26 Ocak 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

SP’den temsilciliğimize ziyaret

SAADET Partisi Ankara İl Başkanı Mustafa Çetin ve beraberindeki heyet gazetemizin Ankara temsilciliğini ziyaret etti.

Saadet Partisi İl Başkanı Mustafa Çetin, İl Sekreteri Ahmet Emiroğlu, Genel Koordinasyon Başkanı Siyami Bilal ve Seçim Karargah Başkanı Atilla Kısaer’den oluşan heyet, Ankara temsilcimiz Mehmet Kara ile görüştü. Görüşmede, güncel konularda fikir alışverişinde bulunulurken, Çetin, yakın bir zamanda parti olarak seçim havasına girdiklerini ve bütün teşkilatların seçim çalışmalarına başlamak üzere hazır olduğunu dile getirdi.

26.01.2010


 

ORDUNUN YARGI SİSTEMİNDE HİÇBİR ROLÜ OLAMAZ

Avrupa Parlamentosu üyesi İngiliz milletvekili Lord Sarah Ludford, Anayasa Mahkemesinin askere sivil yargı yolunu açan düzenlemeyi iptal etme kararını “korkunç ve şoke edici” olarak değerlendirdi. Ludford, "İngiltere'de de askerî mahkemeler var, ama bunlar sadece disiplin suçlarına ve savaş alanındaki düzenleme ve görevlendirmelere bakarlar. Türkiye'deki durumu tarif etmek çok zor. Disiplin dışındaki suçları ilgilendiren konularda ordunun yargı sistemi üzerinde hiçbir rolü olamaz." dedi.

MEVCUT ANAYASA AB STANDARTLARINA

UYMUYOR

“Neden iki başlı, iki sınıflı bir yargılama ve adalet sistemi getiriliyor?” diye soran Ludford, demokratik bir Avrupa ülkesinde ordunun hükümete değil, hükümetin orduya emir verdiğini belirterek, "Kesinlikle ordu kendi etrafında dönen Ergenekon ve diğer darbe iddialarıyla ilgili sivil yargıya ifade vermelidir” diye konuştu. Anayasanın AB standartlarına uymadığını kaydeden Ludford, Türkiye anayasası Türkiye-AB ilişkilerine yardımcı olmayan faktörlerin en başında geliyor” ifadesini kullandı.

Askere sivil yargının iptali AB’yi şoke etti

AVRUPA Parlamentosu (AP) üyesi İngiliz milletvekili ve aynı zamanda “Lord” unvanını taşıyan Sarah Ludford, Anayasa Mahkemesi’nin askere sivil yargı yolunu açan düzenlemeyi iptal etme kararını, “korkunç” ve “şoke edici” olarak değerlendirdi. Sarah Ludford, askeri mahkemelerin sadece askerin ordu içindeki ‘disiplin’ suçlarına bakmakla yükümlü olduğunun altını çizerek, “İngiltere’ye baktığınız zaman burada da askeri mahkemeler var ama bu mahkemeler sadece disiplin suçlarına ve savaş alanındaki düzenlemeler ve görevlendirmelere bakar. Türkiye’deki durumu tarif etmek çok zor. Disiplin dışındaki normal suçları ilgilendiren konularda ordunun yargı sistemi üzerinde hiç bir rolü olamaz” dedi. Aynı eleştiriyi ABD’de Guantanama üssüyle ilgilide de dile getirdiğini anlatan Sarah Ludford, şöyle konuştu: “Guantanamo’da hala yasal olmayan bir şeklide tutulan esirlerin ABD’de askeri mahkemelerde yargılanacağı konuşulunca, yine aynı şekilde bu öneriyi eleştirdim. Amerika’da da askeri mahkemelere karşı çok büyük eleştiriler var. Nitekim ABD Başkanı Barack Obama, bu kişilerin askeri değil sivil mahkemelerde yargılanacağını açıkladı. Bu da doğru bir karardı. Şimdi Türkiye’de Anayasa Mahkemesi sivillere karşı suç işleyenlerin askeri mahkemelerde yargılanmasına karar verdi. Neden iki başlı, iki sınıflı bir yargılama sistemi, bir adalet sistemi getiriliyor?”

“ERGENEKON'UN ÜZERİNE GİDİLSİN”

Ludford, normal bir demokratik Avrupa ülkesinde ordunun hükümete değil, hükümetin orduya emir verdiğine işaret ederek, “Ergenekon” ve en son geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan “Balyoz” planı iddialarına da değindi. AP parlamenteri Ludford, “Kesinlikle ordu kendi etrafında dönen Ergenekon ve diğer darbe iddialarıyla ilgili sivil yargıya ifade vermelidir. Maalesef tekrar söylüyorum Anayasa Mahkemesi’nin bu davranışı korkunç bir adım oldu. Bu kararı değerlendirirken çok iyimser olamıyorum. AB Komisyonu da bu karardan ötürü büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Sonuç olarak, Türk anayasal sistemi, Türkiye-AB ilişkilerine yardımcı olmayan faktörlerden biridir” dedi.

"ANASAYA AB STANDARTLARINA UYMUYOR

DTP’nin kapatılmasının Türkiye’de anayasal değişikliğinin aciliyetini bir kez daha gösterdiğini anlatan Ludford, AKP’nin de bir dönem kapatılmaktan kıl payı kurtulduğunu ama hala değişiklikler için somut bir adım atamamasının da yadırganacak bir durum olduğunu söyledi. Ludford, anayasanın AB standartlarına uymadığını belirterek, “Anayasanın hâlâ değiştirilmemiş olması Avrupa Konseyi tarafından da kınandı. Bu anayasa Avrupa standardının demokratik sistemine uymuyor. Anayasanın DTP’yi kapatma kararında kendine özgü bir sebebi vardır ama bu mantıklı görünmüyor. Türkiye’deki siyasi parti işleyişi önünde engel oluşturuyor. Türkiye Anayasası Türkiye-AB ilişkilerine yardımcı olmayan faktörlerin en başında geliyor” diye konuştu.

“CHP, MODASI GEÇMİŞ

TUTUM SERGİLİYOR”

Sarah Ludford, konuşması sırasında Türkiye’de ana muhalefet partisi CHP’yi de sert bir şekilde eleştirerek, “CHP, Türkiye’nin canlı ve modern bir Avrupa ülkesi olma süreci önünde modası geçmiş bir tutum sergiliyor. Açıkçası ana muhalefet partisinin oynadığı rol, tam bir hayal kırıklığı diyebilirim” ifadesini kullandı.CHP’yi Türkiye’de özgürlüklerin genişletilmesinin önünde esnek olmamakla suçlayan AP üyesi Sarah Ludford, şöyle devam etti: “Türkiye’de Atatürk’ün mirasını taşıdıklarını iddia edenler bugün insan haklarının ve özgürlüklerin genişletilmesine karşı isteksiz olmaları beni şaşırtıyor. Siz iki kimliğinizle yine de çok iyi bir vatandaş olabilirsiniz. Türk ama aynı zamanda İngiliz vatandaşı olan da var. Neden Türk vatandaşı Kürt olmasın ya da neden Kürtlerin kendi kimliklerini ifade etmeleri sorun edilsin. Bunu anlayamıyorum. Türkiye’de ana muhalefet partileri ülkenin Kürtlerle bir işbirliğine gitmelerine karşılar. Ana muhalefet partisi, daha çok siyasete sık sık müdahale etmekle bilinen askerle ilişkisi var.”

“TÜRKİYE AB ÜYESİ OLACAK”

Son olarak kendisinin Türkiye’nin AB üyesi olmasını çok istediğini ve bunun gerçekleşeceğine inandığını dile getiren Ludford şunları söyledi: “Türkiye’nin AB üyesi olmasına büyük destek veriyorum. Ben iyimserim. Türkiye çok büyük bir değerdir AB için. Demokrasiyi istemek Türk halkının kendi iradesiyle istediği bir hak olmalıdır. Türkiye’nin AB’ye ekonomik ve stratejik büyük katkısı olacaktır. Sadece ekonomik değil, Türkiye’nin Orta Doğu’daki konumu, kendi bölgesindeki ülkelerle ilişkisi ve enerji alanındaki avantajlarını ve genç nüfusunu düşünecek olursak çok büyük bir değerdir. Tarihi konumuyla Türkiye’nin üyeliği, Avrupa’nın dünya ile ilişkilerinde büyük bir katkısı olacaktır.”

26.01.2010


 

AKPM’ye ilk Türk başkan

AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanlığı görevine seçildi.

Avrupa Konseyi tarihinde ilk kez bir Türk parlamenter, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanlık görevine seçildi. AKPM Türkiye Delegasyonu Başkanı AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, genel kurulda dün İspanyol parlamenter Luis Maria de Puig’in yerine AKPM Başkanlığına getirildi. AKPM genel kurulunu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de izledi. Avrupa Demokratlar Grubu tarafından aday gösterilen Çavuşoğlu, genel kuruldaki seçime tek aday olarak katıldı. Türkiye’nin, 1949 yılından bu yana kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin Parlamenterler Meclisi’nde ilk defa bir parlamenteri, iki yıl süre için başkanlık koltuğuna oturdu. Çavuşoğlu’nun AKPM başkanlığına seçilmesinin ardından, Kasım 2010’da Türkiye, Avrupa Konseyi’nin karar organı bakanlar konseyinin dönem başkanlığını altı ay süreyle devralacak.

26.01.2010


 

Bakan Çelik, muhalefete bilgi verdi

DEVLET Bakanı Faruk Çelik, Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Yasa Tasarısı Taslağı ile Alevi Çalıştayları hakkında, MHP ve CHP grubuna bilgi verdi.

Çelik, AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ile birlikte, ilm olarak MHP Grup Başkanvekilleri Mehmet Şandır ve Oktay Vural ile görüştü. Faruk Çelik, yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, MHP’li grup başkanvekillerine, Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Yasa Tasarısı Taslağını sunduğunu, 28 Ocak Perşembe günü gerçekleştirilecek Alevi Çalıştayının gündem maddeleri konusunda da bilgi verdiğini söyledi. MHP Grup Başkanvekili Şandır da Çelik’in bilgilendirdiği iki konu hakkında gereken değerlendirmeyi yapacaklarını, konuları ilgili kurullarına sunacaklarını ve ulaşacakları sonuçları paylaşacaklarını söyledi. Çelik, Bozdağ ile daha sonra CHP Grup Başkanvekilleri Hakkı Suha Okay ve Kemal Kılıçdaroğlu’na 45 dakika süren ziyarette bulundu. Çelik, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade ederek, grup başkanvekillerine Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Yasa Taslağına ilişkin bir dosyayı sunduğunu söyledi. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay da Çelik’in kendilerine sunduğu çalışmalar hakkında değerlendirme yapacaklarını dile getirdi.

26.01.2010


 

TEKEL işçilerine AP’den ziyaret

AVRUPA Parlamentosu Milletvekili Jurgen Klute, TEKEL işçilerinin eyleminin ‘’şu anda Avrupa’da yürütülen en önemli işçi mücadelesi olduğunu’’ ileri sürerek, ‘’Siz sadece Türkiye’yi değil, mücadelenizle Avrupa’yı da demokratikleştiriyorsunuz’’ dedi.

TEKEL işçilerinin eylemi 42. gününde de devam ediyor. Brandalardan kurdukları çadırlarda geceyi geçiren işçiler, yaktıkları ateş ve sobalarla ısınmaya çalışıyor. TEKEL işçilerine destek ziyaretleri de sürüyor. Klute ve Almanya Gıda İşçileri Sendikası üyesi Selahattin Yıldırım, Türk-İş Genel Merkezine gelerek Tekgıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel ile görüştü. Daha sonra işçilere seslenen Klute, TEKEL işçilerinin eyleminin Avrupa’da dikkatle izlendiğini söyledi. İşçilerin son 10 yılın en tayin edici gösterisini gerçekleştirdiğini ifade eden Klute, ‘’Şu anda Avrupa’da yürütülen en önemli işçi mücadelesidir’’ dedi. Ürüten ve yaratanın işçilerin emekleri olduğunu ifade eden Klute, ‘’Sayın Başbakan’ın sizin taleplerinizi Avrupa Birliği yolunda önemli bir adım olarak görmesi gerekir. Siz sadece Türkiye’yi değil, mücadelenizle Avrupa’yı da demokratikleştiriyorsunuz’’ diye konuştu.

26.01.2010


 

Poyrazköy İddianamesi yarına kaldı

Anayasa Mahkemesinin ‘’askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin iptaline ilişkin kısa kararı’’nın ulaştığı İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Poyrazköy’de ele geçen mühimmata ilişkin hazırlanan iddianamenin kabul edilip edilmeyeceğine yarın karar verecek.

Alınan bilgiye göre, ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca 21 ve 28 Nisan 2009 tarihleri arasında Poyrazköy Keçilik mevkisinde yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmatla ilgili 5’i tutuklu 17 kişi hakkında hazırlanan iddianamenin açıklanması için beklenen Anayasa Mahkemesinin ‘’askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin iptaline ilişkin kısa kararı’’, 12. Ağır Ceza Mahkemesine ulaştı. Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararını inceleyen mahkeme, iddianamenin kabul edilip edilmeyeceğini yarın açıklayacak.

26.01.2010


 

"Free Shop’’lara polis baskını

Atatürk Havalimanı’ndaki alışveriş yerlerinde İstanbul polisince inceleme başlatıldı.

Mali Suçlarla Mücadele ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne bağlı ekipler, sabah saatlerinde Atatürk Havalimanı’ndaki ‘’Free Shop’’lara geldi. Emniyet güçlerinin çalışma başlatması üzerine satışlar durdurulurken, aralarında daha önce havalimanında görevli olduğu öğrenilen bazı polislerin de bulunduğu birçok şüphelinin gözaltına alındığı öğrenildi.

26.01.2010


 

Diyanet'in kadın çalışmaları BM raporunda

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İzzet Er, başkanlığın kadına karşı şiddetin önlenmesi için din görevlilerine verdiği eğitimin BM raporunda, örnek proje olarak gösterildiğini bildirdi.

Er, yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, din hizmetleri kapsamı içinde, ülkenin toplumsal ve dini sorunlarını çözmeye yönelik çabalarını sürdürdüklerini belirtti. Bu amaç doğrultusunda aile irşad bürolarını kurduklarını hatırlatan Er, başkanlık olarak görevlerini yerine getirirken partner kuruluşlarla da işbirliği yaptıklarını söyledi. Kadına karşı şiddetin önlenmesi için gerek BM ile gerek Uluslararası Af Örgütü ile ortak projeler yürüttüklerini anlatan Er, bu çerçeveyi her geçen gün geliştirmeye çalıştıklarını dile getirdi. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Er, Başkanlığın Uluslararası Af Örgütü ile yürüttüğü, ‘’Kadına karşı şiddet ve ayrımcılığın önlenmesi için din görevlilerine yönelik atölye çalışması’’nın BM Kadının Statüsü Komisyonu’nca hazırlanan raporda örnek gösterildiğini kaydetti.

26.01.2010


 

Başbuğ: İddiaları lânetliyorum

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, darbe iddialarıyla ilgili dün bir açıklama yaptı. ‘’Vicdansızlara sesleniyorum’’ diyen Org. Başbuğ, yine sesini yükselterek ve masaya vurarak “Allah Allah diye taarruz eden bir ordu nasıl olur da Allah’ın evi olan camiyi bombalar? Vicdansızlara sesleniyorum, TSK’nın da sabrının bir sınırı var. Siz orduyu nasıl böyle itham edersiniz? Hiç mi vicdanınız yok? İddiaları lânetliyorum” dedi.

Başbuğ: İddiaları lânetliyorum

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, darbe iddialarıyla ilgili dün yine açıklama yaptı. ‘’Vicdansızlara sesleniyorum’’ diyen Başbuğ, sesini yükselterek ve masaya vurarak “Allah Allah diye taarruz eden bir ordu nasıl olur da camiyi bombalar. Hiç mi vicdanınız yok. İddiaları lanetliyorum” dedi.

Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’nda Kazım Karabekir için özel anma töreni düzenlendi. Orgeneral Başbuğ, törende yaptığı konuşmada, darbe iddialarına değindi. Sesini yükseltip, elini masaya vuran Başbuğ, Silâhlı Kuvvetler’in talimnamelerinin hücumla ilgili bölümlerinde, ‘’Allah Allah’’ diye askere taarruz ettirildiğini belirterek, ‘’Ordu nasıl Allah’ın evine bomba atmayı düşünür? Vicdansızlıktır, lanetliyorum. Ordunun Mehmetçiği, ‘Allah Allah’ sesleriyle eğitim yapıyor. Talimnamemizde var. Böyle bir ordunun kişileri çıkacak Allah’ın evlerine bomba atacak, orada ibadetini yapanlara... Lanetliyorum. Kendi uçağını düşürmek vs. Lanetliyorum. Türk ordusunun da bir sabrı var. Bu asker şimdi bölgede elinde silâhla bu milleti bekliyor. Bu ordunun tümünü nasıl itham edersiniz. Hiç mi vicdan yok. Kara Kuvvetleri detaylı incelemeyi sürdürüyor. İnceleme sonucuna kısa sürede açık ve net olarak sizlerle paylaşacağız” diye konuştu.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, ‘’Biz diyoruz ki demokrasilerde en ideal husus iktidarların seçimlerle, demokratik yöntemlerle yer değiştirmesidir’’ dedi. Orgeneral Başbuğ, ‘’Darbe iddialarının gündemde kalmasından kim menfaat sağlıyor?’’ diye sordu. İlker Başbuğ, bugüne kadar TSK içinde bilgi sızdırmalar kapsamında açılan soruşturma sayısının 61 olduğunu belirterek, bunlardan 9 tanesinin yargı safhasına dönüştüğünü, 3 yıl hapis cezası alan bir subayın da TSK’dan uzaklaştırıldığını bildirdi. Başbuğ, şu anda 10 kişinin de bu suçlamalardan tutuklu olduğunu söyledi. Başbuğ, ‘’Balyoz Planı’’na ilişkin iddiaların 7 yıl önceki bir tatbikat planı çerçevesinde olduğunu ifade ederek, iddialarla ilgili soruşturmanın sonuçlarının en kısa zamanda açıklanacağını bildirdi.

26.01.2010


 

“Balyoz” bir harp oyunu olamaz

TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) delegesi Avukat Mehmet Çetin, “Balyoz” darbe planının iddia edildiği gibi bir harp oyunu olamayacağını belirterek, “Darbecinin sesi ortada, adam somut hedefleri belirlemiş. Boğazına kadar siyasete boğulmuş.

Balyoz planı düpedüz bir darbe teşebbüsüdür” dedi. TBB delegesi Avukat Çetin, Mardin’in Midyat ilçesindeki bürosunda yaptığı açıklamada, “Ben ortaya çıkarılan Balyoz Darbe Planı’na şüphe ile bakanlara, dehşete düşmeyip, kaygı duymayanlara hayret ediyorum” diye konuştu. Avukat Çetin, bu dehşet verici planları, İngiltere veya İskandinav ülkelerinde gündeme gelseydi pek inandırıcı olmayacağına işaret ederek, “Ancak Türkiye’de gündeme gelmesi pek inandırıcı gelmektedir. Çünkü bizim darbecilerin mazileri sabıkalıdır. Bu ülkede 86 yılda onlarca darbe teşebbüsü ve fiilen birkaç tane darbe yapılmıştır. Yine ülkemizde bir başbakan, 2 bakan, onlarca insan darbeciler tarafından darağacında infaz edilmiştir” şeklinde konuştu. Bu açıdan “Balyoz” darbe planının iddia edildiği gibi bir harp oyunu olamayacağına dikkat çeken Çetin, “Darbecinin sesi ortada, adam somut hedefleri belirlemiş. Boğazına kadar siyasete boğulmuş. Balyoz planı düpedüz bir darbe teşebbüsüdür. Bu planı hazırlayanları lanetliyorum” dedi.

26.01.2010


 

100 yıllık tartışma

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de neredeyse 100 yıldır ‘’irtica’’ ve ‘’laiklik’’ kavramlarının tartışıldığını belirterek, ‘’Demokrasiye yönelik tehditler, vesayet, sivil diktatörlük, sivil faşizm gibi kavramlar gündemden hiç düşmüyor. Şöyle bir altını karıştırırsan altından bakıyorsunuz ki belli tipler çıkıyor, değişen bir şey yok’’ dedi.

100 yıldır değişmeyen tartışma

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de neredeyse 100 yıldır ‘’irtica’’ ve ‘’laiklik’’ kavramlarının tartışıldığını belirterek, ‘’Demokrasiye yönelik tehditler, vesayet, sivil diktatörlük, sivil faşizm gibi kavramlar gündemden hiç düşmüyor. Şöyle bir altını karıştırırsan altından bakıyorsunuz ki belli tipler çıkıyor değişen bir şey yok’’ dedi.

Erdoğan, Memur-Sen tarafından Rixos Otel’de düzenlenen ‘’Uluslararası Demokrasi Kongresi’’nin açılışına katıldı. Açılışta konuşan Erdoğan, Memur-Sen’in ‘’son derece isabetli bir konu başlığıyla, çok değerli bilim adamları, siyasetçi ve uzmanların katılımıyla bilgi ziyafeti ve beyin fırtınası’’ başlattığını söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

‘’Şunu üzülerek kaydetmek durumundayım. Türkiye bir yandan çok hızlı bir şekilde değişim ve dönüşüm yaşarken diğer bir yandan bazı gündem maddelerini, bazı tartışma konularını bir türlü eskitemiyor, aşamıyor, bir türlü çöp kutusuna atamıyor. Neredeyse 100 yıldır, hatta ondan da fazla bir süredir bu ülke döne döne irtica kavramını tartışıyor. Laiklik kavramı, anlamı, özü, hedefi, amacı belliyken bizde yaklaşık 100 yıldır tartışılıyor. ‘Takiyye gibi, sivil vesayet gibi, sivil diktatörlük gibi’ kavramlar, belli periyotlarla ısıtılıp ısıtılıp ülkemin gündemine taşınıyor. Millî irade hâlâ tartışma konusu yapılmak isteniyor. Demokrasiye yönelik tehditler, vesayet, sivil diktatörlük, sivil faşizm gibi kavramlar gündemden hiç düşmüyor. Şöyle bir altını karıştırırsan altından bakıyorsunuz ki belli tipler çıkıyor değişen bir şey yok. Açıkçası Türkiye’de bazılarının gündemi ve o bazılarının ülkeye empoze etmeye çalıştıkları gündem hiç ama hiç değişmiyor.’’

“DEĞİŞİMİN ÖNÜNÜ KESMEK İSTİYORLAR”

Konuşmasında muhalefetin erken seçim talebine de değinen Erdoğan, “Hemen erken seçim diye bağırıyorlar. Yok böyle bir şey. ne zamansa bu seçim tarihi, seçim o zaman olacak. Boşuna böyle bir özlemin, gayretin içine girmeyin” diye konuştu. “Bazı çevreler korkutmayı, gerilim ve kriz üretmeyi bir yöntem olarak seçmişler. Korkutma çok ciddî bir istismar zemini üretiyor” diyen Erdoğan, “Statükoculuğun can simidi olarak değişimin önünü kesmeye çalışıyorlar. Hangi meseleye el atsanız, çözmeye çalışsanız önünüze korku tüccarları çıkıyor” ifadesini kullandı. “Gelin çözelim. Türkiye’ye yakışan bir anayasayı hep birlikte yapalım” dediklerinde “Hayır, biz yanaşmayız, sizi de yanaştırmayız” yanıtını aldıklarını ifade eden Erdoğan, “Bu ülkede çetelerle mücadele edenin de kim olduğu iyi biliniyor, çetelere avukatlık edenin de kim olduğu çok iyi biliniyor” dedi.

“40 YIL ÖNCEKİ MANŞETLERDEN FARKI YOK”

BAŞBAKAN Erdoğan, son bir kaç haftadır belli çevrelerin, bir tartışma başlattığını, ‘’Türkiye sivil diktatörlüğe gidiyor’’, ‘’tek parti diktatörlüğü’’, ‘’sivil vesayet, sivil faşizm var’’ denildiğini belirterek, şöyle devam etti: ‘’Bu tartışmalar ibretlik tartışmalardır. Bu tartışmaların ibretlik olduğu, o eski gazete manşetleriyle aynen ortaya konmuştur. Merhum Adnan Menderes’i idam sehpasına götüren 40 yıl önceki manşetlerle bugün atılan manşetler arasında içerik itibarıyla herhangi bir fark yok. Merhum Özal için atılan manşetlerle yazılan köşe yazılarıyla ki bazıları hala köşelerinde hâlâ yazıyorlar, bugünküler arasında fark bulamazsınız yine aynı. Hani ‘benim oğlum bina okur, döner döner yine okur’ var ya işte bunlar öyle. 40 yıl önceki 15-20 yıl önceki ithamlar, senaryolar, kışkırtmalarla bugünkülerin nasıl paralellik arz ettiğini, muhteviyatın nasıl aynı olduğunu şaşırarak izliyorsunuz, izliyoruz. O gün de bu gün de siyaset sahnesinde olanların söylemlerini, üsluplarını, dillerini hatta kelime ve kavramlarını değiştirmeden nasıl aynı eleştirileri, aynı iftiraları ifade ettiklerini eminim siz de ibretle takip ediyorsunuz. Türkiye değişiyor, ama bunların zihni ve zihniyeti değişmiyor. Türkiye gelişiyor, bunlar gelişmiyor. Türkiye büyüyor, kalkınıyor, ilerliyor, bunlar tekamül adına bir numune olacak bir tavır ortaya koyamıyor.’’

Darbeler dönemi sona erdi

MEMUR-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye’de demokratik parlamenter rejimi askıya almaya yönelik her on yılda bir tekrarlanan müdahaleler döneminin sona erdiğini söyledi. Kongrenin açılışında konuşan Gündoğdu, temel hak ve özgürlüklerin ancak demokratik bir yönetim biçiminde hayat bulacağınını belirterek, “Hep özgürlük ve demokrasiden yana taraf olduk, olmaya da devam ediyoruz” dedi. Gündoğdu, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemeyi iptal eden Anayasa Mahkemesi’ne tepki göstererek, “Düzenlemenin iptal edilmesi, demokratikleşme konusunda frene basanları bir kez daha ortaya çıkarmıştır” diye konuştu. Gündoğdu, “Ayışığı”, “Sarıkız”, “Kafes”, “Balyoz” gibi darbe planlarına ve yapılanmalarına zemin teşkil eden 1997 tarihli EMASYA Protokolü’nün halen varlığını sürdürmesin de anlaşılır olmadığını vuguladı. Türkiye’de demokratik parlamenter rejimi askıya almaya yönelik her on yılda bir tekrarlanan müdahaleler döneminin sona erdiğini söyleyen Gündoğdu, “Bu millet, artık gerekçesi ne olursa olsun, gerçekleştiricisi kim olursa olsun darbeye tevessül edenleri devletin tepesinde değil Silivri Cezaevi’nin kodeslerinde ağırlamakta kararlıdır. Bu nedenle, millet ve devlet arasında duvarlar ören değil köprüler kuran bir Anayasa yazmanın ve yapmanın tam zamanıdır” diye konuşu. Kur’ân eğitiminde 12 yaş sınırlamasının onuncu yılına girdiğine dikkat çeken Gündoğdu, ‘yasak kelimesinin daha uygun olacağı bu sınırlamanın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesine ve diğer uluslararası sözleşme ve belgelere aykırı’ olduğunu ifade etti. Gündoğdu, “O halde neyi bekliyoruz. Daha özgür, daha güçlü, daha sivil, daha demokrat bir Türkiye’yi inşa edecek, hem özüyle hem de sözüyle sivil ve yeni bir Anayasa yapalım” dedi.çağrısınıda bulundu.

26.01.2010


 

Türkiye nüfusu 72,5 milyon

TÜRKİYE nüfusu, 2009 yılı sonu itibariyle 72 milyon 561 bin 312 kişiye ulaştı. Ülke nüfusunun yarısını, 28,8 yaşından küçük kesim oluşturdu.

Türkiye İstatistik Kurumu Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2009 Nüfus Sayımı Sonuçlarına göre, nüfusun yüzde 50,3’ü (36 milyon 462 bin 470 kişi) erkekler, yüzde 49,7’si (36 milyon 98 bin 842 kişi) ise kadınlardan meydana geldi. 2009 yılında Türkiye’nin yıllık nüfus artış hızı binde 14,5 olarak gerçekleşti. 81 ilden 67’sinin nüfusu bir önceki yıla göre arttı, 14 ilin nüfusu ise azalış gösterdi. Nüfus artış hızı en yüksek ilk üç il Çankırı, Bilecik ve Isparta, artış hızının en düşük kaldığı ilk üç il ise Tunceli, Ardahan ve Kars oldu.

Toplam nüfusun yüzde 75,5’i il ve ilçe merkezlerinde, yüzde 24,5’i belde ve köylerde ikamet ediyor. İl ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus oranının en yüksek olduğu il yüzde 99 ile İstanbul, en düşük olduğu il ise yüzde 31,9 ile Ardahan olarak belirlendi. Ülke nüfusunun yüzde 17,8’i İstanbul’da yaşıyor. Buna göre ülkede yaşayan yaklaşık 6 kişiden 1’i İstanbul’da ikamet ediyor. 2008’de 12 milyon 697 bin 164 kişi olan şehir nüfusu, 2009’da 12 milyon 915 bin 158 kişiye ulaştı. İstanbul’u 4 milyon 650 bin 802 kişi ile (yüzde 6,4) Ankara, 3 milyon 868 bin 308 kişi ile (yüzde 5,3) İzmir, 2 milyon 550 bin 645 kişi ile (yüzde 3,5) Bursa, 2 milyon 62 bin 226 kişi ile (yüzde 2,8) Adana takip etti. Türkiye’de en az nüfusa sahip il 74 bin 710 kişi ile Bayburt oldu.

NÜFUSUN YÜZDE 67’Sİ ÇALIŞMA ÇAĞINDA

TÜRKİYE'DE ortanca yaş 28,8 olarak hesaplandı. 2008 yılı için bu rakam, 28,5 olarak belirlenmişti. 2009 yılında ortanca yaş erkeklerde 28,2, kadınlarda 29,3 oldu. İl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin ortanca yaşı 28,7, belde ve köylerde ikamet edenlerin ortanca yaşı ise 29,1 olarak tespit edildi. Ülkede 15-64 yaş grubunda bulunan çalışma çağındaki nüfus, toplam nüfusun yüzde 67’sini oluşturdu. Nüfusun yüzde 26’sı 0-14 yaş grubunda, yüzde 7’si 65 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldı. Nüfus yoğunluğu olarak kabul edilen ‘’bir kilometre kareye düşen kişi sayısı’’, Türkiye genelinde 94 kişi olarak hesaplandı.

NÜFUSUMUZ 3 AY YAŞLANDI

DEVLET Planlama Teşkilatında (DPT) 2010 Yatırım Programı’nı değerlendirmek üzere ekonomi muhabirleriyle bir araya gelen Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, nüfus verilerine ilişkin bilgi verdi. Türkiye nüfusunun 31 Aralık 2009 tarihi itibariyle 72 milyon 561 bin 312 kişi olduğunu belirten Yılmaz, dünya nüfusuyla mukayese edildiğinde bu rakamla Türkiye nüfusunun 6 milyar 790 milyonluk dünyanın yüzde 1,1’ini oluşturduğunu ve Türkiye’nin nüfus büyüklüğü bakımından 237 ülke arasında 17. sırada bulunduğunu dile getirdi. Türkiye’de 2008 yılında nüfusun ortanca yaşının 28,5 olduğunu, 2009 yılında ise ortanca yaşın toplam nüfus için 28,8’e yükseldiğini anlatan Yılmaz, “Yani 2008’den 2009’a geçerken nüfusumuzun 3 ay yaşlandığını görüyoruz” dedi.

26.01.2010


 

12 Eylül Utanç Müzesi kurulacak

DEVRİMCİ 78’liler Federasyonu, 12 Eylül askeri darbesinin 30. yılında, “12 Eylül Utanç Müzesi” kurmaya hazırlanıyor.

Genel İş 3 No’lu Şubesi’ndeki toplantıda konuşan Kacar, “Darbecilerin hazırlayıp sunduğu bu anayasanın değiştirilmesini ve darbelere zemin hazırlayan TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin de derhal kaldırılmasını istiyoruz. Ergenekon da aydınlatılmalı. 12 Eylül’de yaşanan utanç verici olayların tüm belgelerini, kuracağımız müzede sergileyeceğiz” diye konuştu. Müze için herkese çağrı yapan Kacar, “Elinizde dönemle ilgili ne varsa, bir tutuklu mektubundan kanlı iç çamaşırına, zulada kalmış bir cezaevi anısından göz bağına, mahkeme tutanaklarından ailelerin elinde bulunan belgelere kadar her şeyin federasyona ulaştırılmasını istiyoruz” dedi. KESK Dönem Sözcüsü Ali Rıza Özer de Anayasa değişikliğinin şart olduğunu ifade ederem, “Değiştirilmezse darbe ve darbecilere zemin hazırlanmış olur” diye konuştu.

26.01.2010


 

Eğitimde değişen bir şey yok

Türk Eğİtİm-Sen İstanbul Bölge Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, 2009-2010 eğitim-öğretim yılının ilk yarıyılının sorunlarla sona erdiğini belirterek, “Eğitimde değişen bir şey yok” dedi.

Hanefi Bostan, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye’de millî eğitim sisteminin dünya yarışında çok geride kaldığını ifade ederek, “Okullarımız gerek fiziki mekân, gerekse ders araç-gereçleri açısından yeterli donanıma sahip değildir. Okullar, domuz gribinde de görüldüğü üzere salgın hastalıklara karşı hazırlıksızdır; öğrenciler, öğretmenler ve eğitim çalışanları sağlıksız ortamlarda eğitim-öğretim yapmaktadır. Derslik sayısı ihtiyacı karşılamazken, öğretmen açığı OECD ülkeleri temel alındığında ilköğretim ve ortaöğretimde toplam 314 bin 505’tir. Bugün atama bekleyen öğretmen sayısı 310 bin iken, yeni mezunlarla birlikte bu rakam 360 bine çıkacaktır” diye konuştu.

Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun Şubat ayında öğretmen ataması yapılmayacağına ilişkin açıklamalarına değinen Bostan, “2010 yılında Ağustos ayında sadece 40 bin öğretmen alınacağını açıklamıştır. Bu, iyi niyetli bir yaklaşım değildir. Yılda bir kez ve sadece 40 bin düzeyinde yapılacak öğretmen ataması hangi ihtiyacı karşılayacak, hangi beklentilere cevap verecektir? Şubat ayında atama yapılmadığı takdirde Aralık döneminde atama başvurusunda bulunmayan öğretmen adayları için süreç sıkıntılı olacaktır. Çünkü KPSS puanının geçerlilik süresi dolacak birçok öğretmen adayı bulunmaktadır. Bu öğretmen adayları, Şubat’ta da atama yapılacağı düşüncesiyle hareket ederek, Aralık ayında yapılan atamalara başvurmamıştır. Ayrıca 10 bin kadrolu öğretmen alımında binlerce sözleşmeli öğretmen kadroya geçmiştir. Dolayısıyla sözleşmeli öğretmenlerin eğitim verdiği okullarda bugün öğretmen sıkıntısı yaşanmaktadır. Bu da öğrencilerin eğitiminin aksamasına yol açmaktadır. İşte tüm bu nedenlerden dolayı Şubat’ta öğretmen ataması mutlaka yapılmalıdır. Şubat ayında öğretmen ataması yapılmaması öğretmen adaylarını mağdur etmekten ve öğretmen açığı sorununu çözümsüz olarak bırakmaktan başka bir işe yaramayacaktır” ifadelerini kullandı.

26.01.2010


 

Sözleşmeli öğretmenlere üvey evlat muamelesi

BOSTAN, Türk Eğitim-Sen’in sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınması ve eğitim çalışanlarının sorunlarını haykırmak için 13 Mart tarihinde büyük bir miting yapacağını kaydetti.

Hanefi Bostan, “Sözleşmeli öğretmenlerle birlikte Ankara’da Millî Eğitim Bakanlığı’nın kapısında hak arayacak olan sendikamız, Bakan Çubukçu’ya verdiği sözü hatırlatacaktır. 800 bin civarında eğitim çalışanının liderliğine soyunan Çubukçu’nun bulunduğu makamın hakkını vermesi ve sözleşmeli öğretmenlerin kadro sorununu çözmesi gerekmektedir” dedi. Öğretmenlerin eş durumundan tayin hakkının sadece kadrolu öğretmenler için getirildiğini hatırlatan Bostan, sözleşmeli öğretmenlere üvey evlat muamelesi yapıldığını savundu. Bostan, ailelerin parçalanmasına, eşlerin boşanmasına neden olan bu durumun binlerce sözleşmeli öğretmeni olumsuz etkilediğini vurguladı. Türk Eğitim-Sen’in sözleşmeli öğretmenlere de il emrine atanma hakkı getirilmesi için dilekçe kampanyası başlattığını vurgulayan Hanefi Bostan, “Sözleşmeli öğretmenler, il emri uygulamasının kendileri için de getirilmesi amacıyla Millî Eğitim Bakanlığı’na iletilmek üzere İl Millî Eğitim Müdürlükleri’ne dilekçe yazmıştır. Umuyoruz ki, bakanlık daha fazla zaman kaybetmeden sözleşmeli öğretmenleri eşleriyle, aileleriyle birleştirir. Çünkü eşinden, çocuklarından ayrı görev yapmak zorunda kalan öğretmenlerle başarının yakalanması, sağlıklı bir eğitim-öğretim yapılması mümkün değildir” açıklamasında bulundu.

26.01.2010


 

TUNCA NEHRİ BUZ TUTTU

Edirne’de hava sıcaklıkları sıfırın altına düşünce, Tunca Nehri yer yer buz tuttu.

Edinilen bilgiye göre, bir haftadır Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve yağışlı haftanın etkisinde olan Edirne’de, gündüz eksi 7, gece ise eksi 14 dereceye kadar düşen hava sıcaklığı nedeniyle Tunca Nehri’nde yer yer buzlanmalar oluştu. Tunca Nehri’nin Sarayiçi mevkisinde Fatih Köprüsü’nün altından geçen bölümü, Tunca Köprüsü’nün olduğu kısımlar, aşırı soğuk nedeniyle dondu. Edirneli amatör balıkçılar, kayıklarını buz tutan nehirden çıkartamadı. Edirne Meteoroloji Müdürlüğünden edinilen bilgiye göre, gece en düşük hava sıcaklığı eksi 13.5 derece olan kentte, bugün en yüksek hava sıcaklığının eksi 7 derece olması bekleniyor. Yetkililer, kar kalınlığının 14 santimetre olduğu Edirne’de, havanın salı günü parçalı bulutlu olacağını, çarşamba gününden itibaren de kar yağışının beklendiğini belirtti.

26.01.2010


 

Soğuklar lodosla gidecek

SON yılların en soğuk kışlarından birini yaşayan Marmara Bölgesi, 28 Ocak Perşembe gününden itibaren etkili olacak lodosla ısınacak.

Balıkesir Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, 22 Ocak Cuma günü başlayan kar yağışıyla birlikte soğuyan İstanbul, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale’de soğukların perşembe günü gelecek lodosla birlikte hafifleyeceğini ifade edildi. Yetkililer, şunları kaydetti:’’Perşembe günü, Akdeniz üzerinden gelecek, bugünlere göre ılık havanın etkisi altına girilecek. Cuma günü, gündüz sıcaklığının 10 dereceye kadar ulaşması bekleniyor. Bugüne göre, yaklaşık 10 derecelik bir sıcaklık artışı olacak. Ayrıca, perşembe günü başlayacak sağanak yağışların pazar gününe kadar aralıklarla süreceği tahmin ediliyor.’’ İstanbul Meteoroloji Bölge Müdürlüğü, İstanbul’da hava sıcaklığının 28 Ocak Perşembe gününden itibaren ‘’hissedilir derecede’’ artacağını bildirdi. İstanbul’da halen kuzeyden esen kuvvetli rüzgârın bugünden itibaren etkisini kaybedeceği, 28 Ocak Perşembe gününden itibaren ise gece ve gündüz sıcaklıklarının ‘’hissedilir derecede’’ artacağı tahmin ediliyor.

26.01.2010


 

Sigara yasağını uygulamayan kamu görevlilerine sıkı takip

SİGARAYLA Mücadele ve Sağlıklı Yaşam Derneği (Sağlık-Der), sigara yasağına göz yuman ya da yasağı uygulamayan kamu görevlilerini sıkı takibe aldı. Kurduğu ekiplerle denetim yapmaya hazırlanan dernek, yasağı uygulamayan işletmeler ve kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacak.

Sağlık- Der Genel Başkanı Bahattin Köksal, Tütün ve Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkındaki Kanun’un 19 Temmuz 2009’da yürürlüğe girdiğine dikkat çekerek, “Başta halk sağlığı olmak üzere, sosyal, ekonomik ve çevresel yönden tahrip edici ciddi kayıplara sebep olan sigara salgınına karşı hükümetin kararlı tutumu ve siyasi partilerin desteklerine karşı şükranlarımızı sunuyoruz. Ancak, ne yazık ki, bu kazanım yok edilmeye, toplumun kanuna karşı güven duygusu zayıflatıp söndürülmeye çalışılmakta. Kanunun uygulanması ile ilgili olarak, Başbakanlık ve Sağlık Bakanlığı’nın genelgelerini yeterince uygulamayan, yetki ve sorumluluklarını ihmal eden kamu görevlileri de toplumda olumsuz etkilerin filizlenmesine sebep olmakta” dedi.

26.01.2010


 

Kayıp çocukların görüntüsü bulundu

BİNGÖL'DE iki gündür haber alınamayan 2 kız çocuğunun caddede yürürken güvenlik kameraları tarafından kaydedilmiş görüntüsü bulundu.

Alınan bilgiye göre, iki gün önce kitap almak için Saray Mahallesi’ndeki Temel Yapı Konutlarında bulunan evlerinden ayrılan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan Zeynep Varış (13) ile dayısının kızı Asliye Ayaz’ın (8) bulunması için başlatılan arama çalışmaları devam ediyor. Kayıp çocukların ailelerinin araştırmalarında, Zeynep Varış ile Asliye Ayaz’ın, 22 Ocak saat 13.08’de, Yenişehir Mahallesi Hastane Caddesi’nde yürürken bir apartmanın güvenlik kamerası tarafından çekilmiş görüntüsü ortaya çıktı. Kamera kayıtlarını polise teslim eden Varış ve Ayaz aileleri, çocuklarının bulunmasını bekliyor.

26.01.2010


 

Üç havaalanına Open-Sky

SİVİL Havacılık Genel Müdürlüğü, Türkiye ile ikili hava ulaştırma anlaşması bulunan havayolu işletmeleri için 3 havayolunu Open-Sky (açık semalar) sistemine dâhil etti.

Kuzeyde Samsun-Çarşamba, merkezde Nevşehir-Kapadokya ve güneyde Gaziantep havaalanlarına Open-Sky uçuş gerçekleştirme uygulaması başlatıldı. Sivil Havacılık, proje ile ülkeler arasında yapılan anlaşmalarla, uçuş kısıtlamaları nedeniyle pazara giriş yapamayan havayollarının önünün açılarak yeni fırsatlar sunulacağını belirtti.

26.01.2010


 

40 yıllık kan dâvâsı barışla sonuçlandı

BİTLİS'İN Tatvan ilçesinde Korkmaz ve Kurtuluş aileleri arasındaki 40 yıllık kan davası barışla sonuçlandı.

Kardelen Otel’de yapılan barış törenine Tatvan Kaymakamı Orhan Şefik Güldibi, İlçe Emniyet Müdürü İlker Yeldan ve Müftü Sıbğetullah Kızılşah’ın yanı sıra bölgenin kanaat önderleri ile bölgede sevilen ve sayılan bir çok alim katıldı. Kur’ân-ı Kerim tilaveti ile başlayan barış töreninde konuşan Müftü Sıbğetullah Kızılşah, insanların dünyaya Allah tarafından imtihana tabi tutulmak için gönderildiğini söyledi. Tatvan Belediyesi eski Başkanı Süleyman Kara da insanların barış ve kardeşlik içinde hayatını sürdürmesi gerektiğini belirterek, dünyanın en güzel bölgelerinden olan bu toprakların kıymetinin bilinmesi gerektiğini vurguladı. Süleyman Kara, barış gününde kendilerini yalnız bırakmayıp toplantıya katılan Tatvan Kaymakamı Orhan Şefik Güldibi ve İlçe Emniyet Müdürü İlker Yeldan’a teşekkür etti. Tören sonunda Korkmaz ve Kurtuluş ailelerine mensup aile fertleri Kur’ân-ı Kerim’in altından geçerek kucaklaştılar ve el sıkışarak barıştılar.

26.01.2010


 

TÜRKİYE KARA TESLİM

İSTANBUL’DA etkili olan kar yağışı sebebiyle, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı ekipler, 3 bin 475 personel ve 770 araç ile dün sabaha kadar ana arterler, meydanlar, E-5 ve TEM bağlantı yollarında çalıştı.

Çalışmalarda 4 bin 376 ton tuz ve 168 ton solüsyon kullanıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezinden (AKOM) yapılan açıklamada, Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü hava tahminlerine göre, İstanbul’u etkisi altına alan kar yağışının aralıklarla devam edeceği belirtildi. AKOM yönetiminde kötü hava şartlarıyla mücadele çalışmalarının sürdürüldüğü bildirilen açıklamada, Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü ekiplerinin buzlanma ve don olaylarına karşı yollarda, tuzlama ve solüsyon çalışmaları yaptığı kaydedildi. Çalışmalarda, 3 bin 475 personelin 770 araç ile sabaha kadar ana arterler, meydanlar, E-5 ve TEM bağlantı yollarında çalıştığı, çalışmalarda 22.00-07.00 saatleri arasında 4 bin 376 ton tuz ve 168 ton solüsyon kullanıldığı açıklandı. İstanbul’da hava sıcaklığının ‘’-5’’ dereceye kadar düştüğü ifade edilen açıklamada, şunlara yer verildi: ‘’Yapılan çalışmalarla ana arterlerde buzlanma yaşanmadı. Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Atık Yönetimi Müdürlüğü hastane giriş çıkışları, duraklar, alt ve üst geçitler, iskeleler, metrobüs yaya geçitleri, ibadethanelerin çevresi sabah saatlerinde tuzlandı. Sokakta yaşayan vatandaşlar Alibeyköy Tevfik Aydeniz Spor Salonu’nda misafir ediliyorlar. Ekipler tarafından alınan vatandaşların önce banyo, tıraş ve giyim ihtiyaçları karşılanıyor. Vatandaşlar daha sonra otele yerleştiriliyor. Hava koşullarının eksi dereceye düşmesiyle birlikte 519 kimsesiz vatandaş misafir edildi.’’ Özellikle kaldırımlarda oluşan buzlar da, belediye ekipleri tarafından temizleniyor. Bu arada İstanbul’da kamuda çalışan engelli personel 3 gün idari izinli. Kar yağışının aralıklarla devam ettiği İstanbul’da sıcaklık –7 dereceye kadar düştü. Perşembe gününden itibaren ise gece ve gündüz sıcaklıklarının ‘’hissedilir derecede’’ artacağı tahmin ediliyor.

Doğu Anadolu’da bin 515 köy yolu kapalı

DOĞU Anadolu Bölgesi’nde etkili olan kar yağışı sebebiyle bin 515 köy yolunda ulaşım sağlanamıyor. İl Özel İdareleri Genel Sekreterliklerinden alınan bilgiye göre, bölge genelinde etkisini artıran kar yağışı sebebiyle Erzurum’da 528, Bingöl’de 263, Tunceli 260, Erzincan’da 233, Muş’ta 120, Ardahan’da 77, Kars’ta 32 ve Iğdır’da ise 2 olmak üzere toplam bin 515 köy yolunda ulaşım sağlanamıyor. Yetkililer, söz konusu köy yollarında çalışmaların sürdüğünü belirterek, ekiplerin bazı bölgelerde kar yağışının şiddetini artırması yüzünden zaman zaman çalışmalarına ara vermek zorunda kaldıklarını ifade etti. Bu arada, kar yağışı bölgedeki bazı kara yollarının da ulaşıma kapanmasına sebep oldu. Karayolları 12. Bölge Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, Erzurum’da Çat-Karlıova ve Karayazı-Göksü kara yolları ulaşıma kapandı. Ayrıca Tunceli-Nazımiye kara yolu da ulaşıma kapalı durumda buluyor. Söz konusu yolların ulaşıma açılması çalışmaları devam ediyor.

Doğu Karadeniz’de de 989 köy yolu ulaşıma

kapalı

DOĞU Karadeniz’de de soğuk hava ve kar yağışı, hayatı olumsuz etkiliyor. Alınan bilgiye göre, Gümüşhane’de 174, Bayburt’ta 166, Rize’de 121, Artvin’de 96, Giresun’da 197 ve Trabzon’da 185 olmak üzere toplam 939 köy ile ulaşım sağlanamıyor. İl Özel İdaresi Müdürlüklerine bağlı ekipler, bu yollarda karla mücadele çalışmalarını yürütüyor. Giresun’un iç kesimindeki Şebinkarahisar, Alucra, Çamoluk ilçeleri ve Sivas ile bağlantısını sağlayan karayolunun 2 bin 220 rakımdaki Eğribel Geçidi’nde yol, dün sabah saatlerinde ulaşıma kapandı. Bayburt’ta da önceki güün akşam saatlerinde başlayan ve zaman zaman etkisini artıran kar yağışı nedeniyle kentte kar kalınlığı 17 santimetreye ulaştı. Kar yağışının yanı sıra hava sıcaklığının düşmesi ve tipi nedeniyle sürücüler zor anlar yaşıyor. Hava şartları yüzünden zaman zaman trafikte aksamalar yaşanan Bayburt-Erzurum karayolunun Kop Dağı Geçidi’nde, kayarak yolu ulaşıma kapatma ihtimalleri bulunması nedeniyle kamyon, tır ve otobüs gibi büyük araçların geçişine trafik ekiplerince izin verilmiyor. Ekipler, küçük araçları da zincirsiz geçirmiyor. Trabzon Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkilileri, bölgedeki kar yağışının çarşamba günü sabah saatlerine kadar sürmesinin beklendiğini kaydettiler.

Bolu Dağı’nda zincir denetimi yapılıyor

D-100 Karayolunun Bolu Dağı kesiminde aralıklarla etkili olan kar yağışı şiddetini arttırdı. Kar yağışı nedeniyle sürücüler zor anlar yaşıyor. Bolu Emniyet Müdürlüğüne bağlı trafik ekipleri Bolu dağı’nda araçlarda zincir kontrolü yaptı ve sürücüleri dikkatli olmaları konusunda uyardı. Öte yandan, trafik ekiplerinin D-100 Karayolunun Bolu Dağı Düzce-Bolu yönünde kamyon ve TIR’ların geçişine izin vermediği belirtiliyor.

Kayak merkezleri dolu

TÜRKİYE’NİN kış turizm merkezlerinden Kartalkaya’da 2 metreye ulaşan kar kalınlığı, Uludağ ve Erciyes’te 1 metre 15 santim olarak ölçüldü. Kartalkaya’da 3 gündür aralıklarla devam eden kar yağışının ardından kar kalınlığı 2 metreye ulaştı. Kayak merkezinde bulunan oteller, yüzde 100 doluluk oranı ile hizmet veriyor. Otellere ait pistlerin tamamında kayak yapılıyor. Kayak ve kış turizminin önemli merkezlerinden Uludağ’da, kar kalınlığının 1 metre 15 santimi buldu. Uludağ Meteoroloji İstasyonu yetkililerinden alınan bilgiye göre, ‘’oteller bölgesi’’nde kar kalınlığı 1 metre 15 santim olarak ölçülürken, hafifleyen kar yağışı aralıklarla sürüyor. Yetkililer, görüşün açık olduğu Uludağ’da, sıcaklığın eksi 15 dereceyi gördüğünü bildirdi. Bu arada, Bursa-Uludağ Karayolunda buzlanma nedeniyle araçların zincirsiz çıkışına izin verilmiyor. Kayseri’de, önceki gün başlayan ve aralıklarla devam eden kar yağışı, ulaşımın aksamasına neden oluyor. Kar yağışı ve tipi nedeniyle Kayseri’de 47 köy yolu ulaşıma kapandı. İl Özel İdaresine bağlı 7 ayrı ekibin ulaşıma kapanan köy yollarında kar temizleme çalışmalarını sürdürdüğü bildirildi. Kar kalınlığının 12 santimetreye ulaştığı Kayseri kent merkezinde, Büyükşehir, Melikgazi ve Kocasinan belediyeleri kar temizleme ve tuzlama çalışmalarını sürdürüyor. Öte yandan, Erciyes Kayak Merkezi’nde kar kalınlığı dün sabah 1 metre 15 santim olarak ölçüldü. Kayseri-Erciyes Karayolunun ulaşıma açık olduğu bildirildi.

Kar yağışı Orta Karadeniz’de de etkili

SAMSUN, Sinop ve Ordu’da etkili olan kar yağışı sebebiyle 327 köy yolu ulaşıma kapalı bulunuyor. Bölgenin özellikle yüksek ve iç kesimlerinde dünden bu yana devam eden kar yağışı, dün sabahtan itibaren sahil kesimlerinde etkili oluyor. Halen Ordu’da 322, Sinop’ta ise 5 köyle ulaşım sağlanamıyor. Ordu’da, iç kesimlerde bazı bölgelerde kar kalınlığının yaklaşık bir metreyi bulduğu belirtilirken, 30 ekiple karla mücadele çalışmalarının aralıksız sürdürüldüğü bildirildi. Olumsuz hava şartları sebebiyle çok sayıda köyün elektrik ve telefon hatlarında da arızalar meydana geldi. Samsun Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, bölgede en yüksek hava sıcaklığının 4, en düşük hava sıcaklığının ise 2 derece olması, iki gün etkili olacak kar yağışının Çarşamba günü bölgeyi terk etmesi bekleniyor. Yetkililer, bugün etkili olacağı tahmin edilen tipiye karşı da vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı.

26.01.2010


 

Geceleyin sobayı söndürmeden yatan 21 kişi sızan gazdan zehirlendi

BURSA’NIN merkez Yıldırım ilçesinde 8, Konya’da iki ayrı aileden 7, Kayseri’de de 6 kişi sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlendi.

Bursa’nın merkez Yıldırım ilçesi Ulus Mahallesi Ulukışla Sokak’ta ikamet eden Tosun ailesinin aynı odada yatan 8 ferdi, sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlendi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan iki kişinin hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi. Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’ne kaldırılan 5 kişinin ise sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. Konya’nın merkez Selçuklu ilçesinde de sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen iki ayrı aileden 3’ü çocuk 7 kişi, hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Alınan bilgiye göre, zehirlenen çift komşuları tarafından özel araçlarla Konya Numune Hastanesi’ne, çocuklar ise Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. İkinci olay ise, saat 04.30’da Bedir Mahallesi Ataseven Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sobalarını yaktıktan sonra uyuyan İhsan Çiftçi sabaha doğru kalktığında odanın dumanla kaplı olduğunu fark etmesi üzerine 112 Acil Servis’i arayarak yardım istedi. Belirtilen adrese sevk edilen ambulansla 3 kişilik Çiftçi ailesi Konya Numune Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kayseri’de, kömür sobasından karbonmonoksit gazı sızması sonucu 6 kişi zehirlendi. Zehirlenenler hastanelerde tedavi altına alınırken sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi.

26.01.2010


 

İzmir 4 şiddetinde sallandı

İZMİR’DE, önceki gece saat 03.10 sıralarında 4.0 şiddetinde deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi verilerine göre, merkez üssü Çandarlı Körfezi olan depremin şiddeti 4.0 olarak ölçüldü. Hafif şiddetli deprem İzmir merkezinde de hissedilirken can ve mal kaybı olmadı.

26.01.2010


 

Alanya’da sitenin istinat duvarı çöktü

ANTALYA’NIN Alanya ilçesine bağlı Demirtaş beldesinde, genellikle Norveçli ailelerin yaşadığı Hill Side Sitesinde istinat duvarı çökerek apartmanın giriş kapısını kapattı.

Binadan çıkamayan dördüncü kattaki Norveçli aile itfaiye ekiplerince çıkarıldı. Olay yerine gelen jandarma ve belediyeye ait itfaiye ekipleri, iş makineleriyle yolu açarak binaya geldi ve yangın merdiveni ile apartmanın 4. katına çıkan itfaiye ekipleri 91 yaşındaki Mona Sundsten’i buradan çıkardı. Dairede bulunan Gunnar Sundsten (70), Tua Sundsten (60) ile Henrick Sundsten (27) ise itfaiye tarafından apartmanın yüksek olan bodrum katındaki pencereden tahliye edildi. Norveçli ailenin Belek’te bir otele yerleşeceği öğrenildi.

26.01.2010


 

İstanbul camilerine restorasyon

SÜLEYMANİYE Camisi’nde, restorasyon çalışmaları hakkında bilgi veren İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü İbrahim Özekinci, hali hazırda devam eden ve ihtişamıyla hayranlık uyandıran Süleymaniye, Fatih, Pertevniyal Valide Sultan Camilerinin, 2010’da kapılarını yeniden açmaya hazırlandığını belirtti.

“Yıllarca Türkiye’de kapsamlı restorasyon dediğimiz şey yapılmadı. Eserler restorasyon adı altında çok çeşitli yanlış müdahalelere maruz kaldı” diye konuşan Özekinci, Süleymaniye Camisi’ni “Yaşayan Tarih’’ olarak nitelendirerek, restorasyonda görev alan Prof. Dr. Ferudun Çılı ve ekibi tarafından, caminin simülasyonunun bilgisayar ekranına aktarıldığını ifade etti.

“Buraya 7-8 şiddetinde bir deprem uygulandığı zaman bunların mukavemeti nedir, bu ölçüldü. Ondan sonra restorasyon çalışmalarına devam edildi’’ diyen Özekinci, caminin kubbe bölümünde herhangi bir sorun olmadığını ve gerekli dolgular gibi basit işlemler yaparak buradaki işlemleri tamamlayacaklarını vurguladı.

TURŞU KÜPÜYLE GELEN AKUSTİK SİSTEM

Sesin bir noktadan çıkarak caminin her köşesine eşit şekilde dağılması için, Mimar Sinan’ın üzerinde çalıştığı akustik sistemin, Anadolu’da kullanılan turşu küplerinden içi boş 65 tanesinin ağızları aşağıya bakar vaziyette ana kubbenin etrafındaki duvarlara yerleştirilmesiyle oluştuğunu anlatan Özekinci şunları söyledi: “Bu sistemle aşağıda çalışma yapılırken, biz 53 metre yükseklikte bile en ufak sesi duyabiliyoruz. Mimar Sinan’ın caminin akustik yapısıyla ilgili olan efsanesi şöyledir: Rivayete göre Mimar Sinan’ın, akustiğin temini için camide nargile içtiğini öğrenen Kanunî Sultan Süleyman hışımla gelip, Mimar Sinan’a bunun sebebini sorar. “Sinan, ‘Sultanım bakınız bunun içerisinde tömbeki yoktur, sadece su vardır. Bu, çektiğim zaman fokurdayan suyun sesinin kubbeye nasıl ulaştığını ve caminin her noktasına eşit vaziyette nasıl dağıldığını temin için yaptığım bir çalışmadır’ diyerek Padişaha durumu özetledi’’

İZ ODASI, HATIRA ODASI GİBİ

“İZ ODASI, Mimar Sinan’ın teknolojik harikalarından biridir’’ diyen Özekinci, Süleymaniye Camisi’ni aydınlatan yüzlerce kandilin isinin bu odada toplandığını ve elde edilen isten, padişah tuğralarında da kullanılan mürekkebin yapıldığını ifade etti. Özekinci, yapımında bu kadar ince hesap ve ustalıkla düşünülen İs odası’nın şu anki halinin ise kötü olduğunu vurgulayarak, “Ancak bu oda restorasyon kapsamı dışında tutuldu. Tarihî dokusunu bozmadan bu odayı nasıl restore ederiz diye düşünmekteyiz’’ diye konuştu.

İHTİŞAMIN VE GÜCÜN

SİMGESİ TARİHî KAPILAR

CAMİDE yürütülen en büyük konservasyon işlemlerinden birinin de ahşap işleri olduğunu belirten Özekinci, “Üzerinde çalışılan ahşaplar, özellikle kapılar, yıllardır kendi haline bırakılmış, kurtlanmış ve terk edilmiş haldeydi’’ şeklinde konuştu. Özekinci, restorasyonları tamamlanan ahşap eserlerin tekrar camide kullanılacağını söyledi. Ahşap ustalarının el emeği göz nuru ile çok titiz bir çalışma yürüttüklerini belirten Özekinci, “Şu an işlem gören kapı tam 750 kilogram civarındadır. Avludan cami haremine girerken Cümle Kapısı’dır. En önemli özelliği içinde hiç metal malzeme olmamasıdır’’ diye konuştu.

26.01.2010


 

22 bin 222 oyuncak arabası var!

LÜBNANLI Nabil Kerem, dünyanın en geniş model araba koleksiyonunu oluşturarak bir dünya rekoruna imza attı.

Bu başarısıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na adını yazdıran Kerem, biriktirdiği 22 bin 222 model arabayı şahitler eşliğinde sergiledi. 22 bin 222 adet model arabadan oluşan koleksiyonuyla inanılmaz bir rekor kıran Kerem, “Daha önce uzun yıllar otomobil yarışlarına katıldım. Ve çeşitli başarılar elde ettim. Sanırım koleksiyon merakım bu spora olan yakınlığımdan kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.

26.01.2010


 

Rengârenk karnabahar

BİR üniversite öğrencisi, master ödevi için farklı renklerde karnabaharlar yetiştirdi.

Çukurova Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü Yüksek Lisans öğrencisi Hakan Çopur, Mersin’in Erdemli ilçesinde, Esenpınar beldesi ve Karaahmetli köyünde farklı renklerde karnabaharlar üretti. Renkli karnabaharı ilk kez gören çiftçiler hayretler içinde kaldılar. Master ödevi için araştırma yaptığında ıslah edilmiş renkli karnabaharlarla karşılaştığını belirten üniversite öğrencisi Hakan Çopur, “Araştırmamda renkli karnabaharlar hoşuma gitti. Ülkemizde bizim üreticilerimizin de yetiştireceğini düşündüm. Araştırdım, tohumlarını temin ettim. 10 Ağustosta tohumlarını çimlendirerek 20 Eylülde fidelerini üreticilerimizin müsaadesi ile tarlaya diktim” dedi. Karnabaharın hep beyaz renkte olduğunun bilindiğini ancak yaptığı çalışmaların bölgede renkli karnabahar da üretilebileceğini gösterdiğini ifade eden Çopur, “Beyaz karnabahara alternatif olarak fıstık yeşili, mor, turuncu, yeşil ve hatta kırmızı karnabahar da yetiştirilebilir. Örneğin turuncu olan, havuçtaki değerlerin hepsini taşıyor, diğerleri de aynı şekilde. Renkleri insanların beslenmesinde artı bir özellik olarak da sunmak istedim” diye konuştu.

26.01.2010


 

Hastalara klasik müzik

İZMİR Devlet Senfoni Orkestrası (İZDSO) üyelerinden oluşan 4 kişilik grup, sosyal sorumluluk projeleri kapsamında Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde mini konser verdi.

Başak Pirolli (keman), Tolga Akın (keman), Özlem Görgülü (viyola) ve Pelin Karayılan’dan (viyolonsel) oluşan grup, önce hastanenin Aynur-Ali Tunaboylu Göğüs Poliklinikleri’nde tedavi olmak için bekleyen hastalara dinleti sundu. Konserde, Mozart, Johannes Brahms ve Luigi Rodolfo Boccherini’den eserler sunan grup üyeleri, daha sonra hastanenin kemoterapi ünitesinde tedavi olan hastalara da konser verdi. İZDSO Müdürü Kenan Gökkaya, gazetecilere yaptığı açıklamada, sosyal sorumluluk projesi kapsamında başlattıkları köy konserlerine kış sebebiyle ara verdiklerini, hastalara yönelik bir projeye başladıklarını söyledi. Müziğin, hastaların iyileşme sürecine katkı sağladığını vurgulayan Gökkaya, ‘’Hastanelerimizin sessiz ortamını müzikle canlandırmak, hastalarımızın zor sürecini kolaylaştırmak için böyle bir uygulama başlattık’’ dedi.

26.01.2010


 

Antikaya ilgi artıyor

GAZİANTEP Büyükşehir Belediyesinin ‘’Gaziantep’i geçmişiyle tanıştırmak ve barıştırmak’’ için yürüttüğü projelerin etkisiyle şehirde antika satışı yapılan dükkânların, eski binalarda kurulu, antika eşyalarla süslü kafe, lokanta ve benzeri iş yerlerinin sayısının hızla arttığı belirtildi.

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Ünüvar, yaptığı açıklamada, bireyin antika sınıfına giren ürünlere ilgi duymasının, geçmişini bilme ve sahiplenme arzusunda olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Doç. Dr. Ünüvar antikacı dükkânlarının yolunu tutanların artması, antika ürünlerle düzenlenen ya da bolca antika ürüne yer verilen iş yerlerine ilginin artmasının ‘’kültürel mirasın korunması’’ bakımından olumlu bir gelişme olduğunu vurguladı.

26.01.2010


 

Adana’da şalvar 1935’ten beri yasak

ÇUKUROVA'NIN simgelerinden şalvarın, 1935 yılında valilik kararıyla giyiminin yasaklandığı ortaya çıktı. Siyah rengi, genişliği ve rahatlığıyla yörede özellikle kırsal kesimde halen yaygın olarak kullanılan şalvar, 1833 yılında Mısırlı İbrahim Paşa’nın Çukurova’yı istila etmesiyle Adana’ya giriş yaptı.

Mısırlı Fellahların (tarım işçileri ırgat) Çukurova’ya yerleşmeleriyle yaygınlaşan şalvar, yöre halkı tarafından da benimsenerek daha çok tarlada çalışırken giyildi. 1918 yılından bu yana Adana’da yayım yapan Yeni Adana gazetesinin İlk Kanun (Aralık) 1934 Salı tarihli sayısında, ‘’Bu ay başından itibaren Adana’da karadon giyilmeyecek’’ manşeti yer alıyor.

26.01.2010


 

Onlar için her gün yaz

SOĞUK havalar bütün canlılar üzerinde etkisini gösterirken İzmir Doğal Yaşam Parkı Tropik Merkezi’ndeki hayvanlar, kışı hissetmeden keyifli bir hayat sürdürüyor.

Özel olarak iklimlendirilen merkez, yağmur ormanlarında rastlanabilecek derecede yüksek nem oranı ve dört mevsim boyunca 26 derece sıcaklıkta tutuluyor. Havaların soğuması sebebiyle Doğal Yaşam Parkı’ndaki birçok hayvan, günün büyük bölümünü kapalı barınaklarında geçirerek güç depolamaya çalışıyor. Timsah, yılan gibi sürüngenlerle kaplumbağa, papağan, balık ve çeşitli kuş türlerinin yaşadığı Tropik Merkez, Türkiye’de ilk ve tek olma özelliği taşıyor.

26.01.2010


 

Müze gibi ev

ŞANLIURFA’NIN Akçakale ilçesinde bir kişi tarihi eserler ve tespihlerle evini mini bir müzeye çevirdi.

İlçenin Hürriyet Mahallesi’nde ikamete eden Memduh Ok, bölgede en çok kullanılan eşyaları bir araya getirerek evinin bir köşesini müze haline getirdi. 20 yıllık koleksiyonda ilginç ve bir o kadar görülmeye değer tarihi materyallerde bulunuyor. Koleksiyonda tarihi değer taşıyan ve unutulmuş araç ve gereçler bölgedeki vatandaşların da dikkatini çekiyor.

26.01.2010


 

Son 10 yılın isimleri

TÜRKİYE'DE son 10 yılda en çok kullanılan erkek ismi Yusuf, Arda, Mustafa, Mehmet, Ahmet olurken, kadın ismi ise Zeynep, Elif, Yağmur, İrem, Merve oldu.

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre, Türkiye’de özellikle de ailelerin son 10 yılda dünyaya gelen erkek çocuklarına en çok verdikleri isimlerin Yusuf, Arda, Mustafa, Mehmet, Ahmet olduğu bildirildi.

26.01.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl