16 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

‘Balyoz’dan tahliye talebine ikinci red

‘’Balyoz Planı’’ iddiaları soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü ile Tümamiral Semih Çetin’in de aralarında bulunduğu 7 kişinin tahliye talepleri, ikinci kez reddedildi.

Çetin Doğan’ın tahliye talebi yine reddedildi

BALYOZ darbe planı iddiasıyla ilgili yürütülen soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü’nün tahliye talepleri ikinci kere reddedildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü, emekli Tümamiral Özer Karabulut, Tümamiral Ali Semih Çetin, Albay Recep Yıldız ve Yarbay Ali Rıza Sözen’in tutuklanmalarına yapılan ikinci itiraz da reddedildi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimi tarafından yapılan incelemede “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti yürütme organını cebren iskat ve men etmeye teşebbüs” suçundan tutuklanan 7 şüphelinin tutukluluk halinin devamı yönünde karar verildi. Tahliye talebinin reddine, atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile mevcut delil durumu gerekçe gösterildi.


HABER - YORUM - ANALİZ
www.sentezhaber.com

16.03.2010


 

“HUKUKA SAYGI” SÖYLEMLERİYLE BAĞDAŞMIYOR

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un, kısa süre önce Habertürk, sonra da Milliyet ve Hürriyet gazetelerine kurmaylarıyla birlikte verdiği özel beyanatlarda, muvazzaf veya emekli komutanlarla ilgili olarak devam etmekte olan yargı sürecine müdahale anlamına gelecek mesajlar vermesi eleştiriliyor ve bu tür beyanların “hukuka saygı” söylemleriyle bağdaşmadığına dikkat çekiliyor.

“BİZDE SİLÂH ARKADAŞLIĞI MEZARA KADAR SÜRER”

Karargâha çağırdığı Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila'ya, “Bizde silâh arkadaşlığı mezara kadar sürer” diyen Başbuğ, Jandarma Genel Komutanı Org. Işık Koşaner'le birlikte yine karargâhta görüştüğü Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu'na da Erzincan iddianamesinde bir numaralı sanık olarak gösterilen 3. Ordu Komutanı Org. Saldıray Berk için “Arkasındayız” dedi.

AKREDİTE BASIN İLE YARGIYA MÜDAHALE

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, bazı gazetelere beyanatlar vermesi eleştiriliyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’un, kısa süre önce Habertürk, sonra da Milliyet ve Hürriyet gazetelerine kurmaylarıyla birlikte verdiği özel beyanatlarda, muvazzaf veya emekli komutanlarla ilgili olarak devam etmekte olan yargı sürecine müdahale anlamına gelecek mesajlar vermesi eleştiriliyor ve bu tür beyanların “hukuka saygı” söylemleriyle bağdaşmadığına dikkat çekiliyor.

“SİLÂH ARKADAŞLIĞI

MEZARA KADAR SÜRER”

Orgeneral Başbuğ, Karargâha çağırdığı Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila’ya, silâh arkadaşlığının mezara kadar sürdüğünü belirterek, şunları söyledi. “Bizde silah arkadaşlığı kavramı vardır. Silah arkadaşlığı demek erden orgenerale kadar bir bütündür. Silah arkadaşlığında derecelere göre farklılık yok. Dolayısıyla bizim emeklilerimiz olsun, muvazzaf personelimiz olsun bunların arasında görev ve rütbe farklılıklarına muvazzaf ya da emekli olmasına göre farklılık yapılmaz, mümkün değil. Hepsinin sorunu ve üzüntüleri bizim sorunumuz ve üzüntümüzdür. Ve ayrıca da ben bunun bir sorumluluk yüklediğinin de bilinci altındayım burada. Bu nedenlerle daha fazla detaya girmem tabii ki doğru değil.”

“SALDARAY BERK’İN ARKASINDAYIZ”

Başbuğ, Jandarma Genel Komutanı Org. Işık Koşaner’le birlikte yine karargâhta görüştüğü Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu’na da “Ergenekon Terör Örgütü’nün Erzincan yapılanmasının yöneticisi olarak suçlanan ve Erzincan iddianamesinde bir numaralı sanık olarak gösterilen 3. Ordu Komutanı Org. Saldıray Berk’e sahip çıktı. Başbuğ, “Bu çok ağır ve ciddi bir suçlamadır. Çok özel bir durum yaratmaktadır. Suçlanan ordu komutanı Genelkurmay Başkanı olarak bana ve Kara Kuvvetleri Komutanı’na karşı sorumlu ve bağlı olan en üst seviyedeki bir komutandır” dedi.

Her iki komutan, suçlamalara karşı çıkarık, “Tamamen gizli tanık ifadelerine dayanıldı ve askeri yetkililere bilgi verilmedi, bilgi istenmedi. Biz gerçekleri anlatıyoruz, gerçeğin arkasındayız, bu nedenle Saldıray Berk’in arkasındayız” mesajını verdi.

ERGENEKON SANIĞI

TOLON İLE SOHBET ETTİ

Bu arada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu’nda toplantı arasında emekli 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon ile görüştü. 3. Ordu Komutanı Orgeneral Berk’e destek verdiğini açıklayan Başbuğ, bir başka Ergenekon sanığı Hurşit Tolan’la da katıldığı toplantıda sohbet etti. Bu sırada foto muhabirleri ikiliyi ayrı görüntüledi.

TERÖRLE İNSAN ODAKLI MÜCADELE

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Ankara‘da düzenlenen Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu açılışın konuştu. Başbuğ, şunları söyledi: ‘’Terörizmin küreselleşmesi, sınır aşan niteliği ülkelerin işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Terörizm kaynağı, hedefi, amacı her ne olursa olsun hiçbir şekilde meşruluğu olmayan, insanlık dışı eylemlerin bütünüdür. Demokrasi, haklar, özgürlükler ve sorumluluklar sistemidir. Demokrasinin sunduğu fırsat alanlarını kullananlar bireylerin en temel hakkı olan yaşam hakkını hedef alan terörizm faaliyetlerini hiçbir nedenle hoş göremez. Terör ve terörizm desteklenemez, görmezlikten gelinemez. Yeri gelmişken Semavî bir din olan İslâmı, terörle özdeşleştirmenin de küresel terörizmin politik amacına hizmet edeceğini hatırlatmak isterim. Terörle mücadelenin ana hedefinin, ‘’Terör örgütünün ve destekleyicilerinin başarı umutlarının yok edilerek, terörle bir yere varılamayacağının gösterilmesi olması gerektiğini’’ ifade eden Başbuğ, ‘’Bunun yapılabilmesi, terör örgütünün elemine edilmesi, etkisiz hale getirilmesiyle olur. Terörle mücadele, insan odaklı olarak yürütülmeli, mücadele insanların kalbine ve beynine hitap etmelidir” dedi.

İSRAİL GENELKURMAY BAŞKANI ANKARA’DA

İSRAİL Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi de Bilkent Otel’de düzenlenen Sempozyuma katıldı. Orgeneral Başbuğ, sempozyuma verilen arada Aşkenazi ile bir süre sohbet etti. Aşkenazi’nin Ankara’da Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün yanı sıra Türk mevkidaşı Orgeneral İlker Başbuğ ile de görüşeceği ve İsrail’e döneceği bildirildi.


HABER - YORUM - ANALİZ
www.sentezhaber.com

16.03.2010


 

“Türkiye’de sistem çöktü”

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin işleyiş biçimindeki sistemin çöktüğünü ifade ederek, “Başta anayasa olmak üzere her alandaki yasalarda düzenleme yapılması gerekmekte” dedi.

Hafta sonunu memleketi Kayseri’de geçiren Rifat Hisarcıklıoğlu, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Hisarcıklıoğlu, hükümete de, muhalefete de eşit mesafede olduğunu söyledi. Son ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulunan TOBB Başkanı, Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinde yaşanan en hızlı büyümeyi 2002-2008 arasında yaşadığını ifade etti. Hisarcıklıoğlu, “Türkiye tarihinin yüzde 7 ile en büyük yükselme hızı elde edildi. Bu başarı özel sektörün müthiş başarısıdır. Ama 2008’in başında herkesin birsini ‘öteki’ olarak görmeye başlamasıyla, kavgaların yaşanmasıyla bu büyüme durmuştur. Önümüzdeki ana sorun işsizliktir. Türkiye nüfusunun 5.2 milyonu işsizdir. Yer yıl 750 bin yeni insan iş için istihdam bekler oluyor. Bizim kavgamız bu insanlara iş imkânı sağlayacak istihdamlar oluşturmaktır” diye konuştu.

Ekonomi dalgalanmanın Türkiye’yi de etkilediğini kaydeden TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türk Sanayicisi’nin dünyanın diğer ülkelerindeki sanayicilerinden farklı bir uygulama istemediğini, ancak hak ettiği yerde bulunmadığını dile getirdi.

Hisarcıklıoğlu, dünya ekonomisinin yüzde 60’ının doğu ülkelerinin elinde olduğunu belirterek, “Güneş doğudan yükseliyor. Türkiye bu fırsatı değerlendirirse dünyanın yeniden lideri konumuna gelebilir. Farklılıklar zenginliktir, eğer herkes aynı olsaydı, farklılık olmasaydı, Allah tek kalıpta yaratırdı. Herkes birbirine ‘öteki’ gözüyle görmekten vaz geçmeli. Farklılığımız zenginliğimizdir” diyerek Türkiye’nin önündeki fırsatı iyi değerlendirmesi gerektiğini ifade etti. Rifat Hisarcıklıoğlu, yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili olarak da Türkiye’nin işleyiş biçimindeki sistem çökmüştür. Başta anayasa olmak üzere her alandaki yasalarda düzenleme yapılması gerekmekte” diye konuştu.


HABER - YORUM - ANALİZ
www.sentezhaber.com

16.03.2010


 

İçişleri Bakanı Atalay: Türkiye normalleşiyor

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, ‘’Türkiye aydınlanıyor, Türkiye normalleşiyor. Türkiye gerçek demokratik bir ülke haline geliyor.

Biz bu konuda kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz’’ dedi. Atalay, AKP Genel Merkezi’nin Küçükçekmece Evlendirme Dairesi’nde düzenlediği ‘’Türkiye Buluşmaları’’ adlı programda yaptığı konuşmada, AKP’nin en büyük hedeflerinden birisinin ülkenin demokratikleşmesi olduğunu, Türkiye’nin demokrasi açığını kapatmayı misyon edindiklerini anlattı. Atalay, Amerika’da 2001 yılında yaşanan terör olayından sonra demokraside bir daralma olduğunu, adeta terörün karşı özgürlüklerin kısıtlanması yönünde kullanıldığı belirtti. Türkiye’de 2002 yılında iktidar olduktan sonra demokrasi ve özgürlükleri teröre feda etmeyeceklerini, terör bahanesiyle insan haklarını kısıtlamayacaklarını belirttikleri kaydeden Atalay, bunu da hassasiyetle uyguladıklarını söyledi. Kendi dönemlerinde faili meçhul cinayetlerin yaşanmadığını ifade eden Atalay, şöyle devam etti: ‘’Bırakın kendi dönemimizde olmasını, geçmiş dönemlerde olanları aydınlatıyoruz. Şu anda o karanlık dosyaların hepsini açıyoruz ve bunlar bir bir açılacak. Türkiye aydınlanıyor. Türkiye normalleşiyor. Türkiye gerçek demokratik bir ülke haline geliyor. Biz bu konuda kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz.”

16.03.2010


 

Gündem kamufle ediliyor

BELEDİYE-İŞ Sendikası Genel Sekreteri Nihat Ayçiçek, ‘’Türkiye’de her şey güllük gülistanlıkmış gibi gündem farklı şeylerle kamufle ediliyor’’ dedi.

Nihat Ayçiçek, Kars’ta bir otelde Kars-Ardahan-Iğdır Belediye-İş Sendikası Şubesi 9. Olağan Genel Kurul Toplantısı’na katıldı. Ülkenin çok ciddi bir süreçten geçtiğini belirten Ayçiçek, şunları kaydetti: ‘’Çalışma hayatının önünde devasa sorunlar var. Ülkemizde işsizlik sorunu var. Çalışan kesim şu anda yoksulluk sınırının altında çalışıyor. Dolayısıyla ülkemizdeki temel sorun işsizlik sorunudur. Gerçekten iş yok, aş yok, ekmek yok.’’ Ayçiçek, yılda 500 bin, 600 bin gencin mezun olduğunu ama iş, aş bulamadığını ifade ederek, şöyle konuştu: ‘’Hal böyleyken Türkiye’de bakıyorum gündem çok farklılaşabiliyor. Sanki bu sorunlar yokmuş, her şey güllük gülistanlıkmış gibi gündem farklı şeylerle kamufle ediliyor. Asıl olan işsizlik sorunu devamlı şekilde kamufle ediliyor. Türkiye’de sadece işsizlik sorunu da yok. Türkiye de hukuksuzluklar da var. Hepimize her şeyden daha fazla gerek olan hukuk maalesef birileri tarafından çiğnenmektedir.’’

16.03.2010


 

Çubukçu: Hedef tüm çocuklara okul öncesi eğitim

MİLLÎ Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, okul öncesi eğitime önem verdiklerini vurgulayarak, okul öncesi çağındaki tüm çocukların bu eğitimi alacakları bir sistem hedeflediklerini kaydetti.

Bakan Çubukçu, yaptığı açıklamada “Zekâ ve dil gelişiminin en önemli periyodu 3-6 yaş arasında. Bu yaş grubunu ıskalamak eğitimde büyük bir kayıp. Hem dünyayla rekabet etmede, hem de gelecek nesillerin gelişimi açısından okul öncesi eğitimi önemli bir eğitim” dedi. Bu eğitim-öğretim yılında 32 ilde başlatılan zorunlu okul öncesi eğitim pilot uygulamasından yüksek bir başarı elde edildiğini söyleyen Çubukçu, şöyle devam etti: “Belirlenen kriterlere ve altyapıya uygun diğer illeri de bu 32 ile ilave edeceğiz. En azından 20 ili daha ilave etmeliyiz ki bu proje 3-4 yıl içinde yerleşsin, Türkiye genelinde okul öncesi eğitimin 6 yaşında başlaması gerektiği konusunda genel bir bilinç oluşsun. Türkiye genelinde okullaşma oranı yüzde 39. 32 ilden aldığımız verileri Türkiye geneline yansıttığımız zaman bu oran yüzde 43’leri bulmuş olacak.”

16.03.2010


 

AB, stratejik temel hedef

DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, ‘’Türkiye için AB, modernleşme çabasının doğal sonucu olan son derece önemli stratejik temel hedeftir” dedi.

Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı konutunda, AB Komisyonunun genişleme ve komşuluk politikasından sorumlu üyesi Stefan Füle ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Bugün üç ana konuda kapsamlı ve yararlı görüşmeler yaptıklarını belirten Davutoğlu, bu konulardan ilkinin Türkiye-AB ilişkilerinin stratejik vizyonu olduğunu, hafta sonunda Finlandiya’da bu çerçevede çok faydalı ve gelecek vizyonu yüklü görüşmeler yaptıklarını kaydetti. Bakan Davutoğlu, ele aldıkları ikinci önemli konunun karşı karşıya kalınan muhtemel sorun alanları ve müzakere sürecinin işleyişi olduğunu ifade ederek, bununla ilgili kendilerine Türkiye’de yapılan çalışmalar hakkında bilgi aktardığını ve Türkiye’nin AB sürecinin Kıbrıs gibi doğrudan konuyla ilgili olmayan siyasal sorunlarla ya da AB içindeki iç kamuoyu bakışlarıyla etkilenmemesi gerektiğini aktardığını bildirdi.

Görüştükleri üçüncü konunun komşu bölgelerle ilgili yürüttükleri politikaların koordinasyonu olduğunu belirten Davutoğlu, özellikle Batı Balkanlar’daki gelişmeleri kapsamlı şekilde ele aldıklarını, Kafkaslar, Doğu Akdeniz, komşu bölgeler ve enerji güvenliği konularını gözden geçirdiklerini kaydetti.

Davutoğlu, Lizbon Anlaşması sonrası AB’nin Türkiye ile yeni bir stratejik diyalog mekanizması kurması gerektiği konusunda fikir birliğine vardıklarını belirtti.

Füle’nin yakın bir Türkiye dostu olduğunu bildiklerini kaydeden Davutoğlu, bu sebeple Füle’nin bundan sonra Türkiye’yi artık ziyaret ettiği ikinci bir ülke olarak değil, kendi ülkesi gibi görmesi temennisinde bulundu. Davutoğlu, Füle’ye Türkiye’nin AB sürecinde çok ciddi görevler düştüğünü de belirtti.

FÜLE: TAAHHÜDÜMÜ BİR KERE DAHA TEYİT

EDERİM

AB Komisyonunun Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Stefan Füle de görüşmede Kıbrıs konusunu da ele aldıklarını belirterek, AB için önemli olan Kıbrıs konusunda “Türkiye’nin Katma Protokolü uygulamasının büyük önem taşıdığını” kaydetti. Türkiye’nin Kıbrıs Rum kesimiyle ilişkilerini normalleştirmesi gerektiğini ifade eden Füle, “Türkiye’nin yürütmekte olduğu katılım müzakerelerine desteğimi ve Türkiye’yi AB’nin bir üyesi olarak görme yönündeki taahhüdümü bir kere daha teyit ederim” dedi. Davutoğlu’nun değindiği Türkiye’ye vize muafiyeti konusuna ilişkin soruyu cevaplayan Füle, gerek Türkiye, gerekse AB için önemli olan bu konuyu da ele aldıklarını söyleyerek, yasadışı göçle ilgili olarak geçen aylar içinde yoğunlaşan diyaloğu memnuniyetle karşıladıklarını, bununla birlikte kısa bir süre içinde geri kabul anlaşmasının uygulama konulmasıyla ilgili olarak da fikir birliğinde olduklarını bildirdi. Bu alanlarda ilerleme kaydedilirse bundan sonraki aşamalarda vize konusunda kolaylaştırıcı çalışmalara geçilebileceğini ifade eden Füle, bu adımdan sonra da bütün üye ülkelerin uzlaşısıyla vize muafiyeti konusunda Türkiye ve AB için gerekli adımların atılabileceğini kaydetti.


HABER - YORUM - ANALİZ
www.sentezhaber.com

16.03.2010


 

AB’nin sorunları üyeliğimizi kaçınılmaz hâle getirecek

DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği’nin artan sorunlarının, Türkiye’nin üyeliğini kaçınılmaz hâle getireceğini söyledi.

Bağış, NTV’ye yaptığı açıklamada, “Avrupa’nın, sorunlarının, Türkiye’nin katkısı olmadan çözülmeyeceğini gördüğünü, AB’nin sorunlarının, Türkiye’nin üyeliğini kaçınılmaz hale getireceğini” belirtti. Egemen Bağış, “tam üye olduğu zaman daha fazla söz sahibi olacağını gördüğü için AB’nin Türkiye’yi biraz ötelemek istediğini” kaydetti. Bağış, dinin Avrupa Birliği için resmi bir kriter olmadığını ancak, bu konuda bazı endişeleri olanların ve Türkiye’ye karşı bir takım hassasiyetler koyanların olabileceğini ifade etti. Bağış, uyuşturucuyla mücadele, enerji koridoru oluşturma, yasadışı göç, entegrasyon gibi konularda Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyaç duyduğunu belirterek, Avrupa’nın, Türkiye’nin katkısı olmadan sorunları çözemeyeceğini anladığını kaydetti. “Millî birlik ve kardeşlik projesinin, sadece Kürtleri değil, Alevileri, Sünnileri, Romanları da kapsadığını, bütün olarak insanların demokratikleşme sorunu olduğunu” belirten Bağış, “Bireyin hakkını hukukunu artırmamız, kim olursa olsun, bireyin önünü açmamız lazım” dedi.

16.03.2010


 

“Tıp Bayramı’’ yerine “Sağlık Bayramı’’

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, ‘’Tıp Bayramı’’ yerine ‘’Sağlık Bayramı’’ ifadesini teklif etti.

Akdağ, Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Palandöken’de bir otelde düzenlediği etkinlikte konuştu. Sağlık alanında son 7,5 yıl içinde önemli gelişmeler kaydettiklerini söyleyen Akdağ, Türkiye’de ilk defa büyükşehirlerin dışında Trabzon’da büyük bir katılımla büyük bir organizasyon gerçekleştirdiklerini anlattı. Akdağ, ‘’Tutar mı bilmiyorum ama bu ‘Tıp Bayramı’ yerine ‘Sağlık Bayramı’ ifadesini ben öneriyorum. Çünkü tıp bayramı deyince hep tabiplerin bayramı olarak kutlandı. Bunu biraz genişletmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Bir ekip çalışması yaptığımıza göre bunun daha iyi olacağını düşünüyorum’’ dedi.




HABER - YORUM - ANALİZ
www.sentezhaber.com

16.03.2010


 

Romanlar mutlu

ROMANLAR, önceki gün gerçekleşen Roman buluşmasından mutlu. Roman Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Yakup Çardak, Türkiye’de ilk kere Roman vatandaşların varlığının kabul edildiğini ifade ederek, “İlk kez, bu ülkede yaşadığımız kabul edildi.” dedi.

Bir başbakan tarafından ilk kere ‘kaale alındıkları’ için umutlu olduklarını ifade eden İzmir Roman Müzisyenler Derneği Başkanı Reşat Gülşen da hükümetten Roman müzisyenlerin sorunlarına çare bulunmasını istedi. İzmir Romanlılar Derneği Başkanı Abdullah Çıstır ise “İlk kere bir Başbakan Romanları muhatap aldı, ancak bardağın boş tarafını da görmeliyiz. Ayağı yere basan, somut bir proje yok. Şapkadan tavşan çıkmadı” eleştirisinde bulundu.

16.03.2010


 

Ankara’da ulaşım ücretlerine yeni dâvâ

ANKARA Tüketici Hakları Derneği, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı son UKOME kararına ilişkin Ankara 16. İdare Mahkemesi’nde ‘’iptal’’ davası açtı.

Ankara Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar, yaptığı açıklamada, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin tam bilette 1.85 TL, indirimli bilette 1.15 TL ile Türkiye’nin en pahalı ulaşım hizmetini verdiğini savundu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in halkı yanılttığını ve pahalı bir ulaşım ücret politikası izlediğini öne süren Çakar, Ankara Tüketici Hakları Derneği olarak, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı son UKOME kararına ilişkin Ankara 16. İdare Mahkemesi’nde ‘’iptal’’ dâvâsı açtıklarını bildirdi. Tüketiciler olarak boykot hazırlığı içinde olduklarını ve Ankaralıyı ulaşım hakkına sahip çıkmaya davet ettiklerini belirten Çakar, ‘’Ankaralıları belirleyeceğimiz bir gün araçları kullanmayarak boykot etmeye çağırıyoruz’’ dedi.

16.03.2010


 

BARIŞ ELÇİLERİ TÖREYİ ANLATTI

ŞANLIURFA’NIN Viranşehir ilçesinde, “Başlık Parası, Töre Cinayetleri, Kız Çocukları Erken Yaşta Evlendirilmesine Son” projesi kapsamında doktor, hemşire, müftü ve imamlardan oluşan ekip köy köy gezmeye devam ediyor.

Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde kısa bir süre önce başlatılan “Başlık Parası, Töre Cinayetleri, Kız Çocukları Erken Yaşta Evlendirilmesine Son” projesi her geçen gün ilgiyle karşılanılıyor. Şanlıurfa Valiliği koordinasyonluğunda Türk Diyanet Vakıf-Sen, Viranşehir Müftülüğü tarafından yürütülmekte olan ve Devlet Planlama Teşkilatı SODES programı kapsamında finanse edilen proje kapsamında çalışmalara doktor, hemşire, müftü ve imamlardan oluşan 9

kişilik ekip katılıyor. Oluşturulan 9 kişilik ekip, ilçe ve 50 köye giderek orada köy halkına bilgiler veriyor. Köylerde “Barış elçileri” olarak karşılanan ekipler gösterilen ilgiden oldukça memnun olduğunu söyledi. Sabah saatlerinde ilçeye bağlı Aşağı Sulutepe Köyüne Viranşehir Kaymakamı Erdoğan Kanyılmaz ile beraber giden barış elçileri, köy okulunda köy halkıyla bir araya gelerek projenin amaçlarını anlattı.

Grup, başlık parası, töre cinayetleri, kız çocukları erken yaşta evlendirilmesi konusunda bilgiler verdi. Verilen bilgilerden oldukça memnun kalan köylüler, eğitimden etkilendiklerini belirtiler. Yaklaşık 2 saat süren bilgilendirmenin ardından köy Muhtarı Hamit Eren, misafirlere kuzu keserek onları köy odasında ağırladı. Kaymakam Erdoğan Kanyılmaz, yapılan bu proje bölge halkı için bir merhem olduğunu belirterek, “Yıllardır kan dâvâsı töre cinayetleri ve erken yaşta kız çocuklarının evlendirilmesi bu bölgelerde sıklıkla yaşanıyor. Ebetteki bu çağda bunların konuşulması üzücü şeyler umarım ki Vâlilik projesi kapsamında başlatılan bu çalışma yıllardır kangren olan bu yaraya bir merhem olur” dedi. Proje koordinatörü Mehmet Ülgen ise, yapılan bu çalışmanın uzun bir süre daha devam edeceğini söyledi. Köy muhtarı Hamit Eren de, yapılan bu çalışmadan oldukça memnun kaldığının altını çizerek, “Biz bugüne kadar yaşanan kan dâvâlarının töre cinayetlerinin dinî kısmını düşünmemiştik hocalarımızın köyümüze gelip bizlere bunları anlatması bizi bilinçlendirmesi güzel oldu” şeklinde konuştu.

16.03.2010


 

11 yıllık husumet barış ile sonuçlandı

ŞANLIURFA’NIN Suruç ilçesinde 11 yılda 7 kişinin ölümü ile başlayan kan davalı iki aile, Vali Nuri Okutan’ın da katıldığı törenle barıştı. Suruç ilçesine bağlı Yukarı Ataklar köyünde akraba olan Diden aşiretine mensup Türkmen aileleri arasında yaklaşık 11 yıl önce arazi anlaşmazlığı nedeniyle kan davası başlamıştı.

Diden aşiretine mensup iki akraba aile arasında çıkan kavgada Habip Türkmen silâhla vurularak hayatını kaybetmişti. Bir kişinin ölümüyle iki aile arasında başlayan kan dâvâsı, tarafların ikna edilememesi sebebiyle devam edince 11 yıl içerisinde 7 kişi ölmüştü. Kan davasının sona erdirilmesi için araya giren aile ve yetkililer, kan dâvâlı tarafları barışmaya ikna etti. 11 yıllık husumeti bitirmek için barış imzalayan taraflar, Kovalı mezrasında Vâli Okutan, Suruç Kaymakamı Sinan Yıldız, askerî yetkililer ve İlçe Müftüsü Mustafa Altın’ın katıldığı barış yemeğiyle bir araya geldi. Köy meydanında kurulan çadırlarda açılan yer sofrasında birlikte yemeklerin yenildiği törende bir konuşma yapan Vâli Nuri Okutan, kan dâvâsının bölgede cahillikten kaynaklandığını belirtti. Eğitimin önemine de dikkat çeken Vâli Okutan, “Bizim dinimiz, geleneklerimiz ve törelerimiz barışı emreder. Asla kavgayı küslüğü kabul etmez ve sürekli barışı önerir. İnsanlarımızın ölümü, cezaevine girmesi veya yurtlarını terk etmesi hepimizi çok üzüyor. Bu da gösteriyor ki, insanlara kan dâvâsı güttüren, eline silâh alıp barıştan yoksun kılan sebep eğitim eksikliği. Biz de bu eksikliği gidermek için çabalıyoruz. Barışmak, sevgiyle birbirimizi kucaklamak her zaman için en doğrusu, en güzelidir. Buna katkı sundukları için her iki aileyi de kutluyorum” dedi.

16.03.2010


 

Eğitim-Bir-Sen’den memurlara seminer

EĞİTİM-Bir-Sen İzmir Şubesi, Memuriyette Görevde Yükselme Sınavına girecek eğitim çalışanları için 27 Mart-10 Nisan tarihleri arasında sınava hazırlık semineri düzenliyor.

İzmir Hasan Sağlam Öğretmenevi’nde yapılacak hazırlık seminerleri 3 hafta sürecek. Her Cumartesi iki oturum şeklinde yapılacak seminerlerde alanında uzman eğitimciler ders verecek. Sınav yönetmeliği incelenerek hazırlanan seminer müfredatı çerçevesinde Türkçe, T.C. Anayasası ve 657 Sayılı Devlet Memurlar Kanunu dersleri işlenecek.

İzmir Şube Başkanı Abdurrahim Şenocak, “Memuriyette Yükselme Sınavına girecek eğitim çalışanlarımıza destek vermek amacıyla hazırlık semineri düzenliyoruz. Önümüzdeki hafta başlayacak seminerlerimiz için alanlarında uzman eğitimcileri bir araya getirerek çalışma programı hazırladık. Sendika olarak üzerimize düşen eğitimcilere rehberlik yapma ve destek olma görevini sürekli olarak hazırladığımız bilimsel çalışmalarla sürdürüyoruz” diye konuştu

16.03.2010


 

Engellilere deprem eğitimi

BURSA Kent Konseyi Engelliler Meclisi üyelerine Uludağ Üniversitesi AKUT Öğrenci Topluluğu tarafından ‘Deprem Bilinçlendirme Eğitimi’ verildi.

Konsey Başkanı Mehmet Semih Pala, engelliler meclisi üyelerine verilen deprem bilinçlendirme eğitiminin konsey bünyesindeki diğer meclislere de verileceğini belirtti. Pala, “Son günlerde ülkemizi yasa boğan deprem bizi çok etkiledi. Bu nedenle deprem bilinçlendirme eğitimini çok önemsiyoruz” dedi. Uludağ Üniversitesi AKUT Öğrenci Topluluğu Başkanı Pervin Kaçtı da eğitimde deprem öncesinde, deprem sırasında ve deprem sonrasında yapılması gerekenlerin anlatıldığını belirtti.

16.03.2010


 

NAMAZ İLE DİRİLİŞE ÇAĞRI

İNSANLARI namaza teşvik etmek ve toplumda namaz şuuru oluşturmak için faaliyet gösteren Namaz Gönüllüleri Platformu (NGP) 4 yaşına bastı. Fatih’te Ali Emirî Kültür Merkezinde yapılan toplantıda bir araya gelen platform üyeleri, geçen dört yılda yapılan hizmetleri anlatarak yeni projelerini, “Kur’ân ve namazla diriliş seferberliği” olarak ilân ettiler.

Toplantıya ülkemizin tanınmış ilim ve fikir adamları, yazarlar, radyo TV programcıları, din görevlileri ve gazeteciler katıldı. NGP üyelerinden Ahmet Bulut ve Cemil Tokpınar’ın sunduğu program, Sultanahmed Camii İmam Hatibi Emrullah Hatipoğlu’nun okuduğu Kur’ân’la başladı. Toplantıda konuşan Namaz Gönüllüleri Platformu sözcüsü Abdullah Yıldız, “2006 yılından beri namaza çağrı hizmetimiz devam ediyor. Milyonlarca kitabın, kitapçığın, binlerce panelin, konferansın, seminerin, radyo-televizyon programının oluşturduğu namaz coşkusu bütün hızıyla sürüyor, hamdolsun! Şimdi ise, Kur’ân ve namazla diriliş seferberliği başlatıyoruz” dedi. Bin yıl Kur’ân’a hizmet eden milletimizin Kur’ân’dan uzaklaştırıldığını belirten Abdullah Yıldız, şöyle devam etti, “Bu olumsuz tabloyu düzeltmek ve Kur’ân’ı, bir ‘hayat kitabı’ haline getirmek için eğitim, iletişim ve sanat alanında çok geniş ve

kapsamlı bir dizi faaliyet yapmayı, bu konuya dikkat çekmeyi ve kitleleri bilinçlendirmeyi hedefliyoruz.”

TELEVİZYONU KAPATIP, KİTAP OKUYUN

BİRÇOK radyo ve televizyonun naklen yayınladığı programda Namaz Gönüllüleri Platformunun hizmetlerini ve hedeflerini anlatan bir sinevizyon gösterildi. İstanbul İl Müftü Yardımcısı Mehmet Aşık, yaptığı konuşmada “Haftanın belli akşamları televizyonları kapatıp, yarım saati kur'ân okumak için ayıralım, ikinci akşam, Peygamberimizin hayatını anlatan siyer kitabı okuyalım, üçüncü akşam ibadetlerin nasıl yapılacağını anlatan bir ilmihal okusun. Bununla birlikte mutluluk başlar, sıkıntı ortadan kalkar” dedi. Marmara İlâhiyat Öğretim üyesi Prof. Dr. Suat Yıldırım, günümüz insanının boş dünya meşguliyetleriyle zihnini meşgul ettiğine dikket çekerek, hâlbuki Asr-ı saadette yaşayan insanların; “Allah rızası nerede? Peygamberimiz ne buyurdu? Bu gün ilmime ne ilave ettim.” düşünceleriyle meşgul olduklarını hatırlattı. Programda, Prof. Dr. Faruk Beşer, Doç. Dr. Mustafa Karataş, sanatçı Yaşar Alptekin, Prof. Dr. Ali Rıza Temel, Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, Dr. Reşit Haylamaz, ve Dr. Vehbi Karakaş gibi isimler de birer konuşma yaptı. Platforma en başta destek veren Şaban Döğen, Yücel Çakmaklı ve Ömer Lütfi Mete rahmetle anıldı.

ELİF NUR KURTOĞLU

16.03.2010


 

Kadınlara cenaze yıkama kursu veriliyor

KAYSERİ'DE kadınlara yönelik düzenlenen, 41 kişinin katıldığı cenaze yıkama kursunda, oyuncak bebek üzerinde uygulamalı eğitim veriliyor.

Melikgazi Halk Eğitim Merkezi Müdürü Cevat Albayrak, yaptığı açıklamada, kadınlara yönelik olarak açtıkları cenaze yıkama kursuna 41 kişinin katıldığını, yoğun başvuru nedeniyle yeniden kurs açılmasının planlandığını ifade etti. Albayrak, kadınların defnedilmesinden önce, yıkama ve kefenleme konusunda hoca bulunmasında sıkıntı yaşandığını, bu nedenle kadınlara yönelik cenaze yıkama kursu açtıklarını belirterek, ‘’Toplam 25 saat süreli kursumuza 41 kadın katılıyor. Yoğun başvuru var. Bu nedenle bu kursun bitiminde 2. kursumuzu, talebin sürmesi halinde 3. kursumuzu açacağız’’ dedi. Din kültürü ve ahlâk bilgisi öğretmeni Zeynep Arınç ise kursa katılanlara, ölüm öncesi ve ölüm sonrası yapılacak dinî işlemler, cenazenin yıkanması, kefenlenmesi, mezara taşınması ve defin sonrası yerine getirilmesi gereken dinî vecibelerle ilgili uygulamalı bilgi verildiğini söyledi.

16.03.2010


 

Rusya’da mevlid coşkusu

Rusya’nın başkenti Moskova’da 4.'sü düzenlenen “Mevlid Nebi-2010” büyük coşkuyla kutlandı. Rus, Tatar, Dağıstanlı, Türk, Türkmen, Kırgız, Azeri, Kazak, Karaçay ve Çeçenlerden oluşan binden fazla kişi, merasimin yapıldığı salona sığmadı. Rusya Halk Sanatçısı Vladimir Berezin, Hz. Muhammed’in (a.s.m.) insanlara barış, sevgi ve huzur getirdiğini belirtti.

Mevlid Nebi gecesi Moskova’da kutlandı

Rusya’nIn başkenti Moskova’da dördüncüsü düzenlenen “Mevlit Nebi-2010” büyük coşkuyla kutlandı. Moskova’nın Kosmos Oteli’de gerçekleşen törene; Rus, Tatar, Dağıstanlı, Türk, Türkmen, Kırgız, Azeri, Kazak, Karaçay ve Çeçen vatandaşlardan oluşan binden fazla kişi katıldı. Kalabalık otelin salonuna sığmayınca, bazı vatandaşlar programı ayakta izlemek zorunda kaldı. Rusya Müftüler Konseyi ve Nadejda Vakfı’nın düzenlediği şiirli ve müzikli programda Rusya Parlamentosu alt kanadı Duma milletvekilleri, Türkiye Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı, Büyükelçilik Din Müşaviri Bekir Gerek ve yabancı büyükelçi ve diplomatlar katıldı. Törenin sunucusu Rusya Halk Sanatçısı Vladimir Berezin, Hz. Muhammed’in (asm) insanlara barış, sevgi ve huzur getirdiğini belirtti. Daha sonra konuşmak üzere kürsüye çıkan Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynudin, Hz. Muhammed’i (asm) anlatırken ünlü Rus yazar Lev Tolstoy’un sözlerine atıfta bulundu: “Tolstoy Peygamberimizi ‘Büyük yönetici ve insanlara barış ve sevgiyi armağan eden Peygamber’ olarak tanıtmıştı. Bugün dünyanın her yerinde Hz. Muhammed’in (asm) doğum günü çeşitli şekilde kutlanıyor. Örneğin Türkiye, Mısır, Lübnan, İran ve başka ülkelerde Mevlit kandili ile ilgili bilimsel konferanslar yapılıyor” ifadesini kullandı.

HER ŞEHİRDE HZ. MUHAMMED (ASM) ANILIYOR

Müftü Gaynutdin, Rusya’da Hz. Muhammed’in (asm) doğum gününün coşkuyla kutlandığının altını çizerek, “Rusya’nın Çeçenistan, Tataristan, Başkırdistan ve Dağıstan gibi Müslüman cumhuriyetlerinde Hz. Muhammed’in doğum günü bayram havasında kutlandı. Burada Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov’un büyük katkıları oldu. Artık Moskova’da değil, Rusya’nın diğer şehirlerinde de bu bayram büyük coşkuyla kutlanıyor. Biz Rusya Müftüler Konseyi olarak ülkenin çeşitli kent ve bölgelerine ekip gönderiyoruz. Örneğin Saratov kentinde bu bayram vesilesiyle güzel tören gerçekleştirdik. Buradaki amacımız, çok uluslu ve çok dinli Rus toplumunda kardeşliği, karşılıklı anlayışı, sevgiyi ve dayanışmanın artırılmasına ciddî katkı sağlamak” diye konuştu. Daha sonra sahneye çıkan Dağıstan, Tataristan ve Kırgızistan müzik toplulukları ilâhiler söyledi. Müzikli programın ardından Hz. Muhammed’in hayatını anlatan görüntü sunuldu. Lazer gösterisinin de yapıldığı programda hac ibadeti için de kuralar çekildi.

16.03.2010


 

St. Petersburg Camii 100. yılını doldurdu

Rusya’nın Batıya açılan penceresi olarak adlandırılan ve 1703 yılında Çar Petro tarafından kurulan St Petersburg şehrindeki tarihi cami, inşasının 100. yıldönümünü kutluyor.

Rusya İmparatorluğu’nun başkenti St Petersburg’da cami yapılmasına 2. Nikolay’ın izin vermesi ardından 1910 yılında kentin merkezinde Petro Kalesi’nin hemen karşısındaki bir arazide temeli atılan cami, 1913 yılında tamamlandığında zamanın Avrupa’daki en büyük camisi sayılıyordu. St Petersburg Camisi’nin 100. kuruluş yıldönümü bugün camide yapılacak konferans ve törenle kutlanacak. Törene, Rusya Cumhurbaşkanlığı ve Parlamentodan temsilciler, St Petersburg kentinin önde gelenleri, din adamları, Müslüman ülkelerin büyükelçiliklerinden temsilciler katılacak. 34 yıldır caminin imamlığını da yapan St Petersburg müftüsü Cafer Nasibullahoğlu, ikinci dünya savaşında depo olarak kullanılan ve kapatılan caminin 1955 yılı sonunda tekrar açıldığını belirtti.

CAMİYİ GÖRMEK İSTEYİNCE

Müftü Cafer Nasibullahoğlu'na göre caminin yeniden ibadete açılmasında Endonezya’nın ilk Cumhurbaşkanı Sukarno’nun kente yaptığı ziyaret etkili olmuş. Endonezya Cumhurbaşkanı, Rusya’ya resmi ziyareti çerçevesinde o zamanki adıyla Leningrad’a gelmiş ve camiyi ziyaret etmek istemiş. Ancak kapalı olduğu için bu isteğini gerçekleştirememiş. Bu durumdan yakınan Sukarno, caminin tekrar açılması ricasında bulunmuş. Bunun üzerine Kremlin, camiyi 18 Ocak 1956 tarihinde tekrar ibadete açtı.

‘DİNİMİZİ ARTIK DAHA GÜZEL YAŞIYORUZ’

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından İslamiyet’i daha iyi yaşabildiklerini ifade eden emekli Gufar Yakparov program ile ilgili duygularını şöyle anlattı: “O zamanlar bu tür etkinlikler yoktu. Şu anda bunların olması bize büyük mutluluk veriyor. Bence Mevlit Nebi ile Peygamber Efendimiz’e olan sevgimizi ve saygımızı göstermiş oluyoruz. Maalesef bu güzel etkinliği herkes göremiyor. Daha fazla insanın buradaki atmosferi solumasını isterdim.” Üniversite öğrencisi Galiya Hayrulina ise programın öncelikle kendisine moral verdiğini kaydederek, “Manevî bir huzur bulduk. Bütün Müslümanlarla birlikte sevinç, mutluluk duyguları paylaştık. Bu ayın Arapça anlamı erken bahar. Dışarıda da bahar havası var. Moskova’da ilk güneşli günlerin bu aya denk gelmesi bizi çok mutlu ediyor” dedi.




HABER - YORUM - ANALİZ
www.sentezhaber.com

16.03.2010


 

Rusya’da alkol yasağı genişliyor

Rusya’da ulusal tehdit olarak tanımlanan alkol yasağına destek giderek büyüyor. Başbakan Vladimir Putin, alkol tüketiminin 2020’ye kadar yarı yarıya azaltılması için çalışmalar yapılmasını isterken, parlamento da gece saatlerinde alkol satışlarını yasaklamaya hazırlanıyor.

Gece alkol satış yasağına en büyük destek Rusya Halk Sağlığı Dairesi’nden geldi. Rusya’nın baş hekimi Gennadi Onişenko, saat: 21.00’den sabaha kadar bira dahil tüm alkollü ürünlerin satışlarının yasaklanmasını talep etti. Onişenko, “Bu çok normal ve medeni bir davranış olur. Alkol yasağını destekliyorum” dedi.

Başbakan Yardımcısı Aleksander Jukov da geçen hafta yaptığı açıklamada yeni bir yasa hazırladıklarını, buna göre gece 21.00’den sabah 8.00’e kadar alkol satışlarının yasaklanacağını ifade etmişti. Jukov’a göre yeni düzenleme yıl sonundan önce uygulamaya geçecek. Havalimanlarında alkol tüketiminin yasaklanması, reklamların sınırlandırılması ve bilgilendirici programların artırılması gibi bir dizi tedbirler de planlanıyor.

Rusya’nın özerk cumhuriyetlerinden Çeçenistan’da benzer uygulama çoktan başladı. Başkent Grozni’de akşam 20.00’yle sabah 08.00 arasında alkol satışları tamamen yasak. Putin 2020 yılına kadar alkol tüketiminin yarı yarıya indirilmesi ile ilgili çalışmalarında temel hedefin insanların hayat kalitelerinin artırılması olarak açıkladı. Başbakanlık internet sayfasında yer alan rapora göre alkol tüketimi kişi başına 2012’ye kadar yüzde 15, 2020’ye kadar da yüzde 55 oranında azaltılacak.

16.03.2010


 

Ağlamanın da faydası var

İnsanoğluna has bir özellik olan ve duyguların hakim olunmadığı anlarda gerçekleşen ağlama olayının normalinin faydalı olduğu belirtildi.

Daha çok olumsuz durumlarda gerçekleşen ağlamanın göz kuruluğunu gidermesinin yanı sıra kalbe de iyi geldiği öğrenildi. İnsanın en önemli organlarından biri olan göz rahatsızlıklarının başında göz yaşı kanalı tıkanıklığının geldiğini belirten Aydın Göz Hastanesi hekimlerinden Harika Çevikel, gözyaşı tıkanıklığının en sık bebeklerde ve kadınlarda görüldüğünü, göz yaşı kanalı tıkanıklığının da gözde enfeksiyona sebep olduğunu belirtti. Göz yaşı kanalı tıkanıklığının yanında gözde kuruluğun da göz sağlığı için sorun olduğu kaydedilirken, yapılan araştırmalarda zaman zaman ağlamanın faydalarının da olduğu öğrenildi. Gözyaşındaki bir madde eğer hiç akmazsa göz kuruluğu rahatsızlığına neden oluyor. Ara sıra ağlayan kişi böylece bu hastalığa yakalanmaktan kurtuluyor. Özellikle üzüldüğünüz zaman ağlamak kalbi daha az yoruyor. Çünkü gözyaşı dökmek ile üzüntülüyken sıkışan kalp damarları açılıyor.

16.03.2010


 

TV’yi kapatıp kitap okuyorlar

Van’da Beyüzümü İlköğretim Okulunca düzenlenen ‘’Televizyonları kapatalım kitap okuyalım’’ kampanyası kapsamında Beyüzümü Mahallesi sakinleri her akşam televizyonlarını 1 saat kapatarak kitap okuyor.

Van’da terör nedeniyle çevre il ve ilçelerden göç eden ailelerin yaşadığı Beyüzümü Mahallesi’ndeki Beyüzümü İlköğretim Okulu yöneticileri, ‘’Türkiye Okuyor’’ kampanyasından yola çıkarak ‘’Televizyonları kapatalım kitap okuyalım’’ kampanyası düzenledi. Her gün saat 19.00 ile 20.00 arasında televizyonların kapatılarak evde okuma yazma bilen herkesi kitap okumaya teşvik eden kampanyaya 7’den 70’e herkes ilgi gösterdi.

16.03.2010


 

Homeros Vadisi genişliyor

İzmİr Büyükşehir Belediyesi’nin, Bornova ilçesinde 2008 Mayıs ayında hizmete açtığı Homeros Vadisi genişletilecek.

Türkiye’de ilk olan ve 7 kilometrelik vadi düzenlemesi yapılan Homeros’ta, mevcut sekiz gölete ilaveten 10 tane daha yapılacak. Bornova Deresi üzerindeki Kayadibi göletleriyle Vadi ve Veterinerlik arkası olmak üzere üç bölgeden oluşan Homeros Vadisi’nde rekreasyon alanı genişletilecek. İZSU Genel Müdürlüğü’nce yürütülecek çalışmalar kapsamında mevcut yedi göletin kotlarında yeni düzenlemeler yapılarak, su tutma alanları büyütülecek. Kayadibi göletlerinin olduğu bölgede dört, Homeros Vadisi göletlerinin olduğu bölgede iki, Veterinerlik arkasında dört yeni gölet alanı daha oluşturulacak. Dağların içinden geçen yürüyüş yollarının bakımı yapılacak. Önümüzdeki günlerde başlayacak çalışmalar, 6 ayda tamamlanacak.

16.03.2010


 

Toplumun % 12’si yaptığı işten memnun

İş ve insan kaynakları sitesi olan Yenibiris.com’un üyeleri arasında düzenlediği ‘Geçim derdi olmasa hangi işi yapardınız?’ anketinden ilginç sonuçlar çıktı. Yenibiris.com, üyeleri arasında düzenlediği bir anket ile çalışanların hayallerini süsleyen meslekleri ortaya çıkardı.

21 bin 384 kişinin katıldığı anket, ‘Geçim sıkıntısı olmasa hangi işi yapardınız?’ sorusuna cevap aradı. Ankete katılanların yüzde 25’i bu soruya ‘sporcu’ karşılığını verirken, yüzde 22,1’lik bir kesim ‘tiyatrocu’ olmak istediğini belirtti. İşinden memnun olanların ve ‘yine şu an yaptığım işi yapardım’ diyenler ise yüzde 12,1’lik bir oranla listenin üçüncü sırasında yer aldı.

16.03.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl