldırarak öldürüyorlar. Ordu’ya geleli bir hafta olmasına rağmen 3 yer değiştirdik. Şimdi nereye gideceğimizi bilmiyoruz’’ dedi.

08.08.2008


 

Karadeniz, 13 tünelle Orta Anadolu’ya bağlanacak

KARADENİZ Bölgesi, 13 tünelle Orta Anadolu’ya bağlanacak.

Karadeniz Bölgesi’ni Mesudiye ilçesi üzerinden Orta Anadolu’ya bağlaması düşünülen Dere Yolu Projesi’nde ise 13 tünel yer alıyor. Toplam 6 bin 667 metre uzunluğunda 13 tünelden oluşan yolun açılması için çalışmaların hızlandırıldığı, tünellerin tamamlandığı ancak resmî olarak açılmadığı bildirildi. Toplam 19 tünelle Karadeniz Bölgesi’nin en çok tünel inşa edilen ili olan Ordu, Karadeniz Sahil Yolu Projesi kapsamında şehir sahilinden yol geçmesine izin verilmeyen ve sahili bozulmayan tek il olarak da dikkat çekiyor. Türkiye’nin en uzun kara yolu tüneli olan Ordu Nefise Akçelik Tüneli de il sınırları içinde bulunuyor.

08.08.2008


 

İzmir’de, 21 su kuyusu daha açılacak

İZMİR Büyükşehir Belediyesi, önümüzdeki aylarda su sıkıntısı yaşanmaması için bir yandan tasarruf kampanyası yürütürken diğer yandan yeni kaynaklar arıyor.

Bu kapsamda 21 kuyu daha açılması için ihale ve imalat çalışmaları başlatıldı. Barajlardaki su miktarının düşmesiyle metropol ve megapol alanda yeni su kuyularını devreye sokmak istediklerini belirten İZSU yetkilileri, “Yeraltı su kapasitemizi arttıracak 21 yeni kuyuyla barajlarımızı takviye etmiş olacağız” dedi.

08.08.2008


 

Orhangazi Belediyesi’nden evde sağlık hizmeti

BURSA Orhangazi Belediyesi Huzurevi Müdürlüğü’nce başlatılan sağlık hizmetleri bünyesinde, yatalak hastalara, engellilere ve ihtiyaç sahibi hastalara evlerinde sağlık hizmeti verilecek.

Sözkonusu uygulama ile rutin enjeksiyon ve pansuman gibi sağlık ihtiyaçları, ihtiyaç sahiplerinin evlerine gidilerek ücretsiz hizmet verilecek. Belediye Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, maddi durumu iyi olmayan, yatalak ve özürlü hastalar için başlatılan bu proje çerçevesinde, belediyeyi arayacak vatandaşların telefon ve adreslerini bildirerek gerekli ihtiyaçlarını belirtmeleri halinde görevli sağlık ekiplerince adrese gidilecek.

08.08.2008


 

Uşak’ta, hayvanlar keneye karşı ilâçlandı

UŞAK'TA, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına karşı büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar ilâçlandı.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca hastalığı taşıyan kene türünün barınabileceği 36 riskli il arasında gösterilen Uşak’ta büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar ilâçlandı. Uşak Tarım Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, kene popülasyonunun azaltılmasına yönelik proje uygulandığı belirtilerek, proje kapsamında mera, ormanlık, çalılık ve kırsal alanların ilâçlandığı, 19 bin 764 sığır ve 55 bin 405 baş koyun ve keçiye ilâç uygulandığı kaydedildi.

08.08.2008


 

Kimsesizlere memurluk önceliği

Nimet Çubukçu, yaptığı açıklamada, kurum bakımı altındaki çocuklara ideal bir gelecek hedefi aşılamayı görev edindiklerini belirterek, üniversite mezunu genç sayısını arttırmayı hedeflediklerini söyledi.

