05 Ağustos 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kültür-Sanat

 

Yıldırım Bayezid’in av köşkü tehlikede

KÜTAHYA’NIN Tavşanlı ilçesinde, Osmanlı padişahlarından Yıldırım Bayezid’in kullandığı bilinen ve eşi Devlet Hatun ile evliliğine ilişkin halk arasında asırlardır anlatılagelen rivayete konu olan av köşkü, ayakta kalma mücadelesi veriyor.

1360-1403 yılları arasında yaşayan ve 1389’dan ölümüne kadar padişahlık yapan Yıldırım Bayezid, şehzadeliği sırasında avcılığa olan tutkusuyla tanınıyordu ve Tavşanlı ilçe merkezine 7 kilometre uzaklıktaki Kayı Köyünde bulunan yapıyı av köşkü olarak kullanıyordu. Bursa’nın Osmanlı Devleti’ne başşehirlik yaptığı yıllarda genç bir şehzade olan Bayezid, sık sık günümüzdeki Tavşanlı bölgesine gelir ve tavşan avlardı. Kütahya bölgesinde hüküm süren Germiyanoğlu beylerinden Süleyman Şah’ın kızı Devlet Hatun’un dillere destan güzelliğini duyan Bayezid, lalasını yanına alarak Bursa’dan yola çıktı.

Tavşanlı’ya doğru ilerlerken lalasına, ‘’akşama kadar 7 tavşan avlarsa bunu hayırlı bir işaret sayacağını’’ söyledi. O gün Tavşanlı çevresinde 6 tavşan avlayan şehzade, son tavşanı Kayı Köyündeki av köşküne yaklaşırken vurdu. Köşke vardıklarında Devlet Hatun da oradaydı. Yıldırım Bayezid ile Devlet Hatun arasında burada başlayan hikâye evlilikle noktalandı. Devlet Hatun, 1378’de Osmanlı Sarayına gelin gitti. Bu evlilikle Tavşanlı, Emet, Simav bölgeleri, Germiyanoğlu Beyliğince çeyiz olarak Osmanlı’ya verildi.

‘’TAVŞANLI’’ ADI AV KÖŞKÜNDEN GELİYOR

TAVŞANLI Belediye Başkanı Mustafa Güler, çeşitli tarihî kaynaklarda bölgeye Tavşanlı adının verilmesinin, Yıldırım Bayezid’in buraya sık sık tavşan avlamaya gelmesiyle ilişkilendirildiğini söyledi. ‘’Kule ev’’ niteliğiyle 10 yıl önce SİT alanı olarak tescillenen Kayı Köyündeki av köşkünün yok olmasının önlenmesi ve gelecek kuşaklara aktarılmasının restorasyonla gerçekleşebileceğini ifade eden Güler, şöyle devam etti: ‘’Kayı Köyündeki av köşkü, ilçemiz açısından önemli bir hikâyenin mekânı olarak bilinir. Bundan dolayı da büyük öneme sahiptir. Bu köşk, Anadolu tarih turizmi ve ilçe halkı için çok önemli. Yok olmaya yüz tutan bu yapının acilen restorasyonu gerekiyor. Ancak belediye olarak bu konuda katkı sağlamamız mümkün değil. İlimiz kurumlarının desteğiyle belki bu katkı sağlanabilir.’’ Kayı Köyü Muhtarı Ahmet Yüksel de ‘’çok değer verdikleri bu yapının git gide zamana yenik düşmesinden üzüntü duyduklarını’’ kaydetti. Yapının restorasyonunun tarih turizmi bakımından gerekli olduğunu belirten Yüksel, ‘’Önceki muhtarımız Ekrem Benli, kulenin restorasyonu için ilgili makamlara başvurdu, ancak herhangi bir çalışma yapılamadı. Bizim de elimizden bir şey gelmiyor. Sadece korumaya çalışıyoruz. Binanın kıymetini biliyoruz, bozulmasın diye dokunamıyoruz’’ diye konuştu.

05.08.2010


 

Konya’ya gelen G. Koreli öğrenciler ebru yaptı

TARİHÎ ve kültürel özelliklerini incelemek üzere Büyükşehir Belediyesi’nin misafiri olarak Konya’ya gelen Güney Koreli öğrenciler, KOMEK’te derslere katıldı.

Öğrenciler ayrıca, şehrin tarihî ve turistik mekânlarını gezdi. Güney Koreli öğrenciler ve rehberlerden oluşan 23 kişilik heyet, Güney Kore Başbakanlığı, Güney Kore Unesco Millî Komisyonu, İstanbul Kültür Merkezi ve Konya Büyükşehir Belediyesi işbirliği çerçevesinde Konya’da çeşitli faaliyetlere katıldı. Türkiye’nin tarihî ve kültürel özelliklerini, geleneksel el san'atlarını ve aile yaşantısını incelemek üzere Güney Kore’den şehre gelen ilköğretim ve lise öğrencileri ile rehber öğretmenlerden oluşan heyet, KOMEK’te ebru ve takı tasarımı derslerine katıldı. Burada ebru yapmayı deneyen ve kendilerine takılar yapan öğrenciler, rehberler eşliğinde Konya’nın tarihî mekânlarını gezdi. Gezi kapsamında İstiklâl Harbi Şehitleri Abidesi’ni de gezerek bilgi alan Güney Koreli öğrenciler, daha sonra Gaziler Ofisi’ni ziyaret ederek Kore gazileri ile sohbet etti. Hafta sonu düzenlenen düğünlere katılarak geleneksel Konya pilavı yiyen öğrenciler, yeni bir kültürü tanımaktan ve yeni dostluklar kurmaktan mutlu olduklarını dile getirdiler. Öte yandan, Güney Koreli ilk grup öğrenci, 3 günlük Konya gezisinin ardından şehrimizden ayrılırken, üniversite öğrencilerinden oluşan 22 kişilik ikinci grup hafta sonu Konya’ya gelecek.

05.08.2010


 

YazınSanat eğlendiriyor, öğretiyor, geliştiriyor

2009 yazında ilki gerçekleştirilen; öğrencilerin, ebeveynlerin, öğretmenlerin takdirini kazanan YazınSanat aktiviteleri bu yıl da, çocuklara keyifli ve öğretici bir yaz tatili sunuyor.

Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi bünyesinde, çocukların yaz tatilini san'atla iç içe geçirebilmeleri için başlayan YazınSanat kursları 822 öğrencinin katılımı ile devam ediyor. Bağlama, diksiyon, ebru, fotoğrafçılık, gitar, keman, pastel boya resim, satranç, temel resim, tiyatro, güzel san'atlara hazırlık kapsamında resim bölümü ve tiyatro oyunculuğu branşlarındaki kurslar da yaşları 7 ile 13 arasında değişen öğrenciler eğitim görüyor. Öğrencilerin okullarda bu branşlarda eğitim almaları mümkün olamadığı için, kurslara büyük ilgi oluyor. Öğrencilerden birçoğunun aldığı eğitimi ileriki hayatlarında devam ettirmek, kursunu aldığı branşta profesyonelleşmek istediği görülüyor. Çocukların yeni bir hobi edinmenin yanı sıra yeni arkadaşlar ediniyor olması da kursları onlar için daha değerli kılıyor. Kursların tamamının ücretsiz olduğu YazınSanat programı, katılan bütün öğrencilerin Ağustos ayı sonunda “Katılım Belgelerini” alacakları mezuniyet töreniyle sona erecek.

05.08.2010


 

Osman Gazi’nin beşik ağacı korunuyor

KÜTAHYA’NIN Domaniç ilçesinde bulunan ve Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin salıncağının asıldığına inanılan 1200 yıllık ‘’Mızık Çamı’’, 22 yıldır koruma altında bulunuyor.

Domaniç Belediye Başkanı Yakup Yardımcı, ilçe merkezine 2 kilometre uzaklıktaki Domur Köyü yakınında yer alan karaçam türündeki ‘’Mızık Çamı’’nın 1980 yılında hayatî fonksiyonlarını tamamen yitirdiğini, 1988’de ise esen şiddetli rüzgâr sonucu yıkıldığını bildirdi. Yardımcı, çamın Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğünce 1988’de ‘’Anıt ağaç’’ niteliğiyle tescil edildiğini ifade ederek, şunları kaydetti: ‘’Osmanlı Devleti’ni kuran Osman Gazi’nin bebekliğinde, ninesi Hayme Ana tarafından dallarına salıncak kurularak sallandığı rivayet edilen ağaç, Osmanlı’nın doğuşuna şahitlik etmesi dolayısıyla mızık veya beşik çamı diye adlandırılmıştır. Yöre halkı tarafından kutsal sayılan bu ağaç, 11 metrelik boyu, çevresinin 4.70 metre ve ahtapotu andıran yaygın kolları ile insanları hayrete düşüren haşmetli görüntüsünün yanı sıra oldukça ilginç kıvrımları ve estetik görüntülerle bezendiği şekliyle görenlerin hayal gücünü aşıyor. Bu ağaç aynı zamanda geçmişten günümüze bir köprü görevi görüyor.’’

05.08.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.