Mektubat - page 579

YirmiSekizinciMektup
ŞuMektupSekizMeseledir.
Birinci Risale olan Birinci Mesele
(1)
n
¿
ho
ôo
Ñr
©n
J Én
jr
D
h t
ô?p
d r
ºo
àr
æ`o
c r¿
p
G @
W
S
ANİyEN
:
üç sene evvel benimle görüştükten üç gün
sonra tabiri çıkmış, tevili tezahür etmiş eski bir rüyanızın,
şimdi tabirini istiyorsunuz. Şimdilik o güzel, mübarek
müjdeli rüya, mürur-i zamana uğramış. Manasını göster-
miş olan o rüyaya karşı böyle desem hakkım yok mu?
(2)
rônÑnN rºnjƒo
c
?
p
e p¢ùrªn°TrRnG rº°nùrªn°T p?nÓoZ røne rºnà°rSnôn> rÖn°T ¬nf rºnÑ°nT ¬nf
(3)
âr°SGnóoN p¿Énà°rSƒoH p¿Énjhoôr¡nep¢ùrµnY râ°rSÉn«pdrhnG p?GnO ¬pc?
p
Jn’Én«nNr¿BG
evet kardeşim, seninle mahz-ı hakikat dersini müzake-
reye alışmışız. Hayalâtlara karşı kapısı açık olan rüyaları
tahkikî bir surette mevzuubahis etmek, tahkik mesleğine
tam uygun gelmediğinden, o cüz’î hâdise-i nevmiye mü-
nasebetiyle, mevtin küçük bir kardeşi olan nevme
(4)
ait
ilmî ve düsturî olarak altı nükte-i hakikati, ayat-ı kur’âni-
yenin işaret ettiği vecihte beyan edeceğiz. Yedincisinde,
senin rüyana kısa bir tabir verilecek.
ait:
ilgili.
akis:
yansıma.
ayat-ı kur’âniye:
Kur’ân’ın ayet-
leri.
beyan:
açıklama, anlatma, izah.
cüz’î:
küçük.
düsturî:
kaideli, prensipli.
evliya:
velîler, Allah dostları.
evvel:
önce.
geceperest:
geceye tapan, gece-
yi seven.
hadim:
hizmetçi, hizmet eden.
hâdise-i nevmiye:
uyku ile ilgili
hâdise, rüya olayı.
hakikat:
gerçek.
hayalât:
hayaller.
‹lâhî:
Allah’la ilgili, Cenab-ı Hakka
dair.
ilmî:
ilimle ilgili, bilimsel.
mahz-ı hakikat:
gerçeğin aslı,
gerçeğin kendisi.
mana:
anlam.
mevt:
ölüm, vefat.
mevzuubahis etmek:
söz konu-
su etmek, hakkında konuşmak.
mübarek:
hayırlı, uğurlu
müjde:
sevindirici haber.
münasebet:
ilgi, alâka, vesile.
mürur-i zaman:
zaman aşımı.
müzakere:
karşılıklı fikir söyle-
me, danışma, görüşme.
nevm:
uyku.
nükte-i hakikat:
gerçeği, doğru-
luğu ifade eden ince ve zarif söz-
ler.
Rahîm:
acıyan, koruyan, şefkat
ve merhamet eden Allah.
Rahman:
ister mü’min, ister kâfir;
ister iyi isterse kötü olsun; rah-
meti bütün herkese yayılan ve
bütün yaratılmışların rızıklarını ve
geçim şekillerini içine alan rah-
metin sahibi Allah.
risale:
belli bir konuda yazılmış
küçük kitap.
saniyen:
ikincisi.
suret:
tarz, biçim.
tabir:
yorum, söz.
tahkik:
doğru olup olmadığını
araştırma.
tahkikî:
araştırma, inceleme ile
ilgili.
tevil:
sözün ilk bakışta beliren
anlamını değil de, ihtimal dahilin-
de bulunan diğer anlamlarını ala-
rak yorumlama, ince yorum.
tezahür:
ortaya çıkma.
vecih:
şekil.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. • Eğer rüya tabirini biliyorsanız… (Yusuf Suresi: 43.)
2.
Ben ne geceyim, ne de geceperestim. Ben bir hakikat güneşinin hadimiyim ki, ondan size
haber getiriyorum. (‹mam-ı Rabbanî, Mektubat, 1:124, 130. Mektup.)
3.
O hayaller ki, evliyanın tuzağı, ‹lâhî bahçelerin ay yüzlü güzellerinin akisleridir. (Mevlâna
Celâleddin-i Rumî.)
4.
Deylemî, Müsnedü'l-Firdevs, 4:309; Heysemî, Mecmau'z-Zevaid, 10:415.
?
YirmiSekizinciMektu-
bun bir kısmı 1931’de,
bir kısmı da 1933’te
Barla’da Türkçe olarak
telif edilmiştir.
Mektubat | 579 |
Y
irmi
S
ekizinci
m
ekTup
1...,569,570,571,572,573,574,575,576,577,578 580,581,582,583,584,585,586,587,588,589,...1086
Powered by FlippingBook