Bu amaçla, yurtlarda kalan lise öğrencileriyle görüşerek ÖSS’ye girmeye teşvik ettiklerini, ücretsiz üniversiteye hazırlık kursları düzenlendiklerini anlatan Çubukçu, üniversiteyi kazanan çocuklarla da yemekli toplantılarda bir araya geldiklerini ifade etti. Bu çabaların olumlu sonuçlar verdiğine dikkati çeken Çubukçu, ‘’Bu yıl üniversite sınavında yurttaki çocukların başarı oranları yüzde 54 oldu’’ diye konuştu.

Kurum bakımı altındaki çocuklara yüksek hedefler konulması gerektiğini vurgulayan Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Lise çağındaki yetiştirme yurtlarını dolaşırken kız olsun erkek olsun çocuklara ‘Ne olmak istiyorsun, hazırlanıyor musun üniversite sınavına’ dediğimde ‘ben sınava girmeyeceğim. Devlet memuru olacağım, anneme babama bakacağım’ diye cevap veriyorlardı. Çok daha erken hayata atılma hevesleri olduğunu gördüm. Bundan çok rahatsız oldum. Devlet memuru olmak önemli ama tek hedef olmamalı. Bundan kurtarmak gerekiyor çocukları.’’

Üniversite mezunu genç sayısını arttırmak için yeni düzenlemeler yapmayı düşündüklerini belirten Çubukçu, ‘’Önümüzdeki dönemde yurtlarda kalan çocukların devlet memuru olarak atanması için üniversite mezunu veya kimsesiz olma koşulu getireceğiz’’ dedi.

SEVGİ EVLERİ 0-12 YAŞ

GRUBUNA YUVA OLACAK

Bakan Çubukçu, yurt ve yuva bakımı altındaki çocuklara uluslar arası standartlarda hizmet vermeye çalıştıklarını belirterek, koğuş sisteminden oda sistemine geçtiklerini hatırlattı. Çocukların aile ortamına benzer, sosyal hayata katılma imkânı bulabilecekleri yerlerde yaşamaları için sevgi evleri kurduklarını anlatan Çubukçu, şu anda 14 ilde hizmet veren sevgi evlerinin sayısını arttırmayı planladıklarını ifade etti. Çubukçu, 2009 sonu itibariyle 488 sevgi evi oluşturacaklarını ve yurt bakımı altındaki 0-12 yaş grubu bütün çocukları bu evlere geçireceklerini bildirdi

08.08.2008


 

Trafik canavarına anket teşhisi

Kara Yolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneğinin, trafik uygulamalarının geliştirilmesine öncülük etme, çözümler getirme ve toplumu bilinçlendirme yönündeki çalışmalar kapsamında, hız sınırına ne kadar uyulduğunu belirlemek üzere anket yaptı.

Derneğin internet ortamında gerçekleştirdiği ankete katılan 703 sürücüden yüzde 32’sinin hız limitlerini aştıkları, yüzde 68’inin ise kurallara uydukları belirlendi. Dernek Başkanı İhsan Memiş, yaptığı açıklamada, dernek olarak trafik uygulamalarının geliştirilmesine öncülük etme, çözümler getirme ve toplumu bilinçlendirme yönündeki çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.

Araç sürücülerinin yaklaşık yüzde 47’sinin yönetmelikte belirtilen hız limitlerine uyduklarını ve güvenli bir yolculuğu esas aldıkları, yüzde 21’inin yüzde 10 hız limitlerini arttırma haklarını kullandıklarının tesbit edildiğini belirten Memiş, yüzde 32’sinin de limitleri aşarak ve duble yollarda tek şeritli yol statüsünde olduklarını bilmedikleri ve güvenli bir yolculuk yapmayı ikinci plana attıklarının gözlendiğini kaydetti.

Memiş, bütün araç sürücülerinin yüzde 68’inin yönetmelikte hız limitlerine uydukları ve güvenli bir yolculuk yapmayı esas aldıklarının anlaşıldığını, yüzde 32’sinin ise hız yaparak can güvenliğini tehlikeye soktuklarının ortaya çıktığını söyledi.

08.08.2008


 

Minikler için okul erken başlayacak

Okul öncesi eğitime ve ilköğretim 1. sınıfa yeni başlayacak öğrenciler için okullar 1 Eylül 2008 Pazartesi günü açılacak.

Millî Eğitim Bakanlığının ‘’İlköğretim 1. sınıflar ile ana sınıflarına başlayacak öğrencilerin okul korkularını yenmelerini ve okula uyumlarını sağlamak’’ amacıyla 2006-2007 eğitim-öğretim yılında başlattığı uygulama bu yıl da devam edecek. Bu çerçevede söz konusu öğrenciler, 1-5 Eylül 2008 tarihleri arasında ‘’uyum programına’’ alınacaklar. Bu uygulamayla öğrencilerin, ‘’öğretmenlerinin gözetiminde çeşitli faaliyetlere katılmaları, okullarını, sınıflarını, arkadaşlarını ve öğretmenlerini tanımaları ve evlerine güvenle gidip gelme eğitimi almaları’’ amaçlanıyor. Bu süreç içinde veliler de ‘’çocuklarıyla okula gidip gelmelerinin alışkanlık haline gelmemesi için’’ zaman zaman sınıf ortamına alınıyor ve rehberlik ve psikolojik danışma servislerince bilgilendiriliyor. Resmî tatillerin hafta içine denk gelmesi sebebiyle 2008-2009 eğitim-öğretim yılı takviminde yeniden düzenleme yapıldığı için, ilköğretim ve ortaöğretim okulları 8 Eylül 2008 Pazartesi günü açılacak.

08.08.2008


 

Öğrencilere belediyede staj imkânı

Ünİversİtelerİn kimya ve gıda ile ilgili bölümlerinde okuyan öğrenciler, mesleğe İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Hıfzıssıhha Laboratuvarlarında staj yaparak başlıyor.

İBB Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Hıfzıssıhha Laboratuvarlarında her yıl üniversitelerin lisans ve ön lisans programlarında okuyan öğrencilere staj imkânı tanınıyor. Üniversitelerin Kimya Mühendisliği, Kimyagerlik, Gıda Mühendisliği ile Gıda ve Kimya Teknikerliği gibi bölümlerinde okuyan öğrencilerin yanı sıra meslek liselerinin Gıda ve Kimya Teknisyenliği bölümlerinde okuyan öğrenciler de Hıfzıssıhha laboratuvarlarında meslekle tanışıyor. Öğrenciler her yıl Şubat ayında İBB’ye staj başvurusu yapıyor.

08.08.2008


 

Polisliğe her yıl ilgi artıyor

Gençlerİn hayata kısa yoldan atılmak için tercih ettiği polisliğe her yıl ilgi artıyor.

Polis meslek yüksek okullarına 104 bin 430 lise mezunu müracaat etti. Polis meslek yüksek okullarına her yıl ortalama 6 bin 500 öğrenci alınıyor. Ayrıca 4 yılık fakülte mezunlarından da 8 bin 500 kişi polis olarak alınacak. Üniversite sınavında istediği bölümü kazanamayan gençler, kısa yoldan iş hayatına atılıp meslek sahibi olmak için polis meslek yüksekokullarının yolunu tutuyor. Yaz aylarının kavurucu sıcaklarında mülâkatlarda ter döken gençlerden bazıları, “polislik benim sevdam” derken bazıları ise dışarıdaki işlerden bıkıp devlet memurluğuna adım atmak için seferber olduğunu söylüyor. Bu arada, Kamu Personeli Seçme Sınavı’ndan (KPSS) 65 puan alıp herhangi bir üniversitenin 4 yıllık fakültesinden mezun olanlar için de polislik şansı var. Bu yıl Polis Meslek Eğitim Merkezleri’ne (POMEM) 400’ü bayan 8 bin 500 öğrenci alınacak. Başvurular 15 Ağustos’ta sona erecek.

08.08.2008


 

Zeytinburnu’nda ‘Gökyüzü Okulu’

ZEYTİNBURNU Belediyesince 2005 yılında başlatılan eğlence ve eğitim projesi ‘’Gökyüzü Okulu’’, bu yıl 10-21 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek.

Belediyeden yapılan yazılı açıklamaya göre, Zeytinburnu Belediyesi hizmet binasının çatı katında oluşturulan açık sınıfta uygulanacak olan projeyle, özellikle ilköğretim çağındaki çocuklara gökyüzünün fark ettirilmesi, gökyüzünün sevdirilmesi ve çocukların gökyüzüne dair bilgilerinin arttırılması amaçlanıyor. Bu kapsamda, 10-21 Ağustos tarihleri arasında her akşam 20.30-22.30 saatleri arasında gökyüzüyle ilgili kısa belgesel gösterimleri ve teleskopla gökyüzü gözlemleri yapılacak. Katılım başvurusu ‘’(212) 413 11 11’’ numaralı telefondan randevu alınarak yapılan proje sonunda çocuklara sertifika verilecek.

08.08.2008


 

ÖSS yerleştirme sonuçları 15-20 Ağustos arası açıklanabilir

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ÖSS yerleştirme sonuçlarının, 15-20 Ağustos arasında bir tarihte açıklanabileceğini bildirdi.

Yarımağan, ÖSS tercih formlarını teslim süresinin 4 Ağustos 2008’de sona erdiğini anımsattı. Tercih formu değerlendirme işlemlerinin sürdüğünü kaydeden Yarımağan, bu arada adaylardan tercih değişikliği de dahil birçok konuda dilekçe geldiğini, bunların incelendiğini belirtti. Tercih formunu teslim süresinin tamamlandığına işaret eden Yarımağan, bu sebeple adayların tercih değişikliği taleplerinin kesinlikle işleme konulmadığını ifade etti. Yarımağan, yerleştirme sonuçlarının 15-20 Ağustos arasında bir tarihte açıklanabileceğini kaydetti.

08.08.2008


 

İtalya, köpekleri de kayıt altına alıyor

İTALYAN Sağlık Bakanlığı, ülkedeki bütün köpek sahiplerinin kayıt yaptırmasını ve köpeklerine kimlik bilgilerini taşıyan birer elektronik çip taktırmasını zorunlu hale getirdi.

Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “köpek nüfusun sayımı ve kimlik sahibi yapılmaları” başlıklı kararın imzalandığı ve kararın amacının sokak köpeklerinin ve terk edilmiş köpeklerin sayısını sınırlandırmak olduğu belirtildi. Kararın imzalanmasından sonra, köpek sahiplerinin veterinerlerine başvurarak çip taktırmak için 30 günlük süreleri bulunuyor.

08.08.2008


 

Matematiğin dehaları Türkiye’ye geliyor

HACETTEPE ve ABD’den Louisiana Üniversitelerinin ortaklaşa düzenleyeceği konferans, matematiğin dünyaca ünlü dehalarını Türkiye’de buluşturacak.

18-22 Ağustos tarihleri arasında yapılacak konferansa aralarında Rus asıllı matematikçi Prof. Efim Zelmanov’un da bulunduğu 30 ülkeden 160 matematikçi son bilimsel çalışmalarını Türk araştırmacılarla paylaşacak. Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Tercan, sayı sistemlerinde yapı, bağıntı ve denklemler üzerinde çalışmaların yapıldığı cebirin, Orta Doğu’da bin yılı aşkın temellere sahip olduğunu söyledi. Bu bölgede cebir üzerinde araştırmaların son 40 yıldır yeniden canlanmaya başladığını ifade eden Tercan, konferansın da bu canlanmayı desteklemek amacıyla düzenlendiğini bildirdi.

08.08.2008


 

İnsanoğlu, 9 bin yıldan beri süt içiyor

ARAŞTIRMACILAR, insanın 9 bin yıldır süt içtiğini ortaya çıkardı.

İngiliz Nature Dergisinin bugünkü sayısında yayımlanacak makalede, uluslar arası araştırmacılar ekibinin Ortadoğu ve Balkanlarda bulunan 2200’den fazla çömlek üzerinde incelemelerde bulunduğu ve çağımızdan 6500 yıl öncesinden beri sütün işlendiği ve muhafaza edildiği sonucuna vardıkları belirtildi. İnek, koyun ve keçilerin çağımızdan 8 bin yıl öncesinde başta eti ve yünü için yetiştirildiği biliniyordu. Ancak ilk kez bu hayvanların sütünün de yaklaşık 9 bin yıldır tüketildiği ortaya çıkmış oluyor. Süt tüketimine ilişkin en eski deliller, şimdiye kadar İngiltere’de ve Romanya’da ortaya çıkarılmıştı. Sütten gelen bu yeni organik tortuların bulunduğu çömlek kalıntılarını, İngiltere’deki Bristol Üniversitesi profesörlerinden DR. Richard Evershed başkanlığındaki araştırmacılar inceledi. Söz konusu kalıntıların Anadolu’nun kuzeybatısından, Güneydoğu Avrupa’dan (Yunanistan) ve Ukrayna’dan getirildiği belirtiliyor.

