11 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

Çin, sistematik soykırım yapıyor

Çİn’İn Doğu Türkistan bölgesinde bulunan Uygur Türkleri’ne yönelik şiddet uygulamaları devam ediyor.

Son günlerde doruk noktasında ulaşan saldırılarla birlikte dünya gündemine oturan Doğu Türkistan sorunu aslında birkaç yıllık bir sorun değil. Neredeyse Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte ortaya çıkan bu sorun giderek büyüyor. Ancak, Çin devleti bu süre içerisinde sorunlara yaklaşımını daha da sertleştiriyor. Öncellikle asimilasyon politikalarını uygulamaya çalışan Çin devleti diğer taraftan da sistematik bir soykırım uyguluyor. Bunun en önemli delili ise İHH’nın da hazırladığı raporda yer alan, 35 milyon Doğu Türkistanlı’nın katledilmesidir. İHH’nın raporunda da yer alan bilgide Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan günümüze kadar 35 milyon Uygur Türkü’nü öldürdüğü belirtiliyor.

Çin’in uygulamaları, sadece öldürmeyle sınırlı değil. Kültürel, dini ve sosyal olarak da Uygur halkının hiç bir hakkı yok. Çin devletinin Uygurlara uyguladığı baskılar ve asimilasyon politikalarının yanı sıra, artık patlama noktasına gelen olayların daha başka birçok sebebi var. İşte İHH’nın hazırladığı raporda bu sorunlardan sadece bazıları yer alıyor.

Doğu Türkistan gerçeği, dünyanın ve Türkiye’nin görmezden geldiği, görse de siyasî çıkarlar uğruna feda ettiği bir gerçek. Dinî, millî ve kültürel köklerinden kopartılmak istenen ve gözlerini açtığı andan itibaren “Sincanlı” olduğuna inandırılmaya çalışılan bir tutsaklar ülkesi Doğu Türkistan. Doğu Türkistanlılar şimdi Kur’ân okuduklarında dayak yiyor, Kur’ân öğrenmek istediklerinde hapse giriyorlar. Daha doğmadan yasaklarla karşılaşıyor, eğer devlet tarafından “fazlalık” olarak addedilirlerse annelerinin karınlarından zorla çıkartılıp öldürülüyorlar. Kendi dillerini, tarihlerini öğrenme hakları yok. İstedikleri üniversiteye girmek, istedikleri işte çalışmak onlar için hayalden de imkânsız. Hayatlarının her aşamasında kimlikleri soruluyor onlara. Aidiyetleri sorgulanıyor, üstelik sorgulanmakla da kalmıyor, kendilerinden çalınıp yerine bir başkası konmaya çalışıyor.

Suçları bir hak talep etmekse, bunun bedelini fazlasıyla ödüyorlar. Hesapsızca işkence görüyor, hapislerde ölüme terk ediliyorlar. Hapis hayatından ve dolayısıyla işkenceden evlerine dönenlerse normal hayatlarına bir daha asla dönemiyorlar: Çünkü artık ya psikolojik bozukluk ya da fiziksel sakatlıkla yaşamak zorunda kalıyorlar.

Çin Halk Cumhuriyeti, Doğu Türkistan’ı hakimiyeti altına alıp bölgeyi “Sincan / Kazanılmış topraklar” olarak adlandırdığı tarihten bu yana, Doğu Türkistanlılara yönelik etnik temizlik ve asimilasyon politikası uyguluyor. Nitekim, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana 35 milyon Doğu Türkistanlı katledildi. Yıllardır Çin zulmü altında olan Doğu Türkistan, Çin, Tibet, Keşmir, Pakistan, Afganistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan, Moğolistan ve Rusya ile sınırı olan, 1.828.418 km2 toprağa sahip bir ülkedir. Zengin yer altı kaynakları ve stratejik konumu ile Doğu Türkistan, Çin’in siyasî ve ekonomik nüfuz altına almaya çalıştığı bir bölgedir.

ETNİK TEMİZLİK

Uygur Türkleri şiddetli olarak yürütülen bir nüfus planlamasına da maruz kalmaktadırlar. Uygur Türklerinin nüfusu Çin nüfusuna oranla yüzde 1,5 civarındadır. Çin Devleti, Doğu Türkistan’da yaşayan ve azınlık olan halkı doğum kontrolü adı altında, büyük-küçük, kız-erkek ayrımı yapmadan öldürmeyi planlamaktadır. Normal durumda iki, nadiren üç çocuk doğurmasına müsaade edilen Doğu Türkistanlı kadınlar, “plan dışında” hamile kaldıklarında hamileliklerinin son günleri dahi olsa mecburî kürtaja tabi tutulmaktadırlar. Kadınlar nüfus planlaması dışında olan çocuklarını gizli olarak doğurdukları takdirde çok yüksek maddî cezalara maruz kalmakta, doğum yapan kadın veya eşi memur ise bu kişinin görevine son verilmektedir. Bu uygulamalar, Çin kanunlarında açık olarak yer almaktadır.

ÖZGÜRLÜK BİR HAYAL Mİ?

Doğu Türkistanlılar düşünce, ifade ve din hürriyeti alanlarında tamamıyla kuşatılmış durumdadır. Barışçı örgüt kurma, toplanma, siyasî haklar, kanun önünde eşitlik, azınlık hakları, eğitim hakkı, çalışma hakkı, mülkiyet hakkı, serbest seçimler, eşitlik, adalet, haysiyet ve ünü koruma, göç ve iltica gibi haklar bu halk için söz konusu değildir. Bu bağlamda hiçbir özgürlük sunulmadığı için, Doğu Türkistanlıların gerek ferdî, gerekse ailevî ve toplumsal mahremiyeti hiçe sayılmaktadır. Çünkü mahremiyet, insanın insanca muamele gördüğü yerde vardır.

KÜLTÜREL ASİMİLASYON

FarklI Türk lehçelerinde konuşan yerli halkın Çinceyi kullanmaya zorlanması gibi meseleler de bir çeşit zulümdür. Doğu Türkistan’da yaşayan milletlerin gelenek-göreneklerini, dinî inançlarını, kendilerine özgü dillerini ve toprak bütünlüklerini ellerinden kaybetmeleri demek, bir milletin tarihten silinmesi demektir.

FABRİKALAR TOPLAMA

KAMPLARINA BENZİYOR

ÇİN hükümeti, Uygurlara yönelik olarak günlük hayatın her alanında farklı bir yıldırma politikası uyguluyor. Bu siyasetin temel hedeflerinden biri ise, Doğu Türkistan’da Uygur nüfusunu azaltarak bölgeyi Çinlileştirmek. Doğu Türkistanlı kuruluşların raporlarına göre günümüzde Çin’in içeri eyaletlerinde mecburî olarak çalıştırılmakta olan Uygur kız ve erkeklerinin sayıları tahmini olarak 500 binin üzerinde.

GÜNDEME GETİRİLMELİ

150 yıldır İslâm âlemi, dünyanın birçok bölgesinde benzeri zulüm ve baskılara maruz kalmıştır. Bu zulmün arkasındaki çevrelerin en büyük hedefi, dini, özellikle de Müslümanlığı ortadan kaldırmaktır. Bugün Çeçenistan’ın Ruslardan gördüğü zulmü, Doğu Türkistanlılar Çinlilerden görmektedir. Dünya bu zulme göz yummaktadır. Doğu Türkistan meselesi sadece Uygurların bir sorunu olarak görülmemeli ve vicdan sahibi insanlar bu meseleyi sahiplenmelidir.

YEREL HALKIN MENFÎ

TAVRI VE IRKÎ AYRIMCILIK

Çİn hükümetinin Uygurları “terörist, katil, hırsız, bölücü, radikal İslâmcı” olarak yaftalama çabası, “Devletimize en büyük tehlike Doğu Türkistan teröristlerinden gelir.”, “Uygurlar ihtiyatlı olunması gereken, gözetlenmesi gereken düşman millettir.” anlayışını yaygınlaştırması ırkî ayrımcılığı tırmandırmaktadır.

HAYATÎ TEHLİKE, GÜNLÜK

HAYATIN BİR PARÇASI

Doğu Türkistan’da hiç kimsenin hayatî güvencesi yoktur. Devlet, istediği zaman istediği kimseyi tutuklayabilir ve istediği şekilde cezalandırabilir. Tutukluların geride kalan çocuklarının ve ailelerinin durumu ise içler acısıdır.

KATLİÂMLAR, DOĞU TÜRKİSTAN GERÇEĞİ

Doğu Türkistanlılar, kısa süreli bağımsızlık dönemleri yaşamışlarsa da uzun yıllardır Çin’in etnik asimilasyon politikaları ile ezilmektedirler. Komünist Çin Halk Cumhuriyeti’nde sistem, ulusal çıkarlar doğrultusunda şekillenmiş; Çin’in 1949 yılından bu yana yürüttüğü politikalar Doğu Türkistanlıları asimilasyon ve etnik temizliğe maruz bırakmıştır. 1949-1952 yılları arasında 2 milyon 800 bin, 1952-1957 yılları arasında 3 milyon 509 bin, 1958-1960 yılları arasında 6 milyon 700 bin, 1961-1965 yılları arasında 13 milyon 300 bin kişi ya Çin ordusu tarafından öldürülmüş ya da rejimin politikaları doğrultusunda oluşan kıtlık sonucu vefat etmişlerdir. 1965’ten sonraki katliâmlarla birlikte, öldürülen Doğu Türkistanlı sayısı 35 milyon gibi inanılmaz bir rakama ulaşmıştır. Doğu Türkistan’da meydana gelen insan hakları ihlâlleri, zaman zaman kimi insan hakları örgütleri tarafından dillendirilmiş olsa da, bu girişimler, yaşanan zulmün engellenmesinde etkili olamamıştır.

11.07.2009


 

Gül: Kaygı ile takip ediyorum

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Doğu Türkistan’da yaşanan olaylarla ilgili olarak, ‘’Olup bitenleri kaygı, endişe ve büyük üzüntü ile takip ediyorum’’ dedi.

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşanan olayları büyük bir kaygı, endişe ve üzüntüyle takip etiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Gül, Cuma namazını kıldığı Ostim’deki Abdülkadir Geylani Camii’nden ayrılırken gazetecilerin soruları üzerine, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşananları büyük bir kaygı, endişe ve üzüntüyle takip etiğini söyledi. Geçen günlerde Çin’i ziyaret sırasında Uygur Özerk Bölgesi’nin başşehri Urumçi’ye gittiğini ve bölgeyi ziyaret eden ilk Türk Cumhurbaşkanı olduğunu belirtti. Urumçi’de düzenlenen kültür programları sayesinde Uygurlu Türklerle akrabalık bağlarının ne kadar güçlü olduğunu gördüğünü dile getiren Gül, şöyle devam etti: ‘’Bugün orada insanların büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya kaldığını görmek bizi haklı olarak derinden yaralamaktadır, endişelendirmektedir. Öldürülmelerin, katledilmelerin sorumlularını ortaya çıkarmak ve hesap sormak, Çin gibi büyük bir devletin yapması gereken iştir. Bu olayların bir an önce bitmesi ve buna sebebiyet verenlerin şeffaf bir şekilde yargılanmalarını beklemek, onların akrabaları olarak bizim hakkımızdır.’’

11.07.2009


 

Toptan: Tatmin edici açıklama bekliyoruz

TBMM Başkanı Köksal Toptan da, Nijerya Temsilciler Meclisi Başkanı Dimeji Bankole ile görüşmesinde, gazetecilerin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki olaylara ilişkin sorusunu üzerine ‘’Çok güçlü olmak, hak ve hukuktan ayrılma hakkını vermez.

En son meydana gelen olaylar, bizim kaygımızı ciddî şekilde artırmaktadır. Çok güçlü olmak hak ve hukuktan ayrılma hakkını vermez’’ dedi. Toptan, Sincan Uygur özerk Bölgesinde yaşanan olaylar ve iddialarla ilgili olarak, Çin Halk Cumhuriyeti’nin sür'atle dünya kamuoyunu tatmin edecek açıklama yapmasını beklediklerini söyledi.

11.07.2009


 

Katliâma tepkiler artıyor

ÇİN'İN Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde, Uygur Türklerine uygulanan şiddet olayları, yurdun çeşitli yerlerinde kınandı.

Türkiye Oyuncakçılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Özyiğit Oyuncak ve Hediyelik Eşya’nın sahibi Adil Özyiğit, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşanan olaylarla ilgili olarak, ‘’hiçbir Türk vatandaşının bu katliamı kabul edebileceğine inanmıyoruz. Sektör olarak, Çin’den yeni oyuncak ithalatlarını onaylamıyoruz’’ dedi. Oyuncak sektöründeki 20 ithalatçı şirketin birlikte hareket ederek ‘’Çin’i protesto’’ edeceğini bildiren Adil Özyiğit, ‘’Biz protestomuza başladık, katliâmın bir an önce bitmesini istiyoruz’’ diye konuştu. Adil Özyiğit, Türkiye’de satılan oyuncağın yüzde 95’inin Çin’den geldiğine dikkati çekti.

KATLİÂMA SESSİZ KALINMASIN

Bursa Barosu tarafından yapılan yazılı açıklamada da, Çin hükümetinin asker ve polis gücünün yanı sıra sivil Çinlileri de silâhlandırmak sureti ile olayları büyüttüğü ve Uygur Türklerine karşı tam bir vahşete dönüşen katliâmlara neden olduğu belirtildi. Açıklamada Çin’in Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine yönelik yürüttüğü asimilasyon politikalarına ve katliâmlara dünya kamuoyunun sessiz kalmamasını istedi.

Muğla’da kapalı pazar yerinde toplanan esnaf, Uygur Türklerine uygulanan şiddet olaylarını protesto ederek, Çin mallarını yaktı.

Kastamonu Barosu tarafından yapılan yazılı açıklamada, Uygur Türklerinin maruz kaldığı vahşete sessiz kalınmaması gerektiği belirtildi. Çin’de demokratik haklarını kullananların üzerine ateş açılarak silâhsız insanların öldürülmesi üzerine başlayan olaylar çığırından çıktığı vurgulan açıklamada, “Uzun yıllardan beri sürdürülen göç politikaları nedeni ile bölgedeki nüfus dengesinin bozulduğu yetmiyormuş gibi bu katliâmlarla da bölge halkı yok edilmek istenmektedir. Başta BM teşkilatı, uluslar arası kurum ve kuruluşlar ve özellikle üyesi olduğumuz Güvenlik Konseyi acil toplantıya çağrılarak kalıcı ve etkili çözümler üretilmelidir.’’

Kayseri Minibüsçüler ve Servis İşletmecileri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çabucak, yaptığı yazılı açıklamada, yaşanan olaylar karşısında Türkiye ve dünya kamuoyunun Doğu Türkistan’ı unutmaması gerektiğini kaydetti. Çin’in Uygur Türklerine karşı asimile politikası yürüttüğünü belirten Çabucak, “Başta Kayseri olmak üzere Türkiye ve dünya kamuoyu harekete geçmeli. Acilen bağımsız bir heyet oluşturularak bölgeye gönderilmeli ve bu vahşetin sorumluları ortaya çıkarılmalıdır. Bununla da kalınmayarak gerekli uluslar arası müeyyideler uygulamaya konulmalıdır’’ denildi. Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok başkanlığında toplanan Belediye Meclisi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşanan olayların kınanmasını kararlaştırdı.

Saadet Partisi İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Cenk Kılıç, Konak Meydanı’nda düzenledikleri protesto eyleminde, katliâmların son günlerde etnik soykırım boyutuna ulaştığını ifade ederek Doğu Türkistan’da insanlık suçu işlendiğini belirtti. ABD ve batı ülkelerinin bölgede yaşanan olaylara sessiz kaldıklarını ifaden Cenk Kılıç, yaşanan vahşetin durdurulması için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dünya kamuoyunu harekete geçirmesini istedi. Kılıç, Çin mallarına yönelik boykot çağrısı da yaptı.

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Başkanı Necip Kalkan, Sincan Uygur Özerk Bölgesinde yaşanan olayların ‘’insanlık ayıbı olduğunu ve bu konuda tedbir alınması’’ gerektiğini bildirerek, ‘’Yaşanan insanlık ayıbı görmezden gelinemez’’ dedi.

Şehitler için gıyabî cenaze namazı kılındı

YURDUN değişik yerlerinde Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çıkan olaylarda vefat eden Uygur Türkleri için gıyabi cenaze namazı kılındı. İstanbul Beyazıt Camii’nde Cuma namazı çıkışında Doğu Türkistan’da Çin zulmü sonucu hayatını kaybedenler için gıyabî cenaze namazı kılındı. Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk, yaptığı açıklamada Doğu Türkistan’da yaşananların din veya ırk yüzünden değil; güçlünün güçsüzü ezme isteği sonucu meydana geldiğini ifade etti. Tümtürk, basından olayların yaşandığı bölgeyle ilgili olarak “Sincan” değil “Doğu Türkistan” ifadesinin kullanılmasını rica etti. Sloganlar atan grup, Çin bayrağını yaktı. Sivas Ulu Camii’nde Cuma namazı sonrası toplanan vatandaşlar, Uygur Türklerine yönelik yapılan saldırıları kınadı. Vatandaşlar, çıkan olaylarda vefat eden Uygur Türkleri için gıyabi cenaze namazı kıldı. Bu arada, Cumhuriyet Üniversitesi Camii’nde de çıkan olaylarda vefat eden Uygur Türkleri için gıyabi cenaze namazı kılındı.

11.07.2009


 

Şirin: UNICEF’in sessiz kalması düşündürücü

ÇOCUK Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, şu ana kadar UNICEF’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşananlar karşısında açıklama yapmaması ve bölgeye insanî yardım göndermemesinin düşündürücü olduğunu bildirdi.

Şirin yaptığı yazılı açıklamada, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin, insanlık tarihine büyük katkılar yapan Uygur Türklerinin ana vatanı olduğunu hatırlattı. Tarihi süreç boyunca bölgede tam anlamıyla soykırım, tehcir, işkence, tarihi kimliği ortadan kaldırma, çocuk ve insan hakları ihlalleri yaşandığını dile getiren Şirin, ‘’Çin yönetiminin hiçbir ailenin ikinci çocuk edinmesine izin vermediğini, doğuma birkaç gün kala bebeklerin kürtaj yoluyla alınıp ölüme terk edildiğini, hiçbir çocuğun kardeşiyle büyüme hakkına sahip olmadığını, beslenme ve eğitim alma haklarından yararlanamadığını’’ ifade etti. Şirin, şunları kaydetti: ‘’Bugün Doğu Türkistan’da tekrarlanan yeni Gazze’dir, Bosna’dır, Karabağ’dır. Konu ırk sorunu olmadığı gibi yalnızca insan hakları sorunu da değildir. Bir halkı, bir kültürü, tarihî mirası ortadan kaldırmaya yönelik bir vahşet karşısında Türkiye ve dünyada çocuk ve insan hakları savunucularının seslerinin niçin çıkmadığı konusu üzerinde de herkesin düşünmesi gerekir. Şu ana kadar UNICEF’in Doğu Türkistan’da yaşananlar karşısında hiçbir açıklama yapmamış olması ve bölgeye insanî yardım göndermemiş olması da düşündürücüdür.’’

11.07.2009


 

Vahşet, yarın lânetlenecek

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı’nca, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşanan olaylara ilişkin yarın saat 17.00’de Çağlayan Meydanı’nda miting düzenlenecek.

250’ye yakın sivil toplum kuruluşunun da katılacağı mitingde Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un konuşma yapacağı bildirildi.

11.07.2009


 

Bakan Kavaf da Dostluk Grubundan istifa etti

DEVLET Bakanı Selma Aliye Kavaf, Türkiye-Çin Parlamentolararası Dostluk Grubundan istifa etti.

Devlet Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Kavaf’ın, ‘’Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşanan olaylardan büyük üzüntü duyduğunu’’ belirterek, Türkiye-Çin Parlamentolararası Dostluk Grubu’ndan istifa ettiği bildirildi.

11.07.2009


 

ÖSS sonuçları yarın açıklanacak

ÖĞRENCİ Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 2009-ÖSS sonuçlarının 12 Temmuz Pazar günü açıklanacağını bildirdi.

Yarımağan, YÖK Genel Kurulunun aldığı ‘’ÖSS’deki baraj puanlarını geçmeyi kolaylaştırıcı’’ yöndeki kararının ÖSS’ye giren 80-100 bin adayı etkileyeceğini söyledi. Yarımağan, 14 Haziran Pazar günü gerçekleştirilen ÖSS ile 21 Haziran Pazar günü yapılan Yabancı Dil Sınavı (YDS) ile hesaplama çalışmalarının son aşamaya geldiğini bildirdi. Ünal Yarımağan, YÖK Genel Kurulu’nun bugün aldığı ‘’Öğrenci sayısındaki azalma, kontenjanlardaki artış ve bazı testlerdeki soruların güçlüğü dikkate alınarak bu yılki sınavda 165 taban puanını yüzde 20 ortalama net başarıya, 145 taban puanını da yüzde 10 ortalama net başarıya eşleştiren bir düzenleme yapıldığı’’ yönündeki kararla ilgili öneriyi ÖSYM olarak kendilerinin YÖK’e sunduğunu ifade etti.‘’Bu karar doğrultusunda puanlar yeniden mi hesaplanacak?’’ sorusuna Yarımağan, ‘’Biz puanların buna uyarlanmasını yaptık bile. Bu kısa bir iş. Zaten biz bu kararı YÖK Genel Kurulundan bekliyorduk. Çünkü öneri bizim. Birkaç seçenek sunmuştuk, YÖK de bu kararı aldı. Bu, barajın geçen öğrenci sayısının artırılması anlamında. Çalışmalarımızı yaptık, sınav sonuçlarını pazar günü açıklayacağız."

11.07.2009


 

Jandarmadan zabıtaya baskın

İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Edirnekapı’da bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Avrupa Yakası Zabıta Müdürlüğü’ne baskın düzenledi. Çok sayıda jandarma timinin katıldığı operasyonda bazı çalışanların gözaltına alındığı ve çok sayıda belgeye de incelenmek üzere el konulduğu öğrenildi.

Jandarmadan zabıtaya baskın

İSTANBUL İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Edirnekapı’da bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Avrupa Yakası Zabıta Müdürlüğü’ne baskın düzenledi. Çok sayıda jandarma timinin katıldığı operasyonda bazı çalışanların gözaltına alındığı ve çok sayıda belgeye de incelenmek üzere el konulduğu öğrenildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı’nın Edirnekapı’da bulunan müdürlüğe sabah saatlerinde gelen jandarma ekipleri, giriş çıkışları kontrol altına alarak arama yaptı. Zabıta tesislerinde yapılan aramalarda çok sayıda belgeye incelenmek amacıyla el konuldu. Alınan bilgilere göre, 16 zabıta memurunun gözaltına alındı. Baskın sırasında polisin de zabıta müdürlüğüne geldiği ve çalışmalara refakat ettiği belirtildi. Öte yandan zabıta müdürlüğü yetkililerinden edinilen bilgilere göre, baskının nedeninin toprak döküm sahalarıyla ilgili olduğu ortaya çıktı. Zabıta müdürlüğü özellikle son dönemde su havzalarını korumak ve yasal olmayan şekilde kaçak döküm yapılmasını önlemek amacıyla yüksek cezalar keserek kaçak dökümün önüne geçmeye çalıştı. Toprak döküm sahalarının çoğunlukla jandarma bölgesinde olması nedeniyle olaya jandarma ekipleri müdahil oldu. Kesilen cezalar nedeniyle bazı şikâyet başvurularının jandarmaya ulaştığı ve bu kapsamda rüşvet soruşturması başlatıldığı öğrenildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, jandarma operasyona ilişkin konunun önceden takip edildiğini ve ün sonuçlandığını bildirdi. Topbaş, ‘’Daha önce de istismar konusunda şikâyetler vardı ve 3 kişiyi görevden aldık. Takip ediliyor elbette. Bunlar istismara açık noktalar. Takip sonucunda böyle bir yanlış yapan insanlardan bahsediliyor. Jandarma da gereken işlemi yaptı’’ dedi.

11.07.2009


 

Dağlıca için görevsizlik talebi

AĞIR cezalık suç işleyen askerlerin sivil mahkemede yargılanmasının önünü açan yasanın yürürlüğe girmesiyle Van Askerî Mahkemesi’nde görülen Dağlıca dâvâsından yargılanan Ramazan Yüce’nin avukatı mahkemeye görevsizlik talebinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, CMK’nın 250. maddesinde belirtilen ağır ceza suçları işleyen askerlerin sivil mahkemede yargılanmasının önünü açan yasayı onaylayarak yürürlüğe koymasından sonra, gözler Askerî Mahkeme’de görülen davalara çevrildi. Bunlardan biri de Van Askerî Mahkemesi’nde görülen Dağlıca Davası. 7 asker ile yargılanan Ramazan Yüce’nin avukatı Dinçel Aslan, Van Askerî Mahkemesi’ne başvurarak müvekkili yönünde görevsizlik talebinde bulundu.

Avukat Aslan, mahkemeye sunduğu dilekçesinde, müvekkili Ramazan Yüce’ye isnat edilen suçların yürürlüğe giren 5918 sayılı kanunla CMK’nın 250. maddesi uyarınca kurulan ağır ceza mahkemelerinin yargı yetkisine girdiğini söyledi. Yasanın, ‘yürürlüğe girdiği tarihte devam eden soruşturma ve kovuşturmalara uygulanacağı’ hükmünü hatırlatan Avukat Aslan, bu sebeple Ramazan Yüce açısından dosyanın tefrik edilip, görevsizlik kararı verilerek dosyasının yetkili Van Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti.

11.07.2009


 

Tüketici, akaryakıtta gerçek indirim istiyor

Tüketİcİ Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Ali Çetin, akaryakıtta tavan fiyat uygulamasını eleştirdi ve ‘’Bizler akaryakıt fiyatlarında gerçek indirim istiyoruz’’ dedi.

Çetin yaptığı yazılı açıklamada, EPDK’nın akaryakıtta tavan fiyat uygulamasına gittiğini, ancak ortada gerçek anlamda bir indirim olmadığını söyledi. Türkiye’deki akaryakıt fiyatlarının ‘’fahiş’’ olduğunu ifade eden Çetin, şunları kaydetti: ‘’Fahiş akaryakıt fiyatlarının temel nedenlerinden biri kartelci fiyat uygulaması ise daha da önemlisi soyguna dönüşen dolaylı vergilerdir. Dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen bir uygulama ile vergiden vergi alınmaktadır. 1 litre benzinin yüzde 63’ü, 1 litre mazotun yüzde 58’i ve 1 litre otogazın yüzde 80’i vergidir. Fahiş fiyatların bir nedeni de kayıt dışılığa göz yumulmasıdır. ’’ Akaryakıt fiyatlarında gerçek indirim istediklerini belirten Çetin, bu indirimin tüketicilerin ‘’tüketmeme hakkını’’ kullanmalarıyla alınabileceğini ifade etti ve tüketicilere ‘’gerçek bir indirim için akaryakıt almama boykotuna hep beraber hazırlanalım’’ çağrısında bulundu.

11.07.2009


 

Sağlık kuruluşları SGK’nın yakın takibinde

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), bir genelgeyle sağlık hizmeti sunucularının denetim usul ve esaslarını belirledi.

Buna göre, Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezlerinin kurulu bulunduğu ildeki Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü veya Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezleri bünyesinde, Sosyal Güvenlik İl Müdür Yardımcısı, Sağlık Sosyal Güvenlik Merkez Müdürü, uzman hekim, hekim, eczacı, diş hekimi, avukat ve sosyal güvenlik kontrol memuru unvanlı personel ile Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezlerinde görevli diğer personelin yer alacağı en az 2 kişilik “denetim birimi” ve “denetim ekibi” oluşturulacak. SGK, bir yılda kurumla sözleşmesi bulunan eczaneleri en az 1, sağlık kurum ve kuruluşları ile optisyenleri en az 2 kere mevzuat ve sözleşme hükümlerine uyumluluk açısından denetleyecek. Denetim birimi, denetim yapılacak sağlık hizmeti sunucularını belirleyecek, denetim ekibinin tutanak ve raporlarını değerlendirecek, sağlık hizmeti sunucularının denetimiyle ilgili eş güdümü sağlayacak, denetim sonuçlarıyla ilgili aylık ve yıllık istatistiki bilgiler hazırlayacak.

11.07.2009


 

Sağlık Bakanlığı’na, bin 750 personel alınacak

SağlIk Bakanlığı, Kamu Personel Seçme Sınavı sonuçlarına göre, ÖSYM aracılığıyla merkez ve taşra teşkilâtına bin 750 personel alacak.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, KPSS sonuçlarına göre kamu kurum ve kuruluşlarında çeşitli kadro ve pozisyonlarda görev yapmak üzere açıktan atamayla 10 bin 244 personel istihdam edileceği belirtilerek, bunların bin 750’sinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 4/A maddesine göre kadrolu olarak Sağlık Bakanlığına alınacağı bildirildi. Açıklamada, Bakanlık kadrolarına müracaat edecek adayların, 28-29 Haziran ve 21 Eylül 2008 tarihlerinde yapılan KPSS lisans ve ortaöğretim/önlisans sınavlarının en az birinden ilgili KPSS puanını almış olması gerektiği kaydedildi. Açıklamada, adayların tercihlerini, 15 Temmuza kadar www.osym.gov.tr internet adresinden yapması gerektiği bildirildi.

11.07.2009


 

Kapasite kullanımı azaldı

İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı Haziran ayında, geçen yılın aynı ayına göre 9,6 puan azaldı ve yüzde 72,7 seviyesinde gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) “İmalat Sanayinde Eğilimler Haziran 2009” sonuçlarını açıkladı. Buna göre, imalat sanayiinde kapasite kullanım oranı, geçen yılın aynı ayına göre 9,6 puan azalırken, bir önceki aya göre 2,3 puan arttı. 2008 yılı Haziran ayında yüzde 82,3 olan üretim değeri ağırlıklı kapasite kullanım oranı, bu yılın Haziran ayında yüzde 72,7 olarak hesaplandı. Kapasite kullanımı bu yılın mayıs ayında yüzde 70,4 düzeyindeydi. Dağılıma bakıldığında, devlet sektöründe kapasite kullanım oranı yüzde 80,7, özel sektörde yüzde 72,6 oldu. 2008 yılı Haziran ayında, kapasite kullanım oranı özel sektörde yüzde 95,2, devlet sektörünün yüzde 80,6 düzeyindeydi.

2009 Haziran ayında, iş yerlerinin, tam kapasite ile çalışmamasının sebepleri arasında talep yetersizliği ilk sırada yer aldı. İç pazarda talep yetersizliği yüzde 51,9 ve dış pazarda talep yetersizliği yüzde 33,1 oranında etkili oldu. Malî imkânsızlıklar yüzde 3,5, yerli mallarda hammadde yetersizliği yüzde 2,9 ve ithal mallarda hammadde yetersizliği yüzde 1,7, işçilerle ilgili meseleler ise yüzde 1,4 oranında etkiledi.

İş yerlerinde Haziran ayı üretim miktarı bir önceki aya göre yüzde 5,8 artarken, Temmuz ayında üretim miktarının yüzde 1,4 yükselmesi bekleniyor.

11.07.2009


 

Ergün: Devletçi model işlevini tamamladı

Sanayİ ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, “Devletçi modelin işlevini tamamladığını ve Türkiye için artık özel sektör eliyle kalkınma modelinin, dışa açık rekabetçi bir piyasa ekonomisi modelinin vazgeçilmez bir yol olduğunu kabul etmemiz gerekiyor” dedi.

Ergün, Kayseri Sanayi Odası Salonu’ndaki Oda ve Borsalar Ortak Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, sanayici, iş adamı ve esnafların artık konulara başka bir açıdan bakmaları, global ekonomide, dünyada, Türkiye’de olup biteni yakında takip etmeleri ve bir değişim ve dönüşüm ihtiyacını hissediyor olmalarının son derece önemli olduğunu söyledi. Bunun Türkiye adına, sanayi ve ticaret adına büyük bir kazanç olduğunu vurgulayan Ergün, şöyle devam etti:

“Çünkü, gerçekten bundan sonra böyle olması gerekiyor. Global bir ekonomiden dönüş yok. Artık açık bir modelde ticaret yapacağız, sanayimiz bu açık modelde rekabet edecek ve Türkiye özel sektör eliyle gelişmesini, kalkınmasını tamamlayacak. Devletçi modelin işlevini tamamladığını ve Türkiye için artık özel sektör eliyle kalkınma modelinin, dışa açık rekabetçi bir piyasa ekonomisi modelinin vazgeçilmez bir yol olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. O zaman özel sektör sanayisiyle, ticaretiyle, esnafıyla önem kazanıyor. Özel sektörün bu misyonu yüklenecek nitelikte bir özel sektör haline gelmesi gerekiyor ve bizim de buna kamu olarak, devlet yönetimi olarak, hükümetler olarak katkı sağlamamız gerekiyor.”

11.07.2009


 

Nabucco’da imzalar Ankara’da atılacak

Doğal gazın Türkiye-Bulgaristan-Romanya ve Macaristan üzerinden Avusturya’ya taşınmasını öngören Nabucco Projesi’ne ilişkin hükümetler arası anlaşmanın, Pazartesi günü Ankara’da imzalanmasıyla birlikte önemli bir safha daha aşılacak.

13 Temmuz Pazartesi Ankara Rixos Otel’de, Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek Nabucco Hükümetler arası Anlaşması İmza Töreni ve Zirve Toplantısına Avrupa’dan Cumhurbaşkanı ve Başbakanlar düzeyinde katılımlar olacak. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun da katılacağı Avrupa’nın enerji güvenliği açısından büyük önemi bulunan Nabucco Doğal Gaz Boru Hattı Projesinin zirve toplantısına, anlaşmaya taraf devletlerden Romanya Cumhurbaşkanı Traian Basescu, Macaristan Başbakanı Gordon Bajnai, Bulgaristan Başbakanı Sergey Stanişev ile Avusturya Başbakanı Werner Faymann’ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 20 ülkeden bakan düzeyinde katılım sağlanacak. Genel oturum ve 8’er dakikalık konuşmalarla başlayacak zirve, imza töreni, aile fotoğrafı çektirilmesi ve basın toplantısıyla devam edecek.

11.07.2009


 

3. köprüden tren de geçecek

KARAYOLLARI Genel Müdürü Cahit Turhan, İstanbul Boğazı’na yapılması planlanan 3. köprünün 2x3 şerit karayolu, 1 gidiş 1 geliş de demiryolu olarak yapılmasının öngörüldüğünü söyledi.

Turhan, Adapazarı-Tekirdağ arasında trafik yoğunluğunun günden güne arttığına dikkati çekerek, bu güzergâhta yüksek standartta bir yolun yanı sıra İstanbul Boğazı’na 3. bir köprü yapılması ihtiyacının ortaya çıktığını belirtti. İstanbul Boğazı’na 3. bir köprünün yapılmasının yatırım programına 1993’te alındığını hatırlatan Turhan, ‘’3. Boğaz Köprüsü ile Kuzey Marmara Geçişi Otoyolu Projesi’’ kapsamında belirlenen güzergâhın İstanbul Büyükşehir Belediyesinin imar planlarına işleneceğini söyledi. Turhan, ‘’En geç Eylül’de projeyi Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle ihale etmeyi planlıyoruz’’ diye konuştu.

MALİYETİ 4 MİLYAR DOLAR OLACAK

KARAYOLLARI Genel Müdürü Turhan, İstanbul boğazına yapılacak 3. köprünün yaklaşık 1300 metre, otoyolun ise yaklaşık 300 kilometre uzunluğunda olacağını bildirdi. Projenin toplam maliyetinin 4 milyar dolar olarak hesaplandığına dikkat çeken Turhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Projenin yapım süresinin 5 yıl olmasını planlı-yoruz. Otoyol, İstanbul sınırları içinde 2x4 şerit, İstanbul dışında Gebze-Adapazarı ve Hadımköy-Kınalı arasında ise 2x3 şerit olarak yapılacak. İstanbul Boğazı’na yapılacak 3. köprünün ise 2x3 şerit karayolu, 1 gidiş 1 geliş de demiryolu olarak inşa edilmesi öngörülüyor. Köprü yapılmasının planlandığı güzergâha yakın yerlerde zaten demiryolu ağı bulunuyor. Ayrıca 3. köprüdeki demiryolunun Marmaray’a da bağlanması he-defleniyor.’’

Turhan, inşa edilecek otoyoldan araç geçişi için YİD modeliyle yapılacak ihalede garanti verileceğini ve garanti edilen rakamın altında kalınması durumunda farkın devlet bütçesinden ödenmesinin planlandığını da söyledi. Otoyol ve köprüyü kullanacak araçların ödeyeceği tavan fi-yatların da belirleneceğini dile getiren Turhan, ihaleye katılacak firmalardan işletme yılı süresinin talep edileceğini vurguladı.

11.07.2009


 

Denizli’de deprem

DENİZLİ'NİN Akköy ilçesinde 3.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, dün saat 08.08’de merkez üssü Akköy ilçesi olan depremin büyüklüğünün 3.7 olarak ölçüldüğü bildirildi. Denizli merkez olmak üzere çevre il ve ilçelerde hissedilen hafif şiddetli depremde can ve mal kaybı yaşanmadığı kaydedildi.

11.07.2009


 

Lee, 120. yılını kutluyor

ORİJİNAL denim giyiminin mimarlarından biri olan Lee, 120. yıl dönümünü kutluyor. 1889 yılında kurulan efsanevî denim markası, devamlı yaptığı yeniliklerle ismini duyurmaya devam ediyor.

“Rebel Without A Cause” filminin galasında James Dean’in Lee jean giymesiyle 1955’te marka büyük sıçrama gerçekleştiren Denim’de dönüşüm başladı: Artık sadece işçi giysisi değil, popüler kültürün bir parçası olmuştu. 1963’te Avrupa pazarına giren Lee, kırk yıl sonra, Lee, Londra’nın Carnaby Caddesi’nde Avrupa’daki ilk bağımsız mağazasını açtı. Tasarımlarıyla bir, hatta iki kitabı dolduracak kadar zengin bir tarihe sahip olan Lee’nin yenilik coşkusu devam ediyor.

11.07.2009


 

Gurbetçilerin gelişi hızlandı

EDİRNE Gümrük ve Muhafaza Başmüdürü Kaptan Kılıç, ‘’Sistemde kayıtlı bir aracın gümrük işlemlerinin yapılması en fazla 1 dakika sürüyor’’ dedi.

Kılıç, gurbetçi girişlerinin Haziran ayının sonlarına doğru hız kazandığını, günde yaklaşık 5 bin aracın Kapıkule Sınır Kapısı’ndan giriş yaptığını belirtti. Kapıkule Sınır Kapısı başta olmak üzere Pazarkule, Hamzabeyli ve İpsala sınır kapılarında özellikle hafta sonları yoğun girişler olduğunu ifade eden Kılıç, şunları söyledi: ‘’ Geçen yıl Haziran ayının başlarında yoğunluk yaşanmıştı. Bu yıl ise Temmuz ayında yoğunluk yaşanıyor. Kapıkule Sınır Kapısı’ndan günde ortalama 5 bin araç giriş yapıyor. 12 peronda 24 personelimiz çalışıyor. Aynı anda 24 bilgisayarda araç giriş işlemleri yapılabiliyor. Çalışan memurlarımız gurbetçilerimizi bekletmemek için özveriyle görev yapıyor.’’

11.07.2009


 

“Kul hakkı” sıraya soktu

MERSİN’DE Sosyal Riski Azaltma Projesi (SRAP) kapsamında ‘’Şartlı Nakit Transferi Uygulaması’nda çocuk başına 20 ile 45 lira para alacak kadınlar Ziraat Bankası önünde yine izdihama sebep oldu.

İzdiham oluşturan kadınlarla baş edemeyen banka görevlisi ise sıraya geçmeyen kadınların ‘kul hakkı” yediğini belirterek, “Allah katında kul hakkı yiyenler affolmaz” diye uyardı. Görevlinin uyarısı ile biraz sakinleşen kadınlar, bu sefer de sıraya girmek isterken izdihama sebep oldu.

11.07.2009


 

THY’den yeni uçuş noktası

TÜRK Hava Yolları (THY) İstanbul-Lviv (Ukrayna) seferlerine 27 Temmuzda başlayacak. Şirketin 118’inci yurt dışı uçuş noktası olacak Lviv uçuşlarında, 27 Temmuzdan itibaren 1 ay süreyle vergi ve harçlar dahil gidiş-dönüş 99 Avro’dan başlayan promosyon fiyat uygulanacak.

Seferler, Pazartesi, Perşembe ve Pazar olmak üzere haftada 3 gün yapılacak. Lviv hattı Ukrayna’da, Dnipropetrovsk, Donetsk, Kiev, Odessa, Simferopol’dan sonra THY’nin sefer düzenlediği 6’ncı uçuş noktası olacak.

11.07.2009


 

Yol yap, adın kalsın

KONYA'NIN Beyşehir ilçesine bağlı Kayabaşı beldesinde, ‘’Mahallenin yolunu yap, ismini caddeye verelim’’ kampanyasına, çoğu iş adamı 18 kişi, 100 bin liradan fazla destek verdi.

Sağladıkları katkılar dolayısıyla gurbetçi hemşehrilerine belde halkı adına minnet duygularını ifade etmek istediğini belirten Güneş, ‘’Biz de onlara ‘jest olsun’ diye, isimlerini, parke taşı döşenen cadde ve sokaklara vereceğiz.

11.07.2009


 

Büyük Adana Kebapçısı artık Avrupalı oldu

İSTANBUL Kadıköy’deki üç şubesiyle müşterilerine uzun yıllardır hizmet veren Büyük Adana Kebapçısı, dördüncü şubesini Avrupa yakasında açtı. Güneşli’deki şubesinin açılışını gerçekleştiren Avrupa Büyük Adana Kebap salonunda en az Adana’nın havası kadar sıcak bir ortam müşterilerini bekliyor.

Ağabeyi Mehmet Elban ile yirmi yıldır kebapçılık yapan 37 yaşındaki Murat Elban, bilinen Büyük Adana Kebapçısı kalitesini aynen koruyarak daha çok müşteriye ulaşmak hedefinde olduklarını söyledi. Diğer Adana kebapçılardan farklarının “büyük” kelimesinin sadece isimlerinde yer almadığını ve kebaplarının da normal Adana kebaplarından daha büyük olduğunu ifade eden Elban, müşterilerine gerçek Adana kebabı tadı vaad ediyor. “İnsan sağlığıyla ilgili kendiniz için ne düşünüyorsanız onu düşündüğümüz için hijyene azamî derecede dikkat ediyoruz” diyen Murat Elban, Avrupa Büyük Adana Kebapçısı’nın bir diğer farkının da bütün ürünlerinin uluslar arası kalite standardı olan HACCP gıda güvenliği ve ISO 9001-2000 ile Tescilli Adana Kebabı belgesine sahip olması olduğununun da altını çizdi.

11.07.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.