İşte, bu yolcunun müstakim akıllardan ve münevver
        
        
          kalplerden istifade ettiği marifet-i imaniyeye kısa bir işaret
        
        
          olarak,
        
        
          Birinci Makamın On Üçüncü Mertebesinde
        
        
          ,
        
        
          ?p
        
        
          Oƒo
        
        
          Lo
        
        
          h p
        
        
          ܃o
        
        
          Lo
        
        
          h '
        
        
          ¤n
        
        
          Y s
        
        
          ?n
        
        
          O …/
        
        
          òs
        
        
          dG p
        
        
          Oƒo
        
        
          Lo
        
        
          ƒr
        
        
          dG o
        
        
          Öp
        
        
          LGn
        
        
          ƒr
        
        
          dG *G s
        
        
          ’p
        
        
          G n
        
        
          ¬'
        
        
          dp
        
        
          G n
        
        
          B’
        
        
          p
        
        
          án
        
        
          ?p
        
        
          aGn
        
        
          ƒn
        
        
          ào
        
        
          Ÿr
        
        
          G Én
        
        
          ¡p
        
        
          JGn
        
        
          OÉn
        
        
          ?p
        
        
          àr
        
        
          Yp
        
        
          Ép
        
        
          H p
        
        
          In
        
        
          Qs
        
        
          ƒn
        
        
          æo
        
        
          Ÿr
        
        
          G p
        
        
          án
        
        
          ª«/
        
        
          ?n
        
        
          à°r
        
        
          ùo
        
        
          Ÿr
        
        
          G p
        
        
          ?ƒo
        
        
          ?o
        
        
          ©r
        
        
          dG o
        
        
          ´Én
        
        
          ªr
        
        
          Lp
        
        
          G /
        
        
          ¬p
        
        
          Jn
        
        
          ór
        
        
          Mn
        
        
          h /
        
        
          ‘
        
        
          p
        
        
          Öp
        
        
          gGn
        
        
          òn
        
        
          Ÿr
        
        
          Gn
        
        
          h p
        
        
          äGn
        
        
          OGn
        
        
          ór
        
        
          ©p
        
        
          àr
        
        
          °Sp
        
        
          ’r
        
        
          G p
        
        
          ?o
        
        
          dÉn
        
        
          î
        
        
          n
        
        
          J
        
        
          n
        
        
          ™n
        
        
          e p
        
        
          án
        
        
          ?p
        
        
          HÉn
        
        
          £n
        
        
          ào
        
        
          Ÿr
        
        
          G Én
        
        
          ¡p
        
        
          JÉn
        
        
          æ«/
        
        
          ?n
        
        
          jn
        
        
          h Én
        
        
          ¡p
        
        
          JÉn
        
        
          YÉn
        
        
          æn
        
        
          ?p
        
        
          Hn
        
        
          h
        
        
          p
        
        
          án
        
        
          ª«/
        
        
          ?°s
        
        
          ùdG p
        
        
          ܃o
        
        
          ?o
        
        
          ?r
        
        
          dG o
        
        
          ¥Én
        
        
          Øu
        
        
          Jp
        
        
          G /
        
        
          ¬p
        
        
          Jn
        
        
          ór
        
        
          Mn
        
        
          h /
        
        
          ‘ /
        
        
          ?p
        
        
          Oƒo
        
        
          Lo
        
        
          h p
        
        
          ܃o
        
        
          Lo
        
        
          h '
        
        
          ¤n
        
        
          Y s
        
        
          ?n
        
        
          O Gn
        
        
          òn
        
        
          cn
        
        
          h
        
        
          p
        
        
          øo
        
        
          jÉn
        
        
          Ñn
        
        
          J n
        
        
          ™n
        
        
          e p
        
        
          án
        
        
          ?p
        
        
          aGn
        
        
          ƒn
        
        
          ào
        
        
          Ÿr
        
        
          G Én
        
        
          ¡p
        
        
          JGn
        
        
          ón
        
        
          gÉn
        
        
          °ûo
        
        
          ªp
        
        
          Hn
        
        
          h p
        
        
          án
        
        
          ?p
        
        
          HÉn
        
        
          £n
        
        
          ào
        
        
          Ÿr
        
        
          G Én
        
        
          ¡p
        
        
          JÉs
        
        
          «p
        
        
          Ør
        
        
          °ûn
        
        
          µp
        
        
          H p
        
        
          ás
        
        
          «p
        
        
          fGn
        
        
          Qƒt
        
        
          ædG
        
        
          
            (1)
          
        
        
          @ p
        
        
          Üp
        
        
          QÉn
        
        
          °ûn
        
        
          Ÿr
        
        
          Gn
        
        
          h p
        
        
          ?p
        
        
          dÉn
        
        
          °ù n
        
        
          Ÿr
        
        
          G
        
        
          denilmiş.
        
