Dünya

Düşmanla diyalog kapısı açılmalı

Amerikalı General Petraeus, Afganistan’da Taliban’la diyalog kapısının açılması gerektiğini söyledi ve ülkesinin de “düşmanlarına” karşı aynı stratejiyi takip etmesini tavsiye etti.

Petraeus’tan tavsiye:

Düşmanla diyaloğu kesmeyin

Washington’da bir düşünce kuruluşunda konuşan general, “Düşmanlarla konuşmalısınız” dedi, ama ABD’nin düşmanlarını belirtmedi. Petraeus, “Her şeyi yerine oturtmalı. Kiminle konuştuğunuzu bilmelisiniz. Hedefiniz açık seçik olmalı” diye konuştu. Irak’taki uluslar arası kuvvete komutanlık ettikten sonra şimdi Irak ve Afganistan’daki Amerikan kuvvetlerine komuta etmeye hazırlanan Petraeus, Afganistan lideri Hamit Karzai’nin Suudiler aracılığıyla Taliban’la müzakere masasına oturmasını yerinde bir girişim olarak tanımladı. General, “İnsanlar gerçekten uzlaşmaya hazırsa, Afganistan’daki bu girişim ileri atılmış adım demektir” dedi.

10.10.2008

İran: Taliban lideri yakında Beyaz Saray’a çıkar

İran, ABD ve Avrupa’nın Taliban ile görüşülmesi gerektiği yönündeki açıklamalarına tepki gösterdi. İran Meclis Başkanı Ali Laricani, ‘’Süreç bu şekilde devam ederse Taliban lideri Molla Ömer’in Beyaz Saray’da Batılı yetkililerle partiye katılmasına tanık olacağız’’ ifadesini kullandı.

Tahran, Taliban’la diyalogtan rahatsız

İRAN, ABD ve Avrupa’nın terörist örgüt Taliban ile görüşülmesi gerektiği yönündeki açıklamalarına tepki gösterdi. İran Meclis Başkanı Ali Laricani, Batılı ülkelerin Taliban liderleriyle kapalı kapılar ardında bir araya gelinmesi kararını eleştirdi. Laricani, ‘’Süreç bu şekilde devam ederse Taliban lideri Molla Ömer’in Beyaz Saray’da Batılı yetkililerle partiye katılmasına tanık olacağız’’ ifadesini kullandı. Taliban’ın terörist eylemlerine ve Afganistan’da neden olduğu yıkımlara işaret eden Laricani, Batılı ülkelere hitaben, ‘’Madem teröristlerle bu kadar kolay uzlaşacaktınız, bölgede niçin böylesine büyük katliamlara giriştiniz’’ diye sordu. Batılı siyasi ve askeri liderlerin, ‘’Taliban örgütü ile müzakere edilmeli’’ yönündeki açıklamaları dünya medyasında yer almıştı.

10.10.2008

Pakistan yine kana bulandı

PAKİSTAN'DA aynı gün iki ayrı noktada iki patlama yaşandı.

Pakistan’ın başşehri İslamabad’da, önemli bir polis tesisinde bombalı araçla düzenlenen saldırıda 8 kişinin öldüğü bildirildi. Adının açıklanmasını istemeyen bir polis yetkilisi, AFP’ye yaptığı açıklamada, “İlk istihbarata göre, bomba yüklü bir araç, polis tesisisinde infilak etti ve patlamada 8 kişi öldü” dedi. Patlamanın meydana geldiği polis tesisinde, eğitim merkezi ve polis ailelerinin kaldığı lojmanların bulunduğu ve binlerce polisin bu tesiste yaşadığı ya da çalıştığı belirtiliyor. Diğer patlama ise Pakistan’ın kuzeybatısında gerçekleşti. Yol kenarına yerleştirilen bir bombanın infilak etmesi sonucu ilk belirlemelere göre 10 kişi öldü. Bir polis yetkilisi ve yerel bir kaynak, yol kenarına yerleştirilen bombanın okul servisi ve tutukluları mahkemeden cezaevine götüren araç geçtiği sırada uzaktan kumandayla patlatıldığını belirttiler. Svat vadisi yakınındaki Dir bölgesinde meydana gelen patlamada 3 çocuk, 4 polis ve 3 tutuklunun öldüğü açıklandı.

10.10.2008

Gıdaya para yok, silâha para çok

DÜNYANIN en güçlü ordularından birine sahip olan Kuzey Kore’nin, ülke genelindeki gıda kıtlığına rağmen son 5 yılda 65 milyon dolarlık silâh satın aldığı ileri sürüldü.

Güney Koreli milletvekili Kwon Young-Se, ülkesinin Kuzey Kore’ye yönelik politikasını eleştirdi ve bir önceki Güney Kore hükümeti döneminde komünist komşusunun 13 milyon dolarlık silah aldığını belirtti. Elde ettiği istihbarat bilgilerine dayanarak bilgi verdiğini ifade eden Kwon, “Belgeler, Kuzey Kore’nin, gıda kıtlığına rağmen askeri kapasitesini geliştirdiğine işaret ediyor” diye konuştu. Kwon, Pyongyang’ın silahları, Çin, Rusya, Almanya ve Slovakya ile birlikte birkaç ülkeden tedarik ettiğini, Kuzey Kore’ye gıda kıtlığıyla mücadelesinde yardım yapılırken, bu ülkenin askerî yapılanmasının dikkate alınması gerektiğini kaydetti. 23 milyon kişinin yaşadığı Kuzey Kore’nin ordusunda 1,7 milyon kişi görev yapıyor. Güney Kore’de ise bu rakam 680 bin. Kuzey Kore’de devlet bütçesinin dörtte birinin orduya ayrıldığı düşünülüyor. Ülke genelinde çok sayıdaki Kuzey Koreli ise açlık çekiyor. BM Dünya Gıda Programı’nın Temmuz ayında verdiği istatistiklere göre Kuzey Kore, 1990’lardaki kıtlıktan bu yana en zor günlerini yaşıyor. Açlık çeken 5-6 milyon Kuzey Koreliye acilen yardım ulaştırılması gerekiyor. Güney Kore Devlet Başkanı Lee Myung-bak, bu yıl başlarında göreve geldiğinde yaptığı açıklamada, kıtlıkla mücadele etmek yerine ordusunu güçlendirmeyi tercih eden Kuzey Kore’ye gıda yardımının şartsız yapılmayacağını belirtmişti.

10.10.2008

Portekiz, Kosova’yı resmen tanıdı

AB üyesi Portekiz, Kosova’nın bağımsızlığını tanıdığını resmen bildirdi.

Kosova basını, Portekiz Dışişleri Bakanı Luis Amado’nun, ülkesinin Kosova Cumhuriyeti’ni resmen tanıma kararını açıklarken, Portekiz’in çıkarları doğrultusunda böyle bir karar aldığına dikkati çektiğini duyurdu. Kosova Dışişleri Bakanlığı, Portekiz’in Kosova Cumhuriyetini 7 Ekim 2008 tarihinden itibaren tanıdığını resmen bildirdiğini kaydetti. Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ülke sayısı 48’e ulaştı. AB’den sadece İspanya, Slovakya, Romanya, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi Kosova’yı tanımadı. Kosova’nın bağımsızlığını komşuları Makedonya ile Karadağ da hala tanımadılar. Türkiye, Kosova’yı tanıyan ilk ülkeler arasında yer alıyor. Bu arada, Romanya ve Slovakya’nın Kosova pasaportlarını tanıdıkları bildirildi. Kosova Başbakanı Taçi, hükümet toplantısında, bu iki ülkenin Kosova pasaportlarını tanıdıklarını belirtti.

10.10.2008

El Fetih ile Hamas Kahire’de buluşacak

EL FETİH ve Hamas örgütleri, geçiş hükümeti konusunu müzakere etmek amacıyla 25 ekimde bir araya geliyor.

Hamas’tan bir yetkilinin açıklamasına göre, “iki örgütün temsilcileri, Filistinliler arasındaki görüş ayrılıklarına son verip uzlaşma zemini sağlayabilmek amacıyla” Mısır’ın arabuluculuğuyla Kahire’de buluşacak. Mısır, Hamas’ın 2007 haziranında Gazze’yi denetim altına almasıyla patlak veren krize son verebilmek için Filistinliler arasında diyalog başlatabilmek amacıyla arabuluculuğa soyunmuştu. Kahire, taraflara bütün grupların yeşil ışık yakacağı yeni hükümet kurulması, emniyet kuvvetlerinin Arap ülkelerinin gözetiminde yeniden yapılandırılması ve genel seçimlere hazırlık yapılması konularının müzakere edilmesini bekliyor. El Fetih, diyalogdan uzlaşma hükümeti çıkmasını istiyor.

