"Gerçekten" haber verir 10 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Kâğıtta devrim Kâğıtta devrim Kâğıtta devrim

Xerox’un yakın geçmişte duyurusunu yaptığı ‘silinebilir kâğıt’ buluşu, ABD’de düzenlenen WIRED NextFest’te ilk kez kamuoyuna tanıtıldı.

Dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden Xerox, ‘silinebilir kâğıt’ adını verdiği buluşunu ilk kez 27 Eylül–12 Ekim 2008 tarihleri arasında ABD’nin Chicago’daki Millennium Park’ta gerçekleştirilen, WIRED NextFest fuarında sergiledi. Global ölçekteki yeniliklerin tüm dünyaya tanıtıldığı bu etkinlikte, başta ‘silinebilir kağıt’ buluşu olmak üzere Xerox’un diğer doküman yönetimi yazılımları ve yenilikleri yoğun ilgi gördü. Duyurulduğu ilk günden itibaren kamuoyunda çok ses getiren ve dünyaca ünlü TIME dergisi tarafından 2007 yılının en iyi buluşları arasında gösterilen ‘silinebilir kâğıt’ buluşu, Xerox’un Kanada’daki AR-GE Merkezi ve Palo Alto’daki ünlü PARC AR-GE Merkezi’nin ortak çalışmasının bir sonucu olarak ortaya çıktı. Gelecekteki kâğıt tüketim anlayışını değiştirebileceği gözüyle bakılan bu teknoloji, geçici olarak var olacak görüntüler oluşturmanın yöntemlerini ararken bulundu. Çalışmalar ilerlerken “tamam şimdi bulduk” denilen nokta, belli miktar dalga boylarında ışık alan parçaların renk değiştirdikleri ve belli bir süre sonra kendiliğinden ortadan kayboldukları an oldu. İnsanoğlu bu noktadan hareket ederek, şu an için kendisini 16–24 saat arasında silen, defalarca tekrar kullanılabilen “silinebilir kâğıt” buluşu ile tanışmış oldu. Xerox’un yaptırdığı araştırmalar, ofis çalışanlarının bir iş günü içinde basmış oldukları kâğıt dokümanlarının yüzde 45’ini çöpe attıklarını gösteriyor. Xerox’un iş analistleri, insanların bilgi üretimi ve paylaşımı için bilgisayarları kullanmasına rağmen, bir bilginin okunması ve incelenmesi işini kâğıt üzerinde yapmayı tercih ettiklerini belirtiyor. Bilgileri kâğıt üzerinde okumanın insanlara rahatlık verdiğini söyleyen uzmanlar, bunun kâğıt tüketimini azaltmada önemli bir engel teşkil ettiğini de öne sürüyorlar. Uzmanlar tarafından ‘silinebilir kâğıt’ buluşunun, en azından insanların yaşadığı bu çelişkiyi ortadan kaldıracağı ve daha az kağıt tüketilmesine yardımcı olacağı belirtiliyor.

10.10.2008


 

Nobel’de fizik ve kimya ödülleri sahiplerini buldu

Nobel kimya ödülü, Amerikalı bilim adamları Roger Tsien ve Martin Chalfie ile Japon bilim adamı Osamu Shimomura’ya verildi.

Araştırmacılar, proteinle ilgili çalışmaları için bu ödüle layık görüldüler. Nobel Fizik Ödülünü ise bu yıl Japon bilim adamları Makoto Kobayaşi ve Toşihide Maskawa ile Amerikalı bilim adamı Yoichiro Nambu kazandığı açıklanmıştı.

Bu yılın Nobel Kimya Ödülünü alan 3 bilim adamından biri olan Amerikalı Roger Tsien, ödülün kendisi için sürpriz olduğunu söyledi. İsveç Kraliyet Akademisi, Nobel kimya ödülüyle ilgili açıklamasında, ilk olarak denizanalarında keşfedilen GFP ile ilgili çalışmaları sebebiyle üç bilim adamının bu ödülü paylaştığını bildirdi. Bilimsel alanda GFP’nin etkilerinin mikroskobun keşfiyle kıyaslanabileceğine dikkat çekilen akademi açıklamasında, 40 yıldan beri GFP’nin, “biyokimyacılar, biyologlar, tıp alanında çalışan bilim adamları ve diğer araştırmacılar için yol gösterici bir kutup yıldızı olduğu” ifade edildi. Öte yandan Nobel Fizik Ödülünün bu yılki üç sahibinden bir olan Japon bilim adamı Toşihide Maskawa’nın, ödül töreninin yapılacağı Stokholm’e gitmek için pasaportu olmadığı ortaya çıktı.

10.10.2008


 

Bilgisayarcı kepenk kapatıyor

Süper marketlerle bakkallar arasında yaşanana benzer şekilde, bağımsız ve küçük bilişim firmalarının, son dönemde yaygınlaşan teknoloji marketler sebebiyle bireysel kullanıcı açısından pazar paylarını büyük ölçüde kaybettiği bildirildi.

Türkiye Bilişim Sektörü Derneği (TÜBİDER) Genel Sekreteri Nuri Ödemiş, yaptığı açıklamada, son dönemde yaygınlaşan teknoloji marketlerinin, bireysel tüketiciler tarafından büyük ilgi gördüğünü ve her geçen gün yenisinin açıldığını söyledi. Bu durumun, halk arasında ‘’bilgisayarcı’’ olarak adlandırılan, bağımsız ve küçük bilişim firmalarının pazar payını büyük ölçüde azalttığını ifade eden Ödemiş, ‘’Süpermarket-bakkal örneğinde olduğu gibi, bilişim sektöründe de büyük teknoloji marketler, küçük işletmeleri zor durumda bırakmaya başladı. Bireysel kullanıcılar satın almak istedikleri üründe ilk önce fiyata bakıyor. Fiyat konusunda ise teknoloji marketlerinin açık bir üstünlükleri var’’ dedi. Ödemiş, teknoloji marketlerdeki çoğu ürünün satış fiyatının, küçük bilgisayar firmalarının ürünü toptancıdan alış fiyatının dahi altında olduğuna dikkati çekti.

10.10.2008


 

Kol saati gibi cep telefonu

UluslararasI Bilgi ve İletişim Teknolojileri Fuarı CeBIT Bilişim Eurasia’da birçok firma yeni ürünlerini sergiliyor.

Bir Türk firmasının Çin’de üretip satışa sunduğu kol saati şeklindeki cep telefonu da fuarın ilgi çeken ürünleri arasında bulunuyor. İçine yerleştirilen SIM kartı ile normal bir cep telefonunun özelliklerine kavuşan iWatch isimli saat/telefon, 1,5 inch dokunmatik ekrana ve 128 MB dahili hafızaya da sahip.

10.10.2008


 

Antep fıstığı kolestrolü düşürüyor

Gazİantep’te yapılan bilimsel bir araştırmada, Antep fıstığının damar tıkanıklığını önlediği, kolesterolü düşürdüğü belirlendi.

Atatürk Üniversitesi ve Türk Fizyolojik Bilimler Derneği tarafından düzenlenen 34. Fizyoloji Kongresinde sunulan ‘’Antep fıstığının genç sağlıklı erkeklerde lipid parametreleri ve oksidatif durum üzerine etkileri’’ konulu bildiride, 32 erkek üzerinde yapılan bilimsel çalışmaların verileri yayımlandı. Gaziantep Üniversitesi’nden (GAZÜ) bir grup bilim adamı tarafından gerçekleştirilen ve konuyla ilgili ilk defa insanlar üzerinde kontrollü olarak yapılan araştırma özelliğini taşıyan çalışmada, bir ay boyunca Akdeniz diyeti uygulanan 32 erkeğe daha sonra aynı diyetle birlikte bir ay boyunca da 100 gram Antep fıstığı verilerek kan örnekleri alındı. Kan örnekleri üzerinde yapılan incelemede, Antep fıstığının kolesterol düşürücü etkisinin yanı sıra damar tıkanıklığı ile antioksidan etkisi incelendi. Araştırma bulgularına göre, Antep fıstığının damar tıkanıklığını önleyici etkisi olduğu belirlenirken, bu etkinin cevizden daha fazla olduğu da ortaya çıktı. Antep fıstığının kötü kolesterol olarak isimlendirilen LDL’yi düşürdüğü ayrıca insan vücuduna zararlı toksinleri engelleyen antioksidan miktarını artırdığı da gözler önüne serildi.

10.10.2008


 

İklim değişikliği milyonları göçe zorlayacak

İKLİM değişikliğinin yol açtığı çölleşme ve sel gibi nedenlerle gelecekte milyonlarca kişinin yerlerini-yurtlarını terketmek zorunda kalabileceği bildirildi.

Bonn’daki Birleşmiş Milletler Üniversitesi Çevre ve İnsan Güvenliği Enstitüsünün açıklamasında, ‘’Uzmanlar, 2050’ye kadar 200 milyon kadar insanın çevresel sorunlar yüzünden yerlerinden olabileceği tahmininde bulunuyor’’ denildi. Enstitü müdürü Janos Bogardi, tüm göstergelerin önemli bir küresel sorunla karşı karşıya olunduğunu gösterdiğini, çevresel sorunlar yüzünden göçmek zorunda kalanların sayısının halen 25-27 milyon olabileceğini söyledi. Enstitü, çevresel sebeplerle göçün daha ziyade yoksulları, kadınları, çocukları ve yaşlıları etkileyeceğini bildirdi. Gerek Bogardi’nin enstitüsü gerekse diğer bazı Avrupa araştırma enstitülerinin 22 az gelişmiş ülkede yaptıkları araştırma, insan kaçakçılarının çevre tahribatı yüzünden yapılan göçlerden faydalanabileceğini, göç halindeki insanların kaçakçılar tarafından kolaylıkla sömürülebileceğini, kadınların seks tüccarlarını eline düşebileceğini gösteriyor.

10.10.2008


 

Beyin göçü tersine işleyecek

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş, ‘’Türkiye’yi sadece kendi vatandaşları için değil, dünyadaki tüm bilim insanları için de cazibe merkezi haline getireceğiz’’ dedi.

Yetiş, yaptığı açıklamada, Türkiye’de bilimsel ve teknolojik alanda son yıllarda çok büyük gelişmelerin yaşandığını ifade etti. Daha önce yurt dışına giden araştırmacıların, araştırma alanında sağlanan uygun koşullar ve artan destekler sebebiyle Türkiye’ye dönme yollarını araştırdığını vurgulayan Yetiş, yurt dışına beyin göçünün tersine işlemeye başladığını belirtti. Yetiş, şunları kaydetti: ‘’Son zamanlarda, yurt dışında çalışan bilim insanlarından gelen ‘biz Türkiye’ye dönmek istiyoruz’ talepleri hızla arttı. Biz de kendilerine ‘buyrun gelin’ diyoruz. Şahsen bir Türk araştırmacı, yurt dışından Türkiye’ye döndüğünde kendi evladım dönmüş kadar seviniyorum. Halen Türkiye’ye dönüş yapan bilim insanları için çeşitli burslar, TÜBİTAK enstitülerinde çalışma olanakları, üniversitelerde kendi araştırma gruplarını kurmaları için proje destekleri, uluslararası araştırma işbirlikleri için destekler, girişim sermayesi destekleri ile Avrupa Birliği Çerçeve programlarının sağladığı imkanlar hazır durumda.’’

10.10.2008


 

Merkür’ün hiç görülmeyen kısımları görüntülendi

Amerİkan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) uzay aracı Messenger, Güneş’e en yakın gezegen Merkür’ün (Utarit) şimdiye dek görüntülenmemiş bölümlerinin fotoğraflarını Dünya’ya gönderdi.

Merkür programının yöneticileri, 14 Ocakta ilk kez Merkür’ü ziyaret eden Messenger (Mercury Surface, Space Environment, Geochemistry and Ranging) uzay aracının Pazartesi krater dolu gezegene 200 km sokularak, binlerce resim çektiğini ve önemli miktarda veri ile görüntüyü Dünya’ya gönderdiğini belirttiler. Amerikan Mariner 10 uzay aracının 1974 ve 1975’te Merkür’ün yarısına yakınını fotoğrafladığını, Messenger’ın da Ocak’ta gezegenin yüzde 20 ve Pazartesi günü yüzde 30’dan fazlasını görüntülediğini ifade eden bilim adamları, ellerinde şu anda Merkür’ün yüzde 95’inin görüntüsü bulunduğunu ve ilk kez bu gezegenin global görünüşünü inceleme olanağı bulduklarını kaydettiler. NASA’nın 2004 yılı Ağustos ayında uzaya fırlattığı Messenger’ın gönderdiği fotoğrafların, ABD’nin prestijli üniversitelerinden Johns Hopkins Üniversitesi’nin Uygulamalı Fizik Laboratuvarı tarafından incelenmekte olduğu belirtildi. Yolculuğu sırasında motorlarının yanı sıra Merkür’ün yer çekimi etkisini de tramplen gibi kullanan Messenger uzay aracı yaklaşık 50 saat süren yaklaşma sonrasında 700 GB’yi aşkın veri gönderdi. Büyüklük olarak 8. sırada yer alan, Güneş’in çevresini 88 günde dönen ve Güneş’e yakınlığı dolayısıyla kavrulan Merkür’e ziyareti sırasında elektronik ve gözlem araçları ‘’oda sıcaklığında’’ çalışması için bir koruyucu kalkanın altında bulunan Messenger uzay aracı, 300 dereceyi aşan bir sıcaklıkla karşı karşıya bulunuyor.

10.10.2008


 

Şehit polisler duâlarla uğurlandı

Önceki gün Diyarbakır’da şehit edilen polisler dualarla defnedildi. Şehit yakınları ve meslektaşları tören sırasında büyük üzüntü yaşadı. Fenalık geçiren bazı şehit yakınlarına, sağlık görevlileri müdahale etti.

Şehit polis Ahmet Kılıçarslan’ın üçüncü çocuğuna hamile olan eşi, şehit polisin meslektaşları tarafından güçlükle teskin edildi. Diyarbakırlı şehit Vedat Ulu’nun kızı Buket Ulu’nun ‘’baba’ şeklindeki feryatları da yürekleri dağladı.

DİYARBAKIR'da DİYARBAKIR'da önceki gün polis servis aracına düzenlenen saldırıda şehit olanlar için tören düzenlendi. Polis memurları Ahmet Kılıçarslan, Adem Seyfioğlu, Ramazan Tavşancı, Duran Karaboğaş ve teknik şoför yardımcısı Vedat Ulu’nun cenazesi sabah hastane morgundan alınarak, cenaze töreninin düzenleneceği Ali Gaffar Polis Meslek Yüksekokuluna getirildi. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal, Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun katıldığı törende konuşan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, şehit ailerinin büyük acı çektiğini, ancak onlar kadar bu acıyı duyup, paylaştıklarını vurguladı. Şehit ailelerinin kendilerine emanet olduğunu, bu emanetin değerini bildiklerini ifade eden Atalay, bu konuda gereken her şeyin yapacaklarını söyledi.

Terörün acımasız olduğunu, nerede ve kime karşı olursa olsun terörü lanetlediklerini vurgulayan Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Zaten terörün nerede ortaya çıkacağı ve kimi vuracağı belli olmuyor. Terörle mücadele dünyanın en önemli meselelerinden biridir. Biz Türkiye olarak bu mücadeleyi planlı ve kararlı olarak sürdürüyoruz. Birliğin, kardeşliğin gelişmesini engellemek, Türkiye’nin büyümesini engellemek istiyorlar. Her bölgemiz bir canlanma içinde ama birileri bundan rahatsız. Türkiye büyüyor, birileri bundan rahatsız. Türkiye’yi kardeş kavgası içine sokmak istiyorlar. Türkiye’nin tekrar iç huzursuzluklarla gelişmesini engellemek istiyorlar. Biz bu konuda ciddi planlı mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. Ama vatandaşlarımızla terörü çok iyi ayırmalıyız. Biz vatandaşımızın değerini biliyoruz. Vatandaşlarımız bu terör ve teröristlerle mücadele konusunda daha kararlı bir tutum içinde olmalı ve bize yardımcı olmalı.’’

10.10.2008


 

Asker ne isterse ânında karşılarız

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, insan hayatı söz konusu olduğunda paranın teferruat olduğunu ifade ederek, ‘’Aç kalırız, açık kalırız, TSK’nın, güvenlik güçlerinin ihtiyacı neyse, bunu anında karşılarız ve anında da karşılanmıştır’’ dedi.

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, insan hayatı söz konusu olduğunda, paranın teferruat olduğunu ifade ederek, ‘’Aç kalırız, açık kalırız, 100 kilometre yolu, 4 binayı eksik yaparız, TSK’nın, güvenlik güçlerinin ihtiyacı neyse, bunu anında karşılarız ve anında da karşılanmıştır. Terörle mücadelede Hükümet ile TSK arasında ihtilâf varmış gibi göstermek, araya fitne sokmak içindir’’ dedi.

