öyle azametli ve kuvvetli bir hakikat görünür ki, kadîr-i
        
        
          külli Şey ve Âlim-i külli Şey’den başka hiçbir şey, bu her
        
        
          cihetle binlerle harikaları ve hikmetleri gösteren ihatalı
        
        
          fiile sahip olamaz ve hiçbir imkân ve ihtimal yok.
        
        
          •
        
        
          Üçüncüsü
        
        
          : Birbirinin misli ve aynı veya az farklı ve
        
        
          birbirine benzeyen mahsur ve mahdut yumurtalardan ve
        
        
          yumurtacıklardan ve nutfe denilen su katrelerinden o
        
        
          hadsiz hayvanların yüz binler çeşit tarzlarda ve birer
        
        
          mu’cize-i hikmet mahiyetinde bulunan suretlerini, gayet
        
        
          muntazam ve muvazeneli ve hatasız bir hey’ette açmak
        
        
          ve fethetmek öyle parlak bir hakikattir ki, hayvanlar ade-
        
        
          dince senetler, deliller o hakikati tenvir eder.
        
        
          İşte bu üç hakikatin ittifakıyla, hayvanların bütün en-
        
        
          vaı, beraber öyle bir
        
        
          
            (1)
          
        
        
          n
        
        
          ƒo
        
        
          g s
        
        
          ’p
        
        
          G n
        
        
          ¬'
        
        
          dp
        
        
          G n
        
        
          B’
        
        
          deyip şahadet getiri-
        
        
          yorlar ki, güya zemin, büyük bir insan gibi, büyüklüğü
        
        
          nispetinde
        
        
          n
        
        
          ƒo
        
        
          g s
        
        
          ’p
        
        
          G n
        
        
          ¬'
        
        
          dp
        
        
          G n
        
        
          B’
        
        
          diyerek semavat ehline işittiriyor
        
        
          mahiyetinde gördü ve tam ders aldı.
        
        
          Birinci Makamın
        
        
          Yedinci Mertebesinde
        
        
          bu mezkûr hakikatleri ifade ma-
        
        
          nasıyla,
        
        
          /
        
        
          ?p
        
        
          Oƒo
        
        
          Lo
        
        
          h p
        
        
          ܃o
        
        
          Lo
        
        
          h '
        
        
          ¤n
        
        
          Y s
        
        
          ?n
        
        
          O …/
        
        
          òs
        
        
          dG p
        
        
          Oƒo
        
        
          Lo
        
        
          ƒr
        
        
          dG o
        
        
          Öp
        
        
          LGn
        
        
          ƒr
        
        
          dG *G s
        
        
          ’p
        
        
          G n
        
        
          ¬'
        
        
          dp
        
        
          G n
        
        
          B’
        