10.10.2008

Afganistan’da gidişat kötü

AMERİKAN istihbarat kurumlarının hazırladığı bir taslak raporda, Afganistan’da aşağı doğru bir gidiş olduğu belirtiliyor.

New York Times’ın gizli rapora yakın kaynaklara dayanarak verdiği habere göre, raporda Afganistan’da merkezi otoritedeki çöküşün, Devlet Başkanı Hamid Karzai hükümetindeki yolsuzluklar ve Pakistan’dan sızan militanların saldırılarındaki artışla hızlandığı kaydediliyor. Kasım ayındaki başkanlık seçimlerinin ardından tamamlanması beklenen Millî İstihbarat Tahminleri raporunun, Afganistan’daki durum üzerine ABD’nin son yıllarda hazırladığı en kapsamlı rapor olduğu ifade ediliyor. Rapora göre, Pakistan’daki militanların yaptıkları saldırıların dışında Afganistan’ın karşılaştığı önemli sorunların çoğu ülkenin kendi ürünü. Raporda Afgan ordusunun inşasındaki başarılardan söz edilse de, hükümetin Taliban’ın ülkedeki etkisindeki artışı önleme konusundaki becerisine şüpheyle bakılıyor.

10.10.2008

Neçirvan Barzani:PKK’dan kaygı duyuyoruz

Neçirvan Barzani, basın mensuplarına verdiği demeçte, Türkiye’de son günlerde düzenlenen saldırıları kaygıyla izlediklerini belirterek, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ile Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin yetkililerinin birkaç gün önce yaptıkları toplantıda bu saldırıları kınadıklarını ifade etti.

Terör örgütünün faaliyetleri konusunda Türkiye kadar kendilerinin de kaygı duyduğunu kaydeden Barzani, bu olaylar karşısındaki tutumlarının “çok açık ve net” olduğunu, bölgede örgüte uyguladıkları kısıtlamaların devam ettiğini belirtti. Barzani, ellerinden geldiği kadar, topraklarının komşu ülkelere karşı saldırılar için kullanılmasını ve örgütün bölge yollarından, havaalanlarından ve hastanelerinden yararlanmasını engellemeye çalıştıklarını söyledi. Terör örgütünün faaliyetlerinin hiçbir olumlu etkisi olmayacağını, tam tersine durumu daha da karmaşıklaştıracağını vurgulayan Barzani, Türkiye içindeki bu faaliyetlerden kendilerinin sorumlu tutulamayacağını öne sürdü.

”SINIR ÖTESİ OPERASYON ÇÖZÜM DEĞİL”

Neçirvan Barzani, Türk kamuoyundaki sınır ötesi operasyon beklentileri ve konuyla ilgili tezkerenin TBMM’de görüşülmesine ilişkin olarak da, askeri operasyondan sonuç alınamayacağını ve sorunun bu yöntemle çözülemeyeceğini iddia etti.

Barzani, sınır bölgesinde güvenlik şeridi oluşturulması düşüncesi hakkında da, “Bence bu, durumu değiştirmez. Bu pratik olarak kolay da değildir. Çünkü buralar dağlık ve sarp bir bölgedir. Bence sorunun çözümü için başka alternatifler bulunması gerekir. Ayrıca bu konu, Irak’ın egemenliğiyle de ilgilidir” ifadesini kullandı.

Gerek Irak Kürdistan Demokratik Partisi (IKDP), gerekse Irak Kürdistan Yurtseverler Birliğinin (IKYB), sorunun çözümü için geçmişte Türkiye’ye yardımcı olmaya çalıştığını belirten Barzani, Türkiye’nin kendilerinden sadece kınama mesajları değil, somut adımlar atmalarını beklediğinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi: “Türkiye’nin bizimle diyaloğa girmediği bir zamanda Türkiye’ye nasıl yardım edebiliriz? Biriyle konuşmazsan, diyalog kurmazsan ondan nasıl yardım istersin? Bizimle masaya oturmuyorlar ki bizden nasıl yardım istediklerini anlayalım...”

Neçirvan Barzani, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Erbil’e muhtemel ziyareti konusunda da, “Şu ana kadar resmi kanallardan bize böyle bir talep ulaşmadı. Ama bunun olmasını umarız. Burada kendisini sevinçle karşılarız” diye konuştu.

10.10.2008