Hükümete, Irak’ın kuzeyine sınır ötesi operasyon için yetki veren Başbakanlık Tezkeresinin, TBMM Genel Kurulundaki görüşmelerinde, iktidar partisi ve muhalefet partileri sözcülerinin konuşmaların ardından, hükümet adına söz alan Çiçek, Genel Kurulda dile getirilen görüşlerin bir çoğuna katılmasa, gerçeği yansıtmasa, bazılarında istismar koksa da bir başka bakış açışı, bir başka değerlendirme olduğunu söyledi. Bu konuların konuşulacağı en meşru platformun, Meclis olduğunu ifade eden Çiçek, hem gerçekleri hem de gerçekçi konuşmaları gerektiğini vurguladı. Terörle mücadelenin iki ön şartını, siyasî kararlılık ve mücadeleye halkın desteği olarak sıralayan Çiçek, ‘’Madem halkın desteği önemli, halk doğru bilgilere sahip olmalı, değerlendirmeyi bu bilgiler çerçevesinde yapmalı’’dedi.

Başbakan Yardımcısı Çiçek, haklı oldukları bir dâvâda, haksız duruma düşmemek, konunun dünyaya yansıması bulunduğu için üzerinde durdukları tek konunun, harekât başlamadan makul bir süre önce Başbakanlığa bilgi verilmesi olduğunu dile getirdi.

Bu tezkerenin 1 yıldır bu çerçevede kullanıldığına işaret eden Çiçek, bu süre içinde gereğini TSK’nın tayin ettiği 29 hava harekâtının yapıldığını bildirdi. Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Bu tezkereden beklenen muradın hasıl olabilmesi bakımından, esirgenen bir yetki, daraltılan bir alan söz konusu değildir. Bu açıklamadan sonra halen ‘eğer, falan filan’ tartışması varsa, bu sürece olumlu katkı vermez. Vatandaşın kafasında soru işaretleri bırakır. Bir soruya verilen genel cevap çerçevesinde, TSK’nın, hükümetten, terörle mücadelede bir kısım imkânları talep ettiği, buna yeterli cevabın, imkânın verilmediği... Bu kesinlikle doğru değildir. İnsan hayatı söz konusu olduğu zaman, para teferruattır, para söz konusu olmaz. Aç kalırız, açık kalırız, 100 kilometre yolu, 4 binayı eksik yaparız, TSK’nın, güvenlik güçlerinin ihtiyacı neyse, bunu anında karşılarız ve anında da karşılanmıştır.’’

10.10.2008


 

Kürtçe ağıtlar yakıldı

SALDIRIDA şehit olan teknisyen yardımcısı Vedat Ulu’nun cenazesi, Ali Gaffar Okkan Polis Meslek Yüksekokulu bahçesinde düzenlenen törenin ardından, ambulansla memleketi Diyarbakır şehir merkezine 30. kilometre uzaklıktaki Geyiktepe köyüne getirildi.

Köy meydanında Diyarbakır İl Müftüsü Ali Melek’in kıldırdığı cenaze namazının ardından, şehidin cenazesi köy mezarlığında toprağa verildi. Cenaze törenine, şehidin ailesi, yakınları, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, AKP Diyarbakır milletvekilleri ile askeri yetkililer ve çok sayıda vatandaş katıldı. Ulu’nun yakınları cenaze töreninde Kürtçe ağıtlar yakarak üzüntülerini dile getirdi, fenalık geçirenlere sağlık görevlileri müdahale etti.

Saldırıda şehit olan polis memuru Duran Karaboğaş'ın (40) cenazesi ise doğum yeri olan Kahramanmaraş'ın Şahinkayası beldesinde toprağa verildi. Şehit Karaboğaş'ın cenazesi, havaalanından cenaze aracına konularak merkez ilçeye bağlı Şahinkayası beldesi Yeşilovası Mahallesi'ndeki camiye getirildi. Cenazenin getirilişi sırasında aile yakınlarının fenalık geçirdiği görüldü. Fenalık geçirenlere sağlık görevlileri müdahale etti. Cenaze daha sonra ailenin isteği üzerine doğduğu eve götürüldü. Burada şehit polis memuru Karaboğaş için helallik istendi. Gözyaşlarının dinmediği cenaze töreninde, şehidin babası İbrahim Karaboğaş ile çocukları Zeynep, Tuğba, İbrahim ve Mustafa'nın ayakta durmakta zorlandıkları gözlendi. Kahramanmaraş İl Müftüsü Bekir Gülge'nin kıldırdığı cenaze namazının ardından, şehidin cenazesi köy mezarlığında toprağa verildi.

10.10.2008


 

Şehit polisin hamile eşi de aynı araçtaydı

ŞEHİT polis memuru Ramazan Tavşancı’nın babası Şükrü Tavşancı, oğlunun 10 yılı aşkın süredir polis memuru olarak görev yaptığını belirtti.

Tavşancı, şöyle dedi: ‘’Evladım, meslektaş eşiyle birlikte 4 yıldır Diyarbakır’da görev yapıyordu. Olay sırasında eşinin de aynı serviste bulunduğunu duyduk. Polis olarak bizi gururlandıran oğlumun şehit düşmesinin üzüntüsünü yaşıyoruz. Vatan sağ olsun... Polis eşi 4 aylık hamile olan evladım, ikinci kez babalık sevincini yaşayamadı. Hükümetimizden böyle haince saldırıları önlemelerini istiyoruz. Nice kuzularımız şehit düşüyor, içimiz yanıyor.’’

10.10.2008


 

Devletin zirvesi, terör için toplandı

TERÖRLE mücadele toplantısı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapıldı.

Başbakanlık Merkez Bina’daki toplantıya, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Emre Taner, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal ve öteki ilgililer katıldı.Toplantı öncesinde Başbakan Erdoğan’ın, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile bir araya geldiği bildirildi.

10.10.2008


 

Saldırıyı yapan 3 terörist yakalandı

DİYARBAKIR'daKİ polis servis aracına saldırıyı gerçekleştiren 3 terörist yakalandı.

Edinilen bilgiye göre, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gerçekleştirilen operasyonlarda, Ali Gaffar Okkan Polis Meslek Yüksekokulu personelinin bulunduğu servis otobüsüne Aziziye Mahallesinden geçişi sırasında saldırı düzenleyerek 5 kişiyi şehit eden ve 18 kişiyi yaralayan 4 teröristten 3'ü yakalandı. Yakalanan teröristlerin Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinde sorgularının sürdüğü öğrenildi. Polis aracına dün yapılan saldırıda Ahmet Kılıçarslan, Adem Seyfioğlu, Ramazan Tavşancı, Duran Karaboğaş ve Vedat Ulu şehit olmuş, 18 kişi yaralanmıştı.

10.10.2008


 

Çelik: Aktütün’de medya terörü var

MİLLİ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, terörist saldırıya maruz kalan ‘’Aktütün’de öğretmen olmadığı için eğitim verilemediği’’ şeklinde basında çıkan haberlere sert tepki verdi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nda düzenlenen bir programa katılan Çelik, Şemdinli’ye bağlı Aktütün karakoluna yönelik terörüst saldırının ardından Aktütün köyündeki okulda eğitim verilemediğine yönelik haberler çıkmasına sert tepki gösterdi. Aktütün’de medya terörü yaşandığını söyleyen Bakan Çelik, ‘’Aktütün’de okulun çevresinde medya terörü var. Çocuklar konu mankeni yapılıyor. Okulda öğretmen olmadığıyla ilgili haberler yalan’’ diye konuştu.

10.10.2008


 

2 anne tek acı

HAKKÂRİ'NİN Şemdinli ilçesindeki Aktütün Jandarma Sınır Karakolu’ndaki çatışmada şehit olan jandarma uzman onbaşı Rasim Eser için Mersin’in Silifke ilçesindeki evinde düzenlenen mevlit töreninde, öz ve üvey anne, şehidin fotoğrafı ile yan yana durup taziyeleri kabul etti.

Şehit jandarma uzman onbaşı Rasim Eser için Atayurt beldesi Olukbaşı Mahallesi’ndeki baba evinde, Garnizon Komutanlığı ve İlçe Jandarma Komutanlığınca yemek verilip mevlit okutuldu. Mevlit törenine Silifke Kaymakamı Ahmet Beyoğlu, Garnizon Komutanı Binbaşı İbrahim Alan, Jandarma Komutan Vekili Üsteğmen Murat Şekerci, Emniyet Müdürü Mehmet Yüceli ile Bekir Kaplan ve vatandaşlar katıldı. Hanifi ve İslim Eser çiftinin oğlu olan ve 1983 yılında dünyaya gelen şehit Eser, doğumunun hemen ardından amcası Ahmet Eser’e evlâtlık verilmişti.

10.10.2008


 

Polis ve askere tanınan yetkiler arttırılacak

İNSAN Hakları Derneği Başkanı Hüsnü Öndül, İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yavuz Önen ve Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Elvan Olkun, polis ve askere tanınan yetkilerin ‘’terörü bahane edilerek arttırılacağını’’ savundu.

Öndül, Önen ve Olkun, İHD Genel Merkezi’nde ortak açıklama yaptılar. Polis ve askere tanınan yetkinin arttırılmaması gerektiği ileri sürülen açıklamada, polis ve askere tanınan mevcut yetkilere rağmen Türkiye’de insan hakları ihlâllerinin olduğu ifade edildi. Açıklamada, polis ve askere tanınan yetkilerin ‘’terör bahane edilerek arttırılacağı’’ ve ‘’hak ihlallerinin artacağı’’ iddia edildi. Bir gazetecinin, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in ‘’Bölücü örgüt, altından halının kaydığını düşünerek, çoluk çocuk demeden saldırıyor. Sonra onların uzantıları insan hakları, özgürlük diyor. 2 yaşındaki çocuğun özgürlüğü yok mu?’’ şeklindeki sözlerini hatırlatıp görüşünü sorması üzerine Öndül, şunları söyledi: ‘’2 yaşındaki çocuğun yaşam hakkını korumakla yetkili ve görevli olan makamların, koruma işlevini yerine getirmeyip başka mevzuları gündeme getirmeleri Türkiye’deki temel çelişkilerden birisi. Bu devlet, 2 yaşındaki bebeğin öldürülmesini engellemek sorumluluğuyla karşı karşıyadır. Devletler böyle vahşi eylemleri işleyen kişilerin eylemlerine bakmaksızın insan hakları hukukunu uygular. Yani onu adil yargılar, suçu ne olursa olsun ona işkence yapmaz. Hukuk içerisinde kalarak yaptırımlarını uygular.’’

Yavuz Önen ise aynı soruya verdiği cevapta, temel hak ve özgürlüklerin devlet güvencesi altında olduğunu ve silinmeyeceğini belirterek, ‘’Bir kişiye, bir gruba teröristtir diye işkence yapamazsın. Onu yargı sürecinin dışında yargılayamaz, mahkûm edemezsiniz. Hukuk sistemi bunu gerektirir. Kişinin işlediği suça bakılmaz’’ dedi.

10.10.2008


 

Uluslar arası kuruluşlarda daha çok Türk uzman çalışacak

TÜRK İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA), yabancı dil bilen ve uluslararası projelerde görev alabilecek Türk uzmanları belirlemek amacıyla envanter çalışması başlatacak.

Çalışma kapsamında, uluslararası kuruluşlarda çalışmak isteyen Türkler, oluşturulacak web sayfasına CV’lerini gönderecek, uluslararası kuruluşlar da ihtiyaçları dahilinde uzmanlarla irtibat kuracak. TİKA Başkanı Musa Kulaklıkaya, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin teknik işbirliğinde hatırı sayılır bir ülke haline geldiğini, tüm işbirliği taleplerini karşılayabilecek bir potansiyele sahip olduğunu söyledi. Türkiye’nin teknik yardım kapasitesinin belirlenmesi ve işbirliği taleplerinin sistematik bir şekilde karşılanması için bir program başlattıklarını belirten Kulaklıkaya, ‘’Amacımız teknik yardım verebilecek kurumların kapasitesini belirleyip yararlanıcı ülkelere bunu önceden duyurmak ve daha sistematik daha programlı önceden detayları belirlenmiş teknik yardım faaliyetleri gerçekleştirmek’’ dedi. Uluslararası projelerde görev alabilecek kapasitedeki danışman ve uzmanları belirlemek için envanter çalışması da başlatacaklarını anlatan Kulaklıkaya, bu kapsamda dil bilen uluslararası düzeyde eğitim verecek donanım ve tecrübeye sahip Türk uzmanları tespit edeceklerini kaydetti.

10.10.2008


 

Türkiye, AB’nin olmazsa olmazı

İSPANYA Büyükelçisi Joan Klos, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin, Avrupa’nın olmazsa olmazı olduğunu söyledi.

Denizli Sanayi Odası (DSO) AB Bilgi Bürosu, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu ve Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) işbirliğiyle düzenlenen, AB üye ve aday ülkelerinin büyükelçi ve diplomatlarının katıldığı “Anadolu’nun Tarihsel Mirasından Günümüz Avrupa’sına Kültürel Köprü” konulu toplantı, PAÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Toplantıya Denizli Valisi Yavuz Erkmen, PAÜ Rektörü Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, DSO Başkanı Müjdat Keçeci, İsveç Büyükelçisi Christer Asp, Avusturya Büyükelçisi Heidemaria Gürer, Litvanya Büyükelçiliği İkinci Kâtibi Erika Griesiuviene, Fransa Büyükelçiliği Kültür Sorumlusu Jean-Luc Maeso, İspanya Büyükelçisi Klos, Bulgaristan Büyükelçisi Emil Goranov, Romanya Büyükelçisi Ion Pascu ve İkinci Kâtip Adrian George Enache, Macaristan Büyükelçiliği Ticari Ataşesi Jozsef Kovacs, Hırvatistan Büyükelçiliği Müsteşarı Igor Prelovsek, PAÜ öğretim üyeleri, öğrenciler ve DSO üyeleri katıldı.

Açılış konuşma yapan DSO Başkanı Keçeci, Türkiye’nin kendine güvendiğini ve yolunun da Batı olduğunu söyledi. Keçeci, “Türkiye’nin istikbali Batı’dadır. Bu toplantı, birbirimizi tanımamız ve kültürel bir köprü oluşturmamız açısından son derece yararlı olacaktır” dedi. Rektör Ardıç ise bu tür bir faaliyetten amaçlarının, Türkiye’yi dışarıdan görenlerinkiyle kendi fikirlerini biraraya getirerek, kültürler arasında bir köprü kurabilmek olduğunu söyledi.

Vali Erkmen de Türkiye’nin, kendine hedef olarak AB’ye girmeyi koyduğunu vurguladı. Erkmen, “Türkiye, AB’ye girme konusunda samimî adımlar atmıştır ve atmaya da devam etmektedir. Sonuç ne olursa olsun, kendi insanının hayat standartlarını AB seviyesine yükseltmek için çalışmasını sürdürecektir” diye konuştu.

AB DEĞERLER KULÜBÜDÜR

Son günlerde meydana gelen terör olaylarına da değinen Erkmen, “Türkiye gibi büyük bir ülkenin terörle yıldırılması mümkün değildir. Bütün dost ülkelerin teröre karşı cephe alması gerekmektedir. Aksi takdirde gün gelir, terör onları da vurur” ifadelerini kullandı.

Protokol konuşmalarının ardından PAÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Celal Şimşek, “Denizli Tarihi, Kültürü, Ekonomisi ve Avrupa ile Ortak Tarihimiz” konulu bir sunum yaptı. Daha sonra İsveç Büyükelçisi Asp, Avusturya Büyükelçisi Gürer, Romanya Büyükelçisi Pascu ve İspanya Büyükelçisi Klos’un katıldıkları, “Türkiye’nin AB Üyelik Süreci ve Kültürler Arası Diyaloğun Önemi” konulu söyleşiye geçildi. Söyleşide Klos, müzakere sürecinde başta Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkan ülkelerin görüşlerinin değişebileceğini belirtti. Klos, “AB, ortak değerler kulübüdür. Türkiye’nin AB üyeliği, Avrupa’nın olmazsa olmazıdır. Türkiye, şartları yerine getirdiğinde mutlaka üye olacaktır ancak bu zaman alacaktır” dedi.

Diğer büyükelçiler de AB müzakerelerinin çok zorlu bir süreç olduğunu, çeşitli zorlukların çıkabileceğini, sabırla ve yılmadan sonlandırılması gerektiği anlattı. Türkiye’nin AB’ye katılmasını ülkelerinin desteklediğini belirten büyükelçiler, ancak karşı olanlar da bulunmasının normal olduğunu ifade etti.

10.10.2008


 

Devir, kardeşlik devridir

DİYANET İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, ‘’Aramıza fitne ateşi yakmak isteyenlere bizim milletimizin birliği beraberliği en güzel cevabı verecektir. Onun için devir kardeşlik devridir’’ dedi.

Bazı temaslarda bulunmak ve toplantılara katılmak üzere Sivas’a gelen Bardakoğlu, Sivas Valisi Veysel Dalmaz’ı makamında ziyaret etti. Bugünlerde birliğe, beraberliğe büyük ihtiyaç olduğunu ifade eden Bardakoğlu, ‘’Bizim milletimizin tarihinde hep birlik vardır, insan sevgisi vardır. İnancı, dindarlığı, hayat tarzı, etnik kökeni ne olursa olsun, insanı insan olduğu için sevebilme vardır’’ diye konuştu. Vali Dalmaz’a Hakkâri Aktütün Sınır Bölüğünde şehit düşen Bahattin Erturhan için başsağlığı dileyen Bardakoğlu, bu acıların tekrar yaşanmaması dileğinde bulundu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, şunları kaydetti: ‘’Aramızda fitne ateşi yakmak isteyenlere bizim milletimizin birliği beraberliği en güzel cevabı verecektir. Onun için devir kardeşlik devridir. Devir, birbirimizi sevme, birbirimize sarılma, birbirimizin kusurlarını öne çıkarma değil, birbirimizin kusurunu örterek, eksikliğini tamamlayarak, aynı ülkede eskiden olduğu gibi birlik, dirlik kardeşçe yaşayabilme devridir.’’

10.10.2008


 

Öğrenci affı geniş olmalı

DSP Genel Sekreteri Masum Türker, ‘’Hükümet, öğrenci affını, 12 Eylül 1980’den bu güne kadar her ne sebeple olursa olsun yükseköğretim kurumlarından ilişiği kesilmiş öğrencilere tanımalıdır’’ dedi.

Türker, yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin öğrenci affı hazırlamasını olumlu değerlendirirken, affın, 2000 yılından bugüne kadar yükseköğretim kurumlarından ilişiği kesilen öğrenciler için geçerli olmasını ise yetersiz bulduğunu belirtti. ‘’Hükümet, bu affı, 12 Eylül 1980’den bu güne kadar her ne sebeple olursa olsun yükseköğretim kurumlarından ilişiği kesilmiş öğrencilere tanımalıdır’’ diyen Türker, iyi bir iş yapmak isteniyorsa affın kapsamını 2000 yılından bugüne kadar değil, 12 Eylül 1980’den bugüne olacak şekilde genişletmesi gerektiğini savundu. ‘’Hükümet eğer 12 Eylül dönemi mağdurlarını da kapsama alırsa, o zaman samimiyetine inanılabilir’’ görüşünü ifade eden Türker, bu iş için bütçe ayrılmasını da istedi.

10.10.2008


 

“312 General” dâvâsında bilirkişi raporu açıklandı

VAKİT gazetesinde ‘’Asım Yenihaber’’ müstear ismiyle yayımlanan bir yazı üzerine açılan iki manevî tazminat dâvâsı kapsamında inceleme yapan bilirkişi heyeti, ‘’Asım Yenihaber’in, (eski RTÜK üyesi) Mehmet Doğan olduğu kanaatine varılamayacağı’’ yönünde görüş bildirdi.

‘’Asım Yenihaber’’ imzasıyla yayımlanan ‘’Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke’’ başlıklı yazı üzerine eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur ile eski 4 kuvvet komutanının da bulunduğu 312 generalin Anadolu’da Vakit gazetesi ve eski RTÜK üyesi Mehmet Doğan aleyhine açtığı manevî tazminat dâvâlarının görülmesine devam edildi. Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesindeki dâvâların duruşmalarına taraf avukatları katıldı. Hakim Adem Albayrak; hazırlanan bilirkişi raporlarının gönderildiğini belirterek, avukatlara raporların birer suretini verdi. Bilirkişi raporlarında, teknik değerlendirmeler sonucunda, ‘’Asım Yenihaber’in Mehmet Doğan olduğu kanaatine varmanın mümkün olmadığı’’ ifade edilerek, ‘’Bu durumda Mehmet Doğan’ın, dâvâcıların kişilik haklarına saldırıdan sorumlu tutulamayacağını kabul etmek gerekir’’ denildi. Taraf avukatlarının, bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanda bulunmak için süre istedikleri duruşmalar ertelendi.

10.10.2008


 

Boğaziçi Köprüsü depreme karşı güçlendirilecek

BOĞAZİÇİ Köprüsü yaklaşım viyadüklerinde 9 Ekim ile 30 Aralık tarihleri arasında depreme karşı güçlendirme çalışmaları yapılacak.

Karayolları 17. Bölge Müdür Yardımcısı Mehmet Çetin, yaptığı yazılı açıklamada, ‘’İstanbul’daki Büyük Açıklıklı Köprülerin Sismik Takviyesi Projesi’’ yapım işi kapsamında Boğaziçi Köprüsü yaklaşım viyadüklerinde depreme karşı güçlendirme çalışmaları yapılacağını belirtti. Söz konusu çalışmaların 4 aşamada yapılacağını ve çalışmalara 9 Ekim perşembe günü saat 23.00’de başlanacağını bildiren Çetin, çalışmaların 30 Aralık salı günü saat 06.00’da tamamlanacağını kaydetti. Çetin, çalışma programının tamamında trafik yoğunluğunun en az olduğu 23.00-06.00 saatleri arasında çalışılacağını belirterek, diğer saatlerde trafiğin normal seyrinde devam edeceğini, çalışılan saatlerde bir yönde en az 2 şeridin trafiğe açık olacağını bildirdi.

10.10.2008


 

AKP’li Erdem’e NATOPA’da görev

AKP Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem, NATO Parlamenterler Asamblesi’nin (NATOPA) Akdeniz ve Orta Doğu Özel Grubu Başkanlığına seçildi.

NATO Parlamenterler Asamblesi Türk Grubu Sekreteryasından yapılan açıklamada, Asamblenin ‘’Özel Akdeniz Grubu’’ olan adının ‘’Özel Akdeniz ve Orta Doğu Grubu’’ olarak değiştirildiği, 8-9 Ekimde yapılan toplantıda grubun başkanlığını yürüten ve süresi dolan Fransız Parlamenter Jean Michel Boucheron’un yerine Erdem’in getirildiği bildirildi. Erdem, halen NATOPA Türk Grubu Başkanlığını yürütüyor. Akdeniz ve Orta Doğu Özel Grubunun, 26 ülkenin NATOPA’ya üye parlamenterleri ile Tunus, Fas, Cezayir, Mısır, İsrail, Ürdün ve Körfez ülke parlamenterlerinin katıldığı en geniş ve önemli diyalog grubu olduğu belirtildi.

10.10.2008


 

Antalya’ya 9 ayda 8 milyon turist geldi

ANTALYA'YA yılbaşından bu yana hava yoluyla gelen turist sayısı 8 milyonu aştı.

Antalya Kültür ve Turizm Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, ekimin ilk haftasında Antalya Uluslararası Hava Limanı Dış Hatlar Terminali’nden 253 bin 58 turist giriş yaptı. Böylece 1 Ocak-7 Ekim arasında Antalya’ya gelen turist sayısı 8 milyon 24 bin 695’e ulaştı. Buna göre, Antalya’ya gelen turist sayısı aylık yüzde 20, yıllık yüzde 18 artış gösterdi. Geçen yıl aynı dönemde Antalya’yı 6 milyon 778 bin 976 turist ziyaret etmişti. Bu arada, Antalya’ya bu yılın dokuz aylık döneminde hava yoluyla 2 milyondan fazla Rus turist gelirken, önceki yıllarda ilk sırada yer alan Almanlar, 1 milyon 803 bin 230 ile ikinci sıraya geriledi.

10.10.2008


 

Yurt başvuru sonuçları bugün açıklanıyor

YÜKSEK lisans, doktora, ön kayıt, özel yetenek ve Dikey Geçiş Sınavı ile üniversitelere yerleşen öğrencilerin yurt başvuru sonuçları bugün açıklanacak.

YURTKUR’dan yapılan açıklamaya göre, söz konusu öğrenciler başvuru sonuçlarını kurumun www.kyk.gov.tr adresli internet sitesinden öğrenebilecek. Yurtlara asıl listeden girmeye hak kazanan yüksek lisans, doktora, özel yetenek ve dikey geçiş yapan öğrenciler, 13-17 Ekimde kayıt yaptırabilecek. Yedek listeden yurda girmeye hak kazanan öğrencilere ise 20 Ekimden itibaren beşer gün kayıt süresi tanınacak ve her hafta Pazartesi günleri yedek liste ilan edilecek.

10.10.2008


 

Talat, Downer ile görüştü

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’i kabul etti.

Cumhurbaşkanı Talat ile Downer arasındaki görüşme basına kapalı yapıldı ve açıklamada bulunulmadı. Downer, bugün Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas arasında devam edecek kapsamlı müzakerelere katılmak üzere adaya gelmişti. Cumhurbaşkanı Talat, Kıbrıs’ta “çözüm sürecine destek belirtmek ve uluslararası toplumun yeni sürece desteğini teşvik etmek” için dün Kıbrıs’a gelen “The Elders” heyetini de kabul etti. Talat, “The Elders” Başkanı Başpiskopos Desmond Tutu, eski ABD Başkanı Jimmy Carter ve eski Cezayir Dışişleri Bakanı Lahdar Brahimi’den oluşan heyeti Cumhurbaşkanlığında kabul etti.

10.10.2008


 

ÇOCUKLARA ÜNİVERSİTE

ANKARA Üniversitesi, çocukların ‘’görerek, dokunarak ve yaparak’’ öğrenebilecekleri ‘’Çocuk Üniversitesi’’ kuracak.

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ, yaptığı açıklamada, üniversite bünyesinde ‘’Çocuk Üniversitesi’’ kurulması amacıyla proje hazırladıklarını bildirdi.

Taluğ, dekanlığını yaptığı Ziraat Fakültesinin bünyesinde geçen yıl ‘’Toprak Bilim Okulu’’ açıldığını hatırlatarak, diğer bazı fakültelerin bünyesinde de buna benzer okullar açılacağını ifade etti. Bu sistemin adını ‘’Çocuk Üniversitesi’’ koyacaklarını belirten Taluğ, ‘’çocuk dostu bir üniversite’’ meydana istediklerini söyledi.

Açılacak okullarla çocuklarda bilim kültürünün ve tabiat sevgisinin geliştirilmesini amaçladıklarını dile getiren Taluğ, bilim kültürünün çocukluktan itibaren yaygınlaştırılmasını önemsediklerini vurguladı. Ankara Üniversitesi’nin konu alanları itibariyle zengin bir üniversite olduğunu belirten Taluğ, açılacak okulların da bu zenginliği barındıracağını söyledi.

Çocuklara yönelik okulların belirlenecek birkaç fakültede açılacağını bildiren Taluğ, ‘’Örneğin mühendislik, eczacılık fakültelerinin içinde, tıp fakültesinde belki iki üç yerde çocuk üniversitesinin okulları olacak. Bu okullarda çocuklara yönelik düzenli konferanslar da verilecek. Zaman zaman onları gezilere götüreceğiz’’ dedi.

Okulların, fakültelerin özelliklerine göre yapılandırılacağını anlatan Taluğ, sözlerini şöyle sürdürdü: ’’Meselâ tıp fakültesinde insan vücudunu öğrenecekler. Örneğin orada açılacak okulda bir ‘beyin’ yapacağız. Çocuklar içine girip oynayarak, dokunarak öğrenecekler; seyrederek değil. Bizim okullarımız çocukların dokunarak, yaparak, deneyerek öğrenecekleri okullar olacak. Yoksa ‘beyin budur’ deyip fotoğraflarını koymayacağız. Nasıl ki Toprak Bilim Okulunda çocuk deney yapıyor, toprağa dokunuyor, solucanı eliyle tutuyorsa bütün okullarımız bu anlayışla kurulacak. Toprak Bilim Okulu, ‘Çocuk Üniversitesi’’ projesinin başlangıcı sayılabilir.

Proje üzerindeki çalışmalar sürüyor. Meselâ ‘Kalp Okulu’, ‘Gökyüzü Okulu’ açılabilir. Bunlar bir süre sonra netlik kazanacak.’’ Taluğ, ne tür okul açılacağının, çocukların ilgi alanları ve yaş grupları da göz önünde bulundurularak belirleneceğini ifade etti.

10.10.2008


 

ULUSAL KEMİK İLİĞİ BANKASI KURULURSA NAKİL KOLAYLAŞACAK

TÜRK Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, Türkiye’de yeterli sayıda kemik iliği nakli yapılamadığını belirterek, ‘’Yılda yaklaşık 4 bin olması gereken kemik iliği nakli ancak 800 kişiye yapılabiliyor.

Demek ki yılda 3 binden fazla ölümcül hasta, tedavi seçeneğinden mahrum kalıyor’’ dedi.

Özcan, kemik iliği nakillerinde vericilerin çoğunluğunun akraba dışı kişiler olduğu ve bunların çoğunun yurt dışından temin edildiğini, Türkiye’de ‘’Ulusal Kemik İliği Bankası’’ kurulması yönünde olumlu adımlar atıldığını kaydetti.

Türk Hematoloji Derneğince ulusal kök hücre veri tabanı kurulması için bir süre önce rapor hazırladıklarını ve Sağlık Bakanlığına sunduklarını belirten Özcan, şunları kaydetti: “Bununla ilgili önerilerimiz dikkate alındı. Bir Türk hastaya, Japonya’dan, Avustralya’dan ilik bulma ihtimaline karşılık Türkiye’den bulmak daha kolay olacak. Türkiye’de 10 bin seviyelerinde kayıtlı verici var. Ulusal Kemik İliği Bankası kurulması halinde verici sayısı 300 ile 500 bin arasında bir rakama ulaşacak.’’

Özcan, Türkiye’de Sağlık Bakanlığından ruhsatlı toplam 24 nakil merkezi bulunduğunu, merkezlerde yıl içerisinde Avrupa ülkelerine göre çok daha fazla nakil yapıldığını belirtti. Nakil merkezlerindeki hekim, hemşire ve diğer sağlık personelinin performansın çok üstünde hizmet verdiğini dile getiren Özcan, ‘’Yılda yaklaşık 4 bin olması gereken kemik iliği nakli ancak 800 kişiye yapılabiliyor. 2006’ta toplam 803 kişiye nakil yapılabildi. Demek ki yılda 3 binden fazla ölümcül hasta, tedavi seçeneğinden mahrum kalıyor’’ diye konuştu. Türkiye’de bir hastanın yaklaşık 4-6 ay kemik iliği nakli için sıra beklediğini belirten Özcan, nakil için Türkiye’de 55 bin YTL, ABD’de 300 bin dolar, Avrupa’da ise 150 bin avro ödendiğini söyledi.

10.10.2008


 

Enerji tasarrufu, hayat biçimimiz haline gelmeli

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Sedat Gülşen, enerji verimliliğinin hayat biçimi haline gelmesi gerektiğini belirterek, ‘’Konutlarda ya da sanayide enerjiyi verimli kullanmak, enerji bedelinin pahalı olmasından kaynaklanmamalı’’ dedi.

Gülşen, yaptığı açıklamada, tabiatta bulunmayan elektrik enerjisinin, diğer kaynaklardan dönüştürülerek üretildiğini, bu nedenle de kullanılacak enerji kadar elektrik üretilmesinin önem taşıdığını belirtti. Elektrik enerjisinin yüzde 75’inin, rezervleri hızla tükenen fosil kaynaklardan üretildiğine dikkati çeken Gülşen, ‘’Elektriği yaşam standartlarımızdan taviz vermeden verimli bir şekilde kullanmamız mümkün’’ dedi. Türkiye’de elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 35’inin konutlarda tüketildiğini, bu nedenle bireysel tasarrufun büyük önem taşıdığına işaret eden Gülşen, şunları kaydetti: ’’Enerji verimliliği, bir insanın yaşam biçimi olmalı. Türkiye’de ocak ayının ikinci ya da üçüncü haftası ‘Enerji Tasarrufu Haftası’ olarak kutlanır. Enerji tasarrufunu yılda bir hafta olarak değil, bir yaşam biçimi olarak görmemiz gerekiyor. Enerji tasarrufu bilincinin sağlanması amacıyla ilköğretim okullarında Enerji Verimliliği Kolu oluşturulması gerekiyor. Bu kolları, zorunlu olarak kurarsak, yaşam biçimi haline dönüştürebiliriz. Enerji verimliliğini en iyi uygulayacak ve büyüklerini uyaracak olan çocuklardır.’’

10.10.2008


 

Küresel ısınma Fırat ve Dicle’yi vuracak

BİLİM adamları tarafından küresel ısınmanın Türkiye’ye muhtemel etkileri üzerine hazırlanan senaryolarda, yaşanacak yağış azlığı sebebiyle ülkenin en önemli su kaynakları olan Fırat ve Dicle nehirlerinin havza akışlarında azalma meydana gelebileceği vurgulandı.

İklim değişikliğine ilişkin senaryolar, son yıllarda yaz aylarında kimi bölgelerde görülen aşırı kuraklık, göllerin suyunun çekilmesi, yaz sonunda yaşanan sel felâketleri gibi bazı tabiî afetler sonucunda kamuoyunda tartışılmaya başlandı.

Çevre ve Orman Bakanlığınca hazırlanan, ‘’İklim Değişikliği ve Yapılan Çalışmalar’’ başlıklı kitapçıkta, küresel ısınmanın Türkiye’ye etkileri üzerine hazırlanan senaryolara da yer verildi. Kitapçıkta yer alan senaryolara göre, yağışlarda en belirgin değişiklikler, kış mevsiminde olacak. Ege ve Akdeniz kıyıları boyunca yağışlar azalacak ve Karadeniz kıyısında artacak. İç Anadolu Bölgesi yağışlarında ise değişiklik ya az olacak ya da hiç değişmeyecek.

İklim değişikliğinin Türkiye’ye yansımalarına şu tahminlerde bulunuldu:

l Kış yağışları, Türkiye’nin bölgedeki su kaynakları bakımından son derece önemli olan Fırat ve Dicle havzasının üst bölümlerini de kapsayacak şekilde ülkenin güney bölümlerinde azalacak.

l Doğu Karadeniz'de kıyı bölgeleri, önemli ölçüde daha fazla yağış alacak. Yaz yağışlarında büyük değişiklik bulunmamasına karşın, sonbaharda hafif artışlar görülmektedir.

l Kar derinliğinde yani kar-su eşdeğerinde, Doğu Anadolu Bölgesi’nin yüksek bölümlerinde ve Karadeniz dağlarının doğusunda kalan bölümde 200 milimetreye ulaşan azalmalar olacak. Bu da Fırat ve Dicle nehir havzası akışlarında azalma anlamına gelmektedir.

l Fırat ve Dicle nehirleri, evsel ve sanayi kullanımı için olduğu kadar enerji için de bölgenin ana su kaynaklarıdır. Son 30 yılda buraya kurulan barajlar ve sulama sistemleri büyük arazi kullanımı değişikliklerine yol açmıştır. Bu sebeple, iklim tahmin sonuçlarının, bölgedeki su kaynaklarına ve dolayısıyla enerji üretimi ve ziraî üretime önemli yansımaları olabilecek.

l Yağışla buharlaşma arasındaki farkın yüzde değişimine bakıldığında, Türkiye’nin kuzeyinde artışlar beklenmektedir, yani yağış buharlaşmadan çok daha fazla olacaktır. Buna karşılık, güneyde yüksek oranlara ulaşabilecek azalışlar görülmektedir. Bu da yağışlarda beklenen düşüşlerin diğer bir göstergesidir.

10.10.2008


 

Airport TV, yayın hayatına başladı

Airport TV’nin yayın hayatına başlaması dolayısıyla gala yemeği verildi.

Hilton Convention Center’deki yemek, Airport TV Yönetim Kurulu Başkanı Sefa İnan ve Genel Yayın Yönetmeni Ali Kıdık’ın ev sahipliğinde düzenlendi. Yemeğe, Sivil Havacılık Genel Müdürü Dr. Ali Arıduru, THY Genel Müdürü Temel Kotil ile havacılık ve turizm sektörlerinden temsilciler katıldı. Gecede kısa bir konuşma yapan Ali Kıdık, havacılık ve turizm sektörlerine yönelik 24 saat yayın yapacak televizyonun, dünyada ve Türkiye’de ilk olacağını söyledi.

10.10.2008


 

İzmir’de plâstik kalıp atölyesinde yangın

İzmİr’İn Bornova ilçesinde plastik kalıp atölyesinde çıkan yangın maddî hasara sebep oldu.

Alınan bilgiye göre, Çamdibi Sanat Caddesi 5611 sokaktaki plâstik kalıp atölyesinin çatı katında henüz belirlenemeyen bir sebeple yangın çıktı. Yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürüldü. Yangın dolayısıyla atölyede maddî hasar oluştu. Mustafa Öyünük’e ait atölyede satranç takımı imalatı yapıldığı öğrenildi.

10.10.2008


 

Maden ocağında kaza:1 ölü, 1 yaralı

Kayserİ’nİn Yahyalı ilçesinde maden ocağında meydana gelen kazada 1 işçi öldü, 1 işçi de yaralandı.

Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Denizovası Köyünde demir madeni ocağında çalışan Hasan Kara (29) ve Akif Yasdı’nın (37) üzerine kaya ve taş parçaları düştü. Kara, olay yerinde vefat etti. Yaralanan Yasdı ise Yahyalı Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Hasan Kara’nın cesedinin aynı hastanenin morguna kaldırıldığı, olayla ilgili soruşturma başlatıldığı bildirildi.

10.10.2008


 

TEM otoyolunda kaza:3 kardeşten 2’si öldü

Küçükçekmece’de meydana gelen trafik kazasında 2 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.

TEM Otoyolundan Topkapı istikametine giden Raşit G. idaresindeki 34 SNU 27 plakalı boş asfalt tankeri, Mahmutbey gişelerine yaklaşık 1 kilometre kala emniyet şeridinde park etti. Bu sırada, aynı istikamette giden Zeki Teke idaresindeki 34 VIA 24 plakalı otomobil, park halindeki tankere arkadan çarptı. Kazada, otomobil sürücüsü Zeki Teke ile yanındaki koltukta oturan kardeşi Bülent Teke, olay yerinde vefat ederken, aracın arka koltuğunda oturan kardeşlerden Veysel Teke yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Tanker sürücüsü Raşit G, kazanın ardından gözaltına alındı. Kaza mahalline gelen Teke kardeşlerin yakınları sinir krizi geçirdi.

10.10.2008


 

Polisten kaçan alkollü sürücü kaza yaptı

Ankara’nIn Yenimahalle ilçesinde polisten kaçan ve alkollü olduğu belirtilen sürücü kaza yaptı. Ayhan A. yönetimindeki 06 AC 0387 plâkalı otomobil, TCDD Ankara Garı önünde polisin ‘’dur’’ uyarısına uymayarak Yenimahalle yönüne doğru kaçmaya başladı.

Polis ekiplerinin Demetevler semtine kadar takip ettiği otomobil, Şehit Cem Ersever Caddesi’nde refüje çarparak durdu. Polisin yardımıyla otomobilden çıkarılan ve alkollü olduğu belirtilen şahıslar, olayı görüntülemeye çalışan gazetecilere de tepki gösterdi. Kazanın ardından sürücü A. ile aynı otomobildeki Celalettin ve Ali Ç. karakola götürüldü.

10.10.2008


 

Ulusal afet stratejisi yolda

BAYINDIRLIK ve İskân Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sadık Yamaç, Türkiye Ulusal Afet Stratejisi Platformu ilk toplantısının 3 ay içinde yapılması planlandığını belirterek ‘’Bu çalışmadan sonra hazırlanacak ‘Türkiye Ulusal Afet Stratejisi’, kısa, orta ve uzun vadede her düzeyde karar vericilerin elinde yol gösterici olacak ve uygulamalarımızı yönlendirecektir’’ dedi.

‘’8 Ekim 2008 Uluslararası Dünya Afet Zararlarının Azaltılması Günü’’ dolayısıyla, bakanlık tarafından yürütülen çalışmalar konusunda bilgi veren Yamaç, BM Genel Kurulu’nun 1989 yılında her yıl Ekim ayının ikinci Çarşamba gününü ‘’Uluslararası Afet Zararlarının Azaltılması Günü’’ ilan ettiğini hatırlattı.

Bu günün, 1990-1999 yılları arasını kapsayan ‘Afet Zararlarının Azaltılması On Yılı’ süreci boyunca geleneksel olarak kutlandığını vurgulayan Yamaç, şunları kaydetti:

‘’2001 yılında Genel Kurul, Uluslararası Afet Zararlarının Azaltılması Günü’nün afet zararlarının azaltılması, önlenmesi ve hazırlıklı olma konularında küresel bir doğal afet zararları azaltma kültürünü teşvik etmeye yönelik bir araç olarak kullanılmasını kararlaştırılmıştır. Bu tarihten itibaren de afet zararlarının azaltılmasının değişik konularından biri seçilerek bu konuda kampanyalar ve faaliyetler yürütülmesi hedeflenmiştir.’’

2003 yılında su ile ilgili tabiî afetlere ve bunların zararlarının azaltılmasına yönelik çalışmalar yapıldığını belirten Yamaç, 2006-2007 kampanyasının konusunun ‘’Afet Eğitimi Okulda Başlar’’ olduğunu, afet zararlarının azaltılmasında eğitimin öneminin vurgulandığını hatırlattı.

SÜREKLİ AFET EĞİTİMLERİ

Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca, afet zararlarını asgariye indirecek bir topyekun bilinçlenme kültürünün oluşması için de oldukça önemli çalışmalar yürütüldüğünü bildiren Yamaç, ‘’Afet önleme ve zararlarını azaltma çabaları içinde öncelikle halkın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesine çalışılmakta ve bu kapsamda bakanlığımız elemanları okullarda, askerî birliklerde, sivil toplum örgütlerinde ve özel sektör kuruluşlarında, teknik elemanlar arasında sürekli afet eğitimleri vermektedirler. Yine bu kapsamda bakanlık olarak geçen yıl Ankara’nın bir ilçesinde yediden yetmişe halkın ve yöneticilerin tamamını kapsayan örnek bir eğitim uygulamasını da tamamladık’’ diye konuştu.

2004 yılındaki Ulusal Deprem Şurası sonuçlarıyla da uyumlu olarak Türkiye’de tabiî afet konusunda çalışan üç temel kurumu bir araya getirecek yasal düzenlemenin TBMM’nin gündeminde bulunduğunu anlatan Yamaç, ‘’Afete dayanıklı yerleşmeler ve yapılaşmaların oluşturulmasının toplumu, bireyleri ve tüm kurumları bir seferberlik anlayışı içerisinde çözüme ortak ederek toplumsal bilinç ve duyarlılık düzeyinin arttırılmasından geçtiğini göz ardı etmemeliyiz. Hedef, vatandaşlarımızın diğer dünya vatandaşları kadar çağdaş, insan haklarına saygılı, çevre, plan, fen ve sağlık açısından uygun ve güvenli yaşam mekânlarına sahip olmalarıdır’’ dedi.

İSTANBUL ÖZEL OLARAK ELE ALINIYOR

İstanbul’un deprem açısından sahip olduğu potansiyel sebebiyle özel olarak ele alındığını kaydeden Yamaç, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bakanlığımızın desteklediği İstanbul Sismik Risk Azaltma ve Acil Durum Hazırlık Projesi (ISMEP) kapsamında 101 okul ve 1 hastanenin güçlendirilmesi tamamlanmıştır. Halen 41 okul binası, 1 hastane ve 1 semt polikliniğinin güçlendirilmesi devam etmektedir. Güçlendirilmesi mümkün olmayan 11 okul binası (219 derslikli) yıkılmış ve yerine 320 derslik yapılmaktadır. 32 okul binası, 1 hastane ve 3 semt polikliniğin yıkılarak yerine yenilerinin yapımı süreci başlatılmıştır. Çalışmalarımız sadece ISMEP projesiyle sınırlı kalmamış, özellikle son 2 yıl içerisinde Türkiye genelinde hastaneler dahil tüm kamu binalarının deprem güvenliği açısından taranmasına ilişkin yürütülen çalışmalardan da olumlu sonuçlar alınmaya başlanmıştır. Bakanlık olarak bu konuda öteden beri zaten ciddî çalışma içerisindeydik. Bu çalışmalar neticesinde, 2008-2009 yılının kampanya sloganı ‘Afetlere Dayanıklı Hastaneler’ konusunda önemli bir bilinçlenme sağlanmış durumdadır.’’

MAVİ KİTAP NELERİ KAPSIYOR?

Sadık Yamaç, 2008-2009 sloganının ise ‘’Afetlere Dayanıklı Hastaneler’’ olduğunu bildirerek şöyle konuştu: ’’BM Uluslararası Afet Zararlarının Azaltılması Stratejisi (ISDR) kapsamında Bakanlığımızca oluşturulan Türkiye Ulusal Afet Stratejisi Platformunun önümüzdeki üç ay içerisinde ilk toplantısının yapılması planlanmaktadır. Bu çalışmadan sonra hazırlanacak ‘Türkiye Ulusal Afet Stratejisi’ -Biz kısaca Mavi Kitap diye tanımlıyoruz ki; bu bir Afet El Kitabı veya kılavuzu olacaktır- kısa, orta ve uzun vadede her düzeyde karar vericilerin elinde yol gösterici olacak ve uygulamalarımızı yönlendirecektir. Böylece bu dönemde ağırlık verilen ‘Afet olmadan afete hazır olma’ yani ‘yara sarma değil, yara almama’ politikası hız kazanacaktır.’’

10.10.2008


 

‘Afet’ler İstanbul’da tartışılacak

BAYINDIRLIK ve İskan Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sadık Yamaç, 27-28 Ekim tarihlerinde İstanbul’da, Avrupa Konseyi Büyük Doğal Afetler Açık Kısmi Anlaşması (EUR-OPA) kapsamında Afet İşleri Genel Müdürlüğünce ‘’Doğal Afetlerde Yeni Yönetim Anlayışı’’ uluslar arası çalıştayı düzenleneceğini bildirdi.

Yamaç, şu bilgileri verdi: ’’Ülkemizde son 50 yıl içerisinde 847 adet çığ afeti, 610 adet yangın afeti, 2769 adet kaya düşmesi, 3873 adet sel afeti ve 12794 adet heyelan afeti yaşanmıştır. Bu afetler nedeniyle bakanlığımızca 125.392 konut nakledilmiş ve yeniden inşa edilmiştir. Ayrıca ülkemizde son yüzyılda 182 adet hasar yapıcı deprem meydana gelmiş ve bu depremler nedeniyle 600.000 konut yıkılmış ya da ağır derecede hasar görmüştür. Bakanlığımız bu konutların yeniden yapım çalışmalarını gerçekleştirmiş ve afet yönetiminin her aşamasında aktif rol oynamıştır. 2003-2007 yılları arasında misyon ve vizyon değişikliği sonucu, afetler sonrası müdahalede; hasar tesbiti, yer seçimi ve hak sahipliği eş zamanlı olarak yürütülerek, son yıllarda meydana gelen Bingöl, İzmir, Erzurum, Doğu Beyazıt depremleri ve diğer muhtelif afetlerden zarar gören vatandaşlarımız için 33040 konut ve 1811 ahır aynı yılı içerisinde afetzedelere teslim edilmiştir.’’

Müsteşar Yardımcısı Yamaç, 1966 Erzurum Hınıs 1975 Hani depreminde hak sahibi olup da yıllardır bekleyen afetzedelerin konutlarının da yüzde 90’ının tamamlandığını bildirdi.

10.10.2008


 

İl Çocuk Komitesi Türel’i ziyaret etti

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Dünya Çocuk Günü nedeniyle Çocuk Hakları İl Çocuk Komitesi’nden temsilci öğrencileri ağırladı. Çocuklar Türel’e çiçek sundu.

Her yıl Ekim ayının ilk Pazartesi günü kutlanan Dünya Çocuk Günü sebebiyle çocuklar Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’i ziyaret etti. Ziyarete, Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı Talip Türkcan, Çocuk Hakları İl Koordinatörü Figen Güneş, Çocuk Hakları İl Çocuk Komitesi ve yetişkin komitesi üyeleri katıldı. Yaptıkları çalışmalar hakkında Başkan Türel’e bilgiler veren çocuklar, çocuk hakları ile ilgili okullarda toplantılar düzenleyip bilgilendirici eğitimler verdiklerini söyledi.

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, çalışmalarından dolayı Antalya Çocuk Komitesi’ni kutladı. Avrupa’da birçok ülkede çocuk ve genç meclislerinin olduğunu hatırlatan Başkan Türel, “Yakın zamanda ülkemizde de bu meclisler kurulacak. Sizler şimdiden bu sisteme hazırlık yapıyor, fikirlerinizle büyüklere yol gösterici oluyorsunuz. Sizleri kutluyorum” dedi. Türel daha sonra ziyaretleri anısına İl Çocuk Komitesi üyelerine hediyeler verdi.

10.10.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır