10 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

AB: Olumlu, ama yetersiz

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre, Anayasa Mahkemesinin kısmî iptal kararını “ustaca orta yol çözüm” olarak nitelendirerek, “Bu sınırlı reform ülkenin demokratikleşmesinin önünü açsa da 1982 Anayasasının antidemokratik ruhunu değiştirmemektedir” değerlendirmesinde bulundu.

AB: Olumlu, ama yetersiz

AVRUPA Birliği (AB), Anayasa Mahkemesi’nin kısmi iptal kararının ardından referanduma sunulacak olan anayasa değişikliği paketine ilişkin “Bu sınırlı reform ülkenin demokratikleşmesinin önünü açsa da 1982 anayasasının antidemokratik ruhunu değiştirmemektedir” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre, Anayasa Mahkemesi’nin kısmi iptal kararını “ustaca orta yol çözüm” olarak nitelendirerek, genel seçimlerin ardından tüm siyasi partilerin yeni anayasayı gündemine almalarını istedi. Flautre, “Bu sınırlı reform ülkenin demokratikleşmesinin önünü açsa da 1982 anayasasının antidemokratik ruhunu değiştirmemektedir” değerlendirmesinde bulundu.

AB Komisyonu sözcülerinden Ferran Tarradellas Espuny ise Anayasa Mahkemesi’nin kararını not aldıklarını ve özellikle gerekçeli kararın yayımlanmasının ardından konuyu daha ayrıntılı analiz edeceklerini bildirdi. Kararla ilgili ilk değerlendirmelerinde, anayasa değişikliği paketinde “Anayasa Mahkemesi ve HSYK’ya üye seçim yöntemi gibi sınırlı unsurların iptal edildiği” sonucuna vardıklarını kaydeden Tarradellas Espuny, “Anayasa değişikliği paketinin olumlu adım olduğu inancımızı, Anayasa Mahkemesinin kararının ardından da korumaya devam ediyoruz” dedi.

Ferran Tarradellas Espuny, Türkiye’nin, AB’nin yıllardır ilerleme raporlarında ve katılım ortaklığı belgesinde vurguladığı noksanlarını tamamlayabilmesi için anayasa değişikliği paketinin 12 Eylül’deki referandumda kabul edilmesi çağrısını yaptı.

Hague: Türkiye’nin reddedilmesi büyük hata

İNGİLTERE Dışişleri Bakanı William Hague, AB’nin Türkiye’nin üyeliğini reddetmesinin çok büyük bir hata olacağı uyarısında bulundu. Hague, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldikten sonra düzenlenen ortak basın toplantısında, Türkiye’nin Batı ile Doğu arasında uzanan köprü konumunun önemine değindi. Hague, “Türkiye, Batı ile Doğu arasında seçim yapmak zorunda olan konumda değil. Çünkü Türkiye hem Batı’da hem de Doğu’da yer alan bir ülkedir” diye konuştu. Türkiye’nin Afganistan, Balkanlar ve Orta Doğu barış süreci konularındaki tecrübe ve tavsiyelerine de değer verdiklerini ifade eden Hague, Davutoğlu ile görüşmesinde Kıbrıs ve Türkiye’nin AB konusunu da görüştüklerini anlattı. Hague konuşmasında, İngiltere’nin Türkiye’nin AB üyeliğine en güçlü desteği veren ülkelerden biri olduğunu hatırlatarak, “AB, Türkiye’yi reddederse çok büyük bir hata yapmış olur.” dedi. Bu arada Hague, İngiltere Başbakanı David Cameron’un yakın zaman için Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştireceğini sözlerine ekledi.

10.07.2010


 

MİLLî İRADE HAKİM OLMALI

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfının çağrısı ile toplanan STK'lar, bir sonuç bildirisi yayınlayarak, millî irade üzerindeki vesayetin ancak yeni bir anayasa ile sona ereceği açıklaması yaptılar. “21. yüzyılda Sivil Toplum Vizyonu ve STK’ların İmkân ve Kabiliyeti” başlıklı toplantıya 50 STK ve 150 kanaat önderi katıldı.

ÇARE DEMOKRATİK BİR ANAYASA

Yayınlanan bildiride "Milletin üzerinden bürokratik, askerî ve yargı vesayeti kaldırılmalı, özgürlükler genişletilmeli, demokratik standartlar yükseltilmeli ve millî iradeyi mecraından çıkartan yapılanmalar ortadan kaldırılmalıdır. Sorun, yeni ve sivil anayasa ile milletin beklentisi istikametinde çözülmelidir" denildi.

Bürokratik vesayet sivil anayasa ile biter

TÜRKİYE Gönüllü Teşekküller Vakfı’nın çağrısı ile İzmit Kartepe’de Kurultay için bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, yayınladıkları sonuç bildirisi ile ülkemizde bir sistem ve rejim sorunu olduğunu ve bu sorunun sivil siyaseti etkinleştirecek yeni, sivil ve demokratik anayasa ile çözüleceğini söylediler.

“21.Yüzyıl’da Sivil Toplum Vizyonu ve STK’ların İmkan ve Kabiliyeti” ana başlığı ile yapılan kurultaya 50 STK ve 150 kanaat önderi katıldı. İki gün boyunca sivil toplum kuruluşlarının kurumsal yapılanmaları ile Türkiye ve dünya vizyonlarının gelişiminin hedeflendiği kurultay sonunda bir de “ Kurultay Bildirisi” yayınlandı. Kurultayda Prof. Dr. Hikmet Akgül, Prof. Dr. Burhanettin Can, Doç. Dr. Mustafa Özel, Doç. Dr. Kudret Bülbül, Murat Sayımlar, Ahmet Emin Dağ, Ayhan Ogan ve Ali Kurt tarafından yapılan sunumları sivil toplum kuruluşu temsilcileri müzakere ettiler. AKP Genel Başkan Yardımcısı, Hüseyin Çelik, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç, Kültür Eski Bakanı ve TGTV kurucusu İsmail Kahraman’ın da katılım sağladığı kurultayın sonuç bildirisi hükümete ve sivil topluma çağrılar içeriyor.

21. yy’da soğuk savaş döneminin sona ermesi ile yeni bir dönem arayışı başladığı belirtilen bildiride, devletin, milletin hizmetinde olacak şekilde yeniden yapılandırılacağı, bütün kesimlerin kendilerini eşit, güvende ve huzur içinde hissedeceği bir demokratik ortama ihtiyaç olduğu vurgulandı. Bildiride sivil toplum kuruluşlarının, uluslar arası vizyonları gereği, İslâm dünyası başta olmak üzere, özellikle Orta Asya Cumhuriyetleri, Balkanlar, Kafkaslar ile Türkiye’nin akrabalık ve kültürel ilişkilerinin olduğu bölgelere öncelik veren, bölgesel barış ve istikrarı geliştiren, dünya ile yeni işbirlikleri kurabilen imkân ve kabiliyete sahip olması gerektiği belirtildi, şu ifadelere yer verildi:

nBürokratik, askerî ve yargı vesayet milletin üzerinden kaldırılmalı, özgürlükler genişletilmeli, demokratik standartlar yükseltilmeli ve millî iradeyi mecraından çıkartan tüm yapılanmalar ortadan kaldırılmalıdır.

nÜlkemizin yaşadığı sistem ve rejim sorunu; sivil siyaseti etkinleştirecek yeni, demokratik ve sivil anayasa ile milletin beklentisi istikametinde çözülmelidir.

nTürkiye sivil toplumu, küresel kamuoyunu ve kaynaklarını harekete geçirmekte, uluslar arası bir sivil güç olarak dünyanın dikkatini çekmektedir. Oluşan bu evrensel sivil gücümüz öncelikle bölgemiz ve bütün Müslüman halklar ile dayanışma ve entegrasyon için kullanılmalıdır.

nYeni anayasa ile oluşacak toplumsal mutabakatla iç sorunlarımızı çözerek millî birlik ve beraberlik sağlanmalıdır. Bu kapsamda referandum sürecinde olan anayasa değişiklik paketini sivil toplum kuruluşları olarak destekliyoruz.

nSivil toplum kuruluşları olarak, milletimizi tüm fertleri ile buluşturacak her türlü demokratikleşme çabasını destekliyoruz.

nAvrupa’da İslâma artan bir ilgi ve azalan İslam karşıtlığı vardır. Bu olumlu gelişmeyi Avrupa’daki sivil toplum kuruluşları ile işbirliğine dönüştürmeliyiz.

nAvrupa’da radikalleşen İslâm karşıtlarının dünya kamuoyuna pompaladığı İslamofobya ile medya eksenli yapılan sivil mücadele güçlendirilmelidir.

nSivil toplum kuruluşlarımız gönüllülüğü yaygınlaştırmalıdır. STK’lara olan ilginin arttırılması için millî eğitim müfredatı ile yüksek öğrenim mevzuatında değişiklikler yapılmalıdır.

nHükümet, STK’larımızın imkân ve kabiliyetlerini arttıracak hukukî düzenlemeleri gerçekleştirmelidir.

nSivil toplum kuruluşları kurumsal yapılarını, söylem ve özgüvenlerini güçlendirmelidirler.

10.07.2010


 

Halkın yetkisi elinden alınıyor

SELÇUK Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Atar, Anayasa Mahkemesinin, Anayasa değişikliğine ilişkin kısmi iptal kararıyla ilgili, ‘’Mahkeme, bu kararıyla halkın da Anayasa değiştirme yetkisini elinden alıyor.

En vahim olanı bu’’ dedi. Atar, yaptığı açıklamada, iptallerin vahim sonuçlara sebep olabileceğini belirtti. Bu tür bir kararla, yasama organının Anayasa değiştirme yetkisinin elinden alındığını kaydeden Atar, ‘’Yasama organı nihai söz sahibi olmaktan çıkıyor, bu yetki Anayasa Mahkemesine geçmiş oluyor. Referanduma giden metinde bunun yapılmış olması daha vahim bir durum ortaya çıkartıyor. Bu değişikliğin geçerli olabilmesi için halkın ‘evet’ demesi gerekiyor. Mahkeme, bu kararıyla halkın da Anayasa değiştirme yetkisini elinden alıyor. En vahim olan tarafı bu’’ dedi. Atar, şöyle devam etti:

‘’Anayasa Mahkemesinin ‘her seçmen, her üye, bir oy kullanır’ hükmünü cımbızla çıkarmak suretiyle şuna imkan hazırladı; artık burada çoğunluk sistemi geçerli olacak. Yargıtaydaki çoğunluk adayları belirleyecek, Danıştaydaki çoğunluk adayları belirleyecek. Anayasa Mahkemesi bunu daha çok hukuk devletine uygun olacağını düşünerek iptal etti. Oysa iptal tam tersi sonuç doğuracak. Paketle getirilen sistem nispi temsildi. İptalle durum yine çoğunluk sistemi oluyor. Dolayısıyla paketi geri götürecek bu durum, hukuk devleti anlamında, katılım anlamında.’’

‘’Paket önemli bir reform niteliği taşıyor. Bu bakımdan halkın ‘evet’ diyeceğini düşünüyorum’’ diye konuşan Atar, pakette bütün yurttaşları yakından ilgilendiren düzenlemeler olduğunu, sadece yargı reformu değil, onun dışında insan hakları ve hukuk devleti bakımından da iyileştirmelerin yer aldığını dile getirdi.

10.07.2010


 

Şehit asteğmen dualarla uğurlandı

VAN'IN Başkale ilçesinde, askerî aracın şarampole devrilmesi sonucu şehit olan Piyade Asteğmen Muhammed Talha Dinleyici’nin cenazesi, Selimiye Camii’nde düzenlenen törenin ardından toprağa verildi.

Şehit Piyade Asteğmen Dinleyici için öğle vakti Selimiye Camiinde cenaze töreni düzenlendi. Şehit annesi Müjgan ile babası Birol Dinleyici, cami avlusunda taziyeleri kabul etti. Şehit Dinleyici’nin cenazesi, burada Cuma namazını müteakiben kılınan cenaze namazının ardından merasim mangasınca bir süre eller üzerinde taşınarak top arabasına konuldu. Top arabasında da askerî manga eşliğinde bir süre taşınan cenaze, daha sonra götürüldüğü Beykoz Elmalı Köyü Mezarlığı’nda defnedildi. Törene, şehit Dinleyici’nin ailesi ve yakınlarının yanı sıra İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Hulusi Akar, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve askeri erkan ile çok sayıda vatandaş katıldı.

10.07.2010


 

Kur’ân Kursu baskını Kıbrıs’a yakışmıyor

uzey Kıbrıs’ta öğretmen sendikasının din eğitiminin verildiği kurslara yaptığı olumsuz baskın görüntülerinin çok arızî bir durum olduğunu belirten Bardakoğlu, “Kıbrıs’ın asıl çizgisini ve ihtiyacını yansıtmadığını düşünüyorum” diye konuştu.

Kur’ân kursu baskını hoyratça

DİYANET İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, KKTC’de öğretmen sendikasının din eğitiminin verildiği kurslara yaptığı baskını “hoyratça” olarak değerlendirdi. Afyonkarahisar Valisi Haluk İmga’yı ziyaret eden Bardakoğlu, KKTC’de yaşanan Kur’ân kursu baskınına değinerek, “Gönül ister ki yanı başımızdaki Kıbrıs’ta bu konuda biraz daha duyarlı, biraz daha çağı okuyan ve insan ihtiyacını göz önüne alan bir anlayış içinde olsun. Bugün gönül ister ki; bu tartışmalar Kıbrıs’ta geride kalsın” dedi. Avrupa’da insan ve toplum gerçeğine göre hareket edildiğini hatırlatan Bardakoğlu, Kıbrıs’ta aklıselim ve sağduyunun egemen olmasını istedi. Bardakoğlu, “Bugünkü bazı insanlar fark etmese bile ve hoyratça Kur’an kurslarını adeta yanlış bir iş yapılıyormuş gibi basılsa bile Kıbrıslı kardeşlerimizin çoğunluğunun sağduyulu olduğunu, aklıselim sahibi olduğunu düşünüyorum. Bu olumsuz görüntülerin de Kıbrıs’ın çok arızi bir durum olduğunu, Kıbrıs’ın asıl çizgisini ve ihtiyacını yansıtmadığını düşünüyorum” diye konuştu.

10.07.2010


 

Bağış: Profesyonel bir ordu gerekiyor

DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ‘’Uzun vadede profesyonel bir orduya kavuşmamız gerektiğine inanıyorum’’ dedi.

Başmüzakereci Bağış, yargı reformu stratejisiyle Türkiye’nin Avrupa Birliği standartlarında hukuk normlarına sahip olabilmesinin, yargıdaki aksaklıklar giderilerek yargıçların standartlarını yükseltme mücadelesini verdiklerini vurgulayarak. ‘’Yargıçların standartlarını en üst küresel demokratik düzeye ulaştırmaya çalışıyoruz’’ diye konuştu. Bağış, profesyonel ordu konusunda sorulan soruya da şu cevabı verdi: ‘’Bugün terör belasıyla yaptığımız mücadelede görüyoruz ki 3-4 aylık bir eğitimle Türkiye’nin en hassas bölgelerine, terörün en şiddetli olduğu bölgelerine 20 yaşındaki gençlerle terörle mücadele konusunda bazı zafiyetler yaşanıyor. Kısa vadede öncelikle terörle mücadele konusunda iyi eğitim almış, en iyi teçhizatla donatılmış, tecrübeli askerlerden oluşan bir güce kavuşmamız, uzun vadede de profesyonel bir orduya kavuşmamız gerektiğine inanıyorum’’

10.07.2010


 

Başbuğ hakkında suç duyurusu

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Kayseri eski Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz dâvâsındaki mağdur avukatı Tahir Elçi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ hakkında hazırladığı suç duyurusu dilekçesini Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına verdi.

Başbuğ hakkında suç duyurusu

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ hakkında kamu davası açılması ile ilgili suç duyurusunda bulunuldu. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Kayseri eski Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz davasındaki mağdur avukatı Tahir Elçi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ hakkında hazırladığı suç duyurusu dilekçesini Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına verdi. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığına gönderilmek üzere Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına verilen suç duyurusunda; ‘’Halen Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde sanık Albay Cemal Temizöz ve diğerleri hakkında görülmekte olan davayla ilgili kamusal yetki, güç ve nüfuzunu kullanarak yayın yoluyla sanıklardan Cemal Temizöz lehine yargı görevini yapan savcı ve yargıçlar üzerinde baskı kurarak onları etkilemeye teşebbüs eden şüpheli İlker Başbuğ hakkında gerekli soruşturma işlemlerinin yapılarak kamu davası açılmasını talep ediyoruz’’ denildi.

Orgeneral İlker Başbuğ bir süre önce yaptığı açıklamada, ‘’Terörle mücadelede görev yapmış, canını feda etmekten kaçınmamış, subayın, generalin, astsubayın haksız yere suçlanmaları beni çok rahatsız etti. Bir terör örgütüne üye olmakla suçlanıyorlar. Albay Cemal Temizöz, buna bir örnek’’ demişti.

İHD’DEN DE SUÇ DUYURUSU

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi üyesi bir grup da Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulundu. Sultanahmet’teki İstanbul Adliyesi önünde toplanan İHD üyesi grup adına açıklama yapan İHD Şube Sekreteri Ümit Efe, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un bir televizyon programında yaptığı konuşma nedeniyle hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirtti.

10.07.2010


 

Memur maaş katsayıları değişti

Bakanlar Kurulu, 2010 yılının birinci yarısına ilişkin yüzde 1,06’lık enflasyon farkı ve yüzde 2,5’luk Temmuz ayı zammı kapsamında memur maaş katsayılarını yeniden belirledi.

Resmi Gazete’de yayımlanan Karara göre, maaşları ortalama yüzde 3,59 oranında artıran yeni düzenleme uyarınca Temmuz-Aralık döneminde memur maaş katsayısı 0,059445, taban aylık katsayısı 0,7931, yan ödeme katsayısı da 0,018843 olarak uygulanacak. Sözleşmeli ücretlerini de yeniden düzenleyen Karar ile, KİT’lerde sözleşmeli olarak çalışan personelin ücret tavanı 3.120 liraya, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar çerçevesinde görev yapan sözleşmelilerin ücret tavanı 2.767 liraya, Başbakan Müsteşarının aylık sözleşme ücret tutarı da 3.219 liraya yükseltildi. Diğer sözleşmelilerin taban ve tavan ücretleri de yüzde 3,59 oranında artırıldı. Bakanlar Kurulu Kararı ile üst kurullarda görev yapan kapsama dahil tüm personelin bu yılın ikinci 6 aylık dönemindeki ortalama ücret toplamı üst sınırı da 5.827 lira olarak belirlendi.Karar uyarınca kapsama dahil personele yapılmakta olan ayni veya nakdi ödeme unsurlarına yeni bir unsur ilave edilmemesi ve ortalama ücret toplamı üst sınırının aşılmaması kaydıyla, Temmuz-Aralık döneminde personelin mali ve sosyal hakları, kurum içi hiyerarşik yapıların gerektirdiği ölçüde ve mevzuatı dahilinde yetkili organlarca yüzde 3,59 oranına kadar artırılabilecek. Yeni katsayılar ve sözleşmeli ücret zamları 1 Temmuz tarihinden geçerli olacak. Memur ve sözleşmelilere de bu çerçevede 14 günlük fark verilecek.

10.07.2010


 

Tecrit iddiaları asılsız

Avrupa Konseyi İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi, terör örgütü başı Abdullah Öcalan’ın mahkûmiyet şartlarının uluslar arası standartlara uygun olduğunu ve tecrit iddialarının geçerli olmadığını açıkladı.

Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren komite, terör örgütü başının mahkûmiyet şartlarının uluslar arası standartlara uygun olduğunu ve tecrit iddialarının geçerli olmadığını açıkladı. Komite, 26-27 Ocak 2010 tarihlerinde İmralı’yı ziyaret ederek, terör örgütü başının mahkûmiyet şartlarını incelemişti. Bu inceleme sonucunda hazırlanan rapor, Türkiye’nin onay vermesiyle bugün yayınlandı. Türkiye’nin, komitenin belirleme ve değerlendirmelerine ilişkin cevaplarını da içeren raporda, terör örgütü başının, İmralı F-Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda tecride maruz kalmadığı belirtildi. Terör örgütünün başı, tecrit iddialarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de (AİHM) götürmüştü. AİHM ise 12 Mayıs 2005’te yayımladığı nihai kararında, tecrit iddialarını inceleyerek bu konuda Türkiye’ye hak vermişti. Bağımsız uzmanlardan oluşan Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi, gerektiğinde haber vermeden üye ülke cezaevi ve karakolları teftiş etme hakkını sahip. Komite, yayımladığı raporları daha sonra Avrupa Konseyi karar organı Bakanlar Komitesine sunuyor.

10.07.2010


 

Teröristler araç yaktı

Tunceli’nin Ovacık ilçesinde bir grup terörist, durdurdukları minibüsü yaktı.

Alınan bilgiye göre, gıda ürünleri toptancılığı yapan şirkete ait minibüs, Tunceli-Ovacık kara yolunun Tornava Köyü yakınlarında bir grup terörist tarafından durduruldu. Terör örgütünün propagandasını yapan teröristler, daha sonra minibüsü ateşe verdikten sonra olay yerinden kaçtılar. Güvenlik güçleri, teröristlerin yakalanması için bölgede operasyon başlattı.Yakılan aracın AKP İl Başkanı Cihan Açıkgöz’e ait şirkete ait olduğu öğrenildi. Bu arada Hakkari-Çukurca kara yolunda devriye görevi sürdüren zırhlı aracın geçişi sırasında, terör örgütü PKK üyelerince yola döşenen mayın patladı. Can kaybının yaşanmadığı patlamada, araçta hasar oluştu.

10.07.2010


 

Emekli albay eşi ve kızını öldürdü

Keçıören’de meydana gelen olayda emekli albay, eşini ve kızını öldürdü, bir kızını da ağır yaraladı.

Edinilen bilgiye göre, Etlik General Dr. Tevfik Sağlam Sağlam Caddesi’nde oturan emekli Albay T.E. (65), eşi Gülfer E. (57) ve kızı Özlem E’yi (40) silahla öldürdü. Emekli Albay T.E. daha sonra 27 yaşındaki kızı Çiğdem E’yi de silâhla ağır yaraladı. Olaydan sonra intihara kalkışan emekli Albay T.E’nin silahının tutukluk yaptığı öğrenildi. Emekli Albayın ‘’155 Polis İmdat’’ hattını arayarak olayı bildirdiği, 50 bin lira kredi borcu bulunduğunu, bu borcu ödeyemediğini ve yakınlarının borçlu kalmaması için cinayetleri işlediğini söylediği de öğrenildi. Olay yerine gelen polis, ağır yaralı Çiğdem Ergün’ü Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırdı. Emekli albay ise gözaltına alındı.

10.07.2010


 

9 bin 406 öğretmen atandı

MıllÎ Eğitim Bakanlığı (MEB), 9 bin 406 kadroya sözleşmeli öğretmen görevlendirdi.

Bakanlık 9 bin 584 kadroya sözleşmeli öğretmen görevlendirmek için başvuru almıştı. Bilgisayar ortamında yapılan dün atama sonucunda 50 branştan 9 bin 584 kadroya 9 bin 406 sözleşmeli öğretmen atanırken, 178 kadro ise boş kaldı. Öğretmenler atama sonuçlarına MEB’in internet sitesinden ulaşabilecek. Sözleşmeli öğretmenler, Ağustos 2010 kadrolu öğretmen atama döneminde yapılacak atamalarla birlikte görevlendirildikleri il millî eğitim müdürlüklerine başvurmak suretiyle göreve başlayacak.

10.07.2010


 

Harçlara enflasyon zammı

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Bakanlar Kurulunca belirlenecek üniversite harçlarına gelecek eğitim-öğretim yılı için enflasyon oranı kadar zam teklif edileceğini bildirdi.

Özcan, üniversite öğrencilerinin ödedikleri harçlara genellikle enflasyon oranında zam yapıldığını ifade ederek bu yıl da bir değişiklik olmayacağını söyledi. YÖK'e üniversitelerden yıllık ''enflasyonun altında'', ''enflasyon kadar'' ve ''enflasyonun üstünde'' olmak üzere üç seçenek sunulduğunu belirten Özcan, ''Biz de 'enflasyon kadar olsun' diyoruz. Bu yıl da zam oranı teklifimiz enflasyon kadar olur'' diye konuştu. Özcan, YÖK'ün teklifinin YÖK Genel Kurulu toplantısında belirlenerek Milli Eğitim Bakanlığı'na sunulacağını ve son kararı Bakanlar Kurulu'nun vereceğini ifade etti.

10.07.2010


 

Gönüller Mi’rac’ta coştu

Mİ'raC Kandili başka mukaddes şehirler Mekke ve Medine şehirler olmak üzere dünyadaki birçok şehirde kutlandı. Mekke’de dünyanın her yerinden hem umre hem de Mi'rac Kandilini bir arada kutlamak isteyen yaklaşık 500 bin kişi gece boyunca Kâbe’yi doldurdu.

Diyanet yetkililerinden alınan bilgiye göre, üç aylar ve okul tatilleri dolayısıyla bu sene Türkiye’den de yaklaşık 60 bin kişi Mekke ve Medine’de hem umre yaptı hem de Mi'rac Kandilini bir arada kutladı. Müslümanlar Kâbe’de gece boyunca tavaf yaptı, namaz kıldı, Kur’ân okuyarak dua etti. Medine’de ise yaklaşık 250 bin Müslümanın doldurduğu Mescid-i Nebevi’de büyük izdiham yaşadı. Mekke’de akşam saatlerinden itibaren Kâbe’yi doldurmaya başlayan Müslümanların akını dolayısıyla şehirde trafik kilitlendi. Medine’de de aynı trafik izdihamının yaşandığı öğrenildi. Müslümanlar sabah namazından sonra dağılmaya başladılar.

10.07.2010


 

SELİMİYE DOLDU TAŞTI

İstanbul Müftülüğü’nce, Mi'rac Kandili dolayısıyla Sultanahmet Camiinde Kur’ân-ı Kerim ve mevlit okutuldu. Sultanahmet Camii’ne gelen çok sayıda vatandaşın ve Müslüman turistlerin dinlediği mevlidin ardından, topluca dua edildi.

Mi'rac Kandili dolayısıyla İstanbul’daki diğer camilerde de mevlit okundu. Mi'rac Gecesi’nde mü'minler Edirne’de bulunan tarihî Selimiye Camii’ne akın etti. Asırlık camii her önemli gecede olduğu yine insanlarla doldu taştı. Mübarek gecede ibadetini bu tarihi mekânda yapmak isteyenler akşam ezanından sonra Selimiye’nin yolunu tuttu. Yağmurun yağmasına rağmen akın akın gelen insanlar camide yerini alarak okunan Kur’ân-ı Kerim’i ve Mevlid-i Şerifi dinledi. Cemaat daha sonra Edirne Müftüsü Ömer Taşçıoğlu’nun Mi'rac Kandilinin önemini anlatan vaazını dinlendi. Kadın erkek, genç yaşlı yüzlerce vatandaş müftü tarafından yapılan duaya ellerini semaya açarak katıldı. Cemaat tarihi camide kıldıkları yatsı namazının ardından evlerinin yolunu tuttu.

10.07.2010


 

Öğrenci pansiyonuna saldırı

MİLLî Eğitim Bakanlığının ‘’Gönül Köprüsü’’ projesi kapsamında Sivas’a gelen öğrencilerin kaldığı bir lisenin pansiyonunun girişine molotof kokteyli atıldı.

Alınan bilgiye göre, bir süre önce Gönül Köprüsü projesi çerçevesinde Sivas’a gelen ilköğretim ve lise öğrencilerinin kaldığı Pulur Mahallesi’ndeki Kongre Lisesi Erkek Öğrenci Pansiyonuna kimliği henüz belirlenemeyen kişilerce, molotof kokteyli atıldı. Öğrencilerin pansiyon binasında olduğu, sadece birkaç öğrenci ve öğretmenin bahçede bulunduğu sırada atılan molotof kokteylinden biri pansiyonun girişindeki oturma bankına isabet etti. Tutuşan bank, öğretmenler tarafından söndürüldü. Olayın ardından kaçan zanlıları yakalamak için geniş çaplı araştırma başlatan polisin, şüpheli görülen bazı kişilerin ifadesini aldığı öğrenildi. Olay yerine güvenlik şeridi çekerek inceleme yapan polis, basit bir şekilde hazırlandığı tesbit edilen molotof kokteylinin parçalarını topladı. Bu sırada pansiyonda kalan kimi öğrencilerin projeyle ilgili bazı eşyaları bahçeye atarak tepki gösterdikleri görüldü. Sivas Vali Yardımcısı Kemal Şahin, Emniyet Müdür Vekili Mustafa Tutar ve Millî Eğitim Müdürlüğü yetkilileri de olay yerine gelerek bilgi aldı.

Vali Yardımcısı Kemal Şahin, öğrencilerin 5 gündür misafirleri olduğunu belirterek, ‘’Sivas’ın çeşitli yerlerini gezdirdik. Kendileriyle bugün görüştük, son derece memnunlar. İyi intibalarla ayrılıyorlardı, ama maalesef son bu olay başta Sivas halkını ve bizi üzdü’’ diye konuştu.

10.07.2010


 

Postacılardan “yazlık kıyafet” protestosu

Haber-Sen Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Yaşar Polat, PTT tarafından postacıların yazlık kıyafetlerinin verilmediğini ileri sürerek, bu durumu protesto ettiklerini söyledi.

Polat, Ankara Posta İşletme Dağıtım Başmüdürlüğü önünde yaptığı basın açıklamasında, postacıların bu yılki yazlık elbiselerinin hala verilmediğini, verilip verilmeyeceğinin de bilinmediğini belirterek, resmî kıyafet giymeyen postacılara baskı uygulandığını iddia etti. Emniyet Genel Müdürlüğü, TSK, Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın personeline hiçbir aksama olmadan kıyafetlerini verdiğini ifade eden Polat, şunları söyledi: ’’Verilmeyen kıyafetleri giyme şansımız olmadığından işe sivil giysilerimizle geldik ve posta dağıtımına böyle çıkıyoruz. Vatandaş postacıyı elbisesinden tanıyor. Postacı, kıyafetiyle PTT’nin sokaktaki yüzüdür. Sivil elbiselerimizle dağıtıma çıkmamızın sorumlusu iş kıyafetlerimizi vermeyen PTT yönetimidir. Eğer bu sorunumuz acilen çözüm bulunmazsa iş kıyafetlerimiz verilene kadar sivil giysilerimizle dağıtıma çıkacağımızın bilinmesini istiyoruz.’’ Polat, sivil kıyafetlerle göreve giden postacıların EGO otobüslerine alınmadığını da ileri sürdü.

10.07.2010


 

AGİD’den yaz Kur’ân kurslarına destek

Merkezİ İstanbul’da bulunan Adıyaman Genç İşadamları Derneği (AGİD), Yaz Kur’ân Kurslarında eğitim gören çocuklara dağıtılmak amacıyla başlattığı Kur’ân-ı Kerim ve Cüz kampanyası başarıyla tamamlandı.

AGİD, birçok alanda yaptığı sosyal çalışmalara bir yenisini daha ekledi. Adıyaman’ın ilçe ve köylerinde açılan Yaz Kur’ân Kurslarında eğitim gören çocuklar için başlatılan Kur’ân-ı Kerim ve Cüz kampanyası başarıyla tamamlandı. AGİD Başkanı Ahmet Oral, 3 bin 500 Kur’ân ve 7 bini aşkın cüzün toplandığını ve Adıyaman Müftülüğü’ne teslim edildiğini söyledi. Kampanyadan sorumlu Eğitim-Kültür Komisyon Başkanı İsmail Alan ise şunları söyledi: “Rabbimiz’in bizlere emaneti ve lütfu olan çocuklarımıza millî ve ahlâkî değerlerimizi öğretmek, onların inançlı, sağlıklı, mutlu ve geleceklerinden umutlu olmaları yarınlarımız için çok önemlidir. Çocuk ve gençlerimize, her türlü olumsuzluklardan uzak ve kötülüklerden arındırılmış bir ortam hazırlamak bir milletin en temel görevlerindendir. Yaz Kur’ân kurslarındaki çocukların eğitimine katkıda bulunmak amacıyla bu kampanyayı başlattık. Katkıda bulunan ve emeği geçen herkese teşekkür ederiz.” Teslim töreninde konuşan Adıyaman Müftü Yardımcısı Mehmet Öztürk, AGİD’e duyarlılığından dolayı teşekkür ederek, öğrenciler için önemli bir hediye olduğunu söyledi.

10.07.2010


 

30 yeni zabıta iş başı yaptı

30 kİşİden oluşan yeni zabıta ekibi Yardımcı Zabıta olarak Beykoz Belediyesi’nde göreve başlaydı.

Yeni ekibe hitap eden Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, vatandaş memnuniyetini ön planda tutmaları gerektiğini ifade etti. Beykoz Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, toplumsal olaylarda yardımcı kuvvet olan Belediye Zabıta Ekipleri’ni vatandaş ilişkilerine önem vermeleri konusunda hassasiyet göstermelerini isteyerek, Beykoz’u bir aile olarak görmelerini istedi. Çoğunluğu lisans ve önlisans mezunlarından oluşan 30 yeni zabıtaya “Kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız vatandaşlara da öyle davranın” diyen Başkan Yücel Çelikbilek, “Kırmadan, incitmeden, insanca muamele, ilçe sakinlerine yetki alanındaki her konuda yardımcı olmak, dürüst ve ahlâk prensiplerine riayet etmek daima öncelikleriniz olmalı” şeklinde konuştu.

10.07.2010


 

Çakmakla oyunda faciadan dönüldü

Adana’da evde bulduğu çakmakla oynayan 5 yaşındaki çocuk, gömleğinin tutuşması sonucu ağır yaralandı.

Alınan bilgiye göre, merkez Seyhan ilçesi Barbaros Mahallesi 17082 Sokak’ta oturan Özcan Dal (5), evde bulduğu çakmakla oynamaya başladı. Çakmağı yaktığı sırada Dal’ın gömleği tutuştu. Küçük çocuğun çığlıkları üzerine odaya giren annesi, ateşi söndürerek oğlunu Adana Devlet Hastanesine götürdü. Burada yapılan müdahalenin ardından Dal, Numune Hastanesine oradan da Seyhan Uygulama Hastanesine sevk edildi. Ağır yaralanan Dal’ın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu, hayati tehlikeyi atlatamadığı bildirildi.

10.07.2010


 

Polis karakoluna taciz ateşi: 4 yaralı

Muş’un Varto ilçesinde, terör örgütü PKK üyelerince polis karakoluna açılan taciz ateşinde 4 polis memuru yaralandı.

Alınan bilgiye göre, ilçe merkezindeki polis karakoluna bir grup terörist tarafından taciz ateşi açıldı. Saldırıda, 4 polis yaralandı. Polislerin karşılık vermesi sonucu teröristlerin, olay yerinden uzaklaştığı, bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldığı bildirildi.

10.07.2010


 

Srebrenitsa’da barış yürüyüşü

Bosna-Hersek’tekİ savaşta en acı trajedinin yaşandığı Srebrenitsa’dan kaçanların kullandığı “ölüm yolu” olarak bilinen güzergâhta 5 bin kişinin katılımıyla 3 gün sürecek “Barış Yürüyüşü” Nezuk Köyünde başladı.

Bosna’daki savaş sırasında Birleşmiş Milletler tarafından “güvenli bölge” ilân edilen Srebrenitsa’nın Ratko Mladiç’e bağlı birliklerce 11 Temmuz 1995’te işgal edilip sivil halka karşı katliâmların başlaması üzerine, bu şehirden kaçan sivil halk, yaklaşık 110 kilometre uzaklıktaki Tuzla şehrine varmak için orman yolunu kullanarak kaçmaya çalıştı. Ormandan kaçan sivillerin birçoğu bu yolda Çetniklerce yakalanarak katledildi. Srebrenitsa’dan kaçan çok az kişi ise bu güzergâhtan Tuzla’ya sağ salim varabildi. Yürüyüşe katılanların çoğunluğunu gençler oluşturuyor. Aralarında yaşlı, kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce kişi, günde yaklaşık 35 kilometre yol kat ederek sürdürecekleri zorlu yürüyüşü, 11 Temmuzda Srebrenitsa soykırımını anma faaliyetlerinin yapılacağı Potoçari Mezarlığında tamamlayacak. Gece ormanlık alanda konaklayacak yürüyüşçülere, organizasyon ekibi tarafından Srebrenitsa soykırımıyla ilgili sinevizyon gösterisi sunulacak. Ayrıca o dönemde bu yolu kullanarak hayatta sağ kalabilen ender kişiler de bu faaliyette katılımcılara yaşadıkları sıkıntıları anlatacak.

Yürüyüşe katılanlardan Srebrenitsalı Bego Bektiç (34), 19 yaşındayken Srebrenitsa’dan babası ve arkadaşlarıyla birlikte kaçtıklarını ifade etti. Yolda mayına basan babasını kaybettiğini ifade eden Bektiç, daha sonra arkadaşlarıyla yollarına devam ettiklerini söyledi. Bu yolculuklarının çok zor şartlar altında 61 gün sürdüğünü belirten Bektiç, yolda ağaç kabukları ve çeşitli bitkiler yiyerek hayatta kalmaya çalıştıklarını söyledi. Bektiç, 27 kişi olarak yola çıktıkları gruptan sadece 9 kişinin sağ salim Tuzla’ya vardığını ifade etti.

Yürüyüşe katılanların Bosna Hersek’in şu anki ve bağımsızlığında kullandığı bayrağının yanı sıra Türk Bayrağı taşıdıkları da görüldü. Gençlerin çoğunun ise o sırada kaybettikleri yakınlarının resimlerini tişörtlerine bastırdı. Yürüyüşe katılanlar, köylerde Boşnaklarca karşılandı ve kendilerine çeşitli ikramlarda bulunuldu. Bölgedeki camilerin hoparlöründen ise ilâhîler ve Kur’ân-ı Kerim okunduğu duyuldu.

HOLLANDALI BİR GRUP ESKİ ASKER İLK KEZ

YÜRÜYÜŞE KATILDI

Yürüyüşe, savaş yıllarında Srebrenitsa’da görev yapan ve “Boşnakları Sırplara teslim etmekle suçlanan” Hollandalı askerlerden bir grup da katılıyor. Savaştan sonra birçoğunun ilk kez Srebrenitsa’ya bu yıl geldiğini ifade eden eski askerler, sadece vicdanî sorumluluklarını yerine getirmek için bu yürüyüşe sivil olarak katıldıklarını söyledi. Yürüyüşe katılanların kendilerini bu kimlikleriyle tanımasını arzu etmediklerini belirten eski askerler, bu sebeple fotoğraflarının çekilmesini istemedi. Grup arasında bulunan eski bir asker ise yürüyüşün tamamlanmasının ardından kendisinin ve arkadaşlarının adına gerekli açıklamayı yapacağını ifade etti.

10.07.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.