Sözler - page 489

Güneßler Kuvvetinde On Birinci Lem’a:
On Dokuzuncu Sözde tarif edilen kitab-› kebirin ayet-i
kübras› ve o Kur’ân-› kebirdeki ‹sm-i Azam› ve o flecere-i
kâinat›n çekirde¤i ve en münevver meyvesi ve o saray-›
âlemin günefli ve âlem-i ‹slâmiyetin bedr-i münevveri ve
rububiyet-i ‹lâhiyenin dellâl-› saltanat› ve t›ls›m-› kâinat›n
keflflaf-› zîhikmeti olan Seyyidimiz Muhammedü’l-Emin
Aleyhissalâtü Vesselâm, bütün enbiyay› sâyesi alt›na alan
risalet cenah› ve bütün âlem-i ‹slâm› himayesine alan ‹s-
lâmiyet cenahlar›yla, hakikatin tabakat›nda uçan ve bü-
tün enbiya ve mürselîni, bütün evliya ve s›dd›kîni ve bü-
tün asfiya ve muhakkikîni arkas›na al›p, bütün kuvvetiy-
le vahdaniyeti gösterip, arfl-› ehadiyete yol aç›p gösterdi-
¤i iman-› billâh ve ispat etti¤i vahdaniyet-i ‹lâhiyeye hiç
vehim ve flüphenin haddi var m› ki, kapatabilsin ve per-
de olabilsin?
Madem On Dokuzuncu Sözde ve On Dokuzuncu
Mektupta o bürhan-› kàt››n âbülhayat-› marifetinden On
Dört Reflha ve On Dokuz ‹flarat ile o zat-› mu’ciznüma-
n›n enva-› mu’cizat›yla beraber, icmalen bir derece tarif
ve beyan etmifliz; flurada flu iflaret ile iktifa edip, o vah-
daniyetin bürhan-› kàt››n› tezkiye eden ve s›dk›na flaha-
det eden esasata iflaret suretinde bir salâvat-› flerife ile
hatmederiz:
SÖZLER | 489
Y
‹RM‹
‹
K‹NC‹
S
ÖZ
enbiya:
peygamberler.
enva-i mu’cizat:
mu’cizelerin çe-
flitleri.
esasat:
esas ve temel özellikler.
evliya:
Allah dostlar›.
haddi:
gücü.
hakikat:
gerçek.
hatmetme:
bitirme.
himaye:
koruma.
icmal:
k›saca, özet olarak.
iktifa:
yeterli bulma.
iman-› billâh:
Allah’a iman.
‹sm-i Azam:
Cenab-› Hakk›n bin
bir isminden en büyük ve mana-
ca di¤er isimleri kuflatm›fl olan›.
iflarat:
iflaretler.
keflflaf-› zîhikmet:
hikmet sahibi
keflfedici, aç›c›.
kitab-› kebir:
büyük kitap; kâ-
inat.
Kur’ân-› Kebir:
büyük Kur’ân-›
Kerîm; kâinat.
lem’a:
par›lt›.
muhakkikîn:
hakikati bulup
meydana ç›karanlar.
Muhammedü’l-Emin:
güvenilir
Muhammed.
münevver:
nurlanm›fl.
mürselîn:
peygamberler.
reflha:
s›z›nt›, damla.
risalet:
elçilik, peygamberlik.
rububiyet-i ‹lâhiye:
Allah’›n, var-
l›klar› yarat›p ihtiyaçlar›n› verme-
si, onlar› yetifltirmesi ve idare et-
mesi.
salâvat-› flerife:
Peygamber
Efendimiz için yap›lan rahmet du-
as›.
saray-› âlem:
âlem saray›.
sâye:
gölge.
Seyyid:
Efendimiz Hz. Muham-
med.
suret:
flekil, biçim.
s›dd›kîn:
do¤ru sözlü olanlar.
s›dk:
do¤ruluk.
flahadet:
flahitlik, tan›kl›k.
flecere-i kâinat:
kâinat a¤ac›.
flüphe:
kuflku.
tabakat:
tabakalar.
tarif:
tan›tma.
tezkiye:
temize ç›karma,.
t›ls›m-› kâinat:
kâinat›n gizli s›rr›.
vahdaniyet:
Allah’›n birli¤i ve
varl›¤›.
vahdaniyet-i ‹lâhiye:
Allah’›n bir
ve tek olmas›.
vehim:
zan, flüphe.
zat-› mu’ciznüma:
mu’cize gös-
teren zat.
âbülhayat-› marifet:
Allah’›
tan›ma ve bilmeyi sa¤layan ,
bilgi verici kaynak
âlem-i ‹slâm:
‹slâm dünyas›.
âlem-i ‹slâmiyet:
‹slâm dün-
yas›.
Arfl-› Ehadiyet:
Cenab-› Al-
lah’›n tekli¤inin en azamî
mertebede tezahür etti¤i ma-
kam.
asfiya:
Hz. Peygamberin vâri-
si hükmünde, onun meslek
ve gayelerini hayata geçirme-
ye ve tatbike çal›flan âlim zat-
lar.
ayet-i kübra:
en büyük delil.
bedr-i münevver:
nurlanm›fl
dolunay.
beyan:
aç›klama.
bürhan-› kàt›:
en sa¤lam, en
kesin delil.
cenah:
kanat, taraf.
dellâl-› saltanat:
saltanat›n
ilânc›s›.
1...,479,480,481,482,483,484,485,486,487,488 490,491,492,493,494,495,496,497,498,499,...1482
Powered by FlippingBook