Kültür-Sanat |
3. Selim ile Aynalıkavak Kasrı’nda musikî dinlemek! |
BESTEKÂR ve neyzen hükümdar 3. Selim’in önemli bestelerini yaptığı Aynalıkavak Kasrı, restorasyon çalışmaları kapsamında aslına uygun tefriş edilen üst katı ve zemin katında oluşturulan ‘’Musikî Müzesi’’ ile ziyaretçilere sultanın müzik dünyasına yolculuk yapma imkânı sunuyor. TBMM Millî Saraylar Daire Başkanı Yasin Yıldız, Aynalıkavak Kasrı’nın millî saraylar envanterinde bulunan en eski tarihî bina olma özelliğine sahip olduğunu söyledi. Yıldız, kasrın uzun yıllar kapalı kaldığını aktararak, yaklaşık 5 yıl önce başlayan restorasyon çalışmalarının bu yıl hızlandırıldığını ve kasrın geçen ay ziyarete açıldığını belirtti. Restorasyon çalışmaları öncesinde yapılan incelemelerde ahşap taşıyıcı sistem elemanlarının büyük bir kısmının taşıyıcı niteliğini yitirdiği ve yapının bazı kısımlarında deformasyon oluştuğunun belirlendiğini anlatan Yıldız, yapının taşıyıcı sistemi dışındaki ahşap elemanları, doğramalar, tavan ve duvar bezemeleri, revzenler ve stuk sıvalar gibi birçok kısmında önemli koruma sorunlarının tesbit edildiğini kaydetti. Yıldız, restorasyon çalışmalarını ardından kasrın fonksiyonunun ne olacağının gündeme geldiğini belirterek, şunları kaydetti: “Türk tarihinde buraya ilişkin belli tanıklıkları belgeleriyle bulabiliyoruz. Örneğin şehzadelerin sünnet düğünlerinin çeşitli gravürlerde yer aldığını biliyoruz. Ancak en önemlisi bu kasrın 3. Selim ile özdeşleşmiş olması. Onun burayı bir dinlenme mekânı olarak kullandığını biliyoruz. Burası aynı zamanda onun musikî çalışmalarını yaptığı bir mekân. 3. Selim’in Türk musikîsinde tuttuğu önemli yeri de düşünerek buranın bir kasır-müze ve Musikî Müzesi olarak hizmet vermesi uygun bulundu.’’
3. SELİM’İ KÜSTÜREN ANLAŞMALAR
KASRIN birçok anlaşmalara da ev sahipliği yaptığını hatırlatan Yıldız, ‘’Kırım’ın elimizden çıkmasına neden olan anlaşmanın bu kasırda yapıldığını biliyoruz. Bu anlamda burada yapılan anlaşmaların başarısız olması nedeniyle 3. Selim’in küstüğü ve kasra bir daha uğramadığı ile ilgili rivayet var. Ben o anlaşmalardan sonra buraya uğramamasını daha çok onun naif karakterine bağlıyorum. Ancak bu, onun Türk musikî tarihine geçmiş önemli eserlerini burada bestelemiş ve burada icra etmiş olduğu gerçeğini değiştirmiyor’’ dedi. |
12.12.2010 |