Görüş |
Ruhumun serzenişi
Bir sonbahar günü yine yazmak geliyor içimden. Susturamadığım bir tarzda, ağlamaklı bir tonda… Yağmur gibi rahmet dolu, ay ışığı gibi gri tonda, zambak gibi saklı mezarlarda, meyveli ağaçlar gibi son bahar unutulmuşluğuyla, yalnızlık bunalımıyla yazıyorum. Ruhumu acıtan bir soruya cevap arıyorum bugün, sevdam neydi, sen kimdin? dercesine bir soru… Şimşek çakar gibi, koşuşturan insanlar gibi alelacele… Ve bir anlık durgunlukla, aynadaki aksim gibi… Kendime bakıyorum bu gece… Karmakarışık duygularla, uzayan saatlerde, kısalan günlerde, masum bir çocuk gibi, masumluk ararcasına kendimde… Günahkâr bir kimlikle, tövbe kapısı arıyorum, ayazda kuruyan ellerimle… Bana sesleniyor sesim;
Sen, asâsındaydın Musa’nın Güneşin koynundaydın Kır çiçekli dağlardaydın Sevdamdaydın Sen Gizli kalmış anlarda Ölmüş dirilerdeydin Sen Hızır’ın saatinde Meryem’in kucağındaydın Sen Ağlayan gencin sinesinde Bulutların sesindeydin Sen Kestane rengi saçlarda Gülümseyen güllerdeydin Sen Gül yüzlü mevsimlerde Ay rengi gecelerdeydin… Bu yüzden, sevmiştim Seni Oysa Sen, Sen miydin? Yoksa Sen bilinmez miydin? Sevdam neydi, Sen kimdin? Sen miydin Sen, ben miydim ben? Meryem’in kucağındaydın Sen…
Kendime kendimi soruyordu sesim. Çığlıklar içinde, haykırıyordu bedenim. Yürümek bile istemezken, koşuşturuyordum durmadan. Sonsuz bir heyecanla koşuyordum, sonsuz bir yakarışla, ayaklarım birbirine takılıyor, ama tökezleyemiyordum bile. Bu kadar sakin bir gece de bu kadar cebelleşiyordum kendimle. Bir beyaz perde, bir umut arıyordum. Saatler an be an tükeniyordu sanki. Akrep ve yelkovan bir yarış içinde, ay sanki güneşten kaçıyor, toprak yerinde duramıyor bugün. Yağmur başlıyor bir anda, rahmet… Islanırken bedenim, kupkuru ruhum… Titrek bir sesle, bağırıyorum kendime… Durmadan koşuyorum. Kendimi duyamıyorum. Derken ayağım takılıyor düşüyorum.
Sen varsan, yıldızlarda saklı umutlarım, Rüzgâr çaresiz alamaz umutlarımı. Sen varsan, turnalı türküler dilimde, hasretin bahane… Sen varsan, yaşanmaz kalır istediklerim yüreğimde… Bir başka bahara, bir başka zamana Seni bekler öylece…
Hayal dünyam kapanıyor böylece. Ruhumda yaşadıklarımı döküveriyor önüme. Bedenimi yoruyor, ruh dünyam da. Beni ben ediyor, yalnız olmadığımı unuttuğum anlarda. Her zaman ki gibi, son bahar olmadan, ilkbahar olamayacağını hatırlatıyor. Hasretsiz vuslatın anlamsızlığını haykırıyor. Haklı olarak, beni ben yapıyor. Kendimi bulduruyor. Böyle zamanlarda.
OSMAN KANAT |
11.11.2009 |