Birinci Mevkıfın Küçük Bir Zeyli
        
        
          Festemi ayet:
        
        
          
            (1)
          
        
        
          ...Én
        
        
          gÉs
        
        
          æs
        
        
          jn
        
        
          Rn
        
        
          h Én
        
        
          gÉn
        
        
          æ r
        
        
          «n
        
        
          æn
        
        
          H n
        
        
          ?r
        
        
          «`n
        
        
          c
        
        
          r
        
        
          º o
        
        
          ¡n
        
        
          b r
        
        
          ƒ n
        
        
          a p
        
        
          ABÉ n
        
        
          ª s
        
        
          °ùdG n
        
        
          ‹p
        
        
          G BGho
        
        
          ôo
        
        
          ¶r
        
        
          æn
        
        
          j r
        
        
          º n
        
        
          ? n
        
        
          an
        
        
          G
        
        
          ilâahirilayet.
        
        
          k
        
        
          án
        
        
          cn
        
        
          ôn
        
        
          M , m
        
        
          án
        
        
          fƒo
        
        
          µo
        
        
          °S
        
        
          p
        
        
          ‘ Ék
        
        
          Jƒo
        
        
          µ o
        
        
          °S …'
        
        
          ôn
        
        
          J n
        
        
          ?r
        
        
          «n
        
        
          c p
        
        
          ABÉ n
        
        
          ªs
        
        
          °ùdG p
        
        
          ¬r
        
        
          Ln
        
        
          h '
        
        
          ‹p
        
        
          G r
        
        
          ôo
        
        
          ¶r
        
        
          fG s
        
        
          ºo
        
        
          K
        
        
          p
        
        
          án
        
        
          ?r
        
        
          ?p
        
        
          ÿr
        
        
          G p
        
        
          ?Én
        
        
          ¶ p
        
        
          àr
        
        
          f p
        
        
          G n
        
        
          ™n
        
        
          e ,m
        
        
          án
        
        
          æj
        
        
          p
        
        
          R
        
        
          p
        
        
          ‘ Ék
        
        
          ªt
        
        
          °ùn
        
        
          Ñn
        
        
          J ,m
        
        
          án
        
        
          ªr
        
        
          °ûn
        
        
          M
        
        
          p
        
        
          ‘ k
        
        
          CÓo
        
        
          `` r
        
        
          Än
        
        
          ?n
        
        
          J , m
        
        
          án
        
        
          ªr
        
        
          µp
        
        
          M
        
        
          p
        
        
          ‘
        
        
          oD
        
        
          ƒo
        
        
          ?r
        
        
          Än
        
        
          ?n
        
        
          J Én
        
        
          ¡p
        
        
          MÉn
        
        
          Ñr
        
        
          °üp
        
        
          e o
        
        
          ?o
        
        
          ¡r
        
        
          ?n
        
        
          ¡n
        
        
          J Én
        
        
          ¡p
        
        
          LGn
        
        
          ôp
        
        
          °S o
        
        
          ™o
        
        
          °ûr
        
        
          ©n
        
        
          °ûn
        
        
          J .p
        
        
          án
        
        
          ©r
        
        
          æs
        
        
          °üdG p
        
        
          ¿Gn
        
        
          õu
        
        
          Jp
        
        
          G n
        
        
          ™n
        
        
          e
        
        
          
            (2)
          
        
        
          m
        
        
          ABÉ n
        
        
          ¡ p
        
        
          àr
        
        
          f p
        
        
          G n
        
        
          BÓp
        
        
          H k
        
        
          án
        
        
          æn
        
        
          £r
        
        
          ?n
        
        
          °S Én
        
        
          ¡ t
        
        
          ædG p
        
        
          ?r
        
        
          gn
        
        
          ’ p
        
        
          o
        
        
          øp
        
        
          ?r
        
        
          ©o
        
        
          J Én
        
        
          ¡p
        
        
          eƒo
        
        
          éo
        
        
          f
        
        
          ...Én
        
        
          gÉs
        
        
          æs
        
        
          jn
        
        
          Rn
        
        
          h Én
        
        
          gÉn
        
        
          ær
        
        
          «n
        
        
          æn
        
        
          H n
        
        
          ?r
        
        
          «n
        
        
          c r
        
        
          ºo
        
        
          ¡n
        
        
          br
        
        
          ƒn
        
        
          a p
        
        
          ABÉ n
        
        
          ªs
        
        
          °ùdG n
        
        
          ‹p
        
        
          G BGho
        
        
          ôo
        
        
          ¶r
        
        
          æn
        
        
          j r
        
        
          ºn
        
        
          ?n
        
        
          an
        
        
          G
        
        
          ilâahiri’l-ayet. Bu ayetin bir nevi tercümesi olan
        
        
          m
        
        
          án
        
        
          fƒ o
        
        
          µ° o
        
        
          S
        
        
          p
        
        
          ‘ Ék
        
        
          Jƒ o
        
        
          µ° o
        
        
          S …'
        
        
          ôn
        
        
          J n
        
        
          ? r
        
        
          «n
        
        
          c
        
        
          p
        
        
          ABÉ n
        
        
          ª s
        
        
          °ùdG p
        
        
          ¬ r
        
        
          Ln
        
        
          h '
        
        
          ‹p
        
        
          G r
        
        
          ô o
        
        
          ¶r
        
        
          fG s
        
        
          º o
        
        
          K
        
        
          tercümesidir:
        
        
          Yani, ayet-i kerîme, nazar-ı dikkati semanın ziynetli ve
        
        
          güzel yüzüne çeviriyor. tâ, dikkat-i nazar ile, semanın
        
        
          yüzünde fevkalâde sükûnet içinde bir sükûtu görüp, bir
        
        
          kadîr-i Mutlak’ın emir ve teshiriyle o vaziyeti aldığını
        
        
          anlasın. Yoksa, eğer başıboş olsa idiler, birbiri içinde o
        
        
          dehşetli hadsiz ecram, o gayet büyük küreler ve gayet
        
        
          sür’atli hareketleriyle öyle bir velveleyi çıkarmak lâzım idi
        
        
          ki, kâinatın kulağını sağır edecekti. Hem, öyle bir zelzele-i
        
        
          hercümerç içinde karışıklık olacaktı ki, kâinatı dağıtacaktı.
        
        
          Yirmi camus birbiri içinde hareket etse, ne kadar
        
        
          
            ayet:
          
        
        
          Kur’ân’ın her bir cümlesi.
        
        
          
            ayet-i kerîme:
          
        
        
          Kur’ân’ın ayeti.
        
        
          
            bina:
          
        
        
          yapı.
        
        
          
            camus:
          
        
        
          manda.
        
        
          
            dikkat-i nazar:
          
        
        
          inceden inceye
        
        
          düşünme ve bakma.
        
        
          
            ecram:
          
        
        
          gezegenler.
        
        
          
            festemi:
          
        
        
          dinleyin, işitin, manasın-
        
        
          da Arabca bir ifade.
        
        
          
            fevkalâde:
          
        
        
          olağanüstü.
        
        
          
            gayet:
          
        
        
          çok, son derece.
        
        
          
            hadsiz:
          
        
        
          sınırsız.
        
        
          
            haşmet:
          
        
        
          ihtişam, heybet, görkem,
        
        
          şaşaa.
        
        
          
            hikmet:
          
        
        
          her şeyin belirli gayelere
        
        
          yönelik olarak, manalı, faydalı ve
        
        
          tam yerli yerinde olması.
        
        
          
            intizam-i hilkat:
          
        
        
          yaratılıştaki dü-
        
        
          zen ve tertip.
        
        
          
            ittizan-ı sanat:
          
        
        
          ölçülü sanat.
        
        
          
            izah:
          
        
        
          açıklama yapma.
        
        
          
            Kadîr-i Mutlak:
          
        
        
          hiç bir kayıt ve
        
        
          şarta tâbi olmaksızın her şeye gü-
        
        
          cü yeten sonsuz kudret sahibi, Al-
        
        
          lah.
        
        
          
            kâinat:
          
        
        
          bütün âlemler, varlıklar.
        
        
          
            kandil:
          
        
        
          aydınlatma kabı.
        
        
          
            küre:
          
        
        
          yuvarlak.
        
        
          
            meal:
          
        
        
          anlam.
        
        
          
            nazar-i dikkat:
          
        
        
          dikkatli bakış.
        
        
          
            nev:
          
        
        
          çeşit.
        
        
          
            saltanat:
          
        
        
          sultanlık, hükümdarlık.
        
        
          
            sema:
          
        
        
          gökyüzü.
        
        
          
            sükûnet:
          
        
        
          durgunluk, sessizlik.
        
        
          
            sükût:
          
        
        
          susma, sessizlik.
        
        
          
            sür’at:
          
        
        
          hız.
        
        
          
            tebessüm:
          
        
        
          gülümseme.
        
        
          
            tefsir:
          
        
        
          Kur’ân’ın mana bakı-
        
        
          mından izahı.
        
        
          
            teshir:
          
        
        
          cezp etme, emri altına
        
        
          alma.
        
        
          
            vaziyet:
          
        
        
          durum.
        
        
          
            velvele:
          
        
        
          gürültü, patırtı.
        
        
          
            zelzele-i hercümerç:
          
        
        
          her şeyi
        
        
          allak bullak edip karıştıran yı-
        
        
          kıcı sarsıntı.
        
        
          
            zeyil:
          
        
        
          ek.
        
        
          
            ziynet:
          
        
        
          süs.
        
        
          BirinCi mevkIf / 32. sÖZ
        
        
          
            | 238 |
          
        
        
          
            i
          
        
        
          
            kinci
          
        
        
          
            H
          
        
        
          
            üccet
          
        
        
          
            -
          
        
        
          
            i
          
        
        
          
            i
          
        
        
          
            ManiYe
          
        
        
          
            AsA-yı MûsA
          
        
        
          
            1.
          
        
        
          Üstlerindeki göğe bakmazlar mı, onu nasıl bina edip süsledik… (Kaf Suresi: 6.)
        
        
          
            2.
          
        
        
          Bu parça, ayetin Üstat tarafından yapılmış Arapça tefsiri olup, izahı altında yapılmıştır. Özet
        
        
          meali ise şöyledir:
        
        
          Sonra göğün yüzüne bak, nasıl sükûnet içerisinde bir sessizlik, hikmet içerisinde bir ha-
        
        
          reket, haşmet içerisinde bir parıldama, ziynet içerisinde bir tebessüm göreceksin. Bunlar
        
        
          intizam-ı hilkat, ittizan-ı sanat ile beraber olmaktadır. Kandilinin parlaması, lâmbasının ışık
        
        
          vermesi, yıldızlarının parıldamaları akıl sahiplerine sonsuz bir saltanatın varlığını ilân eder.