Sözler - page 491

»/
æn
H n
ôp
°TÉn
©n
e o
ør
ë
n
f
Én
fp
óu
«°n
S , p
?n
ªr
Ln
’r
G p
øn
°ùr
Mn
’r
G p
?É n
¶u
ædG Gn
ò'
¡p
H p
øj
u
ódG Gn
ò'
g
$G p
ór
Ñn
Y o
ør
Ho
ós
ªn
ëo
e ,n
Ú/
æp
er
D
ƒo
Ÿr
G n
ôp
°T'
É©n
e o
ør
ën
f p
¿Én
Á/
’r
G n
‹p
G Én
æj/
ór
¡n
en
h n
?n
O'
G
p
ân
eGn
OÉn
e p
äÉn
ª«/
?r
°ùs
àdG t
ºn
Jn
Gn
h p
äGn
ƒn
?s
°üdG o
?n
°†r
an
G p
¬r
«n
?n
Y p
Öp
?s
£o
ªr
dG p
ór
Ñn
Y p
ør
H
n
¥s
ón
°üo
ªr
dG n
¥p
OÉs
°üdG n
óp
gÉs
°ûdG n
?p
d '
P s
¿p
Én
a @ o
äGn
ƒ'
ªs
°ùdGn
h o
¢Vr
Qn
’r
G
n
?r
?n
N p
ôn
°û n
Ñ r
dG p
?Én
« r
Ln
’p
Ék
ª u
?n
©o
en
h ,Ék
jp
OÉn
æo
e p
OÉn
¡r
°Tn
’r
G p
¢Sho
D
ho
Q '
¤n
Y o
ón
¡r
°ûn
j
/
¬p
às
ju
óp
L p
án
jÉn
¨p
Hn
h /
¬p
Js
ƒo
b p
™«/
ªn
ép
H Év
jp
ƒ r
?o
Y k
AGn
óp
f ,p
QÉn
£r
bn
’r
Gn
h p
QÉn
°ür
Yn
’r
G
o
ón
¡r
°Tn
G { /
¬p
fÉn
Á/
G p
?Én
ªn
µp
Hn
h /
¬p
fÉn
ær
Äp
ª r
Wp
G p
Is
ƒo
?p
Hn
h /
¬p
bƒo
Ko
h p
án
jÉn
¡p
æp
Hn
h
1
.z o
¬n
d n
?j/
ôn
°T n
’ o
?n
ór
Mn
h *G s
’p
G n
¬ '
dp
G n
’ r
¿n
G
Güneßler Kuvvetinde On ‹kinci Lem’a
fiu Yirmi ‹kinci Sözün On ‹kinci Lem’as›, öyle bir
bahr-i hakaiktir ki, bütün Yirmi ‹ki Söz ancak onun yir-
mi iki katresi; ve öyle bir menba-› envard›r ki, flu Yirmi
‹ki Söz, o güneflten ancak yirmi iki lem’as›d›r. Evet o yir-
mi iki adet Sözlerin her birisi, sema-i Kur’ân’da parlayan
bir tek necm-i ayetin bir lem’as› ve bahr-i Furkan’dan
akan bir ayetin ›rma¤›ndan tek bir katresi ve bir kenz-i
azam-› Kitabullahta her biri bir sandukça-i cevahir olan
ayetlerin bir tek ayetinin bir tek incisidir. ‹flte On Doku-
zuncu Sözün On Dördüncü Reflhas›nda bir nebze tarif
edilen o Kelâmullah, ‹sm-i Azamdan, Arfl-› Azamdan,
rububiyetin tecelli-i azam›ndan nüzul edip, ezeli ebede
SÖZLER | 491
Y
‹RM‹
K‹NC‹
S
ÖZ
din:
Allah taraf›ndan belirlenen
ve peygamberler vas›tas›yla in-
sanlara tebli¤ edilen, insanlara
dünya ve ahirette saadet yollar›-
n› gösteren sistem.
ebed:
sonsuzluk, daimîlik.
ezel:
bafllang›c›, öncesi olmama.
gayet:
son derece.
iman:
inanma.
‹sm-i Azam:
Cenab-› Hakk›n bin
bir isminden en büyük ve mana-
ca di¤er isimleri kuflatm›fl olan›.
kâinat:
yarat›lm›fl olan fleylerin
tamam›.
katre:
damla.
Kelâmullah:
Allah’›n kelâm›,
Kur’ân-› Kerîm.
kemal-i iman:
iman›n mükem-
melli¤i.
kenz-i azam-› Kitabullah:
Al-
lah’›n kitab›n›n büyük hazinesi.
Kitabullah:
Allah’›n kitab›,
Kur’ân-› Kerîm.
kuvvet-i itminan:
iman kuvveti.
k›t’a:
yer yüzündeki yedi büyük
kara parças›ndan her biri.
lem’a:
par›lt›.
menba-› envar:
nurlar›n kayna¤›.
Muhammed:
Peygamberimiz.
mükemmel:
kusursuz; olgun.
mü’min:
iman eden.
nebze:
bir parça.
necm-i ayet:
ayetin y›ld›z›.
nida:
seslenme.
nihayetsiz:
sonsuz.
nizam:
düzen.
nüzul:
inme.
rububiyet:
Cenab-› Hakk›n, var-
l›klar›n ihtiyaçlar›n› gidermesi, on-
lar› yetifltirmesi, terbiyesi, sevk
ve idare etmesi.
salât:
Peygamberimize dua.
salâvat:
Peygamberimize rahmet
ve esenlik dileme.
sandukça-i cevahir:
cevherler
sand›¤›.
seda:
ses.
selâm:
selâmet, esenlik.
sema-i Kur’ân:
Kur’ân semas›.
flahadet:
flahitlik, tan›kl›k.
flahid-i sad›k:
do¤ru sözlü flahit.
fleriat:
‹lâhî kanunlar; ‹slâmiyet.
flerik:
ortak.
tanzim:
düzenleme, tertipleme.
tarif:
tan›tma.
tasdik:
onaylama.
tecelli-i azam:
en büyük tecelli,
görünüm.
ulvî:
yüce, yüksek.
Zat:
Allah.
Abdullah:
Hz. Muhammed’in
babas›.
Abdülmuttalip:
Hz. Muham-
med’in dedesi.
Arfl-› Azam:
Allah’›n kudret
ve saltanat›n›n en büyük da-
iresi.
as›r:
yüzy›l.
ayet:
Kur’ân’›n her bir cümle-
si.
bahr-i Furkan:
hak ile bat›l›
ay›ran Kur’ân denizi.
bahr-i hakaik:
apaç›k haki-
katler denizi.
ciddiyet:
ciddîlik.
1.
Evet, kâinat› bu eksiksiz nizam ile tanzim eden Zatt›r ki, bu dini, bu en güzel ve mükem-
mel nizam›yla ortaya koymufltur. Biz insanlar›n efendisi ve biz mü’minlere iman yolunu gös-
teren, Abdullah bin Abdülmuttalip o¤lu Muhammed’e salât eyle. Ona yer ve gökler durduk-
ça en üstün salâvatlar ve en mükemmel selâmlar olsun. ‹flte, bu gördü¤ünü önce kendisi tas-
dik eden flahid-i sad›k flahitlerin huzurunda, as›rlar›n ve k›t’alar›n gerisinden bütün kuvvetiy-
le gayet ciddiyetiyle, nihayetsiz güveniyle, kuvvet-i itminan›yla ve kemal-i iman›yla, ulvî bir
seda ile flöyle nida edip bildiriyor: “Allah’tan baflka hiçbir ilâh bulunmad›¤›na flahadet ederim.
O tektir ve Onun hiçbir fleriki yoktur.”
n
1...,481,482,483,484,485,486,487,488,489,490 492,493,494,495,496,497,498,499,500,501,...1482
Powered by FlippingBook