        
          p
        
        
          äGn
        
        
          óp
        
        
          eÉn
        
        
          ?r
        
        
          G p
        
        
          Qƒo
        
        
          `«t
        
        
          £dGn
        
        
          h p
        
        
          äÉn
        
        
          fGn
        
        
          ƒr
        
        
          «n
        
        
          ?r
        
        
          G p
        
        
          ´Gn
        
        
          ƒr
        
        
          fn
        
        
          G p
        
        
          ™«/
        
        
          ªn
        
        
          L o
        
        
          ¥Én
        
        
          Øu
        
        
          Jp
        
        
          G /
        
        
          ¬p
        
        
          Jn
        
        
          ór
        
        
          Mn
        
        
          h »/
        
        
          a
        
        
          Én
        
        
          ¡p
        
        
          Øp
        
        
          FBÉn
        
        
          £n
        
        
          dn
        
        
          h Én
        
        
          ¡p
        
        
          JÉs
        
        
          «°u
        
        
          ùp
        
        
          Mn
        
        
          h Én
        
        
          gGn
        
        
          ƒo
        
        
          bn
        
        
          h Én
        
        
          ¡u
        
        
          °SGn
        
        
          ƒn
        
        
          M p
        
        
          äÉn
        
        
          ªp
        
        
          ?n
        
        
          µ
        
        
          p
        
        
          H p
        
        
          äGn
        
        
          óp
        
        
          gÉs
        
        
          °ûdG
        
        
          É`n
        
        
          ¡p
        
        
          JGn
        
        
          RÉn
        
        
          ¡p
        
        
          L p
        
        
          äÉn
        
        
          ª`p
        
        
          ?n
        
        
          µ
        
        
          p
        
        
          Hn
        
        
          h p
        
        
          äÉn
        
        
          ë«°/
        
        
          ün
        
        
          Ødr
        
        
          G p
        
        
          äÉn
        
        
          ªn
        
        
          ¶n
        
        
          àr
        
        
          `æo
        
        
          `Ÿr
        
        
          G p
        
        
          äÉn
        
        
          fho
        
        
          Rr
        
        
          ƒn
        
        
          Ÿr
        
        
          G
        
        
          
            Âlim-i Külli Şey:
          
        
        
          her şeyi bilen ve
        
        
          her şey ilmî dahilinde olan Allah.
        
        
          
            azamet:
          
        
        
          büyüklük, ululuk, yücelik.
        
        
          
            cihet:
          
        
        
          yön.
        
        
          
            enva:
          
        
        
          türler, çeşitler.
        
        
          
            fethetmek:
          
        
        
          açmak, çatlatmak.
        
        
          
            fiil:
          
        
        
          iş, hareket.
        
        
          
            hakikat:
          
        
        
          gerçekler.
        
        
          
            harika:
          
        
        
          olağanüstü.
        
        
          
            hey’et:
          
        
        
          şekil, suret.
        
        
          
            hikmet:
          
        
        
          herkesin bilmediği gizli
        
        
          sebep.
        
        
          
            ifade:
          
        
        
          anlatım, deyiş.
        
        
          
            ihatalı:
          
        
        
          kuşatıcı.
        
        
          
            ihtimal:
          
        
        
          bir şeyin olabilme duru-
        
        
          mu, olabilirlik.
        
        
          
            imkân:
          
        
        
          olabilecek hâlde bu-
        
        
          lunma, mümkün olma, olabi-
        
        
          lirlik.
        
        
          
            ittifak:
          
        
        
          birleşme, fikir birliği et-
        
        
          me.
        
        
          
            Kadîr-i Külli Şey:
          
        
        
          her şeye gü-
        
        
          cü yeten sonsuz kudret sahibi,
        
        
          Allah.
        
        
          
            katre:
          
        
        
          damla.
        
        
          
            mahiyet:
          
        
        
          bir şeyin aslı, esası.
        
        
          
            mahdut:
          
        
        
          sınrılanmış, sınırlı.
        
        
          
            mahsur:
          
        
        
          hasredilmiş, sınırlan-
        
        
          mış.
        
        
          
            mana:
          
        
        
          anlam.
        
        
          
            mezkûr:
          
        
        
          adı geçen, anılan, sö-
        
        
          zü edilen.
        
        
          
            misil:
          
        
        
          eş, benzer; kat.
        
        
          
            mu’cize-i hikmet:
          
        
        
          hikmet
        
        
          mu’cizesi.
        
        
          
            muntazam:
          
        
        
          düzgün, intizamlı.
        
        
          
            muvazene:
          
        
        
          denge, dengele-
        
        
          me.
        
        
          
            nispet:
          
        
        
          oran, ölçü.
        
        
          
            nutfe:
          
        
        
          döl suyu, meni.
        
        
          
            semavat:
          
        
        
          semalar, gökler.
        
        
          
            senet:
          
        
        
          kuvvetli delil olabilecek
        
        
          söz.
        
        
          
            şahadet:
          
        
        
          tanıklık, şahitlik.
        
        
          
            tenvir:
          
        
        
          nurlandırma, aydınlat-
        
        
          ayeTÜ’l-kÜBra / 7. Şua
        
        
          
            | 172 |
          
        
        
          
            B
          
        
        
          
            iRinci
          
        
        
          
            H
          
        
        
          
            üccet
          
        
        
          
            -
          
        
        
          
            i
          
        
        
          
            i
          
        
        
          
            ManiYe
          
        
        
          
            AsA-yı MûsA
          
        
        
          
            1.
          
        
        
          Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. (Kasas Suresi: 88; Bakara Suresi: 163, 255; Âl-i İmran Sure-
        
        
          si: 2, 6.)