        
          sonra, âlem-i gayba yakından bakan ve akıl ve kalpte
        
        
          seyahat eden o yolcu, “Acaba âlem-i gayp ne diyor?”
        
        
          diye merakla o kapıyı da şöyle bir fikir ile çaldı. Yani,
        
        
          “Madem bu cismanî âlem-i şahadette bu kadar ziynetli ve
        
        
          sanatlı hadsiz masnularıyla kendini tanıttırmak ve bu
        
        
          kadar tatlı ve süslü nihayetsiz nimetleriyle kendini
        
        
          sevdirmek ve bu kadar mu’cizeli ve maharetli hesapsız
        
        
          eserleriyle gizli kemalâtını bildirmek, kavilden ve
        
        
          tekellümden daha zahir bir tarzda fiilen isteyen ve hâl
        
        
          diliyle bildiren bir zat, perde-i gayp tarafında bulunduğu
        
        
          bilbedahe anlaşılıyor. elbette ve her hâlde, fiilen ve hâlen
        
        
          olduğu gibi, kavlen ve tekellümen dahi konuşur, kendini
        
        
          tanıttırır, sevdirir. öyle ise, âlem-i gayp cihetinde onu,
        
        
          
            AsA-yı MûsA
          
        
        
          
            B
          
        
        
          
            iRinci
          
        
        
          
            H
          
        
        
          
            üccet
          
        
        
          
            -
          
        
        
          
            i
          
        
        
          
            i
          
        
        
          
            ManiYe
          
        
        
          
            | 181 |
          
        
        
          7. Şua / ayeTÜ’l-kÜBra
        
        
          
            marifet-i imaniye:
          
        
        
          imanî bilgi,
        
        
          malûmat.
        
        
          
            masnu:
          
        
        
          sanatla yapılmış eşya, var-
        
        
          lık.
        
        
          
            mu’cize:
          
        
        
          benzerini yapmaktan in-
        
        
          sanların aciz kaldığı şey.
        
        
          
            nihayetsiz:
          
        
        
          sonsuz, sınırsız.
        
        
          
            nimet:
          
        
        
          lütuf, ihsan, bağış.
        
        
          
            perde-i gayp:
          
        
        
          gayp perdesi, gizli
        
        
          perde; insanların bilmeyip sadece
        
        
          Allah’ın bildiği gayp âlemdeki ma-
        
        
          nevî perde.
        
        
          
            seyahat:
          
        
        
          yolculuk.
        
        
          
            tarz:
          
        
        
          biçim, şekil, suret.
        
        
          
            tekellüm:
          
        
        
          söyleme, konuşma.
        
        
          
            tekellümen:
          
        
        
          konuşarak.
        
        
          
            zahir:
          
        
        
          açık, âşikar.
        
        
          
            zat:
          
        
        
          azamet ve ululuk sahibi olan.
        
        
          
            ziynet:
          
        
        
          süs, bezek.
        
        
          
            bilbedahe:
          
        
        
          açıktan, aşikâr ola-
        
        
          rak.
        
        
          
            fiilen:
          
        
        
          fiille, davranış ve hare-
        
        
          ketle.
        
        
          
            hadsiz:
          
        
        
          sınırsız, sonsuz.
        
        
          
            hâl:
          
        
        
          durum, vaziyet.
        
        
          
            hâlen:
          
        
        
          hareket ve davranış
        
        
          olarak.
        
        
          
            hesapsız:
          
        
        
          sınırsız, sonsuz.
        
        
          
            kavil:
          
        
        
          fiiliyata dökülmeyen,
        
        
          sözde kalan şey.
        
        
          
            kavlen:
          
        
        
          söz ile, sözlü olarak, fi-
        
        
          ilî olmayan.
        
        
          
            kemalât:
          
        
        
          faziletler, kemaller,
        
        
          olgunluklar, mükemmellikler.
        
        
          
            madem:
          
        
        
          ...den dolayı, böyle
        
        
          ise.
        
        
          
            maharet:
          
        
        
          mahirlik, ustalık.
        
        
          
            1.
          
        
        
          Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O öyle bir Vacibü’l-Vücud’dur ki, istidat ve mezhepleri-
        
        
          nin farklılığına rağmen, birbirleriyle tevafuk eden itikatları ve birbirleriyle tetabuk eden ka-
        
        
          naat ve yakînlerinin şahadetiyle, bütün münevver ve müstakim akıl sahiplerinin icmaı, Onun
        
        
          vahdet içindeki vücub-i vücuduna delâlet eder. Keza, birbirine mütebayin meslek ve meş-
        
        
          replerine rağmen birbirine tetabuk eden keşfiyat ve birbirine tevafuk eden müşadelerinin
        
        
          şahadetiyle, bütün selim ve nuranî kalp sahiplerinin ittifakı, Onun vahdet içindeki vücub-i
        
        
          vücuduna delâlet eder.