ş
          
        
        
          
            aHıs
          
        
        
          
            B
          
        
        
          
            ilGileRi
          
        
        
          
            | 450 | AsA-yı MûsA
          
        
        
          karargâhına döndü. Hastalanınca oğullarını toplayarak vasiyette bulundu. Bu vasiyete göre; kendisinden
        
        
          sonra Ögedey kağan olacak, Çağatay yasa işlerinden sorumlu olacak, Tuluy’da ordu kumandanlığını
        
        
          yapacaktı. 1227 yılında öldü ve Moğolistan’ın kuzeydoğusundaki Burhan Haldun denilen yere gömüldü.
        
        
          
            CEyLÂN:
          
        
        
          Ceylan Çalışkan 1929’da Emirdağ’da doğdu. Babası Üstadın “Çalışkanlar Hanedanı” olarak
        
        
          andığı Mehmet Çalışkan’dır. Üstat 1944 yılında Emirdağ’a geldiğinde bütün Çalışkan ailesi kendisine
        
        
          hizmete koştu. Ceylân Çalışkan çok küçük yaşlarda Üstada hem manevî bir evlât, hem de bir talebe
        
        
          oldu. Üstatla beraber 1948 yılında Afyon hapsine girdi. Üstat, Ceylân Çalışkan için övgülerle
        
        
          bahsetmektedir. Onun için, “Ceylân kabiliyetli bir genç. Dünya işini de yapar, ahiret işini de. Fakat onu
        
        
          dünyaya vermeyeceğim” diyen Bediüzzaman bir gün ona, “Ceylân, senin hayatın uhrevîdir. Eğer dünyevî
        
        
          olsa pek azdır!” demiştir. Ceylân Çalışkan 1963 yılında 34 yaşında İstanbul’da trafik kazası sonucu vefat
        
        
          etmiştir.
        
        
          
            – D –
          
        
        
          
            DAVUD (
          
        
        
          AS
        
        
          
            ):
          
        
        
          Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçen, İsrailoğullarına gönderilen ve kendisine kutsal kitapların
        
        
          ikincisi olan Zebur verilen peygamberdir. Zebur Hz. Davud’a (
        
        
          AS
        
        
          ) İbrani diliyle, Ramazan ayında
        
        
          indirilmiştir. 150 sureden ibaret olup, içinde haram ve helâl gibi ahkâma dair meseleler yoktur. Daha
        
        
          çok tesbih, tehlil, zikir, nasihat ve öğütlerden ibarettir. Hz. Davut (
        
        
          AS
        
        
          ) aynı zamanda İsrailoğullarının
        
        
          devlet başkanıydı. Kendi zamanında Kudüs’ü başşehir yapmış ve iktidarı merkezîleştirmiştir. Hz. Davud
        
        
          (
        
        
          AS
        
        
          ) nübüvvet ve saltanatı şahsında birleştiren ilk peygamber olmuştur. Hz. Davud (
        
        
          AS
        
        
          ) zamanında
        
        
          İsrailoğullarının hükümranlığı Fırat Nehrinden Kızıldeniz kıyılarına kadar yayılmıştır. Devleti yönetirken
        
        
          adaleti öncelikle kendisi icra etmiştir ve davalara bizzat bakarak neticelendirmiştir. Hz. Davud (
        
        
          AS
        
        
          ) Hz.
        
        
          Süleyman’ın (
        
        
          AS
        
        
          ) babasıdır. Hz. Davud’a (
        
        
          AS
        
        
          ) mu’cize olarak eliyle demiri hamur gibi yumuşatıp
        
        
          şekillendirmek özelliği verilmiştir. Bununla birlikte Hz. Davud, (
        
        
          AS
        
        
          ) kendisine ihsan edilen güzel ve etkili
        
        
          sesiyle de bilinmektedir. O, Zebur-ı Şerif’i okurken bütün mahlûkatın onunla birlikte Cenab-ı Hakkı
        
        
          tesbihe başlayacak derecede kendinden geçtiği rivayetler arasındadır. Hz. Davud’un (
        
        
          AS
        
        
          ) m.ö.1010
        
        
          tarihinde vefat ettiği nakledilir. Kendisinden sonra maddî ve manevî saltanatını, oğlu olan Hz. Süleyman
        
        
          (
        
        
          AS
        
        
          ) devam ettirmiştir.
        
        
          
            – E –
          
        
        
          
            EFLÂTUN (ö. M.ö. 347):
          
        
        
          İslâm felsefesi üzerinde önemli etkileri olan İlk Çağ Yunan filozoflarından
        
        
          biridir. Kendisine omzunun veya alnının genişliğinden dolayı Platon denmiş ve tarih boyunca hep bu
        
        
          adla anılmıştır. Arapçada “p” sessizinin bulunmaması ve yan yana iki sessiz harfin telâffuzundaki güçlük
        
        
          sebebiyle adı, İslâmî literatürde Felâtun veya daha yaygın olan Eflâtun şeklini almıştır. Hocası Sokrat’ın
        
        
          demokrasi adına idam edilmesinin ıztırabını yaşayan Eflâtun’un felsefesini, bu sebeple sosyal düzen
        
        
          ve insanın saadeti meseleleri teşkil eder. Eflâtun’un en önemli hocası Sokrat olmakla beraber, Kritilos,
        
        
          Timaios, Arkitas, şair Homeros ve Hesiodos gibi şahsiyetler onun fikir ve ilham kaynaklarından
        
        
          bazılarıdır. Tarihe “Akademi” olarak geçen okulun da kurucusu olan Eflâtun’un en ünlü talebesi
        
        
          Aristo’dur. Eflâtun m.ö. 347 yılında, seksen yaşlarında iken ölmüş ve Akademi’nin bahçesine
        
        
          defnedilmiştir. Eserleri: Devlet, Devlet Adamı ve Kanunlar.
        
        
          
            EyÜP (
          
        
        
          AS
        
        
          
            ):
          
        
        
          Kur’ân-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerdendir. Hz. Eyüp,  rivayetlere göre baba
        
        
          tarafından Hz. İshak’ın, anne tarafından Hz. Lut’un soyundandır. Cenab-ı Hak, onu musibet ve belâlara
        
        
          karşı, sabır ve teslimiyette insanlara örnek göstermek için, büyük bir imtihana tâbi tutmuştur. O ise
        
        
          çektiği sıkıntı ve hastalığa halis bir kulluk ve Allah’ın hediyesi nazarıyla bakmış, sabır içinde şükretmiş
        
        
          ve bir sabır timsali olarak insanlık tarihine geçmiştir. Hz. Eyüp’e kavminden üç veya yedi kişinin iman
        
        
          ettiği ve kendisinin 93 veya 140 yaşlarında vefat ettiği rivayet edilmiştir.