08.08.2008


 

Türk araştırmacı, bilim akademisine seçildi

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Başkan Vekili Önder Yetiş, Uluslararası Teknolojik Bilimler Akademisi’nin bir üyesi olan ve faaliyetleri uluslar arası pek çok kuruluş, şirket ve üniversitenin desteklediği Ukrayna Teknolojik Bilimler Akademisi’ne asil üye seçildi.

Alınan bilgiye göre, Ukrayna Teknolojik Bilimler Akademisi (Academy of Technological Sciences of Ukraine- ATSU) 1991 yılında, bilimsel, endüstriyel ve savunma enstitülerini temsil eden Ukrayna’nın önde gelen bilim insanları ve teknoloji uzmanlarınca kuruldu. Ülkenin teknolojik seviyesinin yükseltilmesi için disiplinler arası bilimsel araştırmaları yönetmek, desteklemek ve ileri teknolojilerle donatmakla görevli ATSU’nun, aynı zamanda yeni nesil bilim adamlarının ve teknoloji uzmanlarının eğitiminde endüstri bağlantılarının sağlanması gibi işlevleri bulunuyor.

08.08.2008


 

120 bin yıldır yaşayan bakteri tesbit edildi

PENSİLVANYA Üniversitesi araştırmacıları, 120 bin yıldır Grönland buzulunun içinde yaşayan bir bakteri türü keşfetti.

TÜBİTAK tarafından yayımlanan Bilim ve Teknik Dergisi’nin Ağustos sayısındaki habere göre, araştırmacılar, Grönland buzullarının yaklaşık üç kilometre derininden çıkardıkları buz örnekleri içinde son derece küçük, bugüne kadar tanımlanmamış bir bakteri türü keşfetti. Bakterinin, normal boyutlarda bakterilerin geçemediği en ince gözenekli filtrelerden bile geçebilecek kadar küçük olmasının, bu kadar olumsuz şartlarda hayatta kalabilmesini açıkladığı belirtildi. Genetik olarak deniz çamurunda, bitki köklerinde ve balıklarda bulunan bazı bakterilerle ilişkilendirilen ve ‘’Chryseobacterium greenlandensis’’ adı verilen bakteri, kutup buzullarında keşfedilen 10. bakteri türü oldu. Bakterinin, 120 bin yıl önce oluşmuş buzul tabakasının içinde, düşük sıcaklık, eksik oksijen, yüksek basınç ve yetersiz besin şartlarında hayatta kalması, hayatın böylesi aşırı şartlarda nasıl sürdüğünün araştırılmasına imkân sağlayacak.

08.08.2008


 

Virüsler birbirlerini de hasta ediyorlar

VİRÜSLERİN de birbirlerini hasta edebildikleri ortaya çıktı.

Fransız bilimadamları, dev bir virüsün yeni bir biçiminin, insan eliyle yapılan ilk uydu olan Sputnik adı verilen ve klima sistemlerinin su soğutma evrelerinden kaynaklanan amiplerin içine saklanan küçük bir virüs tarafından enfekte edildiğinin görüldüğünü keşfettiler. Marseille’deki ‘Universite de la Mediterranee’de görevli bilimadamı Bernard La Scola ve çalışma arkadaşları, Sputnik’in, diğer organizmalar ve diğer bir organizmayı içinde veya üzerinde, parazit olarak bulunduran virüsten yağmaladığı genleri dikkate değer bir ölçüde karışım haline getirebildiğini ve bir virüsün bir diğerini hasta etmek için enfekte ettiği ilk örnek olduğunu açıkladılar.

08.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır