16 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Kültür-Sanat

Kemençe ustası, ama çalmasını bilmiyor

KARADENİZ müziğinin önemli enstrümanlarının başında gelen kemençe yapımında usta olan Hasan Sancak’ın (64) ünü ülke sınırlarını aştı. Şu ana kadar 15 binin üzerinde kemençe yapan Sancak, aynı mahareti çalmaya gelince gösteremiyor.

Sancak, Trabzon’un Sürmene ilçesindeki mütevazî dükkânında yarım asrı aşkın bir zamandır el emeği göz nuru ile kemençeler yapıyor. Kemençe yapma merakı ilkokul 4. sınıfa giderken başlayan Sancak, o yaşlarda ağaç dallarından kemençe şeklinde figürler yaparmış. Kemençe merakı uğruna zaman zaman okulu astığını anlatan Hasan Sancak, “Evden okula giderken 15 dakika yürürdük. Ben çantamı arkadaşlarıma verir, okula gitmez, ağaç dallarından ve oymalarından kemençe şeklinde figürler yapardım. Yıl sonunda geometri hariç bütün derslerim zayıf geldi. Bu şekilde yeteneğimi fark ettim ve kendimi bu işe verdim” diyor.

Hasan usta, kemençe yapma konusunda hiçbir ustadan eğitim almadığını, yapılmış kemençelere baka baka kendini geliştirdiğine vurgu yapıyor. Ağacı, peyniri dilimleme rahatlığı ile şekilden şekle sokan Sancak, bugüne kadar değişik baş modellerinde 15 binin üzerinde kemençe yapmış. Timsah, hamsi, horoz ve insan şeklinde başı (burguluk) olan kemençeler yaptığını dile getiren Sancak, bir hatırasını şöyle anlatıyor: “Ağaçtan insan heykeli yaparım. Ama deftere onu çizemem. Bir gün, ‘Almancı’ diye tabir ettiğimiz Giresunlu bir iş adamı yanıma geldi. ‘15 tane kemençe yaptırdım. Aradığım gibi kemençeyi bulamadım. Bana bir kemençe yapabilir misin?’ dedi. ‘Yaparım’ dedim. Adam hâlâ kendince konuşuyordu, bir ara sinirlenerek ‘istersen kemençeye resmini bile koyarım’ dedim. Adamın resmini kabartma yaptım. Kemençeyi görünce de şaşkınlığını gizleyemedi; ‘isterse hiç ötmesin, benim aradığım buydu’ dedi.”

YUNANLILAR DÂVET ETMİŞ

Ünü Türkiye sınırlarını aşmış olan Hasan usta, Yunanistan’dan dâvet aldığını söylüyor.

Kemençenin dünyada Türkiye ve Yunanistan’da üretildiğini kaydeden Sancak, “Kemençenin ana yurdu Türkiye’dir. Yunanlılar bizden almışlar. Yunanistan’da bu işi yapmam için bugünün parasıyla kaymakam maaşı kadar ücret teklif ettiler, fakat kabul etmedim. Dört telli ve kalın sesli kemençeyi benden daha iyi yapan olduğunu düşünmüyorum” şeklinde konuşuyor. Gelişen teknolojiye rağmen kemençe yapımını hâlâ elle sürdürdüğüne işaret eden Hasan Sancak, elde yapılanın makinede yapılandan çok daha kaliteli olduğunu savunuyor. Türkiye’nin yanı sıra Japonya, Yunanistan ve Fransa’ya kemençe gönderdiğine değinen Sancak, san'at ve siyaset dünyasından birçok ismin kendisinden kemençe aldığını dile getirdi.

Hasan usta, çok iyi kemençe yapmasına rağmen çalmasını bilmiyor. Çalmak için çok gayret ettiğini ancak bir türlü beceremediğini ifade eden emektar usta, yapan kişinin çalamayacağı iddiasında bulunuyor. Kemençeyi yaparken, tellerin üzerinde narince gezdiriyor yayını. “Yakın zamana kadar ustalığınıza rağmen kemençe çalamıyordunuz” diyoruz; “Hâlâ bilmiyorum ki” cevabını veriyor. “Bir şeyi tam yapamiysan, yaparım demeyeceksun” diye de ilâve ediyor. Yeni neslin mesleğe ilgisizliğinden yakınan Hasan Sancak, Sürmene Kaymakamlığı’nın girişimleriyle açılacak kurslarda çırak yetiştireceğini sözlerine ekledi.

KEMENÇE

KEMENÇE kelimesi; Farsça kökenli olan “keman” kelimesinin “çe” küçültme ekini almış hali. “Yayla çalınan küçük saz” anlamını taşıyor. Öte yandan Divan-ı Lügat-it Türk’te “-çe” benzetme ekidir. Buna göre Kemençe “kemana benzer”, “keman gibi” anlamı da kazanmakta. Orta Asya’da şekil olarak bugünkü kemençeye tam benzemeyen, fakat onun atası sayılabilecek birçok saz görülüyor. Orta ve Uzak Asya Müslüman ve Moğol saz takımlarındaki yaylı sazlar incelendiğinde farklı isimlere de rastlanmakla birlikte çoğunlukla “Kemençe veya Kemançe” adının verildiğine ve “Iklığ - Iklık” adıyla beraber kullanıldığına rastlanmakta. Kemençe kelimesi bugün Türkiye dışında İran, Ermenistan, Yunanistan, Gürcistan, Azerbaycan gibi pek çok ülkede kullanılmakta. Günümüzde Türkiye’de biri klâsik Türk müziğinin Armudi kemençesi, diğeri ise Doğu Karadeniz halk müziğinin Karadeniz kemençesi olmak üzere iki tür kemençe kullanılmakta. Ayrıca kabak kemani de bazen kemençe olarak isimlendirilmekte. Armudi kemençe ve kemaninin benzerlerine rastlanmakla birlikte, Karadeniz kemençesinin şekil ve çalınış tarzı bakımından benzeri bulunmamakta.

Dut, erik, kiraz ve ardıç ağaçlarından yapılan kemençe, baş (burguluk), boyun, gövde (ses kutusu), akort burguları (kulak), klavye (ses tuşesi), alt eşik, yay, orta eşik, kapak ve ses deliklerinden oluşuyor.

16.07.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Başlıklar

  Kemençe ustası, ama çalmasını bilmiyor

  169 yıllık sebil onarılmayı bekliyor

  İstanbul için yabancı şarkılar bu albümde

  Osmanlı’yı cihan devleti yapan 150 sır

  GÖNÜLDEN DİLE

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.